Pazarlama Yöneticilerinin Bilmesi Gereken İngilizce Terimler
İngilizce Terim | Anlamı | Örnek Kullanımlar |
---|---|---|
Target Market | Bir işletmenin ürünlerini ya da hizmetlerini satmayı hedeflediği kişi ya da gruplar | Telefon üreticileri genellikle genç ve teknolojiye meraklı hedef kitleye odaklanır. |
Positioning | Bir markanın müşterilerin zihnindeki yerini ifade eder | Trendyol, müşterilerin zihninde online alışveriş platformu olarak konumlandırılmıştır. |
Brand Awareness | Tüketicilerin bir markayı tanıma ve hatırlama yeteneği | Google, yüksek marka farkındalığı sayesinde arama motoru sektöründe lider konumdadır. |
Conversion Rate | Bir web sitesi veya diğer pazarlama kanalları aracılığıyla hedeflenen eylemleri gerçekleştiren kişi sayısının, tüm ziyaretçi sayısına oranı | İyi bir dönüşüm oranına sahip olmak, dijital pazarlama kampanyalarının başarılı olduğunun bir göstergesidir. |
Product Placement | Bir markanın ürünlerinin filmlerde, televizyon programlarında veya oyunlarda gösterilme pratiği | Apple, ürün yerleştirme konusunda oldukça başarılıdır; ürünleri sıklıkla popüler TV şovlarında ve filmlerde yer alır. |
B2B (Business to Business) | İşletmeden işletmeye yapılan işlem veya işlem | Microsoft, B2B çözümleri sağlayan önde gelen bir şirkettir. |
B2C (Business to Consumer) | İşletmeden tüketiciye yapılan işlem veya işlem | Amazon, milyonlarca tüketiciye doğrudan ürün satarak B2C iş modelini benimsemiştir. |
Inbound Marketing | Potansiyel müşterileri organik olarak çekmek için yapılan pazarlama stratejisi | SEO, iyi bir gelen pazarlama stratejisinin önemli bir parçasıdır. |
Outbound Marketing | Kitlelere doğrudan pazarlama mesajı gönderme stratejisi | Radyo ve TV reklamları, geleneksel çıkış pazarlamasının iyi bilinen örnekleridir. |
ROI (Return on Investment) | Yatırımın geri dönüşünün ölçümü | ROI yüksek olan pazarlama kampanyaları, yatırımın değerini geri kazanmak için en etkili seçenektir. |
Pazarlama yöneticisi olmak, küresel bir toplumda faaliyet gösterirken çok sayıda farklı beceri ve bilgiye sahip olmayı gerektirir. İletişim, iş dünyasının en önemli unsurlarından biridir ve pazarlama dünyasında özellikle İngilizce terimlerin bilinmesi büyük önem taşır. Bu yazıda, pazarlama yöneticilerinin bilmesi gereken temel İngilizce terimleri ve anlamlarını ele alacağız.
Pazarlama yöneticileri için İngilizce Terimler
Hedef Kitle (Target Market)
Pazarlama kampanyalarının başarıya ulaşması için en önemli unsurlardan biri doğru 'hedef kitleyi' (target market) belirlemektir. Hedef kitle, bir işletmenin ürünlerini ya da hizmetlerini satmayı hedeflediği kişi ya da grupları temsil eder.
Konumlandırma (Positioning)
Pazarlama dilinde 'konumlandırma' (positioning), bir markanın müşterilerin zihnindeki yerini ifade eder. Bir ürünün ya da markanın konumlandırması, tüketicilerin o ürünü ya da markayı nasıl algıladığını belirler.
Marka Farkındalığı (Brand Awareness)
'Marka farkındalığı' (brand awareness), tüketicilerin bir markayı tanıma ve hatırlama yeteneğini ifade eder. Yüksek marka farkındalığına sahip olmak, tüketicilerin bir markayı tercih etme olasılığını artırır.
Dönüşüm Oranı (Conversion Rate)
Pazarlama dilinde 'dönüşüm oranı' (conversion rate), bir web sitesi veya diğer pazarlama kanalları aracılığıyla hedeflenen eylemleri gerçekleştiren kişi sayısının, tüm ziyaretçi sayısına oranını ifade eder.
Özellikle dijital pazarlamada olmak üzere, bu ve benzeri birçok pazarlama terimi, pazarlama stratejileri oluşturma ve başarılı bir şekilde uygulama konusunda son derece önemlidir. Dolayısıyla, bu terimlerin bilinmesi ve anlaşılması, pazarlama yöneticilerinin başarıya ulaşmalarını sağlayacaktır.
Bilgisayarınızın, cep telefonunuzun ya da diğer cihazlarınızın yanındaki not defterine bu terimleri ve anlamlarını hemen yazın. Pazarlama dünyasında sıkça kullanılan bu terimlerin bilincinde olmak, sizin daha etkili ve başarılı kampanyalar oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
Özellikle İngilizce'nin global iş dünyasının resmi dili olması nedeniyle, bu dildeki pazarlama terimlerini biliyor olmak ve doğru kullanabilmek, sizi çok daha donanımlı bir pazarlama yöneticisi yapacaktır. Bu yüzden elinizden geldiğince bu terimleri öğrenmeye, anlamaya ve uygulamaya devam edin. Her zaman daha çok öğrenmek ve büyümek için fırsatlar var. Unutmayın, bilgi güçtür!
Ctr
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the CTR?
Amara: No, what is it?
Annika: CTR stands for `click-through rate.` It`s a metric used to measure the success of an advertisement.
Amara: Interesting. How does it work?
Annika: Well, it`s calculated by taking the number of clicks an ad receives and dividing that by the number of impressions it gets. So, if an ad receives 100 clicks from 1,000 impressions, then that ad`s CTR would be 10%.
Amara: I see. What factors can influence the CTR?
Annika: A lot of things! For example, the quality of the ad, the target audience, and the placement of the ad can all affect the CTR. Even something as simple as the color of the ad can make a difference.
Amara: Wow, that`s really interesting. So, how do you know if an ad has a good CTR or not?
Annika: Generally, a CTR of 1% or higher is considered good. Anything above 3% is considered great. Of course, it really depends on the industry and the type of campaign you`re running.
Amara: So, how do you measure an ad`s CTR?
Annika: Most analytics tools, like Google Analytics, have CTR metrics built-in. You can also use conversion tracking to measure the success of an ad. You can set up goals and track the number of conversions from each ad.
Amara: That`s really helpful. Thanks for the info on CTR!
Annika: Sure thing! I`m always happy to help.
Türkçe: Annika: Hey Amara, TO`yu duydun mu?
Amara: Hayır, nedir o?
Annika: TO, `tıklama oranı` anlamına gelir. Bir reklamın başarısını ölçmek için kullanılan bir metriktir.
Amara: İlginç. Nasıl çalışıyor?
Annika: Bir reklamın aldığı tıklama sayısını alıp bunu aldığı gösterim sayısına bölerek hesaplanır. Yani, bir reklam 1.000 gösterimden 100 tıklama alıyorsa, bu reklamın TO`su %10 olur.
Amara: Anlıyorum. TO`yu hangi faktörler etkileyebilir?
Annika: Pek çok şey! Örneğin, reklamın kalitesi, hedef kitle ve reklamın yerleşimi TO`yu etkileyebilir. Reklamın rengi kadar basit bir şey bile fark yaratabilir.
Amara: Vay canına, bu gerçekten ilginç. Peki, bir reklamın iyi bir TO`ya sahip olup olmadığını nasıl anlıyorsunuz?
Annika: Genel olarak, %1 veya daha yüksek bir TO iyi kabul edilir. 3`ün üzerindeki her şey harika olarak kabul edilir. Elbette bu, sektöre ve yürüttüğünüz kampanyanın türüne göre değişir.
Amara: Peki, bir reklamın TO`sunu nasıl ölçüyorsunuz?
Annika: Google Analytics gibi çoğu analiz aracında yerleşik TO ölçümleri bulunur. Bir reklamın başarısını ölçmek için dönüşüm izlemeyi de kullanabilirsiniz. Hedefler belirleyebilir ve her bir reklamdan elde edilen dönüşüm sayısını takip edebilirsiniz.
Amara: Bu gerçekten çok yardımcı oldu. CTR hakkındaki bilgiler için teşekkürler!
Annika: Elbette! Yardım etmekten her zaman mutluluk duyarım.
Reklam Bütçesi
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you get a chance to look at that advertising budget I sent you?
Amara: Oh yeah, I did! It looks really great. What are your thoughts on how much we should be spending?
Annika: Well, I think it should be at least half of our total budget. We want to make sure we have enough money to cover all the costs associated with our advertising campaigns, such as the cost of creating ads, the cost of running them, and the cost of monitoring the results.
Amara: That makes sense. But I`m wondering if there`s anything else we should consider when deciding our advertising budget.
Annika: Definitely. We also need to think about what kind of return on investment we can expect from our advertising budget. We need to make sure that we`re getting a good return on our investment, so that we can continue to grow our business and increase our profits.
Amara: That`s a great point. We definitely need to consider that when deciding our budget.
Annika: Absolutely. We should also think about how our budget will affect our brand. We want to make sure that our ads are helping to build our brand and giving us a good return on our investment.
Amara: I agree. So, what do you think our final advertising budget should be?
Annika: I think it should be around 50% of our total budget. That should give us enough money to cover our costs and still get a good return on our investment.
Türkçe: Annika: Hey Amara, sana gönderdiğim reklam bütçesine bakma fırsatın oldu mu?
Amara: Evet, yaptım! Gerçekten harika görünüyor. Ne kadar harcamamız gerektiği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Annika: Bence toplam bütçemizin en az yarısı kadar olmalı. Reklam oluşturma maliyeti, reklamları yayınlama maliyeti ve sonuçları izleme maliyeti gibi reklam kampanyalarımızla ilgili tüm maliyetleri karşılamaya yetecek kadar paramız olduğundan emin olmak istiyoruz.
Amara: Bu mantıklı. Ancak reklam bütçemize karar verirken göz önünde bulundurmamız gereken başka bir şey olup olmadığını merak ediyorum.
Annika: Kesinlikle. Ayrıca reklam bütçemizden ne tür bir yatırım getirisi bekleyebileceğimizi de düşünmemiz gerekiyor. İşimizi büyütmeye ve kârımızı artırmaya devam edebilmemiz için yatırımımızdan iyi bir getiri elde ettiğimizden emin olmamız gerekiyor.
Amara: Bu harika bir nokta. Bütçemizi belirlerken bunu kesinlikle göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Annika: Kesinlikle. Bütçemizin markamızı nasıl etkileyeceğini de düşünmeliyiz. Reklamlarımızın markamızı oluşturmaya yardımcı olduğundan ve bize iyi bir yatırım getirisi sağladığından emin olmak istiyoruz.
Katılıyorum. Peki, sizce nihai reklam bütçemiz ne olmalı?
Annika: Bence toplam bütçemizin yaklaşık %50`si kadar olmalı. Bu bize masraflarımızı karşılayacak ve yatırımımızdan iyi bir getiri elde etmemizi sağlayacak kadar para verecektir.
Müşteri Hizmetleri
Örnek Diyalog: Annika: Hi Amara, did you call for customer service?
Amara: Yes, I did. I`m having trouble with my computer and I was hoping you could help me.
Annika: Sure, what seems to be the problem?
Amara: Well, I was trying to download a game and then my computer just froze. I tried restarting it but it still won`t work.
Annika: Alright, let me take a look. Can you tell me what kind of computer you have?
Amara: It`s a Dell laptop with Windows 10.
Annika: Okay, great. Let me take a look at the system specs and see what might be causing the issue. Are you able to access the settings menu?
Amara: Um, yeah, I think so.
Annika: Okay, can you please try to open it up and then tell me what you see?
Amara: Sure, let me just go ahead and open it. Okay, it says that I have 8GB of RAM, an Intel i7 processor, and a 256GB SSD.
Annika: Alright, that should be enough to handle the game you wanted to download. Can you tell me what else you have installed on your computer?
Amara: Well, I have some other games and a few office applications.
Annika: Okay, that shouldn`t be an issue. Let me just run a few scans and see if I can find the problem. Just give me a few minutes and I should have an answer for you.
Amara: No problem, I`ll wait.
Annika: Alright, I`m going to start the scan now. I`ll let you know as soon as I find something.
Amara: Sounds great, thanks!
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, müşteri hizmetlerini aradınız mı?
Amara: Evet, aradım. Bilgisayarımla ilgili bir sorun yaşıyorum ve bana yardımcı olabileceğinizi umuyordum.
Annika: Elbette, sorun nedir?
Amara: Şey, bir oyun indirmeye çalışıyordum ve sonra bilgisayarım dondu. Yeniden başlatmayı denedim ama hala çalışmıyor.
Annika: Tamam, bir bakayım. Bana ne tür bir bilgisayarınız olduğunu söyleyebilir misiniz?
Amara: Windows 10 yüklü bir Dell dizüstü bilgisayar.
Annika: Tamam, harika. Sistem özelliklerine bir göz atayım ve soruna neyin neden olabileceğini göreyim. Ayarlar menüsüne erişebiliyor musunuz?
Amara: Evet, sanırım.
Annika: Tamam, lütfen açmayı deneyip bana ne gördüğünüzü söyleyebilir misiniz?
Amara: Elbette, devam edeyim ve açayım. Tamam, 8 GB RAM`im, Intel i7 işlemcim ve 256 GB SSD`m olduğunu söylüyor.
Annika: Pekala, indirmek istediğiniz oyunu çalıştırmak için yeterli olmalı. Bilgisayarınızda başka neler yüklü olduğunu söyleyebilir misiniz?
Amara: Şey, başka oyunlarım ve birkaç ofis uygulamam var.
Annika: Tamam, bu bir sorun olmamalı. Birkaç tarama yapmama ve sorunu bulup bulamayacağıma bakmama izin verin. Bana birkaç dakika verin ve sizin için bir cevabım olsun.
Amara: Sorun değil, bekleyeceğim.
Annika: Tamam, şimdi taramaya başlayacağım. Bir şey bulur bulmaz size haber vereceğim.
Amara: Kulağa harika geliyor, teşekkürler!
Metin Yazarlığı
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I heard you recently started a job as a copywriter. How has the transition been?
Amara: It`s been great! I`ve been learning a lot and exploring the world of copywriting. It`s been an exciting journey so far.
Annika: That`s wonderful to hear! What do you find most interesting about copywriting?
Amara: The thing I love the most is how a copywriter needs to be able to think creatively while also being able to communicate effectively with the audience. It`s a job that requires a lot of skill and creativity.
Annika: What kind of work do you do as a copywriter?
Amara: I write content for websites and blogs, I write promotional emails and campaigns, I create content for social media, and I write for different types of companies. I`m always looking for new ways to engage the audience.
Annika: That sounds like a very challenging job.
Amara: It definitely is! But it`s also very rewarding. I love being able to use my creativity to come up with interesting and engaging content that resonates with the audience. It`s a lot of hard work, but it`s worth it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, yakın zamanda metin yazarı olarak işe başladığını duydum. Bu geçiş nasıl oldu?
Amara: Harikaydı! Çok şey öğreniyorum ve metin yazarlığı dünyasını keşfediyorum. Şimdiye kadar heyecan verici bir yolculuk oldu.
Annika: Bunu duymak harika! Metin yazarlığı hakkında en ilginç bulduğunuz şey nedir?
Amara: En çok sevdiğim şey, bir metin yazarının hem yaratıcı düşünebilmesi hem de izleyiciyle etkili bir iletişim kurabilmesi. Çok fazla beceri ve yaratıcılık gerektiren bir iş.
Annika: Metin yazarı olarak ne tür işler yapıyorsunuz?
Amara: Web siteleri ve bloglar için içerik yazıyorum, tanıtım e-postaları ve kampanyaları yazıyorum, sosyal medya için içerik oluşturuyorum ve farklı şirket türleri için yazıyorum. Her zaman izleyicilerin ilgisini çekecek yeni yollar arıyorum.
Annika: Kulağa çok zorlu bir iş gibi geliyor.
Amara: Kesinlikle öyle! Ama aynı zamanda çok ödüllendirici. Yaratıcılığımı kullanarak izleyicide yankı uyandıran ilginç ve ilgi çekici içerikler üretebilmeyi seviyorum. Çok zor bir iş ama buna değer.
Takip
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, how`s it going?
Amara: Pretty good, how about you?
Annika: Not too bad. I was wondering if you could help me with something.
Amara: Sure, what is it?
Annika: I need to track down a shipment that I ordered a few weeks ago. I`m not sure what happened to it, and it`s really important that I get it soon.
Amara: Yeah, that does sound like a tricky situation. What sort of tracking information do you have?
Annika: I have the order number, but not much else. I`ve tried calling the company, but they haven`t been very helpful.
Amara: Hmm, that`s too bad. Have you tried checking online?
Annika: Yes, I`ve tried that. I`ve also tried emailing them, but I haven`t gotten a response.
Amara: Alright, well it sounds like you need some more info. Do you know anyone at the company who might be able to help?
Annika: No, unfortunately I don`t. I don`t even know who to contact.
Amara: That`s too bad. I guess the only thing you can do is keep trying to contact them and see if you can get any more information.
Annika: Yeah, that`s what I was thinking. I`ll keep trying and hopefully I can get some answers soon. Thanks for your help, Amara.
Amara: No problem. Good luck with tracking down your shipment.
