Sosyal Hayatta İletişim
Sosyal Hayat Rolü | İletişim Becerileri | Önemli Başarı Faktörleri |
---|---|---|
Evde | Dinleme, paylaşma, sorumluluk alma | Aidiyet duygusu, anlayışlı olma, duygularını ifade etme |
İşte | Konuşma, kendini tanıtma, öfke kontrolü | Empati, problem çözme, inovatif olma |
Toplumda | Karşıdakini anlama, yeni biriyle tanışma | Karşıt görüşlere saygı, takdir etme, takdir alma |
Aile Hayatı | İfade etme, dinleme, anlayışlı olma | Empati, sorumluluk alma, paylaşma |
Okul Hayatı | Soru sorma, dinleme, paylaşma | Takım çalışması, uzmana yönlendirme, problem çözme |
Kültürel Hayat | Karşıdakini anlama, yeni biriyle tanışma | Karşıt görüşlere saygı, empati, aidiyet duygusu |
İş Hayatı-Müşteri İlişkileri | Empati, iyi bir dinleyici ve gözlemci olma | Karşıdakini takdir etme, soru sorma, uzmana yönlendirme |
İş Hayatı-Meslektaşlar ve Yöneticilerle İlişki | Aidiyet duygusu | Birlikte çalışabilme, problemleri çözebilme, inovatif olma |
Hizmet Sektöründe Müşteri İlişkileri | Empati yapma, iyi bir dinleyici ve gözlemci olma | Karşıdakini anlama, takdir etme, sorulara açık olma |
Çalışma Ortamında Aidiyet Duygusu | Takım ruhu, motivasyon | Kıskançlık yerine aidiyet, negatif durumlardan uzak durma |
Sosyal hayatta iletişim, kişinin kendini tanıyarak aile hayatı, okul hayatı, kültürel hayat ve iş hayatında etkili iletişim kurmaya yönelik bilgi ve beceriler kazanmasıdır. Sosyal hayat, toplum hayatıdır. Toplum hayatı ise diğer insanlarla kurduğumuz iletişim ve etkileşimlerle oluşur. İletişim, toplumsal düzenin kurulmasına, korunmasına ve genişletilmesine önemli katkılar sağlar. İletişim bir süreçtir. Gönderici ve alıcı arasındaki bilgi alış verişi sürecidir. Bu süreç karşılıklı bir iletişimi gerektirdiği için buna kişilerarası iletişim diyebiliriz. Yani bu iletişimde birbirlerine karşı rolleri olan iki kişi vardır. Anne-çocuk, öğretmen-öğrenci, yönetici-çalışan, satıcı- müşteri gibi karşılıklı rollerde iletişim kurar insan.
Her insanın sosyal hayatta bulunduğu yere göre bir rolü vardır. Evde anne, baba, eş, evlat; işte öğretmen, esnaf, doktor, yönetici; toplumda vatandaş, müşteri, alıcı ve tüketici olur. Bulunduğu her konuma göre bir iletişim geliştirir. Ama insan her ortamda aynı iletişim şeklini kullanamaz. Çevresinde insanlar olduğunda tek başına kaldığındaki gibi davranamaz. Çevresine uyum sağlamak için kendini kontrol altına almaya çalışır. Tabi bu durum kişinin iletişimine yansır. Kişilerarası iletişimde iyi ya da kötü iletişim kurmak mesajların anlamlandırılmasıyla alakalıdır. İletişimde mesajları doğru bir biçimde anlamlandırmak ve bu mesajlara uygun geri bildirimde bulunmak bir sanattır. Kişinin bulunduğu ortamdaki rollerine göre etkili iletişimde bulunması beceri ister.
Sosyal Hayatta İletişim Nasıl Olmalı?
