AnasayfaBlogHaruki Murakami ve Japon Edebiyatı
Nedir?

Haruki Murakami ve Japon Edebiyatı

28 Mayıs 2021
Keskin bir şekilde dikilmiş takım elbisesi ve kravatıyla bir adam resmedilmiştir. Yüzünde ciddi bir ifadeyle kameraya bakmaktadır. Takım elbisesi siyah ve kravatı açık gri. Kravatı çizgili bir desene sahip ve sıkıca düğümlenmiş. Elleri belinde kenetlenmiş ve saçları geriye doğru taranmıştır. Gözleri doğrudan ileriye odaklanmıştır ve çenesi sabittir. Yüzü, dalına tünemiş bir baykuşun bulunduğu bir kitap kapağı tarafından kısmen gizlenmiştir. Arka planda bir kişinin kulağının yakın çekimi görülüyor.
Kişisel BilgilerEdebiyat KariyeriKitapları ve Etkileri
12 Ocak 2021'de 72 yaşında1979 yılında, Gunzou Edebiyat Ödülünü, en iyi ilk roman kategorisinde kazanır.“Kaze no uta o kike” (Rüzgarın Şarkısını Dinle)
1949 yılında Japonya'nın Kyoto şehrinde doğdu1978’de, izlediği bir beyzbol maçında ilk romanını yazma konusunda heveslenir“Yaban Koyununun İzinde” ve “Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu”
Budist bir rahibin oğlu olan baba ile Osakalı bir tüccar kızının çocuğu1987 yılında, “İmkansızın Şarkısı” ile büyük başarı kazandıBatı müziği ve edebiyatına büyük ilgi duyuyor
22 yaşındayken eşiyle beraber Tokyo'da caz barı açtıNobel’e defalarca aday gösterildiJaponya'nın tarih ve kültürüyle birlikte Batı kültürüne ait örneklere eserlerinde yer veriyor
Batı kültürüne olan düşkünlüğü eleştirilenEserleri çıktığı gün dünya üzerinde satış rekorları kırıyorRomanlarında, müzik, kediler, rüyalar, gölgeler, erotizm, Japonya tarihi ve İkinci Dünya Savaşı, bilinç akışı, halüsinasyonlar, bilinmeyen doğa olayları, metafizik deneyimler, kaybolan insanlar ve mitolojik vurgular yer alıyor
John Irving, J.D. Salinger ve F. Scott Fitzgerald gibi yazarların eserlerini Japonca'ya çeviriyorKitapları genç nesil tarafından beğeniyle karşılanıyorKitaplarında karakterlerin dinlediği yol müzikleri arasından; The Beatles, Brook Benton, Miles Davis, Elvis Presley, Frank Sinarta, Ella Fitzgerald, Ryuichi Sakamoto parçaları ile Rossini operasından uvertürler, Mozart besteleri, Liszt’in piyano konçertoları, Beethoven’ın Pastoral’i bulunuyor
Kendi ülkesinde eleştirilere maruz kalıyorDilimize çevrilen eserlerinin sayısı 50'yi aşıyorKendi tarzını yaratmış ve bu tarzın temeli, Japon geleneklerinin dışında çok başka bir dünyayı anlattığı Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu kitabı
Kendi stilinden taviz vermeyen bir yazarUluslararası alanda büyük övgü toplayan bir yazarKendisinin bile bilmeden geliştirdiği bir tarz oluşturmuştur
Batı müziği ve edebiyatı konusunda uzmanlaşmışKurt Vonnegut ve Richard Brautigan gibi Amerikalı post modern yazarların etkilerini kitaplarında göstermiştirMuhteşem Gatsby gibi Batı klasiklerini Japonca'ya çevirmiştir.
1978 yılına kadar edebi bir eser yazmayı düşünen Murakami, bir beyzbol maçı sırasında ilham alır ve yazmaya başlarJaponya dışında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından tanınan ve takdir edilen bir yazarBatı kültürüne olan düşkünlüğü, edebi eserlerine de yansıyor

Yazarlar da çoğu zaman Peygamberlerde olduğu gibi kendi ülkelerinde yabancı konumuna düşebilirler. Tıpkı Haruki Murakami gibi. Hem çok sevilip hem de Batı kültürüne olan düşkünlüğü eleştirilen, eserleri çıktığı gün dünya üzerinde satış rekorları kıran ve insanlarla iletişimde zorluk yaşamasına rağmen kitaplarıyla milyonlara ulaşan Murakami'den bahsediyorum. 

