İster doğa fotoğrafçısı ister stüdyo fotoğrafçısı olun, bu eğitimlerde öğreneceğiniz çok şey var. Bugün katılın ve fotoğraf çekim tekniklerini öğrenin.
Nasıl fotoğrafçı olunacağını öğrenmek istiyorsanız ihtiyacınız olan ilk şeylerden biri kameradır. Diğeri ise eğitim. Enstitü’de fotoğrafçılık kursları sizin için hazırlandı. Fotoğraf makinası ile ilgili sorularınızı uzmanına online fotoğrafçılık kursunda yönlendirin.
Fotoğraf bilgisi özellikle sosyal hayatınızda konuşabildiğiniz bir şey ise sizi entelektüel gösterecektir. Eğer bu işte profesyonelleşmek istiyorsanız fotoğrafçılık kurslarına online olarak katılın ve uzmanından öğrenin. Belki bir blog yazarı, web site tasarımcısı veya video editörü olmayabilirsiniz. Ancak Enstitü’de online eğitimlerin avantajıyla olduğunuz yerde bu bilgileri kısa sürede profesyonellik derecesinde öğrenebilirsiniz. Bu tamamen sizin ne kadar isteyip istemediğinize bağlı. Fotoğrafçılık kursları size öğrenmek istediklerinizden daha fazlasını katacaktır.
Fotoğrafçılık kurslarına bu eğitimle başlayın.
Fotoğrafçılık kurslarının arasında yer alan Temel Fotoğrafçılık Eğitimi ile tam anlamıyla bir başlangıç yapabilirsiniz. Temel fotoğrafçılık kursunda fotoğrafçılığın temel terimleri hakkında bir anlayış kazanacaksınız.
Kameranızla ve profesyonelleşen bakış açınızla fotoğrafları nasıl çekeceğinizi öğrenecek, pozlama, kompozisyon ve fotoğrafçılığın diğer temel unsurları hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Ayrıca ışık kaynakları, türleri, lenslerin özellikleri gibi birçok konuda da bilgi sahibi olacaksınız.
Fotoğrafçılık alanında profesyonelleşin
Fotoğrafçılık kursları, fotoğraf makinelerinin en iyi özelliklerini öğreterek harika pozları yakalamanızı sağlar. Fotoğrafçılık kursları sayesinde bu alanda profesyonel düzeyde bir eğitim almış olacaksınız.
Manzaralar, portreler, yakın çekimler ve daha fazlası için aydınlatma teknikleri gibi birçok konuda bilgi sahibi olacaksınız. Temel eğitimden sonra ileri seviye eğitimlerin yanı sıra doğum, düğün, ürün fotoğrafçılığı alanında da eğitimlere katılabilir ve daha fazlasını öğrenebilirsiniz.
Sizinle birlikte eğitime katılan diğer öğrencilerin de ödevlerinin değerlendirildiği bir eğitim sistemi var. Yani başkaları ile birlikte öğrenebileceğiniz interaktif bir eğitim alacaksınız. Fotoğrafçılık kurslarında profesyonel fotoğrafçı eğitmeniniz sayesinde bir değerlendirme alacak ve bunun sonucunda öğrendiklerinizin üstüne daha fazla şey katabileceksiniz. Üstelik eğitimde değerlendirilen fotoğraflar beğenilirse Enstitü’nün fotoğrafçılık eğitiminde seçilen fotoğraflarının yayınlandığı hesabında (@enstitu.photography) yayınlanıyor.
Neredeyse hayatımızın her yerinde olan fotoğraf, birçok kişi tarafından sevilmektedir. Boş zamanlarımızda anı ölümsüzleştirmek istediğimizde bazen profesyonel fotoğraf makinerle bazen de telefonumuzla ile bu işlemi gerçekleştiririz. Fotoğrafçılık meslek olmanın yanı sıra birçok insanında hobisi haline gelen tarihçesi eskilere dayanan sanattır. Fotoğraf ne zaman mı bulundu? Ama önce Fotoğrafçılık Nedir? Sorusunun yanıtını bulalım.
Fotoğraf, gözle görülebilen objeleri, kimyasal maddelerden yardım alarak, makinanın yanında, lens ve ışık kullanarak, ışığa duyarlı film ya da kâğıda basma işlemidir. Şimdiler dijital ortam üzerine kaydetmek yeterli olmaktadır. Fotoğrafçılık ise bu işle uğraşan kamera ve ışığı bilen, görüntüleri hassas bir yüzey üzerine kaydedebilenlerin teknik adı olarak bilinmekte.
İlk fotoğraf makinesi ne zaman bulundu?
Fotoğraf geçmişden bugüne kadar gelişim göstermiştir. Kendine yeni alanlar ve imkanlar sağlamış şuanki konumunun önemini arttırmıştır. Geçmişte özellikle tarihi olaylarda kullanılan fotoğraf bugün kendine birçok alt dallar ortaya çıkartmıştır. Bu süreçte hem fotoğrafın hem de fotoğrafçılığın gelişimi son derece ilgi çekici ve merak uyandırıcıdır.
Fotoğraf makinesinin icadı 1839 yılı gibi görünse de aslında çok daha eskilere dayanmakta. 30.000 yıl kadar önce mağara duvarlarına yapılan ilk resimler, insanların yaşamlarını belgeleme istemesinin ilk belirtilerindendir. Fotoğraf makinesinin atası olarak bilinen camera obscura’nın (Latince’de camera =oda, obscura =karanlık) temelilerini yapmış oldu. Dünya tarihindeki ilk fotoğraf ise, yüzyıllarca süren çabalar ile 1826 yılında Fransa’da Joseph Nicéphore Niepce (1765-1833) tarafından evinin penceresinden almayı başardığı görüntüdür. Bu görüntü ile fotoğrafın o güne kadar ki gelişim süreci nihayete sona ermişdir. Fotoğraf Yunanca dilindeki “Photos ve Graphos” kelimelerinin birleşmesi ile çıkan bir kelimedir. Bu kelimeler Türkçe’de “Işık ve Çizmek” anlamını gelmekte.
Fotoğrafçılığın tarihi hakkında bilgiler
Fotoğrafçılığın başlama tarihi ile ilgili net bilgi yoktur. Tarihinin 7. yüzyıla dayandığı söylentiler arasındadır. Cabir İbni Hayyam Gümüş Nitrat’ın güneş ışığının etkisinden yararlanarak karardığını keşfetmesi ve Ressam Leonardo da Vinci’nin karanlık bir odada yer alan minik bir deliğin, odanın dışına yansıyan görüntüleri bulması ile fotoğrafçılığın tarihi belirlenmeye başlamıştır.
Günümüzde fotoğrafçılık
Fotoğrafçılık aktivitesi günümüzde hobi olarak yapılmasının yanı sıra profesyonel makineler sayesinde de önemli bir iş ve kazanç sağlayan mesleklerden birisi olmuştur. Geçmişten bugüne farklı alanlarda ilerlemeler kaydetmiştir. Bu zamana kadar bir çok makine ortaya çıkmıştır.
Büyük Boy Fotoğraf Makineleri, Orta Boy Fotoğraf Makineleri, Küçük Boy Fotoğraf Makineleri, Minyatür Fotoğraf Makineleri, Polaroid Fotoğraf Makineleri'dir.
Fotoğraf alt dalları
Doğum Fotoğrafçısı, Düğün fotoğrafçısı, Belgesel Fotoğrafçısı, Moda Fotoğrafçılığı, Basın Fotoğrafçılığı, Sualtı Fotoğrafçılığı, Seyahat Fotoğrafçılığı, Yemek Fotoğrafçılığı, Sokak Fotoğrafçılığı gibi pek fazla alt dalı vardır.
Fotoğrafçılık için bilmeniz gerekenler
Fotoğrafçılık konusunda kendinizi geliştirmek ve bu işi bilerek yapmak, estetik açıdan daha doğru fotoğraflar çekmek isteyen kişiler sürekli yeni fotoğraflar çekmelidir. Bu şekilde kendisini geliştirir. Ayrıca fotoğraf makinesi ve ekipmanları hakkında bilgiler edinilmelidir.
Fotoğrafçılık yapabilmek için en önemli şey nedir?
Birçok alanda olduğu gibi bu alanda da en önemli olan şey eğitim almaktır. Eğitim almayı ihmal etmemek lazım. Fotoğraf çekimi, koşullara ve şartlara göre çokça değişkenlik sağlamaktadır. Bu sebeple, teknik açıdan pozlaması doğru yapılmış fotoğraflar çekmek için konuya hâkim olmak gerekir. Fotoğrafçılık Eğitimi nereden mi alabilirsiniz?.
Neden fotoğrafçılık kurslarına katılmalısınız?
Fotoğrafçılık mesleğine sahip olmak veya daha iyi bir fotoğrafçı olmak istiyorsanız bunun en güzel yöntemi online fotoğrafçılık kurslarına katılmaktır. Enstitü’de yer alan online fotoğrafçılık kursları becerilerinizin gelişmesini ve yeni teknikler öğrenmenizi sağlar. Sonuçta dijital bir kameranın birçok özelliği var ve bununla ilgili ayrıntılı bir bilgiye sahip olursanız en az insan gözünün gördüğü netlikte ve güzellikte pozlar yakalayabilirsiniz.