Türkçe: Annika: Hey Amara, nasıl gidiyor?
Amara: Oldukça iyi, ya sen?
Annika: Çok kötü değil. Bana bir konuda yardım edebilir misin diye merak ediyordum.
Amara: Tabii, ne oldu?
Annika: Birkaç hafta önce sipariş ettiğim bir kargonun izini sürmem gerekiyor. Ona ne olduğundan emin değilim ve bir an önce elime geçmesi çok önemli.
Amara: Evet, bu zor bir durum gibi görünüyor. Elinizde ne tür izleme bilgileri var?
Annika: Elimde sipariş numarası var ama başka bir şey yok. Şirketi aramayı denedim ama pek yardımcı olmadılar.
Amara: Hmm, bu çok kötü. İnternetten kontrol etmeyi denediniz mi?
Annika: Evet, bunu denedim. Onlara e-posta göndermeyi de denedim ama bir yanıt alamadım.
Amara: Pekala, daha fazla bilgiye ihtiyacınız var gibi görünüyor. Şirkette yardım edebilecek birini tanıyor musun?
Annika: Hayır, maalesef bilmiyorum. Kiminle irtibata geçeceğimi bile bilmiyorum.
Amara: Bu çok kötü. Sanırım yapabileceğiniz tek şey onlarla iletişime geçmeye çalışmak ve daha fazla bilgi alıp alamayacağınızı görmek.
Annika: Evet, ben de öyle düşünüyordum. Denemeye devam edeceğim ve umarım yakında bazı cevaplar alabilirim. Yardımın için teşekkürler, Amara.
Amara: Sorun değil. Gönderinizin izini sürmede iyi şanslar.
Reklamcılık
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you have any ideas for how we can increase our sales?
Amara: Have you considered advertising?
Annika: Advertising? That sounds like a great idea! What kind of advertising do you think would be the most effective?
Amara: Well, that really depends on the product. You could try a combination of traditional and digital advertising. Traditional advertising could include things like TV commercials, radio spots, and print ads. Digital advertising could include things like social media ads, search engine optimization, and email campaigns.
Annika: That sounds like a lot of work. What do you think would be the best place to start?
Amara: I would suggest starting with social media advertising. It’s cost-effective, and it allows you to reach a large audience quickly. You can also target specific demographics to ensure that your message reaches the right people.
Annika: That sounds like a great plan. I’ll start researching what we need to do to get started. Thanks for the help!
Türkçe: Annika: Hey Amara, satışlarımızı nasıl artırabileceğimiz konusunda bir fikrin var mı?
Amara: Reklam vermeyi düşündünüz mü?
Annika: Reklam mı? Kulağa harika bir fikir gibi geliyor! Sizce ne tür bir reklam en etkili olur?
Amara: Bu gerçekten de ürüne bağlı. Geleneksel ve dijital reklamcılığı bir arada deneyebilirsiniz. Geleneksel reklamcılık TV reklamları, radyo spotları ve basılı reklamlar gibi şeyleri içerebilir. Dijital reklamcılık ise sosyal medya reklamları, arama motoru optimizasyonu ve e-posta kampanyaları gibi şeyleri içerebilir.
Annika: Kulağa çok iş varmış gibi geliyor. Sizce başlamak için en iyi yer neresi olurdu?
Amara: Sosyal medya reklamcılığı ile başlamanızı öneririm. Uygun maliyetlidir ve geniş bir kitleye hızla ulaşmanızı sağlar. Ayrıca mesajınızın doğru kişilere ulaşmasını sağlamak için belirli demografik özellikleri hedefleyebilirsiniz.
Annika: Kulağa harika bir plan gibi geliyor. Başlamak için ne yapmamız gerektiğini araştırmaya başlayacağım. Yardımınız için teşekkürler!
Strateji
Örnek Diyalog: Annika: Amara, do you have a strategy for getting this project done on time?
Amara: Yes, I do. I`ve been thinking about how to go about this project and I think I have a plan.
Annika: Ok, what`s your strategy?
Amara: Well, first of all, I think it`s important to break the project down into smaller tasks. That way, it won`t seem so overwhelming when we start working on it.
Annika: That makes sense. What else?
Amara: Then, I think we should prioritize the tasks based on their importance or urgency. We can then focus on the most important tasks first.
Annika: That sounds like a good plan.
Amara: I also think it`s important to assign each task to a specific team member. That way, everyone will be responsible for their own tasks and it will make it easier to keep track of progress.
Annika: That`s a great idea!
Amara: Lastly, I think we should have regular check-ins to make sure everyone is on track and to adjust the plan if needed.
Annika: That sounds like a great strategy! Let`s get started!
Türkçe: Annika: Amara, bu projeyi zamanında bitirmek için bir stratejin var mı?
Amara: Evet, biliyorum. Bu projeyi nasıl yürüteceğimi düşünüyordum ve sanırım bir planım var.
Annika: Tamam, stratejin nedir?
Amara: Öncelikle projeyi daha küçük görevlere bölmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde, üzerinde çalışmaya başladığımızda çok bunaltıcı görünmeyecektir.
Annika: Bu mantıklı. Başka ne var?
Amara: O zaman bence görevleri önemlerine veya aciliyetlerine göre önceliklendirmeliyiz. Böylece önce en önemli görevlere odaklanabiliriz.
Annika: İyi bir plana benziyor.
Amara: Her görevi belirli bir ekip üyesine atamanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde herkes kendi görevlerinden sorumlu olacak ve ilerlemeyi takip etmek kolaylaşacaktır.
Annika: Bu harika bir fikir!
Amara: Son olarak, herkesin yolunda gittiğinden emin olmak ve gerekirse planı ayarlamak için düzenli kontroller yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Annika: Kulağa harika bir strateji gibi geliyor! Hadi başlayalım!
Markalaşma
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I wanted to discuss something with you.
Amara: Sure, what is it?
Annika: I wanted to talk about branding.
Amara: Oh, that`s an interesting topic. What did you have in mind?
Annika: Well, I was thinking about how our company should create a strong brand. We need to be able to communicate with our customers and make sure they know who we are and what we represent.
Amara: That makes sense. What do you think are the key elements of our brand?
Annika: I think the most important thing is to create a unique identity. We need to differentiate ourselves from the competition and create something that sets us apart.
Amara: Absolutely. We also need to be consistent with our messaging and visuals so that people recognize us wherever they see our products.
Annika: Exactly. We need to make sure that our brand is perceived positively and that people know what we stand for. We also need to create a strong emotional connection with our customers so that they feel a sense of loyalty towards us.
Amara: That sounds like a great plan. We should also think about how to use social media and other digital platforms to spread our brand message.
Annika: Absolutely. We need to make sure that our brand is visible on all platforms, and that it`s consistent across the board.
Amara: Agreed. I think that if we focus on creating a unique identity and a strong emotional connection with our customers, then we will be well on our way to creating a successful brand.
Türkçe: Annika: Hey Amara, seninle bir şey konuşmak istiyorum.
Amara: Tabii, ne oldu?
Annika: Markalaşma hakkında konuşmak istiyorum.
Amara: Bu ilginç bir konu. Aklınızda ne var?
Annika: Şirketimizin nasıl güçlü bir marka yaratması gerektiğini düşünüyordum. Müşterilerimizle iletişim kurabilmeli ve kim olduğumuzu ve neyi temsil ettiğimizi bildiklerinden emin olmalıyız.
Amara: Bu mantıklı. Sizce markamızın temel unsurları nelerdir?
Annika: Bence en önemli şey benzersiz bir kimlik yaratmak. Kendimizi rakiplerimizden farklılaştırmalı ve bizi diğerlerinden ayıran bir şey yaratmalıyız.
Amara: Kesinlikle. Ayrıca, insanların ürünlerimizi gördükleri her yerde bizi tanıyabilmeleri için mesajlarımız ve görsellerimizle tutarlı olmamız gerekiyor.
Annika: Kesinlikle. Markamızın olumlu algılandığından ve insanların neyi temsil ettiğimizi bildiğinden emin olmamız gerekiyor. Ayrıca müşterilerimizle güçlü bir duygusal bağ kurmamız gerekiyor ki bize karşı bir sadakat hissi duysunlar.
Amara: Kulağa harika bir plan gibi geliyor. Marka mesajımızı yaymak için sosyal medyayı ve diğer dijital platformları nasıl kullanacağımızı da düşünmeliyiz.
Annika: Kesinlikle. Markamızın tüm platformlarda görünür olduğundan ve her yerde tutarlı olduğundan emin olmamız gerekiyor.
Amara: Katılıyorum. Benzersiz bir kimlik ve müşterilerimizle güçlü bir duygusal bağ yaratmaya odaklanırsak, başarılı bir marka yaratma yolunda ilerleyeceğimizi düşünüyorum.
Satış
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what have you been up to lately?
Amara: Oh, nothing much. Just trying to get into the groove of this new Sales job I recently got. It`s been quite challenging but I`m enjoying it.
Annika: That`s great! Sales is such an important part of any business. How are you liking it so far?
Amara: It`s been a great learning experience. There`s a lot to take in and remember, but I`m getting the hang of it. I`m learning how to make sure customers get the right product, how to properly promote our products and services, and how to reach potential customers.
Annika: That sounds like a lot of work. What tips do you have for someone starting in sales?
Amara: Well, the first thing I would say is to always be prepared. Have an elevator pitch ready and know your product inside and out. You should also be familiar with your target audience and the competition. It`s also important to stay organized and constantly update yourself on new trends in the industry. Lastly, practice active listening and be sure to ask questions when necessary.
Annika: Those are some great tips. I`m sure they`ll be helpful for anyone starting out in sales.
Amara: Absolutely. Sales can be a tough job, but it can also be very rewarding. Just remember to stay organized, be prepared, and don`t be afraid to ask questions. Good luck!
Türkçe: Annika: Hey Amara, son zamanlarda neler yapıyorsun?
Amara: Pek bir şey yok. Yakın zamanda aldığım bu yeni Satış işinin havasına girmeye çalışıyorum. Oldukça zorlayıcı ama keyif alıyorum.
Annika: Bu harika! Satış, her işin çok önemli bir parçasıdır. Şimdiye kadar nasıl buldunuz?
Amara: Harika bir öğrenme deneyimi oldu. Almam ve hatırlamam gereken çok şey var, ama alışmaya başladım. Müşterilerin doğru ürünü aldığından nasıl emin olacağımı, ürünlerimizi ve hizmetlerimizi nasıl doğru bir şekilde tanıtacağımı ve potansiyel müşterilere nasıl ulaşacağımı öğreniyorum.
Annika: Kulağa çok fazla iş gibi geliyor. Satışa yeni başlayan biri için ne gibi tavsiyeleriniz var?
Amara: Söyleyeceğim ilk şey her zaman hazırlıklı olmak. Bir asansör konuşması hazırlayın ve ürününüzün içini dışını bilin. Ayrıca hedef kitlenizi ve rakiplerinizi de tanımalısınız. Organize olmak ve sektördeki yeni trendler hakkında kendinizi sürekli güncellemek de önemli. Son olarak, aktif dinleme pratiği yapın ve gerektiğinde soru sorduğunuzdan emin olun.
Annika: Bunlar harika ipuçları. Satış işine yeni başlayan herkes için faydalı olacaklarından eminim.
Amara: Kesinlikle. Satış zor bir iş olabilir, ancak aynı zamanda çok ödüllendirici de olabilir. Sadece düzenli kalmayı, hazırlıklı olmayı ve soru sormaktan korkmamayı unutmayın. İyi şanslar!
Ürün
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what do you think about this new product I just bought?
Amara: What product is it?
Annika: It`s a new type of energy drink that is supposed to give you an extra boost of energy.
Amara: Interesting. What`s it called?
Annika: It`s called `Power Surge`. I`m so excited to try it out!
Amara: Well, make sure you read the instructions before you drink it. You don`t want to have any negative side effects.
Annika: Oh, don`t worry. I always read the instructions before I try something new. So, what do you think?
Amara: Well, I think it could be a good product if you use it properly. I just hope it doesn`t have too many artificial ingredients.
Annika: Yeah, I was a little worried about that too. But, I read the label and it looks like it`s mostly natural ingredients.
Amara: That`s great! It`s always nice to find a product that can give you an energy boost without a bunch of chemicals.
Annika: Yeah, I`m really looking forward to trying it out. I hope it works!
Türkçe: Annika: Hey Amara, yeni aldığım bu ürün hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Hangi ürün bu?
Annika: Size ekstra enerji vermesi beklenen yeni bir enerji içeceği türü.
İlginç. Adı ne?
Annika: Adı `Power Surge`. Denemek için çok heyecanlıyım!
Amara: İçmeden önce talimatları okuduğunuzdan emin olun. Herhangi bir olumsuz yan etki yaşamak istemezsiniz.
Annika: Oh, endişelenme. Yeni bir şey denemeden önce her zaman talimatları okurum. Peki, ne düşünüyorsun?
Amara: Bence doğru kullanırsanız iyi bir ürün olabilir. Umarım içinde çok fazla yapay içerik yoktur.
Annika: Evet, ben de bu konuda biraz endişeliydim. Ama etiketi okudum ve çoğunlukla doğal içeriklerden oluşuyor gibi görünüyor.
Amara: Bu harika! Bir sürü kimyasal madde olmadan size enerji verebilecek bir ürün bulmak her zaman güzeldir.
Annika: Evet, gerçekten denemek için sabırsızlanıyorum. Umarım işe yarar!
Hedef
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, how`s it going?
Amara: Pretty good. How about you?
Annika: Same. I`m glad to see you. I want to talk to you about something.
Amara: What`s up?
Annika: Well, I`ve been thinking about my career goals and I`m considering setting a target for myself. I want to be successful in my profession and I thought I`d set a target to keep me motivated.
Amara: That sounds like a great idea. What kind of target are you thinking of?
Annika: I`m thinking of setting a goal to earn a certain amount of money by the end of the year, or to land a certain job by a certain time. I`m not sure yet, but I`m open to suggestions.
Amara: That`s a great idea. It`s important to set goals and have something to work towards. Have you thought of any other targets you could set for yourself?
Annika: Yeah, I`m thinking of setting a target to learn a new skill or language. I`d also like to set a target to increase my network of contacts.
Amara: Those are both great ideas. I think setting smaller goals is a great way to stay motivated. You can set targets for yourself each week or month and track your progress. That way you can make sure you`re on track for achieving your overall target.
Annika: That`s a great idea. I`m going to start setting some smaller goals and tracking my progress. Thanks for the advice!
Türkçe: Annika: Hey Amara, nasıl gidiyor?
Amara: Oldukça iyi. Peki ya sen?
Aynen. Seni gördüğüme sevindim. Seninle bir şey konuşmak istiyorum.
Ne oldu?
Annika: Kariyer hedeflerim hakkında düşünüyordum ve kendime bir hedef belirlemeyi düşünüyorum. Mesleğimde başarılı olmak istiyorum ve beni motive edecek bir hedef belirleyebileceğimi düşündüm.
Amara: Kulağa harika bir fikir gibi geliyor. Ne tür bir hedef düşünüyorsun?
Annika: Yıl sonuna kadar belli bir miktar para kazanmak veya belli bir zamana kadar belli bir işe girmek için bir hedef belirlemeyi düşünüyorum. Henüz emin değilim ama önerilere açığım.
Amara: Bu harika bir fikir. Hedefler belirlemek ve üzerinde çalışacak bir şeylere sahip olmak önemlidir. Kendiniz için belirleyebileceğiniz başka hedefler düşündünüz mü?
Annika: Evet, yeni bir beceri veya dil öğrenmek için bir hedef belirlemeyi düşünüyorum. Ayrıca iletişim ağımı genişletmek için de bir hedef belirlemek istiyorum.
Amara: Bunların ikisi de harika fikirler. Bence daha küçük hedefler belirlemek motivasyonu korumak için harika bir yol. Her hafta veya her ay kendiniz için hedefler belirleyebilir ve ilerlemenizi takip edebilirsiniz. Bu şekilde genel hedefinize ulaşma yolunda ilerlediğinizden emin olabilirsiniz.
Annika: Bu harika bir fikir. Bazı küçük hedefler belirlemeye ve ilerlememi takip etmeye başlayacağım. Tavsiyen için teşekkürler!
Dönüşüm
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what are you up to?
Amara: I`m working on a big project for work. We`re trying to figure out a way to increase conversion rates for our online store.
Annika: Wow, that`s a tall order! What kind of solutions are you looking at?
Amara: Well, we`re exploring a few different options. We`re looking at ways to optimize our website and make it easier for customers to navigate. We`re also exploring different marketing strategies to drive more traffic to the site.
Annika: Interesting. What kind of marketing strategies are you looking at?
Amara: We`re trying to find ways to reach more potential customers. We`re exploring different advertising options, as well as ways to drive organic traffic through content marketing and social media. We want to make sure we`re reaching the right people with the right message.
Annika: That makes sense. Do you think these strategies will be successful in increasing conversion rates?
Amara: We think so. We`re hoping that by optimizing the website, making it easier to use, and reaching the right people with the right message, conversion rates will go up. We`re also looking at ways to increase customer loyalty and create a better customer experience. All of these things should contribute to an increase in conversions.
Annika: That sounds like an ambitious project. I`m sure you guys will be successful.
Amara: Thanks! We`re confident that with the right strategies in place, we`ll be able to achieve our goal of increasing conversion rates.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne yapıyorsun?