Tüm dünyada 50'den fazla dile çevrilen hatta filmi çekilen eserlerinde yazar, Japonya’nın tarih ve kültüründen bahsederken yerellikten tamamen uzak duruyor. Samuraylar veya geyşalardan asla söz etmiyor. Bu tavrı kendi ülkesindeki eleştirmenler tarafından sert eleştirilere maruz kalsa da, dünya genelinde yazarlığı büyük övgü topluyor. Nobel’e defalarca aday gösteriliyor. 2006 yılında aday olduğu Nobel ödülünü Orhan Pamuk alıyor. Batıda çok satan ancak kendi ülkesinde zaman zaman sert bir şekilde eleştirilen Murakami'yi yakından inceleyelim.

Haruki Murakami Kimdir?

12 Ocak 2021'de 72 yaşına giren Haruki Murakami, 1949 yılında Japonya'nın Kyoto şehrinde Budist bir rahibin oğlu olan baba ile Osakalı bir tüccar kızının beraberliğinden dünyaya gelir. Batı kültürüne olan ilgisi, aynı zamanda edebiyat öğretmeni olan anne ve babasının etkisiyle küçük yaşlarda başlar. Yazarın bu ilgisi edebiyatla sınırlı kalmaz elbette. Henüz 22 yaşındayken eşiyle beraber Tokyo'da açtığı caz barı 7 sene işletir.

Murakami’nin de dile getirdiği ifadesine göre; 1978 yılına kadar edebi herhangi bir şey yazmayı düşünmez. 1978’de izlediği bir beyzbol maçında ilk romanını yazma konusunda heveslenir ve maçtan sonra ilk romanını yazmaya başlar. Bu girişimi 1979’da “Kaze no uta o kike” adlı (2018 de dilimize Rüzgarın Şarkısını Dinle olarak çevrilen) romanını yazmasıyla neticelenir. Murakami, Rüzgarın Şarkısını Dinle romanıyla 1979 yılında Gunzou Edebiyat Ödülünü en iyi ilk roman kategorisinde kazanır. Ancak yazar bu kitabının Japonya dışında yayımlanmasına izin vermez. 

Murakami daha sonra post modern bir dedektif öyküsü olan “Yaban Koyununun İzinde” isimli eseriyle okuyucularının karşısına çıkar. Bilindik Japon kültürünün uzağında olan bu eser, okuyucuya Japonya hakkında bildiklerini de unutturacak sıra dışı türden kurgusuyla dikkat çeker. Bu kitabı sürrealizm tarzdaki diğer eseri olan “Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu” takip eder. Kült yazar Murakami'nin Japon geleneklerinin dışında çok başka bir dünyayı anlattığı kitap, yazarın belki kendisinin bile bilmeden geliştirdiği tarzının temelini oluşturur.

Yazar çocukluğundan itibaren edebiyata ilgi duysa da seçimlerini çoğunlukla Batı edebiyatından yapmış ve bu yönüyle de eleştirilmiştir. Eserleri genç nesil tarafından beğeniyle karşılansa da, geleneksel akımın öncüleri tarafından edebi anlamda kabul görmez. Yapılan eleştirilere karşı kulaklarını tıkayan ve kendi stilinden taviz vermeden yazmaya devam eden Murakami'ye bu sefer başka bir dünyanın kapıları açılır. Murakami 1987 yılında, “İmkansızın Şarkısı” ile 1968-1970 yıllarının olaylı etkisinde sıcak bir aşk hikâyesi ile okuyucusunun karşısına çıkar. Bu roman Japon edebiyat çevrelerince yine eleştirilse de, Japon gençleri arasında en çok okunan kitap olmayı başarır. Çok sayıda dile çevrilen bu kitap eleştirmenlerin takdirini toplamakla kalmaz, yazarı artık dünyanın tanıdığı bir isim haline dönüştürür

Murakami aynı zamanda çevirmenlik de yapar. John Irving, J.D. Salinger ve F. Scott Fitzgerald gibi yazarların eserlerini Japonca'ya çevirir. Genç yaşta okuduğu ve favori kitabı olan Muhteşem Gatsby, Murakami'nin çevirdiği kitaplar arasında yer almaktadır.

