Öğretmen Nasıl Olmalı?
Öğretmen Olma Yolunda | Eğitim Sistemi | Felsefe ve Eğitim |
---|---|---|
Her bir bireyden bir şeyler beklenmeli ve görüşlerine saygı duyulmalı. | Baskıcı ve kalıpçı tek tip birey istenen toplum düzeni. | Felsefe, bilim ve eğitim konusunu, felsefe temelinde tarihi seyir içerisinde incelersek daha anlaşılır olacaktır. |
Sosyal çevre burada çok önemli oluyor. | Sorgulayan hep arayış içinde olan, yeni şeyler hayal eden, doğru hangisi gibi sorular soran felsefe temelli bir eğitim. | İnsan var olduğu müddetçe hep sorgulamıştır ve arayış içinde olmuştur. |
Karşı görüş ancak başka bir tez ile olmalı, baskıcı ve aşağılayıcı olmamalı. | Bu sistem ile aranan sonuç hep yeni arayışlar ve buluşlardır. | Logos dönemi sorgulamanın ve arayışın olduğu mantığa dayanan bir doğa düzenin hakim olduğu dönem olmuştur. |
Eğitimde Şiddet Neden Önemli? | Birinci eğitim şeklini yukarıda açıkladık ve zaten geniş bir yelpazesi olmayan kısır bir sistem. | Mitos dönemleri sorgulamanın yanlış ve aykırı olduğu kabul edilen baskıcı bir zümrenin yönettiği karanlık zamanı ifade etmektedir. |
Öğretmenin öğrenciye karşı tutumu ve yaklaşımı çok önemlidir | Sistem, öğrencinin bireysel gelişimine yönelik olmalıdır. | Bilim, felsefe ve eğitim birbirleri ile yakından ilişkilidir. |
Öğretmen, eğitimi arayış ve sorgulama temeline dayalı olarak sunmalıdır. | Bireysel öğrenci farklılıklarını göz önünde bulunduran bir sistem esas olmalıdır. | Tarihsel süreç içerisinde felsefe, eğitimin gelişimine büyük katkılar sağlamıştır. |
Öğretmen, öğrenciyi birey olarak kabul etmeli ve onun fikirlerine değer vermelidir. | Eğitim sistemi, bireyin kişisel gelişmesine katkıda bulunacak şekilde yapılandırılmalıdır. | Felsefenin eğitimdeki rolü, sorgulamanın ve eleştirinin özendirilmesidir. |
Öğretmen, güncel ve çağdaş eğitim metodları kullanmalıdır. | Eğitim sistemi, öğrenciyi sorgulamaya ve kendi düşüncelerini oluşturmaya teşvik etmelidir. | Eğitim, felsefe ile beslendiğinde, sorgulayıcı ve eleştirel düşünme yetenekleri gelişen bireyler yetiştirir. |
Öğretmen, öğrencinin gelişimine ve özgür düşünmesine yardımcı olacak ortamı sağlamalıdır. | Eğitim sistemi, öğrenciye bilgiyi ezberletmekten ziyade, bilgiyi anlama ve uygulama becerisi kazandırmalıdır. | Felsefenin önemi, düşünme ve problem çözme yeteneklerinin gelişiminde büyük rol oynar. |
Öğretmen, öğrenciye sadece bilgi vermekle kalmamalı, bilgiyi anlamasına ve kullanmasına yardımcı olmalıdır. | Eğitim sistemi, öğrencinin hayatına anlam katan ve onun bireysel yeteneklerini geliştiren bir yapıda olmalıdır. | Felsefenin, eğitimin içindeki yeri, düşüncenin ve fikirlerin serbestçe paylaşıldığı, katılımcının deneyimlerine dayalı bir alandır. |
Eğitimin amacı ne? Hedefi ne? Sorusu bize, eğitimin neden var olduğunu, neden önemli olduğunu ortaya koymaktadır. O halde eğitim, insanları bir kalıba sokma, aynı tür birey yetiştirme, onlara sadece ekonomik olarak bir gelecek sağlama, iş bulmak için eğitim var, gibi nedenler ile mi veriliyor? Yoksa bireyin eğitim özgürlüğü var.Birey, çağdaş eğitimi almalı ve kendisini eğitim temelinde geliştirmeli, hayatının yönünü belirlemeli gibi nedenler için mi eğitim veriliyor?
