Türkiye'de İK'nın Karşılaştığı En Büyük Zorluklar: Yeni Normale Uyum

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan Covid-19 pandemisi, iş dünyasının da yeni normale uyum sağlama sürecini hızlandırmıştır. Yeni normal kavramını anlamak ve kabul etmek, bu süreçte iş dünyasının karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olmuştur.

Bu dönemeçte, İnsan Kaynakları bölümleri önemli bir rol oynamıştır. İnsan Kaynakları'nın bu süreci başarıyla yönetmesi için, çalışanlarının ve işverenlerinin yeni normalin hedeflerine ve beklentilerine ayak uydurmalarına yardımcı olmaları gereklidir.

Yeni Normal Kavramı ve İş Dünyasına Etkileri

Peki, yeni normal nedir? Yeni normal, pandemi sonrası bireylerin alışkanlıklarının değişmesi, sosyal ilişkilerinin farklı bir hale gelmesi ve ekonomik sistemin dengelerinin değişmesi sürecidir.

Türkiye'de İK'nın Yeni Normalde Karşılaştığı Zorluklar

Türkiye'de İnsan Kaynakları bölümleri, yeni normalle birlikte birçok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Bu zorluklar arasında, uzaktan çalışma düzeni, iş saatlerinin düzenlenmesi, çalışanların motivasyonları ve verimliliklerini koruma gibi konular yer almaktadır.

• Uzaktan çalışma düzeni, birçok işletme için yeni ve alışılmadık bir durumdur. İnsan Kaynakları bölümü, yeni normalle birlikte çalışanların evden çalışma düzenine hızla uyum sağlamalarına yardımcı olmalıdır.

• Motivasyon ve verimlilik konusu da İK'nın üzerinde durması gereken bir diğer önemli konudur. Yeni normale uyum sağlamanın zor olduğu bu dönemde, çalışanların motivasyonlarını yüksek tutmak ve verimliliklerini korumak için İK bölümü çeşitli stratejiler geliştirmelidir.

İK'nın Yeni Normale Uyum Stratejileri

İK'nın yeni normale uyum sağlama stratejileri, gerekli planlamalar yapılıp uygulandığında işletmenin geleceği için hayati önem taşımaktadır. İşe alma süreçleri ve şirket politikaları değiştiği için İK'nın bu durumları hızlı ve doğru bir şekilde yönetmesi gerekmektedir.

Örneğin, online mülakatlar ve eğitimler, artık norm haline gelen uzaktan çalışmanın gerekliliği haline gelmiştir. İK, bu durumda yeni stratejiler belirleyerek işe alım sürecini değiştirmeli ve kullanabileceği çeşitli teknolojik araçları göz önüne almalıdır.

Yeni normale uyum sağlama sürecinde İK'nın başarılı olabilmesi için, çalışanlarına sürekli bilgi verme ve geri bildirim alarak onları bu sürece dahil etmeleri çok önemlidir.

İK ve Kriz Yönetimi

Yeni normale geçişteki zorluklar, kriz yönetimi yeteneklerini de ön plana çıkartmıştır. Kriz yönetimi, herhangi bir kriz durumunda önceden planlanmış, koordineli ve etkili bir yanıt verme yeteneği olarak tanımlanabilir. İK birimlerinin bu süreçteki eylemleri, şirketin kriz durumlarından başarılı bir şekilde çıkabilmesi için önemlidir.

Bu süreçte, mükemmel iletişim becerileri ve harika liderlik vasıfları ile zorlu durumları başarıyla yönetebilecek İK liderleri gerekmektedir. İK, her zaman olduğu gibi çalışanları arasında güven oluşturarak ve onlara destek olarak bu durumu yönetmekte önemli bir rol oynayacaktır. Sonuç olarak, İK'nın yeni normale uyum sürecindeki rolü, çalışanları ve işletmeyi destekleme ve rehberlik etme yeteneğine sahip olmasıdır.

İlgili eğitim: İnsan Kaynakları Eğitimleri

İK'nın Yeni Normale Uyumunda İşverenlerin Rolü

İşverenler, İK uygulamalarının yeni normale güncellenmesinde hayati bir rol oynarlar. Ancak, bu, çoğu zaman yanıltıcı bir sadelik görüntüsüne neden olur. Aslında, bu süreç hem karmaşık hem de meydan okumalarla doludur.

İlk olarak, işverenler, çalışanlarına yeni normalin gerekliliklerine uygun bir çalışma ortamı sağlamalıdır. Türkiye'deki işyerlerinde çalışan sağlığı ve güvenliği standartlarının yükseltilmesi, bu konuda atılacak önemli bir adımdır.

İkinci olarak, işverenler, uzaktan çalışma gibi yeni iş modellerini benimseme çabası içinde olmalıdır. Yeni normale uyum sürecinde, bu iş modellerinin doğru bir şekilde uygulanması ve yönetilmesi gerekmektedir.

Son olarak, işverenler, yeni normalde iş süreçlerini ve operasyonlarını yönetmek için gereken teknolojileri kullanmada son derece başarılı olmalıdır.Çalışanların bu sürece adaptasyonu da bir diğer önemli noktadır.

Türkiye'deki İşletmelerin Yeni Normale Uyum Çabaları

Türkiye'deki çoğu işletme, yeni normalin gerektirdiği gerekliliklere uyum sağlama çabası içerisindedir. Bu süreç her ne kadar zorlu olsa da, işletmeler uyum sürecini basamak basamak ilerletmektedirler.

Birçok işletme, çalışanlarını ofisten uzaklaştıran ve evde çalışmayı sağlayan yeni iş modellerini benimsemektedir. İŞKUR verilerine göre, Türkiye'deki işletmelerin %37'si uzaktan çalışma modelini benimsemektedir.

