Ünlü Kimyacı ve Biyolog Louis Pasteur Bugün Doğdu
Bilgi Başlığı | Açıklama | Ek Bilgi |
---|---|---|
İlk Yıllar | 27 Aralık 1822’de Fransa’nın Dole şehrinde doğan Pasteur, genç yaşta çizime ilgi duydu. | Resimler, Pasteur Enstitüsü'nde sergilenmektedir. |
Eğitim Hayatı | Paris'teki ünlü Ecole Normale Superieure'da öğretmen olmak için başladığı eğitim hayatında, kimyaya olan ilgisi ağır basar. | 1847 yılında fizik ve kimya alanında doktorasını aldı ve burada öğretmenin asistanı olarak çalışmaya başladı. |
Fermantasyon Çalışmaları | Şarap fıçılarındaki tortular üzerine yaptığı çalışmalar onu fermantasyonu keşfetmeye götürdü. | Bu çalışmaları üzerine “mikrop kuramı” tezini oluşturdu. |
Mikroplar ve Salgın Hastalıklar | Mayalanma sürecindeki mikro canlıların yarattığı farklılıkla birlikte, mikropların oluşturduğu hastalıkları keşfetti. | Mikropların ısıyla kontrol altına alınabileceğini ve hastalıkların engellenebileceğini göstermiştir. |
Pastörizasyon | Pasteur, gıdaların bozulmasını önlemek için sıvıların ısınmasının gerekli olduğunu iddia etti ve pastörizasyonu buldu. | Bu teknik, öncelikle istenmeyen mayalanmayı önlemek için şarap üretiminde kullanıldı ve daha sonra süt üretiminde önemli rol oynadı. |
Kuduz Aşısı | Kuduz aşısının keşfi ve başarılı uygulaması, Pasteur’un ününü artırdı. | Bu keşfinden sonra Pasteur Enstitüsü’nü kurmuştur. |
İpek Böceği Hastalığı | Pasteur, salgın bir ipek böceği hastalığına neden olan mikropların önlenmesiyla hastalığın da geçebileceğini belirtti. | Bu bulus, o dönem Fransa ipek üretimi için çok önemliydi. |
Aile Hayatı | Pasteur, Strasbourg Üniversitesi’nde çalıştığı dönemde rektörün kızı ile evlendi ve bu evlilikten 4 çocuğu oldu. | Ancak 3 çocuğunu salgın hastalıklar sebebiyle kaybetti. |
Ölümü | Pasteur, ölümüne kadar sağlık bilimleri alanında çalışmalarına devam etti. | Enstitüsü, ölümünden sonra da çalışmalarını sürdürdü. |
Louis Pasteur’ün Mirası | Pasteur’ün fermantasyon, mikroplar, pastörizasyon ve kuduz aşısı hakkında çalışmaları, günümüz bilim ve teknolojisine önemli yönler vermiştir. | Bu başarılarıyla, Pasteur insan sağlığına büyük katkılarda bulunmuş bir bilim insanı olarak anılmaktadır. |
27 Aralık 1822 tarihinde Fransa’nın Dole şehrinde dünyaya gelen Louis Pasteur hayatını bilime adayan insan sağlığına katkı sağlayan, günümüze kadar gelen başarılı çalışmalar ve buluşlara imza atmıştır. Yetenekli bir kimyager olan Pasteur’un mikroplar, bakteriler ve salgın hastalıklar ile ilgili yaptığı çalışmalar birbirini takip eden keşifleri de beraberinde getirmiştir.
Bugünkü organik kimyanın temellerini atan fermantasyon üzerine yaptığı çalışmalar, gıda endüstrisinde devrim yaratan pastörizasyon, kuduz gibi salgın hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendiren aşılar Louis Pasteur’un dünya üzerinde ünlenmesini sağlayan başarılarıdır.
