Günlük Kelime Dağarcığımı Nasıl Geliştirebilirim?
Neden Önemli? | Sorunlar ve Nedenleri | Çözüm Yolları |
---|---|---|
Kelime dağarcığı, kişinin düşünme kapasitesini belirler. Kişi, bildiği kelimeler kadar geniş ve derin düşünebilir. | Dilin canlılığını ve zenginliğini kaybetmesi; eğitim sistemlerinin çoktan seçmeli testlere yönelmesi, iletisimin kısa ve öz olması gerekliliği. | Kelime dağarcığını az ama öz, nitelikli kelimelerle geliştirebilme. |
Kelime dağarcığı büyüdükçe konular arası bağlantı kurma, sebep sonuç ilişkilerini anlama ve yeni fikirler üretme yetisi artar. | Dijitalleşme çağı, az kelimeyle ifade etmeyi gerektirir. | Doğru kelimeleri bu duruma uygun şekilde seçmeyi bilmek. |
Toplumda sağlıklı iletişim zengin kelime dağarcığı ile olur, düşüncelerin gelişmesini sağlar. | Günlük hayatta 300-400 kelime kullanılır, oysa dilde 100.000'in üzerinde kelime vardir. | Kelime dağarcığını genişletmek böylece hem insanın eğitimine yön vermesini hem de topluma katkı sunabilmesini sağlar. |
Kültür, dilin zenginliği ve kelime dağarcığı ile birebir ilişkilidir. | Bir dilden diğerine çeviri yaparken tam anlamını yansıtamama problemi olabilir. Bu nedenle kimi kelimeler, sadece o kültür ve dil içinde anlam bulabilir. | Farklı dillerdeki kelimeleri tanıyarak ve kültürler arası iletişim kurarak kelime dağarcığını genişletmek. |
Kelime dağarcığı geliştikçe, düşüncede derinleşebilme ve bakış açısını değiştirebilme olanağı artar. | Okul yıllarının ardından kelieme öğrenme alışkanlığının azalması. | Yeni kelimeler öğrenmeye yönelik alışkanlıklar edinmek, bu alanda kitaplar okumak, bulmaca çözmek, yabancı dillerde film, dizi izlemek. |
Kelimeler, düşüncelerin ve hislerin ifade edilmesi gereken en önemli araçlardır. | Kısa ve öz mesajlaşma dilinin, kelime dağarcığını sınırlaması ve olası yanlış anlamalar. | Mesajlaşma dili yerine tam cümleler ile iletişim kurmak ve kısaltma yerine tam kelimeleri kullanmak. |
Kelimeler, aynı zamanda bir toplumun kültürünü, yaşam biçimini ve düşüncelerini de yansıtır. | Kültürel değerlerin yeterince dillendirilememesi. | Kültürel kavram ve değerlere ait kelimeleri günlük dile entegre etmek. |
Doğru kelime dağarcığı, insanların kendilerini ve düşüncelerini daha etkili bir şekilde ifade edebilmesini sağlar. | Konu, alan veya duruma özgü sözcüklerin bilinmemesi ve bu nedenle anlam karmaşası oluşması. | Farklı konu ve alanlarda kelime bilgisini genişletmek, okuyarak ve araştırarak yeni kelimeler öğrenmek. |
Kelime dağarcığı, bilgi ve tecrübelerin aktarılması için gerekli olan en temel araçtır. | Aktarma gücü zayıf kalmış kelimelerin anlam kayıplarına yol açması. | Anlamını tam olarak bilmediğimiz kelimelerin sözlüklerden kontrol edilmesi ve doğru kullanılması. |
Kelime dağarcığı, sosyal iletişim zenginliği ve efektifliği için önemlidir. | Anlamlı ve etkili bir iletişim için gereken kelime bilgisinin eksik olması. | Bir konuşmayı veya bir yazıyı daha anlamlı ve etkili yapacak kelimelerin öğrenilmesi. |
Kendimizi yazılı ya da sözlü olarak, kullandığımız dil vasıtasıyla ifade ederiz. Ana dilimiz, hem iletişim aracımızdır, hem bilişsel ve sosyal gelişimimizi gösterir, hem de kültürümüzün zenginliğinin aynasıdır. Dil, bir milletin hayat ve düşünce tarzı, diğer milletlerle nasıl etkileşimler halinde olduğu, kültür birikimi hakkında önemli ipuçları verir.