Haruki Murakami Edebiyatı

Batı müziği ve edebiyatına büyük ilgi duyan Murakami, hemen hemen çoğu kitabının arka planında Batı kültürüne ait örneklere yer verir. Eserlerinin isimlerini verirken de, müzik tutkusunun etkisiyle keyif aldığı klasik müzik, caz, blues ve rock parçalarından esinlenir.



Kitaplarında karakterlerin dinlediği yol müzikleri arasından; The Beatles, Brook Benton, Amerika’nın en ünlü caz trompetçisi olan Miles Davis, Elvis Presley, Frank Sinarta, Ella Fitzgerald, Ryuichi Sakamoto parçaları ile Rossini operasından uvertürler, Mozart besteleri, Liszt’in piyano konçertoları, Beethoven’ın Pastoral’i sayabiliriz. Düşkünü olduğu kedilere ve beyzbola kitaplarında da sıkça yer verir. Rüyalar, Miso çorbası, Tokyo, melankolik karakterler, bira, şarap, kitaplar, müzik kültürü, kediler, gölgeler, erotizm, Japonya tarihi ve İkinci Dünya Savaşı Japonyası, bilinç akışı, halüsinasyonlar, bilinmeyen doğa olayları, metafizik deneyimler, kaybolan insanlar ve mitolojik vurgular yazarın eserlerinde sıkça rastlanan öğelerdir. İtiraf edeyim Murakami sayesinde, onun kitaplarında bahsettiği ve benim sonradan çok sevdiğim harika eserleri de okuma fırsatım olmuştur.

Batı edebiyatına duyduğu ilgi her zaman eleştirilmiş olan Murakami, Kurt Vonnegut ve Richard Brautigan gibi Amerikalı post modern yazarlarının etkilerini kitaplarında hissettir. Salinger, Scott Fitzgerald, Sâdık Hidayet ve Kafka’dan da etkilendiğini ifade eden Murakami’yi ve onun dünyasını anlamak için; Japon tarihi, evrensel müzik kurallarını iyi bilmek gerekir. Yazarın hayranları; kitaplarında sözü geçen şarkılar ve müzik grupları için play list oluşturur ve genelde ilgili bölümleri bu müzikler eşliğinde okurlar. 

Haruki Murakami edebiyatının, hatta onu dünya edebiyatının diğer yazarlarından da ayıran en önemli özelliği ise; bir elinin kendi toprakları üzerinde olması diğer elinin de evrensel dünyada yer almasıdır. Murakami bunu öyle ustaca başarır ki; Japonya'da gerçekleşen bir olayı Avustralya'daki bir olayla kolayca birleştirir, Japon edebiyatının yüz yıl öncesinden gelip Hemingway'a kadar gidebilir veya eski Japon ozanlarından bahsedip George Orwell'e kadar uzanmayı iyi bilir.

Tam da bu noktada Murakami'nin ikilemlerinden de söz etmemek olmaz. Ölümle yaşam, hayalle gerçek, gitmekle kalmak, iyiyle kötü, aydınlıkla karanlık ve geçmişle gelecek yazarın yoğunlaştığı egemen ikilemlerdir. Ayrıca eserlerinde yer verdiği en karmaşık bilgileri, gayet olağan bir dille kurgunun içine ustaca yedirmeyi başarır. Kendi hayal dünyasında gökten balıklar yağabilir veya kediler konuşabilir. Sert kapitalist eleştirileri ve olağandışı olayları zaman zaman düşündürücü bir sağduyuyla, bazen de etkileyici bir mizah anlayışı içerisinde sunmayı iyi bilir.

Haruki Murakami Eserleri

Yaşayan en önemli yazarlardan ilan edilen Haruki Murakami’nin yayınlanmış 12 adet romanı, 3 adet öykü kitabı ve 2 adet araştırma yazısı bulunuyor. Benim gözlemlediğim Murakami'nin iki türden okuru mevcut. Biri Murakami okuyup hiçbir şey anlamadığını söyleyen ve bir daha okumayan grup, diğeri de daha ilk kitapta vurulup yazarın bütün külliyatına sahip olmak isteyenlerden oluşuyor. Ben elbette ikinci grupta yer alıyorum. Eğer henüz bir Murakami eseri okumadıysanız, aşağıda tavsiye edeceğim kitaplardan birini seçerek şimdiye kadar hiç bilmediğiniz yolculuklara çıkacağınızı iddia ediyorum. 

Murakami'nin en sevdiğim 10 önemli eserini beraber inceleyelim.

