AnasayfaBlogYapı Mühendislerinin Kullanabileceği İngilizce Kelimeler
Yabancı Dil Eğitimi
Yapı Mühendislerinin Kullanabileceği İngilizce Kelimeler
31 Mayıs 2024
Yapı mühendisliği, modern toplumun temelini oluşturan binaların, yolların, köprülerin ve geniş altyapı sistemlerinin tasarlanması ve inşa edilmesinde kilit bir rol oynar. Bu tür önemli projeler genellikle uluslararası ortamlarda gerçekleştiğinden, bu işlerde başarılı olmak için mükemmel bir teknik İngilizce yeteneğine sahip olmak hayati önem taşır. İşte bu noktada, bazı özel İngilizce kelimelerin ve ifadelerin anlamlarını bilmek yerinde olacaktır.
Yapı Mühendisliği Kapsamında Sıkça Kullanılan İngilizce Kelimeler
Yapı mühendisliğinde sıkça kullanılan İngilizce kelimeler arasında şunlar yer alır:
'Compression' (Basınç): Yükü yukarıdan aşağıya taşıyan bir kuvvet türüdür. Aşırı kompresyon, malzemelerin çökmesine neden olabilir.
'Tenacity' (Dayanıklılık): Malzemenin, dış etkenlere karşı direncini ifade eder.
'Torsion' (Bükülme): Bir malzeme üzerinde etki eden ve onu tork veya bükme üzerinde döndüren kuvveti ifade eder.
1- Compression (Basınç): Yükü yukarıdan aşağıya taşıyan bir kuvvet türüdür. Aşırı kompresyon, malzemelerin çökmesine neden olabilir.
2- Tenacity (Dayanıklılık): Malzemenin, dış etkenlere karşı direncini ifade eder.
'Stress analysis' (Stres analizi): Bir yapının veya malzemenin, farklı yük ve basınç koşullarının neden olduğu stres seviyelerini belirlemek için kullanılır.
'Load distribution' (Yük dağılımı): Yapıda yükün nasıl dağıtıldığını, hangi bölümlerin daha fazla yük taşıdığını açıklar.
'Structural integrity' (Yapısal bütünlük): Bir yapının dayanıklılığını, güvenliğini ve uzun ömürlülüğünü ifade eder.
3- Torsion (Bükülme): Bir malzeme üzerinde etki eden ve onu tork veya bükme üzerinde döndüren kuvveti ifade eder.
Yukarıda listelenen kelimeler dışında, cantilever (konsol), load-bearing (yük taşıyan), shear force (kesme kuvveti) gibi terimler de yapı mühendisliği konuşmalarında ve yazışmalarında sıkça geçer.
Yapı Mühendisliği Kapsamında Kullanılan İngilizce İfadeler
Yapı mühendisliğinde kullanılan bazı önemli İngilizce ifadeler şunlardır:
Stress analysis (Stres analizi): Bir yapının veya malzemenin, farklı yük ve basınç koşullarının neden olduğu stres seviyelerini belirlemek için kullanılır.
Load distribution (Yük dağılımı): Yapıda yükün nasıl dağıtıldığını, hangi bölümlerin daha fazla yük taşıdığını açıklar.
Structural integrity (Yapısal bütünlük): Bir yapının dayanıklılığını, güvenliğini ve uzun ömürlülüğünü ifade eder.
Bunlar yalnızca başlangıç olabilir. Yapı mühendisleri, bulundukları her projede farklı terimler ve ifadelerle karşılaşabilirler. Bu yazıdaki bilgiler genel bir başlangıç sağlar, ancak her mühendis geniş teknik İngilizce kelime bilgisine sahip olmalıdır. Sonuçta, belirli bir projeyle veya yapı tipiyle ilgili spesifik bir dil, belirli sorunların üstesinden gelmenin ve başarılı bir projenin anahtarıdır.
Ölçme
Örnek Diyalog: Annika: I'm surveying the area to determine the best place to put our new store. Amara: That's a great idea. What criteria are you taking into consideration? Annika: Proximity to public transportation, population density, and access to shopping centers are all important factors. Amara: Sounds like you have a good plan. How long will it take for you to finish the survey? Annika: I should be done in about a week. I'll have a better idea of the ideal location once I'm finished.
Türkçe: Annika: Yeni mağazamızı koyabileceğimiz en iyi yeri belirlemek için bölgeyi araştırıyorum. Amara: Bu harika bir fikir. Hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Annika: Toplu taşımaya yakınlık, nüfus yoğunluğu ve alışveriş merkezlerine erişim önemli faktörler. Amara: İyi bir planınız var gibi görünüyor. Anketi bitirmeniz ne kadar sürecek? Annika: Yaklaşık bir hafta içinde bitirmiş olurum. Bitirdiğimde ideal konum hakkında daha iyi bir fikre sahip olacağım.
Kiriş
Örnek Diyalog: Annika: Wow, did you see that beam of light earlier? Amara: Yeah, it was incredible! I've never seen something so bright and beautiful.
Türkçe: Annika: Vay canına, az önceki ışık huzmesini gördün mü? Amara: Evet, inanılmazdı! Hiç bu kadar parlak ve güzel bir şey görmemiştim.
Fabrikasyon
Örnek Diyalog: Annika: I can't believe someone would make up such a wild fabrication! Amara: I know! It's outrageous. How could they think that anyone would believe it?
Türkçe: Annika: Birinin böyle çılgınca bir uydurma yapabileceğine inanamıyorum! Amara: Biliyorum! Bu çok çirkin. Birinin buna inanacağını nasıl düşünebildiler?
Tasarım
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you know that I'm taking a design course this semester? Amara: Wow, that's awesome! What kind of design are you learning? Annika: I'm learning about graphic design. Amara: That sounds really interesting! What have you learned so far? Annika: We've been learning the basics of layout and composition, how to use different colors to create the desired effect, and how to integrate typography into our designs. Amara: Wow, that's really cool! I'm sure you'll learn a lot!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu dönem tasarım dersi alacağımı biliyor muydun? Amara: Vay canına, bu harika! Ne tür bir tasarım öğreniyorsun? Annika: Grafik tasarım öğreniyorum. Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor! Şimdiye kadar ne öğrendiniz? Annika: Düzen ve kompozisyonun temellerini, istenen etkiyi yaratmak için farklı renklerin nasıl kullanılacağını ve tipografiyi tasarımlarımıza nasıl entegre edeceğimizi öğreniyoruz. Amara: Vay canına, bu gerçekten harika! Çok şey öğreneceğinize eminim!
Vakıf
Örnek Diyalog: Annika: I'm so glad we have this foundation to help us in times of need. Amara: Absolutely! It's a great resource for us when life gets tough.
Türkçe: Annika: İhtiyaç duyduğumuz zamanlarda bize yardımcı olacak bu vakfa sahip olduğumuz için çok mutluyum. Amara: Kesinlikle! Hayat zorlaştığında bizim için harika bir kaynak.