Diller canlı iletişim araçlarıdır. Bir nesil için çok şey ifade eden bir sözcük, diğer nesil için anlaşılmaz olabilir. Çünkü dil, tıpkı insanlar gibi doğar, yaşar, zenginleşir ya da zayıflar ve ölür. Dilin zenginliği, sadece kelime sayısının fazla olmasıyla ölçülmez. Birkaç sözlükle derin, geniş ifade imkânının olması, canlı, kıvrak olması, dil estetiğine sahip olması, ritim, vurgu, ses uyumları gibi vasıflara sahip olması, ince anlam ayrımları içermesi gibi özellikleriyle de zenginliğini ortaya koyar. Ayrıca kelimeler yerli yerinde, hassasiyetle kullanıldıkça, hayat içindeki değişimlere ayak uydurabildikçe o dil zenginleşerek yaşamaya devam edebilir.
Dilin anlamlı en küçük birimi ise kelimelerdir. Dilin yapı taşı kelimeler, sadece anlatmaya değil, anlamaya da yarar. Kelimelerin anlamını bilmeden okuduklarımızın ya da duyduklarımızın anlaşılması mümkün değildir.
Kelime Dağarcığı Neden Önemlidir?
Kelimeler, bir veya birden fazla heceli harf gruplarından oluşan ve zihindeki belirli nesne, duygu ya da kavramlara karşılık gelen söz kalıplarıdır. Türk Dil Kurumu (TDK) Türkçe Sözlükte 110 binin üzerinde kelime bulunuyor. Günlük hayatımızda kullandığımız kelime sayısı ise 300-400’ü geçmiyor.
Elbette bu durumun farklı nedenleri var. Eğitim hayatında uygulanan başarı ölçme sisteminde, bildiğimiz klasik yazılılardan çoktan seçmeli test tipine geçilmesi bunun nedenlerinden biri olabilir. Dijitalleşme çağında uzun cümleler kurmak artık makbul değil. Sıklıkla kullandığımız sms, whatsup gibi mesajlaşma programlarında uzun cümleler yerine kelimelerin de kısaltılmış şekilllerini kullanıyoruz. Merhaba yerine “mrb”, selam yerine “slm” yazıyoruz. Twitterda ifade edilmek istenenleri 280 karaktere sığdırmak zorundayız. Dijital ortamda yazdıklarımızı arama motorlarına beğendirebilmek için cümlelerimizi ortalama 12 kelimeyi aşmadan kurmalıyız.
Yani aktarmak istediklerimizi az kelime kullanarak tam olarak ifade edebilmek için doğru kelimeleri seçebilmemiz gerekiyor. Bunun için de kelime dağarcığımızın zengin olması çok büyük fayda getiriyor.
Anlamını bildiğimiz, kullandığımız, hafızada depoladığımız tüm kelimeler kelime dağarcığımızı oluşturur. Dağarcığımızdaki kelime sayısından öte, onları mimiklerle birlikte kullanış şeklimiz, üslubumuz, ifade şeklimiz, kısaca nasıl kullandığımız bizi ve iletişim şeklimizi oluşturur.
Kelimelerle düşünür, karşılaştığımız sorunları kelimelerle çözeriz. Düşünceler kelimeleri takip eder. İnsan bildiği kelimeler kadar geniş ve derin düşünebilir. Dolayısıyla, kişinin kelime dağarcığı büyüdükçe konular arası bağlantı oluşturması, sebep sonuç ilişkilerini kolaylıkla kurabilmesi, yeni fikirler üretebilmesi kolaylaşır.
