Estonca Kurumsal Yaşam ve İletişim Yönetimi Kelimeleri
Estonca, Baltık bölgesinin incisi olan Estonya Cumhuriyeti’nin resmi dili olarak bilinir ve yaklaşık olarak 1,3 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. Kulağa oldukça egzotik gelen bu dil, çoğu kişi için ilk etapta karmaşık görünebilir. Ancak kurumsal yaşamda Estonca kelimelerle donanmanın getireceği farklılaşma ve pozitif etki, belki de düşündüğünüzden çok daha fazladır. Özellikle de uluslararası projeler, şirketler arası yazışmalar veya yabancı iş ortaklarıyla iletişim kurma gibi durumlarda, birkaç Estonca kelime bile size büyük bir avantaj sağlayabilir. İşte tam da bu nedenle, sıfır bilgiye sahip olanlar için dahi, Estonca kurumsal yaşam ve iletişim yönetimi kelimelerine dair geniş bir rehber oluşturmak, oldukça kıymetli olabilir.
Kurumsal dünyada iletişimin kalitesi, büyük oranda kullanılan dile ve o dili nasıl kullandığınıza bağlıdır. Farklı ülkelerdeki iş ortaklarına, yöneticilere ya da çalışanlara hitap ederken, empati kurmak ve kültürel nüansları göz önünde bulundurmak kritik önemdedir. Estonca öğrenmek gibi bir niyetiniz olmasa bile, buradaki örneklerin, size yepyeni bakış açıları kazandıracağına inanıyorum. Üstelik belli başlı kelimeleri, terimleri ve ifadeleri öğrenmek, bazen çok sayıda mesaj içeren resmi yazışmalardan tutun da sıradan ofis sohbetlerine kadar hayat kurtarıcı olabilir.
Elinizde tuttuğunuz bu rehberde, Estonya iş dünyasında sıklıkla duyulan kelimeleri, ifadeleri ve kalıpları inceleme fırsatı bulacaksınız. Bunun yanı sıra, günlük hayatta da işinize yarayacak ufak tefek diyalog parçacıklarına yer vereceğim. Metnin amacı, herhangi bir eğitim veya detaylı ders sunmaktan ziyade, sizi Estonca kavramların temelleriyle tanıştırarak farkındalık oluşturmak ve iletişim becerilerinizi farklı bir dille zenginleştirmektir.
Gelin şimdi kurumsal yaşam ve iletişim yönetimi çerçevesinde önemli Estonca kelimeleri, kullanımlarını ve telaffuz ipuçlarını keşfedelim. Yaklaşık 1,3 milyon kişinin gündelik yaşamında kullandığı bu dili tanımak ve doğru yerde doğru kelimeyi seçmek, öyle sanıyorum ki size hem iş hem de sosyal hayatta kıymetli fırsatlar sunabilir.
Kurumsal Yaşama Giriş: Estonca’nın Temel Dinamikleri
Şirket içi iletişim, iş arkadaşlarına hitap etmek, e-postalar yazmak, toplantıları yönetmek veya sunumlar hazırlamak gibi pek çok faaliyet, kurumsal yaşantının günlük akışını oluşturur. Bu noktada, Estonca bilmek ya da en azından bazı anahtar kelimelere hâkim olmak, önünüze yepyeni ihtimaller getirebilir. Farklı dilleri kullanabilme becerisi, kurumların uluslararası bağlarını güçlendirir ve prestij kazandırır. Ayrıca, karşı tarafın diline duyduğunuz saygı, o dilde konuşan insanların gözünde sizi daha samimi ve yakın kılar.
Elbette Estonca, Türkçeden bambaşka bir dil ailesine (Fin-Ugor dil ailesi) ait olduğu için, bazı kelimeler size sürprizli görünebilir. Fakat bu, gözünüzü korkutmasın. Ses benzerlikleri, harf değişimleri ve alışılmışın dışında duran ekler, dilin kendine özgü çekiciliğini yaratır. Aşağıda, kurumsal hayatta sıklıkla gereksinim duyulan Estonca kavramlara ait bazı örnekler paylaşıyorum. Bu kelimelerin yazılışları ve anlamları size ilk etapta biraz yabancı gelse bile, farklı senaryolarda bunları nasıl kullanabileceğinize dair bilgiler, kafanızda yavaş yavaş taşların yerine oturmasını sağlayacaktır.