Eğitimde amaç ve hedef, sorgulayan bir birey yetiştirmek olmalı. İnsanı hayvandan veya robottan ayıran özellik sorgulaması, arayış içinde olması, düşünmesi ise ona eğitim bu temel ile verilmeli. Her bir bireyden bir şeyler beklenmeli ve görüşlerine saygı duyulmalı. Karşı görüş ancak başka bir tez ile olmalı, baskıcı ve aşağılayıcı olmamalı. Sosyal çevre burada çok önemli oluyor. Onunda, informal eğitim olarak katkısı çok ve etkili.
Eğitimde Şiddet Neden Önemli?
Öncelikli olarak eğitimin amacından yola çıkmak, bizi iki yola sokar. Birincisi baskıcı ve kalıpçı tek tip birey. istenen toplum düzeni veya devlet sitemi; ikincisi ise sorgulayan hep arayış içinde olan, yeni şeyler hayal eden, doğru hangisi gibi sorular soran felsefe temelli bir eğitim. Birinci eğitim şeklini yukarıda açıkladık ve zaten geniş bir yelpazesi olmayan kısır bir sistem.
Sorgulayıcı eğitim sistemi
Asıl üzerinde durulması gereken felsefe temelli sorgulayıcı eğitim sistemimidir. Bu sistem ile aranan sonuç hep yeni arayışlar ve buluşlardır. Bu da hayalindekini gerçekleştirmedir. Vardığı son nokta bilimdir. Felsefe, bilim ve eğitim konusunu, felsefe temelinde tarihi seyir içerisinde incelersek daha anlaşılır olacaktır.
İnsan var olduğu müddetçe hep sorgulamıştır ve arayış içinde olmuştur. Bunu, insanlığın hep gelişerek ve değişerek devam etmesinden anlıyoruz. Gelişim her zaman, her şeyin daha çok sorgulandığı dönemde olmuştur.
Yeni kapılar aralanmış, yeni maceralara atılmış insanlar.Keşifler yeni yerler, yeni bir hayat, kısaca kabuğu kırmak olmuş bu sorgulama. Hem dünyayı anlama hem hayatı hem de evreni tanıma için anahtar olmuş. Günümüze kadar gelen bildiğimiz ve okuduğumuz tarihi bilgiler, bu süreci net bir şekilde ortaya koymakta ve sorgulama yapan insanın karşılaştığı sıkıntıları da göstermektedir. Sorgulama bunlara neden olurken, tabi ki bazı kesimlerin işine gelmemiştir. Bunlar ya dini cevre ya zengin tabaka ya da yönetici zümre olmuştur.
Eğitimin özü felsefe mi?
Bilinen tarih içerisinde sorgulamanın temel kaynağı M.Ö 3000 yıllarına kadar gider ve günümüzdeki felsefenin temelini oluşturan Sokrates, Platon, Aristoteles, Büyük İskender bu alanda önemli kişilerdir.
