Naif Ne Demek? Naif İnsan Kime Denir?
Kavram | Açıklama | Örnekler |
---|---|---|
Naif | Tecrübesiz, saf, deneyimsiz bir şekilde yapılan, genellikle sanat alanında kendi kendini yetiştiren kişiler için kullanılır. | Acemi bir şekilde yapılan bir tablo, doğal plastik sanat yeteneklerine sahip bir sanatçı |
Nahif | Hassas, kibar anlamına gelir. Türkçede genellikle yanlışlıkla 'naif' yerine kullanılır. | Kibar bir davranış, hassas bir konuşma |
Naif veya Nahif İnsan | Duygularını derin hissederler, empati yetenekleri yüksektir. Fakat karar verme süreleri uzun olup, aldıkları kararın sonuçlarına karşı hassastırlar. | Bisiklete binen biri, bir karar verirken çok düşünen biri |
Naif Kadın | Dik duruşlu, zarif, temiz ve şık giyimli, asaletle oturan ve her tavrıyla huzur yayan bir kadına verilen sıfat. | Kuğu gibi süzülen bir kadın, asil bir kadın |
Duygu Sığlığı | Duyguları sığ ve yüzeysel yaşama durumu, modern dünya etkisiyle duyguların paylaşılmaya odaklanmış olması. | Sosyal medyada mutluluk paylaşımı, anlayış ve sabır karelik olması |
Modern Dünya Etkisi | Modern dünyanın sonucu olarak, duyguların özellikle mutlulukların abartılarak paylaşılması durumu. | Sosyal medya hesaplarında aşırı mutluluk paylaşımı |
Diğer İnsanların Duygularını Yok Sayma | Bireyin kendi mutluluklarını paylaşırken, başkalarının acılarına ve problemlerine duyarsız kalma durumu. | Çocuk sahibi olamayanları düşünmeme, yoklukla imtihan olanları göz ardı etme |
Atalarımızdan Miras Duygu Derinliği | Duygularını sembollere yükleyen, kilime dokuyan, kumaşa nakışlayan atalarımızın miras bıraktığı incelik ve zarafet. | Kilime dokunan duygular, kumaşa nakışlanan hisler |
Hassasiyet Yoksunu Topluluklar | Duygusal ve empatik yönleri zayıf, genellikle bireysel çıkarları ön planda tutan insan toplulukları. | Bireyin duygularını göz ardı eden toplum yapısı, insanların duygusal ihtiyaçlarına duyarsız kalan topluluklar |
Kalabalıklar İçinde Yalnızlık | Duygu sığlığı yaşayan insanlar arasında, hislerini derinden yaşayan ve duygusal derinliği olan bireyin hissettiği yalnızlık durumu. | Kalabalık bir ortamda hissedilen anlaşılmamışlık ve yalnızlık hissi, etrafındaki insanların duygusal derinliği anlamaması ve hissetmemesi durumu |
Modern dünyanın etkileri en çok duygularımız üzerine oldu. Eskiye nazaran her durumumuzu ve her duygumuzu abartır olduk. Sosyal medya hesaplarımızda özellikle mutluluklarımızı üstüne basa basa paylaşıyoruz. Neredeyse günümüzün üçte birini internet ve sosyal medyada geçirir hale geldik.
Sadece bir kareye sığacak kadar anlayışlı, sevecen ve nazik oluyoruz. Sabrımız anlayışımız, inceliğimiz hep birer karelik sanki. Duygularımızı yaşamaya değil paylaşmaya odaklandık. Oysa arka planda gerginliklerimiz, öfkemiz, biçimsiz cümlelerimiz avaz avaz bağırıyor. Bu arada gözden kaçırdığımız çok önemli bir detay var. Başkalarının duygularını yok sayıyoruz. Nasıl mı?
Bebeğimizle mutlu anları paylaşırken çocuk sahibi olamayanları,
Zengin menülü görsellerimizde yoklukla imtihan olanları,
Evlilik yıldönümlerimizde travmatik şekilde boşananları,
Pazartesi sendromlu mesajlarımızda işsizleri,
Güzellik ve sağlık temalı paylaşımlarla engellileri,
Şehit ailelerini, hastalıkla mücadele edenleri, mutsuzları ve umutsuzları…
Örnekleri sınırsız şekilde çoğaltmamız mümkün. Elbette kötü bir niyetimiz yok ama bilmeden incitiyoruz. Aslında paylaşımlara odaklanırken duygularımızı sığlaşıyor. Oysaki bizler konuşmadan anlaşabilen bir kültürden geliyoruz. Atalarımız anlatmak istediklerini sembollere yüklemiş. Duygularını bazen kilime dokumuş bazen de kumaşa nakışlamış.
