Bankacılığın Bilinmeyen Yüzü
Bankacılık Kavramı | Avantajlar ve Ayrıcalıklar | Güzelliklerin Ardındaki Gerçekler |
---|---|---|
Bankaların görevli, yetkili ve yöneticilerine verilen genel ad. | Çalışanlara özel sağlık sigortası, mağaza indirimleri, ve yüksek sosyal statü. | Yoğun hedefler, müşteri baskısı ve uzun çalışma saatleri. |
Üniversite veya ön lisans mezunu olan herkes bu sektörde çalışabilir. | Stresli olsa da, çoğu banka personeli, finansal rahatlık ve sosyal ayrıcalıkların cazibesine kapılır. | Çoğu kişi bankacı olma rüyasını yaşarken, mesleğin gerçek yüzünü anlamak zaman alır. |
Aynı zamanda bir bankacı ayrıca iyi bir pazarlamacı ve müşteri temsilcisi olmalıdır. | Çalışanların yabancı dilleri varsa ve dil sınavlarından geçer not alabildiyse, bankalar dil tazminatı verir. | Çalışanlar genellikle yoğun iş yükü, zorlu hedefler ve bir banka görevlisi olarak toplumun önyargılarıyla mücadele etmek zorunda kalır. |
Bankalarda eğitim, sürekli gelişim ve öğrenme unsurlarını temsil eder. | Bankalar, personellerine eğitim olanakları sunarlar. | Ancak yoğun iş yükü, eğitim programlarını takip etmeyi zor hale getirebilir. |
Bankacı olabilmek için bankaların mülakat süreçlarından başarıyla geçmek gereklidir. | Başarılı bir mülakat sürecinin ardından, bankalar başarılı adaylara iş teklifinde bulunur. | Mülakat süreci oldukça stresli olabilir ve başvuru sahiplerinin büyük çoğunluğu iş teklifi almayabilir. |
Bankacılık sektörü, genellikle itibarlı ve cazibeli olarak görülür. | Bankalar genellikle personellerine konforlu çalışma ortamları sunarlar ve işyerinde ilgi çekici aktiviteler düzenlerler. | Bankalar ayrıca personellerine yönelik yoğun ve stresli bir iş ortamı da sunabilir. |
Çoğu banka, çalışanlarının kariyer gelişimini ve ilerlemesini destekler. | İşe alındıktan sonra, çalışanlara çeşitli kariyer fırsatları ve eğitimler sunulur. | Bu olanaklar genellikle yüksek performans beklentileri ve yoğun iş yükü ile dengelenir. |
Bankacılar genellikle saygın ve profesyonel olarak görülür. | Bankacılık sektöründe çalışmak, genellikle mükemmel fırsatlar ve sosyal güvence sunar. | Bankacılar ayrıca zaman zaman müşterilerin önyargıları ve beklentileriyle mücadele etmek zorunda kalır. |
Bankacılar genellikle bilgi ve hizmet sunma konusunda yeteneklidirler. | Bankacılık sektörü, büyüme, öğrenme ve yüksek gelir elde etme fırsatları sunar. | Aynı zamanda zamanla, yoğun iş yükü sebebiyle zorlu hale gelebilir. |
Bankacılığın, toplumun geneli için tüketicinin gücünü temsil ettiği düşünülür. | İşe alım sürecinde başarılı olanlar, genellikle yüksek standartlarda yaşama ve çalışma fırsatı bulur. | Ancak, bu genellikle yüksek stres seviyeleri ve büyük bir iş yükü ile dengelenir. |
bankacılık gerçekten stresli midir sorusunu cevaplamadan önce bankacı nedir? nasıl olunur? ona bi bakalım. bankacı; bankalarda çalışan görevli, yetkili, yöneticilerin tamamına denir. Türkçede “cı-ci” eki genelde bir ürünü pazarlayan, satan anlamı taşıyan meslek grubunu anlatmak için kullanılsa da buradaki gibi tuhaf kullanımları da karşımıza çıkıyor. Ama biz yine de kullanmaktan gocunmuyoruz.