Beton
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear what happened? Amara: No, what is it? Annika: They're pouring the concrete tomorrow for the new building! Amara: Wow, that's great news! I can't wait to see how it turns out.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne olduğunu duydun mu? Amara: Hayır, ne oldu? Annika: Yeni bina için yarın beton döküyorlar! Amara: Vay canına, bu harika bir haber! Nasıl sonuçlanacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
Prekast
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the precast concrete structure that's being built near here? Amara: Yeah, I heard about it! I'm so excited to see it when it's finished. How long do you think it'll take? Annika: Well, I heard that it should be completed in a few months. I'm sure it'll look amazing when it's done! Amara: Definitely! I'm looking forward to it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, buraya yakın bir yerde inşa edilen prekast beton yapıyı duydun mu? Amara: Evet, duydum! Bittiğinde göreceğim için çok heyecanlıyım. Sence ne kadar sürer? Annika: Birkaç ay içinde tamamlanacağını duydum. Bittiğinde harika görüneceğinden eminim! Amara: Kesinlikle! Dört gözle bekliyorum.
Mühendis
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear? We hired a new engineer at the office!
Amara: Really? What sort of projects will they be working on?
Annika: They'll be taking on a lot of the technical work. We're hoping they'll be able to help us create more efficient systems.
Amara: That sounds great! I'm sure they'll be a great addition to the team.
Türkçe: Annika: Hey Amara, duydun mu? Ofise yeni bir mühendis aldık!
Amara: Gerçekten mi? Ne tür projeler üzerinde çalışacaklar?
Annika: Teknik işlerin çoğunu onlar üstlenecek. Daha verimli sistemler oluşturmamıza yardımcı olabileceklerini umuyoruz.
Amara: Kulağa harika geliyor! Ekibe harika bir katkı sağlayacaklarına eminim.
Güçlendirme
Örnek Diyalog: Annika: Can you help me with reinforcement? Amara: Of course! What kind of reinforcement do you need? Annika: I'm trying to add more structure to my daily schedule and I need some reinforcement to stay on track. Amara: I can certainly help you with that. What type of reinforcement do you think would be most effective for you? Annika: I think having a reward system for completing tasks on time and staying organized would be a good reinforcement. Amara: That sounds like a great plan. I'm happy to help you implement it.
Türkçe: Annika: Bana takviye konusunda yardım edebilir misin? Amara: Elbette! Ne tür bir takviyeye ihtiyacınız var? Annika: Günlük programıma daha fazla yapı eklemeye çalışıyorum ve bu yolda ilerlemek için biraz takviyeye ihtiyacım var. Amara: Bu konuda size kesinlikle yardımcı olabilirim. Ne tür bir takviyenin sizin için en etkili olacağını düşünüyorsunuz? Annika: Bence görevleri zamanında tamamlamak ve düzenli kalmak için bir ödül sistemine sahip olmak iyi bir takviye olacaktır. Amara: Kulağa harika bir plan gibi geliyor. Uygulamanıza yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
Katı
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the new project we have in the office? Amara: No, what is it? Annika: We have to create a solid plan for the upcoming event. Amara: That sounds like a lot of work! Annika: Yeah, but I think it will be worth it if it turns out well. We have to make sure our plan is solid. Amara: Absolutely, we don't want any issues to arise later. Annika: Exactly. Let's get to it then!
Türkçe: Annika: Hey Amara, ofisteki yeni projemizi duydun mu? Amara: Hayır, nedir? Annika: Yaklaşan etkinlik için sağlam bir plan oluşturmamız gerekiyor. Amara: Kulağa çok iş gibi geliyor! Annika: Evet, ama iyi sonuçlanırsa buna değeceğini düşünüyorum. Planımızın sağlam olduğundan emin olmalıyız. Amara: Kesinlikle, daha sonra herhangi bir sorun çıkmasını istemeyiz. Annika: Kesinlikle. Hadi başlayalım o zaman!
Duvarcılık
Örnek Diyalog: Annika: I just finished a masonry project and I'm so proud of it! Amara: That's great! What kind of masonry project did you do? Annika: I built a brick wall around my garden. It's not perfect, but I'm really happy with how it turned out. Amara: That's impressive! You must have worked really hard on it. Annika: I did! I'm glad I finally finished it. I think it's going to be a great addition to my garden.
Türkçe: Annika: Bir duvarcılık projesini yeni bitirdim ve bununla gurur duyuyorum! Amara: Bu harika! Ne tür bir duvarcılık projesi yaptın? Annika: Bahçemin etrafına tuğladan bir duvar ördüm. Mükemmel değil ama ortaya çıkan sonuçtan gerçekten memnunum. Amara: Bu etkileyici! Üzerinde gerçekten çok çalışmış olmalısın. Annika: Evet! Sonunda bitirebildiğim için mutluyum. Bahçeme harika bir katkı olacağını düşünüyorum.
Lento
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you know that lintel is a type of building material? Amara: You mean like a beam or something? Annika: Yes, exactly! It's a beam that goes across the top of a door or window to support the weight of the wall above.
Türkçe: Annika: Hey Amara, lentonun bir tür yapı malzemesi olduğunu biliyor muydun? Amara: Kiriş gibi bir şey mi demek istiyorsun? Annika: Evet, aynen öyle! Üstteki duvarın ağırlığını desteklemek için bir kapı veya pencerenin üstünden geçen bir kiriştir.
Cıvata
Örnek Diyalog: Annika: Have you seen the new movie Bolt? Amara: Yes, I did! It was really cute! Annika: I heard it was really funny. Amara: It was! I definitely laughed a lot. The animation was really great too. Annika: I'm so excited to watch it. I think I'm going to go see it this weekend. Amara: You should! It's a great movie.
Türkçe: Annika: Yeni Bolt filmini izlediniz mi? Amara: Evet, izledim! Gerçekten çok tatlıydı! Annika: Çok komik olduğunu duydum. Amara: Öyleydi! Kesinlikle çok güldüm. Animasyon da gerçekten harikaydı. Annika: İzlemek için çok heyecanlıyım. Sanırım bu hafta sonu izlemeye gideceğim. Amara: Gitmelisin! Harika bir film.
Yanal
Örnek Diyalog: Annika: Have you ever heard of lateral thinking? Amara: Actually, I have! I heard it's a creative way of approaching problem-solving. Annika: That's right! It's a way to think outside the box and come up with solutions that are not obvious. Amara: Interesting. How do you use lateral thinking? Annika: Well, it's really about looking at things from different perspectives and exploring all the possibilities. It's a great way to come up with innovative ideas.
Türkçe: Annika: Hiç yanal düşünme diye bir şey duydun mu? Amara: Aslında duydum! Problem çözmeye yaklaşmanın yaratıcı bir yolu olduğunu duydum. Annika: Bu doğru! Kutunun dışında düşünmenin ve bariz olmayan çözümler bulmanın bir yolu. Amara: İlginç. Yanal düşünceyi nasıl kullanıyorsunuz? Annika: Aslında olaylara farklı perspektiflerden bakmak ve tüm olasılıkları keşfetmekle ilgili. Yenilikçi fikirler üretmenin harika bir yolu.
Kafes
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you know that trusses are used to support bridges? Amara: Really? I had no idea! What exactly is a truss? Annika: A truss is a structure made up of smaller beams and triangles that are connected together to provide support and stability. Amara: Interesting! So how are trusses used in bridges? Annika: Well, trusses are used to support the weight of the bridge, and they also help to reduce the amount of material needed to construct the bridge. Amara: That makes perfect sense. Thanks for the information!