Amara: İş için büyük bir proje üzerinde çalışıyorum. Online mağazamız için dönüşüm oranlarını artırmanın bir yolunu bulmaya çalışıyoruz.
Annika: Vay canına, bu zor bir görev! Ne tür çözümler arıyorsunuz?
Amara: Birkaç farklı seçeneği araştırıyoruz. Web sitemizi optimize etmenin ve müşterilerin gezinmesini kolaylaştırmanın yollarını arıyoruz. Ayrıca siteye daha fazla trafik çekmek için farklı pazarlama stratejileri de araştırıyoruz.
Annika: İlginç. Ne tür pazarlama stratejilerine bakıyorsunuz?
Amara: Daha fazla potansiyel müşteriye ulaşmanın yollarını bulmaya çalışıyoruz. Farklı reklam seçeneklerinin yanı sıra içerik pazarlaması ve sosyal medya aracılığıyla organik trafik çekmenin yollarını araştırıyoruz. Doğru mesajla doğru kişilere ulaştığımızdan emin olmak istiyoruz.
Annika: Bu mantıklı. Bu stratejilerin dönüşüm oranlarını artırmada başarılı olacağını düşünüyor musunuz?
Amara: Öyle olduğunu düşünüyoruz. Web sitesini optimize ederek, kullanımını kolaylaştırarak ve doğru mesajla doğru kişilere ulaşarak dönüşüm oranlarının artacağını umuyoruz. Ayrıca müşteri sadakatini artırmanın ve daha iyi bir müşteri deneyimi yaratmanın yollarını arıyoruz. Tüm bunlar dönüşümlerin artmasına katkıda bulunacaktır.
Annika: Kulağa iddialı bir proje gibi geliyor. Başarılı olacağınıza eminim.
Amara: Teşekkürler! Doğru stratejileri uygulayarak dönüşüm oranlarını artırma hedefimize ulaşabileceğimizden eminiz.
Analiz
Örnek Diyalog: Annika: Amara, what do you think about us doing an analysis of our current business model?
Amara: An analysis? What kind of analysis are you thinking of?
Annika: Well, I think it would be really helpful to do a thorough analysis of our current operations and look for areas that could be improved.
Amara: That sounds like a really good idea. What would the process entail?
Annika: We would need to collect data on our operations, such as customer feedback, sales figures, employee performance, and more. We would then use that data to identify areas of our business that could be improved.
Amara: That sounds like a lot of work. What kind of improvements are you expecting to see?
Annika: Well, if done properly, I think we could reduce our costs, increase our sales, and improve customer satisfaction.
Amara: That`s a pretty lofty goal. What resources would we need in order to do this analysis?
Annika: We would need to hire a consultant or analyst to help us collect and analyze the data. We would also need to invest in software that could help us visualize the data and make decisions based on the results.
Amara: That all sounds really expensive. Do you think it will be worth it?
Annika: Absolutely! If done properly, this analysis could save us a lot of money in the long run and help us make more informed decisions. Plus, it will give us a better understanding of our business and our customers.
Türkçe: Annika: Amara, mevcut iş modelimizin bir analizini yapmamız konusunda ne düşünüyorsun?
Amara: Analiz mi? Ne tür bir analiz düşünüyorsun?
Annika: Bence mevcut operasyonlarımızın kapsamlı bir analizini yapmak ve geliştirilebilecek alanları araştırmak gerçekten faydalı olacaktır.
Amara: Kulağa gerçekten iyi bir fikir gibi geliyor. Süreç nasıl işleyecek?
Annika: Müşteri geri bildirimleri, satış rakamları, çalışan performansı ve daha fazlası gibi operasyonlarımız hakkında veri toplamamız gerekir. Daha sonra bu verileri işimizin geliştirilebilecek alanlarını belirlemek için kullanacağız.
Amara: Kulağa çok çalışılmış gibi geliyor. Ne tür gelişmeler görmeyi bekliyorsunuz?
Annika: Doğru şekilde yapılırsa maliyetlerimizi düşürebileceğimizi, satışlarımızı artırabileceğimizi ve müşteri memnuniyetini geliştirebileceğimizi düşünüyorum.
Amara: Bu oldukça yüksek bir hedef. Bu analizi yapmak için hangi kaynaklara ihtiyacımız var?
Annika: Verileri toplamamıza ve analiz etmemize yardımcı olması için bir danışman veya analist tutmamız gerekir. Ayrıca verileri görselleştirmemize ve sonuçlara dayalı kararlar almamıza yardımcı olabilecek bir yazılıma yatırım yapmamız gerekecektir.
Amara: Bunların hepsi kulağa gerçekten pahalı geliyor. Sence buna değecek mi?
Annika: Kesinlikle! Doğru şekilde yapılırsa, bu analiz uzun vadede bize çok para kazandırabilir ve daha bilinçli kararlar almamıza yardımcı olabilir. Ayrıca, işimizi ve müşterilerimizi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.
Dönüşüm Oranı
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you heard about the new Conversion Rate initiative?
Amara: No, I haven’t. What is it about?
Annika: It’s about increasing the rate of conversion from potential customers to actual customers.
Amara: That’s great! How will it be done?
Annika: Well, there are several strategies that can be used. For example, we can optimize our website so that it’s easier to use and navigate, and that it better highlights our products and services. We can also create compelling content to draw in customers and run targeted campaigns to reach our target audiences.
Amara: That sounds like a good plan. How will we measure our success?
Annika: We’ll be tracking our conversion rate over time to see how effective our strategies are. We’ll also be looking at the number of purchases, average order value, and other metrics to see if our efforts are paying off.
Amara: That’s great. I’m sure we’ll see some positive results with this initiative.
Annika: Yes, I’m sure we will. We just have to make sure to stay focused and consistent with our efforts.
Amara: Absolutely. I think this Conversion Rate initiative is a great idea.
Türkçe: Annika: Hey Amara, yeni Dönüşüm Oranı girişiminden haberin var mı?
Hayır, görmedim. Ne hakkında?
Annika: Bu, potansiyel müşterilerden gerçek müşterilere dönüşüm oranını artırmakla ilgili.
Amara: Bu harika! Nasıl yapılacak?
Annika: Kullanılabilecek çeşitli stratejiler var. Örneğin, web sitemizi kullanımı ve gezinmesi daha kolay olacak ve ürünlerimizi ve hizmetlerimizi daha iyi vurgulayacak şekilde optimize edebiliriz. Ayrıca müşterileri çekmek için ilgi çekici içerikler oluşturabilir ve hedef kitlelerimize ulaşmak için hedefli kampanyalar yürütebiliriz.
Amara: Kulağa iyi bir plan gibi geliyor. Başarımızı nasıl ölçeceğiz?
Annika: Stratejilerimizin ne kadar etkili olduğunu görmek için zaman içinde dönüşüm oranımızı takip edeceğiz. Çabalarımızın karşılığını alıp almadığımızı görmek için satın alma sayısına, ortalama sipariş değerine ve diğer metriklere de bakacağız.
Amara: Bu harika. Bu girişimin olumlu sonuçlarını göreceğimizden eminim.
Annika: Evet, eminim yapacağız. Sadece çabalarımıza odaklandığımızdan ve tutarlı olduğumuzdan emin olmalıyız.
Amara: Kesinlikle. Bu Dönüşüm Oranı girişiminin harika bir fikir olduğunu düşünüyorum.
Cpa
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know what a CPA is?
Amara: Sure, a CPA stands for Certified Public Accountant.
Annika: That`s right. What does a CPA do exactly?
Amara: Well, a CPA is an accountant who has met the educational, experience and examination requirements to become a certified public accountant. They typically provide services such as auditing, financial statement preparation, tax planning and return preparation, and business consulting.
Annika: Wow, that`s quite a lot of things they can do. Do they just work with businesses?
Amara: No, they can work with individuals and businesses. They are most often hired to complete a financial audit or provide tax advice.
Annika: Interesting. So, what kind of qualifications do you need to become a CPA?
Amara: To become a CPA, you must have a bachelor`s degree in accounting, have at least one year of experience working in a related field, and pass the CPA exam. Additionally, you must meet the license requirements of the state you plan to practice in.
Annika: That`s a lot of steps. Do you think I can do it?
Amara: Absolutely! It might take some time and hard work, but if you`re dedicated and passionate, you can definitely become a CPA.
Türkçe: Annika: Hey Amara, mali müşavirin ne olduğunu biliyor musun?
Amara: Tabii, CPA, Yeminli Mali Müşavir anlamına geliyor.
Annika: Doğru. Bir mali müşavir tam olarak ne yapar?
Amara: SMMM, yeminli mali müşavir olmak için gerekli eğitim, deneyim ve sınav şartlarını yerine getirmiş bir muhasebecidir. Genellikle denetim, mali tablo hazırlama, vergi planlaması ve beyanname hazırlama ve iş danışmanlığı gibi hizmetler sunarlar.
Annika: Vay canına, yapabilecekleri oldukça fazla şey var. Sadece işletmelerle mi çalışıyorlar?
Amara: Hayır, bireyler ve işletmelerle çalışabilirler. Çoğunlukla bir mali denetimi tamamlamak veya vergi tavsiyesi vermek için işe alınırlar.
Annika: İlginç. Peki, CPA olmak için ne tür niteliklere ihtiyacınız var?
Amara: CPA olmak için muhasebe alanında lisans derecesine sahip olmanız, ilgili bir alanda en az bir yıl çalışma deneyimine sahip olmanız ve CPA sınavını geçmeniz gerekir. Ayrıca, pratik yapmayı planladığınız eyaletin lisans gereksinimlerini karşılamanız gerekir.
Annika: Bu çok fazla adım. Sence yapabilir miyim?
Amara: Kesinlikle! Biraz zaman ve sıkı çalışma gerektirebilir, ancak kendinizi adamış ve tutkuluysanız, kesinlikle bir CPA olabilirsiniz.
Ağ İletişimi
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what are you up to?
Amara: Hi Annika, I`m currently networking with a few people in the industry. I`ve been wanting to get into the tech field for a while now, so I`m hoping to make some connections that can help me do that.
Annika: That`s awesome! Networking is definitely one of the best ways to get ahead. What kind of people are you connecting with?
Amara: Mostly people who work in the tech industry. I`m looking for advice from industry professionals and also trying to make connections that can help me find job opportunities.
Annika: That`s great! You should definitely take advantage of the resources available to you. You never know who might be able to help you reach your goals.
Amara: Yeah, I`m sure there are lots of possibilities out there. I`m just trying to take advantage of the networking opportunities that come my way.
Annika: That`s the right attitude! And you never know, you may even find some unexpected connections that can help you in the long run.
Amara: Absolutely! That`s why I`m trying to make the most of each networking opportunity I come across.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne yapıyorsun?
Amara: Merhaba Annika, şu anda sektördeki birkaç kişiyle ağ kuruyorum. Bir süredir teknoloji alanına girmek istiyordum, bu yüzden bunu yapmama yardımcı olabilecek bazı bağlantılar kurmayı umuyorum.
Annika: Bu harika! Networking kesinlikle ilerlemenin en iyi yollarından biri. Ne tür insanlarla bağlantı kuruyorsunuz?
Amara: Çoğunlukla teknoloji sektöründe çalışan insanlar. Sektör profesyonellerinden tavsiyeler alıyorum ve ayrıca iş fırsatları bulmama yardımcı olabilecek bağlantılar kurmaya çalışıyorum.
Annika: Bu harika! Size sunulan kaynaklardan kesinlikle yararlanmalısınız. Hedeflerinize ulaşmanıza kimin yardımcı olabileceğini asla bilemezsiniz.
Amara: Evet, eminim dışarıda pek çok olasılık vardır. Ben sadece önüme çıkan ağ kurma fırsatlarından yararlanmaya çalışıyorum.
Annika: Bu doğru bir tutum! Ve asla bilemezsiniz, uzun vadede size yardımcı olabilecek bazı beklenmedik bağlantılar bile bulabilirsiniz.
Amara: Kesinlikle! Bu yüzden karşıma çıkan her ağ kurma fırsatını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum.
Sadakat Programı
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the new loyalty program that`s being launched next week?
Amara: Oh yeah, I heard about that. What is it about?
Annika: Well, it`s a loyalty program that rewards customers for their repeat purchases. Every time a customer makes a purchase, they will receive points which they can redeem later.
Amara: That sounds like a great way to encourage customers to keep coming back.
Annika: Yeah, definitely. I think it`s a great way to show customers that we appreciate their loyalty.
Amara: How do customers earn points?
Annika: It`s simple. Every time they make a purchase, they will receive a certain number of points. The more they spend, the more points they will get.
Amara: What can customers do with these points?
Annika: They can use their points to get discounts on future purchases, or they can redeem them for rewards like gift cards and vouchers.
Amara: That`s really cool. I think this loyalty program is going to be a great success.
Annika: I agree. I`m sure it`s going to be a great way to reward our customers for their loyalty.
Türkçe: Annika: Hey Amara, önümüzdeki hafta başlatılacak olan yeni sadakat programını duydun mu?
Amara: Evet, bunu duymuştum. Ne hakkında?
Annika: Bu, müşterileri tekrar satın alımları için ödüllendiren bir sadakat programıdır. Bir müşteri her alışveriş yaptığında, daha sonra kullanabileceği puanlar alacaktır.
Amara: Bu, müşterileri tekrar gelmeye teşvik etmek için harika bir yol gibi görünüyor.
Annika: Evet, kesinlikle. Müşterilerimize sadakatlerini takdir ettiğimizi göstermenin harika bir yolu olduğunu düşünüyorum.
Amara: Müşteriler nasıl puan kazanıyor?
Annika: Çok basit. Her alışveriş yaptıklarında belirli sayıda puan alacaklar. Ne kadar çok harcama yaparlarsa, o kadar çok puan alacaklar.
Amara: Müşteriler bu puanlarla ne yapabilir?
Annika: Puanlarını gelecekteki alışverişlerinde indirim almak için kullanabilir veya hediye kartları ve kuponlar gibi ödüller için kullanabilirler.
Amara: Bu gerçekten harika. Bence bu sadakat programı büyük bir başarı olacak.
Annika: Katılıyorum. Müşterilerimizi sadakatleri için ödüllendirmenin harika bir yolu olacağından eminim.
Ticaret Fuarı
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you know there`s a trade show coming up this weekend?
Amara: Really? What kind of trade show is it?
Annika: It`s a tech expo. It`s the perfect opportunity to check out the latest gadgets and see what the industry has to offer.
Amara: Wow, that sounds really cool. What kind of gadgets are they showcasing?
Annika: Well, there are tons of new tech products on display. They have drones, virtual reality headsets, 3D printers, and all kinds of other cool gadgets.
Amara: That sounds amazing! I`m definitely going to check it out.
Annika: Yeah, it should be a lot of fun. Plus, there are usually some great deals available at these trade shows, so it`s a great chance to pick up some of the newest tech at a great price.
Amara: Awesome! I`ll definitely look into it. Thanks for the heads up.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu hafta sonu bir ticaret fuarı olduğunu biliyor muydun?
Amara: Gerçekten mi? Ne tür bir fuar bu?
Annika: Bu bir teknoloji fuarı. En yeni cihazlara göz atmak ve sektörün neler sunduğunu görmek için mükemmel bir fırsat.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten harika geliyor. Ne tür aletler sergiliyorlar?
Annika: Sergilenen tonlarca yeni teknoloji ürünü var. Drone`lar, sanal gerçeklik başlıkları, 3D yazıcılar ve diğer her türlü harika alet var.
Amara: Kulağa harika geliyor! Kesinlikle kontrol edeceğim.
Annika: Evet, çok eğlenceli olacak. Ayrıca, bu fuarlarda genellikle harika fırsatlar oluyor, bu nedenle en yeni teknolojilerden bazılarını harika bir fiyata almak için harika bir şans.
Amara: Harika! Kesinlikle bakacağım. Uyardığın için teşekkürler.
E-Posta
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you get my e-mail?
Amara: Hi Annika, yeah I did. What`s going on?
Annika: Well, I wanted to check in and see how things are going. It`s been a while since we last caught up.
Amara: Oh, yeah. It`s been a while. Things are going okay, I guess. I`m just trying to stay busy and keep myself occupied.
Annika: That`s understandable. I`m sure things have been tough lately. How have you been able to stay busy?
Amara: I`ve been doing some online classes, trying to learn some new skills. And I`ve been reading a lot. That`s been helping to pass the time.
Annika: That`s great! Learning new skills is always a great way to stay engaged and productive. Are you enjoying the classes?
Amara: Yeah, I am. It`s been really interesting. And it`s nice to have something to focus on.
Annika: That`s great to hear. Let me know if there is anything I can do to help.
Amara: Sure, thanks. I appreciate it. I`ll keep you posted if anything comes up.
Annika: Sounds good. I look forward to hearing from you. Talk soon.
Amara: Sounds good. Bye Annika.
Türkçe: Annika: Hey Amara, e-postamı aldın mı?
Merhaba Annika, evet yaptım. Neler oluyor?
Annika: Şey, kontrol etmek ve işlerin nasıl gittiğini görmek istedim. Son görüşmemizden bu yana epey zaman geçti.
Amara: Oh, evet. Uzun zaman oldu. İşler iyi gidiyor sanırım. Sadece meşgul olmaya ve kendimi meşgul tutmaya çalışıyorum.
