AnasayfaBlogYönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısı Değişimi Ve Gelişimi
İnsan Kaynakları

Yönetim Düşüncesinin İnsana Bakış Açısı Değişimi Ve Gelişimi

13 Ocak 2016
Görüntüde bir insan ağı görülüyor, odak noktası özellikle diğerlerinden sıyrılan bir kişi. Bu kişi kırmızı bir gömlek giyiyor ve yüzü kısmen görülebiliyor. Bu kişi bir grubun ortasında duruyor ve diğer insanlar ona bağlanıyor. Arka planda, ortasında bir yılanın yer aldığı kırmızı ve beyaz bir logo bulunan beyaz ve yeşil bir tabela var. Sağ tarafta, ortasında bir altıgenle çevrili bir kişinin bulunduğu beyaz bir işaret var. Genel olarak görüntü, merkezinde kırmızı bir kişinin bulunduğu bir insan ağını göstermektedir.
DönemYönetim Düşüncesiİnsana Bakış Açısı
İlk ÇağlarKölelik Sistemiİnsan hakları neredeyse yok, özgürlük kısıtlı, işçilerin hakları kısıtlı
OrtaçağDini Yönetimİnsanlar dini duygularla yönetiliyor, kilisenin gücü yüksek
Sanayi DevrimiSanayi YönetimiÇocuk işçiliği, aşırı iş gücü ihtiyacı, çalışma koşulları kötü
1800-1900'lü YıllarBilimsel Yönetim YaklaşımıParça başı ücret veriliyor, çıkartılan sonuç önemli
Hawthorne AraştırmalarıNeo-klasik AkımSeverek yaptığı işten daha çok verim, duygusal faktörler önemli
Modern Yönetim DüşüncesiEndüstriyel psikoloji, ekip çalışmasıİş tatmini, motivasyon, yükselme imkanları önemli
Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimineİnsan hak ve özgürlükleri, sosyal haklarİnsanın düşünceleri, istekleri önemli, mutlu işçi daha verimli çalışır
GünümüzÇalışanların sosyal yaşamları önemliÇalışanların sağlık ve huzurlu olduğu bir çalışma ortamı sağlanıyor, çalışanların doğum günü kutlanıyor.

Hayatımızın her alanında olan bir konu YÖNETİM!

Yönetim bilimi hayatımızın içerisinde ilk çağlardan beri olan bir kavram ama özellikle yönetimde ki insan algısı ve bakış açısı, gün geçtikçe değişen bir olgu. Özellikle daha önce personel yönetimi olarak gördüğümüz birçok uygulamanın şimdi çalışanlar açısından daha da artı hale getirilerek “İnsan Kaynakları Yönetimi” ne dönüşmesi, hayatın bize neler getirebileceğinin apaçık bir örneğidir. Sizin için genel olguları toplayarak, tarihsel anlamda bir derleme yapmak istedim.

İlk çağlara baktığımızda insanlar arasında ciddi sınıf farklılıkları olduğunu ve köleliğin yaygın olduğunu görüyoruz. Zaten köleliğin özgürlüğü kısıtlanmış ve hiçbir hak iddia edemediğini biliyoruz. Uzun yıllar kölelik sisteminin devam etmesi, sonrasında tarımda alanlarında kullanılan ve çok kısıtlı haklara sahip olan işçilerin rahata ermesi maalesef uzun yıllar almıştır.

Özellikle kadın ve çocuk işlerinin iş güvenliği açısından çok kötü bir süreçten geçtiğini bilmekteyiz.

Ortaçağ döneminde ise, gücün kilisenin elinde oluşu, cennetten yer satma, para karşılığı günah çıkarma hatta ve hatta ülke yönetimlerinin bile savaşlara girmeden kiliseye danışması insanların ne kadar zor bir durumda olduklarını ve dini duygularına sırtlarını yaslayarak güven arayışı içinde olduklarını göstermektedir.