Peki, nasıl bankacı olunur? Bankalar üniversitelerin 4 yıllık örgün öğretim veren Vırt Fakültelerinin Zırt Bölümlerinden personel ihtiyacını karşılar demeyeceğim. Çünkü bankalar her bölümden personel alabilirler. Yeter ki üniversite mezunu olsun hatta 4 yıllık olması da şart değil, ön lisans mezunu iseniz üzülmeyin, sizin de şansınız var. Eşim ön lisans mezunu bir bankacı ve şu an dördüncü bankasında görev yapıyor. Bankacı olmak için iyi bir pazarlamacı olduğunuzu mülakat sırasında giren görüşmecilere göstermeniz yeterli olacaktır.
Bankacılığın JanJanlı Çekici Halleri
Bankacılık hayali kuran genç arkadaşlarımın en çok ilgisini çeken şey bankacılığın toplum nazarında itibarlı görünüşü olsa gerek. Bankalar, dünyanın en çok tv izlenen ülkesinde bas bas reklamlar vererek sürekli göz önünde olmayı, güçlü görünmeyi başarmışlardır. Haliyle tüm toplumun tanıdığı, itibar ettiği bir kurumda çalışmak cezbedici olabilir.
Bizim gibi tv karşısında büyüyüp milyoner pop yıldızı olacağını sanan bir nesil için bu meslek mensuplarının kılık kıyafetleri ve kendinden emin özgüvenli tarzları da ilgimizi çekti. Bu da bankacılığın çekici bir meslek olmasındaki bir diğer unsur oldu. Yani Orhan Baba’nın da “Bence sen de haklısın” dediği gibi biz de bu janjanlı havalara kanmakta sonuna kadar haklıyız.
Şimdi hakkını da yemeyelim bankalar personellerine ayrıcalıklı sosyal haklar da tanır. İstisnasız tüm bankalar çalışanlarına özel sağlık sigortası yaptırır. Amaaan ben çok hasta olmam deyip geçmeyin özel hastanelerde sıra beklemeden, ücret ödemeden, tedavinizi, ameliyatınızı ve doğumunuzu yaptırmanın keyfi paha biçilemez. Ayrıca birçok ulusal ve uluslar arası mağazalarda size özel indirimler yapılır.
Müdürlük seviyesine geldiyseniz banka maaşınızın yanında, kiranızı öder, çocuğunuzun okul masraflarını karşılar ve altınıza araba çekip yakıtını doldurur. Eğer bir yabancı diliniz varsa ve kabul edilen sınavlardan (toefl, toeic, ielts vs) geçer not alabildiyseniz, turistik yerleşimlerdeki şubeler hariç hiç bi yerde ihtiyacınız olmayacak dilden bir de her ay dil tazminatı alırsınız.
Banka eğitimleri her bankacının rüyasıdır. Bankalar personellerini zırt pırt eğitimlere gönderir. Eğer Anadolu’da bankacılık yapıyorsanız on numara bir tatil fırsatıdır eğitimler. Genellikle bu kurslar İstanbul’da olur ve kurum sizin cebinize günlük 150 TL civarında bir harcırah koyar. 1 haftalık eğitim geldiğinde modunuz anında vur patlasın çal oynasın olur.
Bankacı Olduk! Dışı Sizi İçi Bizi Yakar mı?
Artık bu soruya yakar mı? Kavurur mu? Diyeyim bilemedim. Okulu bitirdiniz, sınavlara mülakatlara girdiniz, ohh çok şükür işe alındınız artık bankacısınız. Giydiniz tiril tiril sıfır kilometre takımı şubeye girdiniz. Belki ilk bikaç hafta nereye düştüğünüzü anlamayabilirsiniz. “Artık sen işi öğrendin” cümlesini duyduğunuz anda geçmiş olsun an itibariyle alarmlar sizin için çalmaya başladı.
Altından kalkamayacağınız hedeflerin sorumluluğu size verilecek. Birkaç ürün için yoğun gündem yapılacak siz de dolayısıyla o ürünleri satacağım diye çabalayacaksınız. Bir iki ürünün hedefini tutturduğunuzda milli piyangonun yılbaşı ikramiyesini tutturmuş gibi sevineceksiniz ama elinize bişey geçmeyecek. Dönem sonu geldiğinde hiç gündem yapılmayan üründen sorguya çekilceksiniz. Bir gün önce banka içi maillerde efsane diye anlatılırken ertesi gün küçük emraha döneceksiniz.