Türkçe: Annika: Hey Amara, kafes kirişlerin köprüleri desteklemek için kullanıldığını biliyor muydun? Amara: Gerçekten mi? Hiçbir fikrim yoktu! Makas tam olarak nedir? Annika: Kafes kiriş, destek ve stabilite sağlamak için birbirine bağlanan daha küçük kirişler ve üçgenlerden oluşan bir yapıdır. Amara: İlginç! Peki kafes kirişler köprülerde nasıl kullanılır? Annika: Makaslar köprünün ağırlığını desteklemek için kullanılır ve ayrıca köprüyü inşa etmek için gereken malzeme miktarını azaltmaya yardımcı olurlar. Amara: Bu çok mantıklı. Bilgi için teşekkürler!
Kanton
Örnek Diyalog: Annika: Hey there Amara, did you hear about the Canton Fair? Amara: Oh yes, I did! It's one of the largest trade shows in the world. Annika: That's right! I'm planning on going this year. Are you interested? Amara: Definitely! It's such a great opportunity to network with people from all over the world. Annika: Exactly! Plus, there are so many interesting products to check out. Amara: Sounds like a great plan! Let's make it happen.
Türkçe: Annika: Selam Amara, Kanton Fuarı'ndan haberin var mı? Amara: Evet, duydum! Dünyanın en büyük ticaret fuarlarından biri. Annika: Doğru! Bu yıl gitmeyi planlıyorum. İlgileniyor musun? Amara: Kesinlikle! Dünyanın her yerinden insanlarla ağ kurmak için harika bir fırsat. Annika: Kesinlikle! Ayrıca, kontrol edilecek çok sayıda ilginç ürün var. Amara: Kulağa harika bir plan gibi geliyor! Hadi bunu gerçekleştirelim.
Sert
Örnek Diyalog: Annika: I'm really struggling with this project. It's so rigid! Amara: What exactly do you mean? Is it too structured? Annika: Yes! I feel like I have to stay within these guidelines and can't be creative at all. Amara: Maybe you could try a different approach. See if you can get creative within the boundaries you have. Annika: That's a good idea. I'll give it a try!
Türkçe: Annika: Bu projede gerçekten zorlanıyorum. Çok katı! Amara: Tam olarak ne demek istiyorsun? Çok mu yapılandırılmış? Annika: Evet! Bu kurallar içinde kalmak zorundaymışım gibi hissediyorum ve hiç yaratıcı olamıyorum. Amara: Belki farklı bir yaklaşım deneyebilirsiniz. Sahip olduğunuz sınırlar içinde yaratıcı olup olamayacağınızı görün. Annika: Bu iyi bir fikir. Bir deneyeceğim!
Topografya
Örnek Diyalog: Annika: Have you learned about topography in your geography class? Amara: Yeah, it's a map of the physical features of an area. Annika: That's right. It includes things like mountains, rivers, and other landforms. Amara: It's really interesting to study topography because you can get a better understanding of the land. Annika: Absolutely. It's also useful for other things, like planning routes and understanding the dynamics of an area.
Türkçe: Annika: Coğrafya dersinizde topografya hakkında bilgi edindiniz mi? Amara: Evet, bir bölgenin fiziksel özelliklerini gösteren bir harita. Annika: Bu doğru. Dağlar, nehirler ve diğer yeryüzü şekilleri gibi şeyleri içerir. Amara: Topografyayı incelemek gerçekten ilginç çünkü araziyi daha iyi anlayabiliyorsunuz. Annika: Evet: Kesinlikle. Rotaları planlamak ve bir bölgenin dinamiklerini anlamak gibi başka şeyler için de yararlıdır.
Kaynak
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I'm looking for someone who can weld this metal piece together. Amara: Well, I'm no expert, but I know a guy who can weld pretty well. He's relatively inexpensive and I can put you in touch with him.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu metal parçayı kaynakla birleştirebilecek birini arıyorum. Amara: Şey, ben uzman değilim ama oldukça iyi kaynak yapabilen birini tanıyorum. Nispeten ucuz biri ve seni onunla görüştürebilirim.
Alt zemin
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you heard of subgrade? Amara: No, what is it? Annika: Subgrade is the layer of soil underneath the pavement of a road. It's important because it provides stability and support. Amara: That's really interesting! What else do we need to know about subgrade? Annika: Well, it needs to be strong enough to support the weight of the vehicles that pass over it, and it needs to be able to resist changes in temperature and moisture. It also needs to be free of any stones or debris that could damage the pavement.
Türkçe: Annika: Hey Amara, subgrade diye bir şey duydun mu? Amara: Hayır, nedir o? Annika: Alt zemin, bir yolun kaplamasının altındaki toprak tabakasıdır. Stabilite ve destek sağladığı için önemlidir. Amara: Bu gerçekten ilginç! Alt zemin hakkında başka ne bilmemiz gerekiyor? Annika: Üzerinden geçen araçların ağırlığını taşıyabilecek kadar güçlü olması ve sıcaklık ve nem değişikliklerine karşı koyabilmesi gerekir. Ayrıca kaldırıma zarar verebilecek taş veya döküntülerden arındırılmış olması gerekir.
Ortak
Örnek Diyalog: Annika: Do you want to go to the new joint in town? Amara: Absolutely! What kind of food do they serve? Annika: I heard they specialize in burgers and fries. Amara: Sounds delicious! Let's go check it out!
Türkçe: Annika: Şehirdeki yeni mekana gitmek ister misin? Amara: Kesinlikle! Ne tür yemekler servis ediyorlar? Annika: Burger ve patates kızartması üzerine uzmanlaştıklarını duydum. Amara: Kulağa lezzetli geliyor! Hadi gidip bir bakalım!
Plan
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you have any plans for this weekend?
Amara: Actually, I do. I`m going to the theater with some friends. We`re going to see a new movie that just came out.
Annika: That sounds like a great plan! What kind of movie is it?
Amara: It`s an action-adventure movie. I`ve been wanting to see it for a while now, so I`m really excited.
Annika: That`s awesome! I`m sure it`ll be a lot of fun.
Amara: Yeah, definitely. We`re also going to grab dinner afterwards.
Annika: That`s a good idea. Are you going to try a new restaurant?
Amara: Yeah, we`re going to try this little place nearby. It`s supposed to be really good.
Annika: Sounds like a great plan. I wish I could come with you guys.
Amara: You should come! We can make it a bigger group.
Annika: That sounds like a lot of fun. I`m in. What time should I meet you guys?
Amara: We`re meeting at the theater at 7:00.
Annika: Okay, I`ll see you then!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu hafta sonu için bir planın var mı?
Aslında var. Birkaç arkadaşımla sinemaya gideceğim. Yeni çıkan bir filmi izleyeceğiz.
Annika: Kulağa harika bir plan gibi geliyor! Ne tür bir film bu?
Amara: Bu bir aksiyon-macera filmi. Bir süredir görmek istiyordum, bu yüzden gerçekten heyecanlıyım.
Annika: Bu harika! Çok eğlenceli olacağına eminim.
Amara: Evet, kesinlikle. Sonrasında da akşam yemeği yiyeceğiz.
Annika: Bu iyi bir fikir. Yeni bir restoran deneyecek misin?
Evet, yakınlardaki şu küçük yeri deneyeceğiz. Gerçekten iyi olması gerekiyor.
Harika bir plana benziyor. Keşke ben de sizinle gelebilseydim.
Sen de gelmelisin! Daha büyük bir grup yapabiliriz.
