İletişimsizlik Sorununu Nasıl Aşarız?
Konu | Detay | Çözüm Önerisi |
---|---|---|
Teknolojik İletişim Araçları | Modern teknoloji iyileşmiş iletişim imkanları sağlar ancak aynı zamanda sorunlar da yaratır. | Teknolojiyi dengeli ve amaca uygun şekilde kullanmak |
Çocuklar ve İletişim | Çocuklar ve gençler, teknolojik araçlar sayesinde sanal dünyada sosyal bir hayat kurarken gerçek dünyada iletişimde zorlanıyorlar. | Çocukların ve gençlerin doğru iletişim becerilerini geliştirmesi için ebeveynlere ve eğitimcilere önemli görevler düşüyor. |
İletişimsizlik | Her ne kadar teknoloji iletişimi kolaylaştırmış olsa da, bazen gerçek iletişim kurmakta zorlanabiliyoruz. | Duygularımızı ve düşüncelerimizi doğru şekilde ifade etmeye önem vermek |
Empati | İletişimde karşı taraftan empati beklendiği gibi, bizim de empati yapmamız gerekiyor. | Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkalarına yapmamalıyız. |
Doğru İfade | Bireyler arasındaki iletişim sorunlarının temelinde genellikle kendimizi doğru ifade edememe ve karşı tarafı doğru anlayamama sorunları yatıyor. | Etkili iletişim ve beden dili kullanımına özen göstermek |
Konuşma Dili | Her sözcük, hayatımızı ve ilişkilerimizi şekillendirir. Konuşma dili, iletişimin önemli bir parçasıdır. | Diğer insanların duygularını ve görüşlerini dikkate alarak konuşma yapmak |
Seçenekler ve İletişimsizlik | İletişim araçlarının artmasına rağmen, iletişimsizlik hala büyük bir sorundur. | Duygusal ve fikirsel ifade konusunda kendimizi geliştirmek |
Anlamak ve Anlaşılmak | Anlaşılmak istediklerimizi doğru bir biçimde dile getirememe, yanlış anlaşılmaya neden olur. | Kendimizi doğru ifade etmeyi öğrenmek ve karşı tarafın anlamasına yardımcı olmak |
Saygı ve İletişim | Farklı görüşlere ve düşüncelere saygı duymak, sağlıklı iletişimin temelini oluşturur. | Kendi doğrularımızın herkes için geçerli olmadığını kabul etmek |
Sosyal Beceriler | Sosyal becerilerin gelişimi, etkili ve sağlıklı iletişim için önemlidir. | Yüz yüze iletişim ve sosyal etkileşimlere önem vermek |
İnsanlık, varoluşunun ilk dönemlerinden itibaren iletişim kurma gayreti içinde olmuştur. Başlangıçta duman sinyalleriyle başlayan ve mektup, posta güvercini gibi yöntemlerle devam eden iletişim yolculuğumuz, bugün itibariyle hayli ilerlemiş durumda. 1793 yılında Claude Chappe tarafından icat edilen telgraf, o dönem için bir devrim niteliğindeydi, fakat günümüzde bu teknoloji artık ilkel sayılıyor.
i̇letişim, özünde düşünce, bilgi ve fikirlerin çeşitli yollarla başkalarına aktarılmasıdır. bunun için teknolojik aletler kullanılabileceği gibi, sözcükler ya da beden dili gibi araçlar da tercih edilebilir. ancak tüm bu imkanlara rağmen, acaba gerçek anlamda iletişim kurabiliyor muyuz?
Modern teknolojiyle birlikte dünyanın dört bir yanıyla iletişim kurabiliyoruz. Bir yandan bu durum bize pek çok avantaj sunarken, diğer yandan bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Çocuklar ve gençler, teknolojiye iç içe doğdukları için, bu olumsuzlukları en fazla yaşayan gruplardan. Gerçek dünyadan uzaklaşıp, sanal dünyada kendilerine yeni bir kimlik oluşturma eğiliminde olan çocuklar ve gençler, bu süreçte özgüvenlerini yitiriyor ve sosyal becerilerini geliştirmekte zorlanıyorlar.
Bu durum, özellikle iletişim kurarken kendilerini doğru ifade edemedikleri için yaşanıyor. Bunun önüne geçmek için, gençlerin ve ebeveynlerin bilinçlendirilmesi gerekiyor.
İletişim sürecinde, söylediğimiz her sözcüğün anlamını ve etkisini düşünmeliyiz. Söylediklerimizin karşı tarafa nasıl etki edeceğini tahmin etmek, bu süreçteki en önemli noktalardan biri. Bu noktada, empati yapmak oldukça önemli. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkalarına yapmamalıyız.
Kendi duygularımızı ve düşüncelerimizi doğru şekilde ifade edebilmek, etkili bir iletişim için önemli. İletişimde yaşanan en büyük sorunlar genellikle kendimizi doğru ifade edememe ve karşı tarafı doğru anlayamamadan kaynaklanır. Bu tür sorunları önlemek için, etkili iletişim ve beden dili kullanımına özen göstermeliyiz. Unutmayın, düşünmeden söylediğimiz her söz, iletişimsizliğe yol açabilir.