Annika: Bu anlaşılabilir bir durum. Eminim son zamanlarda işler zorlaşmıştır. Nasıl meşgul kalabildiniz?
Amara: Bazı online dersler alıyorum, yeni beceriler öğrenmeye çalışıyorum. Ve çok okuyorum. Bu da zaman geçirmeme yardımcı oluyor.
Annika: Bu harika! Yeni beceriler öğrenmek her zaman meşgul ve üretken kalmak için harika bir yoldur. Derslerden keyif alıyor musunuz?
Evet, öyleyim. Gerçekten ilginçti. Ve odaklanacak bir şey olması güzel.
Annika: Bunu duymak harika. Yardımcı olabileceğim bir şey olursa bana haber verin.
Amara: Elbette, teşekkürler. Minnettarım. Bir şey çıkarsa sizi haberdar ederim.
Annika: Kulağa hoş geliyor. Senden haber almayı dört gözle bekliyorum. Yakında konuşuruz.
Kulağa hoş geliyor. Hoşça kal Annika.
Seo
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know anything about SEO? My boss asked me to look into it for our company website.
Amara: Sure, SEO stands for Search Engine Optimization. It`s basically a way to get more organic traffic to your website by tweaking your content according to the algorithms of search engines like Google, Bing, and Yahoo.
Annika: Okay, so how do you go about doing that?
Amara: Well, there are a few different things you can do. First, you need to make sure you have good keyword research. That means looking at what words and phrases are most searched by people looking for the type of product or service your company offers.
Then, you`ll want to make sure you have good content on your website. This means using those keywords in your titles, headings, and body copy. You also want to make sure you have relevant images, videos, and other media so your website looks interesting and engaging.
Finally, you need to make sure your website is optimized for mobile devices. This means making sure the design is responsive and that your pages load quickly.
Annika: That all sounds pretty complicated. Is there any way to make the process easier?
Amara: Absolutely! There are lots of tools and services out there that can help you with SEO. For example, there are site crawlers that can analyze your website and tell you what areas need improvement. You can also use keyword research tools to find the best keywords for your content. Finally, there are services that can help you optimize your website for mobile devices.
Türkçe: Annika: Hey Amara, SEO hakkında bir şey biliyor musun? Patronum şirketimizin web sitesi için bu konuya bakmamı istedi.
Amara: Elbette, SEO Arama Motoru Optimizasyonu anlamına gelir. Temel olarak, içeriğinizi Google, Bing ve Yahoo gibi arama motorlarının algoritmalarına göre düzenleyerek web sitenize daha fazla organik trafik çekmenin bir yoludur.
Annika: Tamam, peki bunu nasıl yapıyorsunuz?
Amara: Yapabileceğiniz birkaç farklı şey var. Öncelikle, iyi bir anahtar kelime araştırması yaptığınızdan emin olmanız gerekir. Bu, şirketinizin sunduğu ürün veya hizmet türünü arayan kişilerin en çok hangi kelime ve kelime öbeklerini aradıklarına bakmak anlamına gelir.
Ardından, web sitenizde iyi bir içeriğe sahip olduğunuzdan emin olmak isteyeceksiniz. Bu, başlıklarınızda, başlıklarınızda ve gövde metninizde bu anahtar kelimeleri kullanmak anlamına gelir. Ayrıca, web sitenizin ilginç ve ilgi çekici görünmesi için alakalı görseller, videolar ve diğer medyaya sahip olduğunuzdan emin olmak istersiniz.
Son olarak, web sitenizin mobil cihazlar için optimize edildiğinden emin olmanız gerekir. Bu, tasarımın duyarlı olduğundan ve sayfalarınızın hızlı yüklendiğinden emin olmak anlamına gelir.
Annika: Tüm bunlar kulağa oldukça karmaşık geliyor. Süreci kolaylaştırmanın bir yolu var mı?
Amara: Kesinlikle! SEO konusunda size yardımcı olabilecek çok sayıda araç ve hizmet var. Örneğin, web sitenizi analiz edebilen ve hangi alanların iyileştirilmesi gerektiğini size söyleyen site tarayıcıları var. İçeriğiniz için en iyi anahtar kelimeleri bulmak için anahtar kelime araştırma araçlarını da kullanabilirsiniz. Son olarak, web sitenizi mobil cihazlar için optimize etmenize yardımcı olabilecek hizmetler vardır.
Marka
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know what`s the latest brand in town?
Amara: Hmm, that`s a tough one. What kind of brand are you talking about?
Annika: A clothing brand.
Amara: Oh, then I definitely know! Everyone`s talking about the new line from Acacia. It`s the hottest brand right now, and the clothes are to die for.
Annika: Wow, that sounds amazing. Where can I get it?
Amara: You can get it at Acacia`s flagship store downtown or you can order it online. They have some really unique pieces that you won`t find anywhere else.
Annika: That sounds great. I`m definitely going to check them out.
Amara: You should. Everyone I know who has bought something from Acacia is absolutely in love with it. The quality is top-notch, too.
Annika: That`s reassuring. I`ll definitely be sure to check them out. Thanks for the info.
Amara: No problem! I`m sure you`ll find something you like.
Türkçe: Annika: Hey Amara, şehirdeki en yeni markanın ne olduğunu biliyor musun?
Amara: Hmm, bu zor bir soru. Ne tür bir markadan bahsediyorsunuz?
Annika: Bir giyim markası.
Amara: O zaman kesinlikle biliyorum! Herkes Acacia`nın yeni serisi hakkında konuşuyor. Bu aralar en gözde marka ve kıyafetler çok güzel.
Annika: Vay canına, kulağa harika geliyor. Nereden bulabilirim?
Amara: Acacia`nın şehir merkezindeki mağazasından alabilir ya da internetten sipariş verebilirsiniz. Başka hiçbir yerde bulamayacağınız gerçekten eşsiz parçaları var.
Annika: Kulağa harika geliyor. Kesinlikle kontrol edeceğim.
Amara: Almalısınız. Acacia`dan bir şey satın alan tanıdığım herkes kesinlikle ona aşık. Kalite de birinci sınıf.
Annika: Bu güven verici. Kesinlikle kontrol edeceğim. Bilgi için teşekkürler.
Amara: Sorun değil! Hoşunuza gidecek bir şeyler bulacağınıza eminim.
Kampanya
Örnek Diyalog: Annika: Hey, Amara! I was wondering if you wanted to join me in a campaign to help save the environment.
Amara: Sure, that sounds great. What did you have in mind?
Annika: Well, I was thinking about organizing a beach cleanup day. We could get some volunteers together and collect as much trash as we can from the beach.
Amara: That sounds like a great idea! How do we get started?
Annika: We can start by making a list of all the volunteers we can get. We can try to reach out to our friends and family, or even put up flyers around the neighborhood.
Amara: I think that`s a great idea. We could also share the campaign on social media to get more people involved.
Annika: Good idea! We should also reach out to local businesses and organizations to see if they can help out with supplies or funding.
Amara: That`s a great idea. We could also ask for donations from the public to help cover expenses.
Annika: Yeah, that could work too. We should also make sure to get permission from the local government if we need it.
Amara: Right. We should also contact local media and let them know about our campaign so they can spread the word.
Annika: That`s a great idea. We can also make sure to include some fun activities during the beach cleanup day to make it more enjoyable for everyone.
Amara: Definitely. We should also find some ways to reward the volunteers for their hard work.
Annika: That`s a great idea. Alright, I think we have a good plan. Let`s get started!
Türkçe: Hey, Amara! Çevreyi kurtarmaya yardımcı olacak bir kampanyada bana katılmak ister misin diye merak ediyordum.
Amara: Elbette, kulağa harika geliyor. Aklında ne var?
Annika: Sahilde bir temizlik günü düzenlemeyi düşünüyordum. Birkaç gönüllü bir araya gelip sahilden toplayabildiğimiz kadar çöp toplayabiliriz.
Amara: Kulağa harika bir fikir gibi geliyor! Nasıl başlayacağız?
Annika: Bulabileceğimiz tüm gönüllülerin bir listesini yaparak işe başlayabiliriz. Arkadaşlarımıza ve ailemize ulaşmayı deneyebilir, hatta mahalleye el ilanları asabiliriz.
Amara: Bence bu harika bir fikir. Kampanyayı sosyal medyada da paylaşarak daha fazla insanın katılımını sağlayabiliriz.
Annika: İyi fikir! Ayrıca yerel işletmelere ve kuruluşlara ulaşarak malzeme veya finansman konusunda yardımcı olup olamayacaklarını öğrenmeliyiz.
Amara: Bu harika bir fikir. Masrafların karşılanmasına yardımcı olmak için halktan bağış da isteyebiliriz.
Annika: Evet, bu da işe yarayabilir. İhtiyacımız olursa yerel yönetimden izin aldığımızdan da emin olmalıyız.
Amara: Doğru. Ayrıca yerel medya ile iletişime geçmeli ve kampanyamızdan haberdar etmeliyiz ki onlar da bu haberi yayabilsinler.
Annika: Bu harika bir fikir. Sahil temizleme gününü herkes için daha keyifli hale getirmek için bazı eğlenceli aktiviteler de ekleyebiliriz.
Amara: Kesinlikle. Gönüllüleri sıkı çalışmaları için ödüllendirmenin yollarını da bulmalıyız.
Annika: Bu harika bir fikir. Pekala, sanırım iyi bir planımız var. Hadi başlayalım!
Tüketici
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what do you think of this new consumer trend I’ve been hearing about?
Amara: What trend is that?
Annika: It’s called conscious consumerism. People are becoming much more aware of the impact their purchases have on the environment and people’s lives. So they’re being more selective about what they buy, where they buy it from, and who they buy it from.
Amara: That’s really interesting. I hadn’t heard of it before.
Annika: Yeah, it’s really catching on. It’s a great way for consumers to make sure their money is only being used for ethical and sustainable products.
Amara: That’s true. I think it’s important for people to be aware of the impact their purchases can have.
Annika: Absolutely. It’s also a great way to support small businesses and local producers who are doing things the right way.
Amara: Definitely. I think it’s a great way to make sure that consumers are thinking about the consequences of their spending.
Annika: Absolutely. It’s also a great way for consumers to make sure their money is going towards products that are good for them and for the environment.
Amara: That’s a great point. I think more and more people are starting to think about their buying decisions in this way.
Annika: Yeah, it’s definitely a trend that’s here to stay. I think people are becoming more conscious and aware of their buying habits and the impact it can have.
Türkçe: Annika: Hey Amara, duyduğum bu yeni tüketici trendi hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Hangi trend bu?
Annika: Buna bilinçli tüketicilik deniyor. İnsanlar satın aldıklarının çevre ve insanların yaşamları üzerindeki etkisinin çok daha fazla farkına varıyor. Dolayısıyla ne aldıkları, nereden aldıkları ve kimden aldıkları konusunda daha seçici davranıyorlar.
Amara: Bu gerçekten ilginç. Daha önce hiç duymamıştım.
Annika: Evet, gerçekten ilgi görüyor. Tüketicilerin paralarının yalnızca etik ve sürdürülebilir ürünler için kullanıldığından emin olmaları için harika bir yol.
Amara: Bu doğru. İnsanların satın aldıkları ürünlerin yaratabileceği etkinin farkında olmalarının önemli olduğunu düşünüyorum.
Annika: Kesinlikle. Ayrıca, işleri doğru şekilde yapan küçük işletmeleri ve yerel üreticileri desteklemek için de harika bir yol.
Amara: Kesinlikle. Bence bu, tüketicilerin harcamalarının sonuçları hakkında düşünmelerini sağlamanın harika bir yolu.
Annika: Kesinlikle. Tüketicilerin paralarının kendileri ve çevre için iyi olan ürünlere gittiğinden emin olmaları için de harika bir yol.
Amara: Bu harika bir nokta. Bence giderek daha fazla insan satın alma kararlarını bu şekilde düşünmeye başlıyor.
Annika: Evet, bu kesinlikle kalıcı bir trend. Bence insanlar satın alma alışkanlıkları ve bunun yaratabileceği etki konusunda daha bilinçli ve farkındalık sahibi olmaya başladılar.
Medya
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the latest news about media?
Amara: No, what`s it about?
Annika: Well, it seems that social media platforms are becoming increasingly popular. It looks like people are becoming more and more reliant on these platforms for news and entertainment.
Amara: That`s really interesting. Do you think this trend will continue?
Annika: I think so. It looks like more and more people are using these platforms to access news and entertainment, and it`s becoming an integral part of our lives.
Amara: That`s true. I`m actually surprised at how quickly this has happened. It feels like only yesterday when social media was just a novelty.
Annika: Well, it looks like it`s here to stay. We should probably keep an eye on the latest developments in this area.
Amara: Definitely. It looks like it`s going to be an interesting year.
Türkçe: Annika: Hey Amara, medya ile ilgili son haberleri duydun mu?
Amara: Hayır, ne hakkında?
Annika: Görünen o ki sosyal medya platformları giderek daha popüler hale geliyor. İnsanlar haber ve eğlence için bu platformlara giderek daha fazla bağımlı hale geliyor gibi görünüyor.
Amara: Bu gerçekten ilginç. Sizce bu eğilim devam edecek mi?
Annika: Bence de öyle. Görünüşe göre giderek daha fazla insan haber ve eğlenceye erişmek için bu platformları kullanıyor ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Bu doğru. Aslında bunun bu kadar çabuk olmasına şaşırdım. Sosyal medyanın henüz bir yenilik olduğu zamanlar daha dün gibi.
Annika: Görünüşe göre burada kalmaya devam edecek. Muhtemelen bu alandaki son gelişmeleri takip etmeliyiz.
Amara: Kesinlikle. İlginç bir yıl olacağa benziyor.
Araştırma
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the research project our professor assigned?
Amara: Yeah, I heard about it. Sounds like it`s going to be a lot of work.
Annika: I guess so. I`m a little overwhelmed by all the information we have to collect and analyze.
Amara: Don`t worry, we`ll figure it out. What`s the topic of the research project?
Annika: We`re focusing on the effects of climate change on different countries around the world.
Amara: Wow, that`s a big topic. We have to narrow it down, or else it`s going to be too broad.
Annika: Yeah, I know. I think the best way to start is to break it down into smaller parts and focus on one piece at a time.
Amara: That`s a great idea. We should also look for resources that are reliable.
Annika: Absolutely. We don`t want to waste our time with inaccurate information. We should make sure to double check our sources and use only reliable ones.
Amara: True. We should also create a timeline for our research. That way, we`ll know how much time we have to complete each step.
Annika: Good point. I think the sooner we get started, the better.
Amara: Definitely. Let`s start researching today!
Türkçe: Annika: Hey Amara, profesörümüzün verdiği araştırma projesini duydun mu?
Evet, duymuştum. Çok iş olacak gibi görünüyor.
Annika: Sanırım öyle. Toplamamız ve analiz etmemiz gereken tüm bilgiler beni biraz bunalttı.
Amara: Merak etmeyin, bir yolunu bulacağız. Araştırma projesinin konusu nedir?
Annika: İklim değişikliğinin dünyadaki farklı ülkeler üzerindeki etkilerine odaklanıyoruz.
Amara: Vay canına, bu büyük bir konu. Konuyu daraltmak zorundayız, yoksa çok geniş olacak.
Annika: Evet, biliyorum. Bence başlamanın en iyi yolu onu daha küçük parçalara ayırmak ve her seferinde bir parçaya odaklanmaktır.
Amara: Bu harika bir fikir. Güvenilir kaynaklar da aramalıyız.
Annika: Kesinlikle. Doğru olmayan bilgilerle zamanımızı boşa harcamak istemeyiz. Kaynaklarımızı iki kez kontrol ettiğimizden ve yalnızca güvenilir olanları kullandığımızdan emin olmalıyız.
Amara: Doğru. Araştırmamız için bir zaman çizelgesi de oluşturmalıyız. Bu şekilde, her bir adımı tamamlamak için ne kadar zamanımız olduğunu bileceğiz.
Annika: İyi bir noktaya değindin. Bence ne kadar erken başlarsak o kadar iyi olur.
Amara: Kesinlikle. Bugün araştırmaya başlayalım!
Kurşun
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I`m so glad you`re here. I wanted to talk to you about something important.
Amara: Sure, what is it?
Annika: Well, I think it`s time for us to take the lead on this project.
Amara: What do you mean?
Annika: I mean, I think it`s time for us to take the initiative and start making decisions ourselves, instead of waiting for instructions from our superiors. We know what needs to be done and we have the skills and the knowledge to get it done.
Amara: That sounds like a great idea! But do you think our superiors will be okay with that?
Annika: I`m not sure, but I think if we approach them with confidence, they`ll agree. We just have to show them that we`re capable and that we can handle the responsibility.
Amara: I`m with you. Let`s do it!
Annika: Alright, let`s come up with a plan and present it to them.
Amara: Yes, let`s start now and make sure it`s perfect before we show it to them.
Annika: Agreed. Let`s get to work!
Türkçe: Hey Amara, burada olmana çok sevindim. Seninle önemli bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Amara: Elbette, nedir?
Annika: Sanırım bu projede liderliği ele almamızın zamanı geldi.
Amara: Ne demek istiyorsun?
Annika: Demek istediğim, üstlerimizden talimat beklemek yerine inisiyatif almamızın ve kararları kendimiz vermeye başlamamızın zamanı geldi. Ne yapılması gerektiğini biliyoruz ve bunu yapabilecek bilgi ve beceriye sahibiz.
