Kadının İş Hayatında Var Olması
Dönem | Kadının Rolü | Sistem |
---|---|---|
Klan Dönemi | Soyu devam ettirme | Anaerkil |
Nüfusun Çoğalma Dönemi | İktidar savaşlarına katılma | Ataerkil |
Modern Dönem | İş hayatında aktif rol alma | Egaliter |
Klan Dönemi Sonrası | Ev işleri ve tarım | Ataerkil |
Sanayileşme Dönemi | Fabrikalarda çalışma | Ataerkil |
20. Yüzyıl | Seçme ve seçilme hakkı | Egaliter |
21. Yüzyıl | Eşitlik ve özgürlük | Egaliter |
İlk Çağlar | Aileye ve topluma bakma | Anaerkil |
Orta Çağlar | Eş ve çocuklarına hizmet etme | Ataerkil |
Günümüz | Her alanda var olma ve başarı | Egaliter |
Eski dönemlere baktığımızda klan hayatında anaerkil bir sistem görülmektedir. Klan hayatında kadının rolü soyu devam ettiren kişidir ve bu önemli bir roldür. Nüfus çoğaldıkça ve klanların sayısı arttıkça iktidar savaşların da başlamasıyla ataerkil sistem baskın hale gelmiştir.
Ataerkil anlayışın baş gösterdiği bu dönemde kadınların ekonomi ve siyasi gibi alanlarda erkeklere oranla daha az katılım sağladığını görmekteyiz. Bunun nedenleri de eğitim seviyesinin düşüklüğü, iş yerinde kadınların yaşadığı sorunlar ve kadının anne olmasıdır. Maalesef iş yaşamında kadın ve anne olmak zordur.
İş Yaşamında Kadın Olmanın Zorluğu Nedir?
Günümüzün büyük sorunlarından biri de iş yaşamında kadın çalışanların yaşadığı sıkıntılardır. Bu sıkıntıların temeli kadınlara psikolojik baskının yapılmasıdır. Bugün toplumun bir kadından beklentisi ev işleri, evlenmek, çocuk yapmak, kocasını mutlu etmek ve kocasının verdiği para ile idare edebilmektir. Toplumun erkekten beklentisi ise para kazanması, askerlik yapması ve evlenmesidir. Bu anlayış olduğundan dolayı kadının iş yaşamına girmesi daha zorlaşmaktadır.
İş Yaşamında Cinsiyet Ayrımcılığı
İş hayatında kadınların erkeklere göre işe katılım oranı daha azdır. Oranın düşük olmasının nedeni ise '' Erkek toplayıcı, Kadın ise toparlayıcı '' konumundadır. Bununla birlikte iş yeri tacizleri, kadına yapılan psikolojik baskılar, kadının aşağılanması, iş kollarındaki cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunlar artmaktadır.
Örneğin, bir erkeğin kaporta ustalığı yapması normal karşılanırken bir kadının bu işi yapması anormal karşılanmaktadır. Kaporta mesleği erkeklere ait bir olgu gibi benimsenmiştir. İş başvurularında değerlendirme yapılırken iyi usta ya da işi iyi yapmaktan çok öncelik cinsiyete verilmektedir. Bu düşünce toplumun bilinç altına yerleşmiştir.
Cinsiyet Ayrımcılığına Yaşanmış Bir Örnek
Otomobil sektöründe yaşadığım örneği incelersek aynı algıyı görmek mümkün. Kurumsal bir firmaya başvurdum ve kabul edildim. İşe girmem için bazı evraklar istendi. Bu evraklar içinde ağır işlerde çalışabilir raporu mevcuttu. Bu raporu almak için hasta haneye gittiğimde doktorun yaklaşımı oldukça kötü bir tecrübeydi.
Arabamı tamir edeceksin elinin hamuru ile ağır işlerde çalışabilir raporunu ne yapacaksın oldu. Bu iki örnekte yaşanan sorunları ele aldığımızda ortak bir sonuç elde ediyoruz. Sorunun iş değil işin cinsiyete ait olması ve kadınların sürekli ikinci plana atılmasıdır.
İş Hayatında Kadın İstihdamı
Günümüzde insanların bilinçlenmesiyle beraber artık kadın istihdamı artmaktadır. Bugün birçok marka kadın istihdam projeleri yürütmekte.
Türkiye'de kadın istihdamı adına başarılı bir örnek var mı?
Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi, Türkiye'nin önde gelen akaryakıt firmalarından birinin başlattığı 'Opet Kadın Gücü Projesi ' Opet'in Türkiye’nin birçok yerinde şubesinin bulunması ve her şubesinde farklı bölümlerde en az iki kadının çalıştırılması hem toplumdaki ön yargıyı yıkacak hem de kadın istihdamını arttıracaktır.
Bu tip projeler genelde iyi sonuçlar vermektedir. Ama tek çözüm bu projeler değildir. Asıl çözümlerden biri toplumun algısını ve ön yargısını yıkmak, iş yaşamında kadın çalışmasının normalleşmesidir. Bunun için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak bir çalışma yapılması ve toplumun bilinçlendirilmesidir.
Projeler Çoğalmalı
Büyük markaların bu tür projeleri çoğaltması Türkiye'nin her yerindeki kadınlara ulaşıp onları iş hayatına katılmalarını sağlamaktır. Devlet ve özel okullarda birinci sınıftan itibaren dersler verilmeli. Belediyeler bununla ilgili aileleri bilinçlendirilmeli. Geleneksel bağnazlıktan kurtulup içinde bulunduğumuz teknolojik çağa ayak uydurabilirsek kadının iş yaşamı var olacak ve sorunlar ortadan kalkacaktır.
Bu sorunların ortadan kalmasıyla birlikte cinsiyet ayrımcılığı olmayacak, kadınlar iş yaşamında daha etkili olacak ve Türkiye daha ileri seviyelere gidecektir. Bununla birlikte teknolojiden yararlanılarak bilim insanları yetişecek ve insanlığa katkı sağlanacaktır.
Yazar: Duygu Akdal
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.