Otorite Ne Demek? Türleri Nelerdir?
Otorite Türleri | Tanımı | Örnekler |
---|---|---|
Geleneksel Otorite | Geleneklere bağlı olan ve toplumsal düzenin kolay kolay değişmediği otorite türü. | Suudi Arabistan, Kuveyt ve Fas’ın yönetim sistemi, Britanya'nın anayasal düzeni |
Karizmatik Otorite | Liderin olağanüstü gibi görünen özelliklerinden doğan otorite türü. | Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Hitler, Mussolini, Napolyon, Lenin, Gandhi, Sezar, Fidel Castro |
Demokratik (Hukuksal) Otorite | İktidarın kaynağını akıl ve kuralların meydana getirdiği otorite türü. Bu otorite hukuk kurallarına uygun olduğu sürece meşrudur. | Çoğu demokratik ülkede görülen otorite türüdür. |
Kişisel Otorite | Kişinin kendi yeterliliğine, bilgi ve becerisine dayanan otorite tipi. | Bir doktorun sağlık konusundaki otoritesi, bir öğretmenin konusundaki otoritesi gibi. |
Profesyonel Otorite | Bir kişinin ya da grubun uzmanlık alanlarından gelen otorite tipi. | Bir avukatın hukuk konusundaki otoritesi, bir mühendisin teknik konulardaki otoritesi. |
Moral Otorite | Bireyin kişisel değer ve inançlarından ve genellikle ahlaki norm ve değerlerden kaynaklanan otorite türü. | Bir aile reisinin ailedeki otoritesi, bir din adamının dini konulardaki otoritesi. |
Etki Otoritesi | Bir kişi ya da grubun diğerleri üzerinde belirgin bir etkisi varsa, bu etkiye dayalı bir otorite türü. | Bir liderin veya ünlü bir kişinin toplum üzerindeki etkisi, bir şirketin pazar üzerindeki etkisi. |
Güç Otoritesi | Bir kişi ya da grup, kazanç, statü, hizmetler veya özellikle silahlı güçler gibi başkalarına dayanacak bir tür ödül veya yaptırım sağlayabileceğine dayalı bir otorite türü. | Bir devletin vatandaşlarına sunabileceği hizmetler ve yaptırımlar, bir patronun çalışanları üzerindeki otoritesi. |
Bilgi Otoritesi | Bir kişi ya da grubun, belirli bir konuda bilgili ve yetenekli oldukları algısı üzerine dayalı otorite türü. | Bir bilim insanının bilim çevrelerindeki otoritesi, bir yazarın edebiyat dünyasındaki otoritesi. |
Yasal Otorite | Belirli bir yasal statü, rol veya pozisyona sahip olan kişi veya grupları tanımlayan otorite türü. | Bir polis memurunun yasal otoritesi, bir devlet başkanının veya hükümetin otoritesi. |
İş hayatından, sosyal yaşama, aile hayatından, çocuk yetiştirmeye ve eğitim sistemine varana kadar hemen hemen her yerde otorite ile karşı karşıyayız. Otorite kelimesi Fransızcadan dilimize yerleşmiş bir kelimedir. Otorite kelimesi aynı zamanda pek çok değişik anlamda da kullanılmaktadır. Kelimenin kökeni itibariyle direktif verme yetkisi şeklinde de açıklanmaktadır.
Latince kökenli olan otorite sözcüğünün orijinali ''autorite'' şeklinde yazılır. Otorite; güç ve yetke kelimeleriyle de eş anlamlıdır. Otorite sözcüğünün sıfat hali otoriterdir. Otoriter, emir vererek istediğini zorla yaptırma gücünü elinde bulunduran kişi veya kurum anlamındadır. Otorite aynı zamanda bir şeyin yeterliliğine herkesi ikna ederek, kişinin kendisine sağladığı itaat, güven, hakimiyet, emir verme, yaptırım koyma ve kullanma iradesidir.
Geçtiğimiz Şubat ayında kaybettiğimiz değerli psikolog ve akademisyen Doğan Cüceloğlu, otoriteyle ilgili; "Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağımlı kılmak. O nedenle kendini bağımsız kılma çabalarını, kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterirler. Böyle çabalar içine girenler toplum içinde alay konusu olurlar, bir tür sırıtırlar." ifadesinde bulunmuş. O halde otorite gerekli mi, gerekliyse nerede nasıl kullanılmalı, otorite türleri açısından inceleyelim.