Amara: Kulağa harika bir fikir gibi geliyor! Ama sence üstlerimiz bunu kabul eder mi?
Annika: Emin değilim ama bence onlara güvenle yaklaşırsak kabul edeceklerdir. Onlara sadece yetenekli olduğumuzu ve bu sorumluluğun altından kalkabileceğimizi göstermeliyiz.
Amara: Sana katılıyorum. Hadi yapalım şu işi!
Annika: Pekala, bir plan yapalım ve bunu onlara sunalım.
Amara: Evet, şimdi başlayalım ve onlara göstermeden önce mükemmel olduğundan emin olalım.
Annika: Anlaştık. Hadi işe koyulalım!
Prospect
Örnek Diyalog: Annika: Hi Amara! How`s everything going?
Amara: Hey Annika! I`m doing okay. Just trying to figure out what I`m going to do next.
Annika: That`s great! What kind of prospects are you looking into?
Amara: Well, I`m thinking of going into business. I`m considering starting my own company and I`m exploring some of the options available.
Annika: That`s an exciting prospect! What kind of business are you thinking of starting?
Amara: I`m not exactly sure yet, but I`m leaning towards something in the tech industry. There are a lot of opportunities out there and it`s a growing sector.
Annika: That sounds like a great choice. What kind of resources do you need to get started?
Amara: Well, I`m doing some research into the different funding opportunities available to entrepreneurs. I`m also looking into getting some mentors and advisors to help me along the way.
Annika: That`s a great idea! I`m sure you`ll be successful. Have you given any thought to a timeline?
Amara: Yes, I`m aiming to launch my business in the next six months. I`m confident that I can make it happen with the right resources and support.
Annika: That`s a great goal. I`m rooting for you! Keep me updated and let me know how I can help.
Amara: Thanks Annika! I appreciate it.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara! Her şey nasıl gidiyor?
Hey Annika! Ben iyiyim. Sadece bundan sonra ne yapacağımı bulmaya çalışıyorum.
Annika: Bu harika! Ne tür beklentileriniz var?
Amara: İş hayatına atılmayı düşünüyorum. Kendi şirketimi kurmayı düşünüyorum ve mevcut seçeneklerden bazılarını araştırıyorum.
Annika: Bu heyecan verici bir olasılık! Ne tür bir iş kurmayı düşünüyorsunuz?
Amara: Henüz tam olarak emin değilim, ancak teknoloji endüstrisinde bir şeye yöneliyorum. Dışarıda çok fazla fırsat var ve bu büyüyen bir sektör.
Annika: Kulağa harika bir seçim gibi geliyor. Başlamak için ne tür kaynaklara ihtiyacınız var?
Amara: Girişimciler için mevcut olan farklı finansman fırsatları hakkında biraz araştırma yapıyorum. Ayrıca yol boyunca bana yardımcı olacak bazı mentorlar ve danışmanlar edinmeye çalışıyorum.
Annika: Bu harika bir fikir! Başarılı olacağınıza eminim. Bir zaman çizelgesi düşündünüz mü?
Amara: Evet, önümüzdeki altı ay içinde işimi kurmayı hedefliyorum. Doğru kaynaklar ve destekle bunu gerçekleştirebileceğimden eminim.
Annika: Bu harika bir hedef. Seni destekliyorum! Beni gelişmelerden haberdar edin ve nasıl yardımcı olabileceğimi bildirin.
Amara: Teşekkürler Annika! Minnettarım.
Cpc
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the CPC?
Amara: No, what is it?
Annika: It stands for Community Property Claim. It`s a way for couples to protect their assets when they get divorced.
Amara: That`s interesting. What does it involve?
Annika: Well, when a couple gets married, the CPC ensures that any property acquired during the marriage is shared equally between the two parties.
Amara: Wow, that`s really helpful. How does it work?
Annika: Basically, it`s a legal agreement that states that any assets acquired during the marriage should be divided equally in the event of a divorce.
Amara: That`s great. Is it difficult to set up?
Annika: Not really. All you have to do is have both parties sign the agreement, and then it`s legally binding.
Amara: What happens if one of the parties doesn`t want to sign it?
Annika: In that case, the other party could take legal action against them. It`s best to try and come to an agreement between the two parties before taking that route.
Amara: That makes sense. Are there any other benefits to having a CPC?
Annika: Yes, it can also help to protect assets in the event of bankruptcy. It basically states that any assets acquired during the marriage should be divided equally between the two parties.
Amara: That`s a great way to protect your assets. I`m glad I know about the CPC now. Thanks for telling me about it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, TBM`yi duydun mu?
Amara: Hayır, nedir o?
Annika: Ortak Mülkiyet Talebi anlamına geliyor. Çiftlerin boşandıklarında mal varlıklarını korumaları için bir yol.
Amara: Bu ilginç. Neleri içeriyor?
Annika: Bir çift evlendiğinde, CPC evlilik sırasında edinilen herhangi bir mülkün iki taraf arasında eşit olarak paylaşılmasını sağlar.
Amara: Vay canına, bu gerçekten çok yardımcı oldu. Bu nasıl işliyor?
Annika: Temel olarak, evlilik sırasında edinilen tüm varlıkların boşanma durumunda eşit olarak bölünmesi gerektiğini belirten yasal bir anlaşmadır.
Amara: Bu harika. Kurması zor mu?
Annika: Pek değil. Tek yapmanız gereken her iki tarafın da anlaşmayı imzalaması ve ardından yasal olarak bağlayıcı olması.
Amara: Taraflardan biri imzalamak istemezse ne olacak?
Annika: Bu durumda, diğer taraf onlara karşı yasal işlem başlatabilir. Bu yola başvurmadan önce iki taraf arasında bir anlaşmaya varmaya çalışmak en iyisidir.
Amara: Bu mantıklı. TBM`ye sahip olmanın başka faydaları da var mı?
Annika: Evet, iflas durumunda varlıkların korunmasına da yardımcı olabilir. Temel olarak, evlilik sırasında edinilen tüm varlıkların iki taraf arasında eşit olarak bölünmesi gerektiğini belirtir.
Amara: Varlıklarınızı korumak için harika bir yol. CPC`yi şimdi öğrendiğime sevindim. Bana anlattığın için teşekkürler.
Yaratıcı
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you heard about the creative writing contest?
Amara: No, what’s that?
Annika: It’s a contest that’s open to anyone who wants to test out their creative writing skills. You submit an original story and the best ones get published. It’s a great opportunity for aspiring writers.
Amara: That sounds like a great opportunity. I’ve always been interested in writing, but I’ve never really tried to pursue it.
Annika: Well, this is the perfect chance to try it out. And you never know, your work could end up being featured.
Amara: That would be amazing! How can I enter?
Annika: You just need to submit an original story of any length that follows the contest rules. They’re asking for stories that explore the theme of “creative expression”.
Amara: That sounds like an interesting theme. I think I might give it a try.
Annika: You definitely should! It’s a great way to get your work out there and get some experience as a writer.
Amara: Yeah, I definitely want to give it a shot. What’s the deadline?
Annika: The deadline is the end of the month, so you have plenty of time to work on your story.
Amara: Great! I’m definitely going to give it a try. Thanks for telling me about it.
Annika: No problem. Good luck!
Türkçe: Annika: Hey Amara, yaratıcı yazarlık yarışmasından haberin var mı?
Hayır, o ne?
Annika: Yaratıcı yazma becerilerini test etmek isteyen herkese açık bir yarışma. Orijinal bir hikaye gönderiyorsunuz ve en iyileri yayınlanıyor. Hevesli yazarlar için harika bir fırsat.
Amara: Kulağa harika bir fırsat gibi geliyor. Yazmaya her zaman ilgi duymuşumdur ama bunu sürdürmeyi hiç denemedim.
Annika: Bu, denemek için mükemmel bir fırsat. Ve asla bilemezsiniz, çalışmalarınız öne çıkarılabilir.
Amara: Bu harika olurdu! Nasıl katılabilirim?
Annika: Yarışma kurallarına uyan herhangi bir uzunlukta orijinal bir hikaye göndermeniz yeterlidir. `Yaratıcı ifade` temasını işleyen öyküler isteniyor.
Amara: Kulağa ilginç bir tema gibi geliyor. Sanırım bir deneyebilirim.
Annika: Kesinlikle yapmalısınız! Çalışmalarınızı duyurmak ve bir yazar olarak deneyim kazanmak için harika bir yol.
Amara: Evet, kesinlikle denemek istiyorum. Son tarih ne?
Annika: Son başvuru tarihi ay sonu, yani hikayeniz üzerinde çalışmak için bolca vaktiniz var.
Amara: Harika! Kesinlikle deneyeceğim. Bana anlattığın için teşekkürler.
Annika: Sorun değil. İyi şanslar!
B2B
Örnek Diyalog: Annika: Hi Amara, do you have a few minutes to talk?
Amara: Sure! What`s up?
Annika: I wanted to discuss our company`s new B2B strategy. Have you had a chance to look into it yet?
Amara: I haven`t had a chance to dive into the details yet, but I know that it`s aimed at helping us reach more businesses. Is that right?
Annika: Yes, that`s correct. We want to focus on creating relationships with other companies and working together in order to mutually benefit both parties.
Amara: That sounds like a great plan. What`s the first step?
Annika: Well, the first step is to find potential businesses to partner with. We want to focus on companies who are in a similar industry and have a similar customer base. That way, we can target the same people and maximize our reach.
Amara: Makes sense. What`s the next step?
Annika: After we`ve identified potential partners, we need to start building relationships with them. We can do this by reaching out to them and offering them discounts, special deals, or even free samples of our products. We want to show them that we value their business and that we`re willing to work together.
Amara: That sounds like a great idea. Anything else we should consider?
Annika: Yes, we also need to make sure that we`re keeping our partners updated on our new products and services. We want to make sure that they know what we`re offering and how it can benefit them. We need to make sure that we`re constantly staying in touch and that we`re building a strong relationship.
Amara: Makes sense. Anything else we should keep in mind while developing our B2B strategy?
Annika: Yes, we should also make sure that we`re constantly evaluating our strategies to see what`s working and what`s not. We want to make sure that we`re constantly improving our strategies and that we`re staying ahead of the competition.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, konuşmak için birkaç dakikan var mı?
Elbette! Ne var ne yok?
Annika: Şirketimizin yeni B2B stratejisi hakkında konuşmak istiyorum. Henüz inceleme fırsatınız oldu mu?
Amara: Henüz ayrıntılara girme şansım olmadı, ancak daha fazla işletmeye ulaşmamıza yardımcı olmayı amaçladığını biliyorum. Bu doğru mu?
Annika: Evet, bu doğru. Diğer şirketlerle ilişkiler kurmaya ve her iki tarafa da karşılıklı fayda sağlamak için birlikte çalışmaya odaklanmak istiyoruz.
Amara: Kulağa harika bir plan gibi geliyor. İlk adım ne?
Annika: İlk adım, ortaklık kurabileceğimiz potansiyel şirketleri bulmak. Benzer bir sektörde yer alan ve benzer bir müşteri tabanına sahip olan şirketlere odaklanmak istiyoruz. Bu şekilde aynı kişileri hedefleyebilir ve erişimimizi en üst düzeye çıkarabiliriz.
Mantıklı. Bir sonraki adım ne?
Annika: Potansiyel ortakları belirledikten sonra onlarla ilişki kurmaya başlamamız gerekir. Bunu onlara ulaşarak ve onlara indirimler, özel fırsatlar ve hatta ürünlerimizden ücretsiz numuneler sunarak yapabiliriz. Onlara işlerine değer verdiğimizi ve birlikte çalışmaya istekli olduğumuzu göstermek istiyoruz.
Amara: Kulağa harika bir fikir gibi geliyor. Düşünmemiz gereken başka bir şey var mı?
Annika: Evet, ortaklarımızı yeni ürünlerimiz ve hizmetlerimiz konusunda güncel tuttuğumuzdan da emin olmamız gerekiyor. Ne sunduğumuzu ve bunun onlara nasıl fayda sağlayabileceğini bildiklerinden emin olmak istiyoruz. Sürekli iletişim halinde olduğumuzdan ve güçlü bir ilişki kurduğumuzdan emin olmamız gerekiyor.
Amara: Mantıklı. B2B stratejimizi geliştirirken aklımızda tutmamız gereken başka bir şey var mı?
Annika: Evet, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını görmek için stratejilerimizi sürekli olarak değerlendirdiğimizden de emin olmalıyız. Stratejilerimizi sürekli olarak geliştirdiğimizden ve rekabette bir adım önde olduğumuzdan emin olmak istiyoruz.
Haber Bülteni
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you seen the latest newsletter from our company?
Amara: No, I haven`t. What`s in it?
Annika: Well, it`s full of great information about our products and services. It also has a few interesting articles about industry trends.
Amara: That sounds interesting. Can I see it?
Annika: Sure! I can email it to you if you`d like.
Amara: That would be great, thank you.
Annika: No problem. I always look forward to the newsletter each month. It`s a great way to stay informed about our company and the industry.
Amara: I agree. Do they usually include customer stories or case studies?
Annika: Yes, they do. The last issue had a great customer story. It was really inspiring to read.
Amara: That sounds great. I look forward to reading it.
Annika: Me too. It`s always nice to learn about the successes of our customers.
Amara: Definitely. I`m sure the newsletter will be full of useful information. Thanks for sharing it with me.
Annika: You`re welcome. Enjoy!
Türkçe: Annika: Hey Amara, şirketimizin son bültenini gördün mü?
Hayır, almadım. İçinde ne var?
Annika: Ürünlerimiz ve hizmetlerimiz hakkında harika bilgilerle dolu. Ayrıca sektör trendleri hakkında birkaç ilginç makale de var.
Amara: Kulağa ilginç geliyor. Bakabilir miyim?
Annika: Elbette! İsterseniz size e-posta ile gönderebilirim.
Amara: Bu harika olur, teşekkür ederim.
Annika: Sorun değil. Her ay bülteni dört gözle bekliyorum. Şirketimiz ve sektör hakkında bilgi sahibi olmak için harika bir yol.
Amara: Katılıyorum. Genellikle müşteri hikayeleri veya vaka çalışmaları içeriyorlar mı?
Annika: Evet, öyle. Son sayıda harika bir müşteri hikayesi vardı. Okumak gerçekten ilham vericiydi.
Amara: Kulağa harika geliyor. Okumak için sabırsızlanıyorum.
Annika: Benim için de öyle. Müşterilerimizin başarılarını öğrenmek her zaman güzeldir.
Amara: Kesinlikle. Bültenin faydalı bilgilerle dolu olacağından eminim. Benimle paylaştığınız için teşekkürler.
Annika: Rica ederim. İyi eğlenceler!
Pazarlama
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about this new marketing campaign?
Amara: No, what kind of campaign?
Annika: It`s a product launch for our company`s latest invention. They want us to create a comprehensive marketing strategy to promote it.
Amara: That sounds like a great idea. What do you think our strategy should include?
Annika: Well, I think it would be important to focus on creating a strong online presence. We can use social media, search engine optimization, and other digital marketing tactics to spread the word about our product.
Amara: That`s a great idea. We should also think about more traditional marketing methods like print and television ads.
Annika: Absolutely. We need to make sure that we reach as many people as possible, so utilizing a variety of mediums is key. We should also think about creating a loyalty program for our customers.
Amara: That`s a great idea. We could offer discounts, promotional codes, and other incentives to keep customers coming back.
Annika: Exactly. We need to think of creative ways to keep our customers engaged and coming back for more.
Amara: Alright, I think we have a great plan for our marketing campaign. Let`s get to work!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu yeni pazarlama kampanyasını duydun mu?
Amara: Hayır, ne tür bir kampanya?
Annika: Şirketimizin son icadı için bir ürün lansmanı. Bunu tanıtmak için kapsamlı bir pazarlama stratejisi oluşturmamızı istiyorlar.
Amara: Kulağa harika bir fikir gibi geliyor. Sizce stratejimiz neleri içermeli?
Annika: Bence güçlü bir çevrimiçi varlık yaratmaya odaklanmak önemli olacaktır. Ürünümüzü duyurmak için sosyal medya, arama motoru optimizasyonu ve diğer dijital pazarlama taktiklerini kullanabiliriz.
Amara: Bu harika bir fikir. Basılı ve televizyon reklamları gibi daha geleneksel pazarlama yöntemlerini de düşünmeliyiz.
Annika: Kesinlikle. Mümkün olduğunca çok kişiye ulaştığımızdan emin olmamız gerekiyor, bu nedenle çeşitli mecraları kullanmak kilit önem taşıyor. Müşterilerimiz için bir sadakat programı oluşturmayı da düşünmeliyiz.
Amara: Bu harika bir fikir. Müşterilerin geri gelmesini sağlamak için indirimler, promosyon kodları ve diğer teşvikler sunabiliriz.
Annika: Kesinlikle. Müşterilerimizin ilgisini canlı tutmak ve daha fazlası için geri gelmelerini sağlamak için yaratıcı yollar düşünmemiz gerekiyor.
Amara: Pekala, sanırım pazarlama kampanyamız için harika bir planımız var. Hadi işe koyulalım!
Promosyonel
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what do you think about this promotional video I just made?
Amara: Wow! It looks amazing. I`m so impressed. Where did you learn to make videos like this?
Annika: Well, I`ve been studying video production for a while now and I`m finally starting to get the hang of it.
