Üreten İnsan Olmanın Mutluluğu
Üretim Türleri | Üretkenliği Artıran Faktörler | Üretkenliği Engelleyen Faktörler |
---|---|---|
Tarım Üretimi | Özgür Düşünce | Atalet |
Sanayi Üretimi | Doğru Eğitim | Yılgınlık |
Zihinsel Üretim | Özgüven | Mükemmeliyetçilik |
Bilim Üretimi (Buluşlar, Keşifler vb.) | Disiplinli Çalışma | Erteleme |
Sanatsal Üretim (Roman, Şiir, Müzik vb.) | Günlük Spor | Düşüncelere Sınırlar Koyabilme |
Tarım ve Sanayi Dışındaki Üretimler | Fiziksel Aktivite | Risk Almaktan Kaçınma |
Tüm Üretim Türleri | Kendine Güven | Kendini Sınırlama |
Tüm Üretim Türleri | Özgür İrade | Özgüven Eksikliği |
Tüm Üretim Türleri | İnsanın Kendine Emin Olması | Yargılanma Düşüncesi |
Tüm Üretim Türleri | Yeniliklere Açık Olma | Eleştiriden Kaçmak |
Üreten insanı tanımlamadan önce üretimin bir tanımını yapmak gerekli. Üretim, verilen emek ve bir girdi ile orantılı yeni bir ürün elde etmek demek. Üretim deyince ilk akla gelen tarım üretimidir.
Tarım Üretimi Nedir?
Tarım üretimi genelde dünya için özelde de bir ülke için hayati öneme sahiptir. Çünkü bir ülkenin tarımsal üretimi yoksa hayvancığı da gelişmemiştir ya da bağımlı olduğu için yeterli değildir. Tarlaya ekilen buğday, arpa, yulaf, mercimek, dikilen meyve ağaçları, ormanlar, her mevsim yeniden ekilen sebze fideleri tarımsal üretimdir.
Sanayi Üretimi Nedir?
Başka bir üretim şekli de sanayi üretimidir. Nedir sanayi üretimi dersek torna tezgahına bir çelik olarak girip oradan bir araba, uçak, helikopter parçası olarak çıkması veya bir tomruğun kitap basılacak kağıt hamuru olarak çıkmasıdır. Aynı zamanda pamuğun ipliğe, ipliğin kumaşa dönüşmesi, domatesin yemekte kullanabileceğimiz salçaya dönüşmesi, meyvelerin çeşit çeşit meyve sularına dönüşmesi veya otların elementleri ile birleşerek ilaç olarak çıkması sanayi üretim örnekleridir.
Zihinsel Üretim Nedir?
Üretim sadece tarım ve sanayi ile sınırlı değildir. Böyle düşünürsek yanılırız. Bunun bir de zihinsel üretimi vardır. Üretim örneklerinin önce bir zihinsel üretim süreci olmalı ve öncelikle bunları nasıl yapacağımıza dair düşünmemiz ya da tasarlamamız gerek. Her şeyin her gün değişmesi, gelişmesi, ilerlemesi ve yeni şekilde karşımıza çıkması zihinsel üretimin bir çıktısıdır.
Bir bilim insanın yeni buluşları, yeni bir gezegenin keşfi, insanları korkutan hastalıklara karşı geliştirilen ilaçlar, zihinsel üretim sonucunda ortaya çıkar, roman yazarı; bize hazırmış gibi gelen sanki dünyanın varlığından beri oradan var olduğunu düşündüğümüz bir romanı da zihinsel bir üretimdir.
Üretkenliğe Etki Eden Olumlu Faktörler
Özgür düşünce üretkenliği artıran olumlu faktörlerin en başında gelir ve bence birçok insan da bu konuda hem fikirdir. İnsan ne kadar özgürse düşüncelerine ket vurmadan düşünebiliyorsa o kadar yaratıcıdır. Eğitim de bir başka önemli faktördür. Üretim yapabilme açısından doğru eğitim almadan doğru işler yapabilmek biraz şansa kalmıştır.
Özgüven üretkenliğin yaratıcı düşüncenin verimin en iyi dostlarından birisidir bir kişi ne kadar kendine güveniyor kendin emin ise aslında o kadar özgür iradesi o kadar güçlüdür bağımlı olmadığı için eleştirilme korkusu yoktur. bu da ona ayrı bir güç katar. disiplinli çalışma da çok önemlidir. üreten insanın günlük yaşamı planlı ve programlı olmalı.
Bunun yanında günlük spor çok önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk demiştir ki ''Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur''. Ayrıca fiziksel aktivite yapmanın mutluluk hormonu salgıladığını hepimiz biliyoruz bedenimiz rahatsa beynimiz rahat, beynimizin rahat olması demekte daha doğru işler demek.
Üretkenliği Engelleyen Faktörler
Bence en başta atalet gelir. Çünkü atalet duygumuz ve davranışımız varsa hatta atalet bir yaşam şekli olmuşsa üretime çok büyük engel oluşturur. Ataletli olan insan düşünce ve yaşama tembelidir. Kendisine hep engeller koyar. Erteler her gün erteledikçe de bir üretim yapamaz hale gelir. Yılgınlık üretim önündeki en büyük engellerden biridir. Yılgın insan hiçbir şey yapmak istemez.
Mükemmeliyetçilik daha iyisini daha güzelini yapabilirim deyip hiçbir şey yaptırmaz. Ertelemede başka engelleyici bir sebep. Yaptığını beğenmeme, anlamsız bulma, düşüncelere sınırlar koyma, kendimizi sınırlama da üretim önündeki diğer bir sebeplerden. Risk almaktan kaçınmak da başka bir engelleyici. Özgüven eksikliği, yargılanma düşüncesi ve eleştiriden kaçmak insani hep engeller hatta geriletir.
Üretkenlik Öğrenilir mi?
Bence öğrenilir. Doğuştan gelen özel yetenekler var elbette ama bunların dışında kalan her şey öğrenilebilir. Hepimizin bildiği gibi öğrenme ailede başlar okul hayatı ile devam eder. Okuldaki öğretmen seçtiğimiz arkadaşlarımız bu sürece etki ederler. Bunun dışında kendi çabalarımız da eğitimimiz de çok önemlidir. Okuduğumuz kitap ve dergiler seyrettiğimiz filmler çok etkilidir.
Eğer bu süreci okul hayatı bitince bitirirsek ve okulun bize verdiği ile yetinirsek orada kalırız. Çünkü dünya her gün değişiyor. Bizim de bu değişime ayak uydurmamız üretime katkı sunmamız için kendimizi her gün yenilememiz kendimize yeni değerler katmamız gerekir. Bununda en birincil yöntemi eğitimden geçer. Üretimin her türlüsü kişiye, topluma, ülkeye ve insanlığa değer katar.
Bir toplum ne kadar üretiyorsa o kadar varlıklıdır. Bir insan ne kadar üretiyorsa o kadar değerlidir ve ait olduğu topluma o ölçüde değer katar. Değerleri olan bir toplumun da temeli sağlamdır geleceğe güvenle bakar. Kısaca üretim birey ve toplum için asla vazgeçilmemesi gereken ve sıkı sıkıya sarılması gereken bir değerdir.
Yazar: Seher Tatar Gümüş
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.