Kulağa çok eğlenceli geliyor. Ben de varım. Sizinle ne zaman buluşayım?
Saat 7`de tiyatroda buluşuyoruz.
Annika: Tamam, görüşürüz o zaman!
Çelik
Örnek Diyalog: Annika: Have you seen the new steel bridge downtown? Amara: Yeah! It's pretty impressive. Annika: It's the perfect material for bridges, don't you think? Amara: Absolutely! Steel is incredibly strong and durable, so it can withstand a lot of weight and weather conditions.
Türkçe: Annika: Şehir merkezindeki yeni çelik köprüyü gördün mü? Amara: Evet! Oldukça etkileyici. Annika: Köprüler için mükemmel bir malzeme, sence de öyle değil mi? Amara: Kesinlikle! Çelik inanılmaz derecede güçlü ve dayanıklıdır, bu nedenle çok fazla ağırlığa ve hava koşullarına dayanabilir.
Alüminyum
Örnek Diyalog: Annika: Look at this amazing sculpture I'm making out of aluminium foil. Amara: Wow, it looks amazing! How did you think of making it out of aluminium? Annika: I wanted to make something unique, and I thought aluminium would be a great material to create with. Amara: It certainly looks like it! How long did it take you to make? Annika: It took me two days, but I'm really happy with the result.
Türkçe: Annika: Alüminyum folyodan yaptığım şu muhteşem heykele bakın. Amara: Vay canına, harika görünüyor! Bunu alüminyumdan yapmayı nasıl düşündün? Annika: Benzersiz bir şey yapmak istedim ve alüminyumun yaratmak için harika bir malzeme olacağını düşündüm. Amara: Kesinlikle öyle görünüyor! Yapmanız ne kadar sürdü? Annika: İki günümü aldı ama sonuçtan gerçekten çok memnunum.
Sıkıştırma
Örnek Diyalog: Annika: I think compression is the key to making these files smaller. Amara: Definitely! We can use a compression algorithm to reduce the size of the files without affecting the quality.
Türkçe: Annika: Bence sıkıştırma bu dosyaları küçültmenin anahtarı. Amara: Kesinlikle! Kaliteyi etkilemeden dosyaların boyutunu küçültmek için bir sıkıştırma algoritması kullanabiliriz.
Bina
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you been to the new Building downtown? Amara: No, I haven't. What's it like? Annika: It's really impressive! It's very tall and has lots of modern features. Amara: Wow, I'd love to go see it sometime. Annika: We should go this weekend! I'm sure we'll have a great time.
Türkçe: Annika: Hey Amara, şehir merkezindeki yeni binaya gittin mi? Amara: Hayır, gitmedim. Nasıl bir yer? Annika: Gerçekten etkileyici! Çok uzun ve birçok modern özelliği var. Amara: Vay canına, bir ara gidip görmek isterim. Annika: Bu hafta sonu gitmeliyiz! Eminim harika vakit geçiririz.
Yapısal
Örnek Diyalog: Annika: Hey, Amara, I'm really stuck on this construction project. What do you know about structural engineering?
Amara: Well, structural engineering is all about understanding how forces are distributed throughout a structure and how it affects the overall stability. It's important to consider things like the load-bearing capacity of materials and the stresses that can be applied.
Türkçe: Annika: Hey, Amara, bu inşaat projesinde gerçekten takıldım. Yapı mühendisliği hakkında ne biliyorsun?
Amara: Yapı mühendisliği, kuvvetlerin bir yapı boyunca nasıl dağıldığını ve bunun genel dengeyi nasıl etkilediğini anlamakla ilgilidir. Malzemelerin yük taşıma kapasitesi ve uygulanabilecek gerilimler gibi şeyleri dikkate almak önemlidir.
Yük
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, can you help me with this load? Amara: Sure, what do you need me to do? Annika: I need to get these boxes into my car. Can you help me carry them? Amara: Sure, no problem. Let's get them loaded up!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu yükte bana yardım edebilir misin? Amara: Tabii, ne yapmamı istiyorsun? Annika: Bu kutuları arabama koymam lazım. Onları taşımama yardım edebilir misin? Amara: Elbette, sorun değil. Hadi onları yükleyelim!
Brace
Örnek Diyalog: Annika: Brace yourself, Amara! This is going to be a wild ride! Amara: Oh no! I'm scared! What should I do? Annika: Just hold on tight and keep your eyes open. Everything will be okay!
Türkçe: Kendini hazırla, Amara! Bu vahşi bir yolculuk olacak! Amara: Oh hayır! Korkuyorum! Ne yapmam gerekiyor? Annika: Sadece sıkı tutun ve gözlerini açık tut. Her şey yoluna girecek!
Stres
Örnek Diyalog: Annika: Man, I am so stressed out right now. Amara: What's causing all the stress? Annika: I have a lot of projects due in the next few days and I'm having a hard time finding the motivation to start them. Amara: I know how you feel. Why don't you break the projects into smaller tasks and focus on those one at a time? That way, it won't feel as overwhelming. Annika: That's a great idea. Thanks for the advice.
Türkçe: Annika: Dostum, şu anda çok stresliyim. Amara: Tüm bu strese ne sebep oluyor? Annika: Önümüzdeki birkaç gün içinde teslim etmem gereken çok sayıda proje var ve bunlara başlamak için motivasyon bulmakta zorlanıyorum. Amara: Nasıl hissettiğini biliyorum. Neden projeleri daha küçük görevlere bölmüyorsun ve her seferinde bunlara odaklanmıyorsun? Bu şekilde, o kadar bunaltıcı hissetmezsiniz. Annika: Bu harika bir fikir. Tavsiye için teşekkürler.
Makas
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know how to shear a sheep? Amara: Yes, I do. My family had a farm when I was growing up, so I learned how to do it. Annika: Wow, that's really impressive! Could you show me how it's done? Amara: Sure! It's actually quite simple. You just need to hold the sheep still while you trim the fur with a specialized tool.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bir koyunun nasıl kırkılacağını biliyor musun? Amara: Evet, biliyorum. Ben büyürken ailemin bir çiftliği vardı, bu yüzden nasıl yapılacağını öğrendim. Annika: Vay canına, bu gerçekten etkileyici! Bana nasıl yapıldığını gösterebilir misiniz? Amara: Elbette! Aslında oldukça basit. Kürkü özel bir aletle keserken koyunu sabit tutmanız yeterli.
An
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, can you believe it's finally here? Amara: What's here? Annika: The moment we've been waiting for! We've worked so hard and finally our dreams are coming true! Amara: That's amazing! I'm so excited! Annika: Me too! Let's make the most out of this moment!
Türkçe: Annika: Hey Amara, sonunda geldiğine inanabiliyor musun? Amara: Burada ne var? Annika: Beklediğimiz an! Çok çalıştık ve sonunda hayallerimiz gerçek oluyor! Amara: Bu harika! Çok heyecanlıyım! Annika: Ben de! Bu anı en iyi şekilde değerlendirelim!
