Eğitimde Teknolojinin İki Yüzü
Teknoloji ve Eğitim İlişkisi | Olumlu Yönler | Olumsuz Yönler |
---|---|---|
Teknoloji ile erken yaşta tanışma | Bilgiye kolay ve hızlı erişim | Dış dünyadan izole olma durumu |
Technolojinin maruz kaldığı bağımlılık | Teknolojinin çocuk eğitiminde kullanılması | Sosyal iletişim bozuklukları |
Öğretmenlerin teknolojiyi eğitim süreçlerinde kullanma | Konuların daha iyi anlaşılmasını sağlama | Teknolojiye duyulan bağımlılık ile bilgiye yöneliksiz kalma |
Teknolojik araçların aşırı kullanımı | İşleri kolaylaştırma ve hızlandırma | Mental ve fiziksel sağlık sorunlarına neden olma |
Teknoloji ile bilgiye ulaşma | Daha geniş bilgi yelpazesine ulaşma | Kütüphanelerden veya kitaplardan bilgi almayı durdurma |
Teknolojinin iş hayatına entegrasyonu | Verimlilik ve kolay iş yapabilme | İşsizliğin ve iş güvencesizliğinin artması |
Bilim ve teknoloji devrine geçiş | Toplumsal ve ekonomik gelişme | Geleneksel iş ve yaşam biçimlerinin yok olması |
Teknoloji bağımlılığı | Çeşitli bilgi ve becerilerin edinilmesi | Sosyal ve duygusal problemlere yol açma |
Eğitimde teknoloji kullanımı | Öğrenme ve öğretme süreçlerinin kolaylaşması | Yüz yüze etkileşimin azalması ve sosyal becerilerin gelişmemesi |
Bilim, teknoloji ve eğitime yapılan yatırımlar | Küresel rekabette üstünlük sağlama | Sürekli teknolojik güncellemelere ve adaptasyona ihtiyaç duyulması |
Dünya pazarında rekabet üstünlüğü sağlayabilmek adına; bilim, teknoloji ve eğitime ciddi bir yatırım yapılmalıdır. Yapılan bu yatırımın, doğru başlangıç noktasında olması ve devamlılığının olması bize bu üstünlüğü sağlayacaktır.
Birçoğumuz teknolojiden uzak eğitim hayatından geçtik. Belki lise den sonra belki de daha geç bilgisayarlarla tanıştık. İlk bilgisayarla tanıştığınızda kaç yaşındaydınız? Şimdiki nesil bu konuda çok şanslı. Neredeyse her evde bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon var. Hatta sınırsız internet bile var. Bu nefes kesici bir şeydi benim çocukluğumda. Düşünsenize dönem ödeviniz var ve kütüphanede saatlerce hatta günlerce zaman harcamadan bir tıkla istediğin bütün bilgiyi toparlayabiliyorsun. Bu sokakta oyun oynayabilmek için ciddi bir vakit kazandırırdı mesela vaavvvv…
Teknoloji ve biz
Siz de kütüphane tozu yutanlardan mısınız? Öyleyse birlikte düşünelim teknolojinin hayatımızdaki artılarını ve eksilerini. Günlerce kütüphanelerde ödev araştırırken ödevimiz dışında ne çok bilgiye sahip olurduk, ne çok yazarla ve kitapla tanışıyorduk. Peki Google amcamıza direk almak istediğimizi sorunca, hangimiz daha şanlıyız? Bilemedim. Öyleyse biraz daha düşünelim….
Teknolojinin bu denli hayatımıza girmesi tembelleşmemize sebep oldu sanki ne dersiniz? Bilgisayarın başından kalkmayan, elinden tabletini, telefonunu bırakmayan çocukların durumu ne kadar da içler acısı. Diyalize bağlı hastalar gibi hepsi de şarj kabloları ya da powerbankleri olmadan nefes aldıklarını hissetmiyorlar, şarjları bitince kalpleri duracak gibi oluyor.
Bir yerde yanlış giden bir şeyler var. Dur durak bilmeyen bir bağımlılık haline geldi bu durum. Nerede yanlış yapıyoruz, neyi yanlış anladık? Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçerken o kadar çok direndik ki, o kadar uzun sürdü ki geçişimiz. Peki neden? İşsiz kalma, aç kalma korkumuz vardı bu direnişin altında. Oysa sanayi devrinden bilim ve teknoloji devrine geçişimiz ne kadar da kolay oldu. Hatta yediden yetmişe hepimiz bağımlı olduk farkında bile olmadan. Hepimizin bu konuyu şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekiyor. Evet teknoloji çok güzel, çok faydalanılabilir bir şey fakat biz bunu nasıl kullanıyoruz? Gerçekten faydalanabiliyor muyuz?
Teknoloji bizden ne alıyor?
Bu soruların cevaplarını samimi bir şekilde verebildiğimiz zaman “teknolojinin bizim hayatımıza kattıkları mı var yoksa hayatımızdan çaldıkları mı?” daha net görebiliriz.
Henüz iki, üç yaşındaki çocukların ellerinde cep telefonları ya da tablet var annelerinin, babalarının ya da bakıcılarının susturucu olarak kullandığı silahları gibi. Bu çocuklardan okul çağına geldiklerinde yaşıtlarının olduğu sınıflarda arkadaşlarıyla uyum sağlamasını istiyor, canlı canlı ders anlatan öğretmeninin anlattıklarını anlamasını bekliyoruz. Kendilerini o kadar kötü ve mutsuz hissediyorlar ki toplumda, okul bitse de evde bağımlısı olarak büyüdüğümüz teknoloji denen bağımlılığın kucağına atsak diye dakikaları sayıyorlar. Aileden uzak, toplumdan uzak, sohbet etmekten bihaber odalarında bütün hayatlarını teknolojiye endeksli yaşayan bir nesil yetişiyor.
Oysa teknoloji çağına geçişteki beklentimiz bu muydu?
Aileler çocuklarını yetiştirirken eksik olduklarını hissettikleri noktalarda teknolojiyi kullansalardı. Öğretmenler dersleri anlatırken sözlü ya da yazılı anlatımda yeteri kadar aktaramadıklarını düşündükleri konuları slaytlarla, videolarla anlatmak için kullansalardı. Öğrenciler ödevlerini araştırmak, kendilerini geliştirmek daha fazla bilgi sahibi olmak için teknolojiyi kullansalardı. Çalışanlar işlerini bir adım daha öteye taşıyabilmek adına, ev hanımları mutfakta ya da çocuk yetiştirme konusunda kendini geliştirmek için kullansalardı. Teknoloji çağından daha fazla yarar sağlamış ve kendini geliştirmekte olan ülkeler arasında daha üst sıralara taşımış olmaz mıydık milletçe TÜRKİYE'mizi?
Hadi hep beraber şapkalarımızı önümüze alalım ve bir kez daha düşünelim madalyonun hangi tarafındayız?
Yazar: Azime Demirel
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.