Japonya ve Japon Kültürü Hakkında Bilgiler
Japonya Bilgisi | Açıklaması | Ek Bilgi |
---|---|---|
Konum | Japonya, Asya'da, Pasifik Okyanusu ve Japon Denizi arasında yer alır. | Doğusunda Pasifik Okyanusu, batısında Japon Denizi bulunur. |
Coğrafi Yapı | Japonya, 6 binden fazla adadan oluşan bir takımada olarak tanımlanır. | Bu adaların çoğunluğu volkanik ve dağlıktır. |
En Yüksek Dağ | Japonya'nın en yüksek dağı, Fuji Dağı'dır | Fuji Dağı aynı zamanda bir yanardağdır. |
Mimari | Japon mimarisi, geleneksel Çin mimarisinin etkisinde olmuştur. | Zamanla, Japon mimarisi kendi benzersiz özelliklerini geliştirmiştir. |
Başkent | Japonya'nın başkenti Tokyo'dur. | Tokyo, yüksek gökdelenlere, elektronik mağazalara, imparatorluk anıtlarına ve saraylarına ev sahipliği yapar. |
Dini Yapılar | Ülkede, Budist ve Şinto tapınakları bulunur. | Bu tapınaklar, dünyanın başka bir yerinde görülemeyecek özelliklere sahiptir. |
Adının Anlamı | Japonya, 'Doğan Güneşin Ülkesi' anlamına gelir. | Bu isim, ülkenin coğrafi konumundan kaynaklanır. |
Ada Sayısı | Japonya, dünya üzerindeki en büyük ikinci ada ülkesidir. | Endonezya, ada sayısı bakımından Japonya'dan daha büyük bir ülkedir. |
Nüfus | Japonya'nın nüfusu yaklaşık 126 milyondur. | Japonya, dünyanın en kalabalık 10. ülkesidir. |
Dil | Ülkede konuşulan resmi dil Japoncadır. | Japonca, başka hiçbir dil ailesiyle ilişkili olmayan bir dildir. |
Doğu Asya'nın göz bebeği Japonya'ya bir göz atalım. Kendisi bir ada ülkesidir. Japonya, Japon Denizi'nden Çin'in doğusuna, Kuzey Kore, Güney Kore ve Rusya'ya, Okhotsk Denizi'nden Çin'in kuzeyine ve güneyde Tayvan'a, Pasifik Okyanusu'na kadar uzanır. "Doğan Güneşin Ülkesi" Japonya'nın bir diğer adı olarak da bilinir. Japonya, coğrafi yapısı itibariyle 6 binden fazla adadan oluşan bir takımadadır. Japonya, Endonezya'dan sonra gelen, dünyadaki en büyük ikinci ada ülkesidir. Burada bulunan adalar, çoğunlukla dağlık ve volkaniktir. Japonya'nın en yüksek dağı olarak bilinen Fuji Dağı bir yanardağdır.
Japonya bugün Tokyo gibi modern bir kasabaya, yüksek gökdelenlere, elektronik mağazalara, imparatorluk anıtlarına, saraylara, kalelere, Budist tapınaklarına ve Japonya'nın her yerinde geleneksel mimari unsurlara sahip Şinto tapınaklarına ev sahipliği yapıyor ki bu tapınaklar dünyanın başka bir yerinde şahit olamayacağınız kadar muhteşem ola tapınaklardır. Japon mimarisi ilk başlarda Çin mimarisinin etkisindeyken, zamanla birçok farklılık ve benzersiz özellikler ortaya çıkmıştır.
Japon mutfağı, Japon pirinci, sebze, erişte ve balık, çorba ve tofu gibi temel gıdalar ile yapılan yemeklerden oluşuyor. Kırmızı et gibi daha önce Japonya'da kullanılmayan ürünler, modern zamanların başlarında gelmiştir. Mevsimine göre ürün kullanımı, malzemelerin kalitesi ve sunumu Japon mutfağında en dikkat edilen özelliklerdendir. Japon mutfağı, çeşitli yerel malzemeyi kullanır ve yine bu malzemelerle pek çok yerel tarif sunar. Japonya ile ilgili hatırlatmak istediğim küçük bir not var: Osoka ve başkent Tokyo dünyanın en yaşanabilir şehirleri listesinde ilk 10'da yer aldı.