Kelime Dağarcığı ve Kültür İlişkisi
Aslında kelimeler sözlüklerde değil, zihinlerde yaşar. Farklı insanlara bambaşka şeyler ifade etme güçleri vardır ve belki de bu sayede hayatta kalırlar. Kelimelerle yaşıyor, hayatımızı kelimelerle anlamlandırıyoruz. İçinde yaşadığımız kültür neye önem veriyorsa o şeylere isimler veriyoruz. Bazı dillerde öyle kelimeler var ki, Türkçeye tam olarak çeviremiyoruz. Tam anlamını veren tek bir kelime ile ifade edemiyoruz.
Örneğin “nekojita” Japonca bir kelime. “ağzı çabuk yanan kişi” anlamına geliyor. “Mudita” Sanskritçe bir kelime. “Başkasının mutluluğundan mutlu olmak” anlamına geliyor. “Fernweh” Almanca, “Henüz gidilmemiş yerlere duyulan özlem, uzaklara gitme özlemi” anlamında kullanılıyor. Tek bir kelimede bir duyguyu ya da ânı ince detaylarıyla hissettirebilmek büyüleyici bir derinlik öyle değil mi?
Doğduğumuz andan itibaren çevremizden duyduğumuz ve hazır bulduğumuz tüm kelimeler ve kalıplaşmış ifadeler, günlük iletişimimizi sürdürmeye yetecek sığ bir kelime servetine dayanır. Zengin bir kelime dağarcığı, içinde yaşadığımız toplumda sağlıklı bir iletişim kurma becerisini ve düşüncelerin gelişmesini sağlayan temel unsurdur. O yüzden kaliteli ve zengin bir kelime dağarcığı hem insanların eğitimlerine yön verebilmeleri hem de topluma sunabilecekleri katkılar açısından büyük önem taşır. Doğru kararlar verebilmenin, gerçeği aramak için sorulacak sorulara işe yarar cevaplar bulabilmenin yolu bu birikimle açılabilir.
Gerçekte dünya, anlatabildiğimiz, açıklayabildiğimiz ve kendimizi ifade edebildiğimiz kadar bizimdir. Dünyamızı sınırlayan sahip olduğumuz kelime dağarcığı ise, bu hazineyi zenginleştirerek ufkumuzu da açabiliriz.
Günlük Kelime Dağarcığı Nasıl Geliştirilir?
Değişmenin, yenilenmenin, ilerlemenin, düşüncede derinleşebilmenin, bakış açısını değiştirebilmenin en doğal yollarından biri kelime dağarcığını zenginleştirmektir. Okul yıllarında sonra yeni kelime öğrenme alışkanlığını terk ederiz. Çünkü öğrendiklerimiz derdimizi anlatmaya yeterli gelir. Ya da öyle varsayarız.
Oysa yeni bir dil öğrenmek ya da anadilde kelime dağarcığını genişletmek, zihinsel yetiyi de geliştirir. Çünkü beyin, her öğrenilen yeni kelimeyle birlikte binlerce yeni sinir bağlantısı oluşturur. Nöral ağımızda, gökyüzünde dallanarak parlayan şimşekler gibi daha önce var olmayan ilişkilendirme yolları kurulur. Beynin daha önceden kullanılmayan kapasitesi uyanmaya başlar. Düşüncelerde daha önce edinilmiş bilgiler arası yeni farkındalıklar, yeni ilişkiler oluşur ve bu kişiyi daha zeki yapar.
Peki kelime dağarcığımızı nasıl genişletebiliriz? Bazı alışkanlıkları günlük hayatımıza adapte ederek keyifle ve kolayca kelime dağarcığımızı artırabiliriz.
