Nöropazarlama Kavramları ve Anlamları
Nöropazarlama Kavramı | Tanımı | Örnek |
---|---|---|
Duygusal Konuşma | Karşı tarafın duygularını etkileyerek konuşma tekniği. | Bir satıcının, ürününün müşteri için ne kadar önemli olduğunu vurgulaması. |
Nöromarketing | Beyin bilim ve biyolojiyi reklam ve pazarlama stratejilerine uygulama yaklaşımı. | Bir şirketin duygusal bir reklam kampanyası oluşturarak ürün satışını desteklemesi. |
Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) | Beyin aktivitelerinin kimyasal görüntülenme tekniği. | Bir hastanın fMRI görüntüsünün alınması ve yorumlanması. |
Davranışsal Ekonomi | İnsanların karar verme süreçleri ve bu süreçte etkili olan faktörlerin incelenmesi. | Bir kişinin kaynaklarını çalışmak veya tatil yapmak arasında tercih yapması. |
Beyin Dalgaları | Beyin aktivitesinin elektromanyetik alanlarını ölçen bir teknik. | Bir matematik testi için çalışırken bir öğrencinin beyin dalgalarının ölçülmesi. |
Zihin Haritaları | Kişilerin düşüncelerini ve fikirlerini çizimlerle ifade etmesi. | Bir öğrencinin nöropazarlama hakkındaki bilgilerini bir zihin haritasında organize etmesi. |
Nöropazarlama, insanların alışveriş davranışlarını ve karar alma süreçlerini anlamak için kullanılan araştırma yöntemleri ve Teknolojileri arasında kullanılan bir kavramdır. Nöropazarlama, beyin dalgalarını, kimyasal reaksiyonları, bilişsel prosesleri ve karar vermeyi etkileyen farklı süreçleri çözümlemek için kullanılan modern bir yaklaşımdır.
Nöropazarlama İle İlgili Kavramlar ve Anlamları Nelerdir?
Nöropazarlama kavramı, çoklu pazarlama kanallarını kullanarak insanların alışveriş davranışlarını etkileyen sosyal, kültürel ve psikolojik etkenleri inceler. Bu makalede, nöropazarlama kavramını ve terimlerini açıklayacağız.
Duygusal konuşma: Duygusal konuşma, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde, karşı tarafın duygularını etkileyerek konuşmak için kullanılan bir tekniktir. Akademik olarak, duygusal konuşma, konuşmacının karşı tarafın duygularını anlaması ve ardından etkilemek için kullanabilecekleri dil ve kavramları kullanmasına dayanır. Örnek olarak, bir satıcı, bir ürünün satın alınmasını istediği müşteriye, ürünün onun için ne kadar önemli olduğunu anlaması ve buna göre konuşması gerektiğini vurgulayabilir.
Nöromarketing: Nöromarketing, insan beyninin duygularını ön plana alarak, işletmelerin satış stratejilerini oluşturmalarını sağlamak için kullanılan bir reklam yaklaşımıdır. Akademik tanımı olarak, nöromarketing, biyolojik ve beyin bilimsel araştırmaların kullanımını içeren, reklam ve pazarlama girişimlerini etkili ve verimli hale getirmek için geliştirilen bir yaklaşımdır.
Örnek olarak, bir şirketin, bir ürün satışını desteklemek için duygusal bir reklam kampanyası oluşturma stratejisi kullanmasının nöromarketing yaklaşımının bir örneği olduğunu düşünebiliriz. Reklam kampanyası, görsel veya sesli öğeler kullanarak, insanların duygusal olarak ürüne bağlanmalarını sağlayacak şekilde tasarlanmış olmalıdır.
Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI): Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) fiziksel ortamda, kafa içindeki hareket eden sıvıların manyetik alanlara maruz kalmasına dayanan bir tekniktir. fMRI, beyin aktivitesinin görüntülenmesi için kullanılan bir kimyasal görüntüleme tekniğidir. Teknik, içindeki oksijenin iletkenliği gibi beyin dokularının fiziksel özelliklerini ölçmek için kullanılan manyetik alanların etkisi altındaki sinyallerin görüntülenmesi ile gerçekleşir.
Örnek olarak, bir hastanın fMRI görüntüsü alınırsa, beyin aktivitesinin tespit edilmesi için kullanılan manyetik alanların etkisi altındaki sinyallerin görüntülenmesi ile oluşan kimyasal görüntülerin yorumlanması mümkün olacaktır. Bu görüntüler, hastanın nerede ve neyi düşündüğünü tespit etmek için kullanılabilir.
Davranışsal ekonomi: Davranışsal ekonomi, insanların karar alma süreçlerinde karşılaştıkları dezavantajlı durumları anlamaya yönelik bir ekonomik teori olarak tanımlanır. Bu teori, insanların kararlarını verirken düşünce ve duygularının nasıl etkilediğini anlamaya çalışır. Bu teori, insanların düşünce ve duygularının etkisinin ne ölçüde olduğunu ölçmeye çalışır ve bunların ekonomik kararları nasıl etkilediğini inceler.
Örnek olarak, davranışsal ekonomiye göre insanlar, kaynaklarının bir kısmının çalışmak veya tatil yapmak için kullanılmasını tercih edebilir. İnsanlar, çalışmak için kaynaklarını kullanarak gelecekte daha fazla kazanç elde etmeye çalışacaklar, ancak aynı zamanda keyif almak isteyecekler. Bu nedenle, insanların kaynaklarını çalışmak veya dinlenmek için kullanmak arasında bir tercih yapmaları gerekecektir.
Beyin dalgaları: Beyin dalgaları, beyin aktivitesinin elektromanyetik alanlarını ölçmek için kullanılan bir keşif tekniği olarak tanımlanır. Beyin dalgaları, beyin aktivitesinin üç temel frekansa ayrılmasından oluşur: Alfa, Beta ve Gamma. Alfa dalgaları, yüksek rahatlama ve dikkatli olmayan durumlara işaret eder. Beta dalgaları, dikkatli durumlara ve aktif düşünceye işaret eder. Gamma dalgaları ise, yoğun beyin aktivitesi ve oldukça karmaşık işlemler için gereken çok sayıda beyin sinyalini taşır.
Örnek: Bir öğrencinin, bir matematik testi için çalışırken beyninin alfa, beta ve gamma dalgalarını ölçmek için EEG (elektroensefalografi) kullanılır. EEG beynin alfa dalgalarının, rahat ve düşünceli olmayan durumlara işaret ederken; beta dalgalarının, dikkatli durumlar ve aktif düşünceye işaret ettiğini gösterir. Gamma dalgaları ise, yoğun beyin aktivitesi ve oldukça karmaşık işlemler için gereken çok sayıda beyin sinyalini taşır.
Zihin haritaları: Zihin haritaları, kişilerin konuşmalarını, düşüncelerini, duygularını ve kavramları çizimlerle ifade etmek için kullandığı bir tekniktir. Zihin haritaları, bir konuya odaklanmak ve bilgiyi kolayca kavramak veya hatırlamak için kullanılan bir araçtır. Akademik tanım olarak, zihin haritaları, kavramsal bilgiyi temsil etmek ve organize etmek için kullanılan grafik çizimlerdir.
Örnek olarak, bir öğrencinin nöropazarlama hakkında öğrenmek istediği konuların günlük bir zihin haritası oluşturmak isteyebilir. Zihin haritası, öğrencinin nöropazarlama konusunda öğrenmek istediği temel kavramları ve bunların arasındaki ilişkileri temsil eder. Örneğin, öğrencinin zihin haritasında, nöropazarlama kavramının başına, ardından “neden”, “nasıl” ve “ne zaman” gibi başlıkların altına düşüncelerini yazabilir. Bu şekilde, öğrencinin konu hakkında daha iyi anlamasını ve bilgisini organize etmesini sağlamaktadır.
Kullanıcı deneyimi (UX): Kullanıcı Deneyimi (UX), bir kullanıcının bir ürün, hizmet veya teknoloji ile etkileşim sürecinde kişisel hislerini ve işlevsel ihtiyaçlarını karşılamasını yönetmek üzere tasarlanmış bir tasarım alanıdır. Akademik olarak, UX, kullanıcıların ürün veya hizmet ile etkileşim sürecini hızlandırmaya, daha iyi sonuçlar elde etmeye ve kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamak için ürünlerin, hizmetlerin ve teknolojinin tasarımının daha etkili olmasını sağlamaya odaklanmış bir tasarım filozofisidir.
Örnek olarak, bir web sitesinin kullanıcı deneyimini geliştirmek için tasarımcılar, web sitenin kullanıcı arayüzünü tasarlarken, kullanıcının ihtiyaçlarını, arayüzün kullanımının kolay olup olmadığını ve arayüzün görsel olarak estetik olup olmadığını göz önünde bulundurmalıdır. Tasarımcılar, kullanıcının ihtiyaçlarını karşılamak için web sitenin navigasyonunu ve arayüzünü kullanımı kolay ve göz alıcı bir şekilde tasarlayabilir.
Nörofinans: Nörofinans, kullanıcı davranışlarını anlamak için kullanılan bir ticaret türüdür. Nörofinans, insanların alışveriş yapma, para harcama ve finansal kararlarını etkileyen beyin süreçlerini anlamak için kullanılan görüntüleme ve fizyolojik tekniklerin bir karışımından oluşur. Akademik olarak, nörofinans, kullanıcının yapacağı finansal kararları etkileyen beyin süreçlerinin ve aktivitelerinin görüntülenmesi ve incelenmesi olarak tanımlanır.
Örnek olarak, nörofinans, bir bankanın bir müşterinin bir krediyi almak için ne kadar zaman harcayacağını, ne kadar nakit akışının etkili olacağını ve hangi ürünlerin müşteri için daha uygun olacağını belirlemeyi sağlayan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, insanların alışveriş yapma, para harcama ve finansal kararlarını etkileyen beyin süreçlerini anlamak için kullanılan görüntüleme ve fizyolojik tekniklerin bir karışımından oluşur.
P300 potansiyeli: P300 potansiyeli, beyin dalgalarının (elektroensefalografi) ölçülmesi sırasında ortaya çıkan bir tür potansiyel olarak tanımlanır. P300 potansiyeli, beynin 300 milisaniye (ms) içerisinde yanıt verdiği bir tür elektriksel sinyal olarak tanımlanır ve beyin üzerinde verilen bir tür çekimlenme (özellikle bilişsel olaylar) sırasında oluşmaktadır. P300 potansiyeli, özellikle nöropazarlama alanında, beyin fonksiyonlarının anlaşılmasına ve beynin bilinçli ve bilinçsiz olaylara verdiği tepkilerin ölçülmesine yardımcı olmak için kullanılan bir yöntemdir.
Örnek olarak, bir katılımcının, bir reklamı gösteren bir ekranda otomobil reklamının gösterildiği bir anımsatıcıya baktığı varsayılabilir. Burada, ekranda otomobil reklamının gösterildiği anda, katılımcıların beyninde oluşan P300 potansiyeli ölçülebilir. Bu, katılımcının otomobil reklamına ne derece ilgili olduğunu ve reklamın üzerinde etkisi olduğunu ölçmeyi kolaylaştıracaktır.
Sinirsel yollar: Sinirsel yollar, karar verme sürecinde etkili olabilecek çoğu uyarıyı algılayan ve işleyen kompleks bir dizi tepkime zinciridir. Bu zincir, beynin merkez bölgesinden, sinirler üzerinden, algılanan uyarılara ve düşünceye kadar uzanır. Sinirsel yollar, karar verme sürecinde etkili olan doğrudan ve dolaylı çoğu içeriği içerir. Akademik olarak, sinirsel yollar, kişinin karar verme, öğrenme veya hafıza gibi fonksiyonlarını etkileyebilecek kimyasal veya biyolojik süreçleri ifade eder.
Örnek olarak, sinirsel yollar, bir kişinin bir şeyi hatırlamasını etkileyebilir. Bu hatırlamayı etkileyen sinirsel yollar, kişinin beyninde meydana gelen kimyasal değişikliklerdir. Örneğin, beynin belirli bölgelerindeki neurotransmitterların salınımı hafızayı etkileyebilir. Bu, beynin hafıza ve öğrenme için kullanılan sinirsel yollarını açıklamak için bir örnektir.
Rekabetçi anksiyete: Rekabetçi anksiyete, bir kişinin, kendisiyle başka kişiler arasında bir rekabet ortamında üstesinden gelmesi gereken bir görev veya sınav için duyduğu kaygıyı ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Akademik tanım olarak, rekabetçi anksiyete, bir kişinin bir rekabet ortamında başarısının sorgulanması ve karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkan performans kaygısıdır. Örnek olarak, bir spor müsabakasına katılmak üzere olan bir kişi, performansının diğer oyunculara göre değerlendirilmesi ve başarısının karşılaştırılması sonucunda rekabetçi anksiyete duyabilir.
Bilişsel yük: Bilişsel yük, bir işlemi başarıyla tamamlamak için kullanılan zihinsel çaba veya kaynakların toplamıdır. Bilişsel yük, kullanılan toplam zihinsel güç, öğrenme ve hatırlama süreçlerini içerir. Örneğin, bir öğrenci, bir konu üzerinde çalışırken, okuma, anlama, işleme ve hatırlama gibi farklı bilişsel işlemleri kullanır. Bilişsel yük teorisi, öğrenme süreçleri ve öğrenme performansı arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışır. Akademik olarak, bilişsel yük, öğrenme sürecinin içindeki süreçlerin sayısı ve kompleksliğiyle ilişkili bir güç gerektiren bir öğrenme performansıdır (Sweller, 1988). Örnek olarak, bir öğrenci, bir konu üzerinde çalışırken, okumak, anlamak, işlemek ve hatırlama gibi çeşitli bilişsel işlemleri kullanabilir. Bu işlemlerin her birinin zihinsel güç gerektirdiği düşünülürse, toplam bilişsel yükün arttığı anlaşılmaktadır.
Görsel algı: Görsel algı, bir kişinin uygun şekilde algılayabildiği görsel bir bilgiyi anlamlandırma yeteneğini ifade eder. Akademik olarak, görsel algı, insanların nöral sistemlerinin kendisine verilen görsel bilgiyi algılaması ve anlamlandırması olarak tanımlanır. Bir örnek olarak, bir kişinin bir tura çıkarken bir dağ fotoğrafını gördüğünü düşünebiliriz. Bu kişinin görsel algısının, bu dağın nereye gittiğini, ne kadar yüksek olduğunu ve ne kadar kötü hava koşullarına sahip olduğunu anlamasına izin vermesi gerekir.
Nöroekonomi: Nöroekonomi, insanların karar verme süreçlerini anlama ve tahmin etmeye yönelik bir çalışma alanıdır. Bu alan, insanların karar verme süreçlerinde fizyolojik, biyolojik ve psikolojik faktörleri inceleyerek, insanların karar verme süreçlerini daha iyi anlamaya yardımcı olur. Akademik olarak, nöroekonomi, insan davranışının ve karar verme süreçlerinin, biyolojik, beyinsel ve psikolojik faktörler arasındaki etkileşimin incelenmesini kapsar.
Örnek olarak, nöroekonomi, bir insanın satın alma kararlarının arkasındaki psikolojik ve beyinsel mekanizmaları inceleyerek, insanların satın alma davranışlarını anlamak için kullanılabilir. Nöroekonomi, insanların satın alma kararlarını anlamaya yardımcı olmak için, satın alma sürecinde insanların ne hissettiklerini ve ne tür düşünceleri olduğunu incelemek için kullanılır.
Galvanik deri tepkisi (GSR): Galvanik Deri Tepkisi (GSR), insan vücudu tarafından üretilen ve elektriksel olarak ölçülen bir fizyolojik sinyal olarak tanımlanır. GSR, insanların sıkıntı, heyecan, korku, öfke ve diğer psikolojik durumlarının fizyolojik olarak nasıl etkilediğini ölçmek ve anlamak için kullanılan bir tekniktir. Akademik tanım olarak, GSR, deride ortaya çıkan çok küçük bir elektriksel potansiyel değişimini tanımlar.
Örnek olarak, bir araştırmada, kişilerin bir belge okuduktan sonra GSR değerlerinin ölçülmesi isteniyorsa, GSR cihazına bağlanacaklardır. Bu cihaz kişinin derisinden geçen elektrik akımını ölçer ve sonuçları gösterir. Örneğin, kişinin belgeyi okuduktan sonra GSR değerinin yükselmesi, heyecan duyduğunu gösterir.
Nöro-linguistik programlama (NLP): Nöro-linguistik programlama (NLP) insanların dil kullanımının ve düşünme biçimlerinin bilimsel olarak anlaşılmasına yönelik bir yaklaşımdır. NLP, insanların beyninin nasıl çalıştığını anlamak için dil, düşünce ve davranışları arasındaki ilişkileri inceler. NLP, insanların daha etkili kararlar verebilmesi ve daha iyi sonuçlar elde etmesi için düşünme ve konuşma tarzını geliştirmek amacıyla kullanılan bir tekniktir.
