Türkiye'de ve Dünyada İlaç Ekonomisi
Konu | Özet | Ek Bilgiler |
---|---|---|
İlaç Ekonomisi | İlaç tedavisinin parasal değeri, israfının azaltılması ve hasta için en adil sonuçların elde edilmesi hedeflenir. | İlaç ekonomisi, ilaç tedavisi yazımı, takip ve değerlendirmesinin yanı sıra ilaca ayrılan bütçenin ekonomik büyüme önünde bir engel olmamasını da içerir. |
Dünyada İlaç Endüstrisi | Dünya ilaç pazarı genelde üç model altında incelenir: Karışım Pazar ekonomisi, Serbest Pazar ekonomisi, Devlet kontrolündeki pazar ekonomisi. | ABD, Almanya, Fransa, Rusya, Japonya, İngiltere, İtalya, İspanya ve Kanada ilaç pazarında hakim olan ülkelerdir. |
Türkiye İlaç Endüstrisi | Türkiye'nin ilaç pazarında önemli bir rolü vardır. İlaç üretiminde potansiyel var. | Türkiye'nin ilaç endüstrisine yatırım yapabileceği alanlar; ilaç pazarı, iş gücü ve coğrafi konumu |
Sigorta Sistemleri | Türkiye'de sigorta sistemlerinin birleştirilmesi sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmıştır. | İyi işleyen bir sigorta sistemi, halkın sağlık hizmetlerine erişimini aktifleştirme potansiyeline sahiptir. |
İlaç Tüketimi | Türkiye'de ilaç tüketimi, ulusal gelir dikkate alındığında, kişi başına ilaç tüketimi fazladır. | İlaç tüketiminin bu kadar yüksek olmasının sebebi ölçülemez sağlık sorunları ve psiko-somatik belirtiler olabilir. |
İlaç Sarfiyatı | Çok fazla ilaç sarfiyatı oluşmaktadır. Bununla birlikte organik olmayan ruhsal bozuklukların tedavisi de ilaç tüketimini arttırmaktadır. | Sağlık kurumlarına gereksiz hizmet ve ilaç talepleri maliyeti arttırabilir. İlaç israfı önlemleri bu durumun önüne geçmek için kullanılabilir. |
Sağlık Hizmetleri | 2003'te gerçekleştirilen sağlıkta dönüşüm programı kapsamında sağlık hizmetlerinin aile hekimliği çalışmaları kapsamında mahallere kadar ulaştırılması düşünülmüştür. | Sağlık hizmetlerine erişim, ilaç tüketimini ve reçete edilmesini artırabilir. |
Kişi Başına İlaç Tüketimi | 2005'te Türkiye'deki kişi başına ilaç tüketimi 93 dolar seviyesindeydi. | Bu rakamlar diğer ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça yüksektir. |
İlaç Üretim Ülkeleri | İlaç üretiminde önde gelen ülkeler; Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Meksika, Güney Kore ve Türkiye'dir. | Bu ülkeler, genelde üretimde iş gücü maliyetlerinin düşük olması nedeniyle öne çıkmaktadırlar. |
Türkiye'nin Avantajları | Türkiye, coğrafi konum, hammadde üretim potansiyeli ve ilaç pazarı gibi alanlarda önemli avantajlara sahiptir. | Bu avantajları kullanmak Türkiye'nin ilaç pazarındaki konumunu daha üst sıralara taşıyabilir. |
İlaç ekonomisi nedir? Sağlık kurumları tarafından verilen sağlık hizmetleri tedaviye karar verme yetkisine sahip olan doktor yalnız hastalarına tedavi vermekle yetinmeleri 21. yüzyılda geride kalmıştır. Bu durumda nüfus artışı, sağlık hizmetlerine ulaşımın olabildiğince kolaylaştırılması, sağlık sigortalarının sağlık hizmetlerin erişimi kolaylaştırması gibi daha birçok neden sıralanabilir.
İnsanların kendi ülkelerinde sağlık hizmetlerine ulaşmaları en doğal hakları arasında yer alır. Aksi durumda hastaları ölüme terk etmek tedaviye gücü yetene sağlık hizmeti sunmak diğerlerini kapsam dışında tutmak kabul edilemez. Bu sebeple hekimin ve sağlık personelinin hastalarının tamamına kaydı kalite ölçeklerinde tedavi hizmeti sağlamaları için sağlık ekonomisi, tedavi kararı verme, hastalık yönetimi, akıllı ilaç seçme ve ilaç akıbeti gibi konularda bilgi sahibi olmaları gerekir.