Kolleeg (okunuşu: “kol-leg”): İş arkadaşı.
– “Tere, kolleeg!” cümlesi, “Merhaba, iş arkadaşım!” demektir.
- *Koosolek* (okunuşu: “ko-so-lek”): Toplantı.
– “Ma lähen koosolekule” ifadesi “Toplantıya gidiyorum” demektir.
- Leping (okunuşu: “le-ping”): Sözleşme.
– “Kas leping on allkirjastatud?” cümlesi, “Sözleşme imzalandı mı?” anlamını taşır.
- Turundamine (okunuşu: “tu-run-da-mine”): Pazarlama.
– “Turundusosakond” ise “pazarlama departmanı” anlamına gelir.
Gördüğünüz üzere, her kelimenin yanında kısa bir okunuş rehberi vermek, kelimeyi zihninizde daha rahat canlandırmanıza yardımcı olacaktır. Estonca’daki harflerden bazıları Türkçeye benzer olsa da, bazı sesler farklı telaffuz edilir. Bu nedenle, her yeni kelime öğrendiğinizde o kelimenin okunuşunu da not almak, ileride telaffuzla ilgili yanlış anlaşılmalar yaşamanızı engelleyebilir.
Ayrıca, Estonca’da mevcut uzun ünlüler ve kısa ünlüler konusuna da kısaca değinmek isterim. Bu, dilin melodisini oluşturan, her hecede uzunluk kısalık değişebilen ince bir detaydır. Ancak bu konuya fazla derinlemesine girmeden, kurumsal yaşamda sıkça işinize yarayacak başka kelimelerle devam edelim. Zira günlük iş akışında, bir e-posta yazarken ya da partner şirketle iletişime geçerken, tam da bu kelime listeleri hayat kurtarıcı olabilir.
Estonca’da Kurumsal İletişim: Temel Kelimeler ve İfadeler
İster büyük bir şirkette üst düzey yönetici olun, ister küçük bir ekiple çalışan bir girişimci, kurumsal dünyada kullanılan temel kavramlar hemen hemen benzerdir. Estonca’da da durum pek farklı sayılmaz. Toplantı, rapor, proje, iş birliği gibi kavramlar, Estonya iş kültüründe önemli bir yer tutar. Fakat bunları doğru şekilde kullanabilmek, iletişim kalitenizi yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda iş arkadaşlarınız ve ortaklarınız tarafından daha ciddiye alınmanızı sağlar.
Burada sizlerle, kurumsal hayatta sıklıkla ihtiyaç duyacağınız kelime ve ifadeleri paylaşıyorum. Bu liste, elbette bütün dili kapsayacak kadar uzayıp gitmeyecek, ancak size oldukça sağlam bir temel sunacaktır. Metnin sonuna geldiğinizde, iş hayatınızda hangi kavramların karşınıza çıkabileceğini ve onları nasıl kullanabileceğinizi biraz daha rahat kavramış olacaksınız.
1- Kohtumine (okunuşu: “koh-tu-mine”): Randevu veya buluşma.
- “Kas teil on täna vaba aeg kohtumiseks?” = “Bugün bir görüşme için boş zamanınız var mı?”
2. Aruanne (okunuşu: “a-ru-an-ne”): Rapor.
- “Ma esitan aruande homme” = “Raporu yarın sunacağım.”
3. Projekt (okunuşu: “pro-jekt”): Proje.
- “See projekt on väga tähtis” = “Bu proje çok önemli.”
4. Koostöö (okunuşu: “koos-töö”): İş birliği.
- “Me peame tegema paremat koostööd” = “Daha iyi iş birliği yapmalıyız.”
5. Allkiri (okunuşu: “all-ki-ri”): İmza.
- “Palun lisage siia oma allkiri” = “Lütfen buraya imzanızı ekleyin.”
6. Eelarve (okunuşu: “ee-lar-ve”): Bütçe.
- “Eelarve tuleb täita enne kuu lõppu” = “Bütçeyi ay sonundan önce tamamlamalıyız.”