NLP, düşünce ve davranışlarımızı anlamak ve yönlendirmek için bir modellendirme aracı olarak kullanılır. Örneğin, bir arkadaşınızın ne kadar motivasyonlu olduğunu görmek ve ona yardım etmek için NLP kullanabilirsiniz. Ona, “Ne yapmak istiyorsun?” sorusunu sormak ve onun cevabından yola çıkarak, ona motivasyonu arttıracak ve onu başarıya götürecek fikirler üretmek için kullanabilirsiniz.
Seçim hataları: Seçim hataları, bir seçimin yanlış sonuçlarına neden olan karar alma hatalarıdır. Akademik tanım olarak, seçim hataları, karar vericinin, maliyet veya karlılık gibi ölçütleri dikkate almadan, zayıf veya yanlış veriler kullanmasıyla oluşan geçersiz sonuçlarının oluşmasıdır. Örnek olarak, bir şirketin, işe alımlarda en iyi kandidatı seçmek için yeterli verileri toplayamaması durumunda, seçim hatası yapmış olabilir.
Marka algısı: Marka algısı, marka ile ilişkili her bir kişinin markaya karşı gözlemlediği düşünce, duygu ve tutumları belirlemek için kullanılan bir terimdir. Akademik tanımı olarak, marka algısı, bir markanın imajının ve müşterilerinin, ürününün veya hizmetinin, rekabetçi ürünler veya hizmetlerle karşılaştırıldığında nasıl algılandığını anlamak için yapılan bir tür analizdir.
Örnek olarak, kötü bir marka algısı oluşturmak istemeyen bir şirket, müşterilerinin, ürünlerinin veya hizmetlerinin rekabetçi ürün veya hizmetler arasında kötü olarak algılanmaması için marka algısını sürekli olarak izlemelidir.
Duygusal açlık: Duygusal açlık, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Akademik tanımı, insanların duygusal anlamda bir şeyler arayışını veya ihtiyaçlarını ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Duygusal açlık, insanların kendilerini iyi hissetmek, daha mutlu ve daha iyi yaşamak için aradıkları şeylerdir.
Örnek olarak, bir marka, çeşitli reklamlarla insanların duygusal açlıklarına hitap etmeye çalışabilir. Bir reklamda, marka arka plana koyduğu bir öykü kullanarak insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışabilir. Öyküde, özellikle de ürününün kullanımıyla, insanların daha mutlu, daha iyi yaşamlarının mümkün olacağını ima edebilir.
Sinirbilim: Sinirbilim, insan ve hayvanların sinir sistemlerini ve davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Akademik tanımı, sinirbilimin “insan ve hayvanların sinir sistemlerini ve davranışlarını araştıran kompleks bir bilim dalı olarak tanımlanabilir.” Sinirbilim, insan ve hayvanların beyin, sinir, kas ve davranışlarını inceleyen bir alandır. Örneğin, sinirbilimci, insanların beyinlerinin nasıl çalıştığını ve insanların davranışlarını nasıl etkilediğini inceler. Aynı zamanda, sinirbilimci hayvanların da davranışlarını nasıl etkilediğini araştırır. Örnek olarak, farelerin bazı davranışlarının sinir sistemi ile nasıl bağlantılı olduğunu incelemek mümkündür.
Nörokimya: Nörokimya, beyin ve sinir sistemi ile ilgili kimyasal olayların incelenmesi olarak tanımlanmaktadır. Nörokimya, beyin ve sinir sistemi arasındaki kimyasal ve fizyolojik bağlantıları anlamaya yönelik bir alandır. Beyindeki kimyasal ve fizyolojik değişimlerin, davranış, duygu ve düşünceleri nasıl etkilediğini incelemek için kullanılır.
Örnek olarak, nörokimya, beyinde serotonin hormonunun nasıl davranışı etkilediğini incelemek için kullanılır. Beyindeki serotonin hormonu, insanların depresyon, anksiyete ve uyku gibi duygularını denetleyebilmesine yardımcı olur. Nörokimya, bu kimyasal reaksiyonların nasıl etkileştiğini ve bu etkileşimin davranış üzerindeki etkilerini anlamaya yardımcı olur.
Hafıza belleği: Hafıza belleği, verilerin ve bilgilerin saklanmasını sağlayan ve verilerin bilgisayarlarda kullanımını kolaylaştıran bir saklama aygıtıdır. Akademik tanım olarak, hafıza belleği, bilgisayar sistemleri tarafından veri ve programları saklamak için kullanılan bir aygıttır. Hafıza belleği, verilerin kolayca erişilebilmesi ve kullanılabilmesi için bir depolama ortamı sağlar.
Örnek olarak; bir bilgisayar hafıza belleği kullanırken, bir web sayfasının HTML kodlarını saklayabilir. Bu kodlar, kullanıcı web sayfasını ziyaret ettiğinde bilgisayarda depolanır ve kullanıcıya gösterilir. Bu, hafıza belleğinin verilerin kolayca saklanmasını ve erişilmesini sağlamasının örneğidir.
Elektroensefalogram (EEG): Elektroensefalogram (EEG), beyin aktivitesinin elektriksel sinyallerini ölçmek için kullanılan bir tekniktir. EEG, kafa üstünde uygulanan elektrotlar aracılığıyla alınan beyin gelişimini izleyen bir süreçtir. EEG, beyin aktivitesini değerlendirmek için kullanılan önemli bir araçtır ve beynin elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanılan birkaç yöntemden birisidir. Akademik olarak, EEG, “elektriksel osiloskopların kullanımıyla, kafa üstünde uygulanan elektrotlar aracılığıyla alınan beyin dalgalarının kaydedilmesi ve izlenmesi” olarak tanımlanır. Örnek olarak, bir hastanın uykusu sırasında alınan EEG sinyalleri, hastanın uyku sırasında hangi uyku fazındayken hangi beyin dalgasının etkin olduğunu belirlemek için kullanılabilir.
Nöro-endokrinoloji: Nöro-endokrinoloji, beyin ve endokrin sistem arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalıdır. Nöro-endokrinolojinin özü, beyin ve endokrin sistemin arasındaki kompleks ilişkiyi anlamak ve bu ilişkiyi kullanarak hastalıkların tanısını yapmak ve tedavi etmektir. Akademik tanımı: Nöro-endokrinoloji, beyin ve endokrin sistemin arasındaki kanal aracılığıyla gerçekleşen sinir-endokrin iletişimin, otonom sinir sisteminden ve hormonların normal ve hastalıklı durumlarından kaynaklanan hastalıkların özelliklerini ve tedavi stratejilerini araştıran bir bilim dalıdır.
Örnek olarak, nöro-endokrinolojinin nasıl kullanıldığını açıklamak için, nörolojik bir bozukluk olan Parkinson hastalığını inceleyebiliriz. Parkinson hastalığı, dopaminerjik nöronların kontrolünün kaybedilmesi ile ortaya çıkan nöropatolojik bir hastalıktır. Nöro-endokrinologlar, dopaminerjik nöronların ve nörotransmitterlerin salgılanmasını kontrol etmek için beyin ve endokrin sistemi arasındaki iletişimin özünü anlamaya çalışırlar. Bunu yapmak için, dopaminerjik nöronların ve hormonların normal ve hastalıklı durumlarını incelerler. Bu, Parkinson hastalığının tedavisinde yeni stratejiler geliştirmek için önemli bir adımdır.
Beyin plastisitesi: Beyin plastisitesi, beyinin görsel, işitsel, hareketsel ve duygusal algılarındaki değişikliklere olan esnekliğini ifade eder. Beyin plastisitesi, beyinin zamanla evrim gösteren davranışlarının ve öğrenme kabiliyetinin yapısının öğrenilmesi ve adapte edilmesinde önemli bir rol oynar. Beyin plastisitesi, beyinin aldığı her türlü bilgi ve deneyimleri gerçekleştirmek için kullanabildiği ve hızla yeni bağlantılar kurup yeni zihinsel yetenekler geliştirebildiği anlamına gelir.
Akademik tanım: Beyin plastisitesi, beyinin zaman içerisinde öğrenme, adaptasyon ve evrim gösteren davranışlarının ve öğrenme kabiliyetinin yapısını ifade eder.
Örnek: Bir beyin cerrahisi hastası, sağ ve sol el arasında sürekli algısal ve motor öğrenme hareketleri yaparak beyin plastisitesi göstermektedir. Bu hasta, el hareketlerini sağ eliyle öğrenmek için öncelikle sol eliyle hareket ettikten sonra, sağ elinin hareketlerini öğrenerek beyninin plastisitesini geliştirmektedir.
Karar verme hızı: Karar verme hızı, bir işletmede veya bir organizasyonda, üst yönetim ve yönetici tarafından alınacak kararların ne kadar hızlı alındığını gösterir. Akademik olarak, karar verme süreci, bir işletmede veya bir organizasyonda karar alınırken kullanılan girişimler ve stratejilerin teorik kalıplarını belirler. Karar verme hızı, yöneticinin karar alma sürecinin zamanını belirleyebilmesini sağlar.
Örnek olarak, bir şirketin yöneticileri, kriz çözme konusunda hızlı ve etkin bir karar verme süreci gereksinimini karşılamak için, karar verme sürecinin tüm aşamalarını dikkatli bir şekilde inceleyebilmelidir. Yöneticiler, karar verme sürecinin her aşamasında doğru ve hızlı kararlar almak için farklı alternatifleri çok kısa sürede değerlendirebilmelidirler. Karar verme sürecinin hızı, organizasyonun etkinlik ve verimliliği üzerinde etkili olacaktır.Hafıza kodlama: Hafıza kodlama, insanların önemli bilgileri ve deneyimleri hatırlamasını ve kavramasını kolaylaştırmak için uygulanan bir yöntemdir. Akademik tanım olarak, hafıza kodlama, belirli bir bilginin beynin özel bir biçimde saklaması ve kavranması için yapılan çalışmalardır. Örneğin, hafıza kodlama, bir kişinin, bir konuyla ilgili bir cümleyi okumaktan, alıştırmalar yapmak veya bir şeyi bir araya getirmek üzerine odaklanmaktan oluşabilir. Böylece, bu çalışma, kişinin bu konuyla ilgili bilgileri ve deneyimleri daha iyi anlamasını ve hatırlamasını sağlayabilir.
Bilişsel görevler: 'Bilişsel görevler', insanların, karar verme, öğrenme, hatırlama, çözümleme ve uygulama gibi zihinsel becerilerinin kullanılmasını gerektiren görevler olarak tanımlanır. Bilişsel görevler, insanların çevreleriyle etkileşimde bulunma ve davranışlarını denetleme becerilerini geliştirmesini sağlar. Örneğin, bir nöropazarlama pozisyonunda, çalışanların, müşterilerinin alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını belirlemek için bilişsel görevleri kullanmaları gerekir. Bunu yapmak için, müşterilerin davranışlarını anlamak ve değerlendirmek için çözümlemeler yapmaları, yorumlamalar yapmaları ve çıkarımlar yapmaları gerekir.
Sinir hücreleri: Sinir hücreleri, beyin ve sinir sistemi için önemli olan ve kompleks bir şekilde birbirleri arasında iletişim sağlayan fizyolojik öğelerdir. Bu hücreler, sinyal taşıyan ve elektriksel aktivite oluşturan sinir sistemi kanallarını oluşturarak, beynin farklı bölümleri arasında bilgi aktarımını sağlar. Akademik tanım olarak, sinir hücreleri, beynin ve sinir sisteminin fizyolojik birimleri olarak adlandırılır. Bir örnek olarak, sinir hücresi, beyindeki bir nöron olarak düşünülebilir. Nöronun kendisi, beyindeki farklı bölümler arasındaki bilgi aktarımını sağlayan ve sinyal taşıyan bir mikroskobik kanal olarak tanımlanır.
Dikkat çekme: 'Dikkat çekme' terimi, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, müşteriye, bir markanın ürün veya hizmetleri hakkında bir bilgi sağlamak için göze çarpan ve dikkat çekici bir şekilde pazarlama yöntemlerini anlatır. Akademik tanım olarak, 'dikkat çekme', müşterilerin ürün ve hizmetler hakkında bilgi sağlamak için kullanılan tüm pazarlama stratejilerinin toplamıdır.
Örnek olarak, bir şirket, televizyon reklamları aracılığıyla müşterilerine yeni bir ürününü duyurmak için dikkat çekme stratejileri kullanabilir. Bu reklamlar, etkili metinler, güçlü görsellere ve kalıcı temalara dayanarak, müşterilerin ürünün hakkında bilgi edinmelerini sağlamaya çalışır.
Duyusal sinyal işleme: Duyusal sinyal işleme, fiziksel sinyallerin elektronik cihazlarla algılanıp, işlenip, değerlendirilmesi ve anlamlı bilgilere dönüştürülmesi olarak tanımlanır. Fiziksel sinyaller, hareket, sıcaklık, basınç, kuvvet gibi fiziksel ölçümlerin elektronik cihazlar aracılığıyla algılanmasıdır. Bunlar, sinyal işleme teknolojisi kullanılarak kullanıcıya anlamlı bilgiler sağlamak için işlenir.
Örnek olarak, bir otomobilin sürücüye uyarı vermek için sürüş özelliklerini ölçmek için duyusal sinyal işleme kullanılır. Sürüş özellikleri, hız, yönlendirme, frenleme gibi özellikleri ölçmek için hassas sensörler kullanılır. Bu sensörler, otomobilde meydana gelen fiziksel değişiklikleri algılamak için kullanılır. Örneğin, sürücü ne kadar hızlı gittiğini, ne kadar sert viraj aldığını veya ne kadar hızlı frenlediğini algılayabilmek için sensörler kullanılır. Sinyal işleme teknolojisi de bu sinyalleri algılamak ve anlamlı bilgiler haline getirmek için kullanılır.
Duygusal tatmin: Duygusal tatmin, bir kullanıcının işini satın alma, kullanma veya servis alma sürecinde duygusal olarak deneyimlediği memnuniyeti ifade eder. Bu, müşterinin tatmin olma durumunu ve bağlılık duygusunu ifade eder. Akademik anlamda, duygusal tatmin, müşterinin beklentilerinin karşılanması sonucunda ortaya çıkan duygusal reaksiyon olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir kullanıcının bir ürünü satın alma sürecinde deneyimlediği duygusal tatmini gösterebiliriz. Eğer kullanıcı, satın aldığı ürünün kalitesini, güvenilirliğini ve özelliklerini beklediğinden daha iyi bulursa, bu, müşteriye duygusal tatmin sağlayacaktır.
Duygusal yoğunluk: Duygusal yoğunluk, kişinin marka ile etkileşim içindeki duygusal tutumlarının veya davranışlarının yoğunluğunu ifade eder. Akademik olarak, duygusal yoğunluk, bir markayı bir bireyin duygusal olarak özelleştirme, markanın mevcut duygusal durumuyla ilişkili olarak hissetme ve o markayla bireysel anlamlar ilişkilendirme düzeyini ölçer.
Örnek olarak, bir kişi bir markanın ürünlerini alırsa ve çevresindeki insanlara bu marka hakkında duygularını açıkça ve çok yoğun bir şekilde ifade ederse, bu durum duygusal yoğunluğun bir göstergesidir.
Davranışsal ekonomi: Davranışsal ekonomi, insanların ve diğer canlıların karar verme sürecini inceler. Akademik olarak, davranışsal ekonomi, verimli olmayan karar verme süreçlerini inceleyerek insanların ve diğer canlıların tüketim ve tasarruf tercihlerini açıklamaya çalışan bir alandır. Örnek olarak, bazı insanların çok fazla para harcadıklarını veya alışveriş yaptıklarını gözlemleyebiliriz. Buna rağmen, davranışsal ekonomi, bu davranışının arkasındaki nedenleri açıklamaya çalışır. Örneğin, insanların kendilerini ödüllendirmek için alışveriş yapma eğiliminde bulunmasının arkasındaki nedenleri açıklamak için davranışsal ekonomi kullanılır.
Nörotoksinler: Nörotoksinler, beyin ve sinir dokularını öldüren veya bozukluklara yol açan zehirli maddelerdir. Akademik olarak, nörotoksinler, beyin ve sinir dokusunu zarar veren, zarar verebilecek veya kimyasal olarak beyin ve sinir aktivitesini inhibe eden herhangi bir maddenin tümüne verilen isimdir. Örnek olarak, timoksin ve kurşun, nörotoksin olarak sınıflandırılabilir.
Reklam etkisi: Reklam etkisi, reklamcılık alanında kullanılan bir terimdir ve reklamın bir ürün veya hizmet üzerinde olası etkisini ifade eder. Reklam etkisi, reklamın toplum üzerindeki etkisini ölçen bir kavramdır. Bu etki, reklamın potansiyel alıcılarının davranışını ve alım kararını etkileyebilir.
Reklam etkisi akademik olarak, toplumun reklamlara verdiği tepkiyi ölçmeyi içeren bir kavramdır. Örneğin, bir ürünün fiyatının düşmesine neden olan reklamın ürünün satışında ne kadar etkili olduğu ölçülebilir. Bu durum, reklamın toplum üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılan bir analiz metodudur.