Basın kuruluşları, insanları bankalara karşı sürekli doldurur. Dolandırıldığını hisseden müşteriler de bunun acısını bankanın sahibi sandıkları personellerden çıkarır. Maalesef bu çok sık meydana gelir. Cahil müşterilere laf anlatamazsınız hakarete uğrar ve susmak zorunda kalırsınız.
İnsanlar şube kapıları kapandığında mesainizin bittiğini sanırlar. Halbuki o mesai imam minareye çıkıp yatsı ezanı okumaya başlamadan bitmez. Hele bir de teftiş geldiyse bazı geceler yatıya kaldınız hayırlı olsun. Ticari pazarlamada görevliyseniz zaten haftasonu tatili diye bir şey söz konusu değildir. Devletin verdiği haftasonu tatilini kullanmak için müdürünüzden izin istersiniz.
Yıllık izinler yılda 3 hafta olur ve 2 haftasını yaz aylarında verirler (inşallah). Mutlaka yıllık izninizde telefonunuzu suya düşürün, rüşvet çetesi tarafından kaçırılmış olun ya da telefonunuzun çekmeyeceğini düşündürten bir yere gidin mesela safari fikrini ciddi ciddi düşünün. Neden mi? Siz şezlongta yağlanıp yatarken mis gibi keyif yaparken telefonunuz çalacak, aa bi de ne göresiniz arayan şube müdürünüz. Hayırdır inşallah diyip telefonu açtıktan sonra size sadece bir “alo” deme şansı sunulacak. Gerisi malum falanca müşterinin falanca acil işi başka birinin bilmem ne kredisinin taahhüdünün bitmesi başka bir müşterinin çekinin senedinin dönüp de sizin verdiğiniz kredinin riskinin artması gibi abuk sabuk bahanelerle şubenize geri çağırılacaksınız. Güzelim tatiliniz yarım kalacak, otele ya da tur şirketine verdiğiniz paralar yanacak ve size falanca zamanda iznine devam edersin gibi hiç yerine getirilemeyecek sözler verilecek.
Bankacılığı hep şubeci dilinden anlattım çünkü benim tecrübelerim de hep banka şubeciliği üzerine. Şubecilerin bir başka isyanı da genel müdürlük çalışanları tarafından hor görülmeleridir. Genel müdürlük personelleri yüksek katlı plazalarda çalışır ve şubeleri avam tabakası olarak görür. Haklı da bir tarafları yok değil hani. Genel müdürlüğe girdiğinizde Amsterdam’da bir ajansa girdiğinizi hissedersiniz. Buradakiler bizim gibi fanilerle aynı havayı mı soluyor diye düşünürsünüz.
Bankalardan bekar bayanlara müjde: her bekar bayan banka veznesinde yüzük takabilir, yüzde yüz garantili evlendirme programıdır bankacılık. Şube teyzelerimiz vardır bunların mutlaka evlenmek isteyen bir yeğeni, oğlu, komşusu vardır. Belki inanmazsınız ama teyzelerden o kadar çok Güzin abla çıkıyor ki şaşarsınız. Vezneye yeni bir bayan geldiğinde diğer çalışanlar günlük evlilik teklifi çeteresi tutarlar.
Bankacılığın Prospektüsü
Yukarıda bahsettiğim sıkıntıların bir kısmına gülüp geçeceksiniz ama bazıları da canınızı o kadar sıkacak ki uyku sorunları çekeceksiniz. Peki mutlu bankacılık yapılabilir mi? Var mı bu işin bir sırrı?
Belli bir eğitimden geçmiş, belli yaşa gelmiş insanlar olarak biz elbette her türlü şeyi kaldıramıyoruz. Bu aşağılanmalardan, vizyonsuz yöneticlerin üzerinizde kurduğu baskıdan kurtulmanın yolu da onları ciddiye almamaktır.
Çok hızlı kariyer yapan ama çok da başarılı olmayan bankacılar göreceksiniz. Bu arkadaşların insan ilişkileri çok kuvvetlidir Yöneticilerini öyle bir kıskaca almışlardır ki siz basamakları teker teker çıkarken bu vatandaşların üçer beşer çıktığını göreceksiniz.
Yani kısacası arkadaşlar, yöneticinizin suyuna gidin ve ağır eleştirileri duymazdan gelin. Toplum da genel olarak size itibar ediyor. Biraz da kariyer yapıcam diye asılırsanız genç yaşta zirveye çıkarsınız.
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.