7. Dokument (okunuşu: “do-ku-ment”): Belge, döküman.
- “Me saime kõik vajalikud dokumendid kätte” = “Gerekli tüm belgeleri aldık.”
8. Osakond (okunuşu: “o-sa-kond”): Departman, bölüm.
- “Finantsosakond” = “Finans departmanı.”
Her yeni kelimeyi öğrendikçe, zihninizde bunu bir bağlamla ilişkilendirmeye çalışın. Örneğin, “osakond” kelimesini öğrendiğinizde, aklınıza hemen “pazarlama departmanı” (turundusosakond) veya “insan kaynakları departmanı” (personali osakond) geliyorsa, bu bağlam kurma işi hafızanızı güçlendirecektir. Ayrıca görsel hafıza teknikleri kullanmak da hafızanızı canlı tutmanın iyi bir yolu olabilir.
Estonca’da, özellikle iş yazışmaları yaparken, resmi üsluba çok dikkat edilir. E-postalarınızda veya mektuplarınızda, mutlaka bir selamlama ve kapanış ifadesi kullanmanız, iletişime önem verdiğinizi gösterir. Bu, Türkçe’de nasıl “Sayın …” ve “Saygılarımla” gibi formel ifadeler varsa, Estonca’da da benzer kalıpların olduğunu gösterir.
Tervist! = “Merhaba!” (Daha resmî ve genel selamlaşma.)
“Head aega!” = “Hoşça kalın!” / “Güle güle!” (Vedalaşma ifadesi.)
Parimate soovidega, (okunuşu: “pa-ri-ma-te so-o-vi-de-ga”): “Saygılarımla” veya “En iyi dileklerimle.”
“Lugupidamisega,”: “Saygılarımla,” ya da “Hürmetlerimle,” benzeri bir kullanım.
İş dünyasında birine resmi yoldan ulaşmak, Estonca’da genelde bu kalıpları sıklıkla kullanmayı gerektirir. Bu ifadeleri e-postanızın başında ve sonunda kullanarak, hem nezaketi hem de profesyonelliği korumuş olursunuz.
Günlük Kullanımda Ofis İçi İfadeler
Kurumsal ortamlarda, yalnızca kelimeleri değil, cümle öbeklerini de bilmek oldukça işlevseldir. Bu sayede, e-posta veya sohbet esnasında kendinizi daha net şekilde ifade etme imkânı bulursunuz. Finalde ise hem kendinizi hem de karşınızdakini yormadan akıcı bir iletişim sağlanmış olur. İşte ofis içinde veya şirket toplantılarında sıklıkla duyabileceğiniz bazı cümle kalıpları:
Kas saaksin abi? = “Yardım alabilir miyim?”
Mul on küsimus = “Bir sorum var.”
“Kas me saame seda täna arutada?” = “Bunu bugün değerlendirebilir miyiz?”
Tore töö! = “İyi iş!” / “Harika iş!”
“Palun täpsusta.” = “Lütfen netleştirir misin?” / “Daha fazla detay verebilir misin?”
Kuidas edeneb projekt? = “Proje nasıl ilerliyor?”
“Mul on uus idee.” = “Yeni bir fikrim var.”
Ofis içinde, toplantılarda, ortak çalışma alanlarında veya kısa bir kahve molasında bu ifadeleri kullanmak, Estonca konuşan iş arkadaşlarınızın yüzünde sıcak bir gülümseme oluşturabilir. Çünkü dil, her zaman bir kültür taşıyıcısıdır ve kültüre yapılan küçük bir dokunuş bile büyük bir samimiyet oluşturur.
Ayrıca, unutmamanız gereken bir nokta da saygı seviyeleri ile ilgilidir. Estonca, resmi ve samimi üsluplar arasında çok keskin farklar barındırmıyor gibi görünse de, büyüklerinizle, üst düzey yöneticilerle ya da daha resmi durumlarda “Teie” (siz) kalıbını tercih edebilirsiniz. Arkadaşlar arasında, “sina” (sen) kalıbı daha çok kullanılır. Bu, her dildeki gibi kibar olma biçiminin bir parçası olarak görülebilir.
