Dünyada Konuşulan İlk Dil Nasıl Ortaya Çıktı?
Mitolojik Dil Kökeni Anlayışları | Bilim İnsanlarının Dilin Oluşumu Hakkındaki Kuramları | Dilin Kökenini Bulma Denemeleri |
---|---|---|
Çin: Kaplumbağanın imparatora yazıyı öğrettiği inancı. Hint: İnsan dili tanrısı Vâk'ın insanlara dili öğrettiği inanışı. İbrani: Babil Kulesi Efsanesi'nde dillerin karışmasıyla farklı dillerin ortaya çıktığı anlayışı. | Max Müler: Yansıma kuramı, dili doğanın taklidi olarak açıklanması. Otto Jespersen: Müzik kuramı, dil ve müziğin aynı kökten geldiği anlayışı. Kvergiç: Dili ilk olarak jestlerin oluşturduğu ve Türkçenin ilk dil olabileceği savunan Güneş- Dil kuramı. | Psammatikus: İki yeni doğmuş bebeği izole ederek ilk kelimeyi belirlemeye çalışma, 2. Frederik: Bebekleri tamamen izole ederek dilin doğuşunu gözlemleme deneyi. Akbar, Sağır ve dilsiz bir annenin yanında bebeklerin yetiştirilmesi yöntemi. |
Hint: İnsan dili tanrısı Vâk'ın insanlara dili öğrettiği inanışı. | Otto Jespersen: Müzik kuramı, dil ve müziğin aynı kökten geldiği anlayışı. | 2. Frederik: Bebekleri tamamen izole ederek dilin doğuşunu gözlemleme deneyi. |
İbrani: Babil Kulesi Efsanesi'nde dillerin karışmasıyla farklı dillerin ortaya çıktığı anlayışı. | Kvergiç: Dili ilk olarak jestlerin oluşturduğu ve Türkçenin ilk dil olabileceği savunan Güneş- Dil kuramı. | Akbar, Sağır ve dilsiz bir annenin yanında bebeklerin yetiştirilmesi yöntemi. |
İnsanların birbiri ile iletişim kurabilmesini, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesini sağlayan temel yetenek dili kullanabilme yeteneğidir. Bizler için bu kadar önemli olan dilin nasıl ortaya çıktığı meselesi ise her dönemde felsefe, dilbilim ve tarih gibi bilim dallarının popüler tartışma konularından olmuştur. "Dünyadaki ilk konuşulan dil hangisiydi?" sorusu, geçmişte olduğu gibi gelecekte de aklımızı kurcalayan gizemli bir soru olacaktır.
Tarihin ilk dönemlerinde insanlar mitlerden ve inançlarından hareketle dilin kökenini açıklamaya çalışmıştır. Örneğin Çin inancına göre, bir kaplumbağa imparatorun önüne gelir ve sırtındaki çizgili şekillerle imparatora yazıyı öğretir. Hint inancına göre insan dilinin Tanrısı Vâk aracılığı ile insanlar dili öğrenmiştir. Babil Kulesi Efsanesi olarak da bilinen İbrani inanışına göre, Tufan'dan sonra tüm insanlar aynı dilde konuşmakta, birlikte mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Fakat insanlar Tanrı'ya ulaşmak için bir kule inşa etmeye karar verir, böylece mutlulukları çok uzun sürmez. Tanrı bir fırtına ile insanları dünyanın dört bir tarafına dağıtır ve hepsinin dillerini karıştırır. Böylelikle günümüzdeki diller ortaya çıkar.
Bu efsanelerin yanı sıra bilim adamları da ilk dilin ortaya çıkışı ile ilgili kuramlar üretmişlerdir. Max Müler, dillerin insanların doğayı taklit etmesiyle ortaya çıktığını söylemiş ve yansıma kuramını ortaya atmıştır. Otto Jespersen; müzik kuramını savunmuş ve dil ve müziğin aynı kökenden geldiğini savunmuştur. Kvergiç'e göre dil ilk olarak jestlerden oluşmuştur. Güneş- Dil kuramı olarak bilinen bu görüşe göre Kvergiç, Türkçenin bilinen ilk dil olabileceğini öne sürmüştür. Bu kuramların yanı sıra, dilin tepkilerden, mimiklerden ya da ortaklaşa iş yaparken ortaya çıktığı gibi görüşler de mevcuttur.
