Başarılı Senaryonun İpuçları
Senaryo Üsteliği | Açıklama | Örnek |
---|---|---|
Görselliğin Ön Planda Tutulması | Senaryonun sinema için yazıldığını ve görsel detayların anlatıya nasıl yerleştirildiğini belirtir. | Çok göster ama az söyle ilkesi |
Çarpıcı Bir Hikaye | Hikayenin daha başından itibaren izleyiciyi etkileyen ve ilgisi çekmeyi başaran bir konu üzerine kurulmasıdır. | Trafik kazası, deprem, ölüm vb. çarpıcı başlangıçlar |
Akıcı, Anlaşılır, Sade, Duru Bir Dil | Dilin kullanımı, açıklık ve anlaşılırlık konusunda oldukça önemli. | Ağdalı, karmaşık ifadelerden kaçınılmalıdır. |
Güçlü Karakterler | Karakterlerin güçlü özelliklere sahip olması ve bu özelliklerle hikayenin ilerlemesinde rol almasını ifade eder. | Zekasıyla ya da verdiği yerinde kararlarla problemleri aşabilen karakterler |
Yaratıcı Sahneler | Sahnelerin birbiriyle uyumlu, estetik, anlamlı ve görsel olarak zengin olması. | Angelopoulos’un filmlerindeki geniş açılı sahneler |
Belirli bir ritm | Hikayenin belli bir seviyede ilerlemesi ve izleyenlerin ilgisini sürekli canlı tutabilir. | Hikaye ara ara düşüşlere sahip olabilir ancak genel olarak bir seviyede tutulmalıdır. |
Karakterlerin Yolculuğu | Karakterlerin hikayeyi anlatmaması, yani kendi halleri, hareketleri, tavrı ve davranışları ile hikayeyi göstermeleri gerekmektedir. | Hikayede, karakterler söyledikleriyle, söylemedikleriyle, halleri ve davranışları ile hikayeyi anlatmalıdır. |
Çözüm Odaklılık | Karakterlerin zorlukların karşısında çözüm odaklı olmaları. | Kriz yönetimini beceren, sorun değil çözüm odaklı karakterler |
Anlatının Bütünlüğü | Tüm bu öğelerin anlamlı ve tutarlı bir şekilde bir araya getirilmesi. | Senaryonun genelinde tutarlılık sağlanmalıdır. |
Ekip Çalışması | Akıcı, anlaşılır dil ve net ifadeler ekip çalışmasında anlayış birliğini sağlar. | Herkesin senaryoyu kolayca anlamasını sağlayacak dil kullanımı. |
“İyi bir film çekmek için üç şeye ihtiyaç vardır: senaryo, senaryo ve de senaryo…” Alfred Hitchcock
Dünya sinemasının başarılı ismi Hitchcock’un da ifade ettiği gibi senaryo, iyi bir film için olmazsa olmaz unsurlardan birisidir. Benzer bir bakış açısıyla Rene Clair’de:
“İyi bir senaryodan kötü bir film çıkabilir; ama kötü bir senaryodan hiçbir zaman iyi bir film yapılamaz” diyerek, senaryonun önemine dikkat çekmiştir. Senaryo böylesine kilit bir konumda filmin başarısını doğrudan etkileyen bir unsur olarak ortaya çıktığı için, başarılı senaryoların özelliklerine dair bilinmesi gerekenler daha çok önem kazanmaktadır.
Başarılı Senaryonun İpuçları Nelerdir?
Senaryonun nasıl bir seyirde yazılarak nasıl bir süreç içerisinde tam anlamıyla etkili bir metin haline getirilebileceği sorunu da hala sıcaklığını koruyan bir konudur. Bu sebepten dolayı, başarılı senaryoların izini sürerek, zihnimizdeki hikayeyi anlaşılır bir şekilde nasıl yazacağımız konusuna açıklık getirebiliriz.
Görselliğin Ön Planda Tutulması
Senaryo yazmaya başlamadan önce hikaye henüz fikir aşamasında iken de yazarken de metnin sinema için yazıldığı unutulmamalı ve bu sebepten dolayı da görsellik unsuru ve görsel detaylar anlatının içine başarılı bir şekilde yerleştirilmelidir. Senaryo yazarı, “çok göster ama az söyle” ilkesini baz alarak yazı içeriğini oluşturmalı ve görselde karşılığı olmayan ifadelerden özellikle kaçınmalıdır. Yazılan her ifadenin görsel karşılığının bulunması senaryonun özellikle çekim aşamasında zorluklar yaşanmasının önüne geçecektir.
