Z Kuşağı Nedir? Özellikleri Nelerdir?
Tanım | Özellikler | Önemli Bilgiler |
---|---|---|
Z Kuşağı | 2000 yılından itibaren doğan kişiler, teknoloji ile iç içe olan kuşak | Toplam nüfusun %25'ini oluşturuyor. |
Teknolojik İlişki | Telefon, tablet gibi teknoloji cihazlarına aşina, sosyal medya kullanıcıları | %70'i teknolojinin hayatı kolaylaştırdığını düşünüyor. |
Finansal Durum | Y kuşağı kadar finansal açıdan iyi durumda değil, gelecekleri konusunda endişeli | Önceki kuşaklara göre finansal açıdan daha dezavantajlılar. |
Küresel Fırsatlar | Teknolojiye ve sosyal medyaya erken erişim, kişisel markalarını yaratabilme imkanı | Kendi kişisel markası oluşturma kabiliyeti, özgün olma özgürlüğü |
Travmatik Olaylar | Savaş ve doğal afetler gibi travmatik olayları deneyimledi | Travmatik deneyimler, direnç kazanmalarına yardımcı olmuştur. |
Siyasi Aktivite | Politik olarak aktif veya bağımsız | %46'sı ya politik olarak bağımsız ya da siyasete karşı tamamen kayıtsız |
Marka Tercihleri | Ürünler ve markalar konusunda bilinçli ve seçici | Arkadaşlarının beğenisi, Z kuşağının marka tercihlerini etkiliyor |
Ürünler ve Hizmetler | Akıllı telefon kullanıcıları, uygulamalar aracılığıyla hizmetlere erişiyor | Hareket halindeyken banka hesaplarını kontrol edebilir veya faturaları ödeyebilirler |
Teknoloji Merakı | Sosyal medya ve dış kaynakları sıkça kullanıyorlar | Daha erken yaşta teknoloji ile tanışmış olmaları, teknoloji merakını arttırıyor |
Popüler Haber Kanalları | Arkadaşlarının sosyal medya paylaşımlarını takip ediyorlar | Z kuşağının çoğunluğu, arkadaşlarını gazetecilerden daha iyi tanıdıklarını düşünüyor |
Kaynakların bazılarında 1996 yılını kapsasa da güncel son kaynaklara göre 2000 yılından itibaren doğan kişiler, Z kuşağı olarak adlandırılmaktadır. Önceki senelere kıyasla teknolojinin ve dijitalleşmenin daha fazla hakim olduğu bir dönemde doğmaları nedeni ile teknoloji ile daha fazla iç içe yaşamaktadırlar. Bu nedenle bu çağda dünyaya gelen jenerasyona internet kuşağı ya da dijital kuşak da denmektedir.
Z kuşağı daha çok, elinden telefon, tablet düşmeyen kuşak olarak bilinir. Daha konuşmayı bile öğrenmeden telefonla tanışır, eğer alışmışsa istediğinde vermediğiniz zaman yaygarayı basar. Telefon, tablet gibi teknolojik cihazların kontrolsüz kullanımı, yaydığı radyasyon sebebi ile son derece zararlıdır.
Çocuklar ağlamasın diye verilen telefonlar, yemeğini yesin diye izletilen televizyon ve mavi ekranlar, özellikle küçük yaştaki çocuklar için de tehlike arz ediyor.
Sosyal medya nesli artık Z Kuşağı olarak biliniyor ama biz gerçekte ne ile tanımlanıyoruz? Bu, teknolojiye erişimimiz nedeniyle muhtemelen en ilginç ama kafa karıştırıcı gençlik grubudur. Z kuşağına daha önceki nesillere hiç benzemeyen bir fırsat verildi; küresel ölçekte kendi kişisel markasını yaratabiliyor. İnternete bağlı ve konumu ne olursa olsun herkesle iletişim kurabiliyor.
Baby Boomers'da olduğu gibi, ileri teknoloji ve sosyal medyaya erken erişim gibi büyük fırsatlar elde ettikleri ancak savaş ve doğal afetler söz konusu olduğunda, önceki nesillerden daha travmatik olaylar yaşadılar.
Z kuşağı, yaşamlarının aynı aşamasında olan Y kuşağı kadar finansal açıdan iyi durumda değil ve finansal gelecekleri konusunda önceki kuşaklara göre dezavantajlılar.
Z kuşağının en yaşlı üyeleri (1995 doğumlular) yakın zamanda üniversiteden mezun olmuş veya liseyi bitirmiştir. Peki "yüzyıllar" olarak da bilinen bu nesil hakkında tüm araştırmalar ne diyor? İşte bilmeniz gereken bazı önemli bilgiler:
1) Z KUŞAĞI NEDİR?