Niçin Çok Sayıda İmkan Olmasına Rağmen İletişimsizliği Tercih Ediyoruz?
İletişim kavramı, düşünce, bilgi ve fikirlerin çeşitli yöntemlerle diğer insanlara aktarılması sürecini ifade eder. Bu aktarım, teknolojik aletler aracılığıyla -telefon, radyo, televizyon gibi- gerçekleştirilebileceği gibi, araçsız ve en saf haliyle, yani yüz yüze de olabilir.
Bu kadar çok seçeneğe sahipken, acaba gerçekten etkin bir şekilde iletişim kurabiliyor muyuz? Bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Genel olarak baktığımızda, elde ettiğimiz bir dizi imkan mevcut ve dünyanın en uzak noktasıyla bile irtibat kurabiliyoruz. Geçmişte uzaklardaki sevdiklerimizin seslerini duymakta güçlük çekerken, 1964 yılında ilk defa gerçekleştirilen görüntülü görüşme teknolojisi sayesinde, şimdi onlarla yüz yüze iletişim kurabiliyoruz.
Çocuklar ve İletişim
Teknolojik gelişmelerin bu alanda bize sağladığı faydaların yanı sıra, maalesef olumsuz etkileri de var. Genç nesil teknolojinin göbeğine doğdu. Çocukların ellerindeki oyuncakların yerini, telefonlar ve tabletler aldı. Özellikle eski kuşak olarak adlandırdığımız büyüklerimizden bu durum hakkında oldukça sitem duyuyoruz.
Çocukların ve gençlerin yararına olabilecek gelişmeler ne yazık ki onları dünyadan koparmaya başladı. Sosyal platformlar dahilinde kendilerine bir yer bulurken yüz yüze geldiklerinde işin rengi değişiyor. İletişim kurarken kendilerini doğru ifade edemedikleri için çocuklarda öz güven gelişimi yavaşlıyor ve sosyal platformlarda kendilerine bambaşka bir dünya yaratıyorlar. Bu da onların gerçeklikten kopmalarına neden oluyor.
İmkanları doğru değerlendirip, bize sunulan fırsatları amaca uygun şekilde kullanmalıyız. İletişim kurduğumuzu düşünürken iletişimsizlik batağına düşmekten kaçınmalıyız. Bunun için, genç neslin ve ebeveynlerin bu konuda bilinçli hale gelmesi ve durumun ciddiyetinin farkına varıp harekete geçmesi gerekiyor.
Nasıl İletişim Kurmalıyız?
Zihnimize ektiğimiz her düşünce tohumunun filizlenip hayatımızı şekillendirmesi gibi ağzımızdan çıkan her sözcük de bizi oluşturuyor. ‘‘Anlamıyorsun!’’ demek yerine ‘‘Anlamadığın kısmı söylersen daha açıklayıcı anlatabilirim.’’ demeyi tercih ettiğimizde konuşmanın daha sağlıklı ilerlediğini fark edebiliriz.
Hayatımızı tek taraflı konuşarak sürdürmemiz mümkün değildir. Farklı insanlar, farklı düşünceler demektir. Sağlıklı bir konuşma gerçekleştirmek için birbirimizle aynı fikirlere sahip olmamız gerekmez. Farklı düşünce kalıplarına ve belki de bize hiç yakın olmayan görüşlere saygı duymalıyız. Burada anlamamız gereken şey herkesin doğrusunun bir olmadığı ve böyle olmasının ise en doğrusu olduğudur.
Konuşurken söylediğimiz her sözün, karşı tarafı nasıl etkilediğine dikkat etmeliyiz. Buradaki önemli ayrıntılardan biri empati yapmaktır. ‘‘Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma.’’ sözünü hepimiz en az bir kere duymuşuzdur. Aslında insanlarla iletişim kurarken de bu anlayışı sergilemeliyiz.
Örneğin; emir kipleriyle konuşulmasından hoşlanmıyorsak bir başkasıyla bu şekilde konuşmamalıyız. Bir diğer önemli ayrıntı ise kendimizi doğru ifade etmektir. Ne istediğimizi, nasıl istediğimizi ve bunun gibi pek çok şeyi en yalın haliyle ifade etmeliyiz. Örneğin; biri sizinle, şaka maksadıyla da olsa argo kelimelerle konuşuyorsa ve siz bundan rahatsız oluyorsanız karşınızdaki kişiye size karşı argo kelimelerle konuşmasından rahatsız olduğunuzu söyleyip bir daha böyle konuşmamasını rica edin.
İletişim kurarken yaşadığımız en büyük sıkıntılar, kendimizi doğru ifade edememekten ve karşı tarafı doğru anlayamamaktan gelmektedir. Kendi hayatlarımıza dönüp, insanlarla olan diyaloglarımızı incelediğimizde bunu çok daha net anlayabiliriz. Bu tarz sorunlarla karşılaşmamak adına etkili iletişim ve beden dili kullanımına özen göstermeliyiz. Unutmayın, sonrasını düşünmeden söyleyeceğiniz her sözün sonu, iletişimsizlik olacaktır.
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.