Ödül beklentisi: Ödül beklentisi, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Akademik tanımı, hedeflenen ödülün elde edilmesinin beklendiği anlamına gelir. Bir örnekle açıklamak gerekirse, bir nöropazarlama şirketi, müşterilerine ödüller vermek için yeni bir kampanya başlatmak istiyor. Şirketin ödül beklentisi, ödüllerin verilmesi ile müşterilerinin ödül kampanyasından maksimum yarar sağlaması olacaktır.
Bağımlılık oluşturma: 'Bağımlılık oluşturma', nöropazarlama pozisyonunda, meslek alanında, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, müşterilerin beklentilerini karşılamak ve müşteri sadakatini arttırmak için kullanılan bir stratejidir. Bağımlılık oluşturma, müşterinin müşteriliği devam ettirmesini sağlamak için müşterilerin tatmin duygularını arttırmaya ve marka ile bağ kurmaya çalışmak anlamına gelir. Akademik tanım olarak, bağımlılık oluşturma, müşterinin markaya ve ürünlerine bağlılık kurmasını sağlayan bir stratejidir.
Örnek olarak, küçük bir kafenin müşterilerinin fidye alma ve ürün satın alma alışkanlıklarını artırmaya çalıştığını düşünelim. Kafenin, her hafta farklı ürünleri ödüllendirmek için bir puan programı oluşturması bu bağımlılık oluşturma stratejisini örnek olarak gösterebilir. Müşteriler, her hafta daha fazla ürün satın alarak daha fazla puan kazanabilir ve bu şekilde kafeye bağımlı hale gelebilir.
Nörodegenerasyon: Nörodegenerasyon, sinir sistemi hücrelerinin çeşitli nedenlerden dolayı zarar görmesi sonucu ortaya çıkan, kronik bir hastalık olarak tanımlanır. Akademik tanımı, nöronların veya nöral dokuların hasar görmesi, kaybolması veya yok olmasıyla sonuçlanan ve nörolojik fonksiyonların giderek bozulmasına neden olan bir süreçtir.
Örnek olarak, Parkinson hastalığı nörodegenerasyonun bir örneğidir. Parkinson hastalığı, beyin ve omurilikte bulunan dopamin üreten hücrelerin zarar görmesine neden olan bir hastalıktır. Bu zarar, beyindeki hareket kontrolünün bozulmasına ve Parkinson hastalığının karakteristik hareket bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olur.
Nörolojik modeller: Nörolojik modeller, bilimsel olarak kurulmuş olan ve insan davranışını anlamaya ve anlamlandırmaya yardımcı olan, birbiriyle karşılaştırılabilecek ve özetlenebilecek düşünme modelleridir. Bu modeller, beyin fonksiyonlarını ve bunlara nasıl cevap verildiğini incelemek için kullanılır.
Örnek olarak, bilgi işleme modeli, beynin nasıl bilgiyi algıladığını ve nasıl işlediğini açıklar. Bu model, davranış ve düşünceyi anlamaya yardımcı olmak için, beyin tarafından algılanan, işlenen ve depolanan bilgiyi temel alır. Bu model, beynin bilgiyi nasıl algılayabildiğini ve bunu nasıl kullandığını açıklamaya yardımcı olur.
Sosyal Kanıt: Sosyal kanıt, ikna etme stratejilerinde kullanılan bir terimdir. Sosyal kanıt, bir şeye inanmanın veya buna karar vermenin daha kolay hale getirilmesinde kullanılan kanıtlardır. Sosyal kanıt, kişinin kendisine ait güçlü ve itibar gören, özgün fikirler, düşünceler ve inançlarını da içerebilen kanıtlardır.
Akademik olarak, sosyal kanıt, ikna etmek için kullanılan bir yaklaşım olarak tanımlanır. Bu yaklaşım, bir konu hakkında güvenilir bilgiler sağlamak ve diğer insanların düşüncelerini ve algılarını etkilemek için kullanılır. Sosyal kanıt, çoğu durumda, kullanıcıların kararlarını etkilemek için bir aracın güvenilirliğini ve kullanımını doğrulamak için kullanılır.
Örnek olarak, bir ürünü satın alırken, diğer insanların bu ürünü kullanıp olumlu yorumlar yaptıklarını görmek, alıcıların ürünü satın alma kararlarını etkileyebilir. Bu durumda, bu olumlu yorumlar sosyal kanıt olarak kabul edilir.
Duyusal motor uyum: Duyusal motor uyum, insanların duyu organları, motor hareketleri ve davranışları arasındaki ilişkiyi ifade eder. Akademik tanımı, insanların fiziksel, duyusal ve motor becerilerini birbirine bağlama sürecini ifade eder. Bu süreç, insanların fiziksel çevreyle etkileşimde olmalarını ve öğrenmeyi sağlar.
Örnek olarak, bir çocuğun bebeklik dönemindeki duyusal motor uyumu, çocuğun göz, kulak, dokunma, koklama ve tat alma duyularını geliştirmesini sağlamak için bir dizi hareketler yapmasıdır. Bunlar, çocuğun hareketleri, tepkileri ve davranışlarının koordinasyonunu sağlamak için motor becerilerini geliştirmesine olanak tanır. Örneğin, bir bebek, emzirilme için anne sütüne ulaşmak için ellerini kullanmayı öğrenebilir ve sağlıklı bir beslenme sağlamaya devam edebilir.
Nörobiyoloji: Nörobiyoloji, nörolojik süreçlerin moleküler mekanizmalarını kavramak için kullanılan bir alandır. Nörobiyoloji, nöronlar için gerekli olan moleküler süreçleri, hücresel kimyasını ve hücre çevrelerine etki eden biyokimyasal mekanizmalarını incelemek için kullanılan bir bilim dalıdır. Nörobiyoloji, yaşayan canlılardaki nörolojik süreçlerin biyokimyasal temellerini anlamaya çalışır. Örneğin, nörobiyoloji, sinir sisteminin hücresel, genetik ve biyokimyasal işlevlerini anlamaya yardımcı olmak için kullanılır. Nörobiyoloji, aynı zamanda sinir sisteminin hastalık veya travma durumlarında nasıl değiştiğini anlamaya yardımcı olan kritik bilgileri sağlayabilir. Örnek olarak, nörobiyoloji, Parkinson hastalığındaki nöronların ölümünün moleküler mekanizmasını inceleyerek ilacın nöronları korumayı nasıl sağladığını anlamaya yardımcı olabilir.
İşitsel algı: İşitsel algı, insanların ses, sözcükler veya müzik vb. gibi işitsel çevreleri tarafından oluşturulan duyusal bilgileri algılama yeteneğidir. İşitsel algı, bunları anlamlandırmak için sürece dahil olan birçok algısal faktörün bir araya gelmesinden oluşur. İşitsel algı, algılanan duyusal bilgiyi anlamlandırmak için beyin tarafından kullanılan bir süreçtir.
Örnek: Bir kişinin bir arkadaşının sesi çok uzaktan geliyorsa, o kişinin bu sesi algılayabilmesi için işitsel algı yeteneği kullanması gerekecektir. Kişi, arkadaşının sesini anlamlandırmak için gereken bütün algısal özellikleri kullanarak sese dikkat etmesi gerekecektir.
Nöroanatomi: Nöroanatomi, sinir sistemi ile ilgili temel anatomik bilgileri kapsayan bir daldır. Nöroanatomi, insan vücudundaki sinir sisteminin anatomik oluşumunu ve fonksiyonel özelliklerini anlamaya ve öğrenmeye yardımcı olan bir bilim dalıdır. Nöroanatomi, beynin kısımlarının şeklini, biyokimyasal aktivitelerini ve insanlar arasında farklılık gösteren büyüklüklerini tanımlamak için kullanılan bir bilim dalıdır.
Örnek olarak, nöroanatomi, beyinin farklı bölümlerinin şeklini, büyüklüğünü ve işlevini incelemek ve anlamak için kullanılan bir bilim dalıdır. Örneğin, bir nöroanatom, beynin ön bölümüne (prefrontal korteks) odaklanarak, bu bölgenin davranışları, kararları ve algılamaları sürdürmek için nasıl çalıştığını anlamaya çalışır.
Beyin taraması: Beyin taraması, bir kişinin düşünce ve davranış kalıplarının bilimsel yöntemlerle taranmasıdır. Bu, kişinin beyinsel aktivitesini ölçmeyi, davranışlarının özünü anlamayı ve çözmeyi ve kendisini geliştirmeyi amaçlamak için yapılan bir yöntemdir. Akademik olarak, beyin taraması, insan beyninin çalışma şeklini ve davranışlarının arka planını ölçmeyi amaçlayan elektroensefalografi (EEG) ve diğer biyolojik göstergelerin kullanılarak yapılan bir çalışmadır.
Örnek olarak, beyin taraması, bir hastanın depresyonu hakkındaki düşüncelerini ve bunun kökenlerini anlamaya yardımcı olmak için EEG ile yapılan bir test olabilir. EEG ile alınan veriler, depresyonun nereden kaynaklandığını ve neye neden olduğunu anlamaya yardımcı olur.
Duyusal entegrasyon: 'Duyusal entegrasyon', duyusal sistemin yürütülen çalışmalarının, kontrolünün, algılanan duyu alıcılarının ve bunların arasındaki iletişimin özetlenmesi olarak tanımlanabilir. Bir kişinin çevresindeki duyu algılarını algılaması, üretmesi, organize etmesi, kullanması ve bunların arasında bir iletişim kurmasıyla, kendi duyusal dünyasını oluşturmasıyla gerçekleşir.
Örnek olarak, bir çocuğun, çevresindeki sesleri, dokuları ve kokuları duyması, bunları algılaması ve doğru şekilde üretmesi, organize etmesi ve bunlar arasındaki iletişim kurması gibi, duyusal entegrasyonu gösterebiliriz.
Zeka: Zeka, kapsamlı bir kavram olarak, insanların çevresindeki problemleri çözmesini sağlayan kognitif yetenek olarak tanımlanır. Zekâ, bir kişinin sözel, çözümleme, uyum ve problem çözme becerilerini ölçerek kavramsal ve pratik düşünce becerilerini de kapsar. Zeka, kişinin kavrama, öğrenme ve algılama gücünü de kapsayan bir süreçtir.
Örnek olarak, bir nöropazarlama pozisyonunda, bir çalışanın, bir müşterinin ihtiyaçlarını karşılayan bir ürün veya hizmeti sunmak için en uygun çözümü bulması gerekir. Bu durumda, çalışanın problemi çözmek için kullanabileceği zeka, müşterinin ihtiyaçlarını karşılayan en uygun çözümü bulmasını sağlar.
Duygusal salınım: 'Duygusal salınım', nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, müşterilerin duygusal tepkilerini anlamaya ve bunu önleyerek alışveriş deneyimlerini optimize etmeye çalışır. Akademik olarak, duygusal salınım, bir ürün veya markanın müşterilerinin duygusal tepkilerini ölçme ve anlama sürecidir.
Örnek olarak, bir E-Ticaret mağazasının, müşterilerinin ziyaret ettiği sayfaları, arama terimlerini ve alışveriş sepetlerini izleyerek müşterilerin alışveriş deneyimlerini nasıl etkilediklerini anlamaya çalışıyor olabilir. Mağaza, müşterinin alışveriş sürecinde ne hissettiğini, hangi ürünleri nasıl tercih ettiğini ve neden alışverişe devam etmediğini anlamaya çalışacaktır. Bu bilgileri kullanarak, müşterileri satın almaya teşvik etmek için özelleştirilmiş bir alışveriş deneyimi oluşturmak için gereken değişiklikleri yapabilir.
Karar verme süreci: Karar verme süreci, bir karar alınmadan önce, kararın etkilerini ve kararın sonuçlarını değerlendirmek ve planlamak için kullanılan bir süreçtir. Akademik olarak, karar verme süreci, karar alma sürecinin, karar alıcının kararının etkilerini ve sonuçlarını değerlendirirken kullandığı sistematik yaklaşımlardır.
Örnek olarak, bir internet şirketinin, yeni bir ürün lansmanı için karar verme süreci, ürünün piyasaya sürüleceği tarihi, ürünün özelliklerini, ürünün fiyatını, ürünün pazarlama ve satış stratejilerini, ürünün üretim sürecini ve ürünün satış sonrası desteği ile ilgili çeşitli konuları içerebilir. Şirket, bu süreçte, tüm bu konularda değerlendirmeler yaparak, en iyi seçenekleri belirleyebilir ve en uygun kararı alabilir.
Yarım beyin çalışması: Yarım beyin çalışması, nöropazarlama alanında özellikle etkin olarak kullanılan bir kavramdır. Bu terim, iki türlü beyin çalışması arasındaki farkı belirtmek için kullanılır. Beyinlerin biri duygusal, diğeri ise mantıksal olarak çalışmasını ifade eder.
Akademik olarak, yarım beyin çalışması, karar verme aşamasında duygusal ve mantıksal yaklaşımların bir araya getirilmesi olarak tanımlanabilir. Karar alırken, duygusal yan etkili olmalıdır ve mantıksal yan da göz önünde bulundurulmalıdır.
Örnek olarak, bir nöropazarlama çalışmasında, ürünleri alışverişe teşvik etmek için bir reklam taslağı oluşturulabilir. Burada, duygusal olarak, ürünü nasıl göstereceğinizi ve müşterileri nasıl etkileyeceğinizi düşüneceksiniz. Aynı zamanda mantıksal olarak, vurgulamak istediğiniz mesajı, ürüne nasıl satış yapabileceğinizi ve müşteri satın alma davranışını nasıl etkileyebileceğinizi düşünmeniz gerekecektir.
Rekabetçi çevre: Rekabetçi çevre, bir işletme veya ürünün karşılaştığı diğer rakipleri ile oluşturduğu pazarlama çevresidir. Rekabetçi çevre, bir işletmenin başarısını etkileyen faktörleri dikkate almasını gerektirir. Akademik tanım olarak, rekabetçi çevre, bir pazara giren tüm arz ve talepleri, ürünleri, fiyatları, pazarlama stratejilerini ve diğer faktörleri kapsayan, önemli ölçüde belirsizlik içeren bir çevreyi tanımlamaktadır.
Örnek olarak, bir şirketin rekabetçi çevresi, diğer şirketlerin ürettiği benzer ürünleri, satış tekniklerini, fiyatlarını ve ürün özelliklerini kapsar. Şirket, kendi ürününün diğerlerine göre nasıl üstün olduğunu ve ne gibi avantajlar sağladığını bilmek zorundadır, böylece müşterilerine en iyi ürünü sunabilir.
Nöro-değişim: Nöro-deģişim, insanların davranışlarını ve düşüncelerini etkileyen insanların kendi duyguları, inançları ve düşünceleri arasındaki etkilesimin etkin ve etkin bir şekilde yönetilmesidir. Akademik tanım olarak, nöro-deģişim, insanların psikolojik olarak kontrol edilebilir ve davranışlarının etkilemesi için uygun ortam ve koşulların yaratılmasıdır.
Örnek olarak, bir satış ortağının müşterileriyle etkilesime geçerken, müşterinin kendine olan güvenini arttırmaya ve onu satın almaya ikna etmeye çalışması nöro-deģişimin bir örneğidir. Satış ortağı, müşterinin duygularını ve düşüncelerini anlayarak, onun için değerli olduğunu hissettirerek ve onunla etkileşime geçerek, müşteriyi satın almaya ikna etmeyi amaçlar.
Seçeneklerin etkisi: 'Seçeneklerin etkisi', insanların davranışlarının çevresel seçenekler tarafından nasıl etkilendiğini anlamak için kullanılan bir kavramdır. Akademik tanım olarak, seçeneklerin etkisi, insanların yaşadıkları ortamların ve onların karşısına çıkan seçeneklerinin, kişilerin karar verme süreçlerini nasıl etkilediğini ölçmek için kullanılan bir kavramdır. Örnek olarak, bir mağazaya girdiğinizde, farklı renklerde, farklı modellerde ve fiyat aralıklarında birçok ürünün bulunduğunu varsayalım. Karar vermek için hangi ürünü seçeceğinize karar vermeden önce, bu seçeneklerin etkili olduğunu düşünebilirsiniz.
Dikkat dağılımı: Dikkat dağılımı, bir kişinin ya da bir topluluğun, aynı anda birden fazla etkinlik, fikir ya da aktivite üzerinde yoğunlaşmasını ifade eder. Akademik olarak, dikkat dağılımı, çalışma belleğine, konsantrasyona ve öğrenmeye faydası olan konsantrasyonu arttırmayı içeren bir psikolojik kavram olarak tanımlanır.
Örnek olarak dikkat dağılımının önemini göstermek için, bir öğrencinin bir matematik problem çözmesi durumunu kullanabiliriz. Bir öğrenci, matematik problemi çözmeye odaklandığı sürece, problemi anlamak ve çözmek için konsantre olur ve etkili bir şekilde çalışır. Ancak, öğrenci problem çözmeye odaklanırken, aynı anda birden fazla fikre girebilir ve dikkat dağılımına neden olabilir. Öğrenci, problemi çözmeye odaklandığı sürece, problemi daha etkili bir şekilde çözmeye ve konsantre olmaya devam edebilir.