  • Zemberekkuşu'nun Güncesi 

Okuduğum ilk Murakami eseri olmasından mıdır bilmiyorum, yazarın en sevdiğim ve yeni başlayacak olanlar için öncelikle tavsiye edeceğim kitabıdır. Oldukça kapsamlı olmasına rağmen hızlı akar ve bitmeye yakın o son sayfaları çevirmekten imtina edersiniz. Zaten Murakami'nin en önemli yeteneği de, kitabın başlangıcından sonuna kadar o büyülü dünyanın içinde okuyucuyu hapsetmesidir.

Romanın başında, 30 yaşlarında bir adamın evinin mutfağında spagetti yaparken bir yandan da Rossini'nin hırsız saksağan uvertürüne eşlik ettiği o bölümü okuyoruz. Karakterin "makarna pişirmek için bu kadar uygun bir müzik olamaz" dediği an, Murakami'yi en iyi özetleyen andır aslında. O zaman bunu anlamamıştım. Ne demek istediğimi siz de zamanla anlarsınız.



Hikaye kahramanımız Toru Okada'nın karısının kaybolan kedisi Noburu Vataya'yı bulmak için (uzak doğu kültüründe kediler kutsal ve evden kaçmaları uğursuzluktur) medyum olan iki kardeşe ulaşmasıyla başlayıp, evinin yakınlarındaki kurumuş bir kuyuya inmesi (kediyle alakasız) ve orada günlerce kalmasıyla devam ediyor. Murakami bu hikayede Japon kültüründe de yer eden kuyu imgelemini baştan sona irdeliyor. Yazara göre kuyu yalnızca yeraltındaki bir çukur değil, bazı mitolojilerde de rastladığımız bir giriş aslında. 

Murakami Zemberekkuşu'nun Güncesi'yle 2005'de Yomiuri Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür.

  • Yaban Koyununun İzinde

Yazarın bu romanı postmodern bir dedektif hikayesini anlatır. Dedektiflik derken içinde cinayet veya katilleri barındırmıyor bu hikaye. Zaten Murakami'nin eserlerinde şiddet yok denecek kadar azdır. Yine içine çekerek merak uyandıran, şaşırtan ve nefis işlenmiş bilinçaltı öğeleri barındıran harika bir roman. Kahramanımız, çalıştığı reklam ajansında kullandığı bir koyun resmi yüzünden başını belaya sokar. Japonya'daki sağ cenahın adamları tarafından, sırtında krem rengi yıldız olan bir koyun bulunmakla görevlendirilir. Arayış süresince karşılaştığı olaylar da durumu git gide karmaşık bir hale sokar.

Murakami'nin yine kişisel zevklerine göndermelerin üst düzeyde olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Eser 1982 yılında Noma Literary Prize ödülünü almıştır.

  • İmkansızın Şarkısı

Bir yolculuk esnasında duyduğu Beatles'ın "Norwegian Wood" adlı parçası kahramanımızı üniversite yıllarına götürür. En yakın arkadaşının intihar edişi, aradan geçen zamanın içinde onun kız arkadaşıyla yakınlaşması, zorunlu ayrılıklar ve yeni bir kız arkadaş.

Sonradan filmi de çekilen ve Murakami'nin tüm dünya tarafından tanınmasına vesile olan en bilindik kitabıdır. Japonya'da en çok satanlar arasında girmiş, 16 dile çevrilmiş bir başyapıt. Okurken elinizden bırakmak istemeyeceğiniz son derece sürükleyici ve bir o kadar da nahif bir kitap. Eğer bu kitabı okumak isterseniz tavsiyem ''Norwegıan Wood'' parçası eşliğinde okumaya başlamanızdır, çünkü hikaye bu nefis şarkıyla başlıyor.

  • Sahilde Kafka

Yazarın tuhaf iç dünyasını anlamak için fantastik türünde mükemmel bir kitap ve benim en sevdiğim 2. Murakami kitabı diyebilirim. Yazarın büyülü gerçekçilik akımını başarıyla yansıttığı eserde, Kafka Tamura isimli on beş yaşındaki bir gencin babasının kehanetinden kaçış öyküsü anlatılıyor. Murakami, Çek dilinde Kafka’nın karşılığı olan ve kitabın kapak resminde de yer alan karga ile hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak, belki sokak kedilerine olan bakış açınızı tümüyle değiştirecek. Eser New York Times tarafından 2005 yılının en iyi 10 romanından biri seçilmiştir. 2006 yılında World Fantasy Award ödülünü almıştır. 

  • Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu

Gölgesini kaybetmiş, kafataslarından eski rüyaları okuyan genç bir adam ve dünyanın sonu yaklaşırken yaşayacak sadece birkaç saati kalmış bir kahraman. Murakami'nin bilimkurguyu masalsı bir dille anlattığı kitabın en heyecan verici kısmı, iki farklı paralel evrenin olması ve konunun her bölümde farklı evrenden işlenerek ilerlemesidir. Biri "Haşlanmış Harikalar Diyarı" diğeri ise "Dünyanın Sonu" olan iki farklı evren. Yine Murakami evreninin yapı taşlarından olan kuyular, kaybolan insanlar, kediler, uykular, rüyalar, müzik ve mağaralarla karşılaşacağınız sürükleyici bir eser. 

  • 1Q84

Algıdaki gerçekliği düşsel bir serüvende irdeleyen ve yazarın en çok satan kitaplarından bir tanesidir 1Q84. Sadece Japonya’da 4 milyonun üzerinde satışı gerçekleşmiştir. Kitap, gittikçe gerçekliğini yitiren bir dünyada yaşayan ve kadınlara şiddet uygulayan erkekleri öldüren seri katil Aomame ile romancı Tengo’nun çarpıcı hikayesini anlatıyor. 10 yaşındayken tanışan ancak hiç konuşmayan bu karakterlerin, 30’lu yaşlarında birbirleriyle yeniden karşılaşma serüvenlerini okuyacağınız 1256 sayfalık bir eser. Yazarın 3 yılda tamamladığı ve "bana üç yıl hapis hayatı yaşattı" dediği, George Orwell'in ünlü romanı 1984'e gönderme yaptığı bir başyapıtıdır.

  • Sınırın Güneyinde – Güneşin Batısında

Tokyo’nun varlıklı mahallelerinden birinde eşi ve iki kızı ile mutlu bir yaşam süren Hacime, orta yaşlarına geldiğinde hayatını ve kariyerini sorgulamaya başlar. Çocuklukluğundaki tek yakın arkadaşı olan Şimamoto ile yıllar sonra tekrar karşılaşınca, kendisini tehlikeli bir yakınlaşma içinde bulur ve hayatı çok daha karmaşık bir hale gelir. Duru anlatımıyla beğeneceğinizi tahmin ettiğim güzel bir kitap.

  • Koşmasaydım Yazamazdım

Murakami'yi anlamak için mutlaka okumanızı tavsiye ettiğim, yaşam öyküsünü anlattığı bu kitabında kendi hayatından kesitler bulacaksınız. Aynı zamanda aktif bir maraton koşucusu olan ve her gün kilometrelerce koşan yazarın, yazma süreci içindeki düzenli programına dair detaylara da hakim olacaksınız. Açıkçası bu kitabı okuduğumda onun disiplinine ve koşma azmine hayran olmuştum. Yazarın kişisel hayatına ve yazarlığa karar verme sürecine dair şaşıracağınız bilgilerin de yer aldığı bu kitabı mutlaka edinmenizi arzu ederim. İnsanın kendi hayatını nasıl şekillendirebileceğini; hayatı kendine zorlaştırıp karar alma noktasında hareketsiz kalanların rehber niteliğinde okuması gereken bir eser aynı zamanda. Kitabı okuduğum dönemde benim de düzenli koşarak, koşmanın insan bedenine ve zihnine kattığı mucizelere şahit olmam da kendi adıma hoş bir tesadüftü.

  • Tuhaf Kütüphane

İllüstratör Kat Menschik'in çizdiği illüstrasyonlarla dolu harika bir öykü kitabı. Kitapta Osmanlı, Türk ve İstanbul kelimelerine rastlayınca benim gibi şaşıracaksınız muhtemelen. Bir çocuk, gizemli bir kız ve bir koyun adam, acaba hapsoldukları ürkünç kütüphaneden kaçmayı başarabilecekler mi? Büyükler için yazılmış masalsı bir kitap sizi bekliyor.

