Sosyal Hayatta İletişimin Unsurları
İletişim Unsuru | Açıklama | Önemi |
---|---|---|
Görgü Kuralları | Toplumda örf, adet ve kural olmuş iyi davranış ve bu davranışları kazanmayı sağlayan bilgi. | İyi ilişkiler kurmak ve sosyal hayatta saygı görmek için görgü kurallarına uyma zorunluluğu vardır. |
İletişim Becerileri | Sözel ve yazılı bilgi, duyguları, düşünceleri ve fikirleri açık ve etkili bir şekilde ifade edebilme yeteneği. | Etkin iletişim, toplumda saygı gören ve sevilen bir birey olmamızı sağlar. |
Kişisel Özellikler | Bireyin doğuştan gelen ya da yaşantıları sonucu kazandığı özellikler. | Kişisel özelliklerimizi tanıyarak, üzerinde çalışarak etkili iletişim becerileri kazanabiliriz. |
Kıyafet ve Dış Görünüş | İnsanın giyim tarzı ve dış görünüşünün genel algısı. | Bir insanla ilk iletişime geçildiğinde en önemli izlenim unsurlarından biridir. |
Diyalog ve Konuşma Tarzı | Bir insanın konuşma sırasındaki sözcük seçimi ve cümle yapısı. | Diğer insanların bize olan saygısı ve sempatisi üzerinde büyük etkileri vardır. |
Duruş ve Beden Dili | Bireyin fiziksel pozisyonu ve beden dili ile iletisim. | İlk izlenimler ve genel insanlarla iletişimde etkilidir. |
Emphati - Empati | Bir başkasının bakış açısını anlama ve kabul etme yetisi. | Diğer insanlarla güçlü ve olumlu ilişkiler kurmak için kritiktir. |
Dinleme ve İlgilenme | Karşı tarafın söylediklerini aktif olarak dinleme ve ona ilgi gösterme. | Etkili iletişim ve anlamlı ilişkiler kurmak için yaşamsaldır. |
Açıklık ve Dürüstlük | İletişimde açık, net ve dürüst olmak. | İletişimde güvenin ve saygının temelini oluşturur. |
Uygun Ortam | İletişimin gerçekleşmesi için gerekli olan ortamın sağlanması. | İletişimin daha sağlıklı ve verimli olmasını sağlar. |
Sosyal hayatta insan iletişimle var olur. İnsanın toplumda kendini doğru ifade edebilmesi için başarılı ve etkili bir iletişim kurması şarttır. Bulunduğumuz herhangi bir ortama tanımadığımız bir insan geldiğinde ilk olarak kıyafeti sonra da yüzü dikkatimizi çeker. Onunla ilk tanışma şeklimiz, o insanın duruşu, konuşması, oturma şekli o insan hakkında bize ilk izlenimleri verir. Edindiğimiz bu ilk izlenimler pozitifse o insana karşı bizde sempati oluşmaya başlar.
Hz. Mevlana "İnsan kıyafetiyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır." sözünü galiba buradan yola çıkarak söylemiş. Kıyafetiyle ilk izlenimi edindiğimiz yeni bir insanla iletişime geçtikçe düşüncelerini öğreniriz. O insandan ayrıldıktan bir süre sonra o kişiye dair aklımızda kalan tek şey davranışlarıdır. Etkili iletişim kurabilen, toplumda uygulanması gereken kuralları bilen ve uygulayan insanlar sosyal hayatın her ortamında sevilen ve saygı duyulan insanlar olurlar. İnsan ilişkileri, sosyal hayatta iletişim kurma becerisiyle güzelleşir.
Sosyal Hayatta İletişimin Unsurları Nelerdir?
Sosyal hayatta iletişim konusunda herkesin hedeflediği ortak nokta bu iletişimin etkin ve etkili bir iletişim olmasıdır. Bunun için bazı önemli unsurlara ihtiyaç var. Bu unsurlar bize sosyal hayatın her alanında lazım olacak öğelerdir. ‘’ Sosyal Hayatta İletişim’’ konulu ilk yazımızda sosyal hayatın 4 alanında yani iş, okul, aile hayatında ve kültürel hayatta iletişimin nasıl olması gerektiğinden bahsetmiştik. Bu yazımızda ise sosyal hayatta iletişimin unsurları üzerinde durmak istiyoruz. Sosyal hayatta iletişimin unsurları:
Kişisel Özelliklerimiz
Bu 3 madde sosyal hayatta iletişimin unsurlarıdır. Sosyal hayatta iletişim için dikkat edilmesi gereken noktalar, durumlar değildir. Yani sosyal hayatta etkili iletişim için doğrudan üzerinde çalışılması gereken konulardır. "Unsur" Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı "Birleşik bir cisim meydana getiren basit cisimlerden her biri, ana öğe, esas, kök" demektir. Yani bu 3 madde sosyal hayatta iletişim için gerekli olan 3 ana öğe, kök, esas, elemandır diyebiliriz. Çünkü sosyal hayatta iletişim sağlıklı, etkin ve etkili olsun istiyorsak tüm toplumun kabul ettiği görgü kurallarına uymalıyız. Bunun yanında kişisel özelliklerimizi tanıyarak bu minvalde çeşitli iletişim becerileri kazanmaya çalışmalıyız. Yoksa sosyal hayatta iletişim konusunda başarılı bir ivme yakalamamız çok zor.
