Yeni Mezunlar Nasıl İş Bulabilir?
Adım | Açıklama | Ek Bilgi |
---|---|---|
İş aramaya başlama zamanı | Deneyimsiz adaylar için iş aramaya erken başlamak önemlidir. | Üniversite zamanında, kendini geliştirmek ve birikim yapmak önemlidir. |
İş arama süreci | İş bulmak kolay ve hızlı bir süreç değildir. | İş bulma süreci görece uzun olabilir: günler, haftalar, aylar hatta daha uzun sürebilir. |
Sabır | İş arama sürecinde sabır gereklidir. | Minimum 4 hafta boyunca, sabırla iş bulmak için çaba gösterilmeli. |
Özgeçmiş | İyi bir özgeçmiş, adayın iş bulma şansını artırır. | Kendi bildiklerini, yeteneklerini, tecrübelerini ve başarılarını bartmak için özgeçmiş kullanılır. |
İş başvuruları | İş bulabilmek için çok sayıda iş başvurusu yapmalısınız. | Ne kadar çok başvuru yapılırsa, o kadar çok geri bildirim alınabilir. |
Mülakata hazırlık | İş arayanlar, iş mülakatlarına hızlı ve etkili bir şekilde hazırlanmalıdır. | Bu hazırlık adımı aynı zamanda işe alınma şansını artırabilir. |
Stajlar | Deneyim kazanmak için başlangıç seviyesinde bir iş veya staj yapmayı düşünmelisiniz. | Stajlar, yeteneklerinizi ve becerilerinizi geliştirirken size pratik deneyim sağlar. |
Mesleğinizi tanıyın | Ne tür bir iş yapabileceğinizi, hangi sektörde yer almak istediğinizi ve nasıl bir kariyer hedefiniz olduğunu belirlemelisiniz. | Böyle bir öz farkındalık, iş arama sürecini daha hedef odaklı ve verimli hale getirir. |
Ağ oluşturma | İş arama sürecinde, sektördeki profesyonellerle bağlantılar kurmaya çalışmak önemlidir. | Networking, hem iş fırsatları yaratır hem de tavsiye ve destek almayı sağlar. |
Özgeçmişinizi güncelleyin | Her 20 başvuruda bir, özgeçmişinizdeki bilgileri güncellemelisiniz. | Bu, özgeçmişinizi güncel ve ilgili tutmanıza yardımcı olur. |
Bu yazıda kriz döneminde iş bulmanın yöntemlerini ve deneyimsiz adayların iş bulma konusunda ne yapabileceklerinden bahsedeceğim. Günümüzde iş bulmak, üniversite mezunlarının karşılaştığı en zor şeylerden biri. Zor; çünkü iş yok. Eğer üniversite zamanında, üniversite sonrasına iyi hazırlandıysanız ve kendinizi geliştirdiyseniz iş bulmak o kadar da zor olmaz.
Önemli olan nokta iş aramaya erken başlamak. Daha mezun olmadan iş mi aranır diyorsanız eğer, hayır öyle değil! Üniversiteden mezun olduğunuzda iyi bir iş bulabilmek için yapmanız gereken şeyler var. Bu yazıda size iş bulabilmenin detaylarını anlatacağım.
Filmin başında filmin sonunu anlatmak gibi olacak ama özellikle bu dönem yani bu ekonomik durgunluk deneyimsiz adayların iş bulma konusunda en avantajlı olduğu dönem. Bu dönemde iş aramaya devam edin ve iş başvurularını arttırın çünkü muhtemelen bir işe yerleşebileceksiniz.
Bu yazıyı sonuna kadar okuyun çünkü yazının sonuna doğru iş bulmanızla ilgili önemli noktalara değiniyor olacağım. Şimdi heyecanlanıp yazının sonuna giderseniz eğer hiçbir şey anlamayacağınız için gelin birlikte adım adım gidelim.
İş bulmayla ilgili bilmeniz gereken ilk şey; iş bulmak bir günde olacak bir şey değil. Günler, haftalar, aylar ve belkide çok daha uzun sürebilecek bir şeyden bahsediyorum. Bunu zaten biliyorsunuz. Bilmiyorsanız eğer size kim ne söyledi bilmiyorum ama iş bulmak zaman isteyen ve çaba gerektiren bir şey.
Aynı zamanda sabretmeniz gerekiyor. Bunun için bir süre belirtmek gerekiyorsa eğer minimum 4 hafta iş bulmak için ayırmanız lazım.
Ekonominin en iyi olduğu dönemlerde, refah düzeyinin yüksek, işsizliğin düşük olduğu dönemlerde bile iş bulmak en az 4 haftayı bulur. Ben ekonomi iyiyken iş aradım. Haftalarca iş görüşmelerine gittim. Dünyada para bolluğunun olduğu ve maaş düzeyinin yüksek olduğu bir dönemde iş aradım ve birçok zorlukla karşılaştım.
