Beden Dili İletişimimizi Nasıl Etkiler?
Beden Dili Bileşenleri | Etkinya Olan Durumlar | İletişimdeki Rolü |
---|---|---|
Duruş | İlk izlenimler, güven oluşturma durumları | Çoğunlukla otorite ve güveni yansıtır. Dik duruş genellikle güç ve özgüveni ifade eder. |
Göz teması | Dinlediğinizi ve ilgileniyorsunuz kanıtlama durumları | Karşımızdaki ile bağlantı kurar ve samimiyeti arttırır. |
Mimikler | Duygu ve düşüncelerin ifade edilirken | Bir kişinin ne hissettiğini veya düşündüğünü gösterir, mesajın tonunu belirler. |
Jestler | Konuşma sırasında | Konuşulan konuyu anlaşılır kılar, alt metni vurgular. |
Dokunma | Samimiyetin arttığı durumlar | Duygusal bir bağ oluşturmak ve güvence vermek amacıyla kullanılır. |
Mesafe | Kişisel alana olan saygı ve rahatlık seviyesi | Konuşmacının rahatlık seviyesini ve kişisel alanına ne kadar saygı gösterildiğini gösterir. |
Konuşma Diksiyonu | İletişimin kalitesi ve algılanma şekli | Duygusal durumu, enerji seviyesini ve bilgi düzeyini gösterir. |
Giysi seçimi | İlk izlenimler, duruş ve prestij | Bireyin kişiliğini, duruşunu ve statüsünü ifade eder. |
Ses tonu ve hızı | Duygu ve niyet ifade etme | Konuşmanın duygusal durumunu ve niyetini belirler. |
Konuşulan konunun yönü | Kişisel alan ve rahatlık seviyesi | Farklı konumlar ve açılar kişinin duygusal durumunu ve rahatlık seviyesini yansıtır. |
Peter Drucker "İletişimde en önemli şey, söylenmeyenleri duymaktır" demiş. Kendisi yönetim ve iletişim denilince ilk akla gelen isimlerden biridir. Drucker’ın burada altını çizdiği husus "Söylenmeyenleri duymak" kısmıdır. Söylenmeyenleri duymak ne demektir? Söylenmeyenler, iletişim içinde olduğumuz kişinin bize söylediklerinin dışında kalan, sözsüz olarak bize söylemeye çalıştıklarıdır. Yani sözsüz iletişim becerilerinin ta kendisidir. Söylenmeyenleri duymak demek ise, sözsüz iletişimde ipucu şeklinde verilen sessiz işaretlerle karşıdaki kişinin gerçek duygularını okumaya, anlamaya çalışmak demektir. İnsanlar arasındaki yüz yüze iletişimde düşünceler sözlü olarak ifade edilir.
duygular ise sözsüz bir dille anlatılır. sözsüz dil ise beden dilidir. beden dili, insan davranışlarının verdiği mesajların karşıya yansımasıdır. beden dili, duyguları saklayamaz. örneğin insan karşısındaki insanı sevmediğini, kıskandığını söyleyemediği için beden dili devreye girer.
Gözlerini kaydırır, elleri ve kolları kapanmaya başlar. İnsanlar iletişim halindeyken ister istemez beden dilini kullanır. "Ben iletişim kurarken beden dilimi kullanıyor muyum acaba?" diye bir soru sorulamaz. Burada asıl sorulması gereken soru beden dilinin iletişimimizi nasıl etkilediği sorusudur. Beden dili iletişimimizi yüzde yüz pozitif etkiler diyebilir miyiz? Bu soruları yanıtlamadan önce beden dili ve iletişim arasındaki bağlantıya bir göz atalım.