Japon Mimarisi ve Mutfağı
Yerden biraz yükseltilmiş, kiremit veya zincir çatılı ahşap yapılar, geleneksel olarak Japon mimarisini karakterize eder. İç mekanları çeşitli durumlara uyarlamak için duvarlar yerine kayar kapılar, yerel adıyla fusuma, kullanılmıştır. 20. yüzyıldan önce sandalyeler ve yüksek masalar yaygın olarak kullanılmadığı için insanlar genellikle minderlerde veya yerde oturuyorlardı. Ancak 19. yüzyıldan sonra Japonya, Batılı, modern ve post-modern tasarımları kendi tasarım teknikleriyle birleştirdi ve şu anda en gelişmiş mimari tasarım ve teknolojinin lider üreticisi konumunda yer alıyor.
Tarih öncesi dönemlerde marangozların ihtiyaçlarına göre uyarlanmış basit çukur evlerde ve depolarda, Japon mimarisinin en erken örnekleri görülmüştür. 6. yüzyılda Budizm Japonya'ya geldiğinde, karmaşık ahşap işçiliği teknikleri kullanılarak büyük tapınaklar inşa edilmeye başlanmıştır. Nara'daki ilk kalıcı başkent, Çin'deki Tang ve Sui Hanedanları'nın etkisi altında kurulmuştur.
Tabii ki Japonya’ya ait bir diğer ilgi çekici yapıt da tapınaktır. Budizm veya Şintoizm'e inanan Japonlar, Tokyo'nun hemen her köşesinde muhteşem tapınaklar inşa etmişlerdir. Bu tapınaklarda, kağıda yazmış olduğunuz dilekleri bir zarfa koyabilir ve sandıklara atabilirsiniz. Meiji Jingu, Sensoji ve Zojoji, Tokyo'daki en ünlü Budist tapınaklarıdır ve tabii ki en bilinen bu tapınaklar dışında irili ufaklı birçok tapınak görülebilmektedir. En eski Şinto tapınağı olan Izumo Taisha, Japonya'nın en önemli tapınaklarından biridir. Tapınağın ana iskeleti ve çevresinde bulunan yapılar ulusal hazineler olarak görülmektedir. Burada 120 bin yıl öncesine ait olan lahitler, tapınaklar ve taştan yapılmış eşyalar bulunmaktadır.
Japon yemekleri, Doğu Asya'daki diğer ülkelerin yemeklerine benzemektedir. En büyük fark, yağ ve baharat kullanımının Japon mutfağında çok daha az olmasıdır. Kullanılan malzemelerin orijinal tadı korunur. Mevsime özgü olan taze malzemeler, mümkün olan en kısa sürede yemeklerde kullanılmaktadır.
Pirinç, geleneksel Japon mutfağının ana yemeğidir. Kahvaltı dahil olmak üzere pirinç, her öğünün bir parçasıdır. Japonya bir ada olduğundan dolayıdır ki balık ve diğer deniz ürünlerini içeren yemekler çok sık bulunur. Amerika II. Dünya Savaşı sırasında Japonya'yı işgal ettikleri sırada, onların pilav yemelerine engel olup, pirinç yerine ekmek yemeye zorlamışlardır.
Japonya Diğer Kültürlerden Etkilendi Mi?
Kendisine ait bir kültürü olan ve diğer kültürlerden pek etkilenmemiş olan Japonya, günümüzde en çok turist çeken ve modern yaşamın ünlü ismi haline gelmiştir. Dağlık coğrafi yapıya sahip olan Japonya, dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen kendisini en iyi şekilde koruyup geliştirebilen bir ülke konumundadır. Hem eski zamanlardan kalan yapılarıyla hem de modern yaşama uygun yapıtlarıyla adını duyurmayı başarıyor.
Mutfağıyla da göz kamaştıran ve kendisine hayran bırakan Japonya, günümüzde gidilip görülmeyi en hak eden ülkelerden birisi. Mistik havasıyla ve yemekleriyle insanın gözünü doyurmayı başarıyor. Özellikle de Tokyo sokaklarında gezerken göreceğiniz Japon restoranları sizi resmen içeriye davet ediyor. Her ne kadar Türk mutfağında deniz ürünleri çok yere sahip olmasa da ziyaret edilen bir ülke olarak Japon mutfağından damak zevkinize uyabilecek yemekler de denenmeli. Sadece deniz ürünleri bulunmamakla beraber makarna ve erişteler de sizi kendinizden geçirebilecek birkaç alternatiften biri olabilir.
Yazının sonunda İstanbul İşletme Enstitüsü yabancı dil eğitimleri kategorisinde yer alan Japonca eğitimine değinmek istiyorum. Zira, Japonya'ya gitmek hayaliniz ise o hayali dil ülkenin dili hakkında bilgiler edinmek de kültürünü tanımak konusunda fayda sağlayacaktır kanaatindeyim.
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.