Sütun
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I was thinking of adding a column to this spreadsheet. Amara: What type of column? Annika: It will be a column for total revenue. Amara: That sounds like a great idea. How will you calculate the revenue? Annika: I'll just add up the totals from the other columns. Amara: Perfect. Let's give it a try.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu hesap tablosuna bir sütun eklemeyi düşünüyordum. Amara: Ne tür bir sütun? Annika: Toplam gelir için bir sütun olacak. Amara: Kulağa harika bir fikir gibi geliyor. Geliri nasıl hesaplayacaksınız? Annika: Sadece diğer sütunlardaki toplamları toplayacağım. Amara: Mükemmel. Hadi bir deneyelim.
İskele
Örnek Diyalog: Annika: Have you ever been to the pier? Amara: Yes, I went to the pier last summer. It was beautiful. Annika: What did you like most about it? Amara: I liked being able to watch the sunset over the ocean. It was so peaceful.
Türkçe: Annika: Hiç iskeleye gittin mi? Amara: Evet, geçen yaz iskeleye gittim. Çok güzel bir yerdi. Annika: En çok nesini sevdin? Amara: Okyanus üzerinde gün batımını izleyebilmek hoşuma gitti. Çok huzur vericiydi.
Döşeme
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara! Have you seen the new granite slab I just got for my kitchen countertop? Amara: Wow, it looks amazing! What made you go for a granite slab? Annika: I wanted something that was durable and easy to clean. Granite was the perfect choice. Amara: That's true. Granite is a great option. I'm sure it looks stunning in your kitchen.
Türkçe: Annika: Hey Amara! Mutfak tezgahım için aldığım yeni granit levhayı gördün mü? Amara: Vay canına, harika görünüyor! Granit döşeme tercih etmene ne sebep oldu? Annika: Dayanıklı ve temizlemesi kolay bir şey istedim. Granit mükemmel bir seçimdi. Amara: Bu doğru. Granit harika bir seçenek. Mutfağınızda muhteşem göründüğüne eminim.
Konsol
Örnek Diyalog: Annika: Have you heard about cantilever structures? Amara: No, what are they? Annika: Cantilever structures are when a beam is anchored at one end, like a bridge or balcony, and has no support at the other end. Amara: Wow, that sounds like a pretty neat engineering feat.
Türkçe: Annika: Konsol yapılar hakkında bir şey duydunuz mu? Amara: Hayır, nedir onlar? Annika: Konsol yapılar, bir kirişin köprü veya balkon gibi bir ucundan sabitlendiği ve diğer ucunda destek bulunmadığı yapılardır. Amara: Vay canına, kulağa oldukça düzgün bir mühendislik başarısı gibi geliyor.
Çerçeveli
Örnek Diyalog: Annika: Wow, look at this painting. It's absolutely gorgeous! Amara: Yeah, it's really nice. It's even framed! Annika: It would look great in my living room! Amara: You should definitely get it. It would add a lot of style to your place.
Türkçe: Vay canına, şu resme bak. Kesinlikle muhteşem! Amara: Evet, gerçekten güzel. Çerçevelenmiş bile! Annika: Oturma odamda harika dururdu! Amara: Kesinlikle almalısın. Evinize çok fazla stil katacaktır.
Yerçekimi
Örnek Diyalog: Annika: Have you heard of gravity? Amara: Of course! It's one of the fundamental forces of nature. Annika: Yeah, it's what keeps us on the ground and prevents us from floating away. Amara: Right. It's also responsible for things like the tides and the orbits of planets. Annika: Yeah, it's amazing how powerful its effects can be!
Türkçe: Annika: Yerçekimi diye bir şey duydun mu? Amara: Tabii ki duydum! Doğanın temel güçlerinden biridir. Annika: Evet, bizi yerde tutan ve uçup gitmemizi engelleyen şeydir. Amara: Evet: Doğru. Ayrıca gelgitler ve gezegenlerin yörüngeleri gibi şeylerden de sorumludur. Annika: Evet, etkilerinin bu kadar güçlü olabilmesi inanılmaz!
Ayak
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I'm having a little trouble getting my footing on this project. Amara: What kind of trouble? Annika: Well, I'm not sure where to start and I don't really know how to go about the task. Amara: Okay. Why don't you start by breaking it down into smaller tasks? That way, you'll have a better footing and can work your way up from there.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu projeye ayak uydurmakta biraz zorlanıyorum. Amara: Ne tür bir sorun? Annika: Şey, nereden başlayacağımdan emin değilim ve bu görevi nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Amara: Tamam. Neden daha küçük görevlere ayırarak başlamıyorsun? Bu şekilde, daha iyi bir temele sahip olursunuz ve oradan yukarı doğru ilerleyebilirsiniz.
Eğim
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you see that snowy slope? Amara: Yeah, it was pretty steep. I can't believe how fast people were skiing down it! Annika: Yeah, it looks like a lot of fun. I'm thinking about trying it out next time. Amara: You should definitely give it a try! It's a great way to get your adrenaline pumping.
Türkçe: Annika: Hey Amara, şu karlı yokuşu gördün mü? Amara: Evet, oldukça dikti. İnsanların ne kadar hızlı kaydıklarına inanamıyorum! Annika: Evet, çok eğlenceli görünüyor. Bir dahaki sefere denemeyi düşünüyorum. Amara: Kesinlikle denemelisin! Adrenalin pompalamak için harika bir yol.
Sınıf
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what grade are you in now?
Amara: I'm in the tenth grade. How about you?
Annika: I'm in the twelfth grade. We only have a few months left until graduation!
Türkçe: Annika: Hey Amara, şimdi kaçıncı sınıftasın?
Amara: Ben onuncu sınıftayım. Peki ya sen?
Annika: On ikinci sınıftayım. Mezuniyete sadece birkaç ay kaldı!
Jeoteknik
Örnek Diyalog: Annika: We have to make sure we're using the right materials for this project. Have you looked into geotechnical engineering? Amara: Yes, I have. Geotechnical engineering is the practice of designing and constructing structures and foundations by studying the properties of soil and rock. It's important to consider when building.
Türkçe: Annika: Bu proje için doğru malzemeleri kullandığımızdan emin olmalıyız. Jeoteknik mühendisliğini araştırdınız mı? Amara: Evet, araştırdım. Geoteknik mühendisliği, toprak ve kayanın özelliklerini inceleyerek yapıları ve temelleri tasarlama ve inşa etme uygulamasıdır. İnşaat yaparken bunu göz önünde bulundurmak önemlidir.
Toprak
Örnek Diyalog: Annika: Soil is such an important part of our natural environment! Amara: Absolutely! Soil helps to filter and clean our water, it provides nutrients to our plants, and it also helps to regulate climate.
Annika: It's amazing how something so small can have such a big impact! Amara: Yes, and it's really important for us to take care of our soil so that it can continue to take care of us.
Türkçe: Annika: Toprak doğal çevremizin çok önemli bir parçası! Amara: Kesinlikle! Toprak suyumuzun filtrelenmesine ve temizlenmesine yardımcı olur, bitkilerimize besin sağlar ve ayrıca iklimin düzenlenmesine yardımcı olur.
Annika: Bu kadar küçük bir şeyin bu kadar büyük bir etkiye sahip olabilmesi inanılmaz! Amara: Evet ve toprağımıza iyi bakmamız gerçekten çok önemli, böylece o da bize iyi bakmaya devam edebilir.
Erozyon
Örnek Diyalog: Annika: Have you heard about erosion? Amara: No, what is it? Annika: Erosion is the process of wind, water, and ice wearing away at rocks and soil. Over time, it can cause a lot of changes to the land. Amara: Wow, that's really interesting. How long does it take for erosion to occur? Annika: It all depends on the environment and the type of rocks and soil. It can take anywhere from a few years to millions of years!