Amara: That`s great! It looks like you have a real knack for it.
Annika: Thanks! I really wanted to make something that was eye-catching and would help promote my business.
Amara: It looks like you succeeded. The visuals are really stunning and the music is perfect.
Annika: I`m glad you like it. I`m hoping it will help attract new customers.
Amara: I`m sure it will. It`s definitely the kind of promotional video that stands out.
Annika: I`m glad to hear it. I put a lot of hard work into this and it`s nice to know that it paid off.
Amara: Absolutely. You should feel proud of yourself.
Türkçe: Annika: Hey Amara, yeni hazırladığım bu tanıtım videosu hakkında ne düşünüyorsun?
Vay canına! Harika görünüyor. Çok etkilendim. Böyle videolar yapmayı nereden öğrendin?
Annika: Bir süredir video prodüksiyonu üzerine çalışıyorum ve sonunda öğrenmeye başladım.
Bu harika! Görünüşe göre bu konuda gerçekten yeteneklisin.
Annika: Teşekkürler! Gerçekten göz alıcı ve işimi tanıtmaya yardımcı olacak bir şey yapmak istedim.
Amara: Başarmış gibi görünüyorsun. Görseller gerçekten çarpıcı ve müzik mükemmel.
Annika: Beğendiğinize sevindim. Yeni müşteriler çekmeye yardımcı olacağını umuyorum.
Amara: Eminim öyle olacaktır. Kesinlikle öne çıkan türden bir tanıtım videosu.
Annika: Bunu duyduğuma sevindim. Bu işe çok emek verdim ve karşılığını aldığımı bilmek güzel.
Amara: Kesinlikle. Kendinizle gurur duymalısınız.
Müşteri
Örnek Diyalog: Annika: Hi Amara, I wanted to talk to you about a new client we just signed.
Amara: Oh wow, what kind of client is it?
Annika: They are a tech company that specializes in developing software and hardware solutions. They have been in business for several years and their products are in use by many different companies.
Amara: That sounds really interesting. What kind of services will we be providing them?
Annika: We will be helping them with their digital marketing efforts. We will be creating content for their website, managing their social media accounts, and helping them to optimize their search engine rankings.
Amara: That sounds like a lot of work! How will we be compensated for our services?
Annika: They are offering us a retainer fee for our services. We will be paid a fixed amount each month for our work.
Amara: That sounds great! So, when do we start?
Annika: We start work on the project next week. I will provide you with all the details and instructions then.
Amara: Sounds great! I`m looking forward to getting started.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, seninle yeni imzaladığımız bir müşteri hakkında konuşmak istiyorum.
Amara: Vay canına, ne tür bir müşteri bu?
Annika: Yazılım ve donanım çözümleri geliştirme konusunda uzmanlaşmış bir teknoloji şirketi. Birkaç yıldır faaliyet gösteriyorlar ve ürünleri birçok farklı şirket tarafından kullanılıyor.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Onlara ne tür hizmetler sunacağız?
Annika: Dijital pazarlama çalışmalarında onlara yardımcı olacağız. Web siteleri için içerik oluşturacak, sosyal medya hesaplarını yönetecek ve arama motoru sıralamalarını optimize etmelerine yardımcı olacağız.
Amara: Kulağa çok fazla iş gibi geliyor! Hizmetlerimizin karşılığını nasıl alacağız?
Annika: Hizmetlerimiz için bize bir avans ücreti teklif ediyorlar. Çalışmalarımız için bize her ay sabit bir miktar ödenecek.
Amara: Kulağa harika geliyor! Peki, ne zaman başlıyoruz?
Annika: Proje üzerinde çalışmaya önümüzdeki hafta başlıyoruz. O zaman size tüm detayları ve talimatları vereceğim.
Amara: Kulağa harika geliyor! Başlamak için sabırsızlanıyorum.
İletişim
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I wanted to talk to you about something.
Amara: Sure, what’s up?
Annika: Well, I feel like our communication isn’t as strong as it used to be.
Amara: What do you mean?
Annika: We used to talk all the time, but it seems like lately we’ve been growing apart. I feel like we’re not connecting like we used to.
Amara: Hmm, I see what you mean. I’ve been so busy with work and school that I haven’t had much time to talk to you.
Annika: I understand that, but I still feel like we should make the effort to communicate more.
Amara: You’re right, I think we should make a plan to try and talk more often.
Annika: That’s a great idea. What do you think we should do?
Amara: We can start by scheduling a time to talk at least once a week. We can also try to text or call each other more often.
Annika: That sounds perfect. I think if we make an effort to stay in touch, it will help us strengthen our communication.
Amara: Absolutely. Let’s make a pact to be better about communicating with one another.
Annika: Agreed! I think it will make us both feel better if we make more of an effort to stay in touch.
Amara: For sure. I’m really glad we had this talk and I’m looking forward to strengthening our communication.
Türkçe: Annika: Hey Amara, seninle bir şey konuşmak istiyorum.
Amara: Tabii, ne oldu?
Annika: Şey, iletişimimizin eskisi kadar güçlü olmadığını hissediyorum.
Amara: Ne demek istiyorsun?
Annika: Eskiden sürekli konuşurduk ama sanki son zamanlarda birbirimizden uzaklaşıyoruz. Eskisi gibi bağ kuramıyoruz gibi hissediyorum.
Amara: Hmm, ne demek istediğini anlıyorum. İş ve okulla o kadar meşguldüm ki seninle konuşacak pek zamanım olmadı.
Annika: Bunu anlıyorum ama yine de daha fazla iletişim kurmak için çaba göstermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Amara: Haklısın, bence daha sık konuşmaya çalışmak için bir plan yapmalıyız.
Annika: Bu harika bir fikir. Sence ne yapmalıyız?
Amara: Haftada en az bir kez konuşmak için bir zaman planlayarak başlayabiliriz. Ayrıca birbirimize daha sık mesaj atmayı veya aramayı deneyebiliriz.
Annika: Kulağa mükemmel geliyor. Bence iletişimde kalmak için çaba sarf edersek, bu iletişimimizi güçlendirmemize yardımcı olacaktır.
Amara: Kesinlikle. Birbirimizle iletişim kurma konusunda daha iyi olmak için bir anlaşma yapalım.
Annika: Katılıyorum! İletişimde kalmak için daha fazla çaba sarf etmemizin ikimizi de daha iyi hissettireceğini düşünüyorum.
Amara: Kesinlikle. Bu konuşmayı yaptığımız için gerçekten çok mutluyum ve iletişimimizi güçlendirmeyi dört gözle bekliyorum.
Halkla İlişkiler
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you know what public relations is?
Amara: Sure. Public relations is the practice of managing the spread of information between an organization and its publics. It`s used to maintain a positive public image for the organization.
Annika: That`s really interesting. So why is it so important for companies?
Amara: Public relations can be used to strengthen existing relationships with customers, build trust and credibility, and create a positive image for the company. It`s also a powerful tool for improving a company`s reputation, which can attract potential customers and investors.
Annika: Those are great reasons. What are some of the activities that organizations might use to engage in public relations?
Amara: Organizations can use a variety of tactics to engage in public relations, such as press releases, advertising, media relations, and social media campaigns. Press releases are one of the most common public relations tools, as they provide a great way to quickly reach a wide audience and to spread the word about a company`s products or services. Advertising is another way to reach the public, while media relations involves building relationships with journalists and other media personnel. Social media campaigns are also important, as they can help to create a loyal online following and strengthen a company`s online presence.
Annika: That`s really helpful. Do you know of any other ways that organizations can use public relations?
Amara: Yes, there are a few other ways. Organizations can use events and sponsorships to engage with their target audience. Events can help to build relationships with customers and create brand awareness. Sponsorships are a great way to align a company`s brand with a cause or event that is important to the public. Finally, public relations can be used to respond to any negative press that the organization may receive.
Türkçe: Annika: Hey Amara, halkla ilişkilerin ne olduğunu biliyor musun?
Amara: Elbette. Halkla ilişkiler, bir kuruluş ile kamuları arasındaki bilgi yayılımını yönetme uygulamasıdır. Kuruluş için olumlu bir kamu imajını sürdürmek için kullanılır.
Annika: Bu gerçekten ilginç. Peki şirketler için neden bu kadar önemli?
Amara: Halkla ilişkiler, müşterilerle mevcut ilişkileri güçlendirmek, güven ve güvenilirlik inşa etmek ve şirket için olumlu bir imaj yaratmak için kullanılabilir. Ayrıca bir şirketin itibarını artırmak için güçlü bir araçtır ve bu da potansiyel müşterileri ve yatırımcıları çekebilir.
Annika: Bunlar harika nedenler. Kuruluşların halkla ilişkilerde kullanabilecekleri faaliyetlerden bazıları nelerdir?
Amara: Kuruluşlar halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunmak için basın bültenleri, reklam, medya ilişkileri ve sosyal medya kampanyaları gibi çeşitli taktikler kullanabilir. Basın bültenleri en yaygın halkla ilişkiler araçlarından biridir, çünkü geniş bir kitleye hızlı bir şekilde ulaşmanın ve bir şirketin ürün veya hizmetleri hakkında bilgi yaymanın harika bir yoludur. Reklam, halka ulaşmanın bir başka yoludur; medya ilişkileri ise gazeteciler ve diğer medya çalışanlarıyla ilişki kurmayı içerir. Sosyal medya kampanyaları da sadık bir çevrimiçi takipçi kitlesi yaratmaya ve bir şirketin çevrimiçi varlığını güçlendirmeye yardımcı olabileceğinden önemlidir.
Annika: Bu gerçekten çok yardımcı oldu. Kuruluşların halkla ilişkileri kullanabileceği başka yollar biliyor musunuz?
Amara: Evet, başka birkaç yol daha var. Kuruluşlar hedef kitleleriyle etkileşim kurmak için etkinlikleri ve sponsorlukları kullanabilir. Etkinlikler müşterilerle ilişki kurmaya ve marka farkındalığı yaratmaya yardımcı olabilir. Sponsorluklar, bir şirketin markasını halk için önemli olan bir amaç veya etkinlikle uyumlu hale getirmenin harika bir yoludur. Son olarak, halkla ilişkiler, kuruluşun alabileceği herhangi bir olumsuz basına yanıt vermek için kullanılabilir.
Segmentasyon
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I was thinking, what do you think of using segmentation to increase our customer engagement?
Amara: That`s a great concept. What do you mean by segmentation?
Annika: Segmentation is a way to divide our customers into different groups based on their shared characteristics and interests. That way, we can create marketing campaigns that are more tailored to their needs.
Amara: That sounds like a smart idea. How do you plan to go about segmenting our customers?
Annika: We can start by looking at our customer data to see if there are any patterns or trends that we can use to group our customers. We can also look at customer surveys to identify areas where we can group customers by their interests, needs, or preferences.
Amara: What kind of metrics do you plan to use to measure the success of our segmentation?
Annika: We can use metrics such as customer satisfaction, customer loyalty, and customer engagement. We can also look at data from our marketing campaigns to see if our segmentation efforts are leading to increased sales.
Amara: Alright, that sounds like a good plan. What kind of timeline do you think we should aim for?
Annika: We should aim to have our segmentation completed within the next month. That should give us enough time to analyze our customer data and create effective marketing campaigns.
Türkçe: Annika: Hey Amara, düşünüyordum da, müşteri etkileşimimizi artırmak için segmentasyonu kullanmak hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Bu harika bir kavram. Segmentasyon ile ne demek istiyorsunuz?
Annika: Segmentasyon, müşterilerimizi ortak özelliklerine ve ilgi alanlarına göre farklı gruplara ayırmanın bir yoludur. Bu şekilde, onların ihtiyaçlarına daha uygun pazarlama kampanyaları oluşturabiliriz.
Amara: Kulağa akıllıca bir fikir gibi geliyor. Müşterilerimizi nasıl segmente etmeyi planlıyorsunuz?
Annika: Müşterilerimizi gruplandırmak için kullanabileceğimiz herhangi bir kalıp veya eğilim olup olmadığını görmek için müşteri verilerimize bakarak başlayabiliriz. Müşterileri ilgi alanlarına, ihtiyaçlarına veya tercihlerine göre gruplandırabileceğimiz alanları belirlemek için müşteri anketlerine de bakabiliriz.
Amara: Segmentasyonumuzun başarısını ölçmek için ne tür metrikler kullanmayı planlıyorsunuz?
Annika: Müşteri memnuniyeti, müşteri sadakati ve müşteri katılımı gibi metrikleri kullanabiliriz. Segmentasyon çabalarımızın satışları artırıp artırmadığını görmek için pazarlama kampanyalarımızdan elde ettiğimiz verilere de bakabiliriz.
Amara: Pekala, bu iyi bir plana benziyor. Ne tür bir zaman çizelgesi hedeflememiz gerektiğini düşünüyorsun?
Annika: Segmentasyonumuzu önümüzdeki ay içinde tamamlamayı hedeflemeliyiz. Bu bize müşteri verilerimizi analiz etmek ve etkili pazarlama kampanyaları oluşturmak için yeterli zaman verecektir.
Roı
Örnek Diyalog: Annika: Hi Amara, I wanted to discuss the ROI for our new project.
Amara: Yes, of course. What did you have in mind?
Annika: Well, I think that the best way to measure the ROI for this project is to look at the customer lifetime value.
Amara: That makes sense. But what would that look like exactly?
Annika: We would measure the customer lifetime value by taking into account the customer acquisition cost, customer retention cost, and customer churn rate.
Amara: That makes sense, but how does that help us understand the ROI?
Annika: By calculating customer lifetime value, we can get a better understanding of how much money we’re investing in our project and how much money we’re expecting to get in return. We can also use this to understand how much money we’re losing due to customer churn.
Amara: That’s a great idea. So, how do you suggest we go about calculating the customer lifetime value?
Annika: We can start by looking at the customer acquisition cost, which is the cost of acquiring a new customer. Then, we can look at the customer retention cost, which is the cost associated with retaining a customer. Finally, we can look at the customer churn rate, which is the percentage of customers who leave after a certain period of time.
Amara: That makes sense. So, if we have all of this data, we can calculate the ROI?
Annika: Yes, exactly! We can take all of the data we have about customer acquisition cost, customer retention cost, and customer churn rate and use that to calculate the customer lifetime value. That should give us a better understanding of the ROI of our project.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, yeni projemiz için yatırım getirisini tartışmak istedim.
Amara: Evet, tabii ki. Aklında ne var?
Annika: Bence bu projenin yatırım getirisini ölçmenin en iyi yolu müşterinin yaşam boyu değerine bakmaktır.
Amara: Bu mantıklı. Ama bu tam olarak neye benziyor?
Annika: Müşteri yaşam boyu değerini, müşteri edinme maliyeti, müşteriyi elde tutma maliyeti ve müşteri kayıp oranını dikkate alarak ölçeriz.
Amara: Bu mantıklı, ancak bu yatırım getirisini anlamamıza nasıl yardımcı oluyor?
Annika: Müşteri yaşam boyu değerini hesaplayarak, projemize ne kadar para yatırdığımızı ve karşılığında ne kadar para almayı beklediğimizi daha iyi anlayabiliriz. Bunu, müşteri kaybı nedeniyle ne kadar para kaybettiğimizi anlamak için de kullanabiliriz.
Amara: Bu harika bir fikir. Peki, müşteri yaşam boyu değerini hesaplamak için nasıl bir yol izlememizi önerirsiniz?
Annika: Yeni bir müşteri edinmenin maliyeti olan müşteri edinme maliyetine bakarak başlayabiliriz. Ardından, bir müşteriyi elde tutmanın maliyeti olan müşteriyi elde tutma maliyetine bakabiliriz. Son olarak, belirli bir süre sonra ayrılan müşterilerin yüzdesi olan müşteri kayıp oranına bakabiliriz.
Amara: Bu mantıklı. Yani, tüm bu verilere sahipsek, yatırım getirisini hesaplayabilir miyiz?
Annika: Evet, kesinlikle! Müşteri edinme maliyeti, müşteriyi elde tutma maliyeti ve müşteri kayıp oranı hakkında sahip olduğumuz tüm verileri alabilir ve bunları müşteri yaşam boyu değerini hesaplamak için kullanabiliriz. Bu bize projemizin yatırım getirisini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.
Ppc
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you heard about PPC?
Amara: No, what is PPC?
Annika: PPC stands for Pay Per Click, it`s a type of online advertising.
Amara: What do you mean?
Annika: Basically, with PPC, you pay for your ad to be displayed when someone searches for a certain keyword.
Amara: So, the more often someone clicks on the ad, the more money the advertiser pays?
Annika: That`s right. The advertiser pays a certain amount of money each time someone clicks on the ad. It`s a great way to reach a large audience.
Amara: How does it work?
Annika: Well, you first create an ad campaign with a specific budget. Then, you select a set of keywords that you want your ad to be displayed for. Finally, you set a bid, which is the amount you are willing to pay each time someone clicks on your ad.
Amara: That sounds like a great way to get the word out about my business.
Annika: Absolutely. PPC is a great way to get your name out there and increase your visibility. You can also use it to target specific audiences, as well as track the performance of your ads.
Amara: Okay, I think I`m sold. How can I get started?
Annika: You`ll need to set up an account with a PPC provider like Google Ads or Microsoft Advertising. From there, you can create your ad campaigns, select your keywords, set your budget, and start running your ads. You can also use their tools to track your performance and optimize your campaigns.