Nöropsikoloji: Nöropsikoloji, bilişsel fonksiyonların nörolojik nedenleri aracılığıyla incelenmesini içeren bir bilim dalıdır. Kısaca, nöropsikoloji, kişilerin davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini inceleyen ve bunların beyin fonksiyonlarıyla nasıl ilişkili olduğunu anlamaya çalışan bir alandır. Akademik tanım olarak; Nöropsikoloji, beyin fonksiyonunun insan davranışını ve zihinsel durumunu nasıl etkilediğini inceleyen bir bilim dalıdır.
Örnek olarak, nöropsikoloji, beyin fonksiyonlarının hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde nasıl yardımcı olabileceğini anlamaya çalışır. Örneğin, nöropsikologlar Parkinson hastalığını anlamak ve hastaların düşünce ve hareketlerinin farklı bölümleri arasındaki iletişimin nasıl etkilendiğini keşfetmeye çalışırlar.
Algılanan kontrol: Algılanan kontrol, kişinin kendisine ait bir olayın sonucunu etkileyebilmek için gereken düzeyde yetenek, kaynak ve kontrol sağlayabildiğini düşünmesidir. Akademik olarak, algılanan kontrol, bir kişinin kendi durumu hakkında oluşturduğu inanç ve tutumlarının öznel olarak belirlenmesidir.
Örnek olarak, bir öğrencinin başarısına etki edebilecek bir dersin başarılı olması için gereken çaba ve çalışma ortamına sahip olup olmadığını düşünmesine algılanan kontrol denilebilir. Öğrenci, çalışmasına arzu ettiği oranda odaklanabileceğini düşünerek başarısının tamamen kendi elinde olduğunu algılayacaktır.
Duygusal kutuplaşma: 'Duygusal kutuplaşma' terimi nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılır. Bu terim, iletişimin duygusal olarak doğrudan olmasını ifade eder. Akademik olarak, duygusal kutuplaşma, karşı tarafa karşılıklı olarak hissiyatın ve duyguların paylaşılmasını ifade eder.
Örnek olarak, iki arkadaş arasındaki iletişim, duygusal kutuplaşmayı örnek gösterebilir. Bir arkadaş, diğer arkadaşının duygularını anlamaya ve kendisinin de duygularını paylaşmaya çalışır. Bu durumda, arkadaşlar arasında duygusal kutuplaşma gerçekleşmiş olur.
Bilgi işlem: Bilgi İşlem, bilgisayar ve diğer teknoloji araçlarını kullanarak verileri toplama, depolama, işleme ve çıktı oluşturmayı ifade eder. Bilgisayar donanımı ve yazılımı kullanarak veriyi algılama, çözme ve kullanılabilir bilgilere çevrilmesini sağlayan bir süreçtir. Akademik tanım olarak, bilgi işlem, bilgisayar kullanılarak verileri toplama, işleme ve sonuçları üretme sürecidir.
Örnek olarak, bir sağlık kurumunda, hastaların kayıtlarını tutmak için bilgi işlem kullanılıyor olabilir. Hastaların adı, sosyal güvenlik numarası, geçmiş tıbbi geçmişleri ve diğer bilgiler, bilgisayara girildikten sonra depolanır ve işlenir. Bunun sonucunda, daha sonra istenilen çıktıyı üretmek mümkün olur.
Rekabetçi öğrenme: Rekabetçi öğrenme, bir rekabetçi ortamda öğrencinin gelişimini destekleyen bir öğrenme yöntemidir. Öğrenciler, diğer öğrencilerle karşılaştırma yaparak ve diğerlerinin başarısının üzerinde uygulama yaparak kendilerini geliştirirler. Akademik tanım olarak, rekabetçi öğrenme, öğrencinin öğrenme sürecinin içinde diğer öğrencilerle karşılaştırılmasının ve diğerlerinin başarısının üzerinde çalışmasının öğrenmeyi destekleyici bir etkisi olduğu teorisine dayanmaktadır.
Örnek olarak, bir sınıfta öğrenciler arasında bir rekabetçi ortam oluşturmak için, öğretmen bir hikaye anlatır ve diğer öğrencilerin yaptıkları çözümleri karşılaştırarak öğrencilerin kendi çözümlerini geliştirmelerini sağlar. Böylece öğrenciler kendi başarılarını ve diğer öğrencilerin başarılarını karşılaştırarak kendilerini geliştirme fırsatı yakalayacaklardır.
Zihin etkileşimi: Zihin etkileşimi, beynin aktivitesini ve davranışları denetleyen psiko-fizyolojik süreçleri inceleyen bir yaklaşımdır. Zihin etkileşimi, insanlar arasındaki etkileşimlerin ve etkileşim mekanizmalarının incelenmesini kapsar. Akademik tanım olarak, zihin etkileşimi, insanlar arasındaki davranışların ve zihinsel olayların anlaşılmasını, özellikle de iletişimin ve etkileşimin güçlüğünün çözümünü amaçlayan bir alandır.
Örnek olarak, çalışanların, müşterilerin veya tüketicilerin satın alma davranışlarını anlamak için, nöropazarlama kullanılarak, onların psikolojik durumlarını belirlemek ve etkileşimlerinde farklı taktikler kullanmak mümkündür. Bu taktikler, özellikle de mesajların ve içeriğin çok daha etkili hale getirilmesinde kullanılabilir.
Duygusal yükseliş: Duygusal yükseliş, nöropazarlama sürecinde kullanılan bir terimdir. Terim, hedef kitle üzerinde duygusal tepkiler uyandırmak için kullanılan bir tür duygusal manipülasyon olarak tanımlanır. Akademik olarak, duygusal yükseliş, hedef kitle üzerinde duygusal olarak etkili olan, özellikle de olumlu bir tepki yaratan, tasarım veya mesajların içeriğini ifade eder. Örnek olarak, bir ürünün satışını arttırmak için reklamcılar tarafından kullanılan dostane bir söylem, duygusal yükseliş kullanılarak gerçekleştirilebilir. Reklam mesajları, hedef kitle üzerinde olumlu, dostane duygular oluşturmak için tasarlanır.
Nöro-etik: Nöro-etik, nöropazarlama alanında kullanılan, etik ve nörobilimsel ilkeleri ve kuralların bir karışımı olan bir terimdir. Bu terim, kullanıcılara etik bir şekilde reklam ve pazarlama mesajlarının nasıl gönderileceğini ve pazarlama kampanyalarının nasıl kurgulanacağını anlatır.
Akademik olarak, nöro-etik, nöronörobilim ve etik ilkelerinin etkileşimini açıklayan bir teori olarak tanımlanır. Bu kavram, insanların zihinlerindeki bilişsel durumları ve duygularının pazarlama stratejilerinde nasıl kullanılacağını kapsar. Nöro-etik, nöropazarlama kampanyalarının etik ve yasal kurallara uygun olarak uygulanması gerektiğini vurgular.
Örnek olarak, nöro-etik, şirketlerin kullanıcılara etik bir şekilde reklam ve pazarlama mesajları göndermek için kullandıkları araçları kullanmayı öngörebilir. Şirketler, reklam ve pazarlama stratejilerinin kullanıcıların haklarını ve kişisel verilerini korumak için etik olduğundan emin olmalıdır.
Duygusal güç: Duygusal güç, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde insanların duygularını ve ihtiyaçlarını kullanarak, onları hedeflerini gerçekleştirmek için yönlendirmesidir. Akademik olarak, duygusal güç, insanların duygularının etkisi altında kalarak veya duygularını kullanarak hedeflerine ulaşmasını sağlayan bir stratejidir.
Örnek olarak, bir marka bir ürünün çevre dostu olmasını vurgulayarak, müşterilerin duygusal olarak bağlanmalarını ve ürünü satın almalarını sağlamak için duygusal güç kullanabilir.
Sezgisel düşünme: 'Sezgisel düşünme' terimi, günümüz nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Sezgisel düşünme, metinsel veya sayısal malzemeyle doğrudan ilgili olmayan, çoğunlukla öznel, yaratıcı ve özgürce şekillendirilen düşünme tarzıdır. Akademik olarak, sezgisel düşünme, çoğu durumda doğrudan deneyim, bilgi veya öğrenme gerektirmesine rağmen, çoğu durumda müşterinin duyguları, beklentileri ve öngörüleri gibi farklı müşteri verilerinin kullanımıyla çeşitli çözümler üretmeyi amaçlayan bir yaklaşımdır.
Örnek olarak, bir nöropazarlama stratejisi oluşturmak istediğinizi varsayalım. Sezgisel düşünmeyi kullanarak, müşterilerinizin duygularını, beklentilerini ve öngörülerini göz önünde bulundurarak, hedef kitlenize doğru çekici bir strateji geliştirebilirsiniz. Bu, müşterilerinizin duygusal olarak bağlı hissetmelerini ve markanızın sözünü tutmasını sağlayabilecek bir strateji oluşturmanızı mümkün kılacaktır.
Duygusal hafıza: Duygusal hafıza, insanların anılarını duygusal olarak eşleştirdikleri ve güçlü bir şekilde anımsadıkları bir terimdir. Bu kavram, insanların anılarını duygusal olarak eşleştirerek hafızalarının derinliklerine kaydetmelerini ve bunları gelecekteki olaylar ve etkileşimler karşısında kullanmalarını sağlar. Akademik tanım olarak, duygusal hafıza, insanların hafızalarında duygusal olarak eşleştirilmiş anıları saklamasını sağlayan ve onları etkileşimsel konulara, olaylara ve deneyimlere bağlamanın bir yoludur.
Örnek olarak, bir kişinin daha önce yaşadığı bir olumsuz deneyim, gelecekteki benzer durumlar hakkındaki duygularını etkileyebilir. Örneğin, bir kişi daha önceden bir arkadaşı tarafından aldatıldığını yaşadıysa, gelecekteki ilişkilerinde bu deneyimden ders çıkarmak ve daha fazla dikkatli olmak için duygusal olarak hafızasına kaydettiği bilgiyi kullanabilir.
Nöro-estetik: Nöro-estetik, nörolojik bilimlerin estetik alanına uygulanmasını içeren bir yaklaşımdır. Estetik, görsel algının, duyguların ve zihnin arasındaki ilişkiyi inceleyen bir alandır. Nöro-estetik, sanatın ve müziğin nörolojik temellere dayanarak nasıl algılandığını ve yaşandığını inceleyen bir konudur.
Örnek olarak, nöro-estetik bir müzik parçasındaki melodik ve ritmik öğelerin beyin tarafından nasıl algılandığını inceleyebilir. Beyin, müzik parçasının tüm öğelerini algılar ve bunların bir bütün olarak nasıl bir müzik parçası oluşturduğunu anlamaya çalışır. Nöro-estetik, bu algılama sürecini inceleyerek, beyin ve müzik arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmaya çalışır.
Yenilikçilik: Yenilikçilik, özellikle iş ya da teknoloji alanında, inovatif ve yaratıcı çözümler geliştirmek için açık bir yaklaşımla üretim ve tüketim süreçlerini sorgulamaya çalışan bir süreçtir. Yenilikçilik, kurumsal çalışmaların değerini artırmak, çözümleri daha hızlı ve etkili bir şekilde üretmek ve yaklaşımınızı değiştirmek amacıyla tasarlanmıştır. Akademik tanım olarak, yenilikçilik, yeni bakış açılarının keşfedilmesi ve aranan açılımların kullanılmasını sağlayan bir süreç olarak tanımlanabilir.
Örnek olarak, bir şirketin ürün tasarımı departmanı, sürekli olarak yeni ve inovatif çözümler geliştirmek için çalışır. Yeni materyaller, kullanıcı arayüzleri ve tasarımlar üretilerek mevcut ürünlerin daha iyileri haline getirilmesi amaçlanır. Departmana yenilikçilik yaklaşımıyla yaklaşılarak, mevcut ürünlerin daha etkili ve kullanışlı hale getirilmesi sağlanır.
Zamanlama: 'Zamanlama', nöropazarlama alanında, bir girişimin bir ürünün ya da hizmetinin ne zaman tanıtımının yapılacağı konusunda, önemli bir karar verme sürecidir. Zamanlama, bir pazarlamacının belirli bir ürün veya hizmeti, belirli bir hedef kitle üzerindeki etkisini artırmak amacıyla, en uygun zamanda sunmaya çalışmasıdır. Akademik tanım olarak, nöropazarlama alanında, bir ürünün ya da hizmetin tanıtımının ne zamana konulması gerektiği konusunda, tercihlerin ne zaman yapılacağının belirlenmesi olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir şirketin gelecekteki bir ürününün tanıtımı için zamanlama araştırması yapabilir. Şirket, bu ürünün pazarlamasının ne zaman en etkili olacağını anlamak için hedef kitle üzerinde araştırmalar yaparak, ürünün ne zamana kadar en etkili olacağını belirleyebilir.
Nöro-müzikoloji: Nöro-müzikoloji, nöroloji ve müzik psikolojisinin kesiştiği alana odaklanan bir bilim dalıdır. Nörolojinin temelini oluşturan sinir sistemi ve müzik psikolojisinin müziğin içeriği, kalıpları ve kullanımı üzerine odaklanan kavramları bir araya getirerek, insanların müzik dinleme deneyimleri ve bu deneyimlerinin beyin üzerindeki etkilerinin çalışılmasını sağlar.
Akademik tanımı ise şöyledir: Nöro-müzikoloji, insanların müziğe olan duygusal, davranışsal ve nörofizyolojik cevapları üzerine odaklanan bir bilim dalıdır. Nöro-müzikoloji, müzik psikolojisi alanında beyin fonksiyonlarının çalışılmasını ve müziğin etkileri üzerindeki etkilerinin anlaşılmasını sağlar.
Örnek olarak; Nöro-müzikoloji, insanların müziğin çeşitli öğelerine (ritim, melodi, armoni vb.) karşı duygusal, davranışsal ve nörofizyolojik tepkilerinin ve bu tepkilerin beyindeki etkilerinin çalışılmasını sağlar. Örneğin, nöro-müzikolojik araştırmalar, insanların müzik dinleme deneyimlerinin beyin kimyası üzerindeki etkilerini incelemek için kullanılan EEG (elektroensefalografi) verileri kullanarak, müziğin duygusal ve davranışsal cevabının nörofizyolojik temellerini anlamaya yardımcı olabilir.
Duyusal uyaranlar: Duyusal uyaranlar, duyu organları aracılığıyla algılanan ve beyinde işlenen kimyasal, mekanik veya ışık sinyalleridir. Duyusal uyaranlar, beyin tarafından çoğunlukla kendiliğinden oluşturulan yorumları harekete geçiren çekicilik, tat, koku, dokunma, işitme ve görme aracılığıyla algılanan dış uyaranlardır. Akademik olarak, duyusal uyaranlar, çevreden gelen enerjiyi, çoğunlukla kimyasal ve mekanik sinyaller olarak, duyu organları tarafından algılanıp beyinde işlenir.
Örnek olarak, bir restoranda yemek yerken, duyusal uyaranlar çevreden gelen kokular, görüntüler, sesler ve dokunma aracılığıyla algılanır. Bunlar, beyinde tatma, görme, işitme ve dokunma algılarına dönüşür ve en sonunda yemeğin tadının alınmasına yardımcı olur.
Duygusal bağlılık: Duygusal bağlılık, markalar ve tüketiciler arasındaki sürekli ilişkilerin kurulmasında ve geliştirilmesinde kritik bir rol oynar. Nöropazarlama alanında duygusal bağlılık, markalar ve tüketiciler arasındaki ilişkinin duygusal düzeyde derinleşmesini sağlayan bir stratejidir. Duygusal bağlılık, marka ile tüketici arasındaki ilişkiyi ve tüketicinin markayla olan bağını arttırmak için çeşitli araçlar kullanır. Akademik olarak, duygusal bağlılık, tüketicilerin marka ile olan ilişkilerinin gücünü anlatmak için kullanılan bir terimdir.
Örnek olarak, bir marka tarafından ürünlerini satın alan tüketicinin, markaya duyduğu sevgi ve bağlılık, duygusal bağlılık olarak nitelendirilebilir. Tüketicinin marka ile olan duygusal bağını koruması ve markaya güvenmesi, duygusal bağlılık arttırmak için gerekli özelliklerdir.
Algısal ayarlama: Algısal ayarlama, psikolojik açıdan bir kişinin etkilenme düzeyini, ona uyumlu olarak değiştirebilmesi sürecini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Algısal ayarlama, kişinin karşılaştığı durumlara ve ortamlarına karşı nasıl tepki göstereceğini belirleyen kalıcı bir özellik olarak düşünülür. Akademik tanım olarak, algısal ayarlama, kişinin karşılaştığı duruma karşı manevi tepkisi ile çevresine uyum sapmasıdır.
Örnek olarak, bir kişi, çalışma arkadaşları tarafından sık sık eleştirilmektedir. Bu durumda, kişi, algısal ayarlama stratejilerini kullanarak, çalışma arkadaşlarının eleştirilerine karşı daha iyi bir şekilde tepki vermeye çalışmalıdır. Bu, kişinin kendi yöntemlerini geliştirerek, çalışma arkadaşlarının eleştirdiği konularını anlamaya çalışmasını ve eleştirilere karşı daha olumlu tepki vermesini içerebilir.