Görgü Kuralları
Günümüz Türkçesiyle görgü kuralları, Osmanlı Türkçesiyle adabı muaşeret. Adap, edep kelimesinin çoğuludur. ‘’Toplumda örf, adet ve kural olmuş iyi davranışlar ve bunları kazanmayı sağlayan bilgi’’ demektir. Muaşeret ise ‘’ Barış içinde yaşama, uzlaşma’’ manasındadır. Bir de medeniyet kelimesi var. Arapçada ‘şehir’ anlamındaki ‘’Medine’’ kelimesinden gelir. Batı kültürlerinde görgü kuralları şehir ve şehirli olmakla ilişkilendirilmiş. Aslında ‘’Medeni insan ‘’ dediğimizde ‘ Görgü kurallarını ve iletişimi bilen, kalabalık sosyal hayatta iletişimi etkili bir insan’’ demiş oluyoruz.
Toplum içinde iyi ilişkiler kurabilmek için uyulması gereken bazı kurallar var. Bu kurallar tüm dünya toplumlarının kabul ettiği görgü kurallarıdır. Görgü, bir toplumda uyulması gereken saygı ve nezaket kurallarıdır. Konuşma, oturma, yeme-içme ve giyinmenin nasıl olacağını; iş hayatında, düğün ve bayram gibi kültürel hayatta nasıl davranılacağını görgü kuralları belirler. Bir toplumun görgü kuralları o toplumun hukuk, ahlak ve din kurallarıyla da bağlantılıdır.
Etkili İletişim İçin Neler Yapmalıyız: Sunum Teknikleri Rehberi
Sesin Bilimsel Yolculuğu: Akustik Anlayışın İletişime Etkisi
Sosyal hayatta iletişim kurarken görgü kurallarına uyan insanlar arasında diğerlerine göre daha fazla yakınlık, hoşgörü ve dayanışma olur. Bu pozitif duygular sosyal hayatta iletişimi kolaylaştırdığı için o toplumdaki insanların dingin ve huzurlu insanlar olmasını sağlar. Görgü kuralları eğitimi konusunda ülkemizde görülen en büyük problem, görgü kurallarını uygulama noktasında. Görgü kurallarını biliyoruz. Sosyal hayatın kültürel parçasında kısmen uyguluyoruz. Kısmen diyorum, orada da tam uyguladığımız söylenemez. Ama görgü kurallarını sosyal hayatın aile kısmında uygulamıyoruz.
Aile hayatında uygulamadığımız kuralları nasıl iş hayatında, okul hayatında ve kültürel hayatta uygulayabiliriz? Evde anne, baba ve çocuklar olarak hayata geçiremediğimiz görgü kurallarını aile dışındaki sosyal hayatta uygulamak imkânsız gibi duruyor. Anne, çocuğunun odasına girerken kapıyı çalmıyorsa çocuk da anne babasının odasına girerken kapı çalmaz. Bu çocuk gelecekteki iş hayatında patronunun ve iş arkadaşlarının odasına girerken de kapı çalmaz. Evde ağzını şapırdatarak, elinde telefonla etrafındakileri umursamadan yemek yiyen bir insan kültürel hayatında gittiği bir düğünde veya lokantada da aynı tavırları sergileyecektir. Bir de sosyal hayatın iş, okul ve kültürel tarafında genelde görgü kurallarına riayet eden fakat aile hayatında uygulamayan kişiler var. Aile de bu kuralları uygulamayıp dışarıda yapmak sürdürülebilir bir durum değil.
İş, okul ve kültürel hayatta –mış gibi yaşamak insanın kişiliğini başka mecralara sürükleyebilir. Kişinin aile hayatında öğrendiği görgü, eğitim hayatıyla alışkanlık kazanır. Böylece iş hayatında kamusal ve kurumsal yaşamın protokol ve sosyal davranış kurallarını uygulamakta zorluk çekmez.