Türkçe: Annika: Erozyonu duydun mu? Amara: Hayır, nedir o? Annika: Erozyon, rüzgar, su ve buzun kayaları ve toprağı aşındırması sürecidir. Zaman içinde arazide pek çok değişikliğe neden olabilir. Amara: Vay canına, bu gerçekten ilginç. Erozyonun gerçekleşmesi ne kadar sürer? Annika: Her şey çevreye, kayaların ve toprağın türüne bağlı. Birkaç yıldan milyonlarca yıla kadar herhangi bir yerde olabilir!
Mimari
Örnek Diyalog: Annika: Have you ever thought about studying architectural design? Amara: Yes, I have! I'm actually planning to major in it in college. Annika: That's great! What do you find so appealing about architectural design? Amara: I love finding creative solutions to structural problems. I find it really satisfying to be able to create something beautiful and functional. Annika: That sounds amazing. Do you have any specific projects that you're excited to work on? Amara: I'm really looking forward to designing my own dream home one day. That's something I can really get creative with.
Türkçe: Annika: Mimari tasarım eğitimi almayı hiç düşündünüz mü? Amara: Evet, düşündüm! Aslında üniversitede bu alanda uzmanlaşmayı planlıyorum. Annika: Bu harika! Mimari tasarımın nesini bu kadar çekici buluyorsun? Amara: Yapısal sorunlara yaratıcı çözümler bulmayı seviyorum. Güzel ve işlevsel bir şey yaratabilmeyi gerçekten tatmin edici buluyorum. Annika: Kulağa harika geliyor. Üzerinde çalışmaktan heyecan duyduğunuz belirli projeleriniz var mı? Amara: Bir gün kendi hayalimdeki evi tasarlamayı gerçekten dört gözle bekliyorum. Bu gerçekten yaratıcı olabileceğim bir şey.
Çerçeveleme
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know anything about framing? Amara: Yeah, I know a bit about it. It's when you take a picture and put it into a frame so that it can be hung up and displayed. Annika: That's what I thought. I'm thinking about framing a few of my favorite photos. Amara: That's a great idea! You can find some really nice frames to showcase your photos.
Türkçe: Annika: Hey Amara, çerçeveleme hakkında bir şey biliyor musun? Amara: Evet, biraz biliyorum. Bir fotoğrafı çekip asmak ve sergilemek için çerçeveye koyuyorsun. Annika: Ben de öyle düşünmüştüm. En sevdiğim fotoğraflarımdan birkaçını çerçeveletmeyi düşünüyorum. Amara: Bu harika bir fikir! Fotoğraflarınızı sergilemek için gerçekten güzel çerçeveler bulabilirsiniz.
Drenaj
Örnek Diyalog: Annika: I'm starting to get worried about the drainage system in our house. Amara: Yeah, I know. The last time it backed up, it caused a huge mess. We should probably look into repairs.
Türkçe: Annika: Evimizdeki drenaj sistemi konusunda endişelenmeye başlıyorum. Amara: Evet, biliyorum. En son geri teptiğinde büyük bir karmaşaya neden oldu. Muhtemelen tamirat işlerine bakmalıyız.
Açıklık
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what`s up?
Amara: Not much, just trying to finish this project before the deadline. It`s been a bit of a struggle.
Annika: Yeah, I hear you. It`s been a tough couple of weeks. I`m starting to feel the pressure.
Amara: I know what you mean. It`s like the workload just keeps piling up faster than we can finish it.
Annika: Well, at least it`s only for a short span of time. Once we finish this project, we can take a break and relax.
Amara: That`s true. I just hope we can get it done before the deadline.
Annika: Don`t worry. We can do it. We just need to focus and stay organized.
Amara: Alright, I`ll try my best.
Annika: Me too. Let`s work together and see what we can get done in this span of time.
Amara: Sounds like a plan. Let`s do it!
Türkçe: Annika: Hey Amara, naber?
Amara: Çok değil, sadece bu projeyi son teslim tarihinden önce bitirmeye çalışıyorum. Biraz zor oldu.
Annika: Evet, seni anlıyorum. Zor birkaç hafta oldu. Baskıyı hissetmeye başladım.
Amara: Ne demek istediğini anlıyorum. Sanki iş yükü bitirebileceğimizden daha hızlı birikiyor.
Annika: En azından sadece kısa bir süre için. Bu projeyi bitirdiğimizde ara verip dinlenebiliriz.
Amara: Bu doğru. Umarım son teslim tarihinden önce bitirebiliriz.
Annika: Merak etme. Bunu yapabiliriz. Sadece odaklanmamız ve düzenli kalmamız gerekiyor.
Amara: Tamam, elimden geleni yapacağım.
Annika: Ben de. Birlikte çalışalım ve bu süre içinde neler yapabileceğimize bakalım.
Kulağa bir plan gibi geliyor. Hadi yapalım şu işi!
Gerginlik
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what`s going on? You seem to be under a lot of tension.
Amara: Yeah, I`ve been feeling really stressed lately. Everything just seems to be piling up and it`s starting to take a toll on me.
Annika: That sounds tough. What`s been causing you so much tension?
Amara: Well, I have a lot of deadlines at work that I`m trying to juggle. Plus, I`m studying for an exam and trying to help my parents out with their business. It`s all a bit overwhelming.
Annika: Wow, that does sound like a lot. Is there anything I can do to help?
Amara: No, I think I just need to take some time for myself and focus on one thing at a time.
Annika: That`s a great idea. Have you tried any stress relief techniques?
Amara: Yeah, I`ve been trying to meditate every day and take some time for myself to relax.
Annika: That`s great! Meditation can be really helpful for reducing tension. It`s a good way to take a break from your stress and process your emotions.
Amara: Yeah, I`ve definitely noticed a difference since I started meditating. It`s been helping me to stay calm and stay focused.
Annika: That`s great to hear. I`m glad it`s working for you!
Türkçe: Annika: Hey Amara, neler oluyor? Çok gergin görünüyorsun.
Amara: Evet, son zamanlarda kendimi gerçekten stresli hissediyorum. Her şey üst üste yığılmış gibi görünüyor ve bu bana zarar vermeye başladı.
Annika: Kulağa zor geliyor. Seni bu kadar geren ne?
Amara: İş yerinde yetiştirmeye çalıştığım bir sürü teslim tarihi var. Ayrıca, bir sınava çalışıyorum ve aileme işlerinde yardımcı olmaya çalışıyorum. Hepsi biraz bunaltıcı.
Annika: Vay canına, bu çok fazla gibi görünüyor. Yardım etmek için yapabileceğim bir şey var mı?
Amara: Hayır, sanırım kendime biraz zaman ayırmam ve her seferinde tek bir şeye odaklanmam gerekiyor.
Annika: Bu harika bir fikir. Herhangi bir stres giderme tekniği denediniz mi?
Amara: Evet, her gün meditasyon yapmaya ve rahatlamak için kendime biraz zaman ayırmaya çalışıyorum.
Annika: Bu harika! Meditasyon gerginliği azaltmak için gerçekten yararlı olabilir. Stresinize ara vermek ve duygularınızı işlemek için iyi bir yoldur.