Renksiz Tsukuru Tazaki’nin Hac Yılları

Eser otuz altı yaşınaki Tsukuru Tazaki'nin hayatını, yalnızlığını, duygusal travmalarını ve kendini yeniden keşfetmesini anlatıyor. Romanın kahramanı Tsukuru'nun beş kişilik yakın arkadaş grubundakilerin soy isimlerinin renk adlarından oluşması ve birbirlerini bu renklerle çağırmaları, onun kendisini eksik, renksiz ve dışlanmış hissetmesine neden olur.Arkadaşlarının günün birinde onunla nedensiz görüşmeyi kesmesi üzerine Tsukuru bunalımlı bir dönem geçirir. Aradan geçen 16 yıl sonra bu uzaklaşmanın yanıtını bulmak için eski arkadaşları ile yüzleşmeye karar verir. Bu yüzleşme esnasında kendisinin o kadar da renksiz olmadığını keşfeder.

Murakami'nin bu romanı Japonya’da daha yayımlanmadan önce online sipariş yoluyla en çok satanlar arasına girmiş ve bir ay içinde bir milyondan fazla satış rakamına ulaşmıştır.

Yazarın diğer önemli ve her biri birbirinden popüler olmuş eserlerini de aşağıda paylaşıyorum:

  • Uyku

  • Fırın Saldırısı

  • Kadınsız Erkekler

  • Sputnik Sevgilim

  • Karanlıktan Sonra

  • Doğum Günü Kızı

  • Mesleğim Yazarlık

  • Kumandanı Öldürmek

  • Rüzgârın Şarkısını Dinle

Haruki Murakami Nobel Edebiyat Ödülüne defalarca aday gösterilmiş, şüphesiz çok önemli ve değerli bir yazar. Bunca adaylığına rağmen ödülü kucaklayabilir mi bilinmez ancak Nobel akademisinin edebi kaliteden çok Avrupa perspektifinden çıkamayan politikasına bakılacak olursa, Muraka'nin ödülü alması biraz uzak görünüyor. Blog yazıma Murakami'nin hoşunuza gideceğini düşündüğüm bir sözüyle son vermek istiyorum. 

“Neyin en iyi olduğunu kim söyleyebilir? İşte sırf bu nedenle, mutlu olma şansı nerede karşınıza çıkarsa, başkalarını hiç umursamadan yakalayın onu. Zamanla anladım ki böyle bir şans hayatta iki, üç defadan çok çalmıyor kapımızı ve eğer onu elimizden kaçırırsak ömür boyu pişmanlığa mahkum oluyoruz.”

12 Ocak 2021'de 72 yaşında, 1979 yılında, Gunzou Edebiyat Ödülünü, en iyi ilk roman kategorisinde kazanır, “Kaze no uta o kike” (Rüzgarın Şarkısını Dinle), 1949 yılında Japonya'nın Kyoto şehrinde doğdu, 1978’de, izlediği bir beyzbol maçında ilk romanını yazma konusunda heveslenir, “Yaban Koyununun İzinde” ve “Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu”, Budist bir rahibin oğlu olan baba ile Osakalı bir tüccar kızının çocuğu, 1987 yılında, “İmkansızın Şarkısı” ile büyük başarı kazandı, Batı müziği ve edebiyatına büyük ilgi duyuyor, 22 yaşındayken eşiyle beraber Tokyo'da caz barı açtı, Nobel’e defalarca aday gösterildi, Japonya'nın tarih ve kültürüyle birlikte Batı kültürüne ait örneklere eserlerinde yer veriyor, Batı kültürüne olan düşkünlüğü eleştirilen, Eserleri çıktığı gün dünya üzerinde satış rekorları kırıyor, Romanlarında, müzik, kediler, rüyalar, gölgeler, erotizm, Japonya tarihi ve İkinci Dünya Savaşı, bilinç akışı, halüsinasyonlar, bilinmeyen doğa olayları, metafizik deneyimler, kaybolan insanlar ve mitolojik vurgular yer alıyor, John Irving, JD Salinger ve F Scott Fitzgerald gibi yazarların eserlerini Japonca'ya çeviriyor, Kitapları genç nesil tarafından beğeniyle karşılanıyor, Kitaplarında karakterlerin dinlediği yol müzikleri arasından; The Beatles, Brook Benton, Miles Davis, Elvis Presley, Frank Sinarta, Ella Fitzgerald, Ryuichi Sakamoto parçaları ile Rossini operasından uvertürler, Mozart besteleri, Liszt’in piyano konçertoları, Beethoven’ın Pastoral’i bulunuyor, Kendi ülkesinde eleştirilere maruz kalıyor, Dilimize çevrilen eserlerinin sayısı 50'yi aşıyor, Kendi tarzını yaratmış ve bu tarzın temeli, Japon geleneklerinin dışında çok başka bir dünyayı anlattığı Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu kitabı, Kendi stilinden taviz vermeyen bir yazar, Uluslararası alanda büyük övgü toplayan bir yazar, Kendisinin bile bilmeden geliştirdiği bir tarz oluşturmuştur, Batı müziği ve edebiyatı konusunda uzmanlaşmış, Kurt Vonnegut ve Richard Brautigan gibi Amerikalı post modern yazarların etkilerini kitaplarında göstermiştir, Muhteşem Gatsby gibi Batı klasiklerini Japonca'ya çevirmiştir, 1978 yılına kadar edebi bir eser yazmayı düşünen Murakami, bir beyzbol maçı sırasında ilham alır ve yazmaya başlar, Japonya dışında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından tanınan ve takdir edilen bir yazar, Batı kültürüne olan düşkünlüğü, edebi eserlerine de yansıyor
Haruki Murakami ve Japon Edebiyatı Haruki Murakami Haruki Murakami kimdir Haruki Murakami edebiyatı Haruki Murakami eserleri Sahilde Kafka İmkansızın şarkısı
Bu fotoğrafta siyah beyaz çizgili, uzun kollu gömlek giyen bir kadın görülüyor. Koyu renk saçları yüzünden geriye doğru toplanmış ve ela gözleriyle dümdüz karşıya bakıyor. Yüzünde kendinden emin bir ifade var ve dudakları hafifçe ayrılmış. Köprücük kemiği görünüyor ve ince bir vücuda sahip. Arka plan düz beyaz bir duvar ve kadın duvarın önünde kollarını kavuşturmuş bir şekilde duruyor. Kıyafetini bir çift siyah, topuklu bot tamamlıyor ve elleri birkaç gümüş yüzükle süslenmiş. Yirmili yaşlarının sonlarında olduğu anlaşılıyor ve kıyafeti ona rahat ama şık bir görünüm veriyor.
Neslihan Koçak
Blog Yazarı

