İyimserlik Nedir? Öğrenilmiş İyimserlik Ne Demek?
Kavram | Tanım | Örnek veya Ek Bilgi |
---|---|---|
İyimserlik | Her işi ve her düşünceyi iyi olarak değerlendiren bir kişilik özelliği | Bireyin yaşadığı her durumun iyi yanını gören bir dünya görüşüdür. |
Öğrenilmiş İyimserlik | İyimserliğin bisiklete binmek gibi öğrenilebilecek bir özellik olduğunu ortaya koyan bir durum | Martin Seligman tarafından ortaya konulmuştur. |
Kendini Sevme | İyimser olmayı öğrenebilmek için farklı durumlardan biri | Bireyin kendisine karşı olumsuz düşünceler beslememesi gerekir. |
Başkalarının Onayına Bağımlılık | Bireyin sürekli olarak başkalarının onayına sığınmaması gerektiği durum | Bireylerin kendilerini pasifleştirmesine izin vermemesi gerekir. |
Hata Yapmaktan Korkmama | Bireyin hata yapmaktan korkmaması ve hatalarından ders çıkarabilme durumu | Her başarısızlıktan olumlu dersler çıkarılmak önemlidir. |
Düşünme ve Harekete Geçme | İyimser olmayı öğrenmedeki durumlardan biri | Pozitif bir bakış açısıyla gerçeklik oluşturulması gerekir. |
Duyguları Anlama ve Kontrol Etme | Duygu durumunu anlama ve kontrol etme yeteneği | Yaşamış olduğunuz duygu durumunu kontrol ederek yönetmek. |
Öğrenilmiş Çaresizlik | Hayatta hiçbir çaresi kalmadığını düşünen bir durumdur, ancak iyimserlik gibi öğrenilebilir. | Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar çare bulabileceklerine dair umudu kaybederler. |
Akılcı Düşünceler | Öğrenilmiş iyimserlikte tersliklere karşı verilen akılcı ve yapıcı düşünceler | Bireyin yaşadığı bazı olumsuz durumları geçici olarak görmesi |
Hayır Demeyi Öğrenme | İstemediğiniz durumları reddedebilmek ve sınırlarınızı belirleyebilmek | Hayır demek, bireyin kendi ihtiyaçlarını ve duygularını önemsemesine yardımcı olur. |
İyimserlik, genel olarak her işi ve her düşünceyi iyi olarak değerlendiren bir kişilik özelliğidir. Optimizm olarak da tanımlanmaktadır. Bireyin yaşadığı her şeyi genel olarak iyi yanını gören ve her durumda iyi bir çıkış yolu düşünen bir dünya görüşüdür, nikbinliktir. İyimserlik kavramı felsefe, psikoloji vb. disiplinlerinde kullanılmaktadır. Her olayın veya nesnenin her zaman iyi yanını gören ve iyi sonuçlar vereceğine inanan bir kişilik özelliği olarak tanımlanır.
İyimserlik her alanda bardağın dolu tarafını görme demektir. Bir kişilik meselesi olarak kabul edilir. Bazı bireyler yaşadıkları zorluklara rağmen kararlılıkları sürdürür ve her şeye rağmen yoluna devam eder. Çünkü bu bireyler pozitif bir tavır takınarak her zorluk karşısında bardağın dolu tarafını görürler. Bu konuyla ilgili Avusturyalı psikiyatr ve nörolog Viktor Frankl’ın çok güzel bir sözü vardır. Frankl: “Durumu değiştiremiyor musunuz? Size acı veren bir durumu değiştirmeye gücünüz olmasa bile bu acıyla yüzleşirken takınacağınız tavrı seçmek elinizdedir.”
İyimserlik alanında birçok araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar ışığında bir sonuca varılmıştır. Bu sonuca göre iyimserliğin bisiklete binmek gibi öğrenilebilecek bir özellik olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrenilebilir olmasının yanında geliştirilebilir bir özellik olarak da belirtilmektedir. Bu durumda öğrenilmiş iyimserlik olarak tanımlanmıştır. Bu konuyu detaylı olarak inceleyelim.