Otorite Türleri Nelerdir?
Otorite kurmak yetkiyi sağlamak anlamındadır, otorite boşluğu ise yetkinin kurulamaması anlamında kullanılır. Max Weber otoriteyi 3 gruba ayırır: geleneksel otorite, karizmatik otorite ve demokratik (hukuksal) otorite. Weber, kişilerin belirli bir sisteme itaat etme nedenini aramış ve kişilerin otoriteye itaat etmelerinin nedenini bu üç otorite grubuna bağlamıştır.
Geleneksel Otorite Nedir?
Geleneksel otorite, büyük ölçüde geleneklere bağlı olan, toplumsal düzenin kolay kolay değişmediği toplum ve kurumlarda görülür. Bu gibi yerlerde iktidar kaynağı, gelenekler ya da yerleşmiş inançlardır. Geleneksel otorite tipinde, iktidar geçerliliğini yerleşik inançlardan alır. Yönetilenler de, geleneklere göre iktidarlığı kullanan yöneticilerin aldıkları kararlara ve emirlere uymayı görev bilirler. Bu otorite tipinde süregelen gelenek ve göreneklere göre hareket edilir.
Geleneksel otoritenin bir özelliği, arkasında yasal bir yaptırım bulunmamasıdır. 21.yüzyılın ilk çeyreğinde Suudi Arabistan, Kuveyt ve Fas’ın yönetim sistemi geleneksel otoriteye örnektir. İngiltere, İspanya, Hollanda ve Belçika gibi sanayileşmiş ülkelerde de kalıtsal sistem hala geçerliliğini korumaktadır. Ayrıca Britanya'da yazılı bir anayasa yoktur, gelenekler ve sözleşmelere dayalı anayasal bir otorite vardır.
Karizmatik Otorite Nedir?
Weber’in tanımladığı ikinci otorite tipi karizmatik otoritedir. Liderin olağanüstü gibi görünen özelliklerinden doğar. Burada iktidar kaynağı, bizzat liderin doğuştan sahip olduğu düşünülen özellikleridir. Büyük bir liderin ya da zor koşullar altında topluma yol gösterici olan bir önderin iktidar kökeninde, karizmatik otorite yer alır.
Kişiler otoriteye liderin sahip olduğu karizmadan dolayı hem itaat eder hem de saygı gösterirler. Lider, karizmasının etkisiyle kitlelerin algısında büyük bir etki bırakır. İktidara sahip olan her lider böyle bir karizmaya sahip değildir elbette. Tarihe dönüp bakarsak dünya üzerinde gelmiş geçmiş en büyük lider olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk karizmatik otoriteye en iyi örnektir. Hitler, Mussolini, Napolyon, Lenin, Gandhi, Sezar ve Fidel Castro gibi liderlerin de karizmatik otorite gücüne sahip olduğunu görürüz. Karizmatik otoriteye sahip liderlerin çoğunun bekar olması, bu karizmayı temsil edenlerin dünyadan kaçınılmaz bir şekilde ayrı durduklarını işaret eder.
Karizma o kadar güçlüdür ki, kitleler tek bir hareket veya tek bir cümlenin peşinden gidebilirler. Karizmanın yardımıyla otorite bu gücü kullanır ve insanlar da bunu kabul ederler. Karizmatik otorite sadece yasalarla desteklenen bir şey değildir. Karizma, herkese bahşedilmeyen özel bir armağanıdır. Gerçekte hangi otoriter gücün karizmatik veya yasal otorite olduğu da her zaman belli değildir. Hitler ve Mussolini rejimleri buna örnek verilebilir. Hitler ve Mussolini gibi otoriteler demokratik şekilde siyasi gücü ele aldıktan sonra karizmatik otoritenin desteğiyle liderlik etmişlerdir.
İlgili eğitim: Yöneticilik Ve Liderlik Eğitimi
Demokratik (Hukuksal) Otorite Nedir?