Türkçe: Annika: Hey Amara, PPC`yi duydun mu?
Amara: Hayır, PPC nedir?
Annika: PPC, Tıklama Başına Ödeme anlamına gelir, bir tür çevrimiçi reklamcılıktır.
Ne demek istiyorsun?
Annika: PPC ile temel olarak, birisi belirli bir anahtar kelimeyi aradığında reklamınızın görüntülenmesi için ödeme yaparsınız.
Amara: Yani biri reklama ne kadar sık tıklarsa, reklamveren o kadar çok para mı ödüyor?
Annika: Bu doğru. Reklamveren, biri reklama her tıkladığında belirli bir miktar para öder. Geniş bir kitleye ulaşmak için harika bir yol.
Amara: Nasıl çalışıyor?
Annika: Öncelikle belirli bir bütçeye sahip bir reklam kampanyası oluşturuyorsunuz. Ardından, reklamınızın görüntülenmesini istediğiniz bir dizi anahtar kelime seçersiniz. Son olarak, birisi reklamınızı her tıkladığında ödemek istediğiniz tutar olan bir teklif belirlersiniz.
Amara: Bu, işimi duyurmak için harika bir yol gibi görünüyor.
Annika: Kesinlikle. PPC, adınızı duyurmak ve görünürlüğünüzü artırmak için harika bir yoldur. Ayrıca belirli kitleleri hedeflemek ve reklamlarınızın performansını izlemek için de kullanabilirsiniz.
Amara: Tamam, sanırım ikna oldum. Nasıl başlayabilirim?
Annika: Google Ads veya Microsoft Advertising gibi bir PPC sağlayıcısında bir hesap oluşturmanız gerekir. Buradan reklam kampanyalarınızı oluşturabilir, anahtar kelimelerinizi seçebilir, bütçenizi belirleyebilir ve reklamlarınızı yayınlamaya başlayabilirsiniz. Ayrıca performansınızı takip etmek ve kampanyalarınızı optimize etmek için bu sağlayıcıların araçlarını kullanabilirsiniz.
B2C
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the new B2C platform?
Amara: No, what is it?
Annika: B2C stands for Business-to-Consumer. It`s a platform where businesses can interact with their customers directly. They can use it to sell their products and services, provide customer support, and even build relationships with their customers.
Amara: Wow, that sounds really cool. How does it work?
Annika: Basically, businesses create a profile and list their products and services on the platform. Customers can then browse the listings and purchase the products and services they need. The platform also allows businesses to provide customer support, as well as create loyalty programs and discounts.
Amara: That sounds like a great way for businesses to increase their customer base and boost their sales.
Annika: Absolutely! It`s a great way for businesses to gain more exposure and build relationships with their customers.
Amara: What else can businesses do on this platform?
Annika: They can create and share content, such as blog posts and videos, to engage with their customers. They can also use the platform to run promotions, such as contests and giveaways.
Amara: That`s awesome! I think this platform could be really beneficial for businesses.
Annika: Definitely. It`s a great way for businesses to market their products and services, as well as build relationships with their customers.
Türkçe: Annika: Hey Amara, yeni B2C platformunu duydun mu?
Amara: Hayır, ne oldu?
Annika: B2C, İşletmeden Tüketiciye anlamına geliyor. İşletmelerin müşterileriyle doğrudan etkileşime girebildiği bir platformdur. Ürün ve hizmetlerini satmak, müşteri desteği sağlamak ve hatta müşterileriyle ilişki kurmak için kullanabilirler.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten harika geliyor. Nasıl çalışıyor?
Annika: Temel olarak, işletmeler bir profil oluşturur ve ürün ve hizmetlerini platformda listeler. Müşteriler daha sonra listelere göz atabilir ve ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri satın alabilirler. Platform ayrıca işletmelerin müşteri desteği sağlamasının yanı sıra sadakat programları ve indirimler oluşturmasına da olanak tanır.
Amara: Bu, işletmelerin müşteri tabanlarını genişletmeleri ve satışlarını artırmaları için harika bir yol gibi görünüyor.
Annika: Kesinlikle! İşletmelerin daha fazla görünürlük kazanması ve müşterileriyle ilişki kurması için harika bir yol.
Amara: İşletmeler bu platformda başka neler yapabilir?
Annika: Müşterileriyle etkileşim kurmak için blog yazıları ve videolar gibi içerikler oluşturabilir ve paylaşabilirler. Ayrıca platformu yarışmalar ve çekilişler gibi promosyonlar düzenlemek için de kullanabilirler.
Amara: Bu harika! Bu platformun işletmeler için gerçekten faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Annika: Kesinlikle. İşletmelerin ürün ve hizmetlerini pazarlamalarının yanı sıra müşterileriyle ilişki kurmaları için harika bir yol.
Web sitesi
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, do you have a minute?
Amara: Sure, what’s up?
Annika: I just wanted to ask you if you could help me create a website.
Amara: A website? What kind of website?
Annika: I want to start a blog. I have a lot of thoughts and ideas I want to share, and I thought a website would be a great way to do it.
Amara: Absolutely! That sounds like a great idea. What kind of content do you plan to put on your blog?
Annika: Well, I plan to write about topics related to lifestyle and wellness, like recipes, healthy living tips, and advice pieces.
Amara: That’s great! I’m sure your readers will love it. So, where do we start?
Annika: Well, first we need to choose a domain name and web hosting provider. Then, we can purchase a domain name and start building the website.
Amara: Okay, sounds good. I know a few web hosting providers that offer good deals and reliable services. We can look into them and see which one works best for you.
Annika: That would be great! What about designing the website?
Amara: Of course. After we select a web hosting provider, we can start designing the website. We can choose a template or create a custom design.
Annika: I think a custom design would be best. I want my website to be unique and stand out.
Amara: No problem. I have a few contacts who can help us with that. We can also add features like a blog, photo gallery, contact form, and more.
Annika: That sounds perfect. I’m excited to get started!
Amara: Me too. Let’s get to work and make your website dream a reality!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bir dakikan var mı?
Amara: Tabii, ne oldu?
Annika: Sadece bir web sitesi oluşturmama yardım edip edemeyeceğini sormak istedim.
Amara: Web sitesi mi? Ne tür bir web sitesi?
Annika: Bir blog açmak istiyorum. Paylaşmak istediğim birçok düşüncem ve fikrim var ve bir web sitesinin bunu yapmak için harika bir yol olacağını düşündüm.
Amara: Kesinlikle! Kulağa harika bir fikir gibi geliyor. Blogunuza ne tür içerikler koymayı planlıyorsunuz?
Annika: Yemek tarifleri, sağlıklı yaşam ipuçları ve tavsiye yazıları gibi yaşam tarzı ve sağlıklı yaşamla ilgili konular hakkında yazmayı planlıyorum.
Amara: Bu harika! Eminim okuyucularınız buna bayılacaktır. Peki, nereden başlıyoruz?
Annika: Öncelikle bir alan adı ve web barındırma sağlayıcısı seçmemiz gerekiyor. Ardından, bir alan adı satın alabilir ve web sitesini oluşturmaya başlayabiliriz.
Amara: Tamam, kulağa hoş geliyor. İyi fırsatlar ve güvenilir hizmetler sunan birkaç web barındırma sağlayıcısı biliyorum. Onları inceleyebilir ve hangisinin sizin için en uygun olduğunu görebiliriz.
Annika: Bu harika olur! Web sitesini tasarlamaya ne dersiniz?
Amara: Tabii ki. Bir web barındırma sağlayıcısı seçtikten sonra web sitesini tasarlamaya başlayabiliriz. Bir şablon seçebilir veya özel bir tasarım oluşturabiliriz.
Annika: Özel bir tasarımın en iyisi olacağını düşünüyorum. Web sitemin benzersiz olmasını ve öne çıkmasını istiyorum.
Amara: Sorun değil. Bu konuda bize yardımcı olabilecek birkaç tanıdığım var. Ayrıca blog, fotoğraf galerisi, iletişim formu ve daha fazlası gibi özellikler de ekleyebiliriz.
Annika: Kulağa mükemmel geliyor. Başlamak için heyecanlıyım!
Amara: Ben de. Hadi işe koyulalım ve web sitesi hayalinizi gerçeğe dönüştürelim!
Video
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, have you seen that new video that was just released?
Amara: No, what video?
Annika: It`s a music video by my favorite artist! It just came out today and it`s already trending.
Amara: Wow, that`s awesome! Let me check it out.
Annika: Sure, I`ll send you the link!
Amara: Great, thanks! *Annika sends Amara the link* Alright, let`s watch it together.
Annika: Alright! *Annika and Amara watch the video*
Amara: Wow, that was really good! I love the song and the visuals are great.
Annika: I know, right? It`s one of my favorite music videos.
Amara: Yeah, I can see why. The artist has a great style.
Annika: Yeah, I love their music videos. They always have a unique way of telling a story.
Amara: Definitely. I`m so glad we got to watch it together.
Annika: Me too!
Türkçe: Annika: Hey Amara, yeni yayınlanan videoyu gördün mü?
Amara: Hayır, ne videosu?
Annika: En sevdiğim sanatçıdan bir müzik videosu! Daha bugün çıktı ve şimdiden trend oldu.
Amara: Vay canına, bu harika! Bir bakayım.
Annika: Elbette, size linki göndereceğim!
Amara: Harika, teşekkürler! *Annika Amara`ya linki gönderir* Tamam, hadi birlikte izleyelim.
Annika: Pekâlâ! *Annika ve Amara videoyu izliyor*
Amara: Vay canına, bu gerçekten çok iyiydi! Şarkıyı seviyorum ve görseller harika.
Annika: Biliyorum, değil mi? En sevdiğim müzik kliplerinden biri.
Amara: Evet, nedenini anlayabiliyorum. Sanatçının harika bir tarzı var.
Annika: Evet, müzik videolarına bayılıyorum. Bir hikayeyi anlatmak için her zaman benzersiz bir yolları var.
Amara: Kesinlikle. Birlikte izleyebildiğimiz için çok mutluyum.
Annika: Ben de!
Cta
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the CTA?
Amara: The what?
Annika: The CTA. It stands for the Call to Action. It`s a marketing strategy where a company or organization motivates their customers to take a specific action.
Amara: Oh, I see. So what kind of action are they encouraging people to take?
Annika: It could be anything from signing up for a newsletter, downloading an ebook, or making a purchase. It really depends on the company`s goals.
Amara: Interesting. How are they getting people to do this?
Annika: Through catchy slogans, promotional offers, and attractive visuals. It`s all about creating a sense of urgency and making sure the customer knows exactly what they need to do.
Amara: That makes sense. So what do you think of the CTA?
Annika: I think it`s a great way for companies to engage their customers and encourage them to take action. It`s also a great way to measure success, since you can track how many people are actually responding to the CTA.
Amara: That`s true. It sounds like it could be really beneficial for businesses.
Annika: Absolutely! I think the CTA is a great way to increase customer engagement and drive sales.
Türkçe: Annika: Hey Amara, CTA`yı duydun mu?
Amara: Neyi?
Annika: CTA. Harekete Geçme Çağrısı anlamına geliyor. Bir şirketin veya kuruluşun müşterilerini belirli bir eylemde bulunmaları için motive ettiği bir pazarlama stratejisidir.
Amara: Oh, anlıyorum. Peki insanları ne tür bir eylemde bulunmaya teşvik ediyorlar?
Annika: Bir bültene kaydolmak, bir e-kitap indirmek veya bir satın alma işlemi yapmak gibi herhangi bir şey olabilir. Bu gerçekten de şirketin hedeflerine bağlı.
Amara: İlginç. İnsanların bunu yapmasını nasıl sağlıyorlar?
Annika: Akılda kalıcı sloganlar, promosyon teklifleri ve çekici görseller aracılığıyla. Her şey bir aciliyet duygusu yaratmak ve müşterinin tam olarak ne yapması gerektiğini bilmesini sağlamakla ilgili.
Amara: Bu mantıklı. Peki siz CTA hakkında ne düşünüyorsunuz?
Annika: Bence şirketlerin müşterilerinin ilgisini çekmesi ve onları harekete geçmeye teşvik etmesi için harika bir yol. Ayrıca, kaç kişinin CTA`ya yanıt verdiğini izleyebildiğiniz için başarıyı ölçmenin de harika bir yolu.
Amara: Bu doğru. İşletmeler için gerçekten faydalı olabilir gibi görünüyor.
Annika: Doğru: Kesinlikle! Bence CTA, müşteri etkileşimini artırmak ve satışları artırmak için harika bir yol.
Roas
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what`s up?
Amara: Not much, just trying to figure out what I`m going to make for dinner.
Annika: You know what sounds really good? Roas!
Amara: Roas? What`s that?
Annika: It`s a traditional dish from my hometown. It`s basically a mix of potatoes, carrots, and onions that are roasted in a pan with some oil and spices.
Amara: That sounds really delicious! Can you show me how to make it?
Annika: Sure! First, you`ll need to peel and chop the potatoes and carrots. Then, heat some oil in a pan and add the potatoes, carrots, and onions. Once everything is in the pan, season it with some salt and pepper. Let it cook for about 15 minutes, stirring occasionally.
Amara: That sounds really easy! I think I can do it.
Annika: Great! Once the vegetables are cooked, you can serve it as a side dish or add some other ingredients, like cooked chicken or sausage, for a more substantial meal.
Amara: That sounds perfect! I`m definitely going to try making roas tonight. Thanks for the recipe!
Annika: You`re welcome! I`m sure you`ll love it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, naber?
Amara: Çok değil, sadece akşam yemeği için ne yapacağımı bulmaya çalışıyorum.
Annika: Kulağa ne hoş geliyor biliyor musun? Roas!
Amara: Roas? O da ne?
Annika: Memleketimin geleneksel bir yemeği. Temel olarak patates, havuç ve soğanın bir tavada biraz yağ ve baharatla kavrulmasından oluşuyor.
Amara: Kulağa çok lezzetli geliyor! Bana nasıl yapıldığını gösterebilir misin?
Annika: Elbette! Öncelikle patates ve havuçları soyup doğramanız gerekir. Ardından, bir tavada biraz yağ ısıtın ve patatesleri, havuçları ve soğanları ekleyin. Her şey tavaya girdikten sonra biraz tuz ve karabiber ekleyin. Ara sıra karıştırarak yaklaşık 15 dakika pişirin.
Amara: Kulağa gerçekten kolay geliyor! Sanırım yapabilirim.
Annika: Harika! Sebzeler piştikten sonra garnitür olarak servis edebilir veya daha doyurucu bir yemek için pişmiş tavuk veya sosis gibi başka malzemeler ekleyebilirsiniz.
Amara: Kulağa mükemmel geliyor! Bu akşam kesinlikle roas yapmayı deneyeceğim. Tarif için teşekkürler!
Annika: Rica ederim! Seveceğinize eminim.
İndirim
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear about the great discount I got at the store?
Amara: What kind of discount?
Annika: They’re offering 10% off on clothing and accessories. It’s a really good deal!
Amara: That sounds great! I’ve been wanting to get some new clothes for the summer, so this is perfect timing.
Annika: Yeah, I know! I’m planning on taking advantage of the discount and buying some new shirts and shorts.
Amara: I think I’ll do the same. Do you know when the discount ends?
Annika: They’re offering it until the end of the month, so there’s still plenty of time to get in on it.
Amara: Alright, I’ll have to go sometime this week and take advantage of the offer.
Annika: Great! Let me know how it goes.
Amara: Sure thing. I’ll be sure to take lots of pictures of the new clothes I get.
Annika: I look forward to seeing them!
Türkçe: Annika: Hey Amara, mağazadan aldığım büyük indirimi duydun mu?
Amara: Ne tür bir indirim?
Annika: Kıyafet ve aksesuarlarda %10 indirim sunuyorlar. Bu gerçekten iyi bir fırsat!
Amara: Kulağa harika geliyor! Yaz için yeni kıyafetler almak istiyordum, o yüzden bu mükemmel bir zamanlama.
Annika: Evet, biliyorum! İndirimden yararlanıp yeni gömlekler ve şortlar almayı planlıyorum.
Sanırım ben de aynısını yapacağım. İndirimin ne zaman biteceğini biliyor musun?
Annika: Ay sonuna kadar teklif veriyorlar, bu yüzden katılmak için hala bolca zaman var.
Amara: Pekala, bu hafta bir ara gidip tekliften yararlanmam gerekecek.
Annika: Harika! Nasıl gittiğini bana haber ver.
Elbette. Aldığım yeni kıyafetlerin bol bol fotoğrafını çekeceğimden emin olabilirsin.
Annika: Onları görmek için sabırsızlanıyorum!
Ulaşmak
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what’s up?
Amara: Not much. Just trying to figure out how to reach my goals.
Annika: What goals are you trying to reach?
Amara: I want to finish my degree, start my own business, and travel the world.
Annika: That sounds like a lot. How do you plan on reaching those goals?
Amara: Well, I`m taking classes at the local community college and I`m also saving up money so I can invest in my business. As for traveling, I`m trying to get some freelance work that I can do from anywhere.
Annika: That sounds like a good plan. What do you need help with?
Amara: I`m still trying to figure out the best way to save money and invest it in my business.
Annika: Have you looked into different savings accounts and investments?
Amara: Yes. I’ve done some research, but I’m still not sure which option is best for me.
Annika: Well, why don`t you sit down with a financial advisor? They can help you figure out the best way to reach your financial goals.