Fotoğrafçılığın her yönü ile ilgili bilgi sahibi olacağınız bu fotoğrafçılık kursları, profesyonelleşmek ile ilgili hedeflerinize ulaşmanızı sağlayacak. Yılların tecrübesi ve çeşitli sergiler düzenlemiş profesyonel bir fotoğrafçının bilgilerini paylaşma fırsatını yakalayacaksınız. Eğitimleri videolardan takip edebildiğiniz gibi canlı dersler eşliğinde de takip edebilirsiniz. Fotoğrafçılık kurslarını harika yapan şey, ücretsiz olması veya az bütçe ile satın alınabilmesidir. Öyleyse katılmak için daha fazla beklemenize gerek yok.
Enstitü’de fotoğrafçılık alanında profesyonelleşeceğiniz birçok eğitim var. Düğün fotoğrafçılığı son zamanlarda popüler bir hale geldi, bununla birlikte doğum fotoğrafçılığı, ürün fotoğrafçılığı gibi birçok yüksek gelir elde edebileceğiniz eğitimlere katılabilirsiniz. Her eğitim profesyonelleşme düzeyinde organize edilmiştir ve en önemlisi ödevler sayesinde geri bildirim alma imkanına sahipsiniz. Kamera türleri, kamera açıları, ışık, pozlama, manzaralar ve birçok şeyle ilgili harika çekim tekniklerini öğreneceksiniz. Seçtiğinize pişman olmayacaksınız!
Aynı zamanda fotoğrafçılık alanında profesyonelleşmek istediğiniz hangi alan varsa ayrı ayrı eğitimlerinin sınavlarından başarılı olduktan sonra başarınızı sertifikanızla belgelendirebilir ve Enstitü aracılığı ile fotoğrafçılık eğitiminden başarılı olduğunuza dair resmi belgenizi alabilirsiniz. Sertifikalarınız uluslararası geçerlilikte olacak ve Enstitü veri tabanından sorgulanabilecek. Hemen katılın ve öğrenmeye başlayın.
Fotoğrafçılık Kursları ve Türleri
Teknik açıdan optik ve kimyasal süreçlerin kullanılmasıyla yüzey üzerinde kalıcı görüntü oluşturmaya fotoğraf diyebiliriz. Işığın karanlık kutunun diğer tarafına aksettirilerek görüntü elde edilmesi tarih açışından büyük bir gelişme olarak kaydedilmiş. O güne kadar yükselerek ilerleyen resim sanatını gölgelemiştir. 19 ve 20. yy da fotoğraf teknolojilerinin hızla gelişmesiyle, makinelerin çekim özelliklerinin arttırılmasıyla fotoğrafçıya sunduğu kolaylık artmış. Bunun sayesinde de fotoğrafçılık çeşitli türlere ayrılmıştır. Doğumdan düğüne, seyahatten, mimariye, sanattan reklama, manzaradan doğaya birçok alanda çekimler ve teknikler geliştiren fotoğrafçılar duygu düşünce ve dünya izlenimlerini çektikleri fotoğraflara yansıtmış. Küresel dünyada mesleki bir dil oluşturmuştur. Fotoğrafçılık zamanla fotoğrafı çekenin duygu, düşünce ve bakış açılarını kadrajına yansıttığı bir sanat dalı haline gelmiştir.
Popüler fotoğrafçılık kursları
Düğün fotoğrafçılığı eğitimi
Doğum fotoğrafçılığı eğitimi
Sanatsal fotoğrafçılık eğitimi
Belgesel fotoğrafçılığı eğitimi
Reklam fotoğrafçılığı eğitimi
Manzara fotoğrafçılığı eğitimi
olarak çeşitli alanlara ayırabiliriz. Kendi içlerinde de çekim tekniklerine, mekanlarına, amaçlarına göre bölünebilen bu fotoğrafçılık türleri fotoğraf sanatına çok farklı bakış açıları kazandırmaktadır.
Fotoğrafçılık teknolojinin ilerlemesiyle bir hayli yol katetmiş, kullandığı materyallerin gelişmesiyle daha kolay bir halde uygulanması sağlanmış bir sanat dalı olarak insanlar arasında yaygınlaşmıştır.Birçok kişinin ilgi duyduğu fotoğrafçılık, hem meslek olarak hem hobi olarak özellikle sosyal medyada kullanım sıklığı açısında popüler hale gelmiştir. İnsanların daha iyi bir fotoğraf çekebilmek ve düzenlemek adına talep ettikleri ücretli ve ücretsiz kurslar sayesinde bu meslek dalında çok daha kolay çalışan yetiştirilebilmektedir. İnsanlar hobi olarak çok hızlı bir şekilde kendilerini geliştirebilmektedirler. İstanbul işletme Enstitüsünde de düzenlenen birçok kursun arasında mevcut olan bu eğitim adayların fotoğrafçılık sanatını tanımalarını, bu yönde kendilerini geliştirerek fotoğrafçılık türlerine kendi katkılarını koymaları sağlanır.
Düğün fotoğrafçılığı, bir çiftin hayatının sonuna kadar saklamak isteyecekleri özel ve mutlu anılarla dolu olan düğün gününün ve diğer aktivitelerin öncesiyle beraber fotoğraflanması işidir. Düğünden önceki pozlu fotoğraflar, nikah töreni, düğün süreci ve yapılan hazırlıklar bu türün kapsamındadır. Böylesine özel anların fotoğraf çekimini yapmak, beraberinde büyük bir sorumluluğu da getirmektedir. Bu nedenle fotoğrafçının işiyle ilgili bilgi ve tecrübe sahibi, profesyonel kişiler olması gerekir. Kötü şekilde çekilen düğün fotoğrafları evlenen çiftin büyük hayal kırıklığı yaşamasına neden olabilir. Profesyonel çekimler için ileri seviye fotoğrafçılık eğitimi ile farklı tekniklere daha iyi hakim olabilmeniz mümkün.
Düğün fotoğrafçılığı eskiden teknik ekipmanların taşınmasının da zorluğu nedeniyle sadece stüdyo ortamında gerçekleştirilmekteydi. Bu nedenle ayrı bir tür olarak değerlendirilmek yerine stüdyo fotoğrafçılığı için bir alt tür olarak kabul edilmekteydi. Teknolojik gelişmelerin fotoğrafçılık ekipmanlarını kolay taşınabilir ve kullanılabilir olacak şekilde dönüştürmesi ile farklı yöntemler kullanılmaya başlanmıştır. Bu sayede açık alanlarda yaratıcılığa daha müsait bir fotoğrafçılık türü gelişmiştir.
Fotoğraf çekimine başlanmadan önce gelin ve damat ile görüşülerek planlama yapılmaktadır. Kurgu fotoğraflar için kullanılacak mekanlar ve zamanlama bu sırada belirlenir. Çiftin özel olarak istedikleri mekanlar varsa değerlendirilmesi yapılır. Daha sonra hazırlanan plana göre çekimler yapılır. Fotoğraf çekim süreçleri, stüdyo ve düğün salonu dışına çıkmaya başladıktan sonra belgesel düğün fotoğrafçılığı denilen yeni bir türe dönüşmüştür. Bu tür, özellikle son yıllarda oldukça popüler bir hale gelmiştir. Konuyu daha iyi anlamak için detaylara bakalım.
Belgesel Düğün Fotoğrafçılığı
Düğün fotoğrafçılığı düğün günü yapılan töreni ve eğlenceyi, daha öncesindeki hazırlıkları ve kurgulanan pozlarda fotoğrafların çekilmesidir. Tüm bunlar geçmişten beri her çiftin düğün günleri için tercih ettikleri planlamadır. Ancak son yıllarda bu tarzı biraz farklılaştırarak ve geliştirerek belgesel tarzda yaklaşım sergilenmektedir. Bence düğün sürecinin fotoğraflanmasında bir fark yaratmak isteyen kişiler için bu alanda çalışmak daha doğru olacaktır.
Belgesel düğün fotoğrafçılığı, çiftin düğün öncesinde ve sırasında yaşadıkları anların tüm gerçekliğiyle ölümsüzleştirilmesini amaçlar. Anlık olarak yaşanan bir mutluluk, duygusal anlar ve aileler ile olan paylaşımlar gibi özel pek çok an fotoğrafçı tarafından belgelenir. En sonunda ortaya bir düğün hikayesi çıkarılmış olur. Bu hikâye, sürecin içindeki gerçek duyguları yansıtması itibariyle oldukça kıymetlidir.
Bu gerçekliğin kurgu olarak çekilen pozlardan daha kıymetli olduğunu düşünmeye başlayan çiftler, belgesel fotoğraf çekim tarzını daha çok tercih etmeye başlamışlardır. Tabi ki isteyen çiftler hatıra amaçlı poz fotoğraflar çektirdikten sonra belgesel düğün fotoğrafı çekimini de tercih edebilirler.