Sosyal etki: Sosyal etki, kişinin yaptığı aktivitelerin ya da söylediği şeylerin topluluk üyelerinin davranışlarını etkilemesidir. Sosyal etki, bir topluluğun üyelerinin, karar vermede veya davranışlarında birbirlerini etkileyen bir süreçtir. Akademik tanım olarak, sosyal etki; insanların ya da toplulukların birbirlerine ya da çevrelerine karşı olan etkileşimlerinin ve aralarındaki ilişkilerinin, iletişim çabalarının ve algılarının sonuçlarıdır.
Örnek olarak, bir çalışma grubunda grup üyelerinin pozitif davranışları, diğer üyeleri de pozitif bir şekilde etkileyebilir ve alınan sonuçları etkileyebilir. Bu, çalışma grubunda sosyal etkiyi gösterir.
Duygusal tepkiler: Duygusal tepkiler, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, insanların duygusal yanıtlarının üzerindeki etkileri ifade etmek için kullanılır. Akademik tanım olarak, duygusal tepkiler, insanların, duygularının, algılarının ve davranışlarının etkisinde olan anında yanıtlarıdır.
örnek olarak, bir reklam gördüğünüzde, ne hissettiğinizi düşünün. reklamın içeriğine, görseli ve ses tonuna dayanarak, ne hissettiğinizi anlayın. bu, duygusal tepkinizdir.
Rekabetçi özdeşleşme: Rekabetçi özdeşleşme, marka ile müşteri arasındaki ilişkiyi nasıl şekillendirdiği konusunda işletme ve pazarlama stratejilerinin odak noktasını oluşturur. Bu terim, müşterilerin, markanın değerlerini özdeşleştirerek, markayı diğer markalardan ayırt etmesini sağlamak için çabalayan organizasyonların kullanabilecekleri bir strateji olarak tanımlanır. Akademik tanım olarak, rekabetçi özdeşleşme, markalar arasındaki rekabeti arttırmak için müşterilerin, markaların değerlerini, ürünlerini, servislerini, imajlarını ve deneyimlerini özdeşleştirmesini sağlayan bir pazarlama stratejisidir.
Bir örnekle açıklamak gerekirse, bir kahve zinciri, rakiplerinden daha iyi bir müşteri deneyimi sunmak için, müşterilerinin mağazalarının konforunu artırmak, etkili hizmet sunmak ve zarif çevreler oluşturmak için çabalayabilir. Bu, müşterileri kahve zincirinin değerlerini özdeşleştirmelerini ve daha fazla para harcayarak kahve zincirlerine bağlı kalmalarını sağlayacaktır.
Marka sadakati: Marka sadakati, müşterilerin veya tüketicilerin marka ürünleriyle sürekli olarak ilgilenmesini, satın almasını veya markayı önermesini ifade eder. Akademik olarak, marka sadakati, bir müşterinin markaya olan bağlılığının, satın alma davranışının, kullanım sıklığının ve marka önerilerinin üst düzeyde olmasıdır. Örnek olarak, bir arkadaşınız size markanın ürünlerini önerdiğinde veya sizin satın alma davranışınız her zaman markanın ürünlerini içeriyorsa, marka sadakatiniz yüksek demektir.
Duygusal şaşkınlık: Duygusal şaşkınlık, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, insanların ürün veya hizmetler hakkında duydukları, beklenmedik, ani ve yoğun bir duygusal tepki ile açıklanan hissetme durumu olarak tanımlanır.
Duygusal şaşkınlık akademik olarak, duyguların yaşanması, anlamlandırılması ve anımsanmasının, bir ürün veya hizmet hakkındaki deneyimleri etkileyen bir mekanizma olarak tanımlanmaktadır.
Örnek olarak, bir araba satın alma deneyiminde, müşteri arabanın fiyatını öğrendiğinde, beklenmedik bir şekilde duygusal şaşkınlık yaşayabilir. Müşteri, ürünün fiyatının daha düşük olmasını beklerken, arabanın daha yüksek bir fiyata sahip olması nedeniyle şaşkınlık yaşayacaktır.
Duygusal alışkanlık: Duygusal alışkanlık, insanların tekrarlanan davranışlarının, özellikle duygusal tepkilerinin öğrenmesi, güçlenmesi ve hafızaya işlenmesi sürecini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Akademik olarak, duygusal alışkanlık, bir duygu durumu veya davranışın tekrar ettirilmesi sonucunda oluşan bir tepki olarak tanımlanabilir. Örneğin, eğer kişi her zaman olabildiğince tepkisel davranışlar gösteriyorsa, bu davranışların zamanla hafızaya işlenmesi ve tekrarlanması duygusal alışkanlık olarak tanımlanabilir.
Duygusal deneyim: Duygusal deneyim, bir marka, ürün veya hizmetle iletişim kuran kişinin anımsadığı, duyduğu ve hissettiği şekilde ifade edilen bir kavramdır. Nöropazarlama açısından, işletmelerin, müşterilerinin duygusal bağlarının oluşturulmasına odaklanmak için kullanılan bir yaklaşımdır. Akademik olarak, duygusal deneyim bir marka veya ürünün duygusal anlamda bir anı oluşturmasıdır. Bu anın, markaya veya ürüne pozitif bir yaklaşım ve benimseme ile sonuçlanmasını sağlamasını amaçlar.
Örnek olarak, Apple'ın müşterilerinin duygusal deneyimlerini arttırmak için kullandığını gösterebiliriz. Apple'ın yeni ürünlerini ilk üreten müşterilere sunduğu özel deneyim, duygu ve heyecan, müşterilerinin duygusal bağ kurmasını sağlayacaktır. Bu durum, markaya pozitif bir yaklaşım ve benimseme ile sonuçlanacaktır.
İkna etme: 'İkna etme', karşı tarafa oluşturulan fikirler, düşünceler, argümanlar ve çıkarımlar aracılığıyla karşı tarafın düşünce veya tutumlarını değiştirmek için kullanılan bir terimdir. Akademik tanımı, karşı tarafa doğru düşünceler ve argümanlar sunarak, onu konu hakkında düşüncelerini ya da tutumunu değiştirmeye ikna etme anlamına gelmektedir.
Örnek olarak, bir satış sunumunda bir müşterinin ürünün faydalarını algılamasını sağlamak için, müşterinin ürünün ne kadar kullanışlı olduğu, onun için ne kadar kolay kullanılabileceği gibi argümanlar sunabilirsiniz. Böylece, müşteriyi ürün hakkında daha olumlu düşünmeye ve ürünü satın almaya ikna edebilirsiniz.
Duyusal takas: Duyusal takas, bir organizasyonun pazarlamacılarının, potansiyel müşterileri ile doğrudan etkileşimde bulunarak onların duygularını etkileme ve satın alma kararlarının etkilenmesi anlamına gelir. Akademik tanım olarak, duyusal takas, pazarlama uygulamalarının kullanılmasıyla, müşterileri ve satıcıların etkileşiminde, müşterilerin satın alma kararını etkileyen duygularının öznel olarak değerlendirilmesi olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir şirketin kullanıcılarının ürünlerini kullanırken, ürünün duyusal özelliklerini öne çıkarmasını düşünebiliriz. Şirket kullanıcıların ürünlerinin kullanımından alacakları duygularını öne çıkarmak için duyusal takas kullanarak, ürünlerinin kullanımının kullanıcılarının duygularını pozitif etkileyebileceğini vurgulayabilir.
Duygusal inceleme: Duygusal inceleme, bir kişinin duygusal durumu ile ilgili olarak ölçümlemeler, gözlemler ve değerlendirmeler yapan bir yaklaşımdır. Akademik olarak, bu yaklaşım, insanların duygularının kimliklerini anlamak için kullanılan bir psikolojik analiz yöntemidir.
örnek: bir nöropazarlama araştırmacısı, müşterilerin ürünler hakkındaki algılarını anlamak için duygusal inceleme yöntemini kullanabilir. örneğin, müşterilere ürünü görsel olarak göstermek ve ardından müşterinin duygu ve düşüncelerini konuşmak, hissetmek ve ifade etmek için onlara soru sormak gibi bir yaklaşım kullanılabilir. böylece, müşterilerin ürün hakkındaki duygusal algılarının ne olduğunu keşfetmek ve bunu nöropazarlama stratejileri için kullanmak mümkün olacaktır.
Bellek geri çağırma: Bellek geri çağırma, nöropazarlama alanında kullanılan bir terimdir. Bu terim, bir kişinin bir bilgi veya deneyimin nasıl hatırladığını incelemek için kullanılan bir teknik olarak tanımlanır. Akademik olarak, bellek geri çağırma, bir kişinin hatırladığı bilgiyi veya deneyimleri çağırmasının ve bunların nasıl hatırlandığının incelenmesidir.
Örnek olarak, bir kişi bir çocuğun annesinin adını hatırlamaya çalışıyorsa, bu kişinin ne tip bir bellek geri çağırma tekniği kullanabileceğini incelemek için bir nöropazarlama çalışması gerçekleştirilebilir. Bu çalışmada, kişinin hangi tür bilgileri hatırlamaya çalıştığını, hangi teknikleri kullandığını, hatırlaması için ne kadar zaman harcadığını ve nasıl hatırladığını gözlemlemek mümkün olacaktır.
Duyusal öğrenme: Duyusal öğrenme, kişinin çevresindeki duyusal bilgileri toplayıp kullanarak, davranış ve hafıza biçimlerinin değiştirilmesine olanak sağlayan bir öğrenme biçimidir. Duyusal öğrenme, bir çok farklı duyusal algıların kullanımıyla, genel olarak sosyal ve davranışsal öğrenmeye katkıda bulunan bir öğrenme biçimidir. Akademik olarak, duyusal öğrenme, bir duyusal algının çoğul kaynaklı, karmaşık ve çoklu bilgi toplayan süreçleri aracılığıyla, davranışsal ve hafızal öğrenmeye yol açan bir öğrenme biçimidir.
Örnek olarak, bir öğrenci, bir konu hakkında çalışırken, çevresindeki sesleri ve görüntüleri dikkatli bir şekilde algılayarak, konunun anahtar kavramlarını ve ilgili bilgileri öğrenmeyi başarabilir. Bu, duyusal öğrenme sürecidir ve öğrencinin, konuya ilişkin davranışlarını ve hafızasını değiştirerek öğrenmesine yardımcı olur.
Duygusal dışavurum: Duygusal dışavurum, bir kişinin duygularını, düşüncelerini ve eylemlerini dışarıdan gösteren bir süreçtir. Akademik tanım olarak, duygusal dışavurum, insanların duygularını, düşüncelerini ve eylemlerini kontrol etmeyi deneyimleyerek, çevrelerindeki insanlarla veya onlardan etkilenenlerle etkileşim kurma şeklidir.
örnek olarak, bir müşteri ile nöropazarlama pozisyonunda çalışan bir kişinin, müşterinin duygularını anlamak için duygusal dışavurum kullanmasını düşünelim. bu kişi, müşterinin sözlerini, tepkilerini ve beden dili üzerine dikkat etmek için çaba gösterir. müşterinin duygularını anlamak ve ona özel bir çözüm üretmek için duygusal dışavurum kullanır.
Duygusal zeka: Duygusal Zeka, kişinin kendi ve çevresindeki diğer kişilerin duygularını anlama ve yönetme yeteneğidir. Akademik tanımda, duygusal zeka, insanlar arası ilişkileri anlamak, etkileyici biçimlerde iletişim kurmak ve karşılıklı olarak işbirliği yapmak için gerekli olan sosyal becerileri kapsar.
Örnek olarak, bir müşteriyle iletişim kurarken, müşterinin duygularını anlamak ve onların ne istediğini anlamak önemlidir. Duygusal zeka, müşterinin taleplerini yerine getirmek için gerekli olan becerileri sağlamak için kullanılır. Müşteriyi dinlerken, onların konuşmalarından duygularını ve isteklerini anlamaya odaklanır ve müşterinin taleplerini karşılamak için doğru yaklaşımı kullanır.
Nöro-pazarlama: Nöropazarlama, hedef kitlelerin psikolojileri, davranışları ve tercihleri üzerindeki etkileri anlamak için kullanılan bir pazarlama stratejisidir. Bu stratejinin amacı, müşteri deneyimini güçlendirmek ve ürün ve hizmetlerin kalitesini arttırmak için, hedef kitleleri etkilemeye yönelik bir dizi teknikten oluşur. Bir örnek olarak, nöropazarlama, bir markanın ürününün çekiciliğini artırmak için renkleri, satış mekanizmalarını ve diğer özellikleri gibi unsurların nasıl etkilediğini anlamaya çalışabilir. Nöropazarlama, psikolojik, fizyolojik ve davranışsal etkileri ölçmeye yönelik bilimsel teknikler kullanır ve kullanıcı deneyimlerini geliştirmek için kullanılabilir.
Duygusal tetikleyiciler: Duygusal tetikleyiciler, bir kişinin duygusal tepkilerini harekete geçiren güçlü ve etkili çağrılara verdiği tepkilerdir. Bu duygular, insanların davranışlarını, kararlarını ve alışverişlerini etkileyebilecek şeylerdir. Bireylerin duygusal tepkilerini anlamak ve öngörmek için pazarlama stratejileri oluşturmak için duygusal tetikleyiciler kullanılabilir.
Akademik olarak, duygusal tetikleyiciler, bir ürünün ya da hizmetin satın alma arzusunu artırmak için kullanılan, psikolojik araçlardır. Bunlar, bir markanın kurumsal kimliğini, duygu durumunu veya kişisel tercihleri çağrıştırmak için kullanılan, kişinin duygusal tepkilerini uyandıran özelliklerdir.
Örnek: Bir marka, bir ürününün fiyatının, onun için özel bir anıya duygusal bir bağlantı kurmasını sağlamak için indirmeyi teklif etmeyi düşünebilir. Bu, duygusal bir tetikleyici olarak kullanılabilir ve ürünün satın alınmasını arttırabilir.
Duygusal beyin: Duygusal beyin, insan beyninin duygularının algılandığı, saklandığı ve işlendiği bölgesidir. Duygusal beyin, beynin limbik sistemi olarak da bilinen bölümünün çekirdeğini oluşturur. Bu sistem, beyindeki güdülenmiş tepkilerin, duyguların ve davranışların kontrol edilmesini sağlar. Örnek olarak, bir kişinin bir arkadaşının başarısını kutlaması gibi bir durumda, duygusal beyin, arkadaşının başarısını algılamak ve duygularının ne kadar güçlü olduğunu tespit etmek için çalışır.
Karar verme heuristikleri: Karar verme heuristikleri, bir karar verme sürecinde kullanılan yöntemler ve teknikler olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım karar vermek için herhangi bir bilimsel metodun kullanımını gerektirmez; çoğunlukla basit düşünme stratejileri ve deneyim temelli yaklaşımlar kullanılır. Akademik olarak, karar verme heuristikleri, insanların davranışlarını anlamak için insanların karar verme süreçleri üzerinde çalışan ve ortaya çıkan davranışsal psikolojinin bir parçası olarak tanımlanmaktadır.
Örnek olarak, bir karar verme sürecinde kullanılan bir karar verme heuristiği olan “tecrübeye dayalı karar verme”, insanların karar verme süreçlerini hızlandırmak için kullanılan bir yöntemdir. Bu tür bir karar verme yaklaşımında, eski kararların özetlenmesi ve bu eski kararların diğer kararların alınmasında örnek olarak kullanılması temel alınır. Örneğin, bir şirketin ilgili pazara girmesini kararlaştırmak için, şirketin önceki benzer pazarlara girişlerini ve bunların sonuçlarını inceleyerek, tecrübeye dayalı bir karar verme yöntemi kullanabilir.
Duygusal bağlantı: Duygusal bağlantı, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde, iletişim stratejileri üzerine yoğunlaşır. Duygusal bağlantı, müşterilerin ya da hedef kitlenin bir marka ile duygusal bir bağ kurmalarını sağlamak için kullanılan bir stratejidir. Akademik tanımı, duygusal bağlantının; etkileşimli, kurumsal iletişim araçları aracılığıyla marka ile müşteriler arasında kurulan, duygusal bir bağa verilen isimdir.
Örnek olarak, bir marka, müşterilerine duygusal olarak bağlanmak için, kendi ürün veya hizmetlerinin kullanımının müşterilerin hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatan olayları kullanabilir. Bu, müşterilerin markaya duygusal olarak bağlanmasını sağlayabilir.
Duygusal çekim: Duygusal Çekim, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Akademik tanım olarak, duygusal çekim, bir ürün veya hizmetin satın alınmasının sebebinin duygusal tepkilerden kaynaklanan bir arzunun aşırı derecede artması olarak tanımlanır. Bu arzu, potansiyel müşteriye ürünün veya hizmetin özelliklerini, faydalarını ve deneyimlerini daha önce karşılaşmadıkları şekilde deneyimleme arzusunu doğurur. Örnek olarak, bir ürün veya hizmete duyulan arzu, potansiyel müşterinin, ürün veya hizmetin sağlayacağı avantajların ve potansiyel hayatlarındaki farklılıkların farkına varmasıyla artacaktır.