Louis Pasteur’un Hayatı ve Başarı Hikâyesi
Babası dericilik ile uğraşan orta halli bir ailenin oğlu olan Pasteur, lise dönemine kadar ortalama bir öğrenciydi. Çizim ve boyama konusunda yetenekli olan genç Pasteur’un o dönem için tek merakı portreler çizmektir. Bugün Pasteur Enstitü’de o dönem yaptığı resimler özel bir galeride sergilenir. Yükseköğrenimi için gittiği Paris’te ünlü eğitim enstitüsü Ecole Normale Superieure’e aslında öğretmen olmak için girer. Ancak kimyaya olan ilgisi ağır basar. 1847 yılında fizik ve kimya alanında doktorasını alan Pasteur Ecole laboratuarlarında kimya öğretmeninin asistanı olarak çalışmaya başlar.
Burada kristaller üzerine yaptığı çalışmalar onun keşifler yolculuğunun başlangıcı sayılır. İzomerlik, kristal yapı alanlarındaki çalışmaları ile adını duyurdu. 1848'de Strasbourg Fen Fakültesinde yardımcı kimya profesörü olan Pasteur 1854'te Lille Fen Fakültesi'nde kimya profesörlüğüne yükseldi. Strasbourg Üniversitesi’nde çalıştığı dönemde rektörün kızı ile evlenen Louis Pasteur’un bu evlilikten 4 çocuğu olur. Ancak 3 çocuğunu salgın hastalıklar sebebiyle kaybeder.
Şarap fıçılarının dibinde bulunan tortudaki tartarik asitlerle ilgili çalışmaları fermantasyonu keşfetmesini beraberinde getirir. 1871 yılında Ecole Normale’de istediği niteliklerde bir araştırma laboratuvarı kurulmasına öncülük etmiş ve bu laboratuvarın yöneticisi olarak çalışmalarını burada sürdürmüştür. Kuduz aşısını bulması ve başarılı olarak uygulanmasının ardından Pasteur Enstitü’yü kurmuş ve yaşamının son anına değin insanlık adına çalışmalarını devam ettirmiştir.
Louis Pasteur’un Fermantasyon ve Pastörizasyon Buluşu
Louis Pasteur’ün insanları etkileyen buluşlarından bir tanesi olan fermantasyon konusundaki çalışmaları bilimsel olarak “mikrop kuramı” tezini oluşturdu. Fermantasyondaki bu kurama göre, doğada yer alan organik maddelerdeki farklılıkların gözümüzün görmediği mikro canlılar tarafından oluşturuldu. Pasteur ise bu mikro canlıların ısıyla birlikte kontrol altına alınabileceğini gösterdi. Yani aslında mayalanma sırasında her bir mayanın başka türde mayalanmaya neden olduğu ortaya çıktı.
Louis Pasteur, mayalanma üzerine yaptığı deneysel çalışmalar ve araştırmalarında gıdaların bozulmasına mikropların sebebiyet verdiği sonucuna vardı. Mikroplar havada veya yeterince yıkanmayan kaplarda bulunuyordu. Bundan dolayı Pasteur, gıdaların bozulmasını hijyeni arttırarak yani sıvıların bozulmaması için sıcaklığı birkaç dakikalık süre içerisinde 50-60 derece civarında tutarak önleyebileceğini iddia etti. Pastörizasyon tekniği yeni ortaya çıktığında ise sadece şarapta istenmeyen mayalanmayı önlemek için uygulanmaya başlamıştı. Bu teknik günümüzde şarap için uygulanmıyor olsa da süt ve gıda ürünlerinin üretiminde uygulanan bir yöntemdir.
Pasteur, her zaman içtiğimiz sütün bozulmaması için de bir yöntem geliştirdi. Sütü 140 fahrenheit sıcaklıkta otuz dakikada ısıtıp hızlı soğuttuktan sonra sütü hava almayan ve sterilize olan kaplara, şişelere koymak gerekirdi. Ünlü bilim insanı Louis Pasteur’ün bulduğu bu yöntem, o zamandan bu zamana kadar süregeldi ve sütü mikroplardan arındırmak için günümüzde kullanılabilir bir yöntem haline geldi. Daha sonra patenti alınan bu yöntem, gıda endüstrisine önemli ölçüde devrim yarattı. Çok tutulan ve ilgi çeken bir yöntem olmasından dolayı Pastörizasyon işleminden biracılar da yararlandı.