Öğrenilmiş İyimserlik
Öğrenilmiş iyimserlik kavramının babası Martin Seligman’dır. Hatta aynı adı taşıyan bir kitabı da yayınlanmıştır. Seligman’a göre iyimserlik, hayatta karşılaşılan her durum karşısında çözüm, imkan ve avantajları görebilmek için çaba harcamak gerekir. Yani, iyimser olmak çaba ve irade gerektirir. Bunun içinde çalışmak gerekir. Buradan hareketle bir birey iyimser olmayı öğrenebilir. Bu durumu öğrenebilmek için bazı durumları yerine getirmek gerekir.
İlk durum bireyin kendisini sevmesi gerekir. Bireyin kendine karşı olan olumsuz düşünceler beslememesi gerekir. Bireyin sahip olduğu değerleri ve kusurları sevmesi gerekir. Her birey kusurlara sahiptir. Bu durum oldukça doğaldır. Çünkü hiç kimse kusursuz değildir. Bireyin her gün kendine vakit ayırması, kendine bakması ve kendine yeterli özeni göstermesi gerekir. Kendisine iyi bakmak, sağlıklı olmak için çaba harcamak, yazılar yazmak, sürekli öğrenme çabası içinde olmak bireyleri aktifleştirir ve dünyalarını değiştirir.
İkinci durum ise bireyin sürekli olarak başkalarının onayına sığınmaması gerekir. Bazı durumlarda yaptığımız veya yapacağımız davranışları yakın çevremiz onaylamaz. Bu durum bireyleri hareketsiz bırakır, pasifleştirir. Bireylerin yapması gereken bu durumun kendilerini pasifleştirmesine izin vermemesi gerekir. Sürekli devam etmek için çabalamalı ve bireylerin kendilerini iyi hissettirecek kararlar vermesi gerekir. Bir diğer aşama ise hayır demeyi öğrenmek gerekir. Hayır demenin birey üzerinde tedavi edici bir etkisi bulunur. Hoşlanmadığınız veya sizi rahatsız eden şeyleri kısıtlayın. Bunu yapmak zorundasınız çünkü hiç kimse sizin için bunu yapmaz.
Diğer aşama ise hata yapmaktan korkmamak gerekir. Önemli olan yapılan hatalardan ders çıkarılması gerektiğidir. Her başarısızlıktan olumlu dersler çıkarmak önemlidir. Diğer durum ise her karanlık anda bir ışık görmeye odaklanmak gerektiğiyle ilgilidir. Birey hayata karşı nasıl bakacağını kendisi seçer ve bunun sonuçlarına da katlanır. Bir sonraki durum ise düşünmeyi ve düşünmekle yetinmeden harekete geçmeyi öğrenmektir. Harekete geçip pozitif bir bakış açısıyla gerçeklik oluşturulması gerekir. Son durum ise duygularınızı anlamak ve bunları kontrol etmekle ilgilidir. Yaşamış olduğunuz duygu durumunu anlamak ve bu duygu durumunu kontrol ederek kontrol etmek gerekir. Belirtilen bu durumlar iyimser olmayı öğrenmeyi sağlayan durumlardır. Öğrenilmiş iyimserlik için yapılması gereken durumlardır.
Seligman’ın öğrenilmiş iyimserlik kuramına göre öğrenilmiş çaresizlik varsa, çaresizlikten kurtulmak için gerekli olan becerilerde iyimserlik gibi öğrenilebilir. Öğrenilmiş iyimserlik, bir işi başarmanın mutlaka bir yolu olduğuna inanmak ve bireyin yaşadığı başarısızlıkların veya olumsuzlukların geçici bir durum olarak görmektir. Aynı zamanda yaşanılan problemlere karşı çözüm geliştirmek ve hamleler üretmektir.
Öğrenilmiş iyimserlik, yaşanılan tersliklere karşı verilen akılcı, yapıcı ve kalıcı olmayan düşüncelerdir, bir zihin durumudur. Yani olumsuzluklara karşı verilen tepki ve düşünme biçimindeki tepki problemlerle başa çıkmamızı sağlar. Örneğin, kaygılı, korkulu ve endişeli olduğumuz zamanlarda kendimize söylediklerimizi düşünelim. Bazı durumlarda düşüncelerimiz doğrudur ve bu düşüncelerimizi değiştiremeyiz. Böyle olduğu durumlarda olumsuzluğu değiştirmeye ve olumsuzluğun daha da kötüye gitmesini önlemeye yoğunlaşmak önemlidir. Olumsuz düşüncelere meydan okumak gerekir. Duyguları kontrol etmeyi öğrenmek gerekir.