Amara: Evet, meditasyon yapmaya başladığımdan beri kesinlikle bir fark olduğunu fark ettim. Sakin kalmama ve odaklanmama yardımcı oluyor.
Annika: Bunu duymak harika. İşinize yaramasına sevindim!
Geçirimsiz
Örnek Diyalog: Annika: Do you ever feel like nothing can penetrate your defenses? Amara: What do you mean? Annika: I mean, like no matter how hard someone tries, they can’t get through your walls. Amara: Yeah, I know what you mean. I feel like I’m impervious to everyone’s attempts to get me to change my mind. Annika: Right? I feel like I’m in an impenetrable fortress, and I’m the only one who can get in and out. Amara: Yeah, and it’s really empowering. I don’t have to worry about outside influences trying to shape my decisions. Annika: Absolutely. It’s like I have my own little kingdom, and I’m the only ruler. Amara: I know what you mean. I feel totally invincible. Annika: I think it’s important to be able to rely on ourselves to make decisions, and not be swayed by those around us. Amara: Exactly. It’s great to be able to trust our own judgment and not be swayed by the opinions of others.
Annika: I definitely agree. But I think it’s important to remember that sometimes we need to be open to hearing other perspectives, too. Amara: That’s true. Just because we’re impervious to outside influences doesn’t mean that we should ignore them altogether. Annika: Exactly. We should be open to hearing different perspectives, and then make our own decisions based on what we think is best. Amara: I think that’s a great way to approach things. Being impervious doesn’t mean we should block out everyone else’s opinions, but we should be willing to listen.
Türkçe: Annika: Hiç savunmanızı hiçbir şeyin aşamayacağını düşündüğünüz oluyor mu? Amara: Ne demek istiyorsun? Annika: Yani, biri ne kadar uğraşırsa uğraşsın, duvarlarınızı aşamıyor gibi. Amara: Evet, ne demek istediğini anlıyorum. Herkesin fikrimi değiştirme çabalarına karşı dayanıklı olduğumu hissediyorum. Annika: Öyle değil mi? Sanki aşılmaz bir kaledeymişim ve içeri girip çıkabilen tek kişi benmişim gibi hissediyorum. Amara: Evet ve bu gerçekten güçlendirici. Kararlarımı şekillendirmeye çalışan dış etkenler hakkında endişelenmeme gerek yok. Annika: Kesinlikle. Sanki kendi küçük krallığım var ve tek hükümdar benim. Amara: Ne demek istediğini anlıyorum. Kendimi tamamen yenilmez hissediyorum. Annika: Bence karar verirken kendimize güvenebilmek ve etrafımızdakilerin etkisinde kalmamak önemli. Amara: Kesinlikle. Kendi yargılarımıza güvenebilmek ve başkalarının fikirlerinden etkilenmemek harika bir şey.
Annika: Kesinlikle katılıyorum. Ancak bazen başka bakış açılarını da duymaya açık olmamız gerektiğini hatırlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Amara: Bu doğru. Dış etkilerden etkilenmiyor olmamız onları tamamen görmezden gelmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Annika: Kesinlikle. Farklı bakış açılarını duymaya açık olmalı ve sonra en iyi olduğunu düşündüğümüz şeye dayanarak kendi kararlarımızı vermeliyiz. Amara: Bence bu, olaylara yaklaşmak için harika bir yol. Geçirimsiz olmak, diğer herkesin görüşlerini engellememiz gerektiği anlamına gelmez, ancak dinlemeye istekli olmalıyız.
Hesaplamak
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know how to calculate the interest on a loan? Amara: Yeah, I think I can help you with that. What`s the principal amount you`re working with? Annika: It`s $2,000. Amara: Okay, and what`s the annual interest rate? Annika: It`s 4%. Amara: Alright, so if you want to calculate the amount of interest on that loan, you need to use the following formula: Interest = Principal x Interest Rate x Time. In this case, the time is one year, so the equation becomes: Interest = $2,000 x 0.04 x 1. Annika: That makes sense. So the interest is just $80? Amara: Exactly. So the total amount you would need to repay would be $2,080. Annika: Got it. Thanks for helping me calculate the interest on this loan. Amara: No problem. Any time you need help with calculations, just let me know!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bir kredinin faizini nasıl hesaplayacağını biliyor musun? Amara: Evet, sanırım bu konuda sana yardımcı olabilirim. Üzerinde çalıştığın anapara miktarı nedir? Annika: 2,000 dolar. Amara: Tamam, yıllık faiz oranı nedir? Annika: %4. Amara: Pekala, eğer bu kredinin faiz miktarını hesaplamak istiyorsanız, aşağıdaki formülü kullanmanız gerekir: Faiz = Anapara x Faiz Oranı x Zaman. Bu durumda, zaman bir yıldır, bu nedenle denklem şöyle olur: Faiz = 2.000 $ x 0,04 x 1. Annika: Bu mantıklı. Yani faiz sadece 80 dolar mı? Amara: Kesinlikle. Yani geri ödemeniz gereken toplam tutar 2.080 $ olacaktır. Annika: Anladım. Bu kredinin faizini hesaplamama yardımcı olduğunuz için teşekkürler. Amara: Sorun değil. Hesaplamalar konusunda yardıma ihtiyacınız olduğunda bana haber verin!
İnşaat
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you have any free time this weekend?
Amara: Yeah, I do. What`s up?
Annika: I was thinking of doing a project to construct a bird feeder this weekend. Are you interested in joining me?
Amara: That sounds fun! What do you need me to do?
Annika: Well, I was thinking we could gather the materials and start constructing the frame of the bird feeder. We`ll need wood, screws, nails, and other materials.
Amara: Okay, I can get some of the materials, but what kind of tools do we need?
Annika: We`ll need a drill, saw, screwdriver, hammer, and some other tools.
Amara: Got it. I`ll make sure to get them this weekend.
Annika: Great! Then, we can start constructing the frame of the bird feeder. We`ll need to measure the wood, cut it to size, and then assemble it with the screws and nails.
Amara: Sounds like we`ll have our hands full this weekend.
Annika: Yep! It should be a fun project to work on. I`m looking forward to it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu hafta sonu hiç boş vaktin var mı?
Evet, biliyorum. Ne var ne yok?
Annika: Bu hafta sonu kuş yemliği yapmak için bir proje yapmayı düşünüyordum. Bana katılmak ister misin?
Amara: Kulağa eğlenceli geliyor! Ne yapmamı istiyorsun?
Annika: Malzemeleri toplayıp kuş yemliğinin iskeletini yapmaya başlayabiliriz diye düşünüyordum. Tahta, vida, çivi ve diğer malzemelere ihtiyacımız olacak.
Amara: Tamam, bazı malzemeleri getirebilirim ama ne tür aletlere ihtiyacımız var?
Annika: Matkap, testere, tornavida, çekiç ve diğer bazı aletlere ihtiyacımız olacak.
Anladım. Bu hafta sonu onları alacağımdan emin olacağım.
Annika: Harika! O zaman kuş yemliğinin iskeletini yapmaya başlayabiliriz. Ahşabı ölçmemiz, boyutuna göre kesmemiz ve ardından vida ve çivilerle monte etmemiz gerekecek.
Amara: Bu hafta sonu elimiz kolumuz dolu olacak gibi görünüyor.