Tarih içerisinde, sorgulayarak bulanlar olduğu gibi bunu engelleyen ve istemeyenlerin de olduğunu söylemiştik. Bu gruplar farklı zamanlarda ön plana çıkmıştır.Bu dönemler MİTOS ve LOGOS olarak adlandırılabilir. Logos dönemi sorgulamanın ve arayışın olduğu mantığa dayanan bir doğa düzenin hakim olduğu dönem olmuştur.Bu dönemde bilimde hızlı bir gelişme göstermiş yeni veriler elde edilmiştir. Logos döneminin, aydınlanma ve keşifler, icatlar çağına denk gelmesi bu nedenledir. Filozoflar (bilim adamı), logos dönemlerinde hiçliği (nothing) bulmaya çalışmış. Ararken bu süreç içerisinde ses dalgası, ışık hızı, etki-tepki(quantum) fiziği, büyük patlama (big bang) gibi birçok bilimsel gelişmeye neden olmuşlardır. Sorgulamanın insanları nasıl bir sonuca götüreceği belli olmamaktadır. Mitos dönemleri sorgulamanın yanlış ve aykırı olduğu kabul edilen baskıcı bir zümrenin yönettiği karanlık zamanı ifade etmektedir. Bu dönemler özellikle dini yönetim anlayışı olan ve din temeline dayalı toplumlarda yaşanmaktadır, Hz İsanın doğumu ile Hıristiyanlık avrupası kilisenin hâkimiyetine girmiş ve tüm bilgiler oradan verilmiş, sorgulanması istenmemiştir. Bu döneme ortaçağ karanlığı adı verilmiştir. Daha sonra gelen aydınlanma çağına ise logos dönemi demek uygun olacaktır. Mitos dönemi avrupasından kaçan aydınlar ve eski düşünürlerin eserleri Ortadoğu’ya taşınmış bu dönemde Ortadoğu aydınlanmış ve keşif ve yeniliklere girmiştir. Bu dönemler 1200 li yıllar ve Endülüs Devleti zamanlarında olmuştur. 1600 yıllarda rönesans ve reform hareketleri ile aydınlanma sürecine giren avrupa tekrar logos dönemine girmiş. Diktatör ve dini devlet yönetiminin baskın olduğu Ortadoğu, baskıcı ve sorgulamaya, mantığa izin vermeyen Mitos’u yasamıştır. Son dönemlerde determinizm (nedensellik, neden-sonuç ilişkisi, zorunluluk) etkisine girmiş ve her olayın maddi veya manevi birtakım nedenlerin zorunlu sonucu olduğunu kabul eden felsefi görüş etkili olmuştur.
Felsefenin tarihi süreç içerisinde kısaca neler yaşadığını anlayınca, bilimin gelişmesinin temeli eğitim değil felsefe olduğunu anlıyoruz. Eğitim burada bir araç, bir yöntem bulucu, kendini gerçekleştirme ve anlam verme süreci olabilir. O halde felsefe, bilim ve eğitim arasındaki bağı çok net anlamış oluyoruz. Hiç eğitim almamış bir kişi sorgulayabilir araştırabilir fakat bunun gerekli yöntem ve araçlarını bilmez ise bu iş sorguda kalır ve belki onunla yok olur gider. Ama eğitimli birinin sorular ile sonuca gitmesi veya farklı bilgiler edinmesi ile bilimsel bir temel atıp bilimin gelişmesini sağlayabilir.
Öğretmenin amacı ne olmalı?
Sonuç olarak, tarihi seyir içinde olan felsefe, bilim ve eğitim zamanla farklılık göstermiş. Topluma hakim olduğu dönemlerde aydınlanma ve gelişme olmuş; baskı altına alındığı ve yasaklandığı dönemde toplumları karanlığa gömmüştür. Eğitimde sorgula ya da sorgulama deniyor ise maksat bellidir. Sorgulamak bilimsel zenginliği artıracak, sorgulamamak ise gerçekleri ve yenilikleri örtecektir. Günümüzde bile hala eski filozofların görüşlerini ve sorgulamalarını tartışıyor ve ihtiyaç duyup dayanak yapıyorsak, sorgulamaya ne kadar aç olduğumuzu gösterir. Yaşadığımız toplumdan çekinip utanıp ya da korkarak sorgulama yapmayan yapamayan insanların özgün düşünceleri onlarla yok olmaktadır.
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.