Mozart: Klasik Müziğin Dahi Çocuğu
Yaşam Dönemi | Önemli Olaylar | Besteleri |
---|---|---|
Çocukluk (1756-1762) | Müziğe olan ilgisi ve yeteneği 3 yaşında babası tarafından keşfedildi. | 5 yaşında ilk bestesini yaptı. |
Gençlik (1762-1772) | Babası ile Avrupa turnesine çıktı, Viyana, Paris, Londra ve diğer kentleri ziyaret etti. | Bu dönemde birçok eser besteledi, müzikal yeteneğini geniş çevrelere tanıttı. |
Orta yaş (1772-1781) | Viyana’da geçirdiği çiçek hastalığı sebebiyle Salzburg’a dönmek zorunda kaldı. | Çeşitli eserlerin yanı sıra İtalyan müziği üzerine birçok çalışma yaptı. |
Üretken çağ (1781-1791) | Salzburg'dan ayrılarak Viyana'ya gitti. | “Rondo Alla Turca”, “Saraydan Kız Kaçırma” ve “Sihirli Flüt” gibi önemli eserleri besteledi. |
Son Dönem (1791-1799) | Özellikle piyano konçertoları ile dikkat çekti. | Son döneminde barok tarzıyla birleşik eserler verdi. |
Ölüm | 35 yaşında, 1799 yılında hayatını kaybetti. | Hayatı boyunca 600’den fazla eser yazdı. |
Babası ve Müzik | Babası Leopold Mozart da bir müzisyendi ve Mozart’ın müzik kariyerinde önemli bir rol oynadı. | |
Sanat Hayatı | Babası ile birlikte 3,5 yıllık Avrupa turnesine çıktı. | Bu süre zarfında birçok eser besteledi. |
İtalya Turnesi | Roma, Milano ve Napoli'de önemli şehirleri gezdi, oradaki konserler verdi. | Bu dönemde İtalyan müziği üzerine yoğunlaştı, birçok eser besteledi. |
Viyana Dönemi | Salzburg’dan ayrılarak Viyana’ya gitti ve Beethoven’ın hocası Franz Joseph Haydn ile tanıştı. | Viyana döneminde birçok eser ve konçerto besteledi. |
Henüz 3 yaşındayken müziğe olan olağanüstü yeteneği babası tarafından keşfedilen ve ilk bestesini 5 yaşındayken yapan klasik müziğin dahi çocuğu Mozart tarihte bugün 27 Ocak 1756’da dünyaya gelmiştir. 18. yüzyıl klasik müzik döneminde devrim sayılabilecek nitelikte besteleri günümüze kadar gelen ve evrensel birer değer olan Mozart 35 yıllık ömrüne 600’ü aşkın eser sığdırmıştır. Seslere karşı aşırı hassasiyeti onun müzikal anlamda çok yönlü bir tarz geliştirmesinde ve pek çok farklı alanda eserler yaratmasında önemli bir etken oluşturmuştur.
Senfoni, opera, sonatlar, serenad, dini müzikler, konçerto gibi farklı tarzlarda eserler sunan Mozart’ın en dikkat çeken yeniliklerinden biri de piyano konçertolarının öncüsü sayılan isim olmasıdır. Mehter Marşı’ndan esinlenerek bestelediği “Rondo Alla Turca” yani Türk Marş’ı ve Osmanlı ülkelerinde geçen “Saraydan Kız Kaçırma” operası ile Mozart ülkemiz açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Eserleriyle ölümsüzleşen müzisyen ve bestecinin hayat hikayesi ile devam edelim.
Mozart ve Müzikle Tanışması
27 Ocak 1756 tarihinde doğan müzisyenin uzun ismi Wolfgang Amadeus Mozart’tır. Çocukluk dönemlerinde daha çok Wolfgang Amadeus olarak bilinen bu yetenekli çocuk müziği ve eserleri ile evrensel bir boyut kazandıkça Mozart olarak isim yapmıştır. Salzburg Avusturya’da dünyaya gelen Mozart müzisyen bir ailenin içinde büyümüş, bu sebeple yeteneği de çok erken yaşta babası tarafından keşfedilmiştir.
