Bilinçsiz Ön Yargı Nedir? Nasıl Engellenir?
Konu | Açıklama / Bilgi | Öğrenim / İpuçları |
---|---|---|
Bilinçsiz Ön Yargı Nedir? | Bireye ya da olaya karşı yeterli gözlem ve bilgi olmaksızın bir yargıya sahip olma durumu. | Bilinçsiz ön yargı, kişinin kendi bilinçli değerleri ile çoğunlukla bağdaşmaz. |
Bilinçsiz Ön Yargı Oluşma Süreci | Genellikle sosyalleşme süreci içinde, çevre etkisiyle ya da kişisel yaşantılar sonucu oluşur. | Üçüncü partilerin etkisiyle oluşturulan ön yargılara dikkat edilmeli. |
Bilinçsiz Ön Yargının Etkileri | Toplumun bütünlüğüne zarar verebilir, tabakalaşmalara neden olabilir ve insanları olumsuz etkileyebilir. | Ön yargılarınızın etkisi altında kalmadan hareket etmeyi öğrenin. |
Bilinçsiz Ön Yargının Olumlu Yanı | Doğru oluşmuş ön yargılar sayesinde belirli bir sonuca daha kısa yoldan ulaşabilir. | Kendi deneyimlerinize dayanarak oluşturduğunuz ön yargılara güvenin. |
Ön Yargı Nasıl Engellenebilir? | Zihin süzgecinden geçirilmeden oluşan zarar verici ön yargılar, üzerine düşünülerek engellenebilir. | Ön yargılarınızı sürekli sorgulamaya alışkanlık edinin. |
Örtülü Ön Yargı | Bilinçsiz olan ve genellikle kişinin bilinçli değerleri ile bağdaşmayan ön yargılar. | Örtülü ön yargılar, genellikle kişinin bilinçli ön yargılarıyla çelişir. |
Ön yargıların kaynağı | Ebeveynler, kitle iletişim araçları, arkadaşlar ve öğretmenler ön yargıların başlıca kaynağıdır. | Çevrenizi ve etkileşimlerinizi dikkatli bir şekilde analiz etmeye özen gösterin. |
Etknik Köken ve Cinsiyet | Bilinçsiz ön yargılar çoğunlukla etnik kökenlere, cinsiyete bağlı olarak değişen durumlardır. | Etnik köken ve cinsiyete dayalı bilinçsiz ön yargılara dikkat etmek çok önemlidir. |
Ön Yargının Kötü Yönleri | Birbirine karşı ön yargılı kesimler tabakalaşmalar yaşar ve bu durum, toplumun bütünlüğüne zarar verir. | Ön yargıların negatif etkilerini kontrol etmeyi öğrenin. |
Ön Yargının İyi Yönleri | Belirli bir sonuca daha çabuk ulaşabilmeyi sağlar ve kişiyi koruyabilir. | Ön yargılarınızı pozitif bir şekilde kullanmayı öğrenin. |
Ön yargı, her hangi bir bireye ya da olaya karşı yeterli gözlem ve bilgi olmaksızın bir yargıya sahip olma durumu şeklinde açıklanmaktadır. Bilinçli ön yargı; açık ön yargı olarak tanımlanırken bilinçsiz ön yargı; örtülü ön yargı olarak tanımlanır. Genel olarak bilinçli ya da bilinçsiz ön yargı; belli bir kişi ya da olgu üzerine daha önceden varılmış yargı bütününü içerir.
Ön yargılar sonucu bir durum ya da olaya karşı olumlu ya da olumsuz bir kanaate varılması mümkündür. Ama genel olarak ön yargılar bir gruba, kişiye ya da olaya negatif tutumlar içerir. Bilinçsiz ön yargı, bilinçli ön yargıdan çok daha yaygındır ve genellikle kişinin bilinçli değerleri ile bağdaşmaz. Yani ön yargıların büyük bir kısmı bilinçsiz ön yargı kategorisindedir. Çünkü insanlarda var olan ön yargının temelinde mantıksızca sevmek ya da sevmemek durumu saptanmıştır. Ve bu sonuçlar, insanların bilinçli zihinleri ile çelişki oluşturmaktadır. Bu sonuç ile ön yargıların büyük oranda bilinçsiz olduğu saptaması, desteklenmiş olur.
Ön yargı büyük oranda sosyal çevreden kazanılan basmakalıp yargılar olarak da açıklanabilir. İnsanlar, sadece sosyal çevre etkisiyle değil kendi duygu ve düşüncelerinin etkisiyle de ön yargılar yaratarak aynı davranması gereken kişi ya da olaya farklı şekillerde yaklaşabilirler. Özetle bilinçli ya da bilinçsiz edinilmiş ön yargılar kişileri etkisi altına alarak davranışlarında, kişiliklerinde, tercihlerinde ve karar verme aşamalarında onları yönetebilme gücüne sahip sabit düşünce yapılarıdır.