Fakat şu an dışarı çıkıp iş arasam yine aynı zorluklarla karşılaşacağım. Çevremdeki insanların daha kısa sürede iş bulduklarını gördüm ama bu benim motivasyonumu bozmadı. Çünkü çevrenizdeki bazı insanlar daha eğitimlidir veya daha şanslıdır. Onlar daha kısa sürede iş bulmuş olabilir. Onları dikkate almadan önünüze bakın. Ya da bakmayın.
Yani benim burada önerdiğim iki çözüm var. Ya iş aramaya devam et ve tekniklerini geliştir, ya da daha kolay yolu seç ve iş aramayı bırakıp serseri olmaya karar ver. Bu güzel de bir şeydir. Sabah erken kalkıp işe gitmek gibi bir zorunluluğun olmadığı için bütün gece ay ışığına bakıp kahve içebilirsin.Tercih senin...
Şimdi gelelim iş bulmak için yapmamız gerekenlere. Burada iki yol sunmayacağım çünkü bunları yapmanız gerekiyor. Çünkü şu an bir iş sahibisiniz ve göreviniz iş bulmak.
Üniversiteden yeni mezun olan adayların yanıldığı diğer şey ise mezun olduklarında yöneticilik pozisyonlarına girebileceklerini düşünmeleri. Gerçi son zamanlarda yapılan birçok yayın ve makalede bunun mümkün olmadığına ilişkin anlatıldı. Üzerine basa basa anlatıldı. Bu sebeple artık bunu düşünmediğinizi varsayıyorum.
Hiç deneyimi olmayanların önce bir staja gitmeleri veya başlangıç seviyesinde bir pozisyonda iş bulmaları gerekiyor. Mark Twain’in bir sözü var. "Eğer işiniz kurbağa yemekse, sabah kalkar kalkmaz o kurbağayı yiyin. Eğer işiniz iki kurbağa yemekse önce büyük olanı yiyin." Gelelim en önemli konuya;
Yeni Mezunlar Nasıl İş Bulabilir?
1 - İyi Bir Özgeçmiş Hazırla
Yeni mezunlar iş ararken öncelikle elinde ne var onu düşünmeli. Üniversiteden mezun oldum ama;
Ben ne biliyorum?
Benim mesleğim ne?
Ben ne iş yapabilirim?
Özgeçmişim var mı? Eğer varsa özgeçmişim iyi mi? Dolu gözüküyor mu?
Sertifikalarım var mı?
Yapacağınız ilk şey düşünmek. Sadece düşünün. Ben üniversitede ne yaptım? Hangi projelere katıldım? Eğer bunları düşünürseniz iş başvurusu yaparken kendinizi güçlü hissedersiniz.
Kendinizi tarttıktan sonra, düşünme hazırlığını yaptıktan sonra gerisi kolay. İş başvuruları yapmak ve mülakata çağrılmayı beklemek… Zaten tıkandığınız nokta da burası. Hocam başvuru yapıyorum ama şirketler dönüş yapmıyor diyorsunuz. Ben iş arayan öğrencilerime hep şunu söylerim; 15-20 şirkete başvuru yapıp mülakata çağrılmayı bekleme.
Hatta 2 şirkete başvuru yapıp birisi olmazsa diğeri olur diye bekleyenleri gördü bu gözler. Mümkün değil! Ne kadar çok başvuru yaparsanız o kadar çok geri bildirim alabilirsiniz. Bunu oran - orantı gibi düşünün. İş bulma oranınızı yüzde 0.5 olarak varsayalım. Bu durumda 200 başvurudan sadece biri sizi mülakata çağırabilecek.
Eminim aranızda her ay 900 şirkete başvuru yapanlar vardır. Tezimin çürüdüğünü düşünecekler. Fakat burada ince bir detay var. Her 20 başvuruda özgeçmişini güncellemen gerekiyor. Bir söz vardır ben çok severim. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsin.
Aynı özgeçmişle başvuru yapmaya devam edersen muhtemelen sonuç alamayacaksın. Özgeçmişin yetersiz veya kötü hazırlandığı için başvuruna geri bildirim yapmıyorlar.
Özgeçmişinin ne kadar iyi olduğunu ve yeterli olup olmadığını sorgulaman gerek. Ek olarak özgeçmişine uzaktan çalışmayla ilgili bir şeyler eklemek faydalı olacaktır çünkü pandemi sonrası uzaktan çalışma ekonomisi adında yeni bir şey ortaya çıktı.