Klasik düğün fotoğrafçılığı, fotoğrafçılık türleri içinde oldukça zor bir alandır. Belgesel tarzda düğün fotoğrafı çekimi ise düğün gününün tamamını evlenen çift ile birlikte geçirmeyi gerektirmektedir. Bilindiği gibi evlenme süreci oldukça stresli olabilmektedir. Fotoğrafçının hem mesleğini yaparken hem de çift ile diyaloğunu iyi bir şekilde kurabilmesi işini kolaylaştıracaktır. Bunun sağlanabilmesi için düğün fotoğrafçısının sahip olması gereken özellikler bulunmaktadır.
Düğün Fotoğrafçısının Özellikleri Nelerdir?
Düğün fotoğrafçısı yeni evlenecek olan çiftin yaşadığı süreci iyi anlayabilmelidir. Onlara yardımcı olabilmeli, isteklere çözüm getirebilmelidir.
Müşterisi olan çiftlerin kendisinin yanında rahat olabilecekleri şartları sağlamalıdır.
Düğün fotoğrafçısı çiftin sadece dış görünüşünü değil hissettikleri duyguları da fotoğraflarında yansıtabilmelidir.
Fotoğrafçının ekipmanları çok önemlidir. Bunun için sürekli olarak yenilikleri takip etmeli ve ekipmanlarını güncellemelidir.
Sahip olduğu ekipmanları efektif bir şekilde kullanabilmelidir. Kullandığı ekipmanların yanında yedek ekipmanlara da sahip olması önemlidir.
Dış çekimlerde fotoğrafları etkileyebilecek olan çevre şartlarını ve ayrıntıları iyi tespit edebilmeli, doğal ışığı doğru şekilde kullanabilmelidir.
Düğün fotoğraflarının çekileceği mekanları önceden keşfetmeli, o günkü hava şartlarını göz önünde bulundurmalıdır.
İyi bir bakış açısına ve yaratıcılığa sahip olmalı ve bunları etkili şekilde kullanmalıdır. Aynı zamanda iyi bir gözlemci olmalıdır.
İletişim becerilerinin gelişmiş olması çok önemlidir. Gergin ve stresli olabilen düğün gününde çifti rahat hissettirebilecek konuşmaya ve espri yeteneğine sahip olmalıdır.
Evlenecek olan çift ile empati kurabilmeli ve duygu paylaşımı gerçekleştirebilmelidir.
Fotoğrafların düzenlenmesi aşamasında iyi derecede Photoshop bilgisine sahip olmalıdır. Bunun için Photoshop Eğitimi alınabilir.
Düğün Fotoğrafçılığı İçin Öneriler
Düğün fotoğrafçılığı herkes tarafından ya da her fotoğrafçı tarafından yapılabilecek olan bir iş değildir. Düğün fotoğrafçısı diğerlerinden ayrılan yukarıda belirttiğimiz özelliklere sahip olmalıdır. İyi bir bakış açısına sahip olmak ve fotoğrafçılık bilgisi açısından donanımlı olmak tüm fotoğrafçılık türlerinde profesyonel fotoğraf çekimi için gereken özelliklerdir. Ancak, yeni evlenen ve bu sürecin heyecanı içinde olan bir çift ile doğru iletişimi kurabilmek, kişisel özellikleri doğuran yeterli tecrübeye sahip olmadan başarılması zor olan bir şeydir.
Düğün fotoğrafçısının her zaman yeterli sayıda ve kalitede ekipmana sahip olması gerekmektedir. Önce bir makine alarak işe başlarım, para kazandıkça diğer ekipmanları alırım gibi bir mantık düğün fotoğrafçılığı için yanlıştır. Bu alanda önce yeterli ekipmana sahip olup daha sonra düğün fotoğrafçısı olmak gerekir. Çünkü kalitesiz yapılan işler sonucunda başarılı olmak ve ilerlemek mümkün olmamaktadır. Diğer bir yandan da insanların çok önem verdikleri bir günü kötü geçirmelerine neden olabilmektedir.
Düğün fotoğrafı çekerken dikkat edilmesi gereken önerilere bakalım.
Fotoğraf Çekimlerini RAW Formatında Yapın: RAW formatı fotoğrafların daha sonraki düzenleme aşamasında daha fazla detayın görülebilmesini ve düzeltilebilmesini sağlamaktadır. Bu formattaki fotoğraflar üzerinde düzenleme yapmak daha kolaydır. Düğün fotoğrafları için düzenleme çok önemli olduğundan fotoğraf çekimlerinde bu formatta çekimlerin yapılması kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca fotoğrafların RAW formatından JPEG formatına dönüştürülmesi mümkündür.
Ekipmanları ve Aksesuarları Yanınızda Bulundurun: Düğün fotoğrafçılığı farklı koşullarda çekimler gerçekleştirilmesini gerektirebildiği için sahip olunan çeşitli ekipmanların sürekli olarak yanınızda bulunması önemlidir. Tüm ekipmanları taşımak kolay olmayacağından bunlar arabada bulundurulabilir. Bir dizüstü bilgisayara sahip olarak fotoğrafların detaylıca incelenmesi sağlanabilir. Ayrıca yapılacak olan çekim için gerekli ekipmanların önceden planlanması ve hazırlıklı olunması gerekir.
Anı Yakalamaya Dikkat Edin: Düğün fotoğrafları en özel ve değerli anlardan oluşmalıdır. Bir düğün fotoğrafçısı tüm düğün sürecinin farkında olmalı ve özel anları kaçırmamalıdır. Çünkü, çift için fotoğraflardaki etkileyiciliği, baktıkları fotoğraftaki anın yarattığı duygular sağlayacaktır. Düğün fotoğrafçısının daha önce bu süreci yaşamış kişiler olması, sürece hakimiyet ve yaşanan duyguları anlayabilmesi açısından avantaj sağlamaktadır.
Fotoğraf Makinesi Ayarlarını Kontrol Edin: Çekilen fotoğrafların arasında fotoğraf makinesinin ayarlarını hızlıca kontrol etmek faydalı olacaktır. Özellikle düğün fotoğraflarında farklı mekanlarda ve ışık koşullarında çekimler yapıldığından ayarlamaların doğru şekilde yapıldığından emin olunmalıdır. Örneğin, fotoğraf makinesinin tripod üzerinden ele alındığı anlarda enstantane değerinin düşüklüğü nedeniyle netlik sorunları yaşanabilir. Ya da yeterli ışık bulunmayan bir ortamda bir de diyafram değeri yüksek kalırsa fotoğraflar karanlık çıkabilir. Bunların önüne geçmek için şartlara göre fotoğraf makinesinin ayarlarını değiştirmek önemlidir. Fotoğrafçılık için önemli olan bu ayarları fotoğrafçılık eğitimi sayesinde öğrenebilirsiniz.
Yeni Kareler Denemekten Çekinmeyin: Düğün fotoğrafçılığı için klasik olarak kabul edilen pozların çekimi bittikten sonra eğer imkân ve zaman varsa yaratıcılığınızı kullanmaktan çekinmeyin. Farklı ekipmanlar kullanarak farklı pozlar ile yepyeni kompozisyonlar oluşturabilirsiniz. Böylece daha önce fazla görülmeyen bir tarz ortaya çıkarabilirsiniz. Siyah beyaz fotoğraflar çekmeyi, farklı konumlandırmalar yapmayı ve değişik açılar kullanmayı deneyebilirsiniz. Yaratıcı ve yenilikçi fotoğraflar ortaya çıkarıldığında bu alanda başarılı olmak daha kolay olabilir. Bunun için de fotoğraf çekim teknikleri eğitimine mutlaka katılın.
Doğum fotoğrafçılığı, fotoğrafçılık sektöründe özel ve büyüyen bir alandır. Bu alan, doğum ve doğum yolculuğunun yanı sıra doğumdan sonraki anların da fotoğraflanması anlamına geliyor. Bir doğum fotoğrafçısı olarak, doğum sırasında ekibin önemli bir parçasısınız ve ailelere bu anıların aktarılmasında kritik bir rol oynuyorsunuz. Bu bölümde, bu heyecan verici kariyere başlamak için ipuçları ve doğum fotoğrafçılığının ne olduğu hakkında genel bir bilgilendirme yapacağız!
Doğum fotoğrafçılığı nedir?
Doğum fotoğrafçılığı, bir bebeğin doğduğu o muhteşem anı yakalayan özel bir fotoğrafçılık türüdür. Anne-baba adayları doğuma odaklanırken, doğum fotoğrafçısı ilk ağlamadan ilk kucağa almaya kadar tüm önemli ayrıntıları fotoğraflamak için oradadır. Doğum fotoğrafçılığı, hayatta bir kez yaşanan bu olayın güzel bir kaydı olmanın yanı sıra hamilelik, doğum ve ebeveynlik sürecini özgün bir şekilde anlatmaya da yardımcı olur. Bu değerli anıları korumak isteyenler için doğum fotoğrafçılığı mükemmel bir seçenektir.