Bilinçsiz Ön yargı Oluşma Süreci
Bilinçsiz ön yargıların, bireylerin sosyal dünyalarını kategorize etme eğiliminden kaynaklandığı söylenmektedir. İnsanlar çeşitli sosyal gruplar ve olaylar üzerine bilinçsiz inançlara sahip olabilir ki bunlar bilinçli zihin dışında oluşan yargılardır. İnsanlar ön yargılarının büyük bir bölümünü sosyalleşme süreci içinde öğrenir. Ön yargılı insanlarla kurulan ilişkiler neticesinde bilinçsizce bu yargılar hafızaya alınır. Özellikle yaşamın ilk döneminde anne babadan ve diğer aile üyelerinden birtakım ön yargılar alındığı saptanmıştır.
Ebeveynler bilinçli ya da bilinçsiz olarak ön yargılı bireylerin yetişmesine neden olabilirler. Aynı şekilde kitle iletişim araçları, sosyal medya, arkadaşlar ve öğretmenler de kişinin hayatında kazandığı ön yargıların kaynağı olabilir. Yani bilinçsiz ön yargı çoğunlukla etkileşim içinde olduğunuz gerçek ya da sanal çevrenin bir ürünüdür.
Çevre dışında, kendi kişisel yaşantılarınız ile de ön yargı oluşabilir. Yani geçmişte yaşadığınız bir olay; bir kişiye, gruba ya da olaya karşı sizi kalıp yargılara sokabilir. İnsanların otoriter kişiliğe sahip oluşu da ön yargılarının temelindeki asıl neden olabilir. Çünkü sabit düşünceler üzerine hareket etmeye alışkın insanlar; kendine benzeyenleri daha yakın bulma, benzemeyenleri olumsuz ve uzak değerlendirme eğilimindedir. Farklı olma durumunun, toplumlar geliştikçe insanlar eğitildikçe ön yargı oluşturma gücü azalacaktır.
Ön Yargının Olumlu ve Olumsuz Yönleri
Bilinçsiz ön yargının temelinde genellikle toplumun kabul görmüş yargıları yer alır. Bilinçsiz ön yargı birey ve toplum üzerinde genellikle olumsuz etkiler yaratır. Birbirine karşı ön yargılı kesimler tabakalaşmalar yaşar ve bu durum, toplumun bütünlüğüne zarar verir. İnsanların kendini üstün görme duygusu ön yargıyı besler. Olayların çarpıtılarak aktarılması da aynı şekilde ön yargıyı besler. Ön yargılara teslim olan bireyler her durumu kendi istedikleri gibi algılama eğilimi gösterir.
Ön yargıları besleyen bilgileri seçip alarak diğer bilgileri umursamamak ise ön yargıların devamlılığını sağlar. Ön yargı bir zihin süreci ile ilgiliyken davranışa dönüştüğü an yani eyleme geçtiği an daha tehlikeli bir hal alır. Bilinçsiz ön yargı çoğunlukla etnik kökenlere, cinsiyete bağlı olarak değişen durumlardır. Bilinçsiz ön yargının en tehlikeli kısmı ise körü körüne bağlı olunan düşünce sisteminin eylemlere dönüşmesidir. Ancak, bu süreç her ön yargının kötü olabileceği anlamına gelmez.
İnsan olarak en büyük özelliğimiz yaptığımız her türlü hareketi, kendimizi gözeterek yapmamızdır. Sonuçta hayatımızı ön yargıların üzerine kuramayız ama doğru oluşmuş ön yargılar sayesinde belirli bir sonuca daha kısa yoldan ulaşabiliriz. Kendi deneyimlerimizden yola çıkararak sonraki süreçte ön yargılarımız sayesinde aynı olumsuzlukları yaşamaktan kendimizi koruyabiliriz.
Ön Yargı Nasıl Engellenebilir?
Neredeyse her insanın ön yargılarının olduğu bir gerçektir. Burada ki önemli nokta ön yargıların ne kadar geçerli olduğu. Ön yargı genellikle zihin süzgecinden geçirilmeden karşıt olma durumunu ifade eder. Zihin süzgecinden geçirilmeden, üzerine düşünülmeden gerçekleşen ön yargılar genellikle zarar verici olurken deneyimlerden ortaya çıkan bilinç süzgecinden geçirilerek oluşan ön yargılar kişiyi koruyucu nitelikler taşır.
Önemli olan ön yargılarımızı sorgulayacak güce sahip olmaktır. Zihin filtresinden geçmeyen ön yargılar bir yerden sonra sosyal ilişkilerimizi sekteye uğratacaktır. Bunun yerine ön yargıların zihin filtresinden geçirilerek sahiplenilmesi daha mantıklı olacaktır. Eğitim seviyesi yüksek toplumlarda ve kişisel gelişim seviyesi yüksek insanlarda ön yargıların etkisi daha azdır. Yani eğitim ve kişisel gelişim ile de ön yargılar engellenebilir. Beynimizin yarattığı tespit edilen bazı bilinçsiz ön yargı türleri vardır. Bunları bilmek hayatınızdaki kişilere yönelik bazı ön yargıları oluşmadan engellemenizi sağlayabilir.