Amara: That’s a great idea. I think I’ll do that.
Annika: It’s always good to have someone to help you reach your goals. I’m sure the advisor can help you figure out the best way to save and invest your money.
Amara: Thanks for the suggestion. I think I’ll set up a meeting with an advisor next week.
Türkçe: Annika: Hey Amara, naber?
Amara: Çok değil. Sadece hedeflerime nasıl ulaşacağımı bulmaya çalışıyorum.
Annika: Hangi hedeflere ulaşmaya çalışıyorsunuz?
Amara: Lisansımı bitirmek, kendi işimi kurmak ve dünyayı gezmek istiyorum.
Annika: Kulağa çok fazla gibi geliyor. Bu hedeflere nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz?
Amara: Yerel toplum kolejinde dersler alıyorum ve ayrıca işime yatırım yapabilmek için para biriktiriyorum. Seyahat etmeye gelince, her yerden yapabileceğim bazı serbest işler bulmaya çalışıyorum.
Annika: İyi bir plana benziyor. Ne konuda yardıma ihtiyacın var?
Amara: Hâlâ para biriktirmenin ve işime yatırım yapmanın en iyi yolunu bulmaya çalışıyorum.
Annika: Farklı tasarruf hesaplarına ve yatırımlara baktınız mı?
Amara: Evet. Biraz araştırma yaptım ama hala hangi seçeneğin benim için en iyisi olduğundan emin değilim.
Annika: Peki, neden bir mali danışmanla görüşmüyorsunuz? Finansal hedeflerinize ulaşmanın en iyi yolunu bulmanıza yardımcı olabilirler.
Amara: Bu harika bir fikir. Sanırım bunu yapacağım.
Annika: Hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olacak birinin olması her zaman iyidir. Eminim danışmanınız paranızı biriktirmenin ve yatırım yapmanın en iyi yolunu bulmanıza yardımcı olabilir.
Amara: Önerin için teşekkürler. Sanırım önümüzdeki hafta bir danışmanla görüşme ayarlayacağım.
Sosyal Medya
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, you know what I find really fascinating?
Amara: What`s that?
Annika: Social media. It`s so powerful and has changed the way we communicate with each other.
Amara: Yeah, it`s so true. I mean, it`s a whole different world now from what it used to be.
Annika: I know! It`s really amazing how much it has impacted our everyday lives. It`s so easy to stay connected with people that you may not see everyday or even live far away.
Amara: Yeah, it`s definitely been a blessing. It`s so much easier to keep in touch with family and friends and stay updated on current events.
Annika: That`s true. I`ve also noticed that it`s a great way to stay informed on topics that you`re interested in. There are so many things that you can learn about.
Amara: Absolutely! I`m always finding new things to learn about and explore. It`s like an endless source of knowledge and entertainment.
Annika: Yeah, it really is. But it can also be a bit overwhelming at times. There`s so much content and it can be hard to keep up with it all.
Amara: That`s true. But at least it gives us a way to stay connected and informed. We can make sure that we don`t miss out on anything.
Türkçe: Annika: Hey Amara, neyi gerçekten büyüleyici buluyorum biliyor musun?
O da ne?
Annika: Sosyal medya. Çok güçlü ve birbirimizle iletişim kurma şeklimizi değiştirdi.
Amara: Evet, bu çok doğru. Demek istediğim, artık eskisinden tamamen farklı bir dünya var.
Annika: Biliyorum! Günlük hayatımızı bu kadar etkilemiş olması gerçekten şaşırtıcı. Her gün görmediğiniz, hatta uzakta yaşadığınız insanlarla bağlantıda kalmak çok kolay.
Amara: Evet, kesinlikle bir nimet oldu. Aile ve arkadaşlarla iletişimde kalmak ve güncel olaylardan haberdar olmak çok daha kolay.
Annika: Bu doğru. Ayrıca ilgilendiğiniz konular hakkında bilgi sahibi olmak için de harika bir yol olduğunu fark ettim. Öğrenebileceğiniz çok fazla şey var.
Amara: Kesinlikle! Her zaman öğrenecek ve keşfedecek yeni şeyler buluyorum. Sonsuz bir bilgi ve eğlence kaynağı gibi.
Annika: Evet, gerçekten öyle. Ancak zaman zaman biraz bunaltıcı da olabiliyor. Çok fazla içerik var ve hepsine yetişmek zor olabiliyor.
Amara: Bu doğru. Ama en azından bağlantıda kalmamız ve bilgilendirilmemiz için bir yol sunuyor. Hiçbir şeyi kaçırmadığımızdan emin olabiliriz.
Platform
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, what are you up to?
Amara: Hi Annika, I`m just working on setting up my online platform for my business. It`s been a lot of work but I`m finally getting the hang of it.
Annika: That`s great! What kind of business are you starting?
Amara: I`m starting a fashion line—I`ve been working on the designs for months now and I`m really excited to get it out there!
Annika: That sounds amazing! What platform are you using to host your business?
Amara: I`m using Shopify. It`s been really easy to use and it`s perfect for my needs. I`ve been able to customize the look and feel of my site and set up my payment system. It`s been great!
Annika: That`s awesome! I`m sure your business will be a success.
Amara: Thanks! I`m really excited to get it up and running. I`m sure there will be some bumps in the road, but I`m ready to take it on.
Annika: You`ll do great! Good luck with your new venture.
Amara: Thanks so much. I really appreciate it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne yapıyorsun?
Amara: Merhaba Annika, işim için çevrimiçi platformumu kurmaya çalışıyorum. Çok çalıştım ama sonunda alışmaya başladım.
Annika: Bu harika! Ne tür bir işe başlıyorsun?
Amara: Bir moda serisi başlatıyorum - aylardır tasarımlar üzerinde çalışıyorum ve bunu ortaya çıkarmak için gerçekten heyecanlıyım!
Annika: Kulağa harika geliyor! İşletmenizi barındırmak için hangi platformu kullanıyorsunuz?
Amara: Shopify kullanıyorum. Kullanımı gerçekten çok kolay ve ihtiyaçlarım için mükemmel. Sitemin görünümünü ve hissini özelleştirebildim ve ödeme sistemimi kurabildim. Her şey harikaydı!
Annika: Bu harika! İşinizin başarılı olacağından eminim.
Amara: Teşekkürler! Çalıştırmak için gerçekten heyecanlıyım. Eminim yolda bazı tümsekler olacaktır, ancak bunu üstlenmeye hazırım.
Annika: Harika olacaksın! Yeni girişiminizde iyi şanslar.
Amara: Çok teşekkürler. Gerçekten minnettarım.
İçerik
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, I`m so glad you could come by!
Amara: Hey Annika, it`s great to be here. What do you have in mind?
Annika: Well, I wanted to talk to you about content creation. I`ve been spending a lot of time researching it lately, and I`m interested in learning more.
Amara: Content creation can be a great way to make money online. I`ve been doing it for a while now and I`m quite successful. What do you want to know?
Annika: Well, I guess the first thing I want to know is what kind of content I should be creating.
Amara: That really depends on your interests and goals. Do you have a niche or a particular topic you want to focus on?
Annika: Yes, I`m very passionate about health and wellness.
Amara: Perfect! You can create content around nutrition, fitness, and health-related topics. You can also create content about mental health and self-care.
Annika: That sounds great! What kind of content should I focus on creating?
Amara: You can create blog posts, articles, podcasts, videos, or e-books. It all depends on your goals and what you`re comfortable with.
Annika: That`s really helpful. What kind of tips would you give me for creating great content?
Amara: Well, one tip is to make sure to do your research. Make sure the content you create is accurate, up-to-date, and useful to your readers. Also, make sure to proofread your work and double-check all facts and figures. Finally, don`t forget to promote your content, so people can find it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, uğrayabildiğine çok sevindim!
Amara: Hey Annika, burada olmak harika. Aklında ne var?
Annika: Sizinle içerik oluşturma hakkında konuşmak istiyorum. Son zamanlarda bu konuyu araştırmak için çok zaman harcıyorum ve daha fazlasını öğrenmek istiyorum.
Amara: İçerik oluşturmak internetten para kazanmak için harika bir yol olabilir. Ben bunu bir süredir yapıyorum ve oldukça başarılıyım. Ne öğrenmek istiyorsunuz?
Annika: Sanırım bilmek istediğim ilk şey ne tür içerikler oluşturmam gerektiği.
Amara: Bu gerçekten ilgi alanlarınıza ve hedeflerinize bağlı. Odaklanmak istediğiniz bir niş veya belirli bir konu var mı?
Annika: Evet, sağlık ve zindelik konusunda çok tutkuluyum.
Amara: Mükemmel! Beslenme, fitness ve sağlıkla ilgili konularda içerik oluşturabilirsiniz. Ayrıca ruh sağlığı ve kişisel bakım hakkında da içerik oluşturabilirsiniz.
Annika: Kulağa harika geliyor! Ne tür içerikler oluşturmaya odaklanmalıyım?
Amara: Blog yazıları, makaleler, podcast`ler, videolar veya e-kitaplar oluşturabilirsiniz. Her şey hedeflerinize ve neyle rahat olduğunuza bağlı.
Annika: Bu gerçekten çok yardımcı oldu. Harika içerik oluşturmak için bana ne tür ipuçları verirsiniz?
Amara: Bir ipucu, araştırmanızı yaptığınızdan emin olmaktır. Oluşturduğunuz içeriğin doğru, güncel ve okuyucularınız için faydalı olduğundan emin olun. Ayrıca, çalışmanızı düzelttiğinizden ve tüm gerçekleri ve rakamları iki kez kontrol ettiğinizden emin olun. Son olarak, insanların bulabilmesi için içeriğinizi tanıtmayı unutmayın.
İzleyici
Örnek Diyalog: Annika: Good morning everyone in the audience! I`m so excited to be here today.
Amara: Me too! And I`m so thrilled to be presenting to all of you.
Annika: We`ve been working hard on this project for weeks, so it`s amazing to finally be able to share it with our audience.
Amara: Absolutely! So, to start off, I`d like to give a brief overview of our project. We`ve been researching the effects of climate change on our environment and how it`s impacting the world around us.
Annika: Right, and we`ve conducted interviews with experts from various fields to get their insights. We`ve also gathered data from a variety of sources to better understand the global impact of climate change.
Amara: Yes, and with that data we`ve been able to make some key observations. First, we`ve seen an increase in sea levels over the past decade, which is a direct result of rising global temperatures.
Annika: We`ve also noticed an increase in the frequency and severity of natural disasters, such as floods, hurricanes, and wildfires.
Amara: These occurrences are not only devastating to the lives and livelihoods of people, but they also have a significant impact on our planet.
Annika: So, what can we do to help? We believe that the best way to combat climate change is by educating the public and encouraging them to make small changes in their everyday lives.
Amara: That`s right. We can all make a difference by reducing our energy consumption, driving less, and recycling more.
Annika: We`d like to thank our audience for taking the time to listen to us today. We hope that you`ve gained a better understanding of climate change and that you`ll take action to help protect our planet. Thank you!
Türkçe: Annika: Seyircilerimize günaydın! Bugün burada olduğum için çok heyecanlıyım.
Ben de! Ve hepinize sunum yapacağım için çok heyecanlıyım.
Annika: Haftalardır bu proje üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyorduk, bu yüzden nihayet izleyicilerimizle paylaşabilmek harika.
Amara: Kesinlikle! Başlangıç olarak projemiz hakkında kısa bir genel bilgi vermek istiyorum. İklim değişikliğinin çevremiz üzerindeki etkilerini ve etrafımızdaki dünyayı nasıl etkilediğini araştırıyoruz.
Annika: Doğru, görüşlerini almak için çeşitli alanlardan uzmanlarla görüşmeler yaptık. Ayrıca iklim değişikliğinin küresel etkisini daha iyi anlamak için çeşitli kaynaklardan veri topladık.
Amara: Evet ve bu verilerle bazı önemli gözlemler yapabildik. İlk olarak, son on yılda deniz seviyelerinde bir artış gördük, bu da artan küresel sıcaklıkların doğrudan bir sonucudur.
Annika: Seller, kasırgalar ve orman yangınları gibi doğal afetlerin sıklığında ve şiddetinde de bir artış olduğunu fark ettik.
Amara: Bu olaylar sadece insanların yaşamları ve geçim kaynakları için yıkıcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gezegenimiz üzerinde de önemli bir etkiye sahip.
Annika: Peki, yardım etmek için ne yapabiliriz? İklim değişikliğiyle mücadelenin en iyi yolunun halkı eğitmek ve onları günlük yaşamlarında küçük değişiklikler yapmaya teşvik etmek olduğuna inanıyoruz.
Amara: Bu doğru. Hepimiz enerji tüketimimizi azaltarak, daha az araç kullanarak ve daha fazla geri dönüşüm yaparak bir fark yaratabiliriz.
Annika: Bugün bizi dinlemeye zaman ayırdıkları için dinleyicilerimize teşekkür etmek istiyoruz. İklim değişikliğini daha iyi anladığınızı ve gezegenimizi korumaya yardımcı olmak için harekete geçeceğinizi umuyoruz. Teşekkür ederiz!
Pazar
Örnek Diyalog: Annika: Hey Amara, did you hear the news?
Amara: No, what news?
Annika: The market is opening up again next week!
Amara: Wow, that`s great! I haven`t been to the market in months.
Annika: I know, it`s been way too long. I`ve been really missing the fresh produce and all the variety of products.
Amara: Yeah, me too. I`m so excited for it to reopen! What are our plans for the market?
Annika: Well, let`s see. I was thinking we could get some fresh fruits and vegetables, some eggs, and maybe some locally made products.
Amara: Sounds like a great plan! I`m sure there will be lots to choose from.
Annika: Yeah, hopefully. I`m sure we`ll have to be careful when shopping, though. We should make sure to wear a mask and practice social distancing.
Amara: Absolutely. I think it`s important to be responsible when we go out.
Annika: Agreed. We should also bring some cash, since many vendors might not accept credit cards.
Amara: Good idea. I`m really looking forward to getting back to the market. It will be nice to be able to shop in person again.
Annika: I know. It`s been too long! I`m really excited for next week.
Türkçe: Annika: Hey Amara, haberleri duydun mu?
Amara: Hayır, ne haberi?
Annika: Pazar önümüzdeki hafta tekrar açılıyor!
Vay canına, bu harika! Aylardır markete gitmemiştim.
Annika: Biliyorum, çok uzun zaman oldu. Taze ürünleri ve tüm ürün çeşitliliğini gerçekten özlüyorum.
Evet, ben de. Yeniden açılacağı için çok heyecanlıyım! Pazar için planlarımız neler?
Annika: Bakalım. Taze meyve ve sebze, yumurta ve belki de yerel olarak üretilmiş ürünler alabileceğimizi düşünüyordum.
Amara: Kulağa harika bir plan gibi geliyor! Eminim aralarından seçim yapabileceğiniz çok şey olacaktır.
Annika: Evet, umarım. Alışveriş yaparken dikkatli olmamız gerekeceğinden eminim. Maske taktığımızdan ve sosyal mesafe alıştırması yaptığımızdan emin olmalıyız.
Amara: Kesinlikle. Dışarı çıktığımızda sorumluluk sahibi olmamızın önemli olduğunu düşünüyorum.
Annika: Katılıyorum. Birçok satıcı kredi kartı kabul etmeyebileceğinden biraz nakit para da getirmeliyiz.
Amara: İyi fikir. Pazara geri dönmek için gerçekten sabırsızlanıyorum. Tekrar yüz yüze alışveriş yapabilmek güzel olacak.
Biliyorum. Çok uzun zaman oldu! Gelecek hafta için gerçekten heyecanlıyım.
Bu yazımızda pazarlama yöneticilerinin bilmesi gereken birçok önemli İngilizce terimi ve anlamlarını ele aldık. Ancak unutmayın ki, bu terimler sadece başlangıç. İngilizce'deki pazarlama dilini tamamen kavramak için daha birçok terim ve ifade mevcut.
İngilizce kurslarımızda (İngilizce A1-A2, İngilizce B1-B2, İngilizce C1-C2, Sıfırdan İngilizce) bu ve daha fazla terimi öğrenme fırsatınız olacak. 'Sıfırdan İngilizce' kursumuzla, sıfırdan başlayarak, hızlı ve kalıcı bir şekilde İngilizce öğrenebilirsiniz.
Bu, hem kariyerinizde hem de kişisel hayatınızda size büyük bir avantaj sağlayacak. Pazarlama dünyasını, dil engellerinden sıyrılarak daha geniş bir perspektivden görebileceksiniz. Haydi, hemen şimdi başlayın! Daha fazla bilgi, daha fazla başarı demektir. Ve unutmayın, bilgi güçtür!
Her zaman daha fazla öğrenmek ve büyümek için fırsatlar var. Elde edeceğiniz bilgi ve deneyimler, sizi çok daha donanımlı bir pazarlama yöneticisi yapacak. İngilizce öğrenmek ve bu dildeki pazarlama terimlerini kullanabilmek, başarılı bir pazarlama yöneticisi olmanın anahtarlarından biridir.
Hacettepe Üniversitesi Aile ve Tüketim Bilimleri Bölümü mezunuyum. Blog yazarlığı ve insan kaynakları yönetimi sertifikalarım var. İngilizce dilinde yüksek lisans derecem var ve 3 yıl ABD'de yaşadım.