Ayrıca, işletmeler özellikle dijitalleşme konusunda büyük çaba göstermektedir. Bu süreçte işletmelerin %56'sı, iş süreçlerini dijitalleştirmek için adımlar atmaktadır.

İK Politikalarının Yeniden Değerlendirilmesi

Yeni normale uyum sürecinde, İK politikalarını yeniden değerlendirmek ve güncellemek oldukça önemlidir. Özellikle, uzaktan çalışma, esnek çalışma saatleri ve çalışan sağlığı ve güvenliği gibi konulara odaklanarak, İK politikaları yeniden düşünülmelidir.

Örneğin, Türkiye'deki işletmelerin yüzde 25'i, uzaktan çalışmayı desteklemek için İK politikalarını yeniden düşünme aşamasındadır. Bu, çalışınların ihtiyaçlarına ve beklentilerine daha iyi hizmet edebilmek için gerekli bir adımdır.

İK Stratejileri ve Dijital Dönüşüm

Dijital dönüşüm, yeni normalin sağladığı temel bir fırsattır ve İK stratejilerinin bir parçası olmalıdır. İK, dijital dönüşümü hızlandırabilecek ve çalışanları için daha iyi bir deneyim sunabilecek teknolojileri kullanmalıdır.

İK teknolojileri, işletmelerin bulut tabanlı sistemler, yapay zeka, veri analitiği ve diğerleri gibi araçlarla İK süreçlerini otomatikleştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, İK teknolojileri işe alım, yetenek yönetimi, performans yönetimi ve eğitim ve gelişim gibi İK alanlarında işletmelere yardımcı olabilir.

Neticede, İK'nın yeni normale uyum süreci kolay bir yolculuk değildir, ancak doğru stratejiler ve politikalarla bu süreç yönetilebilir ve başarıya ulaşılabilir.

İK ve Çalışanların Yeni Normale Uyum Süreci

2020 yılı, başta iş dünyası olmak üzere yaşamın birçok alanında büyük değişikliklerin yaşandığı bir yıl oldu. Salgınla birlikte "yeni normal" kavramı hayatımızda yer edindi. Çalışma hayatında da bir dizi değişikliklerin yaşandığı bu dönem, İnsan Kaynakları (İK) departmanlarına yeni sorumluluklar yükledi.

İK'nın öncelikle kişisel eğitim ve gelişim süreçleri gibi konuları değerlendirerek, çalışanların bu sürece daha rahat adapte olmalarına yardımcı olması gerekmekte. Çalışanların yeni normalle ilgili bilgi ve beceri eksikliklerini giderme, onları bu sürece hazırlama görevi İK'ya düşmekte.

Online eğitimler, seminerler, atölye çalışmaları gibi aktivitelerle çalışanların uzaktan çalışmayı etkin ve verimli bir şekilde sürdürmelerine yardımcı olmak, yeni normale geçiş sürecinde İK'nın üzerinde en fazla durması gereken konuların başında geliyor.

Yeni Normalde İK ve Çalışan Sağlığı

Yeni normal süreci, çalışanların sağlık ve güvenliği açısından da çeşitli zorlukları beraberinde getirdi. Temizlik, hijyen ve sosyal mesafeye daha fazla önem verilmesi gereken bir dönem başladı. Kentlerin anlık durumuna veya kısıtlama durumlarına göre esnek çalışma saatleri ve yerlerinin belirlenmesi gibi durumlar salgın döneminin en zorlu kısmını oluşturuyor.

Bununla birlikte sürekli evden çalışmanın da psikolojik ve fizyolojik etkileri var. İK'nın çözüm yolu olarak sunduğu çözüm önerileri arasında çalışanların motivasyonunu arttırmak ve moralini yüksek tutmak için yapılan çeşitli online etkinlikler geliyor.

İK ve Uzaktan Çalışma Stratejileri

Uzaktan çalışmada İK, çalışanların gelişimini izlemek, geri bildirim vermek ve motivasyonlarını yüksek tutmak için stratejik planlar yapmalıdır. Uzaktan çalışma, özellikle teknoloji anlamında bazı zorlukları da beraberinde getirdi.

İş yerinden uzakta, teknik destek hizmetleri gelmekte zorlanabilir veya verilerin güvende olmaması durumlarının önüne geçmek için firmanın en son teknolojiye uygun donanımları kullanarak birlikte sinerji oluşturmalıdır.

İK Politikalarının Yeniden Yapılandırılması

Yeni normal'le birlikte aile, ev ve iş hayatının beraberinde getirdiği dengesizlikler, özellikle birçok çalışanın iş ve özel yaşamdaki sınırlarını bulandırdığı görülüyor. Bu durumu düzgün bir şekilde yönetecek ve çalışanın iş ve özel hayat arasındaki dengeyi bulmasına yardımcı olacak politikaların oluşturulması gerekiyor. İş yerinden uzakta, verilen hedeflere ulaşmada veya teknik destek taleplerinde esnekliğin benimsenmesi çok daha yüksek performansı beraberinde getirebilir.

Bu noktada, İK'nın üstlenmesi gereken bir diğer rol; çalışanları destekleyici ve iş yükünü hafifletecek olan politikaları yeniden yapılandırmak ve bu süreçte çalışanların yanında olmaktır. İK'nın yeni normaldeki en büyük görevi belirsizlikleri yönetmek ve süreci mümkün olduğunca rahat geçirebilecek bir ortam sağlamaktır.

Sonuç olarak yeni normal, İK'ya sadece operasyonel işlemler dışında farklı bir perspektif kazandırmaktadır. İK'nın bu süreçte daha ön plana çıkması ve çalışanlarla daha fazla empati yapması, sürecin daha rahat ve başarılı bir şekilde atlatılmasını sağlayacaktır.