Ancak sonraki yıllarda reformların oluşması, buhar makinesinin bulunmasıyla beraber tarımcılığın azalması ve şehirlere fabrikaların kurulması söz konusu olmuştur. Sanayi devrimi dediğimiz bu süreçte tarım alanlarında çalışan işçilerin, iş gücüne ihtiyaç oluşu sebebiyle şehir merkezine yerleşmesi durumu değiştirmeye başlamıştır. Aşırı iş gücü ihtiyacı çok fazla çocuk işçi olması sorununu doğurmuştur.

Sanayi ve savaşlarla beraber politik akımlarda yenilikler olmuş, ülkelerin yönetim şekilleri ve sınırları değişmiştir. Özellikle Amerika’nın keşfi ile beraber sonraki yıllarda insanların yeni umutlarla beraber büyük göçler gerçekleştirdiğini bilmekteyiz. Robert Owen’ın kendi fabrikalarında uyguladığı ceza yerine ikna yöntemi, özellikle kadın ve çocuk işleri koruma yönetmeliği de insana verilen değerin nasıl arttığının en büyük göstergelerindendir.

1800’lü yılların sonları 1900’lü yılların başlarına geldiğimizde karşımıza Taylor’ un Bilimsel Yönetim Yaklaşımı’nın çıktığına şahit olmaktayız. Taylor tek başına böyle bir kuramı hemen çıkartmadı elbette ki, etkilendiği birçok kişi oldu. Örneğin bir tanesi ekonomist, filozof Adam Smith’ ti. Adam Smith özellikle ahlak felsefesi üzerine yoğunlaşmıştır. Taylor’ da biraz buradan yola çıkarak fabrikalarda insani değerleri sorgulamaya başlamıştır. Bilimsel yönetim yaklaşımının hayatımıza kattığı en önemli özelliklerden biri parça başına ücret sistemi olmuştur. Ancak hepimizin kafasında yer etmiş bu yönetim yaklaşımında insana hiçbir şekilde değer verilmediği düşüncesi konunun derinliklerine indiğimizde böyle olmadığını görmekteyiz.



Frederick W. Taylor, bu yaklaşımı uyguladığı kurumlarda insanları daha çok çalıştıracak bir sistem geliştirdiğini fark ederiz. Prim sistemi de buna bir örnek olabilir. İnsana tam anlamıyla değer verildiğini yine de söylemek mümkün değildir çünkü kişilerin fikirleri önemli değildir, önemli olan yaptığı iş ve çıkardığı sonuçtur. Kurum çıkarı daha önemlidir.

Bilimsel yönetim yaklaşımına, yönetim süreci yaklaşımı ve bürokrasi yaklaşımı ile farklılıklar katılmış olsa da bu dönem “Klasik Yönetim Yaklaşımları” olarak “İnsan” ile ilgili psikolojik hiçbir şey yapılmamıştır.

Sonrasında Elton Mayo ve ekibi “Hawthorne Araştırmaları” dediğimiz 6 farklı deney gerçekleştirerek, Neo-klasik akımı başlatmış ve en sonunda insana sadece akılcı olarak yaklaşmamayı ispatlamıştır. Kişilerin duygularının da işlerine kattığını, severek yaptıkları işten daha çok verim aldıklarını ya da severek çalıştığı ortamda daha çok iş çıkardıklarını kanıtlayıp, insanlara verilen değeri arttırmıştır.

Kronolojik olarak insan kaynakları açısından bir tablo oluşturursak eğer;