Kitap Okumak
Kitaplar, insana bambaşka dünyaların, hayatların kapılarını açar. Çok da keyifli olan kitap okuma alışkanlığı, kelime dağarcığını artırmanın en etkili, en vazgeçilmez yollarının başında gelir. Ailelerin ve eğitimcilerin çocuklara, gençlere en çok verdiği, en çok dillendirilen buna karşın en az uyulan tavsiye herhalde kitap okumaktır.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2020 yılının başında yayınladığı verilere göre Türkiye’de kitap okumaya günlük sadece bir dakika ayrılıyor. Kitap okumak ülkemiz insanının ihtiyaç önceliğinde 235’inci sırada yer alıyor. Türkiye’de kitap okuma oranı yüzde 0,1, yani yüzde 1’in de altında. Bu oranın, Fransa ve İngiltere’de yüzde 21, Japonya’da yüzde 14, Amerika’da yüzde 12, İspanya’da ise yüzde 9 seviyelerinde olduğu biliniyor. Gerçekten de daha çok kitap okumamız gerekiyor.
Farklı türlerde, yorum yapma yeteneğini geliştirecek seçkin kitapları bilinmeyen kelimelerin üzerinde durarak, anlamlarını öğrenmek için çaba harcayarak okumak aynı zamanda mükemmel bir kişisel gelişim metodudur. Okuma eylemini kitapla sınırlandırmadan köşe yazısı, makale, blog yazılarını okumak ta insana hem farklı kelime bilgisi hem de farklı bakış açıları kazandırabilir. Gazete ve dergileri takip etmek, farklı konulardaki farklı görüşleri okumak düşünme ufkumuzu da açar.
Sesli Okumak
Okunan her ne ise onu sesli okumak, okuma eylemine birden fazla duyumuzu katar. İçimizden okurken sadece görme duyumuz aktifken, sesli okuduğumuzda, işitme duyumuz da aktif hale gelir. Amaç kelime dağarcığımızı zenginleştirmek olduğunda, beynimizin iki duyunun ortak çalışması ile yeni kelimeleri algılaması, anlaması ve hafızasına alması kolaylaşır. Çünkü hatırlamak kolaylaşır. Ayrıca sesli okumak, dilin öğrenilen yeni kelimelere aşina olmasını kolaylaştırır.
Sözlüğe Bakma Alışkanlığı Kazanmak
Okurken, sohbet ederken, film ya da dizi izlerken, şarkı dinlerken farklı kelimelerle karşılaşabiliyoruz. Tam olarak bilmediğimiz kelimeleri hiç kaçırmadan hemen sözlüğe bakarak anlamlarını öğrenmek yeni kelime öğrenmenin en kestirme yoludur. Zaman zaman sözlüğü karıştırmak, eşanlamlılar sözlüğüne bakmak ta kelime dağarcığını genişletmek için iyi bir strateji olacaktır.
Yeni öğrenilen kelimelerin ses bilgisini ve etimolojisini yani kökenini araştırmak o kelimeyi hafızaya yerleştirmek için faydalıdır. Hakkında çok şey bildiğimiz kelimeleri hatırlamak ta kolay olur.
Her gün sözlüğü açıp beş yeni kelimenin anlamına bakıp bir deftere yazmak gibi bir alışkanlık yaratmak güzel bir fikir olabilir.
Bulmaca Çözmek, Kelime Oyunları Oynamak
Bulmaca çözmek ve kelime oyunları oynamak bilmediğimiz kelimelerle en çok karşılaşabileceğimiz aktivitelerdir. Biraz da merakla ve yanı başımızdan sözlüğü eksik etmeden bulmaca çözmek yeni kelimeler öğrenmek için harika bir vakit geçirme faaliyeti olabilir. Scrabble, Tabu gibi kutu oyunları ya da A Word, Words of Wonders gibi sanal kelime bulma oyunları oynamak da zengin bir kelime dağarcığı için eğlenceli bir yol olabilir. Tabu oyunu, kuralları gereği yasak kelimeleri kullanmadan soru kelimesini anlatma oyunu olduğundan oyuncuyu eşanlamlı, zıt anlamlı kelime bulma konusunda teşvik eder.