Pew Araştırma Merkezi'ne göre Z Kuşağı, 1996 ile 2010 yılları arasında doğan bireylerden oluşuyor. Şu anda Z Kuşağı'nda çok fazla insan var ve toplam nüfusun %25'ini oluşturuyor. Z kuşağı, devasa bin yıllık kuşağından (1981 ile 1996 arasında doğanlar) daha büyük ve baby boomer kuşağından (1946 ile 1964 arasında doğanlar) biraz daha küçüktür.
2) Z KUŞAĞI NASIL FARKLI?
Z kuşağı teknoloji konusunda bilgili, etnik olarak çeşitli, politik olarak aktif ve dirençli. 2014 yılında Z kuşağının %70'i teknolojinin hayatı kolaylaştırdığını düşünüyordu. Bu iyimser bakış açısı, Z kuşağının %53'ünün akıllı telefon sahibi olmasının nedeni olabilir.
Telefonlarında 20'den fazla uygulama ile, hareket halindeyken pizza sipariş edebilir, banka hesaplarını kontrol edebilir veya faturaları ödeyebilirler - bunların hepsini koltuktan kalkmadan yapabilirler.
Bu nesil, şimdiye kadar görülenlerin ötesinde teknolojik gelişmelerin arttığı bir dönemde doğduğundan, yalnızca pazarlamayı değil, hayatın kendisini de değiştirdiğine şüphe yok. Teknolojiyle hayatlarının bu kadar erken aşamalarında tanışmış olmaları, bu neslin kendilerinden öncekilerden daha fazla teknoloji meraklısı olduğu anlamına geliyor. Daha spesifik olarak, sosyal medya ile dış kaynaklar tarafından değiştirilmeden kendileri olma özgürlüğü duygusu yarattı.
Z kuşağı da kendinin farkındadır ve yaşadığı dünya hakkındaki farkındalıkları, markaları nasıl algıladıkları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Z kuşağının çoğunluğu, arkadaşlarını gazetecilerden daha iyi tanıdıklarını düşündükleri için popüler haber kanalları üzerinden arkadaşlarının sosyal medya paylaşımlarını takip ediyor. Sonuç olarak, bu neslin zihniyeti ve değerleriyle bağlantı kurmak için markaların özgün olması gerekiyor.
North Social CEO'su Joshua Miller, "En iyi ürünler, insanlar onlara ilk maruz kaldıklarında duygusal bir tepki yaratır" diyor. "Hedefinizi ve sahip oldukları değerleri net bir şekilde tanımlarsanız, o zaman başarı sizindir. Z kuşağı onları anlayan ve ihtiyaçlarını karşılayan markaları tercih eder.
Bir organizasyonun Z Kuşağı bireylerinden faydalanabilmesinin en iyi yollarından biri şeffaf olmaktır. Marka olarak sizinle bağ kurmaları için mücadelelerinizi ve bu sorunları nasıl aştığınızı paylaşmalısınız. Kendinize ve ürününüze yeterince güvenmiyorsanız, başkalarının da satın almasını beklemeyin. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Z Kuşağı arkadaşlarının ne düşündüğünü takip eder - yani bir arkadaş beğenirse, muhtemelen onlar da beğenir!
Big Fish Media Group'tan David Mandelberg, "Amacınız tripograflar yapmaksa; aynı zamanda Z kuşağının sosyal medyadan gelen trafiği dönüştürmek için çok uğraştığını söylüyor, o zaman daha iyi açılış sayfaları oluşturmayı düşünün. Bir pazarlamacı olarak, sürekli olarak yeni inişleri test etmeniz gerekiyor." bölünmüş testler ve A/B testleri içeren sayfalar. Neyin işe yarayıp neyin yaramadığına bir göz atın."
Politik olarak da aktif mi? Evet – Z kuşağının %46'sı ya politik olarak bağımsız ya da siyasete karşı tamamen kayıtsız olarak tanımlanıyor. %49'u siyasi haberleri biraz yakından veya çok yakından takip ettiklerini söylüyor. Z kuşağının küresel meselelere ilgisi, teknoloji ve çok kültürlü ortamlardaki rahatlığından kaynaklanıyor olabilir. Ne de olsa, farklı kültürlere ve inançlara maruz kalarak giderek küreselleşen bir dünyada büyüdüler. Irak, Suriye, Venezuela ve ötesinde gördükleri ya da duydukları vahşet onları harekete geçmeye motive edebilir.
3) Z KUŞAĞI ÜYELERİ FİNANSAL OKUR YAZAR MI?
Z Kuşağı arasında finansal okuryazarlıkla ilgili bazı rahatsız edici işaretler var. Bir araştırmaya göre, Z kuşağı bireylerin %46'sı, ev satın almak yerine hisse senedini tercih edeceklerini söyledi. Sadece %19'u hisse senedi yerine nakit tercih ettiklerini söyledi. Bu yanıtlar endişe verici olsa da, bu anketin borsada büyük bir düşüş yaşamadan önce 2013 yılında yapıldığını belirtmek isterim.