Yaklaşık Tarihİnsan Kaynakları Yönetimi Konuları
M.Ö. 4000İlk İş Bölümü ve Uzmanlaşma (Çin)
M.Ö. 1760-1800Ücretlendirme Sistemleri (Hamurabi Kanunları-Babil)
M.Ö. 400Personel Devir Hızı Yüksekliği (Çin)
M.Ö. 400İnsan İlişkileri Yönetimi (Xenophon Cyprus)
M.Ö. 350Uzmanlaşma İlkesinin Açıklanması (Platon)
M.Ö. 175Görevlerin Tanımlanması (Katon)
M.Ö. 50Görevlerin Niteliklerinin Belirleme (Varron)
1891Ödül ve Prim Sistemi (Frederick Halsey)
1890-1900İlk Ayrı Personel Ofisi (NCR Corporation)
1900 Bilimsel Yönetim, Personel Yönetimi, Çalışan Ve Yönetim Arasındaki İşbirliği, Yüksek Ücretler, İşçi Ve Yönetim Arasında Görevlerin Dengeli Dağılımı, Fonksiyonel Örgütleme (Frederick W. Taylor)
1901 Görevde Prim Sistemi, Yönetimin Beşeri Anlayışı (Henri L. Gantt)
1910Yönetim ve İşçiye Psikolojinin Uygulanması (Hugo Mustenberg), Personele ve Tanıtıma Psikolojinin Uygulanması (Walter Dill Scott), Verimlilik İçin Öğüt, Verimliliğin İlkeleri (Harrington Emerson)
1913-1914İlk Personel Seçimi (I. Dünya Savaşı)
1918Personel Yönetiminde Değişikliğin Mimarı (Meyer Bloomfield)
1927-1932Personel Yönetiminde İnsan Psikolojisinin Önemsenmesi (Hawthorne Araştırmaları-Elton Mayo)
1930Bireysel Motivasyona Dayalı Yönetim Felsefesi (Mary Parker Follett)
1935Sakatlık, ölüm aylığı, işsizlik sigortası gibi kavramlar yürürlüğe konması. Büyük Buhran-Franklin D. Roossevelt)
1939-1950Ek Kazançların Ortaya Çıkması (Giyim, Tatil, Yol vb.) ( 2. Dünya Savaşı ve Sonrası)
1947Örgüt Psikolojisi İçerisinde Beşeri İlişkiler (Rensis Likert, Chris Argyris)
1954Amaçlara Göre Yönetim: Ekip Çalışması ve Çalışanların Yetkilendirilmesi (Peter Drucker, John Duran, George Odiorne)1954Bireyi Motive Eden Faktörleri İnceleyen Çalışmalar ve İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı (Abraham Maslow)
1957X ve Y Teorileri (David Mc Gregor)
1960Kalite Kontrolündeki Ekip Çalışması Başarısı (Japonya)1961Başarma İhtiyacı Teorisi (David Mc Clelland)
1964Eğitim Anayasının Çıkması ve Kurumsal Eğitimin İnsan Kaynaklarının Bir Parçacı Olarak Görülmesi (İngiltere)
1970Çift Faktör Teorisi (Frederick Herzberg) Bekleyiş Teorisi (Vroom) Bekleyiş Modeli (Lawler-Porter)
1978Örgütsel Sosyal Psikoloji (Katz-Kahn)
1981Z Teorisi ( W. Ouchi)
1990Personel Güçlendirme (Em-Judith Vogt, Knneth Murrel)
1990Başarı Karnesi-Balanced Score Card (Robert Kaplan, David Norton)
1993Öğrenen Organizasyonlar (Senge)
1998Esnek Yönetim (Braham)
1999Kurumsal Yönetim

bundan sonraki süreçte, modern yönetim düşünceleri ve teknolojik gelişmelerle beraber endüstriyel psikoloji de anlaşılmaya başlanmış, işten alıp, işten çıkarma gibi basit anlamıyla tabir edilen personel yönetimi, hukuk kurallarıyla beraber kişilerin hak ve özgürlüklerini talep edebildiği, sigorta, izin, tatil, emeklilik ve diğer sosyal haklar, sendikacılığın gelişimi, iş güvenliğinin artışı, ekip çalışmalarıyla beraber başarının gelişi, yükselme imkanları, iş tatmini, motivasyonla beraber verimliliğin gelişi ve en önemlisi insanların düşüncelerine, isteklerine önem verilişi ile beraber en başta da belirttiğim gibi insan kaynakları yönetimine dönüşmüş ve insanlar mutlu oldukça üretkenliklerin artmasıyla kurumların dış etkenli bir zarar olmadığı sürece büyüdüğü görülmüştür.