İletişimin Özünde Ne Var?
İletişimin özünde, netlik ve anlaşılırlık yatar. Hangi dilde konuşursanız konuşun, dürüst ve açık bir dille kendinizi ifade etmeniz, karşınızdakini anlamanız ve karşılıklı saygı göstermeniz, kilit önem taşır. Estonca’da da bu durum farklı değildir. Kurumsal yaşamda bir projeyi yönetirken veya bir sorunla ilgilenirken, sabrınız ve dilinizi etkin kullanma beceriniz, başarıya giden yolu önemli oranda kısaltabilir.
Aşağıda madde madde, Estonca kurumsal iletişimde işinize yarayabilecek bazı detayları ve kelimeleri sıralıyorum:
Belaşan (okunuşu: “be-la-şan”): Zorluk.
Vastutus (okunuşu: “vas-tutus”): Sorumluluk.
Suhtlus (okunuşu: “suht-lus”): İletişim.
Amet (okunuşu: “a-met”): Görev, pozisyon.
Tähtaeg (okunuşu: “täh-ta-eg”): Son tarih, deadline.
Tööandja (okunuşu: “töö-and-ja”): İşveren.
Töötaja (okunuşu: “töö-ta-ja”): Çalışan.
Klienditeenindus (okunuşu: “kli-en-di-tee-nin-dus”): Müşteri hizmetleri.
Bu listede yer alan terimler, iş dünyasında sıkça karşınıza çıkabilecek kavramlardır. “Belaşan” gibi zorluk ifade eden bir kelimeyi, bir projeyle ilgili problem belirtirken kullanabilirsiniz. “Vastutus” sayesinde sorumluluklarınızı netleştirirsiniz. “Suhtlus” ise iletişim veya etkileşim anlamına gelir ve her güzel iş ilişkisinin temelinde yatar.
Bir de Estonca’da sık duyabileceğiniz “kuidas läheb?” (nasılsın, nasıl gidiyor) gibi gündelik ifadelerle işe başlayabilirsiniz. Bazen, en sıradan bir “kuidas läheb?” sorusu, karşınızdaki insanın motivasyonunu yükseltir. Üstelik, kendinizi takım arkadaşlarınıza yakın hissettirebilmek adına bu çeşit ufak giriş cümleleri oldukça faydalı olur.
İş Yazışmaları ve Profesyonel Sunumlarda Estonca
Kurumsal yaşamda yalnızca yüz yüze görüşmeler değil, aynı zamanda e-posta, rapor yazma, sunum hazırlama gibi konular da gündemdedir. Bu alanlarda Estonca kullanmanız gerekiyorsa, belirli kalıpları bilmek ve yerli yerinde kullanmak, itibarınızı yükselteceği gibi, işlerin aksamasını da önler. Aşağıdaki numaralı liste, iş yazışmalarında ve sunumlarda mutlaka karşınıza çıkabilecek kalıplardan bazılarını içerir. Her bir öğenin yanında kısa açıklamalar yaparak, kullanacağınız yerde neye dikkat etmeniz gerektiğini de hatırlatmak isterim:
1- “Austatud …” = “Sayın …”:
Resmi bir hitap şeklidir. İş e-postalarında (örneğin patrona, yöneticiye ya da müşteriye) bu cümleyle başlayabilirsiniz.
2. “Seoses …” = “… ile ilgili olarak”:
E-postada konunun özüne geçmek için kullanılır.
3. “Palun andke teada …” = “Lütfen bilgi verin …”:
Bir talepte bulunduğunuzda veya bir şey öğrenmek istediğinizde bu kalıbı kullanabilirsiniz.
4. “Tähtis teade” = “Önemli duyuru”:
Duyuruların başında yer verebilirsiniz.
5. “Kinnitan kättesaamist” = “Teslim aldığımı onaylıyorum”:
Önemli belgeler, dosyalar veya ekler aldığınızda geri bildirim yapmak için uygundur.
6. “Ootan teie vastust” = “Cevabınızı bekliyorum”:
E-postayı sonlandırırken, karşı taraftan yanıt beklediğinizi netleştirir.
7. “Ülevaade” = “Özet, genel bakış”:
Sunu veya raporun girişinde konunun özetini vermek istediğinizde kullanabilirsiniz.