Nöro-iletişim: Nöro-iletişim, bir kişinin kendi duygularını, düşüncelerini ve eylemlerini başkalarına iletmek için kullandığı kompleks kavramlara dayanan bir yaklaşım olarak tanımlanır. Nöro-iletişim, göndericiyle alıcı arasında nörolojik ve biyolojik süreçler üzerinden bir iletişimin oluşmasını sağlar. Bu süreç, mesajın algılanması, anlaşılması ve etkili bir şekilde iletilmesini kapsar. Örnek olarak, bir gönderici bir mesajını göz teması, vücut dili ve ses tonu gibi farklı kanallar aracılığıyla alıcıya iletir. Alıcı, bu mesajı algılayarak anlamaya ve sonra da anladığı şekilde tepki vermeye çalışır.
Nöro-bilgisayar arayüzü: Nöro-bilgisayar arayüzü, insan beyniyle bilgisayar arasındaki haberleşmeyi sağlayan bir teknolojidir. Bir nöro-bilgisayar arayüzü, beyinden bilgisayara sinyalleri ve bilgisayardan beyne sinyalleri aktaran elektronik bir sistemdir. Akademik tanım olarak, nöro-bilgisayar arayüzü, insan beyni ve bilgisayar arasında haberleşmeyi sağlayan bir tür teknolojidir. Örnek olarak, EEG cihazları, insan beyninin elektriksel aktivitesini algılayan sensörlerdir. EEG cihazı, beynin elektriksel aktivitesini algıladıktan sonra, bu sinyalleri bir bilgisayara iletmek için bir arayüz kullanır. EEG cihazı, bu bilgisayar arayüzü sayesinde, insan beyninin sinyallerini algılayıp işleyebilir.
Duygusal sömürü: Duygusal sömürü, kişinin çok fazla duygusal enerji harcayarak diğer kişiyi harekete geçirmek için kullanılan bir taktik olarak tanımlanır. Bu taktik, insanların duygusal tepkileri ile kontrol edilmesi ve sömürülmesi için kullanılabilir. Akademik tanım olarak, duygusal sömürü, bir kişinin diğer kişiyi etkileme ve harekete geçirme yöntemi olarak kullanılan, duygusal tepkileri özendirmek veya manipüle etmek amacıyla uygulanan bir stratejidir.
Örnek olarak, bir satıcının, bir müşterinin tüm arzularını karşılamak için çok fazla zaman harcayarak, onu ürünü satın almaya ikna etmeye çalışması gibi, bir duygusal sömürü taktiği kullanılabilir
Duygusal motivasyon: Duygusal motivasyon, kişinin amacına ulaşmak için gösterdiği çabaların, duygusal olarak beslenmesini ifade eder. Bu terim, bir kişinin, duygusal olarak hareket etmek için gerekli olan dürtüleri, amacına ulaşmak için gerekli olan ilhamı ve enerjiyi sağlamak için kullanmasını tanımlar. Akademik olarak, duygusal motivasyon, bir kişinin amacına ulaşmak için işe başlamasının ve bunu sürdürmesinin duygusal bir arka planının varlığını varsaymaktadır.
örnek olarak, bir öğrencinin başarılı olmak için gösterdiği çaba, duygusal motivasyonunun bir örneğidir. öğrencinin, kendisini başarıya ulaşmak için destekleyen duygusal bir arka planı vardır. örneğin, öğrenci, başarısının kendisine ve aileninin onuruna olacağını hissediyor olabilir. bu, onu daha fazla çalışmaya ve başarıya ulaşmaya itecektir.
Duygusal değişim: Duygusal değişim, duygularınızın ve düşüncelerinizin diğerleri tarafından nasıl algılandığını etkilemeyi amaçlayan bir grup tekniklerin tümüdür. Akademik olarak, duygusal değişim, etkili iletişim becerileri kazanmak için kullanılan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, insanlarla iletişim kurarken, özellikle duygularınızı daha etkili bir şekilde ifade etmek ve algılayan şahısların duygularını özgüvenli bir şekilde yönlendirmek için teknikler kullanılır. Örnek olarak, bir çalışanın, müdürüne istediği zamana kadar tatil talebi olabilir. Çalışanın, müdürünün duygularını yönlendirmek için duygusal değişim tekniklerinden yararlanması gerekir. Örneğin, çalışanın müdürünün desteğini kazanmak için ona konuşurken, müdürünün duygularını anlaması, onu rahatlatacak ve destekleyici cümleler kurması gibi teknikler kullanması beklenebilir.
Nöro-tasarım: Nöro-tasarım, insanların davranışlarını ve tercihlerini etkileme stratejilerinden oluşan, pazarlama ve satış tekniklerinin bir kümesidir. Akademik tanımı, nöropazarlama, duygular, düşünceler ve davranışlarını etkileyen, hedef kitleye farklı pazarlama mesajları ve tasarımları sunma tekniklerini içeren bir pazarlama stratejisidir.
Örnek: Bir şirket, nöro-tasarım kullanarak, hedef kitlelerine ürünleri satmak için farklı tasarımlar kullanabilir. Örneğin, renkleri ve tasarımını değiştirerek, ürünün daha çekici ve cazip görünmesini sağlayabilirler. Aynı zamanda, ürünlerin kullanımını veya satın alınma sürecini kolaylaştırmak için tasarımlarını kullanarak, müşteriye daha iyi bir deneyim sağlayabilirler.
Nöro-ürün tasarımı: Nöro-ürün tasarımı, ürünleri ve hizmetleri mümkün olan en etkili şekilde tasarlayabilmek için nörolojik verilerin kullanılmasını içeren bir disiplindir. Nöro-ürün tasarımı, kullanıcıların duygularını, düşüncelerini, ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak için nörolojik verileri kullanır. Akademik tanım olarak, nöro-ürün tasarımı, nörolojik verilerin kullanımını kullanarak, ürünlerin ve hizmetlerin müşterilerin ihtiyaçlarını anlayarak etkili şekilde tasarlanması olarak tanımlanır. Örnek olarak, bir mobil uygulamanın tasarımı ile ilgili olarak, nörolojik veriler kullanılarak, kullanıcıların duygusal tepkilerini, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını anlamak için kullanılabilir.
Duygusal pazarlama: Duygusal pazarlama, tüketicinin satın alma süreçlerinde duygusal tepkilerinin önemli bir rol oynadığının farkında olan bir yaklaşımdır. Duygusal pazarlama, tüketicilerin satın alma kararlarının arka planında yatan duygusal nedenleri kullanarak, onları markalara bağlamak için pazarlama stratejileri geliştirmeyi amaçlar. Akademik olarak, duygusal pazarlama, tüketicilerin satın alma süreçlerinde duygusal tepkilerinin etkili bir şekilde kullanılması olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir marka, ürünlerini satın alan tüketiciye özel hediye paketleri sunarak yakın ilişkiler kurmaya çalışabilir. Bu tür yaklaşımlar, tüketicilerin tüm duygusal ve rasyonel nedenleri göz önünde bulundurarak, markayla bağ kurmalarını sağlayacak duygusal bir bağ oluşturmayı amaçlamaktadır.
Nöro-Ergonomi: Nöro-ergonomi, insan-makine etkileşiminin nasıl anlaşılabileceği ve nasıl optimize edilebileceği konularını kapsayan bir kavramdır. Akademik tanım olarak, nöro-ergonomi, insanın biyolojik sistemleri ile fiziksel ve çevresel arka planı arasındaki etkileşimleri anlamaya odaklanan ve insanların çalışma ortamlarını ve işlerini optimize etmeyi amaçlayan bir bilimdir.
Örnek olarak, nöro-ergonomi, çalışanların işlerini yaparken daha verimli, daha az yorulmuş ve daha az strese maruz olacakları bir ortam oluşturmak için tasarlanmış çalışma masaları ve kaynakları gibi makinelerin veya donanımların ergonomi kurallarına göre tasarlanmasını içerir. Bu, çalışanların daha konforlu bir çalışma ortamında daha verimli çalışmalarını sağlayacaktır.
Duygusal çelişki: Duygusal çelişki, kişinin birden fazla duygusal duyguya sahip olması durumudur. Kişi hem olumlu hem de olumsuz duygulara sahip olabilir. Akademik tanım olarak duygusal çelişki, davranışlarının ve duygularının diğerlerine uyumsuz olması durumudur. Örnek olarak, bir kişinin hem çok mutlu hem de üzgün olması durumu düşünülebilir. Kişi çok mutlu olabilir çünkü arkadaşlarıyla birlikte olacağına sevinirken, aynı zamanda üzülebilir çünkü arkadaşlarının onu arkalarına bırakacağını düşünebilir.
Duygusal enerji: Duygusal enerji; işlerinde Başarılı Olmak isteyen kişilerin, çalışma arkadaşlarına veya müşterilere duygusal olarak bağlanmalarını sağlayan bir tür etkileme stratejisinin kullanıldığı bir tür pazarlama tekniğidir. Akademik olarak, duygusal enerji “bir pazarlama stratejisi olarak, çeşitli duygusal bir iletişim kullanarak, işletmelerin müşteri ve çalışanlarını etkilemeye çalışmasıdır” olarak tanımlanmaktadır.
Örnek olarak, bir pazarlama firmasının bir müşterinin alışveriş deneyimini geliştirmek için bir işletme çalışanının duygusal enerji kullanmasını düşünebiliriz. Örneğin, çalışanlar müşterinin çıkışında onların alışveriş deneyiminden memnun olduklarını söylemek için onlarla duygusal olarak bağlanabilirler. Bu, müşterilerin işletmeye daha fazla sadık olmalarını ve işletmeye daha fazla para harcamalarını sağlayabilir.
Duygusal hedefleme: Duygusal hedefleme, bir müşterinin ihtiyaçlarına ve ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanmak için kullanılan bir reklam stratejisidir. Bu strateji, müşterilerin duygusal bağlarının reklam mesajlarına karşı kurulmasını sağlamak için tasarlanmıştır. Akademik tanım olarak, duygusal hedefleme, bir müşteriyi doğrudan etkilemek üzere, müşterinin duygularına, değerlerine ve kimliğine hitap etmeyi amaçlayan bir reklam stratejisidir.
Bir örnekle açıklamak gerekirse, bir otomobil markasının, markanın sahip olmak isteyebilecekleri arabalarının güvenlik özelliklerini vurgulayan bir reklam kampanyası duygusal hedefleme stratejisi olarak kullanılabilir. Reklam mesajı, müşterilerin ailelerini güvenli bir arabayla seyahat ederken rahat etmesini sağlamayı amaçladığını vurgulayacak şekilde tasarlanmış olabilir.
Duygusal değer: Duygusal değer, insanların bir ürün ya da hizmete karşı olan tepkilerini ölçmek için kullanılan bir nöropazarlama terimidir. Bu, kişilerin ruhsal olarak oluşturdukları ve ürünleri satın alma kararlarını etkileyen değerlerdir.
Akademik olarak, duygusal değer, pazarlamacıların çeşitli ürünleri satın almak isteyen müşterilerinin duygusal tepkilerini inceleyerek, müşterilere ürünlerinin neden satın alınması gerektiğini anlamaya çalıştıkları kavramıdır.
Örnek olarak, bir otomobil markasının pazarlama ekibi, müşterilerin otomobille ilişkili algılarını ölçmek için duygusal değerler kullanabilir. Müşterilerin otomobili satın alma kararını etkileyebilecek duygusal özellikler, güvenlik, konfor ve estetik olabilir.
Duygusal yönetime: Duygusal yönetim, işletmelerde kişisel bağlantılar aracılığıyla duygusal tepkileri etkileyen ve yöneten bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım, çalışanların motivasyonunu, çalışanlar arası ilişkileri ve kurum içi performansı arttırmak için kullanılır. Akademik tanımda, duygusal yönetim, çalışanlarınızın kişisel bağlantılarını kullanarak, motivasyonunu, işe bağlılığını, çalışma verimliliğini, çalışanlar arasındaki ilişkileri ve çalışanlar için uygun ortamı arttırmak amacıyla yönetim yöntemlerini kullanmayı ifade eder.
Örnek olarak, bir yönetici çalışanlarının kişisel bağlantılarını kullanmak için zaman ayırıp özel olarak onlarla ilgilenir ve kurum içinde çalışanlar arasındaki ilişkileri artırmak için iletişimi geliştirme fırsatları sunabilir. Bu, çalışanların işlerine odaklanmalarını ve çalışma verimliliğini artırmalarını sağlayacaktır.
Nöro-endüstriyel tasarım: Nöro-endüstriyel tasarım, insan zihnini ve davranışlarını önemli ölçüde etkileyen stratejileri ve araçları kullanarak, ürünleri ve hizmetleri satışa sunmak için tasarlanan bir tasarım stratejisidir. Bu yaklaşım, insanların bilişsel, duygusal ve sosyal değerleri öne çıkarmak ve doğru ürünleri takdir edebilecekleri düşüncesini benimser.
Örnek olarak, bir perakende mağazasının, ürünleri satın alma davranışlarını etkilemek ve kullanıcılarının ürünleri alma olasılıklarını arttırmak için kullanabileceği bir nöro-endüstriyel tasarım stratejisi, kullanıcıların ürünleri tarayıp incelemesine izin vermek olabilir. Mağazanın kullanıcılarının ürünleri taramalarının, ürünlerin özellikleri ve fiyatları hakkında bilgi edinmelerini ve ürünleri satın alma olasılıklarını artırmayı sağlamasını beklenir.
Nöro-ürün testi: Nöro-ürün testi, satış sonrası müşteri deneyimini ölçmek ve iyileştirmek için kullanılan bir araçtır. Nöro-ürün testi, bir ürünün üzerindeki nörolojik etkileri ve kullanıcılar tarafından algılanan değerleri değerlendirmeyi amaçlar. Akademik olarak, nöro-ürün testi, bir ürünün nöro-tamamlama ve nöro-performans ölçümleri aracılığıyla müşterilerin ürününü kullanmasının nörolojik etkisini ölçmeyi amaçlayan bir tekniktir.
Örnek olarak, bir web sitesinin kullanıcı deneyimini ölçmek için bir nöro-ürün testini kullanabilirsiniz. Bir kullanıcı, web sitesini kullanırken EEG cihazındaki beyin dalgalarını ölçmek için takılı olur. Kullanıcının beyin dalgaları, web sitesi üzerinde nasıl hareket ettiğini, ne kadar zaman harcadığını ve web sitesinin kullanımı sırasında ne tür nörolojik sinyaller gönderdiğini ölçer. Sonuçlar, web sitesinin müşteri deneyimini nasıl iyileştirebileceğine dair önemli göstergeler oluşturur.
Nöro-karar verme: Nöro-karar verme, çoğu zaman karar verme ve çözümleme süreçlerinin hızlandırılması veya optimize edilmesi için yapay sinir ağlarının kullanılması olarak tanımlanır. Akademik olarak, nöro-karar verme, “karar verme ve çözümleme süreçlerinde yapay sinir ağlarının kullanılması” olarak tanımlanır. Örnek olarak, bir üretim hatasının kökenini belirlemek için çok sayıda verinin analiz edilmesi gerekebilir. Nöro-karar verme, bu verileri analiz etmek için yapay sinir ağlarının kullanılmasını sağlayarak, süreci hızlandırmak ve optimize etmek için kullanılabilir.
Nöro-matematik: Nöro-matematik, nöral ağlar, öğrenme ortamları ve Yapay Zeka konularını kapsayan bir kavramdır. Akademik tanımı, nöro-matematik konusunda uygulanan matematiksel yaklaşımların ve algoritmaların, nöral ağların işleyişini incelemek için kullanıldığını ifade eder. Örnek olarak, nöro-matematik kullanılarak, basit bir nöral ağ oluşturulabilir. Bu nöral ağ, verilen girdiye göre çıktıyı öğrenmeyi sağlayacak şekilde ayarlanabilir.
Nöro-ürün geliştirme: Nöro-ürün geliştirme, nöropazarlama disiplininin kullanıcı deneyimi ve ürün tasarımına dayalı olarak ürünlerinin ticari başarısını arttırmayı amaçlayan bir yaklaşımıdır. Akademik olarak, Nöro-ürün geliştirme, nörobilim, psikoloji, ekonomi, ürün tasarımı ve reklamcılık gibi alanların kullanımıyla ürün ve hizmetlerinin tüketici davranışlarının anlaşılmasına ve ürün ve hizmetlerinin tasarımına odaklanan bir yaklaşım olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir şirketin ürünlerini daha etkili bir şekilde tanıtmak için, nöro-ürün geliştirme teknikleri kullanılabilir. Şirket, ürününün etkileyici ve tüketicinin ihtiyaçlarını karşılayan bir tasarım geliştirmek için, tüketicilerin davranışlarının nöropazarlama teknikleriyle anlaşılmasını sağlayacak araştırmalar yapabilir. Ayrıca, ürünün reklamını yapmak için, nöropazarlama teknikleri kullanılarak tüketicilerin beklentilerini göz önünde bulundurarak, ürünlerinin tüketicilere nasıl sunulacağına dair kararlar alınabilir.