Doğum fotoğrafçılığı, doğum ve doğum yolculuğunun yanı sıra doğumdan sonraki anları yakalamaya odaklanan eşsiz bir fotoğrafçılık türüdür. Doğum fotoğrafçısı olarak, doğum ekibinin önemli bir parçası olacak ve aileler için bu anıları yakalamada kritik bir rol oynayacaksınız.
Doğum fotoğrafçılığına başlamak için ipuçları:
1. Araştırma yapın
Doğum fotoğrafçılığı nispeten yeni bir alandır, bu nedenle araştırma yapmanız ve neler gerektiğini bilmeniz gerekir. Bu heyecan verici kariyer hakkında daha fazla bilgi edinmek için doğum fotoğrafçılığı hakkındaki makaleleri, kitapları ve blog yazılarını okuyun.
2. Bir akıl hocası bulun
Doğum fotoğrafçılığının ne olduğunu daha iyi kavradıktan sonra, bu alanda halihazırda faaliyet gösteren birini bulun ve ondan tavsiye isteyin. Bu, işlerin ticari yönü hakkında daha fazla bilgi edinirken yaratıcılık konusunda da fikir sahibi olabilirsiniz.
3. Portföyünüzü oluşturun
İkinci çekim görevlisi olarak doğum fotoğrafları çekmeye başlayın, böylece deneyim kazanıp portföyünüzü oluşturabilirsiniz. Bu aynı zamanda size diğer fotoğrafçıların nasıl fotoğraf çektiğini görme fırsatı verecek ve kendi özgün tarzınızı bulabileceksiniz.
4. Kendinizi pazarlayın
Doğum fotoğrafçılığı niş bir pazardır, bu nedenle kendinizi buna göre pazarlamanız gerekir. Yaptığınız işi herkese duyurmak için sosyal medyayı, kulaktan kulağa pazarlama yöntemlerini ve diğer pazarlama yöntemlerini kullanın.
5. Doğum fotoğrafçılığı grubuna katılın
Diğer fotoğrafçılarla iletişim kurabileceğiniz, onlardan bir şeyler öğrenebileceğiniz ve destek alabileceğiniz birçok online doğum fotoğrafçılığı grubu var. Bu, sektördeki en güncel gelişmelerden haberdar olmak için kullanabileceğiniz harika bir yöntemdir.
Doğum fotoğrafçılığı, fotoğrafçılara bir ailenin hayatındaki en muhteşem anlardan birini yakalama fırsatı sunan benzersiz ve büyüyen bir alandır. Bu ipuçlarını takip ederek siz de bu heyecan verici kariyere başlayabilirsiniz!
Sanatsal fotoğrafçılık, her fotoğraf sanatçısının objeleri, canlı, cansız bütün varlıkları fotoğraflarında nasıl göstermek istedikleriyle ilişkilidir. Her fotoğrafçı sıradan bir objeyi kendi tercih ettiği tekniklerle, kompozisyonla, pozlandırmayla algılanan halinden çok daha farklı yansıtabilir. Bu tarz çekimler, farklı tekniklerin keşfedilmesine bazı fotoğrafçıların kendi dönemleri ve sonrasında çektikleri fotoğraflarla ikonlaşmalarına aracı olmuştur.
Manzara fotoğrafçılığında ise; gezi, kampçılık, yürüyüş gibi her türlü seyahat rotasında çekilebilecek fotoğraflardır. Geniş açılı objektiflerin sıklıkla kullanıldığı bu türde,en önemli değişken, çekim zamanı buna bağlı olarak en önemli şey; ışık.
Bu fotoğrafçılık türünde en ideal çekim zamanı güneş doğduktan sonra saat 09:00 a kadar ve 16:00 dan sonraki saatlerdir.
Belgesel fotoğrafçılığında insanların ve tüm diğer canlıların; yakın, uzak ve toplu çekimler halinde fotoğraflara dönüştürülmesiyle senaryo edilebilen, bir yörenin, insanların yada hayvanların yaşam alanlarında ki hikayelerini film gibi bir sırayla yansıtan çekimlerdir. Bu fotoğrafçılık türünde ise insanlara doğa ve canlılar hakkında önemli bilgiler verilebilir.
Reklam fotoğrafçılığında ürün üzerinden yada mesaj üzerinden çekimler yapılır. Ürün üzerinden yapılan çekimlerde; tanıtımı yapılacak ürünün türüne, hitap edeceği kitleye göre, bir kompozisyon oluşturularak bir çekim gerçekleştirilir. Detaylı ve küçük objelerde mikro çekim kullanılırken daha büyük obje ve ürünlerde uzaktan pozlama yada ürünün en yakın ve tam alınabileceği kompozisyonlar oluşturularak net bir şekilde tanıtımın yapılması gerekmektedir. Öne çıkartılmak istenen detaylarında çekiminin gerçekleştirildiği bu türde fotoğrafların ürünün bütün özelliklerini net bir şekilde göstermesi beklenir. Reklam fotoğrafçılığında tanıtılacak bir ürün değil bir mesaj varsa önce bu mesajı tam olarak alıcıya anlatacak kompozisyon oluşturulur. Çekim tekniği belirlenir ve çekilir. Mesajı anlatırken fotoğrafçı çok sade bir dil kullanarak da anlamı güçlü bir mesaj ortaya çıkartabilir, karışık bir kompozisyon içinden de bir hikaye oluşturabilir.
Aslında hepimiz fotoğraf çekmeyi severiz. Özellikle söz konusu sosyal medya ya fotoğraf atmak olunca ilgi hayliyle artıyor. Fotoğrafçılık kişinin kendi bakış açısını kullanarak temel teknikler beraberinde oluşturduğu sanatsal kompozisyondur.
Aslında ne kadar uzak gibi görünse de hepimiz bir kere de olsa yemek fotoğrafı çekmişizdir. Amatör olarak bile olsa fotoğrafın hakkını vermek lazım. Ne kadar kolay gözükse de aslında yemek fotoğrafçılığı kolay bir iş değildir. Yemeğin lezzeti kadar görüntüsünü doğru bir şekilde fotoğraflamak, damaktan çok göze hitap ettirtebilmek önemli bir sanattır. Her alanda olduğu gibi yemek fotoğrafçılığında belli başlı püf noktaları vardır. Gelin bunlara hep beraber bakalım. Işık nasıl olmalı, yemek kaç dakika içinde çekilmeli.
Yemek fotoğrafı çekerken lens seçimini öğrenin.
Yemek fotoğrafında en önemli noktalardan biri derinliktir. Bu sebeple lens seçimi çok önemlidir. Yemek fotoğrafçılığının en önemli temellerinden bir diğeri de yakın plan çekimleridir. Genellikle 50mm- 150mm arasındaki makro lensler tercih edilir. Eğer özel bir çekim yapmak istiyorsanız o halde 90mm’lik tilt shift lensini de tercih edebilirsiniz.
Yemek fotoğrafı çekerken ışık kullanımı
Fotoğrafçılıkta ışığın bir çok çeşidi olmasına rağmen yemek fotoğrafçılığında genellikle ekipmanınız yoksa gün ışığı tercih etmelisiniz. Bunun sebebi ise kompozisyona daha profesyonel bakış açısı getirmesi . Kesinlikle belirtilmesi bir diğer püf noktamız yemek fotoğrafı çekilirken flaş kullanılmaması gerektiğidir. Işık kullanımı fotoğrafta ne kadar önem arz ediyorsa yemek fotoğrafçılığında bir kademe daha fazladır. Yani diyeceğim o ki ışığın doğru kullanımı fotoğrafın can alıcı kısmıdır. Yansıması kötü amatör ışıkta çekilmiş bir yemeği tercih edecek kişi sayısı azdır. Bu nedenle doğru ışık doğru seçim olacaktır. Fakat bir ışık ekipmanı kullanacaksanız bunun açısı da önemlidir. Bol ekipman doğru fotoğraf demek değildir. Önemli olan ekipmanı doğru biçimde kullanmaktır Işığı kullanırken kesinlikle 45 derecelik açıya ve yansımalarına dikkat etmenizde fayda var.
Yemek kompozisyonunda nelere dikkat etmeliyiz?
Çekim yapacağınız zaman oluşturduğunuz kompozisyonu öncelikle süzün. Gözünüze batan, aykırı gözüken renkleri ayrıştırmaya özen gösterin. Unutmayın itici gözüken her görsel olumsuz yorum alacaktır. Bu sebeple kendinizi karşı tarafın yerine koyarak empati yapmalısınız. Size nasıl servis edilmesini istiyorsanız bu şekilde tasarlamaya önem göstermelisiniz. Arka plana zenginlik katsın diye yerleştirdiğiniz dekor veya parçalar uyumsuz renkte olduğu takdirde size olumsuz geri dönüşüm sağlayacaktır. Bu sebeple ek olarak eklediğimiz dekor ve parçalarımızı özenle seçmeliyiz.
Farklı kompozisyonlarla deneme çekimleri yapın.
Ekipmanınız yoksa gün ışığını yakalamaya çalışın.
Fazla şatafata kaçmayın.
Sadelikten yana olun. Göze hitap edin.
Malzemelerin taze olmasına dikkat edin.
