Güldürünün Büyük Ustası Nejat Uygur
Doğum Tarihi | Meslek | Ölüm Tarihi |
---|---|---|
10 Ağustos 1927 | Komedyen, oyuncu | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Tiyatrocu | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Sinema oyuncusu | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Yazar | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Komedi yazarı | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Tiyatro yönetmeni | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Sinema yönetmeni | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Dramaturg | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Senaryo yazarı | 18 Kasım 2013 |
10 Ağustos 1927 | Yönetici | 18 Kasım 2013 |
"Hayat gelip geçiyor ağlamakla gülmekle, zaten komiklik yapıyorum ben böylesine bir dünyaya gelmekle." Nejat Uygur
Türk tiyatrosunun büyük ustası Nejat Uygur, 94 yıl önce bugün 10 Ağustos 1927’de doğdu. Çocuk yaşlarda tiyatro ile tanıştı ve ömrünün son demlerine kadar tiyatro sahnesindeydi. En büyük tutkusu güldürmekti.
Her kesiminin sanatçısıydı. Kendi tiyatrosunu kurdu. Anadolu’ya turneler düzenledi ve güldürüyü Anadolu ile de buluşturdu. Doğum günü vesilesiyle güldürünün büyük ustası Nejat Uygur’u bir kez daha analım istiyorum.
Nejat Uygur Kimdir?
Nejat Uygur, 1927 yılında dünyaya gözlerini açtı. Doğum yeri Kilis’ti. Babası subay, annesi ise öğretmendi. Memur ailesi sık sık tayin oluyordu. Bu sebeple de Nejat Uygur çocukluk yıllarında Anadolu’nun farklı şehirlerinde yaşadı. Eğitimini de Anadolu’nun farklı şehirlerinde tamamladı. İlkokulu yıllarını Siirt, Ezine ve İntepe’de okudu. Ortaokul yıllarını ise Sarıyer Çanakkale ve Manisa’da tamamladı.
Anadolu’da geçirdiği yıllar sebebiyle Türkiye insanını yakından tanıdı. Yıllar sonra tiyatrosunu kurduğunda da Anadolu’yu unutmadı. Turnelerle tiyatroyu İstanbul ve Ankara dışına taşıdı, Anadolu şehirlerini tiyatro ile buluşturdu.
Tiyatro ile tanıştığında yıl 1938’di ve henüz 11 yaşındaydı. İsmail Dümbüllü’yü keşfetmesi de tiyatroya olan tutkusunu pekiştirdi. Güzel Sanatlar Akademisi’ni kazandı. Tercihi heykel bölümü idi ancak tamamlayamadı; zira tiyatro sevgisi ağır basmıştı.
Spora da yetenekliydi. Sarıyer Halkevi’nde boksla tanıştı. Binicilik, atletizm ve su topu yetenekli olduğu diğer spor dallarıydı. Yapmak istediği ilk mesleği pilotluktu. Gençlik yıllarında Amerika’ya gitmek de istemişti. Bu hayaliyle gemicilik de yaptı. Gemilerde çalıştı. Güldürüye olan tutkusu hem gemide çalıştığı yıllarda hem de askerde iken devam etti. O yıllarını; “Onlara fıkralar anlatır, taklitler yapardım. Herkes çok gülerdi. Sonra askere gittim, orada da arkadaşlarımı çok güldürürdüm. Giderek insanların yüzünü güldürmek bende tutku oldu.” diyerek anlattı.
Sarıyer Halkevi’nin tiyatrosunda amatör oyunlar oynadı. Nejat Uygur Tiyatrosu’nu kurduğunda takvim yaprakları 1949 yılını gösteriyordu. Kendi tiyatrosunda hem yabancı oyunları hem yazdığı oyunları sahneledi. Tiyatrocu Necla Uygur ile 1950 yılında evlendi. 13 yıl boyunca turnelerde Anadolu’yu neredeyse karış karış dolandı. Çocukları da turnelerde dünyaya geldi. Yıllar sonra bir röportajda Süheyl Uygur; en büyük ağabeyi Ahmet’in İstanbul’da vapurda doğduğunu anlattı. Uygur: "Ben ve Süha Samsun doğumluyuz. Behzat Adana, Kemal Antakya doğumlu. Hep böyle turnelerde." ifadelerini kullandı.
Tiyatro Nejat Uygur için hayatın kendisiydi. Tiyatroyla iç içe yaşamasını yapılan röportajda, “Yoğun bakımda bile gözümü ilk açtığımda ‘Oyun kaçta?' dedim. Bu kadar tiyatroyla yaşayan bir insanım; hasta yatağımda da tiyatroyu düşünüyorum, eski repliklerimi tekrar ediyorum.” cümleleriyle anlattı.
Nejat Uygur Tiyatrosu yarım asrı aşkın süre oyun sahneledi. 60 yılı aşkın sürede zor zamanlar da geçirdi; iki darbe gördü. O dönemlerde de yine turnede idi. Ekibi aç kalmasın diye Celal Bayar maskı yaptı ve sattı. 1974 yılında Kıbrıs çıkarmasında İzmir’de turnede idi. Oyuncuları ve tiyatro ekibi için pek çok fedakarlık yaptığını çalışma arkadaşları anlattı.
60 yılı aşan sanat yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. 1998 yılında “Devlet Sanatçısı” oldu. Bu unvan Kültür Bakanlığı tarafından verildi. 2007 yılında kısmi felç geçirdi. 18 Kasım 2013’te tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 86 yaşında hayata veda eden usta tiyatrocu, Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verildi.