O dönem koşullarında Fransa ve Almanya karşı karşıyaydı ve Fransa’nın üretim konusunda birçok eksiklikleri bulunuyordu. Pastörizasyon yöntemiyle üretilmeye başlanan biralar Pasteur’ün de desteğiyle birlikte başarıya ulaştı. Çünkü Pasteur onlara: “Çevrenin havasının temiz olmasına ve biranın saflığına dikkat edin.” şeklinde öğüt vermişti.
Salgın Hastalıklarla Mücadele ve Kuduz Aşısı
Mayalanmak için mikroplar gerekliyken bulaşıcı hastalıklarla ilgili de mikroplar önemli bir yer tutar. Fransa’nın güney tarafındaki ipek üretimi yapanlar için o dönem ipek böceği hastalığının ortaya çıkışı ekonomik açıdan felaket olmasından dolayı salgın hastalıklarla mücadele için de bir yöntem gerekliydi. Pasteur, oluşturduğu üretim teknolojisinde sağlıklı ipek böceklerini seçerek salgını önlemeyi düşünüyordu. Çünkü mikroplar sağlıklı ipek böceklerinin yumurtalarına saldırarak hastalığa neden olduğunu ve mikropların önlenmesiyle hastalığın da geçebileceğini belirtti. Ve bu durumu önlemek için geliştirdiği yöntem tüm dünyadaki ipek üreticileri tarafından kullanılır hale geldi.
Tavuk kolerası incelemesi yaparken birkaç aylık mikrop topluluğunun tavuğu hasta etmeyip hastalıktan da koruduğunu fark etti Louis Pasteur. Yani mikropların zayıflatılmış hallerinin tavuklara bağışıklık kazandırabileceğini ortaya koydu. Fakat bu aşıyı Louis Pasteur’den önce İngiliz Edward Jenner kullandı. Aşının bir başkası tarafından kullanılmış olması Louis Pasteur için sorun değildi. Çünkü Pasteur aşıda zayıflatılmış mikrop yerine gerçek hastalık mikrobu kullandı. Gerçekten de ortaya çıkardığı bu yöntem inek, koyun gibi sıcakkanlı hayvanlarda meydana gelen Şarbon hastalığına karşı büyük bir önlemdi.
Salgın hastalıklarla mücadele etmesinin yanı sıra kuduz hastalığına karşı da her ne kadar uzun olsa da Louis Pasteur varını yoğunu ortaya koydu. Kuduz hastalığının yaygın olduğu dönemlerde bir anne, kuduz bir köpek tarafından ısırılan dokuz yaşındaki oğlunu Pasteur’e getirdi. Pasteur, oğlu için yardım isteyen annenin onla konuşmasına rağmen yardımcı olmak istemiyordu. Çünkü kendisi bir doktor değildi ve yasal olmayan, tıp açısından tehlikeli olan bir uygulama sonucunda başı belaya girebilirdi. Bunun yanı sıra bir de bu yöntemi insanlar üzerinde denememişti. Ancak yanında çalışan doktor aşı yapabilirdi. Ve doktorun yaptığı bu aşı olumlu sonuçları doğurdu.
Ayrıca Pasteur, dikkatini hastane hijyenine çevirdi. Her yıl Paris doğum kliniğinde doğum yapan kadının ölümüne sebep olan Loğusa Humması için de antiseptik tekniklerin kullanılmasını önerdi. Pasteur’ün bu buluşları üzerinde yakın gelecekte İngiliz Cerrah Joseph Lister, Pasteur’ün yaptığı çalışmaların sonuçlarının doğru olduğunu açıkladı.