Babası Leopold Mozart Salzburg Başpiskoposluğu Saray Orkestrası’nda keman çalan, aynı zamanda kendi keman metotlarını geliştiren dönemin Avusturya’daki saygıdeğer müzik otoritelerinden biridir. Çocuklarını müzik konusunda yetiştiren Leopold Mozart, küçük oğlu Wolfgang Amadeus’un yeteneğini henüz 3 yaşında iken keşfetmiştir. Duyduğu müziği anında hafızasına kaydedebilen Wolfgang ile özel olarak ilgilenmeye başlamış piyano, keman, kilise orgu gibi enstrümanları çalmayı öğretmiştir.
5 yaşlarında iken çaldığı müzikleri babası notaya dönüştürmüş ve böylelikle Wolfgang Amadeus Mozart ilk bestelerini yapmaya başlamıştır. Bu bestelerin ardından babası onu Avrupa turnesine çıkararak bu benzersiz yeteneği herkese tanıtmıştır. Çocuk yaşından itibaren Mozart artık klasik müziğin dahi çocuğu olarak gittiği her yerde hayranlık uyandıracak ve adını tüm dünyaya duyuracaktır.
Wolfgang Amadeus Mozart’ın Sanat Hayatı
Babası ile birlikte çıktığı Avrupa turnesi 3,5 yıl sürdü. Bu süre içerisinde Viyana, Paris, Londra, Münih, Prag gibi Avrupa başkentlerini gezen Mozart sadece yeteneğini başkalarına sergilemekle kalmayıp bugünkü ölümsüz eserlerinin temellerini de o yıllarda atmıştır. Birçok ünlü müzisyenle tanışmış ayrıca İtalyan çelist Gioyanni Battista Cirri ile aynı sahneyi paylaşmıştır. Johann Sebastian Bach, Mozart’ın en çok hayranlık duyduğu ve etkilendiği isimdir. İmparatorluk saraylarında verdiği konserler ile devlet otoriteleri üzerinde hayranlık uyandıran Mozart 1767 ve 1769 yılları arası dönemi Viyana’da geçirmiştir. Bu dönemde geçirdiği çiçek hastalığı sebebiyle Salzburg’a dönmüşler iyileşmesinin ardından henüz 12 yaşında Salzburg Saray Orkestrasında başkemancılık gibi önemli bir göreve getirilmiştir.
Ardından İtalya turnesi gelir. Roma, Milano, Napoli, Venedik, Bologna gibi İtalya’nın önemli şehirlerinde verdiği konserlerin yanı sıra Bologna Flarmoni Akademisi’ne giren Mozart müzik bilgisiyle de adından söz ettirmiştir. Papa tarafından “Altın Mahmuz Şövalye Nişanı” ile onurlandırılan genç müzisyen İtalyan aristokrat aileleri tarafından da yoğun ilgi görmüştür. Bu dönemde farklı zamanlarda üç kez İtalya’ya giden Mozart 21 yaşında iken Almanya’ya gitmiş bir yandan bestelerine devam ederken bir yandan piyano dersleri vererek geçimini sağlamıştır. Bu dönem yaşadığı hüzünlü aşk hikayesi sonraki dönemde bestelediği eserlerinde etkisini göstermiştir. 1780 yılında ilk büyük operası olan İdemeneo’yu Münih’te sahnelemiştir.
1781 yılında başpiskopos ile ters düşünce Salzburg’dan ayrılarak Viyana’ya gitmiştir. Viyana’da aynı zamanda Beethoven’ın da hocası olan Franz Joseph Haydn ile tanışıp birlikte yaylı kuartet çalmışlar ve Mozart’ın yeteneği Haydn tarafından da takdirle karşılanmıştır. Viyana’da olduğu dönem Avrupa’da Türklerin adından söz ettirdiği dönemlerdir. Her zaman farklı kültürleri ve müzikleri inceleyen ve çalışmalarında bu zenginlikleri sentezleyen Mozart’ın bugün hala bazı resmi davet ve tanıtımlarda kullanılan Rondo Alla Turca (Türk Marşı) ile büyük ses getiren Saraydan Kız Kaçırma operası usta müzisyen tarafından bu dönemde bestelenmiştir.