8. “Tabel” = “Tablo”:
Özellikle sunum dosyalarında verileri sunarken “Tabel 1” şeklinde referans vermeniz mümkündür.
9. “Lühikokkuvõte” = “Kısa özet”:
Uzun raporların veya belgelerin sonunda, kısa bir özet bölümü açmak isterseniz tam yerinde bir tabir olur.
10. “Lisa” = “Ek, ilave”:
Döküman sonunda tablolar, referanslar ya da belgeleri eklemeniz gerektiğinde “Lisa” ifadesini kullanabilirsiniz.
Ofis sunumları, yönetim toplantıları veya uluslararası konferanslarda Estonca bir giriş cümlesi yapmak, katılımcıların ilgisini çekebilir ve sizi daha sempatik kılabilir. Örneğin, “Tere hommikust kõigile!” (Herkese günaydın!) şeklinde bir başlangıç yapabilirsiniz. Ardından, “Mul on hea meel teid siin näha” (Sizi burada gördüğüme sevindim) gibi bir cümleyle devam edebilirsiniz. Bu yaklaşım, sunumunuzun daha samimi algılanmasını sağlar.
Daha Derine İnelim: Estonca ve Toplumsal Kültür Bağlantısı
İş hayatında dil ve kültür, birbirini tamamlayan unsurlardır. Estonya halkı, genel olarak sakin, düzenli, dakik ve çok net iletişim kurmayı seven insanlardır. Bu karakteristik özellikler, dile de yansır. Çünkü dil, sadece sözcüklerden ibaret değildir; aynı zamanda dünyaya nasıl baktığımızı belirler.
Aşağıda, Estonca’daki kurumsal yaşamı da etkileyebilecek bazı kültürel ipuçlarını madde madde listeliyorum:
Toplantılara tam zamanında gelmek önemlidir. Dakiklik, saygının ve profesyonelliğin göstergesi kabul edilir.
Yazışmalarda çok uzun cümleler yerine, net ve kısa ifadeler daha etkili görülür.
Hiyerarşi önemli olsa da, birçok Eston şirketinde fikir paylaşımı teşvik edilir.
Kişisel alana saygı, iletişimin temel prensiplerindendir. Çok kişisel sorular sormaktan kaçınmak, ilk etapta daha doğru bir yaklaşımdır.
“Aitäh” (teşekkür ederim) sözcüğü, her türlü nezaket ifadesi için kullanılabilir. Teşekkür etmeyi sakın ihmal etmeyin; Estonyalılar, genelde mütevazı olup, alçakgönüllülüğü önemserler.
Kültürel farkındalığınız artıkça, üzerinde çalıştığınız projeden aldığınız verim de artabilir. Bir Eston ortakla, tedarikçiyle veya çalışanla konuşurken, dilini ve kültürünü tanıyor olmanız, aranızdaki bağı güçlendirecektir. Göz ardı edilmeye değmeyecek bir detay da, Estonya’nın teknolojik altyapısı ve dijitalleşme konusundaki başarılarıdır. E-Devlet uygulamaları, uzaktan çalışma, dijital imza gibi konularda inanılmaz derecede gelişmiş durumdadırlar. Dolayısıyla, “digiallkiri” (dijital imza) gibi ifadeleri de gerek iş süreçlerinde gerek günlük hayatta sıkça duymanız olasıdır.
Estonca ve Günlük Hayata Yansımalar
Dil konusunun kurumsal yaşamla sınırlı kalmadığını biliyoruz. Çalışma arkadaşlarınızla öğle yemeğine çıktığınızda ya da Estonya’ya bir iş seyahatine gittiğinizde, gündelik ifadeler öğrenmek hayat kurtarabilir. Peş peşe gelen toplantıların arasında, küçük sohbetler yapmak, iş ilişkilerinizi daha da geliştirir. Aşağıda, Estonca’daki bazı günlük hayat ifadelerine yer vermek istiyorum:
Kuidas läheb? (okunuşu: “kuidas läheb”): “Nasılsın, nasıl gidiyor?”
Väga hästi! = “Çok iyi!”