Toplumda uyulması gereken bazı görgü kuralları ise şöyledir:
İnsanlara teşekkür etmek
Gerektiği durumlarda insanlardan özür dilemek
Bir topluluğa girdiğimizde selam vermek
Oturduğumuz bir topluluktan ayrılırken izin istemek
Evde, işte, okulda kimin odasına girersek girelim kapıyı çalmak
Başkalarına ait eşyaları karıştırmamak( Çocuğumuz bile olsa). Başkasının telefonundaki mesajları izinsiz okumamak
Toplu taşıma araçları, lokanta, kafe ve sinema gibi yerlerde yüksek sesle konuşmamak
İnsanların zevklerine ve tercihlerine saygı göstermek. Seçimlerinden dolayı onlarla alay etmemek
Bizden yaşça büyük insanlara ‘’Siz’’ diye hitap etmek
Başka toplumların adet ve geleneklerini küçümsememek, eleştirmemek
Biriyle ilk kez tanışırken sadece adımızı ve soyadımızı söylemek. Mesleğimizi ve makamımızı ön plana çıkarmamak. Bir insanla ilk tanışma şeklimiz çok önemlidir. (Bu tespit Doğan Cüceloğlu’nun bir tespitidir. Katıldığı seminerlerdeki insanlarla tanışırken genellikle insanların ‘’Ben Prof. Dr./ Ben okul müdürü’’ diye kendilerini tanıttığını ama isimlerini söylemediğini bize naklediyor)
Acaba bu durum bize sosyal hayatta iletişim kurarken kişiliğimizle değil de, unvanlarımızla mı sosyal hayatta iletişim kurabildiğimizi gösteriyor? Burası tartışılır.
İletişim Becerileri
Görgü kurallarını uygulamak konusunda başarılıysanız iletişim becerileri kazanmak konusunda da başarılı olacaksınız demektir. Çünkü bu iki konu birbiriyle çok bağlantılı duruyor. İletişim becerilerini şu şekilde özetleyebiliriz:
Hoşgörülü olmak
Önyargısız olmak
Eleştirilere açık olmak
Kendimizi doğru ifade etmek
Sözsüz iletişim becerilerine sahip olmak ve sözsüz iletişim unsurlarını (beden dili, göz teması, yüz ifadesi, mesafe) iyi kullanmak
Empati yapmak
Kendini tanımak
Kişisel Özelliklerimiz
İletişim becerilerinde saydığımız son madde olan kendini tanıma ifadesi kişisel özelliklerimizin farkında olmamız anlamında kullanılmıştır. Sosyal hayatta iletişim için, iletişim becerileri kazanmaya çalışmak bir kişisel gelişim hareketidir. Kişisel gelişim ne işe yarar? diye soracak olursanız kişinin kendini tanımasını sağlar deriz. Peki, kişisel gelişimimiz için neler yapmalıyız? derseniz ilk önce kendimizi tanımakla başlamalıyız cevabını veririz. Yani her iki sorunun cevabı da kendini tanımaya gidiyor. Çünkü sosyal hayatta iletişim için en kestirme yol, insanın kişisel özelliklerini tanımasıdır. Bilim insanları kendini tanımayı 3 biçimde ele almıştır:
Kendini kavrama
Kendinin farkına varma
Kendine güven/saygı duyma
Kişinin kendini kavramasını sağlayan aracılar nelerdir? İnsan nasıl kendinin farkına varır? İnsana kendini fark ettiren Johari Penceresi nedir? Bu soruların cevabı da başka bir yazımızın konusu olsun. Sosyal hayatta iletişim konusunu bu yazımızda başka bir yönden ele aldık. Sosyal hayatta iletişim konusunda başarılı olabilmek için sosyal hayatta iletişimin unsurlarını iyi analiz etmek gerekir. Sosyal hayatta iletişim için görgü kuralları çok büyük rol oynar. Toplum hayatında uyum içerisinde yaşamayı insanlara kolaylaştırır. İletişim becerilerini de kendi kişisel özelliklerimize göre geliştirdiğimizde ise değmeyin keyfimize.
Süleyman Demirel Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünü, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. Amerika’da bulunduğu dönemde ‘’Tesol’’ ve ‘’Child Psychology’’ sertifikalarını aldı. Anaokullarında çalıştı. Türkiye’de ise çeşitli kurslarda Arapça öğreticiliği yaptı. Orta derecede İngilizce ve Arapça bilmektedir.