Profesyonel görüntü yakalamak için farklı çeşitler deneyin. Örneğin görseliniz bir salata çeşidiyse havada damlatılan su tanecikleriyle zenginleştirebilirsiniz. Ya da bir içecek görseli çekiyorsanız, buzlar içerisinde çıkaracağı gaz taneciklerini yakalamaya çalışın.
Ürün çekimi; üretilen ürünlerin, fotoğraf makinası ve ekipmanları ile ışık, pozlama gibi değerlerin düzenlemesi sonucu fotoğraflanma işlemidir.
Her geçen gün yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi ile birlikte rekabet daha zorlu bir hal aldı. Bu sebeple firmalar ürünlerini, reklam stratejilerini kullanarak öne çıkarmayı hedefledi. Ürün çekimi ise bu stratejilerin önde gelen adımlarından biri. Bunun farkında olan firmalar ajanslar veya fotoğrafçılar ile anlaşıp, pazarlamakta olduğu üretimlerini daha cazip hale getirmek için uğraşıyorlar. İster dijital mecralarda ürünlerini duyurmak, ister basılı ortamlarda insanların algılamalarını arzulasınlar, bunu başarı ile gerçekleştirebilecekleri en önemli şey kaliteli görselliktir. Bu yüzden öne çıkmayı hedefleyen her firma, profesyonel olmak zorundadır.
Ürün çekimi nasıl yapılır?
Öncelikle ürünümüze bir sahne hazırlamalıyız. Bazı ürünler için düz renkli zeminlerde çekim yapıp, photoshop işlemi ile düzenlemesi yapabilirken, bazı ürünler içinse çekim alanına düzenleme yaparak görsel açıdan güzel bir görüntü sağlayabiliriz. Sahnemizi hazırladıktan sonra çekim için en önemli şey olan ışığımızı kullanmalıyız. Ürünümüzün yapı ve dokusuna göre ışık yoğunluğunu, rengini ve yönünü ayarlamalıyız. Tüm bu işlemler sonrasında fotoğraf makinamızın ayarlarını, mekan ile uyumlu hale getirip çekimimizi gerçekleştirebiliriz.
Ürün çekimini doğru yapmanız için bilmeniz gereken püf noktaları
Çekim için ışıklandırmaya maliyet ödemek istemezseniz gün ışığından faydalanabilirsiniz. Bulunduğunuz ortamın en aydınlık bölümüne sahneyi kurarak, hem daha doğal hemde kaliteli fotoğraflar elde edebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta; güneş ışığı yer değiştirebilir veya gün batabilir. Bu yüzden uzun süre çekim yapmanız lazımsa saat aralığını iyi kullanmanız gerekiyor. Gün ışığını kullanırken bazı bölgelerin gölgelenmesini en aza indirmek için reflektör kullanmak faydalı olacaktır. Reflektöre de maliyetsiz ulaşmak isterseniz, bir kartonu alüminyum folyo ile kaplayarak kendiniz hazırlayabilirsiniz. Çekim yaparken tripod kullanmanız hem sizi daha az yoracak, hemde sabit oluşu ile daha net fotoğraflar çekmenizi sağlayacaktır. Ürün çekiminden önce ürünleri mutlaka temizlemelisiniz.
Bu sayede ürün üzerinde toz, iz gibi kalitenizi düşürecek unsurlar bulunmaz. Mekan styling'i için diğer fotoğrafçıların çekimlerinden ilham alabilirsiniz. Bunun için bolca gözlem yapmalı ve araştırmalısınız. Bir resim, bir görsel hayal gücünüzü harekete geçirip size fikir verebilir. Karmaşık mekan düzenleri ve fotoğraf üzerinde fazla oynama yapmaktan kaçınmalısınız. Her insan gün içinde binlerce reklama maruz kalırken, yalnızca kaliteli ve çabuk anlaşılır olanlara ilgi duyar. Karmaşık düzen algılamayı zorlaştıracağı için, birey reklamı ve ürünü görmezden gelmeye meyilli olacaktır. Fotoğraf üzerinde fazla oynama yapılması ise kaliteyi düşüreceğinden, ürüne karşı bir ön yargı oluşturabilir.
Ürün çekimi, önemi gibi konuları genel hatlarıyla aktardık. Sektöre yeni atılan veya içinde bulunduğu pazarın liderlik konumuna ulaşmak isteyen her birey, konunun öneminin farkında olmalıdır. Butik olarak bir işe atılmış olabilirsiniz. Profesyonel çekime ayıracak bütçeniz bulunmasa da, anlatılan püf noktalara dikkat ederek en doğru sonuca ulaşabilirsiniz.Çekime başlamadan önce temel fotoğrafçılık ile ilgili bilginizin olması size önde başlamanız için bir fırsat verecektir. Ne kadar düzgün bir sahne hazırlarsanız hazırlayın, doğru ışık, enstantane, diyafram kullanmadığınız sürece kaliteli bir görsel yakalayamazsınız. Sahnenizin ana karakteri her zaman ürününüz olmalı ve yan karakterler onu güçlendirip vurgulamalıdır. Denemekten vazgeçmeyin. Çok fazla deneme yapmanız gözünüzü eğiteceği gibi, makinanız ile daha iyi anlaşmanızı sağlayacaktır. Ürününüzü görsel olarak düzenlerken, hedef kitlenizi göz önünde bulundurmayı unutmamalısınız. İşinizin sanat olmadığını ve üçüncü şahıslara hizmet ettiğinizi aklınızda bulundurursanız, hedef kitleniz için doğru bir mesaj verebilirsiniz.
Ürün fotoğrafçılığı eğitimi nedir?
Satış ve pazarlama alanında faaliyet yürüten firmalar için reklam çok önemlidir. Satışa sunulan bir ürün varsa, bu ürünün tanıtımını yapmak o ürünün piyasa değerini arttırır. Broşür, katalog veya internet sitesi ile tanıtım yapmak markalaşma yolunda önemli bir adımdır. Tüm bu araçlar için ise kaliteli fotoğraflar hazırlamak çok önemlidir. Üretilen ya da tasarlanan bir meta, mümkün olduğunca fazla platformda tanıtılmalıdır. Ürünün gerçek niteliklerini yansıtmak ve kullanıcıyı doğru bilgilendirmek için, gerçeğe yakın fotoğraflar kullanmak çok önemlidir. Ürün pazarlamamın bu kısmında devreye ürün fotoğrafçılığı girer. Bir ürünü tanıtmanın en iyi yollarından biri, o ürünü ilgi çekici görsellerle sunmaktır. Bir konsept ile hazırlanan iyi bir sunum, ürünün ilgi çekiciliğini de arttırır. Ürün fotoğrafçılığı, çekimi yapılan ürünün kullanıcıya bir sanat eseri gibi sunulmasına olanak sağlar. Örneğin bir parfümü, içeriğindeki kokuları oluşturan bitkiler ile fotoğraflamak, ürün fotoğrafçılığının konusudur. Bu tür kompozisyonlar, hedef kitleye ulaşmanın güzel ve çekici bir yoludur.
Ürün fotoğrafçılığı nasıl yapılır?
Günümüzün gelişen alternatif alış-veriş kanallarından biri de e-ticarettir. Pek çok firma, mağaza satışı yapmanın yanında internet satışı da gerçekleştirmeye başladı. Dijital platformlarda sağlam bir duruş sergilemek için ise kullanıcılara doğru bilgiler sunmak önemlidir. Satışa sunulan ürünler, dijital ortamda kullanıcıya tanıtılırken gerçeğe uygun görseller kullanılmalıdır. Ürün tanıtımı yapmak için o ürünün kullanıcıya görsel veya işitsel yollarla ulaştırılması gerekir. Radyo ve televizyon reklamları, afiş ve broşürler, sosyal medya platformları bu iş için önemli araçlardır. Sosyal medyada tanıtımı yapılacak bir ürün için telefon kamerası ile çekilen güzel bir fotoğraf yeterli olabilir. Ancak basılı tanıtım araçları kullanılacak ise kaliteli fotoğraflar kullanmak önemlidir. Katalog, afiş veya broşür gibi basılı araçlar kullanılırken, bu araçların kaliteli olmasına özen gösterilmelidir.
Profesyonel bir mekanda, profesyonel makine ve ekipmanlarla elde edilen fotoğraflar, kullanılacak materyalin kalitesini arttırır. Bir broşür hazırlanırken seçilen fotoğraf, broşürün yayılmasına da katkı sunacaktır. Katalog fotoğrafı çekimleri için, profesyonel destek almak önemlidir. Ancak yeni ve genç girişimci firmalar kimi zaman yeterli maddi kaynağa sahip olamayabilir. Böyle bir durumda ürün sahipleri kendi ürünlerinin fotoğraflarını çekebilmelidirler. Evde veya ofiste bir odayı amatör bir stüdyoya çevirmek geçmişe oranla artık çok daha kolay. Hangi ekipmanlara ihtiyaç duyulacağını bilmek, mini bir fotoğraf stüdyosu yaratmak için iyi bir adım olacaktır.
Ürün fotoğrafçılığı yapabilmek için hangi ekipmanlar gerekir?