“Pole viga” = “Fena değil.”
“Kas tahad kohvi?” = “Kahve ister misin?”
Suur aitäh = “Çok teşekkürler!”
“Vabandust” = “Üzgünüm” veya “Afedersiniz.”
“Ma olen hõivatud” = “Meşgulüm.”
Bu ifadelerin çoğu, iş hayatında sıkça gerçekleşen öğle yemeğinde konuşmalar, toplantı arası kahve molaları veya gün sonu sohbetlerinde kolaylıkla karşınıza çıkabilir. Böyle durumlarda iki kelime dahi olsa Estonca konuşmak, karşınızdaki insanı oldukça memnun edecektir. Ayrıca ilişkilerdeki o soğuk mesafeyi de bir anda yumuşatabilir.
Gördüğünüz gibi, Estonca’da günlük ve kurumsal hayat iç içe geçer. İnsanlar, iş yerinde de temel nezaket kurallarına değer verdikleri için, “Suur aitäh” ya da “Kuidas läheb?” gibi cümleler size kısa sürede sempati kazandırabilir. Kimi zaman, bir pazarlama toplantısında ya da proje sunumunda, harika bir teklifiniz olsa da, karşınızdaki kişinin önyargı perdesini aralamak için önce dil ve kültür bağı kurmanız gerekebilir.
Altını Çizmek İstediğim Bazı Noktalar
Kurumsal yaşamda Estonca kullanmak, sadece “ofis dili” olarak kalmaz; birçok durumda avantaj yaratır. Fakat bu dili kullanırken bazı yanlış anlamalara düşmemek için altını çizmek istediğim noktalar var:
Selamlama ve vedalaşma ifadeleri, her ülkenin kültüründe farklı içerik ve formellik düzeylerine sahip olabilir. Estonca’da “Tere” (Merhaba) oldukça yaygın olsa da, ilk yazışmalarda “Tervist!” şeklini veya “Lugupidamisega,” gibi resmi kapanışları seçtiğinizden emin olun.
İsimlerin yazılışı ve hitap şekilleri konusunda dikkatli olun. Bazen uzun isimler veya üç parçalı soyadlar görülebilir. Mümkün olduğunca ismi doğru yazmaya özen gösterin. Bu, saygı göstergesidir.
Ünvanlar ve kıdem düzeyleri, Estonya’da aşırı katı olmamakla birlikte, “hr.” (härra, bay) ve “pr.” (proua, bayan) gibi kibar hitaplara bazen rastlayabilirsiniz. Kurumsal e-postalarda, hitap şekline önem vererek daha profesyonel bir izlenim oluşturabilirsiniz.
Daksil, harf hataları veya karmaşık cümleler, karşınızdaki kişinin gözünde güvenilirliğinizi zedeleyebilir. Olabildiğince düşük hata payı ile yazmak için, cümlelerinizi kısa ve anlaşılır tutun.
Bu konular, uluslararası iş ilişkilerinde neredeyse her zaman gözetilmesi gereken unsurlardır. Estonca’nın kendine has yapısını öğrenmek, kelimelerin kökleri, eklerin nasıl işlendiği gibi detayları anlamak isteyebilirsiniz ama kurumsal hayatta öncelikli hedefiniz, iletişimde netlik olmalıdır. Dolayısıyla, çok uzun ve karmaşık cümleler kurmak yerine, amacınızı ifade eden açık cümle kalıpları seçmek sizi daha etkili kılar.
Küçük Bir Uyarı: Mizah ve Kültürel İfadeler
Kimi zaman iş yerinde mizah yapmak, buzları eritmenin en iyi yollarından biridir. Ancak Estonca’da kültürel arka planını bilmediğiniz mizahi ifadeleri kullanmaya kalkmak, yanlış anlaşılma riskini beraberinde getirebilir. Mizah, deyimler ve atasözleri üzerinden giderse, tam oturmayan bir çeviri veya eksik anlama, karşı tarafın tepkisini çekebilir. Bu nedenle, özellikle resmi ortamlarda, gereksiz şakalardan kaçınmanıza fayda var. İleride kültürel bağlamı daha iyi anladığınızda, belki ufak tefek benzetmeler yapabilirsiniz. Ancak başlangıçta temkinli olmak, profesyonel duruşunuzu korumayı sağlar.