Beden Dili Ve İletişim
Beden dili insanın düşüncelerini ve duygularını karşısındaki insana anlatırken kullandığı hareket, jest, mimik ve vücut duruşunun bütünüdür. İletişim ise kaynak ve alıcı arasındaki mesaj iletme sürecidir. Beden dili ve iletişim arasında çok sıkı bir bağlantı vardır. İletişim 3’e ayrılır:
Sözsüz İletişim
Sözlü iletişim insanlar, gruplar, toplumlar arasında sözle kurulan iletişimdir. Sözsüz iletişim ise yüz yüze iletişimde göz teması, duruş, jest ve mimikle ifade edilenlerdir. Sözsüz iletişim, beden dilidir. İnsan beden dili hareketleriyle konuştuğu kişilere söylenmeyen birçok mesajlar verir. Bu mesajlar, konuştuğu konuyla ilgili duygularıdır. Korku, sevgi, kıskançlık, endişe, telaş ve üzüntü gibi tüm bu duygular kişinin iletişim kurarken kullandığı beden diliyle anlaşılır.
Bir insan iletişim halindeyken beklenmedik bir durumla karşılaşınca o insanın gözlerinin açılması şaşkınlığını, dudaklarının titremesi üzüldüğünü, kaşlarının çatılması ise kişinin kızdığını gösterir. Görüldüğü gibi beden dili, iletişimde oldukça etkilidir. Hatta iletişim uzmanları beden dilinin iletişimimizde % 55-60 oranında, ses ve konuşmanın ise % 30-40 oranında etkisi olduğunu söylüyor.
Etkili İletişim Becerilerinin Faydaları
Beden Diliyle İletişim Nasıl Olmalı?
İnsanlar iletişim sırasında anlatımlarını etkili hale getirmek için beden dilini kullanırlar. Çünkü insanların duygu ve düşünceleri beden dili sayesinde anlaşılır. Beden diliyle iletişim nasıl olmalı sorusunun ilk cevabı şu: Dik duruş. Evet, yanlış okumadınız. Özellikle ilk tanışma anında bedenin ve omuzların dik duruşu çok önemli. Beden diliyle iletişimin nasıl olması gerektiğinin diğer maddelerini şu şekilde sıralayabiliriz:
İletişim halinde olduğumuz kişiyle uygun bir göz teması kurmalıyız.
Başımızı hafif dik tutarak canlı, dinamik ve ilgili bir yüz ifadesi takınmalıyız.
Konuşurken beden dilinde jest ve mimiklerin kullanımı çok önemlidir. (jest, konuşma sırasında el, kol ve başla yapılan hareketlerdir.) Rastgele el ve kol hareketleri yapmamalıyız.
Etkili bir beden dili için duruş açılarının doğru kullanılması da çok önemlidir. Örneğin karşımızdaki kişiyle aramızda bir rekabet söz konusu ise onun tam karşısında durarak(sanki aramızda düz bir çizgi varmış gibi) konuşmalıyız. Ama bir rekabet yoksa beraber bir arkadaşımızla deniz kenarında dertleşerek denizi seyrediyorsak tam hizasında durmalı ve aynı tarafa bakmalıyız.
Beden diliyle iletişimde diğer bir önemli nokta ise yüz yüze iletişim sırasındaki kişisel mesafemizdir. İletişim kurarken kişisel mesafemizi iyi ayarlamalıyız. Eşimiz, çocuğumuz ve ailemiz dışındaki insanlara 50 cm’den daha az bir mesafeyle yanaşamayız. Çünkü insanların özel alanını ihlal etmiş oluruz.
Konuşma sırasında bedenimizi tam olarak konuştuğumuz kişiye dönmeliyiz.
Beden diliyle iletişimde dış görünüş de çok önemlidir. Nerede nasıl giyineceğini bilmek gerekiyor. Doğru giyinmek kendini doğru tanıtmak demektir. Nasrettin Hoca "Ye kürküm ye" diye boşuna dememiş.
Konuşma diksiyonu, hızı, ses tonu, konuşma sesinin alçaltılıp yükseltilmesi gibi durumlarda beden diliyle iletişimimizde büyük rol oynar.