Kendi imkanları ile fotoğraf çekmek isteyenler, bazı ekipmanlara ihtiyaç duyar. Profesyonel veya yarı profesyonel bir fotoğraf makinesi bu ekipmanlar arasında ilk sıradadır. Bir fotoğraf makinesi, iyi kullanıldığı taktirde kaliteli fotoğraflar çekmek için önemli bir araçtır. Diğer bir araç, makineyi sabitlemek için kullanılacak tripod yani üçayaklardır. Bu ekipman sayesinde, makine hareket etmeyecek ve çekilen fotoğraflar daha net çıkacaktır.
Doğal ışık kaynağının yetersiz olduğu durumlarda yapay ışıklardan yararlanmak gerekir. Işık için kimi zaman bir masa lambası bile yeterli olur. Önemli olan kullanılacak lambanın 5500 kelvin derecesinde ışık vermesidir. Bazı materyaller ışığı yansıtır, bazıları da geçirir. Böyle durumlarda ışığı ürüne doğrudan tutmak iyi bir sonuç vermez. Işığın önüne konabilecek bir aydınger kağıdı, fotoğrafı çok daha güzel bir hale getirebilir. Ürünün fotoğrafı çekilirken kullanılacak zemin de önemlidir. Bunun için üretilmiş ürün masaları vardır. Ancak, herhangi bir sehpanın üzerine konulacak fon kağıtları veya desenli kağıtlar, çok güzel bir zemin efekti yaratabilir. Fotoğrafları işlemek için de elbette bir bilgisayara ihtiyaç duyulacaktır.
Fotoğrafçılık, yaratıcılığın baş kahramanıdır. Zamanın ise baş düşmanı... Zaman akıp gider, ama siz iyi bir fotoğrafçıysanız eğer doğru bir anı yakalayıp sonsuza kadar yaşamasını sağlayabilirsiniz. Şimdi dilerseniz başarılı bir fotoğrafçı olmak için neler yapılmalı onlara göz atalım.
Tüplü Dalış denizlerle çevrili ülkemizde keyifle yapılabilecek aktivitelerden biridir. Su altı dünyası ve canlıları ile tanışmamıza olanak sağlar. Karada yaşayan insanoğluna farklı bir ortamda ilginç deneyimler yaşatır. Son 10 yılda Tüplü dalış ekipmanlarında ki gelişmeler insanların su altına adapte olmasını kısmen kolaylaştırmıştır. Bu gelişmeler dünyada dalış meraklılarının sayısını gün geçtikçe arttırmaktadır. Bugün artık dünyanın herhangi bir deniz kıyısında dalış okullarına erişim sağlayarak, keyifli dalışlar yapabilme imkanı sunulmaktadır. Dalış kurallara uyulduğu sürece en güvenli aktivitelerden biridir. Uygun seçilmiş ekipmanla, her mevsim dalış yapılabilir. Her mevsim değişiklik gösteren su altı farklı süprizlerle doludur.
Tüplü Dalışı Meslek Haline Getirmek
Tüplü dalış tüm denizlerde ve tatlı sularda yapılabilmektedir. Sualtında çalışan petrol tesislerinde, köprü yapımlarında sualtı kesimlerde, Su araştırmalarında ve arkeolojik kazılarda, dalış okullarında, tüplü dalış yapan profesyonel dalgıçlara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçlar sadece eğlence için dalmanın yanı sıra, tüplü dalışı tercih edilen bir meslek haline getirmektedir. Sportif dalışta normal hava kullanılırken, bugün artık iş için yapılan dalışlarda özel karışım gazlar kullanılarak sualtında kalma süreleri uzatılabilmektedir. Dalıştaki basınç etkilerinden zarar görme şansıda bu şekilde sıfıra inmektedir. Sualtı dünyasına merak duyan ve aynı zamanda sevdiği işi meslek haline getirmek isteyen insanlar için harika fırsatlar vardır.
Sportif Dalış Çeşitleri
Profesyonel dalıştan farklı olarak kesin limitleri olan bir aktivitedir. Ancak bu keyif alma fırsatlarımızı engellemez. Mağara dalışı, batık dalışı, irtifa dalışı, gece dalışı, buzul dalışı, köpek balığı dalışı, reef dalışı, tekne dalışı, kıyı dalışı gibi çok çeşitli dalış şekilleri vardır. Bulunduğumuz bölgeye ve ilgi alanlarımıza göre farklı deneyimler yaşamamız mümkündür. Bu farklı seçenekler her seferinde farklı sürprizleri getirdiğinden dalış sıkıcılıktan uzak bir aktivite şeklidir.
Dalış Fotoğrafçılığı Nedir?
Bugün artık dijital gelişmeler sayesinde fotoğraf çekmek çok kolay hale geldiği için hepimiz birer fotoğrafçı haline geldik. Bu gelişmeler, sualtı fotoğrafçılığında da artık isteğimiz fotoğraf makinelerini, özel su geçirmez kutuların içinde sualtına indirme ve harika fotoğraflar çekme fırsatlarını bize sundu. Bugün artık Sualtı fotoğrafçılığında, sualtı dünyasının bize sunduğu harikulade görsel şölenlerin tadını çıkartabiliyoruz. Balıklar, küçük deniz canlıları, batıklar, bitkiler bize sualtında, makro ve geniş açı fotoğraflar için model oluyorlar. Bugün artık sualtı fotoğrafçılığı da rağbet gören meslekler arasına girdi.
Ünlü Fransız okyanus bilimci Jacques-Yves Cousteau 'nun öncüsü olduğu tüplü dalış sistemlerin ki gelişmeler, dalışın tüm dünyada sevilerek yapılan ve herkesin kolaylıkla yapabildiği aktivitelerden birisi haline gelmesini sağladı. Bu gelişme hiç farkında olmadan yaptığımız büyük bir hatanın da su yüzüne çıkmasını sağladı. Deniz alır dediğimiz ve umursamadığımız çöplerimiz den, büyük çöp okyanuslarımız olduğunu ve sualtı dünyasına ne kadar geri dönülemez zararlar verdiğimizi keşfettik. Günümüzde artık tüplü dalış yapanlar artık bir misyonu daha yüklendiler. Denizlere yaptığımız bu katliamı durdurmak için farkındalık oluşturmak ve denizlerin temizlenmesine yardımcı olan kuruluşlarla ortak faaliyetlere katılmak. Bu sayede küresel olamasa da bölgesel kısmi iyileşmeler sağlanabiliyor. İnsanoğlunun kendi eliyle yarattığı bu kirlilik ancak yine kendi çabalarıyla temizlenmeye çalışılmalı. Ne yazık ki dünyanın cigerleri sayılan okyanuslarda büyük mercan resiflerine geri döndürülmez hasarlar verdik ve faturasını küresel ısınma, kuraklık, bazı canlı türlerinin tükenmesi gibi sonuçlarla ağır ödemeye başladık bile. Tüplü dalış meraklıları bu güzellikleri görmeye devam etmek için çevre kirliliği faaliyetlerine her zaman duyarlı olmuşlarıdır.
Fotoğrafçılık eğitimlerinde öğrettiğimiz 3 basit kavram
Fotoğraf çekmekle az da olsa ilgileniyorsanız bu 3 kavramı kesinlikle duymuşsunuzdur. Diyafram, Enstantane ve ISO. Bu üç kavram öğrenmeniz gereken ilk kavramlar olup fotoğrafçılığın temelidir. Fotoğrafın oluşabilmesi için ışık ve ışığa duyarlı bir yüzey gerekir. Bu üç öge de ışığı kontrol etmemizi sağlar.
Diyafram
Diyafram makinenize girecek ışık miktarını belirlemenizi sağlar, objektiflerin(Lens) en büyük özelliğidir. Bu element fotoğraflarınızda ki alan derinliğini belirler. F-durakları ile ifade edilir ve değeri düşükse diyafram genişliği o kadar geniş olur. Örneğin F/2 değerinde diyafram genişliği fazladır ve bu makinenize fazlaca ışık girdiğini söyler. Daha çok gece çekimlerinde veya ışığa ihtiyaç duyduğumuz çekimlerde kullanılır. Bu değerde alan derinliğiniz sığlaşır. Ön ve arka plan bulanıklaşır, sadece konunuzu odaklar. F/12 gibi bir değerde ise makineye giren ışık azalır, alan derinliği artar. Kadrajın her kısmı nettir. Manzara fotoğrafları çekerken tercih edilir.
Enstantane
Bu element ışığı kontrol etmemizi sağlar. Ayrıca hareketi kontrol edebilmemizi kolaylaştırır. Sensörün önünde bir perde bulunur ve bu perdenin açılıp kapanma hızına enstantane denir. Perdeyi ne kadar hızlı kapatırsak sensörün üzerine o kadar az ışık düşer ve hareketli olan nesneleri sabit şekilde fotoğraflama şansını elde ederiz. Örneğin hızla hareket eden bir arabayı duruyormuş gibi çekebiliriz. Peki enstantane hızını düşürürsek, perde uzun bir süre açık kalırsa ne olur? Buna uzun pozlama adını veriyoruz. Uzun pozlama ile birçok dramatik fotoğraf çekebilirsiniz. Astrofotoğrafçılıkta kullanılan en önemli özelliktir. Derin uzaydan dünyaya ulaşan ışık miktarı az olduğu için gözle görülebilir bir sonuç elde etmek için ışığın sensör üzerinde uzun bir süre kalması gerekir. Bu gibi durumlarda fotoğrafçıların en az 13 saat gibi bir süre boyunca pozlama yapmaları gerekir.