Estonca’da size komik görünen bazı kelimelerle şakalaşmak da benzer riskler taşır. Örneğin, “lill” kelimesi çiçek anlamına gelir; “munad” yumurtalar demektir. Fakat ‘munad’ kelimesi, samimi arkadaşlar arasında başka nüanslarda da kullanılabiliyor olabilir. O yüzden, neyi nerede söylediğinize dikkat etmekte her zaman yarar var.
Son Söz: Estonca Kurumsal İletişim, Ufuk Açıcı Bir Kapı
Estonca kurumsal yaşam ve iletişim yönetimi kelimeleri, sadece dil becerilerinizi genişletmekle kalmaz, aynı zamanda farklı bir kültürü keşfetmenin kapılarını aralar. Dünyanın giderek küçülen bir yer haline geldiği, uluslararası şirketlerin ve projelerin artan tempoda çoğaldığı günümüzde, Estonca gibi nispeten az bilinen bir dili belli ölçülerde anlamak, sizi bir adım öne çıkarabilir. Her şeyden önce, karşınızdaki insanda oluşturduğunuz saygı ve hoşnutluk duygusunu asla küçümsemeyin.
Estonca, Fin-Ugor kökenli bir dil olduğu için, Türkçeden tamamen farklı bir yapıya sahip olabilir. Ancak sizin için hazırladığım bu rehberdeki temel kurumsal kelimeler ve ifadeler, iş dünyasında kullanılan en sık kalıplardan bazılarını içeriyor. Aklınızın bir köşesinde durdukça, ihtiyaç anında hızla devreye sokabileceğiniz bu ifadeler, size özgüven verebilir. Estonca konuşan bir müşteriyle, tedarikçiyle veya iş arkadaşıyla karşılaşırsanız, en azından ortak paylande bir iletişim köprüsü kurabilecek düzeyde bilginiz olur.
Şirket içinde küçük bir Estonca sözlük köşesi oluşturmayı, öğrenmeye değer bulduğunuz kelimeleri oraya not etmeyi düşünebilirsiniz. Ya da bir proje sırasında Estonya’dan bir konuk ağırlayacaksanız, birkaç samimi ifade öğrenerek insanlara sürpriz yapabilirsiniz. Böyle bir jest, sizce de harika değil mi?
İşi biraz daha renklendirmek için, son olarak kısa bir tablo ile Estonca’daki bazı iş dünyası fiillerini paylaşayım. Fiiller, cümle kurarken kilit rol oynadığından, bir proje ya da görevi tarif ederken size mutlaka gereken ifadeler olacaktır.
Alustama = Başlamak
Lõpetama = Bitirmek
Planeerima = Planlamak
Hindama = Değerlendirmek
täitma = Doldurmak (form veya eksik belge gibi)
Arvama = Düşünmek (fikir olarak)
Leppima kokku = Anlaşma yapmak / Uzlaşmak
Bu fiilleri cümle içinde kullanmayı deneyin. Örneğin:
“Me peame selle projekti juba täna alustama” (Bu projeye bugün başlamamız gerekiyor) veya “Kas me saame nüüd kokku leppida?” (Şimdi anlaşabilir miyiz?). Böyle cümleler, iş ortamında ilerleme kaydetmek istediğiniz noktaları açıkça belirtebilmenize yardımcı olur.
Unutmayın, bu metindeki kelimeleri ezberlemeniz elzem değil; asıl mesele, hangi durumda hangi kelimenin işinize yarayacağını bilmek. Zamanla pratik yaptıkça ve gerçek iletişim durumlarında uyguladıkça, kelimeler hem zihninize hem de dilinize yerleşecektir. Kurumsal iletişimin özü, etkili bir dille yapılan bilgi alışverişidir, ancak farklı bir kültür ve dil söz konusu olduğunda, bazen küçük bir Merhaba! (Tervist!) bile büyük kapılar açabilir.
