Başarının Görünmez Anahtarı
Konular | Açıklamalar | Örnekler |
---|---|---|
Kişisel Gelişim | Kişinin kendini farklı alanlarda pozitif çabalarla geliştirmesi | Öğrenme süreci, fırsatları değerlendirme |
Başarı | Kendi belirlediğiniz alanda gelişme ve öğrenme çabası sonucunda elde edilir | Enzo Ferrari'nin hikayesi |
Engeller | Önümüzdeki tek engel kendimiziz | Daha iyi bir hayatı tercih etme ihtiyacı |
Tercihler | Hayat tercihlerden ibarettir | İstek ve hedef belirleme |
Gelişim Farkındalığı | Rutinin dışına çıkmak ve kendinizi fark etmek | Daha iyisi olabileceğine inanmak ve istemek |
Rakip Algısı | Yarışmadan pes etmeyin | Silahlanma uygulamalarının eleştirisi |
Teknoloji | Teknoloji hayatımızı kolaylaştıran bir unsur | Bilginin insanlarda olduğu ve teknolojiyi insanların kullanacağı gerçeği |
Beceri | Yeni bir şeyler yapabilme yeteneği | Topluma ayak uydurma ve tecrübeyi değerlendirme |
Risk Almak | Kolayı seçmek yerine risk almayı denemek | Risk alma cesaretinin önemi |
Hayatta Öğrenme | Durmadan devam etmek, her zaman ilerlemek | Konfüçyüs'ün alıntısı |
Kişisel gelişim, günümüzde oldukça konuşulan, üzerine birçok kitap yazılan ve sık sık duymaya başladığımız bir kavramdır. Klişe ve afili tanımları bir yana bırakırsak kişisel gelişim en basit anlatımıyla, kişinin kendini farklı alanlarda pozitif çabalarla geliştirmesidir. Peki ya hepimiz aynı dünyaya gözlerimizi açmamıza rağmen neden bazılarımız daha iyi koşullara sahip? Neden kimileri hayallerinin peşinden koşarken kimilerinin tutunabilecek bir hayali bile yok? Dünya gerçekten hepimize eşit mi davranıyor? “Bunun kişisel gelişimle ne alakası var?” ya da “Doğuştan şanssızsak ne yapabiliriz?” diyebilirsiniz. Benim şu an anlatmak istediğim de tam olarak bu aslında. Gerçekten istersek hayatımızı farklı bir noktaya getirebilir miyiz? Biraz düşünelim.
Kişisel Gelişim ve Başarı
İnsan, doğduğu andan itibaren bir değişim ve gelişim sürecinin içindedir. Seneler boyunca birilerinin bakımına muhtaçtır ve zamanla öğrenmeye başlar. Amerikalı yazar ve eğitimci John Holt “Kuşlar uçar, balıklar yüzer, insanlar ise düşünür ve öğrenir.” diyerek bunun doğal bir süreç olduğunu açıklamıştır. Öğrenmek aslında çok derin bir kavram; “Tekrar veya yaşantı sonucunda bireyin davranışlarında meydana gelen nispeten kalıcı değişikler.” olarak tanımlanır. Sosyal bir varlık olan bizler daima çevreyle etkileşim halindeyizdir ve bir şekilde ona ayak uydurmaya çalışırız.
Aile, yakın çevre ve kültür gibi birçok etken bizim karakterimizi şekillendirir. Ancak nasıl bir hayat yaşayacağımızı her zaman kendimiz belirleriz. Ben, “Hayat tercihlerden ibarettir.” derim ve buna inanırım. İnsan kendine uzaktan bakabildiği zaman fark ediyor; tüm yol ayrımları, aldığımız kararlar, bizi bu noktaya getiren her şey, özellikle söylüyorum “HER ŞEY” bizim eserimizdir. Hayatımızın kontrolü başkasının elindeymiş ve sanki bilgisayar oyunundaki bir karaktermişiz gibi gelse de yaşadığın bu hayat sadece ve sadece senin tercihindir.
Peki, böylesine değiştirebiliyorsa insan hayatını, neden daha iyi bir hayatı seçmesin ki? Neden daha mutlu olmak, elindekilerin değerini bilmek ve fırsatları değerlendirmek varken hayatı boyunca her şey için başkalarını suçlamayı ve pişman olmayı tercih etsin? Biz tüm bunları “kader ve yazgı” olarak kabul etmeyi seçiyoruz; yani kolay olanı… Sizi biraz zorlayacak ama daha mutlu olmanızı sağlayacak en önemli etken de işte bu: Kişisel gelişim. İnsan kendi istediği ve eğilimi olduğu alanda geliştirdiği zaman, daha fazla öğrenmeye, yeteneklerini keşfetmeye, sevdiği işi yapmaya ve bunu en iyi şekilde icraat etmeye gayret gösterdikçe tüm hayatınız değişecek. Bir yerlerde birileri işini daha iyi yaptığı zaman, bulunduğu yeri daha çok sevdiği zaman, hep bir adım ileri gittiği zaman, siz dünyanın öbür ucunda da olsanız bunu hissedeceksiniz.