Nöro-bilgi işlem: Nöro-bilgi işlem, nöronlar aracılığıyla bilgiyi algılayan, dönüştüren ve işleyen bir bilgisayar sistemidir. Nöro-bilgi işlemde, nöronlar aracılığıyla algılanan bilgiler, düzenlenen sinyal yoluyla işlenir ve çıktı alınır. Akademik tanım olarak, Nöro-bilgi işlem, birçok nöronlu yapay sinir ağının kullanımıyla, teorik veya gerçek zamanlı olarak, veri veya sinyallerin girişten çıktıya dönüşümünü gerçekleştiren, öğrenme kabiliyeti olan bir aracı temsil eder.
Örnek olarak, nöro-bilgi işlem, görüntüleri algılamak için kullanılabilir. Bir görüntü algılayıcı, çeşitli renklerden oluşan bir görüntüyü algılayabilir ve bunu nöronlara gönderebilir. Nöronlar, bu girişleri algılayarak, algılanan görüntünün ne olduğunu ve ne anlama geldiğini çıkartabilir.
Nörolojik denetim: Nörolojik denetim, nöropazarlama için önemli bir terimdir. Bu terim, insan beyninin güçlü ve zayıf taraflarını anlamak ve kullanmak amacıyla kullanılan bir stratejidir. Nöropazarlama, insanların karar verme ve alışveriş süreçlerinin anlaşılmasına ve pazarlama stratejilerinin etkinliğinin artırılmasına yardımcı olmak için kullanılan bir araçtır.
Nörolojik denetim, kitleleri etkilemeye yönelik güçlü ve zayıf nöronların tanınmasından, farkındalık oluşturmaya ve bilgiyi kullanmaya kadar uzanan farklı aşamaları içerir. Örneğin, güçlü nöronların zayıf nöronları çalıştırmak ve kitlelerin davranışlarını etkilemek için kullanılabilmesi, nörolojik denetime dayanmaktadır. Nörolojik denetim, kitlelerin daha hızlı karar vermesini ve alışverişlerinde daha etkili olmasını sağlamak için kullanılan bir stratejidir.
Duygusal teknoloji: Duygusal teknoloji, kişisel duygularının ve deneyimlerinin teknolojik araçlar yardımıyla tespit edilmesine ve değerlendirilmesine dayanan bir yaklaşım olarak tanımlanır. Bu yaklaşım, kullanıcıların duygularını ve deneyimlerini kullanarak daha kişiselleştirilmiş ürünler, hizmetler ve deneyimler sunmayı amaçlar. Örnek olarak, bir online alışveriş sitesi, kullanıcıların duygularını ve deneyimlerini kullanarak tercih ettikleri ürünleri önermeye yönelik duygusal teknolojiyi kullanabilir. Bu teknoloji, kullanıcıların ilgili ürünleri alma olasılıklarını ve bu ürünleri satın alma arzusunu artırmak için kullanılabilir.
Duygusal bağlılık oluşturma: Duygusal bağlılık oluşturma, nöropazarlama pozisyonunda, mesleğinde, departmanında, sektöründe ve işinde kullanılan bir terimdir. Akademik tanım olarak, duygusal bağlılık oluşturma, müşteri deneyimleri aracılığıyla müşterilerin marka ve ürünler arasında kalıcı bağlar kurmasına yardımcı olmak için geliştirilen bir ticari stratejidir.
Örnek olarak, bir çikolata üreticisi olarak, müşterilerin markaya ve ürünlerine duygusal olarak bağlanmasını sağlamak için, ürünlerinin tatlarının yanı sıra, müşterilere kampanyalar, promosyonlar ve özel teklifler göndermek gibi etkileşimleri tasarlayabilirsiniz. İçerikleri özelleştirerek ve her müşterinin birincil ihtiyaçlarını anlayarak müşterilerin markaya ve ürünlerine kalıcı bağlar kurmalarını sağlayabilirsiniz.
Duygusal marka iletişimi: Duygusal marka iletişimi, bir markanın tüketicileriyle olan etkileşiminde kullanılan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, markaların tüketicileriyle olan ilişkilerinde kullanıldığında, markanın algılanmasını ve tüketicilerin markaya karşı tutumunu olumlu yönde etkileyebilir. Tanım olarak, duygusal marka iletişimi, markanın tüketiciye hissettirmesi gereken duygusal bağın ve markanın neden seçilmesinin nedenlerinin anlatımıdır.
Örnek olarak, bir markanın tüketicilere onun ürünlerinin kalitesine olan güveni hissettirmesidir. Marka, müşterilerinin ürünleri kullanırken kendilerini güvende hissetmesinin nedenlerini anlatmak için açık ve güvenilir iletişim kanallarını kullanabilir. Bu, müşterilerinin markaya duydukları güveni arttırmak ve markaya karşı pozitif duygularını geliştirmek için kullanılan bir duygusal iletişim yaklaşımıdır.
Duygusal web tasarımı: Duygusal web tasarımı, bir kullanıcının web sitesine olan bağlılığını artırmak için kullanılan bir tasarım tekniğidir. Bunun amacı, kullanıcıların web sitesindeki deneyimlerini pozitif duygulara çevirmek, ilgisini artırmak ve kullanıcının kalmasını sağlamaktır. Akademik tanım olarak, duygusal web tasarımı, web sitesinin tasarımını ve kullanıcı arayüzünün tasarımını etkileyen duygusal, sosyal, kültürel ve kültürel kimliklerin kullanılması olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir web sitesi, kullanıcılarına pozitif bir deneyim yaşatmak için aydınlık, canlı renkleri kullanarak, hayat dolu bir arayüz tasarlamak için kullanabileceği duygusal web tasarımı tekniğini kullanabilir. Aynı zamanda, arayüzünün sosyal paylaşım düğmeleri ile entegre olması veya Sosyal Medya hesaplarıyla bağlantılı olması da duygusal web tasarımının bir parçası olabilir.
Duygusal çekim oluşturma: Duygusal Çekim Oluşturma, nöropazarlama alanında, çeşitli duygusal tepkiler oluşturmak ve etkilemek için kullanılan bir kavramdır. Duygusal çekim, müşteri deneyimlerinden ortaya çıkan pozitif duygulara odaklanır ve tüketicileri için uygun hislerin sürekli değişen pazarlama ortamında yaratılmasını hedefler. Duygusal çekim, markaların ve ürünlerin satın alma tercihinde etkili olmasını sağlamak için marka ve müşteri arasındaki bağı güçlendirmeyi amaçlar.
Örnek olarak, bir ürünün tanıtımına yönelik bir reklam kampanyasının, ürünün müşteriler arasında hissedilen duygularını geliştirmek ve artırmak için tasarlanmış olması düşünülebilir. Örneğin, bir teknoloji şirketinin, ürünlerinin müşteriler arasında edinilen pozitif duygularını güçlendirmek için geliştirdiği bir reklam kampanyası, duygusal çekim oluşturma stratejisini kullanmış olur.
Nöro-felsefe: Nöro-felsefe, insan düşüncesi ve davranışının kökenlerini ve mekanizmalarını araştıran, nörolojik bilgilerin düşünmeye ait paradigmalarla birleştirilmesiyle ortaya çıkan bir akademik disiplinin adıdır. Nöro-felsefe, nöroloji, felsefe ve psikoloji arasındaki çoklu disiplinler arası alanlara dahil edilir.
Nöro-felsefenin amacı, insanda meydana gelen düşünme ve davranışın nörolojik mekanizmalarının anlaşılmasıdır. Nöro-felsefede, düşünce ve davranışların nörolojik alt yapısının nasıl çalıştığının anlaşılması hedeflenmektedir. Örnek olarak, duyguların beyindeki mekanizmalar ve işleyişleri nöro-felsefe alanında incelenmektedir.
Nörolojik fonksiyonlar: Nöropazarlama pozisyonunda, nörolojik fonksiyonlar, beyin ve sinir sisteminin özellikleri ile ilgili keşifsel ve kavramsal çalışmalardır. Bu keşifsel çalışmalar, beyin ve sinir sisteminin işlevlerini açıklamak ve anlamak için kullanılan kavramları, özellikleri ve mekanizmaları belirlemek için kullanılır. Akademik tanım olarak, nörolojik fonksiyonlar, beyin ve sinir sisteminin süreçleri, işlevleri ve yanıtlarını yöneten kompleks mekanizmaların bir araya gelmesidir.
Örnek olarak, nörolojik fonksiyonlar, beyin ve sinir sisteminin uyarılmasına cevap vermek için gereken süreçleri, işlevleri ve mekanizmaları içerir. Örneğin, beyin, bir ses uyarısına cevap vermek için, duyu algılama, gözlemleme ve yanıt verme süreçlerini yürütür. Bu süreçler, nörolojik fonksiyonların çeşitli mekanizmalarının bir araya gelmesi ile gerçekleşir.
Nöro-kognitif: Nöro-kognitif, nöral ağların ve beyin fonksiyonlarının kullanılmasıyla, insanlarda görülen düşünme ve öğrenme süreçlerinin anlaşılması ve kullanılmasına odaklanan bir yaklaşımı ifade eder. Nöro-kognitif, insanların öğrenme ve düşünme süreçlerini anlamak için yararlanılabilecek çeşitli biyolojik, psikolojik ve sosyal yaklaşımların bir araya getirilmesini içerir.
Örnek olarak, nöro-kognitif, insanların bellek hafızasının nasıl çalıştığını ve uzun süreli öğrenmeyi nasıl elde ettiğini anlamak için kullanılabilir. Örneğin, insanların kısa süreli hafızalarının nasıl çalıştığı ve uzun süreli öğrenmeyi nasıl elde ettiği gibi bir konu, nöro-kognitif yaklaşımının kullanılmasıyla daha iyi anlaşılabilir.
Nöro-bağlantılar: Nöro-bağlantılar, nöropazarlama stratejilerinde, müşterilerin duygusal ve akıllıca tepkilerine dayanarak, onların süreçlerini etkilemeyi amaçlayan özel bağlantıları ifade etmektedir. Akademik tanım olarak, nöro-bağlantılar, tüketicilerin satın alma ve tüketici davranışlarını etkileyen özel bağlantıları tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Örnek olarak, nöro-bağlantılar, bir markanın müşterilerine, markayla ilgili özel duygular, anılar ve düşünceler oluşturmak için kullanılan reklam ve pazarlama kampanyaları gibi stratejileri kullanmasını sağlayabilir. Markanın müşterileriyle oluşturulan bu nöro-bağlantılar, müşterilerin markaya olan bağlılığını arttırmak ve markanın ürün ve hizmetleri hakkında olumlu düşünceler oluşturmak için kullanılabilir.
Duygusal beyin işlevleri: 'Duygusal Beyin İşlevleri', insanların fiziksel veya psikolojik duygularını özellikle kontrol etmek için kullandıkları beyin işlevleridir. Bu işlev, özellikle duygu durumlarının oluşmasını, sürdürülmesini ve yönetilmesini sağlar.
Akademik olarak, duygusal beyin işlevleri, insan duygularının ve davranışlarının oluşmasını, sürdürülmesini ve kontrol edilmesini sağlayan beyin fonksiyonlarının genel adıdır. Duygusal beyin işlevleri, beyin ve sinir sisteminin çeşitli bölümlerinde yer alan sinirsel etkinlikleri yönetmek için insanların kendi duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını kontrol etmeyi sağlar.
Örneğin, bir insanın sinir sistemi, öfke duygularının oluşmasını ve kontrol edilmesini sağlar. Öfke, çoğu zaman öfkeli düşüncelerin ve davranışların oluşmasına neden olur. Sinir sistemi, öfkeli düşüncelerin ve davranışların kontrol edilmesini sağlayan duygusal beyin işlevlerini kullanır. Bu işlevler, insanların öfke duygularını yönetmeye ve kontrol etmeye yardımcı olur.
Duygusal marka etkisi: Duygusal marka etkisi, müşterilerin marka ve ürünlerle ilişkili olarak hissettikleri duygusal bağlardır. Bu, markayla bireylerin arasındaki hisseli, sürekli ve karşılıklı olarak oluşan ilişkiyi tanımlar. Akademik olarak, duygusal marka etkisi, markanın potansiyel müşterileri arasındaki etkileşim ve ilişkilerinin kapsamını tanımlamak için kullanılan bir kavramdır.
Örnek olarak, Apple müşterileri arasında güçlü bir duygusal marka etkisi olduğunu görebilirsiniz. Apple'ın tüm müşterilerinin arasında, Apple'ın yeni ürünleri hakkında ne kadar heyecanlı olduklarına ve bu ürünleri nasıl seveceklerine dair güçlü bir sevgi ve bağlılık doğrudan ortaya çıkıyor.
Duygusal müşteri deneyimi: Duygusal Müşteri Deneyimi, müşterinin satın alma, kullanma veya satın alma sürecinde hissedebileceği duygusal tepkileri ölçme ve yönetmeyi içeren bir stratejidir. Bu strateji, müşterinin satın alma, kullanma veya satın alma sürecinde oluşabilecek duygusal tepkileri ölçmeyi amaçlamaktadır. Bu duygusal tepkiler, müşterinin satın alma, kullanma veya satın alma sürecindeki kararını etkileyebilir.
Örnek olarak, bir online alışveriş sitesinde alışveriş yapan bir müşteri, satın alma sürecinin her aşamasında farklı duygusal tepkiler verebilir. Birincisi, ürününün dış görünüşünün müşteriyi etkilemesi, ikincisi, ürünün kalitesinin müşteriyi etkilemesi ve üçüncüsü, müşterinin ürünü satın alma kararını etkileyebilecek olan fiyatın müşteriyi etkilemesi gibi. Müşterinin alışveriş sürecindeki bu duygusal tepkilerini ölçmek, müşteri deneyimini iyileştirmek için kritik bir adımdır.
Duygusal reklam: Duygusal reklam, müşterilerin duygularını aracı olarak kullanarak, ilgi ve düşüncelerini etkilemek amacıyla kullanılan bir pazarlama tekniğidir. Akademik tanım olarak, duygusal reklam, pazarlama aracı olarak duyguların güçlendirilmesini kullanarak, hedef kitlelerin düşüncelerini ve satın alma davranışlarını etkilemek için tasarlanmış reklamlardır.
Örnek olarak, ilaç şirketlerinin astım için reklamlarını gösterebiliriz. Bu reklamlar, astımlı çocukların ve ailelerinin başa çıkma sürecini veya astımlı çocukların özgürce ve normal bir hayat sürdüğünü göstermek için duygusal taktikler kullanır. Bu tür reklamlar, insanların duygularını kullanarak, ilgiyi ve düşünceleri etkilemeye çalışır.
Nöro-fizyoloji: Nöro-fizyoloji, bir bilim dalıdır ve sinir sistemi ile ilgili fizyolojik ve biyolojik özellikleri inceleyen çalışmaları kapsar. Nöro-fizyoloji, sinir sisteminin biyolojik işlemlerini, nörolojik sisteminin fizyolojik olaylarını ve nöronların aracılık ettiği iletişimleri anlamak için kullanılır. Akademik tanım olarak, nöro-fizyoloji, sinir sistemlerinin anatomik, fizyolojik ve biyokimyasal özelliklerini inceleyen bilimsel alandır.
rnek olarak, nöro-fizyoloji, bir kişinin kas hareketlerini kontrol etmek için sinir sisteminde meydana gelen biyolojik işlemleri inceleyebilir. Örneğin, bir kişinin elini kaldırması sırasında, sinir sistemi tarafından gönderilen sinyallerin kasları nasıl etkilediğini anlamak için nöro-fizyoloji kullanılabilir.
Nörolojik ağlar: Nörolojik ağlar, insan beyninin özelliklerini taklit eden, yapay olarak oluşturulmuş, çok katmanlı ağlar veya matematiksel modeller olarak tanımlanır. Nörolojik ağlar, insan beyninin özelliklerini kullanarak, çok karmaşık görevleri çözmeyi mümkün kılan öğrenme ve çıkarım yöntemleri sağlar. Örnek olarak, nörolojik ağlar kullanılarak, çok sayıda girdi verilerini analiz etmek ve çıkarımlar yapmak mümkündür. Nörolojik ağlar, özellikle tahmin ve karar verme alanlarında, çoklu girdi ve çıktı modelleri oluşturmak için kullanılırlar. Örnek olarak, fotoğraf veya video girdileri alınarak, bir nesnenin resmi tahmin edilebilir.
Nöro-biliş: Nöro-biliş, nöropazarlama alanında kullanılan bir terimdir. Nöro-biliş, insan davranışının nörolojik temelleri üzerinde çalışan ve anlamaya çalışan bir yaklaşım olarak tanımlanır. Nöro-biliş, insanların ürünü ya da hizmeti ne kadar sıkı bir şekilde kullanıp kullanmadıklarını, bu ürünü ya da hizmeti hangi yöntemlerle nasıl etkilediklerini ve bunların arkasındaki nörolojik temelleri belirlemek için kullanılır. Örnek olarak; bir şirketin bir ürününü satın almak isteyen bir müşterinin, ürünün kullanımının kolay olması veya ürünün kullanımının güvenli olması gibi konulara değinmek nöro-bilişin kullanılmasını gerektirir.