İlaca ayrılan parasal değerin, ekonomik büyümenin önünde yer almaması, tedaviye gereksinim duyan hastanın ilaca ulaşabilmesi için ilaç tedavisi yazılmasında ve gerek görülecek takibin özenli olması, meydana gelen ilaç israfının azaltılması, sağlık alanında verilecek her hizmetin, girişimin ya da ilaç tedavilerinin sonuçlarının değerlendirilmesi ve karşılaştırılması, hasta adına akıllı ve adil sonuçlar meydana getirilmesini amaçlayan bilim dalına ilaç ekonomisi denir.
Dünyada İlaç Endüstrisi Nasıldır?
Dünyadaki ilaç pazarı modellerine bakıldığında aşağıdaki gibi yer aldığını görmekteyiz.
Karışım Pazar ekonomisi
Serbest Pazar ekonomisi
Devlet kontrolündeki pazar ekonomisi şeklindedir.
Yukarıda yer alan pazarlara örnek olarak Serbest Pazar Ekonomisi için Amerika Birleşik Devleti ( ABD) bu konuya iyi bir örnek durumundadır. Karışım Pazar Ekonomisi Almanya’da uygulanmaktadır. Devlet Kontrolündeki Pazar Ekonomisi ise Fransa ve Rusya’da uygulandığını belirtebiliriz.
Serbest Pazar ekonomisi uygulayan ABD ilaç sektörü, ilaç pazarının neredeyse %65’ne hakim olduğunu, Almanya’nın ise bu konuda önde gelen ülkeler arasında yer aldığını belirtebiliriz. Her iki ülke ilaç sektöründe yeni tedavi yöntemlerine yönelik ilaç geliştirmeye önem verdiklerinden dolayı diğer ülkelere göre rakipsiz durumdadır. Ülkelerin tamamını dikkate aldığımızda ilaç pazarına hakim olan toplamda sekiz ülkenin varlığından söz edilebilir. Bu ülkeler sırasıyla ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Kanada ülkeleridir.
İlaç pazarında fason diyebileceğimiz imal gerçekleştiren ve ilaç üretiminde bulunan ülkeler ise iş gücü ucuzluğunu da dikkate alarak sırasıyla Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Meksika, Güney Kore ve Türkiye gibi ülkelerdir. Türkiye’nin pazardaki seviyesini daha üst sıralara taşıyabilecek avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar mevcut coğrafi konumu, ülke sınırları içinde hammadde üretimini gerçekleştirebilecek potansiyelinin olmasıdır. İlgili Pazar hacmi Türkiye’de 10 milyar dolar seviyelerine kadar çıkmıştır.
Ülkemiz burada elde etmiş olduğu pay kapsamında sağlık kurumları organizasyonuna ve hizmetlerin daha etkin bir şekilde sunumuna daha fazla kaynak ayırabilir. Hatta kamu sigortalarının ilaç yükünü azaltabilir. Türkiye’de sigorta sistemlerinin birleştirilmesiyle beraber halkın sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaşmıştır. Sigorta sistemleri işlevsel ve etkin olması durumunda halkın sağlık kurumlarına erişimleri daha da aktif hale gelecektir.
2003 yılında gerçekleştirilen sağlıkta dönüşüm programı kapsamında sağlık hizmetlerinin aile hekimliliği çalışmaları kapsamında mahallere kadar ulaştırılması da bu durumda etkili olmuştur. Sağlık kurumlarında erişimin daha da etkin hale getirilmesi beraberinde ilaçların reçete edilmesini ve tüketimini getirmiştir. Ülkemizdeki ilaç tüketimleri diğer ülkelere göre az olduğunu belirtebiliriz. Buradaki en temel sorun ulusal geliri dikkate alınması halinde kişi başı ilaç tüketiminin fazla olduğunun saptanmasıdır. 2005 yılında kişi başı ilaç tüketimi italya’da 290 dolar, ABd’de 670 dolar, Fransa da ise 375 dolar, Türkiye’de ise bu rakam 93 dolar seviyelerindedir.
İlaçların bu denli tüketilmelerinde yalnızca hastaların sağaltımlarının geldiği şeklinde düşünülmemelidir. Daha fazla hastanelere psiko-somatik belirtilerle başvuruda bulunan, hekimi kendisine ilaç reçete edilmesine zorlayan hastaların etkisi bulunmaktadır. Durum böyle iken öksürük şurubu, antibiyotik antidepresan, ağrı kesici gibi ilaçlar yoğun bir şekilde yazılmaktadır.