Yazımızın başında sosyal hayatta iletişimi, ’"Kişinin kendini tanıyarak aile hayatı, okul hayatı, kültürel hayat ve iş hayatında etkili iletişim kurmaya yönelik bilgi ve beceriler kazanmasıdır." şeklinde tanımladık. Burada incelenmesi gereken iki unsur karşımıza çıkıyor:
Sosyal hayat (iş, okul, aile ve kültür hayatı)
Kişinin kendi özellikleri
Bu yazımızda sosyal hayattaki rollerimize göre iletişimin nasıl olacağını değerlendireceğiz. Sosyal hayatta iletişim becerileri kazanmak çok önemlidir. Bu beceriler kişilik özelliklerine ek olarak sonradan kazanılır. Sosyal hayattaki iletişim becerileri, insanlarla iyi anlaşabilmenin ve sağlam ilişkiler kurabilmenin yoludur. Sosyal hayatta iletişim becerisine sahip olanlar her ortamda bu becerinin avantajlarını yaşarlar. Dinleme, konuşma, kendini tanıtma, yeni biriyle tanışma, karşıdakini anlama, duygularını ifade etme, öfke kontrolü, paylaşma, sorumluluk alma, anlayışlı olma gibi durumlar sosyal hayatta iletişimin nasıl olacağına dair bize ipuçları verir. Bir insanın sosyal hayatta iletişiminin nasıl olacağına dair genel geçer kurallar sıralamak çok zor. Çünkü önce o insanın sosyal hayattaki rolünü belirlemek gerek. O nedenle sosyal hayattaki iletişimin nasıl olması gerektiğini kişinin bulunduğu konuma göre anlatmamız daha uygun olur.
Meslek / İş Hayatında İletişim
İşverenlerin çalışanlarında aradığı önemli kriterler var. Bunlar:
Mesleki bilgi
Güvenilirlik
Kişilik
Dış görünüş
Etkin iletişim becerisi
İş hayatındaki iletişimi iki yönden ele alalım:
Hedef kitleyle iletişim
Meslektaşlarla ve yöneticilerle iletişim
Hedef kitleyle etkili iletişim çok önemli. Mesleğinize göre hedef kitleniz değişir. Doktorsanız hedef kitleniz bir hasta, esnafsanız bir müşteri, öğretmenseniz veliler ve öğrenciler hedef kitleniz olur. Örneğin hizmet sektöründe çalışan, hedef kitlesi müşteri olan birisisiniz. Hedef kitleyle etkili iletişim nasıl olmalı?
Müşteriyle etkili iletişimdeki anahtar kelime ‘Empati.’ Bir çalışan, bulunduğu toplumun insanlarını olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Hizmet verdiği insanların duygu ve düşüncelerine onların bakış açısından bakabilmeli. Yani empati yapmalı. Empatinin biyolojik boyutu ayna nöronlar. Beynimizdeki ayna nöronlar sayesinde empati yapabiliyoruz. Ayna nöron, karşıdaki kişinin en ince davranışlarını bile beynimizin duygusal olarak okumasını ve bunlardan anlam çıkarmasını sağlıyor.
Bir çalışan karşıdakini takdir etmesini ve kendisinin takdir alabilmesini bilmeli.
İyi bir dinleyici ve gözlemci olmalı.
Müşterilerin kendini anlayamama ihtimalini göz önünde bulundurarak müşteriye soru sorma fırsatı vermeli.
Karşıt görüşlere saygı duymalı.
Her konuda uzmanmış gibi davranmamalı. Kendini aşan durumlarda müşteriyi o konunun uzmanına yönlendirmeli.
Meslektaşları ve yöneticilerle etkili iletişim konusuna gelince, buradaki anahtar kelime "aidiyet duygusu." Kişi çalıştığı kuruma aidiyet duygusuyla bağlanmalı. Çünkü çalıştığı kuruma kendini ait hisseden kişi ben değil, biz duygusu yaşar. Kendini kurumun bir parçası olarak görür. Bu durum müşteri memnuniyetini önemsemesini, sorunları çözüme kavuşturmasını kolaylaştırır. Aslında bir çalışanın kurumuna karşı aidiyet duygusu beslemesi beraberinde birçok pozitif faktörü de getirir. Bunlar: motivasyon, takım ruhu, inovatif olma. aidiyet duygusu negatif durumlardan da çalışanları uzak tutar. kıskançlık, iş arkadaşlarının eksiğini bulma, dışlama/ dışlanma gibi.