ISO
Sensörün ışığa olan hassasiyeti demektir. Pozlama yaparken daha fazla ışığa ihtiyacımız olduğu zaman başvurulması gereken bir elementtir. Çok yüksek bir değere getirdiğinizde fotoğrafta kumlanmaa dediğimiz bozukluklar oluşabilir. O yüzden ışığa ihtiyacımız olduğunda ilk önce diyafram ve enstantaneyle oynamak ve hala ışığa ihtiyacımız varsa ISO’ya başvurmak gerekir. Çok yüksek ayarlara çektiğimizde sensörün üzerinde bazı piksellerin yanma olasılığı vardır. Ayrıca ISO’yu uzun süre kullanmak sensörün hızlıca ısınmasına neden olur.
Fotoğrafta ışığın ne denli önemli olduğunu anlamak için bir makineye sahip olmanız gerekmez. Telefonla bir fotoğraf çekerken bile bunu fark ederiz. Telefonun aksine fotoğraf makinesinde ışığı kontrol edebilmek için yapılabilecek bir çok ayar mevcuttur. Bu ayarların teorik olarak ne anlama geldiğini bildikten sonra pratik yaparak kendinizi geliştirebilir ve fotoğrafçılıkta ilerleyebilirsiniz. Bunun içinde sabırlı olmanız ve başarısız sonuçlardan yılmamanız gerekir. Hiç kimse eline kamerayı aldığı gibi muhteşem fotoğraflar çekemez. Aynı zamanda fotoğraf makinesi ne kadar kaliteli olursa olsun kullanmayı bilmedikten sonra en ucuz makinelerle aynı değere sahiptir.
Başarılı bir fotoğrafçı olmak isteyenlere öneriler
İlk olarak bunu gerçekten istediğinize emin olun. Çünkü fotoğrafçılık bir heves işi değildir. Artık fotoğraf makinanız, hayatınızın her anında boynunuzda asılı olacaktır. Bir aksesuar değil, yaşamınızın geri kalanında sizin bir parçanız olacaktır. Şimdi bu noktada onu tanımaya başlayın. Her detayını inceleyin ve devamlı çekim yapın. Emin olun her geçen gün yeni bir ayrıntı keşfedeceksiniz. Peki tanıma evresinden sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz? Haydi sırasıyla öğrenelim!
Öncelikle, eğitim almayı deneyin. Fotoğrafçılık aslında çok geniş alanlara sahiptir. Ürün fotoğrafçılığı, sokak fotoğrafçılığı, moda fotoğrafçılığı, düğün fotoğrafçılığı ve doğum fotoğrafçılığını bunlara örnek olarak verebiliriz. Unutmayın ki her branşın kendine ait bir tekniği vadır.
Eğer imkanınız var ise çalışarak da kendinizi geliştirebilirsiniz. Çünkü eğitim tek başına yeterli olmaz. Pratiğe dökmeye ihtiyacınız var. Bu durumda sahaya inmeniz sizin için en güzeli olacaktır.
Artık kendinizi gösterme zamanı! Bakış açınızı belirleyin. Bu çok kolay gibi görünsede aslında değildir. Çünkü bir konuda tek taraflı bakış açısı olmaz. Bir çok açıdan denemelisiniz. Bir süre sonra her noktadan bir kare yakalamaya çalıştığınızı fark edeceksiniz. Belki tek bir fotoğraf için saatlerce uğraşacaksınız. Şaşırmayın! Siz başarıya giden yolda doğru adımları atıyorsunuz.
Fotoğrafçılıkta sık yapılan 5 hata
Fotoğrafınızla çok fazla oynamamalısınız. Bırakın fotoğrafınız doğal haliyle kalsın. Gereksiz efektlerden kaçınmalısınız.
Zayıf yada fazla ışık kullanmamalısınız. Güneşi arkanızda bırakmak size avantaj sağlayacaktır.
Gerekli olmadıkça flash kullanmamalısınız. İnsanların yüzünde patlayan o fotoğraflara sahip olmak istemezsiniz değil mi?
Kendinizi yeterince geliştirdiğinizi düşünmüyorsanız fazla ekipman almamalısınız. Emin olun elinizdekiler başlangıç için yeterli olacaktır.
Fotoğrafınızda kimi veya neyi çektiğiniz belli olsun. Başarılı bir fotoğrafta, doğru kompozisyon önemlidir.
İyi Bir Fotoğraf için 5 İpucu
Işığınızı iyi ayarlamalısınız. Fotoğrafınızın karanlık çıkmasını istemezsiniz değil mi? Söylemedi demeyin saat 12:00’de güneş ışınları o fotoğrafta patlar.
Fotoğrafınızda uzun pozlamaya yer vermelisiniz. Böylece birbirinden güzel ve yaratıcı fotoğraflar yakalayabilirsiniz.
Objenize yaklaşmalısınız. Eğer daha net fotoğraflar istiyorsanız objenize mümkün olduğunca yaklaşmalısınız.
Fotoğrafını çektiğiniz kişilerden izin almaya çalışmalısınız. Bu sonradan sorun yaşamamanız için oldukça önemlidir.
Bundan sonra bol bol fotoğraf çekin. Çektikçe doğru kareye bir adım daha yaklaşacaksınız.
Son olarak demek istediğim, bu hayatta sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın. Hayallerinizi bir kenara koyup bırakmayın. Eğer fotoğrafçılık hayalinizse peşinden gidin. Asla ertelemeyin. Unutmayın zaman bir su gibi akıp gider...
Fotoğrafçılıkta dikkat edilmesi gerekenler
Amatör ya da profesyonel olsun, günümüzde birçok insan fotoğrafçılık ile ilgilenmektedir. Ancak kaçımız bu işi bilinçli bir şekilde yapıyor? Şüphesiz ki hobilerin temel amacı o işi yapan kişilerin yaptıklarından doyum almasıdır. Bundan dolayı hobilerimizi belli bir eğitim doğrultusunda yaptığımızda aldığımız doyum artacaktır.
Fotoğrafçılığın birçok alt dalı bulunmaktadır: Düğün, spor, doğa, iç mekân fotoğrafçılığı gibi. Her bir alt dalın kendine özgü kuralları bulunmakla birlikte fotoğrafçılık değişmez bazı kurallara da sahiptir. Diyafram, enstantane ve İSO gibi. Bu üçlü, fotoğrafçılığın temelini oluşturmaktadır. Yazımızda bu üçlüyü açıklamayacağız. Doğa fotoğrafçılığında dikkat edilmesi gereken noktaları ayrıntılandırmakla yetineceğiz.
Doğa fotoğrafçılığında üzerinde duracağımız noktalar ise kullanacağımız ekipmanlar, özgünlüğü nasıl yakalayacağımız, fotoğraf düzenleme uygulamalarının kullanımı ve fotoğrafın konusu olan nesnelere fotoğrafta nasıl yer vereceğimizdir. Bu değişkenleri doğru bir şekilde bir araya getirdiğimizde başarılı bir fotoğraf karesi yakalamaya yaklaşmış olacağız.
Devamını göster
Fotoğrafçılık kurslarıyla ilgili sık sorulanlar
Kurslarımızın hepsi çok iyi. Dolayısıyla bireysel ihtiyaçlarınıza ve hedeflerinize en uygun olan kurs sizin için en iyi kurs olabilir. Ayrıca birçok farklı fotoğrafçılık türü var. Bunları birbirleriyle kıyaslamak doğru değil.
Seçtiğiniz kursa bağlı olarak ücreti farklılık göstermektedir. Bazı kurslarımız ücretsiz olabiliyor. Bazıları ise süresi uzun olduğu için daha pahalı olabiliyor. Burada üzerinde düşünülmesi gereken şey ücreti değil, hangisine ihtiyacınızın olduğu. Zaten piyasadaki en kaliteli eğitimleri uygun fiyat politikasıyla sunuyoruz.
Birçok fotoğrafçılık kursunda temel bir bilgiye sahip olmanızı bekliyoruz. Öncelikle fotoğrafla ilgili bakış açınızı netleştirin.Bazı kurslar daha spesifik ihtiyaçlar gerektirebilir. Örneğin ürün fotoğrafçılığı için ışık kullanımı gerekli olabilir. Bu sebeple ders içeriğini incelemeniz daha faydalı olacaktır.
Fotoğrafçılık kursları, seçtiğiniz kursa bağlı olarak çok çeşitli faydalar sunar. Bazı kurslar fotoğrafçılık becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olurken, bazıları belirli teknikler veya türler öğretir. Fotoğrafçılık kursları, diğer fotoğrafçılarla tanışmak ve yeni arkadaşlar edinmek için de harika bir yoldur.