Bugün günümüzde baktığımızda en basit anlatımıyla çalıştığımız şirketler de spor salonlarının olduğunu ya da sosyal anlamda etkinliklerin yapıldığını görüyoruz. Bir insanın doğum gününün bile kurum tarafından kutlanması bize verimlilik adına artı sağlıyorken geçmişe baktığımızda insanların sadece özgürlüklerini istediğini görüyoruz. Unutmamak gerekir ki, ancak ve ancak yönetimin, yönetim bilimcilerin ve yöneticilerin insana verdiği değer sayesinde ayakta kalmaya devam edebiliriz.

İş hayatında başarılı olmanız dileğiyle,

İlk Çağlar, Kölelik Sistemi, İnsan hakları neredeyse yok, özgürlük kısıtlı, işçilerin hakları kısıtlı, Ortaçağ, Dini Yönetim, İnsanlar dini duygularla yönetiliyor, kilisenin gücü yüksek, Sanayi Devrimi, Sanayi Yönetimi, Çocuk işçiliği, aşırı iş gücü ihtiyacı, çalışma koşulları kötü, 1800-1900'lü Yıllar, Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, Parça başı ücret veriliyor, çıkartılan sonuç önemli, Hawthorne Araştırmaları, Neo-klasik Akım, Severek yaptığı işten daha çok verim, duygusal faktörler önemli, Modern Yönetim Düşüncesi, Endüstriyel psikoloji, ekip çalışması, İş tatmini, motivasyon, yükselme imkanları önemli, Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine, İnsan hak ve özgürlükleri, sosyal haklar, İnsanın düşünceleri, istekleri önemli, mutlu işçi daha verimli çalışır, Günümüz, Çalışanların sosyal yaşamları önemli, Çalışanların sağlık ve huzurlu olduğu bir çalışma ortamı sağlanıyor, çalışanların doğum günü kutlanıyor
Yönetim Düşüncesinin Tarihi Boyunca İnsana Bakış Açısının Değişimi Ve Gelişimiyönetim yönetim bilimi yönetim biliminin tarihçesi yönetim düşüncesinin evremişönetim düşüncesinin gelişimi
Parlak ve dostça bir ifadeyle gülümseyen bir kadın doğrudan kameraya bakıyor. Uzun, dalgalı kahverengi saçları yüzünden uzakta toplanmış. Dudakları neşeli bir sırıtışla yukarı doğru kıvrılmış, gözleri parlak ve neşe dolu. Ten rengi açık ve yanakları gamzeli. Yirmili yaşlarının ortasında görünüyor ve beyaz bir bluz giyiyor. Arka plan açık gri ve ışık yumuşak, sıcak ifadesini vurguluyor. Memnun ve kendinden emin görünüyor, bir sakinlik ve neşe hissi yayıyor.
Hilal Öztürk
İnsan Kaynakları, Blog Yazarı

Gazi Üniversitesi Büro Yönetimi Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. İstanbul Aydın Üniversitesi'nde İnsan Kaynakları Yönetimi/Personel Yönetimi bölümünde yüksek lisans yapmıştır.

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.
Bir yığın paranın üzerinde duran bir tonometre ve siyah bir stetoskopun yakın çekimi. Tonometre kan basıncını ölçmek için kullanılan tıbbi bir cihaz, siyah stetoskop ise tıp uzmanları tarafından kalp ve akciğerleri dinlemek için kullanılan bir alet. Resmin sol tarafında, içinden birkaç banknot para çıkan siyah bir cüzdan görülüyor. Sağ alt köşede, duvarda küçük, bulanık bir saat asılı. Görüntü hafif sarımsı bir renk tonuna sahip ve tonometre ile para metalik bir parlaklığa sahip.
İşletme Yönetimi

Sağlık Ekonomisi Nedir?

29 Mart 2021