Öğrenilmiş iyimserlik kimileri tarafından “umudu umut etme sanatı” olarak tanımlanır. Olumsuzlukların her daim üstesinden gelineceğine ve karşılaşılan zorlukların sonlanacağına dair bir tanımlamadır. Öğrenilmiş iyimserlik öğrenilebilen bir beceridir. Bu beceriyi başlatabilmek önemlidir. Başlatabilmek için başlık altında belirtilen durumları uygulamak gerekir. Öğrenilmiş iyimserlik bir kez başladığı zaman sürdürülmesi kolay bir beceridir. Aynı zamanda bu beceriyi başlatan kişiler bir ömür boyu bu beceriyi kullanırlar. Daha az olumsuz durum daha çok başarılı ve doyumlu bir yaşam seçilebilir. Bunun için de yaşam boyu deneme yapma avantajı bulunur. Öğrenilmiş iyimserlik ile problemlere karşı çıkma alışkanlık haline getirildiğinde yaşam daha iyi ve mutlu olur.
İyimser Olmanın Faydaları Nelerdir?
İyimser olmanın faydaları bireye sosyal, fiziksel, psikolojik vb. alanlarda büyük avantajlar sağlar. Genel olarak incelendiğinde iyimser olmanın faydaları;
Bireyin sağlıklı olmasını sağlar. İyimserlik kişiliğine bürünmüş bir birey, daha az hasta olur ve hastalıklardan daha çabuk kurtulur. Çünkü bireyin takındığı pozitif psikoloji sayesinde bağışıklık sistemi daha sağlıklı çalışır.
Stres seviyesini en az seviyeye indirilmesini sağlar. İyimserlik, kötü bir tavır yaşadığımız zaman daha az stres yaşamamızı sağlar.
Güçlü sosyal ilişkiler kurulmasını sağlar. İyimser olan kişiler sosyal çevresindekilerle daha iyi ve sağlıklı ilişkiler kurabilir. Sosyal çevresindeki herkesin en iyi yanını ortaya çıkarmaya çalışır. Aynı zamanda sosyal çevresinde yer alan kişilerle bağlılık oluşturarak onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışır.
İyimser olmanın faydaları arasında eğitim hayatı da yer alır. İyimser olmanın faydaları eğitime yansıdığında iyimser birey, kötümser bir tavır takınanlara kıyasla eğitim hayatında oldukça başarılı olur.
İyimser olmanın faydaları spor alanında da kendini göstermektedir. Yapılan deneysel çalışmalar ışığında iyimser sporcuların kötümser sporculardan daha başarılı olduklarını göstermiştir. Aynı zamanda yenilgiye uğrayan iyimser bir sporcunun azim göstererek devam etme ihtimali kötümser bir sporcuya oranla oldukça fazladır.
İyimser olmanın faydaları psikolojik sağlık alanında kendini göstermektedir. İyimserlik, yaşamda mutlu olmanın en büyük anahtarlarından kabul edilir. Bunalım, depresyon gibi hastalıklara yakalanma riskini düşürür. İyimser olmanın faydaları arasında en önemli avantaj iyimser olan bireyler yaşamda stresle baş edebilirler. Stresli dönemde en az düzeyde negatif etkilenme gösterirler.
İyimser olmanın faydaları sağlıktan psikolojiye, sosyal ilişkilerden eğitime birçok alanı etkilemektedir. Genel olarak bireylerin yaşam içerisindeki olumsuzluklardan en az seviyede etkilenmesini ve yaşamda başarılı olmasını sağlar.
Kötümserlik Nedir?
Kötümserlik, karamsarlık ve kötümser olma durumunu ifade eder. Kötümserlik, her olayı en kötü yanından ele alan, her şeyi karanlık gören ve daima kötüyü bekleyen zihinsel durumdur. Pesimizm olarak da adlandırılır. Kötümser olan kişiler başlarına bir olay geldiğinde daima kendilerini suçlarlar. Aynı zamanda olumsuz olayların başlarından hiçbir zaman gitmeyeceğini düşünürler. Hayatlarının bir alanında yaşadıkları problemin hayatlarının her alanına etki edeceğini ve kötüye doğru gideceklerini düşündüren zihinsel durumdur.