Pasteur Enstitüsü Kuruluşu
Pasteur Enstitüsü, 4 Haziran 1887 yılında Fransa’da kurulmuş ancak 14 Kasım 1888 yılında faaliyete geçmiştir. Salgın hastalıkların yanı sıra hastalıkların önlenmesi için tedavi, araştırma ve halk sağlığını iyileştirme gibi katkıda bulunur ve kar amacı gütmeyen bir kuruluştur.
Pasteur Enstitüsü’nün kuruluş gayesi mikroorganizmalar, biyoloji, hastalıklar gibi konuların üzerine araştırma ve geliştirme faaliyetleri uygulamak ve geliştirmektir. Pasteur Enstitüsü’nün isim babası aynı zamanda mikrobiyolojinin ana karakteri olan ve hayatı boyunca kuduz aşısından salgın hastalıkların önlenmesine kadar pek çok şey üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen bilim adamı Louis Pasteur’dür. Enstitü, uzun yıllardır salgın hastalıklara karşı pek çok çalışmalarla varlığını sürdürmektedir. Bunun yanı sıra difteri, tetanoz, tüberküloz, çocuk felci, sarıhumma gibi öldürücü hastalıkları önlemek ve kontrol altına almak için tıptaki araştırmalardan sorumlu olmuştur.
Yaptığı çalışmalarla hafızamıza kazınan büyük bilim adamı ve mikrobiyolojinin babası Louis Pasteur ölmeden önce “ Hiç kuşkum yok ki, bilim ve barış cehalet ve savaşı yok edecektir. Ulusların yıkmak yok etmek için değil, yaşamı yüceltmek için birleşeceğine, geleceğimizi bu yolda uğraş verenlere borçlu olacağımıza inanıyorum” dedi ve 28 Eylül 1895 tarihinde Fransa’nın Saint Cloud kasabasında hayata gözlerini yumdu. 197 yıl önce tarihte bugün doğan Louis Pasteur ölümünden sonra da pek çok bilim insanına ilham kaynağı olmuştur.
Louis Pasteur kimdir?
27 Aralık 1822 tarihinde Fransa’nın Dole şehrinde dünyaya gelen Louis Pasteur hayatını bilime adayan insan sağlığına katkı sağlayan, günümüze kadar gelen başarılı çalışmalar ve buluşlara imza atmıştır. Yetenekli bir kimyager olan Pasteur’un mikroplar, bakteriler ve salgın hastalıklar ile ilgili yaptığı çalışmalar birbirini takip eden keşifleri de beraberinde getirmiştir.
Pasteur Enstitüsü ne zaman kuruldu?
Pasteur Enstitüsü, 4 Haziran 1887 yılında Fransa’da kurulmuş ancak 14 Kasım 1888 yılında faaliyete geçmiştir. Salgın hastalıkların yanı sıra hastalıkların önlenmesi için tedavi, araştırma ve halk sağlığını iyileştirme gibi katkıda bulunur ve kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Pasteur Enstitüsü’nün isim babası aynı zamanda mikrobiyolojinin ana karakteri olan ve hayatı boyunca kuduz aşısından salgın hastalıkların önlenmesine kadar pek çok şey üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen bilim adamı Louis Pasteur’dür.
Louis Pasteur, pastörizasyon yöntemiyle neyi amaçlamıştır?
Louis Pasteur, mayalanma üzerine yaptığı deneysel çalışmalar ve araştırmalarında gıdaların bozulmasına mikropların sebebiyet verdiği sonucuna vardı. Mikroplar havada veya yeterince yıkanmayan kaplarda bulunuyordu. Bundan dolayı Pasteur, gıdaların bozulmasını hijyeni arttırarak yani sıvıların bozulmaması için sıcaklığı birkaç dakikalık süre içerisinde 50-60 derece civarında tutarak önleyebileceğini iddia etti.
İstanbul İşletme Enstitüsünde içerik editörü olarak görev almaktadır. Kişisel gelişim ve eğitimlerle ilgili içerik hazırlıyor.