Hani sık sık diyoruz ya, “Kalabalıklar içinde yalnızız” diye. Nedeni etrafımızdaki insanların duygu sığlığı yaşaması. Atalarımızdan miras, inceliği ve zarafeti arıyoruz. Bulduğumuzda ise kıymetini bilip bırakmamak gerekiyor. Şimdi şöyle bir çevrenize bakın lütfen.
Gözleri dolan, yumuşacık ses tonuna sahip, film seyrederken şiddet sahnelerinde gözünü kapatan, "ben" yerine "biz" diyebilen kaç kişi var? “Lütfen, teşekkür ederim, önden siz buyurunuz, emeğinize sağlık, tebrik ederim cümlelerini sıkça kullananlar kimler? Beyni için kalbini terk etmeme inceliğini kim gösterebiliyor? Hassasiyet yoksunu bencil toplulukların içinde yolunuz bu güzel insanlara çıkıyorsa çok şanslısınız. “Onları sakın ha bırakmayın!” derim.
Naif Nedir?
Naif kelimesi dilimize Fransızca’dan geçmiştir. Birden fazla anlama gelmektedir:
“Tecrübesiz, saf, deneyimsiz"
"Acemi bir şekilde yapılan"
"Güzel sanatların, özellikle resim alanında kendi kendini yetiştiren sanatçı ya da onun şah eseri"
"kendi kendini yetiştiren, doğal plastik sanat yeteneklerine ehil sanatçılar bakımından oluşturulmuş resim sanatı”
Bu tanımlara rağmen "naif" kelimesi toplumumuzda tamamen farklı bir anlamda kullanılmaktadır. Yazımın devamında bu konuyu detaylandıracağım ancak bu noktada "naif kadın" tanımına da yer vermek istiyorum.
Şimdi bir kadın düşünelim: Dik duruşlu, elleri zarif, temiz ve şık giyimli, yürürken kuğu gibi süzülen, asaletle oturan. Duruşuyla, konuşmasıyla ve her tavrıyla huzur yayan asil bir kadın. Olur da böyle bir kadın görebilirsek ona yakışacak en güzel sıfat sanırım naif olacaktır. Aynı şekilde terazisi hassas bir erkeğe yükleyebileceğimiz tüm güzel vasıfların toplamı da naif kelimesine denk gelecektir.
Naif Mi Nahif Mi?
Naif ve nahif" kelimeleri söyleniş ve ses açısından birbirine çok yakın olduğu için karıştırılır. Mesela bize kibar davranan biri için “Ne kadar naif biri” diye düşünürüz. Halbuki naif, “tecrübesi olmayan, acemi, toy” anlamında kullanılır. “Nahif” ise “hassas, kibar” anlamındadır. Dolayısıyla bir insana kibar vb. sıfatlarla özdeşleştirmek istediğimizde nahif kelimesini kullanmak gerekir. Özellikle olumsuz durumlarda naif insanlar fevri şekilde hiç elemeden aklına gelen ilk şeyi söyler. Nahif insan ise önce düşünür, süzgeçlerden geçirir ve sonra karşısındakini kırmadan cümlelerini kurar.
Naif İnsan Kime Denir?
Bir önceki bölümde naif ve nahif kelimelerinin arasındaki farkı açıklamaya çalıştım. 1990 yılında Elaine N.Aron bu konuda detaylı bir bilimsel araştırma yapmıştır. Şimdi dilerseniz alışılagelmiş haliyle naif ama aslında nahif insanın özelliklerini bu araştırmanın çıktılarıyla birlikte sıralayalım.
Naif diye bahsedilen aslında nahif insanlar diğer insanlara göre duygularını daha derin hissederler.
Empati yetenekleri yüksektir. Özellikle sevdiklerinin acılarını, problemlerini derinden hissedip kaygı derecesinde duygusal tepki verirler.