Baştan Sona Götürecek Çarpıcı Bir Hikaye
Başarılı senaryolarda hiç kuşkusuz hikaye seçimi ve hikayenin işlenişi son derece önemlidir. Belli bir ritm ile başlayan hikayenin ara ara düşüşleri olsa da genelde belirli bir seviyede tutunması izleyenlerin ilgisinin sabit kalması açısından etkilidir. Hikayede bir trafik kazası, deprem, ölüm, kalp krizi, uçak düşmesi, uzaylı istilası, salgın hastalık vb. çarpıcı başlangıçlar, izleyenlere ilk çengelin atılması anlamında mantıklıdır. Ancak bu aksiyonlu/heyecanlı girişin sürece yayılarak benzer derecelerde etkisinin sürmesi konusunda gayret gösterilmelidir. Sadece girişte kalan çarpıcı başlangıçlar, devamı gelmezse çok anlamlı olmaz. Örneğin “Ghost Ship” filminin açılışı çok etkili bir sahne ile başlar ancak filmin diğer bölümleri açılıştaki o heyecanı ve şaşkınlığı yakalayamaz.
Akıcı, Anlaşılır, Sade, Duru Bir Dil
Senaryoya her ne kadar hikayenin içinde var olan duygusal çıktılar şekil veriyorsa da senaryo yazımında kullanılan dil de en az anlatının içeriği kadar önemlidir. Akıcı ve anlaşılır bir tarzda sade ve duru bir dil kullanımı hem senaristin hayal dünyasının/hikayesinin filtresiz bir şekilde karşıya geçmesini sağlar hem de yanlış anlamalar ya da anlaşılmamalar üzerine bir iletişim kazasının önüne geçilmiş olur.
Belki diğer edebi metinlerde kullanılan ağdalı, karmaşık ya da kafa karıştırıcı ifadeler. edebi metin olmaktan kaynaklı her okuyucuya kendi düşünme alanını açmak adına yanlış kabul edilmeseler de, senaryo da her zaman herşeyin çok açık ve net ifade edilmesi ve kolay anlaşılır olması tercih edilir. Bu tarz bir dil kullanımı, ekip çalışmasındaki insanların da okudukları konusunda hemfikir olmasını sağlayacak bu da filmin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesine olanak sağlayacaktır.
Güçlü Karakterler
Anlatının senaryo içindeki karakterler üzerinden ilerleyip inşa edildiği gerçeğinden hareketle, karakterlerin güçlü özelliklerle ortaya çıkması ve betimlenmesi başarıl senaryonun diğer özelliklerinden biridir. Karakterlerin metin içindeki yolculuklarına dair söylenmesi gereken önemli bir husus da şudur ki: Hikaye karakterlerce anlatılmamalıdır.
Karakterler söyledikleriyle, söylemedikleriyle, hal, hareket, tavır ve davranışları ile hikayeyi göstermelidirler. Ayrıca birçok problemi kimi zaman zekasıyla kimi zaman verdiği yerinde kararlarla aşamayan karakterler de güçsüz olarak nitelendirilecekleri için. Anlatının seyrinde etkin olamazlar. Bu sebepten dolayı, kriz yönetimini beceren, zorlukların üstesinden gelen, sorun değil çözüm odaklı, yapıcı karakterler anlatıyı üst bir konuma taşıyabilir.
Yaratıcı Sahneler
Sahnelerin uyumlu ve anlamlı bir biçimde biraraya gelmesinden oluşan senaryo, mikro açıdan bakıldığında yaratıcı, estetik, anlamlı ve görsel olarak zengin sahnelerin varlığıyla daha çekici ve güzel hale gelebilir. Örneğin Yunan yönetmen Angelopoulos’un filmlerindeki geniş açılı izleyenlere sonsuzluk hissi veren lirik sahneler, filmin bir bütün olarak daha başarılı olmasına ve beğenilmesine sebep olmuştur.
Yaratıcı sahneler ifadesiyle kastedilen, o sahnedeki kimi zaman diyaloglarlarla beslenen kimi zaman da diyalogsuz mizansenin yarattığı atmosferin hayal gücüyle şekillenerek etkili bir görsele dönüşmesidir. Bu üzerinde çalışılmış sahneler hem izleyenlerin zihnine kazınmakta, hem de sinema tarihinin iz bırakan sahneleri olarak unutulmadan hatırlanmaktadır. Birçok auteur yönetmen, görüntü yönetmeniyle birlikte duygunun en katıksız ve saf halini bulup yansıtabilmek için yoğun çaba sarf etmektedir.
Doğal Diyaloglar
Klasik sinema anlayışında filmin akışı için diyaloglara başvurulur. Örneğin bir trafik kazasını, kazayı gören iki kişinin konuşması içinde geçirerek detaylı bir trafik kazası görseli vermeden ve olay yerinde daha başka kişilerin konuşmalarına gerek duymadan geçmek mümkündür. İster diyalog isterse monolog olsun. Bu konuşma metinlerinin yazılmasının bir diğer amacı da olay, kişi ya da başka karakterlerle ilgili bilgi verip, izleyenlerle bu kişileri tanıştırmaktır.