Yazmak
Konuşma dili ile yazma dili arasında hatırı sayılır bir fark vardır. Yazmak, çok daha geniş, zengin ve öğrenmeye çok daha müsait bir alandır. Süre kısıtlaması olmadan, rahatça, gerektiğinde kelimeleri değiştirerek kullanabileceğimiz bu alanda yeni kelime öğrenme şansı da çok daha fazladır. Günlük tutmak, hikaye, deneme, roman, blog yazmak kelime dağarcımızı her geçen gün geliştirecektir.
Düşünme Eylemini Cümlelerle Yapmak
Araştırmacılara göre, aklımızdan her gün 60 binin üzerinde düşünce geçiyor. Düşünme eylemini zaman zaman bilinçli olarak resmetme ya da hayal etme yerine cümle kurarak yapmaya çalışırsak yeni kelimeleri kalıplaşmış ifade kalıplarımızın yerine kullanma pratiği yapabiliriz.
Konuşmak
Konuşma pratiği yaparak öğrendiğimiz yeni kelimeleri konuşma dilimize uyarlamamız mümkün olabilir. Bunun için süre tutarak örneğin iki dakika boyunca seçilen bir konu hakkında durmadan konuşma alıştırması yapılabilir. İlk başlarda tıkanmak, söyleyecek söz bulamamak normal olsa da zamanla yeni kelimeler arayıp bularak zengin kelime dağarcığı hedefine bir adım daha yaklaşabiliriz.
Kelime Dağarcığı Geliştirmek İçin Hafıza Tekniklerini Kullanmak
Hemen hepsi basit ve kullanışlı olan yukarıdaki yöntemleri düzenli olarak uygulamak kısa sürede geniş bir kelime dağarcığı yaratmak amacına ulaşmamızda faydalı olacaktır. Kelime dağarcığı geliştirmek konusunda, öğrenmek kadar öğrendiklerimizin kalıcılığını sağlamak ta önemlidir. Hafıza tekniklerini uygulayarak yeni öğrenilen kelimeleri sıkça kullanmak, belki küçük kâğıtlara yazıp göz önünde olacak şekilde bir yere asmak unutmamızı engelleyebilir.
Kelimelerin Gücü
Kullandığımız kelimeler hayatımızı değiştirebilir. Ne kadar çok pozitif, derin anlamlı kelimeye sahip olursak kendimizi de o kadar dolu, net ifade edebiliriz. Kelimeler güçlüdür. Nörobilim alanında yapılan çalışmalar gösteriyor ki, olumsuz anlamlı kelimeler kullandığımızda beynimizde amigdala bölgesindeki aktivite artar. Bu da düşünülmeden verilen aşırı tepkilere yol açabilir.
Pozitif anlamlı kelimeler kullandığımızda ise, beynimizin gelen bilgileri sentezleyip sağlıklı ve bilinçli düşünmemizi sağlayan frontal kortex bölgesi aktive olur. Bu da mantıklı düşünüp makul ve sağlıklı tepkiler vermemize vesile olur. Bildiğimiz, kullandığımız, hafızamıza depoladığımız kelimeler arttıkça da nöronlarımız oluşturdukları yeni sinaptik bağlantılarla beyin kullanma kapasitemizi geliştirir. Yani, kullandığımız kelimeler bizi de değiştirir.
Lisans ve lisansüstü öğrenimini Gazi Üniversitesi “Endüstri Mühendisliği” bölümünde tamamladı. Anadolu Üniversitesi bünyesindeki ikinci üniversite programını ise “Marka İletişimi” bölümünde tamamladı. Çalışma hayatına kamu sektöründe devam etmektedir. İstanbul İşletme Enstitüsü blog bölümünde içerik üretmektedir. İletişim, motivasyon, iş hayatı, kişisel gelişim, hobiler, tasarım, endüstri, kalite yönetimi, reklamcılık alanlarında yazılar yazmaktadır.