Yakınlık eğilimi: Yakınlık yanlılığı, sizinle veya sevdiğiniz biriyle benzer nitelikleri paylaşan insanları bilinçsiz olarak yakın bulursunuz. Çünkü beyniniz onları otomatik olarak tanıdık sınıfında görür.
İlişkilendirme yanlılığı: İlişkilendirme yanlılığı, eylemlerinizi ve başkalarının eylemlerini nasıl algıladığınız ile ilgilidir. Özellikle de başarı ve başarısızlığa yol açan nedenleri değerlendirme yeteneğinden kaynaklanır. Örneğin başarılarımızı kendimize bağlarken başarısızlıkları başkalarına ya da dış etkenlere bağlamak gibi.
Güzellik yanlılığı: Hepimiz bilinçsizce insanların görünüşlerini fark eder ve bu özelliği kişilikleriyle ilişkilendiririz. Oysa görünüş, insanların kişiliği hakkında kanıya varmak için yeterli kriter değildir.
Uygunluk yanlılığı: Uygunluk yanlılığı, görüşleriniz diğer kişilerin görüşleri tarafından çok fazla etkilendiğinde ortaya çıkar. Çünkü çoğumuz toplumun kabul ettiği fikir ve görüşlere sahip olmak isteriz. Bu nedenle fikrimiz farklı bile olsa çoğunluğun uygun gördüğünü daha cazip olarak kabullenme eğilimi gösterebiliyoruz.
Onay yanlılığı: Doğrulama yanlılığı, insanların tüm resme bakmaktan ziyade fikirlerini destekleyen kanıt parçalarını nasıl aradıklarını ifade eder . Seçici gözlemlere yol açar, yani diğer bilgileri gözden kaçırırsınız ve bunun yerine görüşünüze uyan şeylere odaklanırsınız.
Kontrast etkisi: Bu tür ön yargı, iki veya daha fazla benzer şeyi değerlendirip her birine kendi değerlerine göre bakmak yerine birbirleriyle karşılaştırılma durumunda ortaya çıkar.
Cinsiyet ön yargısı: Cinsiyet ön yargısı, basitçe bir cinsiyetin bir durum karşısında diğerine tercih edilmesi olarak açıklanabilir. Genellikle toplumsal cinsiyet rolleri hakkındaki derin inançlardan kaynaklanır.
Halo etkisi: Halo etkisi, bir kişi veya olgunun iyi bir özelliğine odaklanarak ona başka pozitif özellikler atfetme ön yargısıdır. Bir kişi hakkında olumlu bir özelliğe odaklanıldığında ortaya çıkar. Kişi hakkındaki her şeyi olumlu görürsünüz, bu da onu tek bir olumlu özellikle her yönden mükemmel görmemize neden olur.
Horn etkisi: Halo etkisi tam tersidir. Yani bir kişi hakkındaki olumsuz özelliklere odaklanıyorsunuz , bu da diğer olumlu niteliklerine bakışınızı bulanıklaştırıyor. Örneğin, bir kişi sevmediğiniz bir kelime öbeğini kullanırsa, aniden söylediği diğer her şeyi de beğenmeyebilirsiniz.
Var Olan Ön Yargılardan Kurtulmak Mümkün mü?
Ön yargılardan tamamen kurtulmak ya da en azından etkisini azaltmak elbette mümkündür. Bunun için öncelikle ön yargıların farkında olmak gerekir. Bu aşama oldukça kritik ve zor bir aşamadır. Çünkü çoğu insan ön yargılı olduğunu fark etmez ya da fark etse bile kabullenmek istemez. Bu noktada kendi ile barışık yaşayabilen insanlar daha kolay kabulleniş göstermekte ve kendini olumlu yönde değiştirmeyi daha çabuk başarmaktadır.
Bireysel olarak hatalar yapabileceğimizi; yanılmanın da yenilmenin de insan hayatında normal bir sürecin parçası olduğunu kendinize sıklıkla hatırlatarak kabulleniş sürecinizi hızlandırabilirsiniz. Bireysel olarak her şeyi denediniz ama olmuyorsa profesyonel destek almak en akılcı iş. Çünkü bizler ortada ki yanlışı görsek bile onu değiştirme konusunda çoğu zaman yetkin olamayız. Bu sebeple bize yol gösterecek bir uzman eşliğinde bunu yenmeyi denemek daha etkili ve kısa sürede sonuç sağlayacaktır.
1989 Aralık doğumdur. İskenderun/ Hataylıdır. Konya Necmettin Erbakan üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Öğretmenliği (BÖTE) bölümünden mezun olmuştur. 2019 yılında Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başlamıştır, halen devam etmektedir. Yüz yüze İş güvenliği, online olarak içerik editörlüğü eğitimleri almıştır. Dijital İllüstratör çizimleri yapmakta ve yazar olarak çalışmaktadır.