Yukarıda tavsiye ettiğimiz önerileri uygulamak tabi ki de kolay değil. Hızlı bir dünyada yaşıyoruz. Bu da stresimizi arttırıyor. Sürekli müşteri memnuniyeti sağlamak, iş ortamında herkesle iyi geçinmek zor bir iştir. Karşınıza zor müşteriler çıkabilir. Zorlu telefon görüşmeleri yapmış olabilirsiniz. Bu tür stresli bir durumdan çıktıysanız ve hala iş yerinde kalmak mecburiyetindeyseniz size ufak gevşeme egzersizleri önerebiliriz. Çünkü kendini gergin ve keyifsiz hisseden birinin etkili iletişim kurması mümkün değil. Boynunuzu geriye, sağa, sola, ön ve arkaya doğru eğin. Bu hareketi her yön için 10 kez tekrarlayın. Omuzlarınızı önden arkaya, arkadan öne kaldırıp indirin. Bunu 20 kez yapın. El bileğinizi dikkatli bir şekilde saat yönünde ve saat yönünün tersine çevirin. Parmaklarınızı esnetmek için yumruğunuzu sıkın bırakın. Yapılan bu egzersizler stres oluşturan durumları dinginlikle ve soğukkanlılıkla karşılamanız için size gerekli iç huzuru ve gevşemeyi sağlar. Hala sinirli hissediyorsanız hoş manzaralar hayal edebilirsiniz. Gökyüzüne bakabilirsiniz. Bu yatışma duygusunu arttırır. Bu tür ufak hareketler zor müşterilerle başa çıkmanızı sağlar. Ayrıca hala iş ortamında olduğunuz için kendi siniriniz yüzünden meslektaşlarınızla iletişiminizin bozulmamasına yardımcı olur. Lütfen bu taktikleri hafife almayın.
Okul Hayatında İletişim
Okul hayatındaki iletişim deyince öğretmen ve öğrenci arası iletişim akla gelir. Çünkü sınıf içerisinde bu iki kişi arasında yoğun bir iletişim yaşanır. Hem öğrenmek hem de öğretmek kutsal bir iştir. Öğrenmek de öğretmek de yüksek motivasyonla yapılması gereken işlerdir. Bu yüksek motivasyonu kaybetmemek yüksek moral gerektirir. Öğrencinin ve öğretmenin moralini gün boyunca yüksek tutması da etkili iletişimle olur. Peki, okul hayatında iletişim nasıl olmalı?
Okul hayatındaki etkili iletişimin anahtar kelimeleri öğrenci açısından ‘saygı’(öğretmene); öğretmen açısından ‘değer verme’(öğrenciye.) Öğretmenin, öğrencinin saygısını kazanması öğrencisini aktif dinlemesiyle olur. Öğretmenin öğrenciye değer vermesi ise insana ve işine duyduğu saygıdan gelir. Öğretmenlerin öğrenciyle iletişime sürekli açık olması gerekir.
Eğitim sırasında öğretmen hoşgörülü, sabırlı, planlı, samimi, etkin iletişim içinde olmalıdır.
Etkili iletişim için öğretmen öğrencinin kelime dağarcığına göre konuşmalıdır. Eğer öğretmen derste öğrencinin bilmediği kelimeler kullanırsa öğrenci dersten kopar, derse ilgisi azalır.
Öğretmen derste veya ders dışı öğrenciyle okulda iletişim kurarken kendisinin söylediğini değil, öğrencinin ne anladığını düşünmelidir.
Okul hayatındaki iletişime öğrenci açısından bakacak olursak okulda etkin iletişim kuran bir öğrenci olmak için öncelikle öğretmenden korkmamak gerekir. Çünkü yapılan bir araştırmaya göre öğrencilerin öğretmenleriyle iletişim kurmakta zorlanma nedenleri endişe, diğer öğrenciler tarafından alaya alınma, etiketlenme korkusu ve öğretmenden korkmaları olarak saptanmıştır. Yapılan başka bir araştırma ise kız öğrencilerin öğretmenleriyle iletişim beceri puanları, erkek öğrencilerden daha fazla olduğu sonucunu çıkarmıştır. Galiba kızlar, öğretmenlerinden daha az korkuyor.
Kültürel Hayatta İletişim
Kültürel hayat, insanın yaşadığı yerin gelenek, görenek, örf ve âdetine göre yaşanan hayat demektir. Bunu genel anlamda Türkiye, yerel anlamda yaşadığımız bölge ve şehir olarak ele alabiliriz. Dünya çapında bakarsak ülkemiz insanlarının kendine özgü bir yaşam şekli var. Türkiye içinde bakarsak 7 bölge ve her bölgenin kendine has, farklı bir örf ve âdeti var. Bu farklılık kültürlerarası iletişimi doğurur. Kültür farklılığı, kültürlerarası iletişimi sağlar. Kişi kendisinden farklı olanı merak eder. Sormak ve araştırmak için iletişime geçer.