Organik kökenli diyemeyeceğimiz ruhsal bozuklukların benden üzerinde ağrı gibi ağrılarla ortaya çıkmasına istinaden, reçete edilen ilaçlar insanlar tarafından kullanılmamakta bu sebeple çok fazla ilaç sarfı meydana gelmektedir. Buna benzeri psikomotik grubu hastalıkların tanısı konsa bile sağlık kurumlarının tamamını dolaşıp hizmet ve ilaç sarfiyatını yükseltebilmektedirler. Dikkate alınabilecek bir TC kimlik numarasıyla bütün sağlık hizmeti basamaklarında ilgili kişililerin dolaşımlarını görebilmek ve otomasyon yardımıyla buna benzer ilaç ve hizmet maliyet artışlarını minimize etmek hatta kurtulmak mümkündür.
Türkiye’ de İlaç Endüstrisi Nasıldır?
Türkiye’deki ilaç sanayi gelişmiş ülkelerde var olan ve sürekli değişen ilaç geliştirme yöntemleri, pazarlama ve diğer kullanmamaktadır. Daha fazla diğer ülkelerde araştırılan ve geliştirilen ilaçları ithal edecek veya üretimi sağlayacak durumdadır. Fakat dünya ilaç piyasalarında ağırlığı olan ve karar belirleyici ilaç endüstrileri arasında yer almadığı görülmektedir. Ülke genelindeki endüstriyel yapısı oldukça zayıftır. İlaç üretim tesisleri daha çok Marmara Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır.
21. yüzyılın ilk çeyreğinde ilaç sektöründe 134 civarında firmanın olduğunu söyleyebiliriz. İlgili firmaların %8 hammadde üreticisi, %64 ilaç üreticisi geriye kalan %28 ise ithalatçı firmadır. Ülkemizde ilaç firmalarının arasında yalnızca biri Milli Savunma Bakanlığına ait olup Türk Silahlı Kuvvetlerine ve diğer bir kısım kolluk kuvvetlerine ucuz ve etkili ilaç üretimini gerçekleştirmektedir. Diğer ilaç sektörlerinin özel olması ülkenin ilaç sektörüne yatırım yakmadığı sonucuna varılabilir.
Türkiye’de ilaç endüstrisinin genel bir profiline bakıldığında toplamda 134 ilaç firmasının olduğu bunların 36 ‘sının yabancı kökenli firma olduğu görülmektedir. Türkiye’de 2002 yılı bilgilerine göre 3.316 tür ilaç çeşidi üretilmekte ve piyasaya toplamda 6.549 çeşit ilaç dağıtımı gerçekleştirilmektedir. Aynı yıla ait bir diğer bilgi ise ilaç pazarının giderek büyüdüğü ve %8 daha fazla büyüyerek 437 milyar $ dolara çıktığıdır.
Türkiye ilaç sektörü Avrupa Birliği ilaç pazarının %3 oluştururken, Avrupa Birliği ilaç endüstrisi ise dünya ilaç pazarının %24,4’ünü oluşturduğu görülmektedir. Bir diğer veri ise aynı yıla ait Türkiye’deki ilaç pazarının hacmi üretici fiyatlarıyla beraber yaklaşık 3,032 milyar $’a ulaştığı ortaya çıkmıştır. Türk ilaç endüstrisi tarafından sağlanan ihracatın %51 mamul ilaç ihracatı şeklindedir.
Türkiye ilaç tüketimi açısından değerlendirildiğinde kişi başına düşen ilaç tüketimi diğer ülkeleri de dikkate alınca oldukça düşük durumdadır. 2001 ve 2002 yılları arasında kişi başı ilaç kullanımı bedeli ortalama 41 $ dolar olduğu ortaya çıkmıştır. Sektörün 2023 yılı için kişi başına ilaç tüketimi 160 $ dolar olacağı, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından ise 250 $ dolar seviyelerinde olacağı öngörüsünde bulunmuştur.
Sağlık Yönetimi bölümünde öğretim görevlisi. Sağlık hukuku, Türk sağlık sistemi ve sağlık kuruluşlarında teknoloji yönetimi alanında dersler vermektedir. Birçok uluslararası dergi, kitap ve bildirilerde yazı ve bölümleri vardır.