1782 ve 1785 yılları arasında Mozart klasik müzikte öncülük ettiği solo piyano konçertoları ile ön plana çıkar. Bu tarihten sonra konserlerden çok bestelerine ağırlık verecektir. Ardından müziğini barok tarzıyla birleştirerek “Sihirli Flüt” isimli operasıyla büyük bir başarıya daha imza atmayı başarmıştır. 1786 “Figaro’nun Düğünü” başarılı kariyerinde çok ses getiren diğer operasıdır.
5 yaşında itibaren beste yapmaya başlayan henüz 12 yaşında geldiğinde 50’yi aşkın bestesi olan ve yaşamının son 10 yılında ölümsüz eserlerine imza atmıştır. 1791 yılında yaşama veda ettiğinde 20 opera, 51 senfoni, 25 piyano konçertosu, 60’dan fazla sonat ve yaylılar dörtlüsü için bestelediği eserleriyle 35 yıllık kısa yaşamında 600’ü geçkin eser bırakmıştır.
Mozart’ın Özel Yaşamı
Çocuk yaştan itibaren babasıyla birlikte sürekli turnelerde olan Mozart’ın müzik dışında bir okul hayatı olmamıştır. Özel yaşamı ile ilgili sınırlı bilgi bulunan Mozart’ın babası tarafından onaylanmayan bir evlilik yaptığı bilinmektedir. Almanya’da yaşadığı dönemde müzisyen bir aile olan Weber’lerin evinde kiracı olarak oturdu. Weber’in büyük kızı Aloysie ile yaşadığı aşk hüsranla sonuçlandı. Opera sanatçısı olmak isteyen Aloysie’ye müzik dersleri veren Mozart Paris konserleri dönüşü evlenmek istiyordu ancak bu isteğini gerçekleştiremedi. 1781 yılında Viyana’da Weber ailesi ile karşılaşan Mozart, bu kez ailenin küçük kızı Constanze ile evlenmek istedi.
Babasının tüm karşı çıkmalarına karşın bu evlilik gerçekleşti. Evliliğinde istediği mutluluğu yakalayamadı. Saraya hizmet eden bir yaşamdan ziyade daha özgür olmayı yeğleyen Mozart, saray hizmetinden bu sebeple ayrılmış ancak bu durum maddi zorlukları da beraberinde getirmiştir. Mozart bu kadar üne sahip olmasına rağmen maddi olarak çok rahat bir yaşam sürememiştir. Yaşadığı ateşli bir hastalık sonucunda 1791 yılında Viyana’da yaşama veda eden Mozart’ın mezar yeri tam olarak bilinmemektedir. Seslere karşı duyarlılığı ve duyduğu bir müziği hafızasına kaydedebilmesi onun müzik dehasını açıklayan en önemli özelliklerinden biridir.
Mozart’ın Eserleri ve Etkileri
Müzikte bağımsız ve tamamen kendi tarzını yansıtan çalışmaların ilk öncülerinden biri olan Mozart neredeyse her tarzda beste yapmıştır. Divertimenti, serenat, dini müzikler, opera, senfoni, sonat ve konçertolar ile kendisinden sonra gelen büyük isimlerin ilham kaynağı olmuştur. Çaykovski Mozart’ın büyüklüğünü “Mozartiana” isimli eserinde anlatmıştır. Sadece klasik müzik de değil jazz, rock müzik ve heavy metale kadar pek çok müzik türünde Mozart’ın bestelerinden esinlenilen örnekler bulunur. Son operası “Titus’un Merhameti” 6 Eylül 1791’de Leopold II’nin Bohemya Krallığı taç giyme töreninde kendisi tarafından icra edilmiştir.
Ölümü öncesi üzerinde çalıştığı son eseri Requiem ise daha sonra bir öğrencisi tarafından tamamlanmıştır. Başlıca eserleri Girit Kralı Idemeneo, Saraydan Kız Kaçırma, Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni, Sihirli Flüt operalarından bazılarıdır. 1984 yılında, hayatı Amadeus adlı film ile beyaz perdeye aktarılan Mozart bu film ile halk tarafından yaşamı ve eserleriyle günümüzde de çok daha tanınır hale gelmiştir. Tarihte bugün dünyaya gelen Mozart yeteneği ve müziğiyle yaşadığı dönemin ötesinde zamansız bir sanatçıdır.
İstanbul İşletme Enstitüsünde içerik editörü olarak görev almaktadır. Kişisel gelişim ve eğitimlerle ilgili içerik hazırlıyor.