Kişi içinde bulunduğu kültüre göre yaşar. Yani sosyalleşir. Konuştuğu dil, giyim tarzı, eğlenme biçimi yaşadığı yere göredir. Düğün, cenaze, kına ve kutlamaların hepsi bulunduğumuz bölgenin âdetine göre bir kültürel hayattır. Sinema, tiyatro, tatil ise yaşadığımız ülkenin kültürel hayatının parçalarıdır. İnsanlar bu ortamlarda sık sık iletişime geçer. Kültürel hayatta tüm insanlar, sadece vatandaş statüsüyle rol alır. Yani hepsi eşittir. Bir düğündeki tüm davetliler, sadece davetli sıfatıyla orada bulunurlar.
İş hayatında doktor, öğretmen olmaları ev hayatında anne baba olmaları onların o düğünde bulunma sebebi değildir. Hepsi aynı sıfatla yani davetli olarak oradadır. Bu da onları eşit konuma getirir. O ortamda kuracakları iletişimde ast üst ilişkisi yoktur. Çalışan müşteri, öğretmen öğrenci ilişkisi yoktur. Bu durum insanların birbirleriyle daha samimi ve etkin bir iletişim kurmalarını sağlar. Kültürel hayatta kurulan iletişim, diğer ortamlarda kurulan iletişime göre daha esnektir. İnsanlar bu ortamlarda unvanlarından sıyrılmış sade bir vatandaştır.
Aile Hayatında İletişim
Aile, âlemin küçültülmüş şekli gibidir. Âlemi çözebilmek için aileyi çözmek gerekir. Aile içinde yaşadığımız tüm duygular âlem içinde( iş, okul, kültürel hayat) de yaşanır. Aile hayatında iletişim konusu çok yönlü ve geniş bir konu. Anne, baba, çocuk ve eşler açısından her iletişimi ayrı değerlendirmek gerekir. Biz burada temek birkaç nokta üzerinde duracağız. Aile hayatında etkili iletişim için 4 temel kuraldan bahsedebiliriz:
Empati
Doğal olmak
Saygı duymak, değer vermek
Aile içinde sık görülen iletişim problemleriyse şöyle:
Sürekli öğüt verme
Sık sık emir cümleleriyle konuşma
Tehdit ederek konuşma
Sürekli eleştirme
Sürekli övme, göklere çıkarma
Alay etme
Aşırı sorgulayıcı davranışlar
Evet, sosyal hayatı 4 ortamda ele aldık. Sosyal hayat deyince aklımıza sadece sinemaya, tiyatroya gitmek, düğüne ve kutlamalara katılmak, tatile çıkmak gelmesin. Bu etkinlikler sosyal hayatın kültürel yönüdür. Sosyal hayat, hayatın ta kendisidir. Yaşadığımız bu kalabalık çağda suya sabuna dokunmadan, kimseyle iletişim kurmadan münzevi bir hayat yaşamak çok zor. Sabah uyandığımız andan gece uykuya dalıncaya kadar her rolümüzde iletişim halindeyiz. Sosyal hayatın içindeyiz. Sosyal hayattaki tüm kulvarlarda etkin iletişim içinde olmak bizi huzura ve mutluluğa götürür. Yoksa sadece iş hayatında iyi bir kariyer yapıp ailedeki insanlarla geçinememek sağlıklı bir yetişkinin özelliği olamaz. Okul hayatındaki birçok başarı kültürel hayat ortamlarındaki insanları huzursuz etmenin üstünü kapatamaz. İnsan her ortamda bulunduğu rolün hakkını vererek sosyal hayatta etkili iletişim becerisi kazanmış olur.
Süleyman Demirel Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünü, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. Amerika’da bulunduğu dönemde ‘’Tesol’’ ve ‘’Child Psychology’’ sertifikalarını aldı. Anaokullarında çalıştı. Türkiye’de ise çeşitli kurslarda Arapça öğreticiliği yaptı. Orta derecede İngilizce ve Arapça bilmektedir.