Henüz öğrenciyken Facebook'un ilk yıllarında film eleştirileri yaptığı sinema kulübü kurdu ve yönetti. Çektiği fotoğraflara yazılar yazdı, yazılara fotoğraflar çekti. 15 yıl telekomünikasyon sektöründe görev aldı. Kurumsal iş hayatı, işyerinin kapanması sebebiyle sona erdi. Yazıya olan tutkusunu ilerletmeye karar verdi. 

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.
Japonca bilen kişilere olan ihtiyacın günden güne arttığı, herkesin bildiği bir gerçek. Bu konuda yetişmiş uzmanlar, genellikle Japon Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olanlardır.
Bölümler

Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü

12 Kasım 2020
Üzerinde yazı olan bir kalem ve kağıdın yakın çekimi. Kalem siyah, gümüş uçlu ve tepesinde kırmızı bir daire var. Kağıt beyaz ve sayfanın büyük bir bölümünü kaplayan bir yazı var. Yazı düzgün ve okunaklıdır ve birkaç farklı kelime ve cümleden oluşuyor gibi görünmektedir. Köşede kağıdın sınırını gösteren küçük siyah bir çizgi var. Arka plan karanlıktır ve görüntünün odak noktası kalem ve kağıttır.
Bölümler

Japonca Öğretmenliği Bölümü

13 Kasım 2020
Yeşil ve beyaz bir giysi giyen bir kadın sandalyede oturuyor. Elleri kucağındadır ve kucağında pelüş bir hayvan tutmaktadır. Doldurulmuş hayvan beyazdır, siyah benekleri ve pembe bir burnu vardır. Kadının arkasındaki duvarda 'Hoş geldiniz' yazılı bir tabela var. Kadın memnun ve rahat görünüyor, çevresinin tadını çıkarıyor. Giysisinin kumaşı akıcı ve zariftir, ona muhteşem ve zarif bir görünüm verir. Odadaki ışık yumuşaktır, kadına ve giysisine huzurlu bir hava verir.
Nedir?