Ayrıca, iş sözleşmeleri(Leping), toplantılar (koosolek) ya da pazarlama faaliyetleri (Turundamine) gibi kavramlarda ustalaşmak, zamanla doğal hale gelecektir. Burada önemli olan, cesaret etmek ve elinizdeki kelimeleri kullanmaktan çekinmemektir. Gözünüzde büyüttüğünüz kadar zorlu olmamasına rağmen, Estonca’da yaptığınız her küçük girişim dahi, Estonyalı bir iş arkadaşının ya da yöneticinin takdirini kazanacaktır.
Zaman zaman yaptığınız ufak hatalar bile sizi samimi ve insancıl gösterir. Kimse dil öğrenirken mükemmeliyet beklemez. Öte yandan, doğru telaffuz veya doğru kelime seçiminde özenli olmak, cümlelerin anlamını tamamen tersine çevirmek gibi talihsizliklerin önüne geçer. Bir kelimenin, beklemediğiniz bir anlama gelmesi veya beklemediğiniz bir tepkiye yol açması dâhilinde, “Vabandust!” (Üzgünüm, pardon!) diyebilmeniz bile başlı başına bir kazanımdır.
Sonuç olarak, Estonca öğrenmek veya hiç değilse temel iş terminolojisiyle haşır neşir olmak, evrensel iş dünyasında büyük bir artı değer sağlar. Bu dili konuşmuyor olsanız dahi, bazı temel kelimeler ve ifadeler sayesinde fark yaratabilir, Estonya tahtında kendinize bir yer açabilirsiniz. Evelsi zamanda size ulaşılmaz görünen kapılar, basit bir “Tere!” ile aralanabilir. Bu rehberin, gerek iş arkadaşlarınıza selam verirken, gerek yöneticinize e-posta yazarken, gerekse uluslararası bir projeye adım atarken size yardımcı olmasını diliyorum.
Parimate soovidega,
Size içtenlikle Estonca’da yeni ufuklar diliyorum.
_
Suur aitäh, yazının bu kısmına kadar geldiyseniz, umuyorum ki Estonca’nın iş dünyasında nasıl bir rol oynayabileceği konusunda artık daha geniş bir perspektife sahipsiniz.
Eğer herhangi bir fırsat doğar ve Estonca konuşan biriyle iş yapma şansınız oluşursa, çekinmeden “Tere!” diyerek giriş yapabilirsiniz.
Ve böylece, kurumsal yaşamda Estonca’nın inceliklerine dair ilk adımınızı atmış oluyorsunuz.
_
1) Yeni başlayanlar için Estonca kelime dağarcığı oluşturmak, iletişiminizde sıçrama tahtası olabilir.
2) Kurumsal yazışmalar için, resmiyet içeren kalıpların daima elinizin altında bulunması faydalıdır.
3) Günlük hayata dair ifadeler, iş yerinde sıcak bir atmosfer oluşturmanıza yardımcı olur.
4) Kültürel farklılıklara saygı göstermek, dilin ötesinde bir anlayış gerektirir.
Son söz yerine, bir Estonca atasözü paylaşarak tamamlayayım: “Kes tasa sõuab, see kaugele jõuab.” Türkçeye “Yavaş yavaş giden, uzağa varır.” şeklinde çevirebiliriz. Estonca öğrenme süreci de tam olarak budur. Langırt diye her şeyi bir anda öğrenmek yerine, sabırla yola devam etmek, size kalıcı bilgiler kazandırır. İşte bu sabrın ve yavaş ilerlemenin sonunda, iletişim yönetimi becerilerinizde büyük bir sıçrama görebilirsiniz.
~ Eduard, Tallinn’den selamlarla! (Bu da ufak bir jest olsun, samimiyeti yansıtsın diye.)
_
Koostöö töös edu toob! (İş birliği, işte başarı getirir!)
_
Teşekkürler ve bol şans! Estonca keşfiniz daim olsun.
Estonca ve Letonca Eğitmeni Annika Pärn, dillerin inceliklerini ve kültürel zenginliklerini aktaran bir blog yazarıdır. Etkili öğretim metodlarıyla öğrencilerine ve okurlarına ilham verir ve dil öğrenmeyi kolaylaştıran bilgiler paylaşır. Annika, her iki Baltık dilinin öğrenimi konusunda değerli bilgiler ve pratik ipuçları sunar.