Dünyada Konuşulan İlk Dili Tespit Edebilmek Mümkün Mü?
Mısır hükümdarı Psammatikus M.Ö. 7. yüzyılda, günümüzde bizim halâ cevabını merak ettiğimiz o soruyu kendine sormuştu: Dünyada konuşulan ilk dil hangisiydi?
Bu sorunun cevabını bulmak için iki yeni doğmuş bebeği bir çobanın yanına verdi ve kimsenin bebeklerle konuşmamasını emretti. Böylece bebeklerin ilk söylediği kelime hangi dile aitse, dünyada konuşulan ilk dil de o olacaktı. Bebeklerin söylediği ilk kelime "be" olunca, hükümdar konuşulan ilk dilin Frikçe olduğunu düşündü. Çünkü Frikçede "bekos" ekmek anlamına geliyordu. Fakat gözden kaçan bir detay vardı, belki de bebekler çobanın koyunlarının seslerini taklit etmişti.
13. yüzyılda, 2. Frederik, benzer bir deney yapmaya karar vermişti. Bebekler hapis olarak tutuluyor ve bakıcılar bebeklerle sadece yemek ve yıkanmaları için ilgileniyorlardı. Fakat bu deneyin sonucunda bebekler ölünce, deney sonuçsuz kalmıştı.
Moğol hükümdarı Akbar ise Frederik'in deneyinin başarısız olmasının sebebini, bebeklerin anne sevgisinden mahrum kalması olarak görmüştü ve bebeklerin sağır ve dilsiz bir annenin yanında yetiştirirse hangi dili konuşacağını görmek için başka bir deney yapmaya karar vermişti. Fakat bu deneyin sonucunda da bebekler dilsiz olunca bir deney daha amacına ulaşamamış oldu.
Daha sonraki yıllarda, ormanlık alanlarda insanlardan izole olarak büyümüş bazı çocuklar bulundu. Fakat bu çocuklar konuşmuyor, hayvan sesleri çıkarıyorlardı. Sonuç olarak "ilk dilin hangisi olduğu" sorusu bir gizem olarak kalmaya devam etti.
Dilin Kökeni ile İlgili Okuma Önerileri
Dilin kökeni, ilk insanın konuştuğu dilin ne olduğu, insanların dili nasıl kullanmaya başladığı ile ilgili birçok soru var. Fakat günümüz imkanları ile bu sorulara ispatlanabilir cevaplar bulmamız çok zor. Meraklıları için dilin kökenini ve gelişimini konu alan sayısız içerik bulmamız da mümkün.
Dilin Kısa Tarihi - David Crystal
Dilin Aynasından (Kelimeler Dünyamızı Nasıl Renklendirir?) - Guy Deutscher
Dilin Kökenleri - Jean L. Dessalles
Dilin En Güzel Tarihi - Ghislaine Dehaene , Pascal Picq , Cécile Lestienne , Laurent Sagart
Dilin Tarihi - Steven Roger Fischer
Dillerin Şifresi - Yusuf Gedikli
Dilin Kökeni - Ernest Renan
Dilin Kökeni (Ana Dilin Evriminin İzinde) - Merrit Ruhlen
Dillerin Kökeni Üstüne Deneme - Jean Jacques Rousseau kaynaklardan bazıları.
M.Ö. 4. yüzyılda Aristo dil bilgisi kategorileri üzerine düşünüyordu. Yine milattan önce yaşamış olan Dionysios, Grek dil bilgisi ile ilgili çalışmalar yapıyordu. 5. yüzyılda yaşamış olan Hesikios, Mısırca, Galatça, Akadça gibi dillerden derlemeler yapıp sözlük oluşturmaya çalışıyordu. Dünyanın dört bir yanında insanlık yüzyıllardan beri dil denen mucizeye anlam yüklemek için zihnini meşgul ediyordu. Yüzyıllar sonra bizler bu satırları yazarken ya da okurken, hâlâ dil denen mucize ile ilgili bu gizemli süreci merak ediyoruz. “Dil aileleri nasıl oluştu? İlk insan hangi dilde konuşuyordu? Gelecekte yeni diller oluşacak mı, ya da diller kaybolacak mı?” gibi sorular insanlık var oldukça gündemimizi meşgul etmeye devam edecek gibi duruyor.
YAZAR: BÜŞRA TOLU
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.