En Çok İzlenen Animeler

22 Eylül 2021
Bu, siyah ve yeşil metinli bir bayrağın önünde gülümseyen takım elbiseli bir adamın görüntüsüdür. Bu görsel bir Japon online eğitim kursunun parçasıdır. Resimdeki adam, kursun öğrencileri hazırlayacağı profesyonel tipine bir örnektir. Bu kursun yardımıyla öğrenciler profesyonel dünyaya girmek için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerileri kazanabilirler. Arka plandaki bayrak, kursun Japon kültürü ve değerlerine odaklandığını göstermektedir. Siyah ve yeşil metin muhtemelen çevrimiçi kursun logosudur. Kursun güvenilir ve iyi bir üne sahip olduğunu gösterir. Bu kursu almak, öğrencilerin başarılı olmak için gerekli becerileri kazanmalarını sağlayacaktır. Onlara herhangi bir işyeri için bir varlık haline getirecek bilgiyi verecektir.
5
(35)

Japonca Eğitimi

16 Konu5 Saat
Parlak bir gülümsemeye sahip genç bir adam doğrudan kameraya bakıyor. Açık ten rengine sahip ve kahverengi gözleri mutlulukla parlıyor. Koyu renk saçları düzgünce kesilmiş ve yüzü rahat ve memnun. Beyaz arka planla güzel bir tezat oluşturan mavi bir tişört giyiyor. Yüz ifadesi neşeli ve olumlu tavrı bulaşıcı. Gerçekten mutlu ve o andan memnun görünüyor. Bu görüntü bir neşe anını yakalıyor ve öznenin duygusunu aktarıyor.Bahadır Atmaca
12450
Bu çevrimiçi kurs görüntüsü uzun saçlı, mutlu bir şekilde gülümseyen bir kadını gösteriyor. İtalyanca kursundan (A1) keyif alıyor gibi görünüyor. Saçları uzun ve dalgalanıyor ve yüzünde parlak, neşeli bir ifade var. Görünüşe göre bir süredir İtalyanca öğreniyor ve artık becerilerini sergileyecek kadar kendine güveniyor. Kendini dil öğrenme yolculuğuna adamış biri için harika bir örnek. Bunu yaparak başarısını hak etti ve İtalyanca A1 kursunun mükemmel bir temsili.
5
(3)

İtalyanca Kursu (A1)

30 Konu5 Saat
Uzun siyah saçlı güzel bir kadın, beyaz bir bluz giymiş ve yüzünde parlak bir gülümsemeyle kameranın önünde duruyor. Gözleri sevinçle parlıyor ve dudakları hafifçe ayrılmış, neşeli ve memnun görünüyor. Ellerini vücudundan hafifçe uzakta tutarak ayakta duruyor ve ince vücudunu sergiliyor. Bakışları davetkâr ve kendinden emin, ifadesi ise hayat ve enerji dolu. Bu resim onun mutlu ve kaygısız tavrını yansıtıyor ve neşeli ifadesinin ona bakan herkesi gülümseteceği kesin.Duygu Çetin
11750
Bu görüntü, masa başında oturan ve beyaz tahtaya doğru bakan bir kadını yakalıyor. Kulaklık takıyor, bu da odaklandığını ve işinden keyif aldığını gösteriyor. Ayrıca içinde bitki olan bir saksı, bir dizüstü bilgisayar, tripod üzerinde bir telefon, içinde kalemler olan bir file bardak, bir kitap ve masanın üzerinde kitap tutan bir el görülüyor. Bu sahne muhtemelen İngilizce dil derslerine odaklanan çevrimiçi bir kursun parçası. Resimdeki kadın, öğrencisine yararlı ipuçları ve tavsiyeler veren özel bir öğretmen gibi görünüyor. Beyaz tahta, öğrencisine farklı dilbilgisi kuralları ya da dille ilgili konular öğretiyor olabileceğini düşündürüyor. Havada bir coşku ve bilgi hissi var, öğrenci öğreniyor ve öğretmen faaliyete katılıyor. Öğrenci not alırken öğretmen kendinden emin bir şekilde beyaz tahtayı işaret ettiği için görüntü profesyonel bir rehberlik hissi uyandırıyor. Genel olarak, bu görüntü olumlu bir öğrenme ve eğitim atmosferi yansıtmaktadır.
Yüzünde parlak bir gülümseme olan genç bir kadın doğrudan kameraya bakıyor. Uzun siyah saçları, koyu kahverengi gözleri ve açık bir teni var. Mavi-gri bir kazak, beyaz kot pantolon ve siyah botlar giyiyor. Dudakları hafifçe ayrılmış ve gözleri neşe ve mutluluk dolu. Başı hafifçe yana eğik, bu da gülümsemesinin daha da sıcak görünmesini sağlıyor. Bu anda kendinden emin ve memnun görünüyor, parlak gözleri ve gülümsemesi neşe saçıyor.İlayda Özkul
32002000