Aynı anket ayrıca Z kuşağına yanıt verenlerin %56'sının bir "bilgi kaynağı" olarak hükümet yerine finansal piyasalara güveneceklerini söyledi. Buna karşılık, Y kuşağının sadece %37'si bu tercihi belirtti. Uluslararası araştırma şirketlerinin yirmi yılı aşkın süredir yaptığı araştırmalarla, bugünün genç yetişkinlerinin finansal piyasaların rolü konusunda farklı bir bakış açısına sahip olduğundan şüphelenmemek işten bile değil.
Z Kuşağı, finansal piyasalar hakkında iyimser bir bakış açısına sahip olmanın yanı sıra teknolojik yenilikleri de benimsiyor. Time Money'e göre, MassMutual tarafından ankete katılanların %73'ü, miraslarının "büyük bir kısmını" veya tamamını nakit veya çek yerine dijital hesaplar ve çevrimiçi ödeme platformları gibi mekanizmalar aracılığıyla almayı beklediklerini söyledi.
Z kuşağının finansal teknolojiyi kullanma konusunda rahat olduğunun bir başka göstergesi de, yakın zamanda (geçen yıl gerçekleştirilen) 1.000'den fazla Avustralyalı gencin katıldığı bir anketten geliyor. Sonuçlar, ankete katılanların %21'inin yiyecek ve giysi gibi günlük ürünler için ödeme yapmak için mobil uygulama kullandığını söylerken, ATM'leri aynı amaç için kullananlar ise sadece %11. Daha da şaşırtıcı olan, ankete katılanların %13'ünün ödeme yapmak için nakit veya kredi kartı yerine dijital para birimi kullandığını söylemesi. (Tech Crunch'a göre Millennials'ın %13-20'si de kripto para birimini destekliyor.)
Z Kuşağı Özellikleri Neler?
Z kuşağı, teknolojik olarak ileri seviyededir ve henüz küçük yaşlardan itibaren akıllı telefonu bile kullanmayı öğrenirler. Bununla birlikte teknolojiye bağımlılık da gelişebilir. 21. yüzyılın ilk nesli olma unvanına sahip Z kuşağının, teknolojinin de etkisi ile ortalama yaşam sürelerinin diğer kuşaklardan farklı olması beklenmekte.
Z jenerasyonu doğdukları andan itibaren internet ile tanışırlar. Dünyayı internet olmadan evvel görmemişlerdir. Bu sebeple mobil uygulamalarda ya da çevrimiçi ortamlarda, bazen yüz yüze iletişimde dahi mesajlaşma eğilimleri yüksektir.
Z kuşağının özelliklerinden bir diğerine değinecek olursak, her geçen gün çok sayıda yeni bilgiler edinmeleri ve dijital inovasyona daha hızlı bir biçimde ayak uydurmaları ön plandadır. Z kuşağı, sosyal medya ve internetten bilgi edinmek ya da sörf amaçlı saatlerce vakit geçirebiliyor.
Yapılan araştırmalara göre, bahsi geçen bu kuşak, bilgileri görsel biçimde algılamaktadırlar. Bu nedenle Z kuşağını hedefleyen pazarlama kampanyaları ve reklamları, hikaye anlatımı, açıklayıcı video ve diğer çeşitli görselleştirme biçimlerinden faydalanır. Bu da reklam ve pazarlama algısının kuşaktan kuşağa değişime uğradığını gösterir.
Z kuşağını öne çıkaran özelliklerden bir diğeri de hiç şüphesiz kendilerine olan yüksek güvenleri ve bağımsız olma istekleridir. Bunun pek çok sebebi var ancak en çok öne çıkan sebeplerden biri, internet ve gelişen teknolojilerin z kuşağına erken yaşta para kazanma ve sınırsız bilgiye ulaşabilme imkanı sağlamasıdır.
Bu jenerasyon, çevreye, insan haklarına ve hayvan haklarına çok daha duyarlılar. Ne kadar savunabildikleri ve uygulayabildikleri ülkeden ülkeye farklılık gösterse de genel olarak algıları geniştir.
Multitaskingler. Yani, aynı anda çok sayıda işi yapabilme konusunda başarılardır. Çok sayıda bilgiyi dakikalar içerisinde işleme ve içselleştirme kabiliyetleri sayesinde bu kuşak, birden fazla görevi aynı anda kolayca yapabilirler.
Z kuşağı, çeşitli aile yapıları, etnik grupların daha çeşitli bir karışımı ve bulanık cinsiyet rolleri ile büyüdü. Alışverişe başlamadan önce, Pinterest, Instagram, Facebook ve YouTube gibi platformlarda çevrimiçi olarak ilham ve öneri ararlar. Mağazadan alışveriş yaptıklarında, arkadaşlarından WhatsApp aracılığıyla gerçek zamanlı geri bildirim alırlar. Onaylanma içgüdülerini dijital ortamdan karşılarlar.