Süheyl ve Behzat Uygur babalarının izinden gitti ve tiyatrocu oldu. Tiyatrocu olmak isteyen oğullarına, “Önce insan olacaksın, sonra tiyatrocu olacaksın.” öğüdünü vermişti. Babalarından kalan mirası Süheyl Uygur, “Türkiye’nin neresine gidersek gidelim büyük bir sevgi gösterisi var bize, bunun en büyük sebebi Nejat Uygur’dur.” ifadeleriyle dile getirdi. Oyuncu olma geleneğini şimdilerde adını taşıyan torunu Nejat Uygur sürdürüyor.
Nejat Uygur Tiyatro Oyunları
Nejat Uygur, oyunlarında vatandaşın derdini anlattı. Kendi ifadeleriyle her kesimin sanatçısıydı. İstediği herkesi eleştirdi, eleştirirken kimsenin gururuyla oynamadı. Cibali Karakolu ve Minti Minti kültleşen oyunlarıydı. Markopaşa Müzikali’ni yıllar sonra eşi Necla Uygur, oğulları Süheyl ve Behzat Uygur yeniden sahneledi. Nejat Uygur’un oyunlarından bazıları;
Cibali Karakolu
Minti Minti
Kaynanatör
Zamsalak
Son Umudum Milli Piyango
Aman Özal Duymasın
Hastane mi? Kestane mi?
Alo Orası Tımarhane mi?
Benim Annem Evden Neden Kaçtı
Hanedan
Miğferine Çiçek Eken Asker
Param Yok Memet
Tiyatronun yanı sıra filmlerde de rol aldı. 1970 yılında çekinen Cafer Bey filminde başroldü. 1971’de Cafer Bey İyi, Fakir ve Kibar filmi ile sinema oyunculuğuna devam etti. 1974’te Cafer Bey filminin devamı Cafer’in Nargilesi çekildi. 2004 yılında çekilen yönetmen Yılmaz Erdoğan imzalı Vizontel Tuuba filminde oynadı. Nejat Uygur’un rol aldığı son film Mahsun Kırmızıgül imzalı Beyaz Melek filmi oldu.
Nejat Uygur’un Son Mektubu
Usta tiyatrocu Nejat Uygur; vefat etmeden önce bir mektup kaleme aldı. O mektubunda yine tiyatroya olan tutkusunu anlatıyordu: “İşin hep mizahi tarafını görün. Çocuklarıma da bunu öğrettim. Şimdi de hasta yatağımda ‘Nasılsınız?' diyenlere ‘İyiyi oynuyorum' diyorum.
En çok söylediğim şey: ‘Turneye çıkacağım.' Bazen de kendimi turnede gibi anlatıyorum: ‘Akşam oyun var, oyuna yetişeceğim' diyorum.” Ekip arkadaşlarımın o kadar sorumluluğunu aldım ki hep onları soruyorum, ‘Nasıl, iyiler mi?' diye? Yoğun bakımda bile gözümü ilk açtığımda ‘Oyun kaçta?' dedim. Bu kadar tiyatroyla yaşayan bir insanım; hasta yatağımda da tiyatroyu düşünüyorum, eski repliklerimi tekrar ediyorum. Bazen o repliklere yeni cümleler ekliyorum... Hastalanmadan bir gün önce de Ankara'da sahnedeydim.
Hastalanmasaydım hâlâ oynuyor olacaktım. 60 seneden fazla tiyatro sürdürdüm... Sürdürürken bir sürü acılar, darbeler, savaşlar yaşadım... Her şey değişirken Nejat Uygur Tiyatrosu hep vardı. Bir şekilde ayakta tuttum. Bir turnede darbe oldu, ekip aç kaldı... İskenderun'daydık; Celal Bayar'ın maskını yapıp sattım... ‘Sıkıysa almasınlar' dedim.
Şu tarafın bu tarafın değil, her kesimin sanatçısıyım... İstediğim herkesi eleştirdim ama eleştirirken kimsenin gururuyla oynamadım... Nejat Uygur en çok neye üzüldü, derseniz İzmir Fuarı'ndaki büstümün bir köşeye atılması hastalanmadan önce beni çok üzdü.
İnsanları hep güldürmeye alışmış bir insanım. Bu kadar güldürmeye alışmış bir insan olarak hep sağlam, sağlıklı, güldürürken ki halimle görülmek istiyorum. İzleyicilerim için ‘Akrabalarım' derim. Onları çok özledim."
Türk tiyatrosunun usta ismi Nejat Uygur’u saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
Nejat Uygur Kimdir?
Türk tiyatrosunun büyük ustası Nejat Uygur, 10 Ağustos 1927’de doğdu. Çocuk yaşlarda tiyatro ile tanıştı ve ömrünün son demlerine kadar tiyatro sahnesindeydi. En büyük tutkusu güldürmekti.
Nejat Uygur’un Oynadığı Tiyatro Oyunları Hangileri?
Cibali Karakolu ve Minti Minti kültleşen oyunlarıydı. Nejat Uygur’un oyunlarından bazıları şöyle: Cibali Karakolu, Minti Minti, Kaynanatör, Zamsalak, Son Umudum Milli Piyango, Aman Özal Duymasın, Hastane mi? Kestane mi? Ve Alo Orası Tımarhane mi?
Nejat Uygur’a Devlet Sanatçısı Unvanı Ne Zaman Verildi?
60 yılı aşan sanat yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. 1998 yılında “Devlet Sanatçısı” oldu. Bu unvan Kültür Bakanlığı tarafından verildi. 18 Kasım 2013’te tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Bayburt'ta doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema bölümünden mezun oldu. Medya sektöründe çalıştı. Yayınevlerinde editörlük yaptı.