Kötümserlik durumunda bireyler sürekli kendini suçlar. Bu suçlama eğilimi oldukça yüksektir. Yaşanılan olay içerisinde kendisi haklı olan bir kötümser bile kendini suçlama eğilimi gösterebilir. Kötümserlik, nihai olarak depresif bir tavır takınmaktır. Kötümserlik kavramı iyimserlik kavramının zıt anlamlısıdır. Kötümserlik, kötümser olma durumunu ifade eder. Kötümser olmanın da nedenleri bulunmaktadır. Bunların en önemlisi dış kontrol odaklıdırlar. Dış kontrol odağına sahip olan kötümserler başarı gibi durumların dış faktörlere bağlı olduğuna inanırlar. Özellikle şans, diğer insan faktörleri vb. Diğer neden ise genetik faktörler olarak belirtilmiştir.
Çevresel faktörler de kötümserliğin diğer nedenleri arasında yer alır. Çocukluk döneminde yaşanılan olumsuz durumlar, travmalar çocuğun ilerde kötümser olmasını sağlayabilir. Aynı zamanda kötümserlik durumunu benimsemiş bir ailede büyümek ve yaşama devam etmek bireylerin kötümser olmasını sağlayabilir. Yapılan çalışmalarda ekonomik durum ve kötümserlik arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıkmıştır. Ekonomik olarak düşük seviyede olanların kötümser olması arasında bir sonuca varılmıştır. Ailenin çocuk yetiştirme biçimleri, çocukları hayata hazırlama süreçleri çocukların kötümser olup olmamasıyla oldukça ilişkilidir.
Kötümserlikten İyimserliğe
Yaşam içerisinde herkes iyimserlik ve kötümserlik durumlarında olabilir. Kötümserlikten iyimserliğe doğru adım atmak için düşünceleri kontrol etmek gerekir. Avusturyalı psikiyatrist Seligman, iç dünyamızı ve düşüncelerimizi kontrol etmek için bireylere egzersizler öneriyor. Bu egzersizleri kötümserlikten iyimserliğe geçene kadar düşünceleri kontrol etmek için kullanılabilir. Kötümserlikten iyimserliğe doğru ilerleme egzersizi adımları;
Sizi kötümserliğe iten olumsuz durumları bir kağıda yazın. Olumsuz durumu kağıda yazarken oldukça sade bir şekilde aktarın.
Olumsuz bir durumla karşılaştığınızda aklınıza gelen düşünceleri yazın. Olumsuz bir durumdaki inançlarınızı yazın.
Bu aşamalardan sonra sonuçları yazın. Yaşanılan olumsuz duruma karşı verdiğiniz tepkiyi yazın. Olumsuz duygu karşısında sizde kalan duyguları aktarın.
Size ait olan inançları bir süzgeçten geçirin. İnançlarınızın tepkinizi nasıl etkilediğini değerlendirmeyi unutmayın. Eğer olaylar karşısında farklı düşünebilseydiniz duygularınız veya sonuçlar farklı olur muydu? Bunları düşünmelisiniz.
Kafanızdaki kötümser düşünceleri kendinizden uzaklaştırmaya çalışın. Yarattığınız kötü senaryoları kafanızdan atmaya çalışın. Kadere boyun eğme inancını bir kenara bırakıp farklı alternatifler üretmeye odaklanın. Beyin fırtınası yapın. Sizi sakinleştirecek ve rahatlamanıza neden olacak düşüncelere yaklaşın.
Bu egzersiz sayesinde kötümserlikten iyimserliğe doğru adım atma eğilimi için gerekenler verilmiştir. İyimser veya kötümser olma durumu cesaretimizi doğrudan etkileyen kavramlardır. Daima olumsuz, her olayın kötü yanını ele alan kişiler risk alma ve işe girme olasılığında en alt seviyede olurken iyimser olan bireyler yaşamda ve iş hayatında daha hırslı ve başarılı oldukları bilinmektedir. Bu yüzden kötümser tavır takınanların bu egzersizleri uygulayarak kötümserlikten iyimserliğe adım atmaları gerekmektedir. Kötümserlikten iyimserliğe adım atarak yaşamda birçok olumlu değişime de kapı açılmış olur.
Sezer AÇİLER, 19 Haziran 1995 tarihinde Sakarya’da dünyaya geldi. 2018 yılında Sakarya Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. Gayrimenkul danışmanı, stajyer sosyolog ve Felsefe Grubu öğretmeni olarak çalıştı. Sertifika programlarına katıldı. 2019 yılında İstanbul İşletme Enstitüsünde blog yazarı olarak çalışmaya başladı.