Daha önceki nesillerin satın alma süreci gayet basitti: gör ve satın al. Dijital yerlilerin satın alma davranışına ilişkin bu yeni anlayışlarla yeni fırsatlar gelişmektedir. Alışveriş yaparken (çevrimiçi), şirketler ürün ilhamı sağlayabilir, örneğin ürünün etrafında tematik albümler gösterilebilir. Ayrıca, gelecekteki olası satın alımlar web sitesinde görüntülenebilir.
Dijital dünyaya henüz doğuştan adapte olan Z jenerasyonunun %62’si kendisini bireysel olarak değil ancak dijitalde daha rahat ifade ettikleri söylüyor. Z kuşağının kullandığı ilk 5 sosyal platform ise şöyle sıralanıyor: YouTube (%79), Facebook (%78), Instagram (%69), Snapchat (68) ve Twitter (%49).
Z kuşağının, çalışma hayatına henüz yeni girmeye başladığından dolayı, iş yaşamları ile ilgili tespitleri net bir biçimde yapmak biraz zor. Ancak özgürlüğüne ve bağımsızlığına düşkün bu yeni nesil, emir altında çalışmaktan pek hoşlanmıyor. Öte yandan, çeşitli sosyolojik gruplarla iletişim, ilişki kurma ve hak arama konularında diğer kuşaklardan daha başarılı olmaları, iş hayatlarında ulaşabilecekleri başarıların habercisi olarak görülüyor. Buna ek olarak, sınırsız yeni bilgiye erişimin, Z kuşağı ile daha özgüvenli ve kariyer odaklı bir nesil yarattığı düşünülmektedir.
Z Kuşağını Anlamak Önemli
“Kuşak çatışması” kavramını duymuşsunuzdur. Bunun en büyük nedenlerinden biri de şüphesiz, kuşak farkından doğan sebeplerden dolayı bireylerin birbirleri ile fikir ayrılıkları ya da eylem farklılıkları olmaktadır. Bu durumda ebeveynlere ya da yetişkinlere düşen, z kuşağını anlamaya çalışmaktır. Her şeyde olduğu gibi bunun yolu da eğitim ile mümkündür. Peki neden? diye soracak olursanız;
Bilgi, sonsuzdur. Yani, öğrenmenin sonu yoktur. Bu da demek oluyor ki her daim yeni şeyler öğrenmek ve yeri geldiğinde hayatımızda uygulayabilmek gerekmektedir. Öğreneceğiniz her yeni bilgi, yeni kuşakla daha uyumlu, daha verimli bir iletişim kurabilmede önemli bir anahtardır. Gerek çeşitli seminerler, konferanslar gerekse
Onları anlamaya çalışın. Emir vermek yerine karşılıklı konuşarak, anlaşarak çözüme ulaşmaya çalışın. Özgürlüklerine düşkün olmaları nedeni ile gereğinden fazla kısıtlama yapılması ters bir etki yaratacaktır. Hatta herkes için geçerlidir bu konu. Üzerinde gereğinden fazla baskı ve kısıtlama hisseden bireyler asileşir, söylenenin tersini yaparlar.
Gerektiğinde kitaplardan ya da uzmanlardan yardım almaktan kesinlikle çekinmeyin. Çünkü çoğu zaman bizim fark edemediğimizi onlar görür. Özellikle uzmanların görüşüne başvurmak ve destek almak, z kuşağı çocukları anlamada çok önemli bir adımdır. Çocuğu elinde tablet ya da telefonla odasına hapsetmemek gerekir. Aile ve toplum içine karışması, arkadaşları ile sosyalleşmesi, eğitim hayatına odaklanması ve sosyal faaliyetlerde bulunması son derece önemli bir kriter.
Yaşadıkları problemler karşısında onları yapayalnız hissettirmeyin. Evet, belki belli bir süre yalnız kalmak isteyeceklerdir ancak onların her zaman yanında olduğunuzu hissettirin. Böylece sorunlarla mücadele etmesi daha da kolaylaşacak ve en önemlisi davranışlarınızla örnek olmanız gerekir. Çünkü çocuklar söyleneni değil, yapılanı yapar. Özellikle ebeveynin yaptığı ve söylediği arasında uçurum varsa, üzgünüm ama söylediklerinizin hiçbir tesiri olmayacaktır. Bu nedenle öncelikle sizin, kendinizi geliştirmeniz ve örnek olmanız gerekir. Kişisel gelişim her bireyde olduğu gibi, ebeveynlerde zorunluluktur.
Kişisel gelişimle ilgili blog içerikleri ve tanıtım yazıları yazıyor.