Dünyanın en ünlü araba markası olan Ferrari’nin kurucusu Enzo Alselmo Ferrari, 18 yaşında babasını ve abisini kaybeder, sağlık problemleriyle mücadele ederken annesine bakmak zorunda kalır, herkes tarafından dışlanır; ancak hayal kurmaktan ve bunları gerçekleştirmekten asla vazgeçmez. O da zor bir hayat mücadelesi verdi ama herkes sadece onun yaptığı ürüne baktı, insanlar onu doğuştan şanslıymış zannetti, Halbuki Enzo Ferrari de genç yaşlardayken “Onlar çok şanslı.” diye düşünenlerdendi. Sizin gibi!
Öncelikle şunu unutmayalım, önünüzdeki tek engel sizsiniz. Bunu aştığınız zaman her şey daha kolay olacak ve sürekli devam edeceksiniz. Konfüçyüs “Durmadan devam ettiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur.” der. Önemli olan başlamaktır, önemli olan ilerlemektir, önemli olan en iyiye ulaşmak için çabalamak ve durmamaktır. Bazen her şeyi bilme isteği duyuyorum, bu kadar az şey bildiğim için kendimi eksik hissediyorum, bazen kaçmak istiyorum, bazen tüm bunlar bana çok fazla geliyor. Ertesi gün uyanıyorum ve anahtarın bende olduğunu hatırlatıyorum kendime. Aslında hiç kapanmayan bir kapı var orada; kapandı sandığım bir kapı. Her şeyi kendi içimizde bulabileceğimizi bilmeliyiz. Bizler saklı bir hazineyiz, ihtiyacımız olan her şey zihnimizde. Sizler de rutinin dışına çıkın, kendinizi fark edin, daha iyisi olabileceğine inanın ve İSTEYİN!
Kolayı seçmek yerine risk almayı deneyecekler için birkaç tavsiyem olacak:
Rakibimizin bizden daha iyi silahlanmış olabileceği kaygısı bizi işe yaramazlığın zirvesine çıkaracaktır. Öncelikle yarışmadan pes etmeyi hayatınızdan çıkarın.
Teknoloji hayatın bir parçası ve hayatımızı kolaylaştıran bir unsur. Bizi vasıfsızlaştırdığını düşünmeyelim artık. Evet, şu bir gerçek: bu aletler insana ihtiyacı azaltıyor fakat asıl bilgi bizde; işleyen onlar olsa da kaynak insan olduğu sürece onları kullanabilecek olanlar bizleriz!
Son olarak günümüzde beceri, kişinin yapmayı öğrenmiş olduğu şeyi yapmasından çok, yeni bir şeyler yapabilme yeteneğidir. Yerleşik bir gerçekliği terk etmeyi ne kadar iyi başarabiliyorsak topluma o kadar ayak uyduruyoruz. Bu durum tecrübeli kişilerin işe yaramaz hissetmesine yol açabiliyor. Fakat yukarıda değindiğimiz gibi yeni olan her şey bir gün eski oluyor. Bu yadsınamaz bir gerçek ve onlara çok yoğun anlamlar yüklemeden kendi aklımızla yolumuza bakmalıyız. Şunu da unutmamalıyız ki, sürekli değişen ve gelişen dünyada her şey gelip geçicidir ancak insan aklı her şeyin üstündedir. Böyle düşününce işe yaramaz vasfına sahip olmayan tek varlık insandır aslında.
Kişisel gelişim burada anlattıklarımdan çok daha fazlası. İnanın bana. Sürekli söylenen cümleler anlamını yitiriyor; farkındayım. Herkes kişisel gelişimden bahsediyor ve biz artık bunu önemsememeye başlıyoruz. Lakin işin özünü anladığımız zaman kendi hayatımızı güzelleştireceğiz, başkalarının hayatına dokunacağız, paylaşacağız ve paylaştıkça gelişeceğiz. Söylemiştim: “İnsan sürekli değişir ve gelişir.” Lütfen kendinize bir iyilik yapın ve tam şu an bir adım atın! Hayatınızın sizin istekleriniz dışında değişmesine izin vermeyin ve kontrolü elinize alın. “Artık çok geç.” demeyin. Unutmayın! “Her şeyin sonunda sizin yerinize başarınız konuşacaktır.”*
*Patrick Bat David
Yazar: Rukiyenur AYDOĞAN
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.