Fotoğrafçılık kurslarının en büyük dezavantajı ekipmanların pahalı olmasıdır. Yazılımcı olmak için bir bilgisayara ihtiyacınız varsa, fotoğrafçı olmak için de fotoğraf makinasına ihtiyacınız var. Ayrıca zaman maliyetini de hesaba katın. Çünkü fotoğraf çekmek zaman isteyen bir iştir.
Temel fotoğrafçılık eğitimi tam size göre. Başlangıç seviyesindeki öğrenciler için tasarlanmıştır ve sıfırdan başlayanlar için ideal bir kurstur.
Fotoğrafçılık, temelinde kullandığımız ekipmanlar yer almaktadır. Ancak illa ki pahalı ekipmanlara sahip olmak zorunda değilsiniz. Ara Güler iyi bir daktiloya sahip yazarın başarılı romanlar yazamayabileceğini söyleyerek durumu açıklamıştır. Sıradan cep telefonu ile çekilen başarılı fotoğrafı, başkaları pahalı bir fotoğraf makinesi ile çekemeyebilir. Ancak gene de ekipman konusunda bilgi vermekte fayda var. Profesyonel bir fotoğraf makinesine sahip olduğunuzda size standart kit lens (18-55 mm) makineniz ile birlikte gelir. Bu lens size geniş bir zoom olanağı tanımasa da sabit manzaraları çekmekte büyük avantaj sağlayacaktır. 18 mm’de çekeceğiniz fotoğraf geniş bir görüş açısı sağlar. 55 mm’de yakından çekeceğiniz bir nesnede ise size yeterli keskinliği verecektir. Kadrajınıza daha geniş bir alanı sığdırmak istiyorsanız geniş açılı lens tercih etmeniz doğru olacaktır. Tokina 11-16, Nikon 16-35 mm’yi örnek olarak verebiliriz. Geniş açı lensleri kullanırken dikkat edeceğiniz nokta ise nesneyi kadrajın kenarlarına değil merkeze yakın noktalara almanızdır. Çünkü geniş açılı lenslerde kadrajın uç noktalarında görüntüde bozulmalar olacaktır. Geniş açı lenslerle ilgili söylememiz gereken son nokta ise fiyatlarının yüksek olmasıdır. Fotoğrafçılık konusunda kararlı olmadan, bir hevesle bu lensleri satın almamanızı tavsiye ederim.
Geniş zoom olanağı tanıyan lensler özellikle uzaktaki hareketli canlıları ürkütmeden kadrajınıza aktarmanızı sağlayacaktır. Doğa fotoğrafçılarının vazgeçilmezlerinden olan bu lensleri kullanırken makinenizi sabitlemenizde fayda vardır. Çünkü zoom yaptıkça görüntünün hassaslığı artacaktır. Ufacık bir hareket dahi fotoğrafınızın keskinliğine zarar verecektir. Nikon 200-400 mm, Canon 70-200 mm lensler bunlara örnektir.
Son olarak hem ucuz hem de sizlere doyum verecek bir lensten bahsetmek istiyorum. 50 mm lensler… Bu lens ile geniş manzaraları kadrajınıza aktaramazsınız. Ancak cansız nesneleri yakın planda istediğiniz keskinlikte çekmekte oldukça başarılıdırlar. 1.8’lik diyafram değeri ile arka planda sizi tatmin edecek bulanıklığı yakalayabilirsiniz. Aynı zamanda arka plan bulanıklığı ile nesnenizi dilediğiniz gibi ön plana çıkarabilir, eşsiz doğa fotoğrafları çekebilirsiniz.
Fotoğrafçılık var olanı olduğu gibi aktarmak değil, kendimizden parçalar eşliğinde kadrajımıza aktarmaktır. O halde fotoğrafçılığın sanatsal bir faaliyet olduğunu söyleyebiliriz. Sanatsal her faaliyetin temelinde de özgünlük vardır. Çünkü özgünlük olmazsa sanatçı değil zanaatçı oluruz. Bu noktada bakış açımızı genişletmeli ve zenginleştirmeliyiz. “Bu kareyi nasıl çekersem herkesçe görülemeyeni ön plana çıkarmış olurum?” şeklinde düşündüğümüzde özgünlük için ilk adımı atmış oluruz.
Özgün kareler çoğu zaman emek ister. Yıldızları çekmek isterseniz saatlerce şehir ışığından uzak noktalarda makinenizin başında beklemeniz gerekebilir. Güneşin batışı size güzel bir kare sunabilir. Ancak bu kare ne kadar özgündür? Güneşin batışı ile yetinmeyip belki günlerce uğraşarak güneşin batışı esnasında oradan geçen bir yelkenliyi ya da bir martıyı yakalayabilirseniz bu sahne size özgünlük sunacaktır.
Oldukça göreceli bir nokta olan fotoğraf düzenleme uygulamalarının (Adobe Photoshop, Picsart vb.) kullanımı tamamen fotoğrafçının kendisine kalmış bir durumdur. Doğa fotoğrafı çektiğimizi düşündüğümüzde doğallığı bozmadığımız sürece ya da çektiğimiz karede yer almayan bir varlığı fotoğrafa eklemediğimiz sürece bu uygulamaları kullanmakta bir sakınca yoktur. Tabi ki de kişisel görüşler ve beğeniler burada asıl belirleyici olacaktır. Özellikle ışık dengesini sağlayamadığımız durumlarda ve renklerde istediğimiz doygunluğu yakalayamadığımız durumlarda bu uygulamalar işlevsel olabilmektedir. Doğa fotoğrafçılığının temel unsurlarından birisi renk dengesini sağlayabilmektir. Çekimlerimizde dengeyi sağlayamazsak üzülmeye gerek yok.
Dijital ortamda fotoğrafların doygunluğunu rahatlıkla ayarlayabilmekteyiz. Tabi ki de bunu nasıl yapacağımız başka bir yazının konusu olduğundan burada değinmiyoruz. Fotoğrafınız üzerinde dijital ortamda küçük dokunuşlar yapmaktan çekinmeyin. Ama doğallığı da unutmayın.
Şu ana kadar doğa fotoğrafçılığında kaliteyi artırmak adına dikkat etmeniz gereken noktalardan bahsettik. Bahsettiğimiz noktaların hepsini başarılı bir şekilde uyguladığınızda yakaladığınız karelerin kalitesinde büyük bir artış göreceksiniz. Ancak teorik bilgi her zaman başarıyı getirmeyecektir. Öyle olsaydı insanlar değil makineler, insana ihtiyaç duymadan fotoğraf çekebilirdi. Deklanşöre ne zaman basılacağına karar veren sizsiniz. Ruhunuzla, zihninizle doğru ana siz fotoğrafçılar karar vereceksiniz. Peki doğru ana nasıl karar vereceksiniz? Somut bir örnekle açıklayayım: Fotoğrafçılık bisiklete binmek gibidir. Öğrenirken defalarca düşebilirsiniz. Öğrendikten sonra ise artık bisiklete nasıl bineceğinizi düşünmezsiniz. İşte bu şekilde fotoğrafçılık üzerine eğildikçe deklanşöre basacağınız anı hissedeceksiniz. Bunu başarmak için deklanşöre basmaktan çekinmeyin. Artık filmli fotoğraf makineleri nostaljiye değer verenler dışında kullanılmıyor. Fotoğraf makinenizi elinize alın ve yollara düşün. Gün içerisinde onlarca hatta yüzlerce fotoğraf çekin. Hepsi güzel olmayacaktır. Ama bu fotoğraflar içerisinde bir fotoğraf için "İşte oldu!" diyebiliyorsanız siz başarılı bir fotoğrafçı olmuşsunuzdur.
Unutmayın, güzel olan her şey sanattır ve güzel kareler yakaladığınız sürece sizler de birer sanatçısınız.
Görsel alanlara ilgili olan bir çok insan fotoğraf hakkında bir şeyler öğrenmek ve fotoğrafçılığa başlamak ister. Bu istekleri karşılayacak bir çok online ve offline eğitim de bulunur. Bazı insanlar ise deneye yanıla ve araştırarak öğrenmeyi tercih eder. Biz de burada fotoğrafçılığı tek başınıza öğrenmeye hevesliyseniz öğrenmeniz gereken en basit özelliklerden ve tavsiyelerden bahsedeceğiz. Öncellikle fotoğrafçılık ile ilgilenen herhangi birin “Hangi model makine almalıyım?”, “Cropbody mi yoksa Fullframe mi?” ve benzeri sorular sormayın. Herkesin bir makineden beklentisi ve fotoğrafçılık da yöneldiği alan farklıdır. Siz porte fotoğrafçılığı yapmak istersiniz ama karşınızdaki kişi manzara fotoğrafçılığı ile ilgileniyordur. Doğal olarak sahip olmanız gereken ekipmanlar değişir. Kendi ihtiyaçlarınızı iyi düşmenizi, uzun araştırmalar sonucu makinenize ve diğer ekipmanlarınıza karar vermelisiniz.