Senaryo ana metni içinde karakterlerin sözleri olarak yazılan diyaloglar elbette ki gerçeklik duygusuyla örtüştüğü oranda benimsenir, sevilir. Yazılan karakterin özellikleri (yaş-cinsiyet-eğitim durumu-işi-deneyimleri-hobileri vb.) ile paralel bir seyir izleyen konuşma metinleri yazmak, hem anlatıyı derinleştirir hem de karakterin anlatı içindeki konumunu daha da belirginleştirerek senaryoyu zengin kılar. Karakterin konuşmalarını karakterin özellikleri ile desteklemek ya da karakterin özelliklerine uygun diyalog yazmak bu anlamda temel bir ilke olarak karşımıza çıkar.
Çekici diyaloglar genellikle sıradışı konuşmalardır. Bu tarz konuşmalarda mantık sınırları dahilinde bir ilginçlik vardır. Bu ilginç durumun üzerine gidilir ve belirli bir seviyede bu farklılık unsuru devam ettirilirse diyaloglar da başarıya ulaşır.
Yan Karakter ve Yan Olayın Varlığı
Senaryonun seyrini yönlendiren ana karakter yanında konumlanan yan karakterler, hikayenin çok katmanlı ilerlemesine öncülük ederler. Ana karakterin bilinmeyen yanlarının ortaya çıkmasında da etkili olan yan karakterler, ana karaktere kimi zaman yol gösteren/akıl hocalığı yapan bilge kişi “mentör” pozisyonunda da olabilir. Bu mentör karakteri, ana karakterin yaşadığı problemlerde ilk aklına gelen kişidir. Bu yüzden de ana karakterin hemen yanında resmedilen karakter mentördür.
Mentörün haricinde ana karakterin yaşamış olduğu mekanlarda tanıştığı, vakit geçirdiği, ortak yaşanmışlıklara sahip herkes yan karakter olarak isimlendirilebilir. Elbette yan karakterlerin ana karakterin yanında olması aksiyona birlikte girmeleri ya da birlikte mücadele etmeleri yanında yan hikaye denilen sub-story’lere de etkin bir şekilde malzeme oluşturmaktadır. Ana hikayeye bir şekilde bağlanan yan hikayeler ile senaryo anlatısının derinleşerek çok katmanlı bir yapıya ulaştığı görülür.
Taslak Çalışmasının Varlığı
Ana metin senaryoya başlamadan önce senaryonun genel çerçevesi, içeriği, karakterleri vb. anlatım kodları ile kısacası bir yol haritası üzerinden süreci yönetmek, senaryo yazmaya geçişte senariste büyük kolaylık sağlayacaktır. Taslak çalışmasında ortaya çıkan ve fark edilen bir takım sorunlar, senaryo aşamasına kadar düzeltilerek senariste zaman kazandırabilir. Dolayısıyla başarılı bir senaryo için, hazırlık aşamasının tamamlanarak eksikliklerinin zamanında görülüp düzeltilerek ortaya çıkarılmış bir metin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Tür ve Biçim Konusunda Kararlı Bir Anlayış
Senaryo yazımı aslında eksiklerine ya da fazlalıklarına rağmen kağıt üzerinde filmi bitirmek gibidir. Yazılacak hikayenin ana teması itibariyle hangi türe dahil olacağı bilinmeli bu tür üzerinde yazmaya devam edilmelidir. Biçim konusunda ise sahnenin çekimi konusunda kafa yormaktan ziyade mizansene yani sahnenin detaylarına yönelik yazılar/yorumlar ya da düşünceler çok daha önem kazanmaktadır. Senaryonun yazılmaya ilk başlandığı anlardan itibaren, katedeceği yol ve varacağı nihai hedef hesaplanarak senaryo yazarlığına devam edilmelidir.
Anlatı Yapısı
Klasik anlatı yapısının genel olarak bir bütün halinde ve özel olarak ise kısımlar halinde anlamlı bir şekilde ana metin içinde yazılması da son derece önemlidir. Yazının bölümleri ve geçiş noktaları net bir şekilde yazı içinde kullanılırsa, senaryo durağanlığa saplanmadan akıcı bir şekilde akacaktır.
Dr. Özgür Yılmazkol
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-tv ve Sinema bölümü mezunu. Aynı üniversitede doktora eğitimini tamamladı. Editörlüğünü yaptığı medya/sinema kitapları ve senaryosunu yazdığı belgesel, kısa film ve dizi senaryoları bulunmaktadır.