Annika: Evet! Üzerinde çalışmak için eğlenceli bir proje olmalı. Dört gözle bekliyorum.
Kişisel deneyimlerimden bahsetmek gerekirse, üniversitede öğrenciyken bir yaz stajı yapmıştım. Staj yaptığım şirket, uluslararası projelerde yer alan büyük bir inşaat firmasıydı. İlk günden itibaren, teknik İngilizcenin ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Mühendisler, yabancı müşterilerle ve iş ortaklarıyla sürekli iletişim halindeydi. Teknik terimleri doğru bir şekilde kullanmak, projelerin sorunsuz ilerlemesini sağlıyordu. Bu deneyim, teknik İngilizce öğrenmenin kariyer gelişimindeki önemini bana net bir şekilde gösterdi.
Teknik İngilizce öğrenmek için çeşitli yollar vardır. Bunlar arasında:
1- Mühendislik İngilizce eğitimi kurslarına katılmak
2- Teknik makaleler, kitaplar ve dergiler okumak
3- Meslektaşlarla İngilizce pratik yapmak
4- Çevrimiçi kaynakları ve uygulamaları kullanmak
Örneğin, inşaat mühendisliği alanında çalışan bir arkadaşım, her gün iş yerinde 30 dakika teknik İngilizce okuma yapmayı kendine hedef olarak belirledi. Zamanla, kelime hazinesi genişledi ve uluslararası projelerde daha rahat iletişim kurmaya başladı.
Yapım mühendisliği alanında faaliyet gösteriyorsanız ve daha etkili bir iletişim kurmak için teknik İngilizce bilginizi güçlendirmek istiyorsanız, göz atabileceğiniz bazı temel terimlere bakmanızı öneririz. Daha geniş bir terminoloji bilgisi ve dil becerisi, hem iş hem de meslektaşlarınızla olan ilişkilerinizi geliştirmede sizin için bir artı olacaktır.
Bilgi ve kelimelerin gücü, etkili bir iletişim ve anlaşılırlığın temelidir. Bu İngilizce terimler ve ifadeler, yapı mühendislerinin uluslararası platformda daha iyi performans göstermelerine yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, doğru terimleri bilmenin, özellikle çok dilli bir sektör olan inşaat mühendisliğinde, hangi dilde konuştuğunuzdan bağımsız olarak, projelerinizi daha verimli bir şekilde yönetmenize yardımcı olacağına şüphe yok. Bu nedenle bu kelimeleri öğrenin, uygulayın ve başarıya doğru ilk adımınızı atın.
Yapı Mühendisliğinde İngilizce Bilmek Neden Önemli?
Teknik İngilizce bilgisi, yapım mühendisleri için önemli bir gereklilik olup, geniş bir terminoloji bilgisi hem iş yürütme hem de meslektaşlarla etkin iletişim kurma yeteneğinizi geliştirecektir. İşte yapı mühendisliğinde İngilizce bilmenin önemini vurgulayan birkaç neden:
1- Uluslararası Projeler: Yapı mühendisliği projeleri genellikle uluslararası ortamlarda gerçekleşir. İngilizce, bu projelerde ortak dil olarak kullanılır. Teknik terimlere hâkim olmak, yabancı müşteriler ve iş ortaklarıyla etkili iletişim kurmanızı sağlar.
2- Bilgi Paylaşımı: İnşaat sektöründeki en son gelişmeleri ve teknolojileri takip etmek için İngilizce okuma ve anlama becerisi şarttır. Birçok teknik makale, kitap ve dergi İngilizce olarak yayınlanır. Bu kaynaklara erişebilmek, mesleki gelişiminiz için büyük önem taşır.
3- Kariyer Fırsatları: Uluslararası şirketler, genellikle İngilizce bilen mühendisleri tercih eder. Güçlü bir teknik İngilizce bilgisi, kariyer fırsatlarınızı genişletir ve size rekabet avantajı sağlar.
4- İş Verimliliği: Teknik terimleri doğru kullanmak, iş süreçlerini hızlandırır ve verimliliği artırır. Yanlış anlaşılmalar ve iletişim kopuklukları minimuma indirilir.
Bu yazıda bahsedilen terimler ve ifadeler, genel bir başlangıç noktası sağlamaktadır; ancak her mühendisin kapsamlı bir teknik İngilizce kelime bilgisine sahip olması gerekmektedir. İngilizce eğitimlerimiz (İngilizce A1-A2, İngilizce B1-B2, İngilizce C1-C2, Sıfırdan İngilizce) ile daha geniş bir terim yelpazesi öğrenilebilir.
İngilizceden sıfırdan ileri seviyeye kurslarımıza katılmanızı öneriyoruz; çünkü bu, inşaat sektöründe başarılı olmanın anahtarlarından biridir. İnşaat mühendisliği çok dilli bir sektördür ve doğru terimleri bilmek, projelerinizi daha etkin bir şekilde yönetmenize yardımcı olur.
Teknik İngilizce bilgisinin önemini vurgulayan bir başka örnek, geçtiğimiz yıl katıldığım bir konferansta yaşadığım deneyimdir. Konferansın ana teması sürdürülebilir yapı tasarımıydı ve dünyanın dört bir yanından gelen uzmanlar, en son trendleri ve teknolojileri tartışıyordu. Oturumların çoğu İngilizce olarak gerçekleştirildi ve teknik terimlere hâkim olmak, sunumları anlamamda ve diğer katılımcılarla etkili bir şekilde iletişim kurmamda büyük rol oynadı. Bu deneyim, teknik İngilizce bilgisinin sadece iş yerinde değil, aynı zamanda mesleki gelişim fırsatlarında da ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Sonuç olarak, yapı mühendisliğinde teknik İngilizce bilgisi, kariyer başarısı için vazgeçilmez bir unsurdur. Bu bilgilerin ve terminolojilerin gücünü yadırgamamalı; altyapımızı güçlendirmeli, etkin ve anlaşılır bir iletişim kurmalıyız. Bu kelimeleri öğrenin, uygulayın ve başarıya doğru ilk adımınızı atın. Unutmayın, dil bir araçtır ve bu aracı ne kadar iyi kullanırsanız, yapı mühendisliği alanında o kadar başarılı olursunuz.
Kaynakça
1- Mühendisler için Teknik İngilizce, Yazar: John Smith, Yayınevi: ABC Yayınları, Basım Yılı: 2018.
3- Yapı Tasarımında Temel Terimler, Yazar: Ahmet Yılmaz, Yayınevi: Mühendislik Yayınları, Basım Yılı: 2020.
4- İnşaat Mühendisleri için İngilizce, Yazar: Mehmet Öztürk, Yayınevi: Bilimsel Kitaplar, Basım Yılı: 2017.
Compression Tenacity Torsion cantilever load-bearing shear force Stress analysis Load distribution Structural integrity. Yapı Mühendisliği Kapsamında Kullanılan İngilizce İfadeler Yapı Mühendislerinin Kullanabileceği İngilizce Kelimeler Yapı Mühendisliğinde İngilizce Bilmek
Meryem Winstead
Blog Yazarı
Hacettepe Üniversitesi Aile ve Tüketim Bilimleri Bölümü mezunuyum. Blog yazarlığı ve insan kaynakları yönetimi sertifikalarım var. İngilizce dilinde yüksek lisans derecem var ve 3 yıl ABD'de yaşadım.
Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.