Uzaktan çalışma bazı işletmelerde kalıcı hale geldi. Evden çalışamayan personellerin büyük çoğunluğu performans sorunları yaşıyor ve iş ortamında uyum sorunları yaşıyor. Bu tür sorunlarla başa çıkmak yerine evden çalışmaya uygun adayların tercih sebebi olduğunu her geçen gün daha fazla görmeye başladık.
2 - Yeni Şeyler Öğren
İş aramanın en aptalca şeyi nedir diye sorarsanız başvurulara yanıt beklemektir. Evde oturup iş başvurularına yanıt beklemek yeni mezun birine göre bir iş değil. Üniversite okumuş insansın, kendini geliştirmeye devam etmen gerekiyor.
Üniversite okuyan insan bilginin ne olduğunu bilmesi gerekir. Bilgi güçtür. Bilgi özgürleştirir. Yeni bilgiler edinmeden ve yeni beceriler geliştirmeden başvurularından sonuç almayı bekleme.
Bir iş görüşmesi hayal edelim. Satış alanında deneyim isteyen bir işe başvuru yapıyorsun. Görüşmede deneyimin olup olmadığını soruyorlar. Deneyimin yok ve doğal olarak “Deneyimim yok.” diyorsun. İşe girme ihtimalin sıfır.
Çünkü bir şeyi söylemedin. “Ama...” demedin. “Deneyimim yok, ama şu var.”, “Deneyimim yok ama şöyle bir durum var.” diyemedin. Ne dedin? Deneyimim yok, beni işe almama konusunda haklısınız dedin.
Ben olsam satış alanında eğitim alır, kendimi geliştirir ve şöyle söylerim; satış alanında deneyimim yok ama 4 farklı satış eğitimine katıldım ve sınava girerek başarılı oldum. Bunlar da sertifikalarım. Satış alanında takip ettiğim birkaç dergi de var. Ayrıca nöropazarlama üzerine birçok akademik araştırmayı da takip ediyorum. Bununla ilgili görüşlerim de mevcut.
Ben İK uzmanı olarak masanın diğer tarafında otursam ve bana böyle bir cevap verilse, deneyiminin olup olmaması pek umrumda olmaz ve bir şans verirdim. İşverenler neden deneyim istiyor biliyor musunuz?
Bunun için önümüzdeki hafta bir video çekerim ama kısaca söylemem gerekirse işverenler “o işle ilgilendiğini” kanıtlamanı istiyorlar. O iş üzerinde çalıştığını veya çalışmayı denediğini görmek istiyorlar. Eğer bunu sağlayabiliyorsanız güçlüsünüz demektir.
3 - Başarısız Geçen İş Görüşmelerinden Ders Çıkarın
İş görüşmesine gittiniz ve pozisyona uygun olmadığınızı mı söylediler. İlkinde başaramazsan tekrar dene. Bunlar size tipik motivasyon sözleri gibi gelebilir ama dünyanın en başarılı insanlarının yaptığı şey tam olarak bu. Pozisyona uygun değilsin dediler, iş vermediler hatta yıllarca işsiz kaldılar. Steve Jobs veya Bill Gates gibi süper örneklere gerek yok.
Hayatımıza bir anda giren ve benim de kullandığım Canva’ya bakalım. Kurucusu 30 yaşında. 1 milyar dolarlık bir şirketi var ve ona diyorlar ki nasıl başardın? “Çok reddedildim. Ama vazgeçmedim. Israrla tekrar denemem gerektiğini öğrendim. Her reddedildiğimde neden reddettiklerini öğrenmeye çalıştım. Böylece eksiklerimi ve hatalarımı giderdim.” diyor.
Böyle hikayeler çok anlatılır. Kimse beni işe almadı, kimse suratıma baktı ve kapılar kapandı derler. Ama daha sonra başardım. Ne oldu da başardın? diye sorarlar. Ama ben hep şunu merak ederim: o kadar kapı kapatıldıktan sonra hayatına hiçbir şey olmamış gibi nasıl devam edebildin? Alibaba’nın kurucusunun hikayesini biliyorsunuz.
Adamı kimse işe almamış. O kadar şey yaşamışsın ve nasıl ayakta durabiliyorsun diye merak ederim. Canva’nın kurucusuna da soruyorlar bunu ve diyorki sırt çantamı takıp ucuz tatil yerlerinde gezerim. Reddedildiğim zamanlarda param yoktu ve en ucuza kafamı nasıl dağıtabileceğimi araştırdım. Gittiğim yerlerde çok farklı insanlarla tanıştım ve ilham aldım diyor.
Aslında bu hikayeleri doğru okursak bize çok şey söylüyor. Bir sonraki iş görüşmesine giderken neyi yanlış yaptığınızı düşünün. Birçok insan reddedildikten sonra vazgeçer. Pes eder ve hatta bazı görüşmelere gitmez. İK uzmanı meslektaşlarım linkedin platformunda sürekli bu konuyla ilgili şikayette bulunur. Görüşmeye geleceğini söylüyor ama gelmiyorlar diye.