Yaşadıkları ortamda aşırı duygusal olmaları “güçsüzlük” belirtisi olarak algılanabilir.
Hassas yapılı bu kişiler genellikle bireysel spor yapmayı severler: bisiklete binme, yürüyüş, koşu vb. Nedeni takım sporlarındaki seyredilme hissinden rahatsız olmalarıdır.
Hassas yapılı insanlar bir karar vermeleri gerektiğinde çok sorgulama yaparlar. İdealisttirler. Karar vermeleri uzun sürer. Kararları sonucunda ortaya çıkacak her ihtimali düşünürler.
Aldıkları kararın sonuçları olumsuz olur ise diğer insanlardan daha fazla üzülürler. Pişmanlıkları en üst seviyede yaşarlar.
Fazla detaycıdırlar. Çevrelerindeki olan bitenler, gündem ve insanlarla ilgili hiçbir detayı kaçırmazlar. Değişiklikleri ilk fark eden de onlardır.
Hassas yapıları onların içine kapanık olmalarını gerektirmez. Uygun ortamlarda özellikle entellektüellikleri sayesinde ön plana çıkarlar.
Ekip çalışmasında başarılı olurlar. Detaycı davranmaları ekibin bakış açısını genişletir. Burada önemli olan nokta ekip içinde karar verme baskısına maruz bırakılmamaları gerektiğidir.
Hassas yapıları nedeniyle anlaşılamadıklarında olumsuz olaylar yaşayabilirler. Özellikle çocukluk dönemine ait olumsuz tecrübeler depresyon eğilimi yaratabilir.
Ses kirliliğinden ve gürültüden aşırı rahatsız olurlar.
Duyguları yoğun yaşadıkları için şiddet içerikli filmlerden aşırı rahatsız olurlar.
Göz yaşları hemen akıverecek gibidir. Bu yönlerini kontrol etmek için sevenlerine görev düşer.
İnsan ilişkilerinde parmakla gösterilecek kadar olumlu örnekler sergilerler.
Eleştiriyle karşılaştıklarında aşırı duygusal tepki verebilirler.
Mobbingden fazlasıyla etkilenirler.
İzole ve küçük çalışma ortamlarını tercih ederler. Stabil iş temposunu, planlı ve programlı çalışmayı severler. Spontane çalışılan işlerden rahatsız olurlar.
Tayland ve Hindistan’da hassas olmak pozitif bir özellik olarak kabul edilir. Bu kişiler toplum tarafından saygınlık görür. Özellikle kuzey ülkelerinde ise tersine bir durum söz konusu. Saygınlık yerini alaycılığa bırakır. Kendi adıma bu kişilik özelliğinin saygınlaştırılması taraftarıyım.
Naif Resim Sanatı Nedir?
Özellikle resimde kullanılan bir biçim adıdır. Aslında temeli çok eski çağlara dayanır. 1790 yılında Fransa’daki taş baskılar, Romanya’da taş üstüne işlenen resimler ve Habeşistan’daki resim çalışmaları bu türün ilk örnekleridir. Kavram olarak tanımlanması ise 20.yüzyılda olmuştur. Naif sanatın özellikleri resmin kurallarıyla çelişir. Çizimde ve perspektifte yapılan hatalar sonucu doğal ve taze bir görünüm ortaya çıkar.
Naif Resim tarzında incelikten çok basitlik öne çıkar. Çizimler çoğunlukla doğaçlamadır. Ham renkler ve dokular önemlidir. Eğitim görmemiş sanatçıların resimlerini ifade eder. “Sözde naif” ya da “sahte naif” sanatında ise sanatçı ne yaptığını iyi bilir ve taklitçi bir üslupla çalışır. Gerçek naif ressamlar resim eğitimi almamıştır.
Resimlerinde perspektif kullanmazlar. Manzarayı gördüklerinden ziyade kendi istedikleri gibi Çizimleri eleştiriye kapalıdır. Resmi bir hobi olarak görürler. Meslek olarak icra etmezler. Bu sanatın temsilcileri olarak: Edward Hicks, Seraphine Louis, Henri Rousseau, Dominique Peyronnet, Niko Pirosmani, Alfred Wallis’i sayabiliriz. Bu akımın ülkemizdeki temsicilerine ise Hüseyin Yüce, Fahir Aksoy ve Fatma Eye’yi örnek verebiliriz.