Demokratik (hukuksal) otorite ne yerleşmiş inançlardan, ne de olağanüstü özelliklerden kaynaklanır. Bu türden otoritede iktidarın kaynağını akıl ve kurallar meydana getirir. Kişiler kurallar çerçevesinde iktidara gelir, belirli sınırlar dahilinde yetkilerini kullanır ve belirli kurallara göre de iktidardan ayrılırlar. Bu otorite hukuk kurallarına uyduğu sürece meşrudur. Kişiler, yöneticilerin şahsına değil, makamına yani hukuki düzene itaat ederler.
Weber’in son otorite sınıflandırması olan demokratik otorite, neredeyse tüm modern devletlerde geçerli olan bir otoritedir. Legaldir çünkü anayasanın mevcut yasaları tarafından desteklenir. Yetki sahibi yapmak istediği her şeyi yasal dayanağa bağlı olarak gerçekleştirir.
Weber'in bu üç "meşru" otorite kaynağına, kaba kuvvete ve baskıya dayalı otorite de eklenebilir. Radikal rejim değişikliklerinin ilk başlangıç dönemlerinde, iktidarların temelini bu türden bir otorite oluşturur. Zamanla da diğer türler devreye girer.
Otorite Hangi Niteliklere İhtiyaç Duyar?
Amerikalı sosyoloji profesörü Richard Sennett "otorite" isimli kitabında otoritede bulunması gereken nitelikleri şu şekilde sıralar;
Güven,
Üstün Yargılama Gücü,
Disiplin Uygulama Yeteneği,
Korku Uyandırma Kapasitesi.
Bu nitelikler kişinin güven duyma ve şefkat görme ihtiyaçlarından beslenirler. Sennet'e göre otorite temel bir ihtiyaçtır. Evet otorite hepimiz için temel bir ihtiyaçtır diyebiliriz. Otoritenin olmadığı yerlerde kaos ortaya çıkar. Her grubun ve organizasyonun otoriteye ihtiyacı vardır. Kontrol en basit organizasyonlarda bile olması gereken bir unsurdur. Burada önemle üzerinde durulması gereken nokta, bir yandan otoritenin ihtiyaç olduğu diğer yandan da hem otoritenin hem de ona sorgusuzca itaat edenlerin mantık dışı işler yapabilecekleri ihtimalidir.
Bugün içinde yaşadığımız şirketlerin de buna benzer zaafları var. Şirket yöneticisi yetkiyi eline aldığı zaman, gerçekte sahip olmadığı birçok niteliği kendisinde doğal olarak varmış gibi düşünmeye başlar. Örneğin şirkette her olup bitenden haberdarmış gibi hisseder kendini. Bir çok konuda yeterli bilgisi varmış gibi düşünmeye başlar.
Kendi ihtiyaç ve önceliklerine, yöneticisi olduğu insanların ihtiyaç ve beklentilerinden daha fazla odaklanır. Bir konuyu dinlemeye başladığında o konunun tüm boyutlarını algıladığını ve karar verebilecek donanıma sahip olduğunu zanneder. Çoğu şirket yöneticisi, sahip olduğu lider koltuğunun kendi zeka katsayısını arttırdığı yanılgısına kapılır.
Kişinin zaafları anlaşılmayacak şeyler değil elbette. Ancak iyi bir liderliğin görevi mevki, unvan gibi ayrıcalıklara sahip olması değil, sahip olduğu yetki ve imkanlarla kimlere hangi yararı ürettiğidir. Lider olmak isteyen bir insan kendine, "hangi ayrıcalıklara ulaşacağım?” sorusunu değil, “gerçekten insanlara faydam dokunacak mı?” sorusunu sormalıdır. Bir şirketi veya bir ülkeyi yöneten kişi, ne kadar çok olumlu neticeye varırsa, o kadar etkili bir liderdir.
Unutmayın ki iyi bir yöneticinin otoritesi, sahip olduğu unvandan değil; insanların onun bilgi, birikim ve deneyimine duydukları saygıdan ve onun otoritesine gönüllü rıza göstermelerinden kaynaklanır.
Henüz öğrenciyken Facebook'un ilk yıllarında film eleştirileri yaptığı sinema kulübü kurdu ve yönetti. Çektiği fotoğraflara yazılar yazdı, yazılara fotoğraflar çekti. 15 yıl telekomünikasyon sektöründe görev aldı. Kurumsal iş hayatı, işyerinin kapanması sebebiyle sona erdi. Yazıya olan tutkusunu ilerletmeye karar verdi.