Beden Dilinin İletişimimize Pozitif Etkileri
Beden dilinin doğru kullanılması iletişimimize pozitif etkiler bırakır. Beden dilinin iletişimimize pozitif etkilerini, beden diliyle iletişimimizin nasıl olması gerektiği sorularına verdiğimiz cevaplar üzerinden açıklayabiliriz.
İlk olarak dik duruş demiştik. Bedenin ve omuzların arkada ve dik duruşu gücünüzü ve etkinizi gösterir. İletişim kurduğunuz kişi tarafından ciddiye alınmanızı sağlar.
Göz teması kurmak karşı tarafa güven duygusu aşılar. "Seni dikkatle dinliyorum" mesajı verir. Ayrıca gözlerini kaçırmadan iletişim kuran insanların özgüvenli olduğu toplum tarafından kabul edilir.
Karşıdaki insanla canlı, dinamik ve güler yüzle iletişim kurmak ona söylediğimiz cümlelerin etkisini arttırır. Evimize gelen misafire düşük bir yüzle hoş geldin demekle; canlı, dinamik ve gözlerimizin içi gülerek söylediğimiz hoş geldin arasında çok fark olur. Düşük bir yüz ifadesi "Nerden çıktı bu misafir?" şeklinde algılanabilir.
Yakın bir arkadaşımızla dertleşirken yan yana oturarak aynı yöne bakmamız ona "seni dinliyorum, seni anlıyorum, seninle uyumluyum." mesajı verir. Hatta iletişim uzmanları bedenin bu duruşuna uyum açısı adını vermiş.
Konuşurken bedenimizin konuştuğumuz kişiye tam olarak yönelmesi ise "sana değer veriyorum, tüm dikkatimi sana verdim, anlat bana" mesajı verir.
Beden Dilinin İletişimimize Negatif Etkileri
Beden dilinin yanlış kullanılması iletişimimizi negatif etkiler. Yoksa burada iletişimde beden dili kullanmanın zararları olur gibi bir sonuç aklınıza gelmesin. Yaptığımız her hareketin karşı tarafta oluşturduğu bir algı vardır.
Bu nedenle iletişim esnasında beden dilimizi yanlış kullanmak insanlar tarafından yanlış anlaşılmamıza sebep olabilir. Beden dilinin yanlış kullanılması sonucunda ortaya çıkan negatif etkiler şunlardır:
Beden dilinin yanlış kullanılması insanı zayıf ve itici gösterebilir. Örneğin elleri arkada birleştirerek yürümek. Okulda sınavdaki öğrencilerin başında duran öğretmenlerin sıkça yaptığı bir yürüyüş biçimidir. Bu duruş öğretmeni güçlü gösterse bile öğrenciler tarafından bu öğretmen itici algılanır.
Bacakları bağlamak. Bu duruş etrafa negatif etki bırakır. Çünkü insanlar çevreye kendilerini kapatmak istediklerinde bacaklarını çarpı şeklinde bağlarlar.
Ellerin birbirine kenetlenmesi. Bulunduğu ortamda stres seviyesi artan insan stresini azaltmak için kendine dokunmak ister. Ve ellerini birbirine kenetler. Bu hareket karşı tarafta negatif etki oluşturur.
Omuzlar düşük, yüz asık ise insanlarda olumlu bir algı bırakmak mümkün değil. İç psikolojimiz beden hareketlerimizden etkilenir. Omuzlarımızı 1-2 cm geriye çekip dik durmak hayat kalitemizi arttırır.
Dokunmak. Genellikle üstler astlara dokunarak şefkatle üstünlüklerini karşı tarafa belli ederler. Bu nedenle her ortamda herkese dokunarak iletişim kurmak karşı tarafa senden üstünüm gibi gereksiz bir negatif mesaj verir. Özellikle de kadınlar iletişim kurarken kendilerine rastgele dokunulmasından hoşlanmazlar.
Ellerin belde durması. Eski Türk filmlerinde iki kadın arasında kavga çıktığında ikisi de elini beline koyar, birbirlerine meydan okuduklarını göstermiş olurlardı. Yüz yüze iletişim sırasında ellerinizi nereye koyduğunuza aman dikkat edin.