Nöro-teknoloji: Nöro-teknoloji, insan beyni ve sinir sistemiyle ilişkili teknolojileri ifade eder. Akademik olarak, nöro-teknoloji, insan beyninin ve sinir sisteminin çalışmasını anlamak ve kontrol etmek için geliştirilen teknolojileri kapsar. Bu teknolojiler arasında elektriksel, mekanik, biyokimyasal, optik ve dijital teknolojiler yer alır. Örnek olarak, bir nöro-teknoloji uygulaması, insan beyninin ya da sinir sisteminin çalışmasının anlaşılması ve kontrol edilmesi için kullanılan bir kablolu sistem olabilir. Bu sistem, beyin ve sinir sistemindeki sinyalleri ölçmek ve analiz etmek için kullanılan elektronik bir düzeneğe bağlanır.
Duygusal tepkilerin ölçülmesi: 'Duygusal tepkilerin ölçülmesi', duygusal tepkileri ölçmeyi amaçlayan bir yaklaşım olarak tanımlanır. Bu yaklaşım, çoğu zaman verilen cevapların veya tepkilerin, duygusal tepkilerinin belirli bir ölçüde ölçülerek değerlendirilmesini içerir. Akademik tanımı, duygusal tepkilerin ölçülmesi, kişinin duygusal durumunu anlamak ve kişisel veya toplumsal davranışlarını etkileyen duygusal olayların etkilerini değerlendirmek için kullanılan bir psikometrik yaklaşım olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir araştırmada, katılımcıların gösterdikleri duygusal tepkileri ölçmek için anketler kullanılabilir. Anketler, katılımcıların belirli bir durumda hissettikleri duyguları ölçmek için kullanılan çoklu seçenekli sorular içerebilir. Örneğin, katılımcıya Bu durumda ne hissediyorsunuz? (A) Mutlu; (B) Kızgın; (C) Çok üzgün; (D) Korkmuş; (E) Endişeli; ya da (F) Hiçbiri diye sorulabilir. Katılımcıların cevapları, duygusal tepkilerinin ölçülmesine yardımcı olur.
Duygusal ürün tasarımı: Duygusal ürün tasarımı, bir nöropazarlama pozisyonunda, meslek, departman ve sektörde kullanılan bir terimdir. Bu terim, ürünün kullanımı sırasında kullanıcının duygusal olarak tatmin olmasını sağlamayı amaçlayan tasarım yaklaşımını tanımlar. Akademik olarak, duygusal ürün tasarımı, kullanıcıların ürünün tasarımındaki duygusal öğelerin tatminini amaçlayan bir yaklaşım olarak tanımlanır.
Örnek olarak, bir araba tasarımında duygusal ürün tasarımı kullanılabilir. Tasarım, kullanıcıların arabayı kullanırken duygusal olarak tatmin olmasını sağlamak için çeşitli özellikleri içerebilir; arabanın çekiciliği, arabanın konfor ve güvenliği, arabanın güç ve performansı, ayrıca arabanın kullanımı hakkında kullanıcıların dijital zenginlik deneyimini artırmak için kullanılabilecek özellikler vb.
Duygusal bireysel farklılıklar: Duygusal bireysel farklılıklar, her bireyin ayrı duygusal durumlar ve tutumlar biçiminde ortaya koyması ve kimliklerinin bir parçası olarak bu durumları kendileriyle ilişkilendirmesi anlamına gelir. Akademik olarak, duygusal bireysel farklılıklar, “bireyin duygusal durumlarının, düşüncelerinin, davranışlarının, kişilik özelliklerinin ve tutumlarının, onu diğerlerinden ayıran benzersiz bir kimlik oluşturması” olarak tanımlanır.
Örnek olarak, iki farklı kişinin aynı olayın çok farklı şekillerde algılayabileceklerini düşünün. Biri depresyonunu açığa vururken, diğeri duygusal olarak kendini kabullenme ve beklentilerini karşılamaya çalışır. Bu, her bireyin kendi duygusal farklılıklarının kendileri ile ilişkilendirilmesinden kaynaklanıyor.
Nöro-biyomekanik: Nöro-biyomekanik, insan vücudunun doğal hareketini analiz etmek için kullanılan bir terimdir. Terim, nörolojik kontrolün, mekanik kontrolün ve fizyolojik kontrolün bir araya geldiği bir sistemi ifade etmek için kullanılır. Akademik tanım olarak, nöro-biyomekanik, insan vücudunun kaslarının, çevredeki uygunluklar ve kas kontrolünün kullanılarak oluşturulan hareketlerinin bilimsel olarak incelenmesidir.
Örneğin, bir koşu ayakkabısının, ayaklarınızın mekanik kontrolünü desteklemesi ve hareketlerinizi güçlendirmesi nöro-biyomekanik olarak adlandırılabilir. Koşu ayakkabısı, ayaklarınızın vücut hareketlerinin kontrolünü desteklemek için tasarlanmıştır; bu sayede vücudunuz sizi koşmak için güçlendirirken kaslarınızın çalışmasını ve enerji harcamasını azaltır.
Nörolojik işlev bozuklukları: Nörolojik işlev bozuklukları, nöral oluşumlarda oluşan işlevsel bozuklukları ifade eder. Bu bozukluklar, nörolojik fonksiyonların, özellikle hareket ve duyusal fonksiyonların bozulmasına neden olabilir. Nörolojik işlev bozuklukları, beyin ve omurilik kontrolünde bulunan sinir sisteminde meydana gelen hasar veya bozulmaların sonucu oluşur. Örneğin, bir insanın felç geçirmesi, bazı nörolojik işlevlerinin bozulmasına neden olabilir.
Nöro-yönetim: Nöro-Yönetim, özellikle son yıllarda, yöneticilerin kullandığı bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yaklaşım, insanların beyninin işleyişini anlamak ve öneriler aracılığıyla etkilemek için insanların nörolojik süreçlerini kullanmayı amaçlar. Nöro-Yönetim, insanların zihinsel ve duygusal durumlarının, özellikle de etkileşim süreçlerindeki performansını etkilemek için kullanılan bir kavramdır.
Örnek olarak, nöro-yönetim, farklı çalışanlar arasındaki etkileşim süreçleri sırasında, çalışanların kaygısını azaltmak için kullanılabilir. Örneğin, çalışanların beyninin işleyişini anlamak için kullanılan EEG (elektron encefalografi) yöntemi, grupta yüksek kaygı seviyelerinin olduğu zamanları tespit etmek için kullanılabilir. EEG sonuçları, çalışanların kaygı seviyelerini azaltmak için gerekli önlemleri almak için kullanılabilir.
Duygusal bağlanma: Duygusal bağlanma, insanlar arasındaki ilişkileri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu bağlanma, kişinin bir diğer kişi ile oluşturduğu, zihinsel, duygusal ve davranışsal bir bağlantıyı ifade eder. Akademik olarak, duygusal bağlanma, kişisel bağ kurma becerisi olarak da tanımlanır ve kişiler arasındaki bağlantıyı ve ilişkiyi anlamaya yardımcı olur.
Örnek olarak, bir anne ve çocuğu arasındaki duygusal bağlanmayı gösterebiliriz. Anne, çocuğu doğumundan itibaren özel bir bağ oluşturur ve bu bağ, çocuğun kendisine olan güvenini güçlendirmek için çabalar. Böylece, çocuk, anne ile arasında duygusal bir bağlanma oluşturur, anne onun için güvenli bir sığınak olur ve çocuk, anne tarafından desteklenen duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılar.
Duygusal sosyal etki: Duygusal Sosyal Etki, bir kişinin duygusal durumunu ve davranışlarını etkileyen, kendisinden etkilenen ve etkileyen diğer kişilerin duygularını ifade etmesidir. Akademik olarak, duygusal sosyal etki, bir kişinin duygusal durumu ve davranışlarını etkileyen, kendisinden etkilenen ve etkileyen diğer kişilerin duygularını ifade etmesidir. Örnek olarak, bir kişi ailesi tarafından desteklenmiyorsa, bu kişi üzgün veya ümitsiz hissedebilir. Aynı zamanda, arkadaşlarının üzüntüsü veya ümidi ifade etmesi, bu kişinin duygularının nasıl etkileneceğini ve davranışlarının nasıl değişeceğini de etkileyebilir.
Duygusal kullanıcı arayüzü: Duygusal kullanıcı arayüzü, tasarım ve kullanım arasında etkileşim kurmak için kullanılır. Kullanıcıların farklı duygusal durumlarını tanımlamak ve kullanıcı deneyimlerini arttırmak için tasarlanmış bir arayüzdür. Akademik tanım olarak, duygusal kullanıcı arayüzü, uygulamaya kullanıcıların farklı duygusal durumlarının tanımlanmasını sağlayan ve kullanıcı deneyimini arttıran, arayüz tasarımıdır.
Örneğin, bir mobil uygulamada, kullanıcıların uygulamaya olan bağlılıklarını arttırmak için duygusal arayüz tasarımları kullanılabilir. Bunun için, kullanıcılara, uygulamada karşılaştıkları doğru seçimleri yapmalarına ve uygulamaya bağlılıklarını arttırmak için ödüllendirme sistemleri sunulabilir.
Duygusal marka sadakati: 'Duygusal marka sadakati', bir markaya olan bağlılığın duygusal bir çerçevede ele alınmasıdır. Bu terim, müşterilerin markayla ilgili duygusal bağlarının marka sadakati ile ölçümüne odaklanır. Akademik olarak, duygusal marka sadakati, müşterilerin markaya olan sadakatlerinin duygusal zeminde ölçülmesine dayanan bir kavramdır.
Örnek olarak, Apple markasına sadık bir müşteri olan biri, markaya bir tür özel bağ kurmuş olabilir. Bu bağ, müşterinin Apple ürünlerini satın alıp kullanmasının yanı sıra, Apple markasına yönelik olan sadakatini ifade eden ve arttıran duygusal bir katkı sağlar. Böylece, Apple markasının müşteriye sadık kalmasının yanı sıra, müşterinin de Apple markasına sadık kalmasını destekleyen bir duygusal bağ oluşturulmuş olur.
Nöro-görselleştirme: Nöro-görselleştirme, nöropazarlama alanında kullanılan bir terimdir. Nöro-görselleştirme, nöral veriyi işlemek ve anlamak için kullanılan bir yöntemdir. Nöropazarlama alanında, nöro-görselleştirme, nöral bilgileri kullanarak, nöropazarlama stratejilerinin oluşturulması veya revize edilmesi için kullanılan teknikleri anlatmak için kullanılır.
Nöro-görselleştirme, nöral verileri kullanarak, kullanıcıların, ürünlerin ya da hizmetlerin algılanması, özelliklerinin anlaşılması ve tahmin edilebilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Nöro-görselleştirme, nöral verileri kullanarak, insanların, ürünlerin ya da hizmetlerin anlaşılması ve tahmin edilmesine yardımcı olan bir yöntemdir.
Örnek olarak, nöro-görselleştirme, bir ürünün reklamının nasıl algılandığını anlamaya yardımcı olabilir. Bir ürünün reklamının nöral veriler kullanılarak analiz edilmesi, reklamın algılanması ve etkisini anlamaya yardımcı olacak bir nöro-görselleştirme çalışmasının sonuçlarını üretir.
Nöro-tarz: Nöro-tarz, nöropazarlama alanında kullanılan bir terimdir. Nöro-tarz, bir markanın veya ürünün üzerindeki nöropazarlama kampanyalarının kurumsal kimliğini en iyi şekilde temsil eden ve tüketicinin davranışlarını etkileyen bir stratejiyi ifade eder. Nöro-tarz, tüketicilerin karar verme sürecinde kullanabilecekleri bilgileri, duyguları veya düşünceleri ürün veya markanın üzerine yerleştirmek için kullanılan bir taktik olarak tanımlanabilir.
Örnek olarak, bir marka, ürünlerinin tüketiciye ne kadar güvenilir olduğunu vurgulamak için “Güvende Kalın” temalı bir nöro-tarz kampanyası başlatabilir. Bu, tüketicilerin, markanın güvenilirliğini vurgulayarak, ürünü satın alma kararı vermelerini kolaylaştırmak için bir strateji olarak kullanılır.
Duygusal psikoloji: Duygusal psikoloji, duyguların psikolojik olarak incelenmesi ve anlaşılması ile ilgili bilimsel bir alandır. Bu alan, insanların duygusal tepkilerini, kontrollerini, dış ortam koşullarının etkilerini ve duyguların zihinsel ve davranışsal sonuçlarını anlamaya çalışır. Akademik olarak, duygusal psikoloji, insan davranışının nasıl oluştuğu, duygusal süreçlerin nasıl yönetildiği, duygular arasındaki bağlantıların nasıl etkilediği ve insanların duygusal koşullara nasıl cevap verdiği gibi konuları kapsar.
Örnek olarak, duygusal psikoloji, bir kişinin kötü bir durum karşısındaki tepkilerini anlamak için kullanılabilir. Bir kişi, kaybettiği bir sevgiliyi üzülerek, kızgınlıkla veya öfkeyle yaşayabilir. Duygusal psikoloji, insanların duygularının böyle ortaya çıkmasının ve bu duyguların nasıl yönetileceğinin çalışılarak bu tepkileri anlamaya yardımcı olur.
Duygusal pazarlama stratejileri: Duygusal pazarlama stratejileri, satış ve pazarlama alanlarında kullanılan bir terimdir. Bu stratejiler, tüketicilerin duygusal olarak satın alma kararları vermesini sağlamayı amaçlayan çözümlerdir. Duygusal pazarlama stratejileri, tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyebilmek için onların duygularını manipüle etmek için kullanılan etkileyici araçlara dayanır.
Örnek olarak, bir perakende markasının, tüketicilerinin satın alma kararlarını etkileyebilmek için ürünleri hakkında kalıcı pozitif duygular oluşturmak için müzik kullanması düşünülebilir. Bu tür bir strateji, tüketicilerin marka hakkında olumlu duygular oluşturmak ve satın alma kararlarını etkilemek için kullanılan bir duygusal pazarlama stratejisidir.
Duygusal geri bildirim: Duygusal geri bildirim, kişinin duygularını iyi anlamaya ve yönetmeye yardımcı olan geribildirim sürecidir. Duygusal geri bildirim, bir kişinin farkında olduğu ve ifade ettiği duyguların anlaşılmasını sağlamayı amaçlar. Duygusal geri bildirim, kişinin kendini anlama, duygularını ifade etme ve kişisel olarak büyüme konusunda önemli bir araçtır.
Akademik Tanım: Duygusal geri bildirim, kişinin kendi duygularını anlamasına, ifade etmesine ve kontrol etmesine yardımcı olan geri bildirim sürecidir.
Örnek: Bir öğrencinin bir sınavda başarısız olduğunu fark ederken duygularını anlamaya yardımcı olmak için duygusal geri bildirim kullanılabilir. Öğrenciye, kendini üzgün, öfkeli, ümitsiz gibi duygularının olduğu hakkında sorular sorulabilir ve ona bunların nasıl ifade edilebileceği hakkında önerilerde bulunulabilir.
Duygusal satın alma davranışı: Duygusal satın alma davranışı, insanların tüketici olarak alışveriş deneyimleri sırasında, duygusal olarak etkilendikleri veya satın alma kararlarını duygusal dürtülerinin etkisi altında verdikleri davranışı tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Akademik olarak, bu davranış, bir satın alma kararının verilmesinde, tüketicinin duygusal durumu, duyguları veya duygusal yaşam tarzının rolünü vurgulamak için kullanılır.
Örnek olarak, bir kullanıcının, bir araba satın almak için karar vermesinde, arabanın kendisine harika hissettirme duygusunun etkisi altında kalarak satın alma kararını vermesi, duygusal satın alma davranışı olarak kabul edilebilir.
İlgili eğitim: Nlp Eğitimi
Nöropazarlama Kavramlarını Bilmenin Avantajları Var mı?
Nöropazarlama kavramı ve anlamlarını inceleyerek, insanların alışveriş davranışlarını ve karar alma süreçlerini anlamak için kullanılan teknolojiler ve araştırma yöntemleri hakkında önemli bilgiler edinmiş oldunuz. Ancak nöropazarlama bu kavramlarla sınırlandırmak için oldukça büyük bir araştırma alanına sahip. Bu alanda en azından bir bakış açısına dahi sahip olmak, pazarlama ve satış stratejilerinizi üst düzeye taşıyacak.
Enstitü'deki nöropazarlama kursu, insanların alışveriş davranışlarını ve karar alma süreçlerini etkileyen faktörleri çözümlemek için harika teknikleri ve bilimsel yaklaşımları ele almaktadır. Bu kurs, katılımcılarına farklı pazarlama kanallarının kullanımını ve insanların alışveriş davranışlarını etkileyen sosyal, kültürel ve psikolojik etkenleri anlamayı öğretir. Bu nedenle, nöropazarlama kursumuza katılmanızı kesinlikle tavsiye ediyoruz.
İletişimin kilidi, nöropazarlama anahtarı ile kilitlenir.
Dr. Nihan Tomris Küçün, tüketici davranışını daha iyi anlamak için nörobilim ile pazarlama araştırmalarını birleştiren nispeten yeni ve heyecan verici bir alan olan nöropazarlama alanında bir akademisyen ve uzmandır. Beynin dijital medya da dahil olmak üzere çeşitli reklam biçimlerine nasıl tepki verdiği konusunda kapsamlı araştırmalar yapmış ve bulgularını dünya çapında çok sayıda konferansta sunmuştur.