Neden gelmiyorlar acaba? İnsanlar artık tükenmişlik sendromuna kapılmış. Umudu kalmamış. Ben her zaman görüşmeye gelmeyen adayı 1 hafta sonra tekrar ararım. Neden görüşmeye gelmediğini sorarım. Eğer ilgileniyorsan görüşmeye bekliyorum derim. Şaşırır ve görüşmeye gelir. Çünkü gerçekten birini işe almak istediğimi düşünür. Bir motivasyon gelir. İnanç gelir. Bu kez işe girebileceğim sanırım der.
Siz önerim; reddedilmekten korkmayın. Ne olursa olsun davet edildiğiniz iş görüşmesine gidin. O iş görüşmesinden bir şeyler öğrenmeden dönmeyin. Hiçbir şey öğrenemesen bile mülakat stresini yenmeyi öğrenirsin. Bunlarda hiçbir kitapta yazmaz.
4 - Kriz Dönemlerini İyi Değerlendirin ve Standartlarınızı Düşürün
Ekonomi iyiyken insanlar maaş konusunda pazarlık gücüne sahiptir ve daha yüksek maaş veren işyerlerini tercih ederler. Hatta işten ayrılma oranları da yüksektir. Çünkü işsizlik oranı az olduğu için daha fazla kazanacağı gidebileceği düşüncesiyle hiç korkmadan istifa eder. Fakat ekonomik durgunluk döneminde insanlar istifa etmekten korkar.
hatta maaş oranı çok düşük olan işletmelerde bile işten ayrılma %85 oranında daha azdır. bununla birlikte yüksek ücretler ödeyen işletmelerde ücret seviyeleri de düşer ve çalışanlar düşük ücretle çalışmaya devam ederler. amerikalı akademisyen louis kahnn’ın araştırmalarına göre bu dönemlerde yeni mezunların maaş düzeyi düşer. verilerle de desteklenen bu araştırma doğru sonuçlara işaret ediyor.
Fakat durgunluk dönemlerinde işletmeler teknoloji yatırımı yapar ve bu yatırım iş gücüne olan ihtiyacı biraz azaltır. Özellikle kıdemli ve yüksek ücret ödenen çalışanlar teknolojiye yenik düşer. Teknolojiyi daha iyi bilen ve düşük ücretle çalışabilecek kişiler bu dönemlerde daha çok tercih edilir. Bu sebeple kriz dönemlerinde tahmin edilenin aksine yüksek ücretli ve deneyimli kişiler değil, düşük ücretli ve başlangıç seviyesindeki yeni yeteneklere daha fazla şans verilir.
Bu sebeple iş görüşmelerinde maaş konusu açıldığında, özellikle kriz dönemlerinde, maaş konusunda daha tatminkar olmanızda fayda var. Standartlarınızı düşürerek en azından öğrenim kredinizi ödeyebilecek kadar gelir elde edebilirsiniz. Deneyim eksikliğini de ortadan kaldırarak iş dünyası için küçük ama sizin için büyük bir adım atmış olursunuz.
Mevcut Amerika Birleşik Devletleri başkanına babası demiki “Bir iş, maaş almaktan ve para kazanmaktan çok daha fazlasıdır. Bir işe girmek saygınlıktır ve saygı göstermektir. Bu toplumdaki yerinle ilgili...” Gerçekten de Biden’in babası haklı.
Zaten veriler de kriz döneminde işe giren yeni mezunların %44’ünün 2 yıl içerisinde kıdem aldığı ve daha iyi ücretlerle çalışmaya devam ettiğini gösteriyor..
Sonuç olarak umudunuzu kaybetmeyin. Emin olun herkes birçok iş görüşmesinden eli boş döndü. Fakat daha fazla başvuru yapıp kendilerini daha çok geliştirdiler ve istedikleri işi bulabildiler. İş ararken “Deneyimsiz aday arıyoruz.” yazmasını beklemeyin.
Bir işletmenin bu şekilde yazdığını düşünsenize. “Deneyimsiz aday arıyoruz.” İlgili-ilgisiz herkes başvuru yapar. İşletmenin bu kadar başvuru arasında aradığı kişiyi bulması mümkün değil. Cesur olun ve başvurun.
İş arama sürecinde hepinize başarılar dilerim. Hoşça kalın.
Celal Bayar Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesinde Lisans eğitimleri, Yıldız Teknik Üniversitesi İnsan Kaynakları Yönetimi ve Beykent Üniversitesinde İşletme Yönetimi üzerine Tezli Yüksek Lisans yapmıştır. Halen insan kaynakları üzerine doktora tezi yazmakta ve işletmelere insan kaynakları üzerine danışmanlık yapmaktadır.