Ellerin konuşurken yüze dokunması da beden dilinin yanlış kullanımıdır. Karşıdaki kişiye suçluluk, utanma ve duygularını saklamaya çalışma mesajı verir.
Beden dilinin yanlış kullanılmasına başka bir örnek ise işaret parmağını karşıdaki kişiye yönelterek konuşmak. Bu hareket karşımızdaki insanı suçlama ve yargılama gibi negatif mesajlar içerir.
Beden dilinin doğru ve yanlış kullanımıyla ilgili daha birçok hareket ve duruş saymak mümkündür. Biz burada beden dilinin iletişimimize nasıl etkilerinin olduğunu iletişim uzmanlarının tespitlerine göre açıklamaya çalıştık. Kaliteli ve etkin bir iletişim için birçok bileşenin meydana gelmesi gerekir. Beden dilinin doğru kullanılması da bu bileşenlerden sadece bir tanesidir. Ama aynı zamanda çok önemli bir parçasıdır.
Buradan şu sonucu çıkarmak mümkün: Beden dilinin doğru kullanımının iletişimimize yüzde yüz pozitif etkileri var. Beden dilinin yanlış kullanılmasının iletişimimize birçok negatif etkileri var. Sosyal hayatta iletişim içinde bulunduğumuz her ortamda( ev, okul, iş, kültür ortamı) güçlü, canlı, dinamik ve çekici görünmek istiyorsak öncelikle yüz yüze iletişimde beden dilini nasıl kullandığımızı fark etmemiz gerekiyor. Tespit ettiğimiz yanlış duruşları yaşımız kaç olursa olsun hala düzeltebiliriz.
Bir noktanın daha altını çizmek isterim. Mütevazı insanlar alçak gönüllü durmak ister. Ellerini önde tutarak, başını eğerek, omuzlarını düşürerek mütevazı görüneceklerini düşünürler. Başını ve omuzlarını dik tutmanın çevre tarafından kibir olarak algılanacağı yanılgısındalar. Dik durmakla kibirli olmayız. Çünkü mütevazılık omuzlarda değil, kalplerdedir. Ayrıca iletişim uzmanı Oğuz Benlioğlu’nun da dediği gibi "İnsanlar karşılarında zayıf gördüklerini kullanır; güçlü gördükleriyle de ortaklık yapar."
Peter Drucker'ın "söylenmeyeni duymak" prensibi aslında sözsüz iletişimin önemini vurgulamaktadır. İletişimdeki beden dili, hemen hemen her durumda ve düşüncede kullanılan bir araçtır. Bu, insan duygularından tonlama ve ses yüksekliğine kadar bir dizi faktörü içerir. İletişimimizde beden dilinin öneminin ne derece yüksek olduğunu ortaya çıkarmaktadır. İletişim, yazılı, sözlü ve sözsüz olmak üzere üçe ayrılır ve bu durumu anlamak, özellikle sözsüz iletişim, beden dilini ve jestlerin kullanımı ile ilişkilidir. İletişimin etkili olması için dik duruş, uygun göz teması, hareketler ve yüz ifadesi gibi faktörler önemlidir. Sağlıklı iletişimin olası yan etkilerini azaltmak için en etkili strateji bu faktörlerin farkında olmaktır. Konuşma ve diksiyonu doğru bir şekilde kullanmak için çeşitli online diksiyon kursu olanakları da bulunmaktadır. Sonuç olarak, beden dili ve iletişim arasındaki bu bağlantı, bir bireyin duygularını ve düşüncelerini doğru bir şekilde ifade etmesi bakımından önemlidir.
Süleyman Demirel Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünü, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. Amerika’da bulunduğu dönemde ‘’Tesol’’ ve ‘’Child Psychology’’ sertifikalarını aldı. Anaokullarında çalıştı. Türkiye’de ise çeşitli kurslarda Arapça öğreticiliği yaptı. Orta derecede İngilizce ve Arapça bilmektedir.