AnasayfaBlogKitap Yazmaya Nasıl Başlayabilirim?
İçerik Yazarlığı

Kitap Yazmaya Nasıl Başlayabilirim?

27 Kasım 2020
Bir erkek ve kadın karşı karşıya durmuş telefonla konuşmaktadır. Adam bir sandalyede oturmakta, beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon giymektedir. Kadın gözlük ve eşarp takmış, saçlarını arkadan bağlamış. Arkalarında üzerinde daireler ve noktalar olan siyah bir ağaç var. Adamın yüzüne yakından bakıldığında gözlerinin kapalı olduğu ve dudaklarının gülümsediği görülüyor. Arka planda, bir insanın kafasının bulanık bir görüntüsü görülebiliyor. Bir binanın önünde yeşil bir bitki ve içinde bir bitki yetişen daha küçük bir saksı var. Kadın bir eşarp takıyor ve ellerini önünde kavuşturmuş. İkili arasındaki konuşma neşe ve kahkaha doludur.
KonuDetayKatılımcı
Kitap yazmaya nasıl başlanır?Öncelikle ilham kaynağı bulunmalı ve sonrasında adım adım ilerlemeli.Yasemin Erbek
Yasemin Erbek'in kitaplarıErbek, 'Atatürk’le 365 Gün' ve 'Bulut Yükü' adlı kitapların yazarıdır.Yasemin Erbek
Yasemin Erbek'in kariyer yolculuğuYaşamının büyük bir değişikliği sonucunda iktisat mezunu olmasına rağmen kitap yazmaya ve düzenlemeye başladı.Yasemin Erbek
Yazarken tıkanma sorunuBu oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle yazara geri dönüp okuma ve adım adım ilerleme önerilir.Yasemin Erbek
Redaktörlük yaparken kalite kontrolErbek, çevirideki doğruluğu ve Türkçeye uygunluğunu kontrol eder.Yasemin Erbek
Kitap okuma alışkanlıklarıBir kitabı okurken, okuduğumuz dönemde aldığımız tadı etkiler.Yasemin Erbek
Popüler olması gereken kitaplarErbek, Sabahattin Ali'nin 'İçimizdeki Şeytan' adlı eserini önemli bulmaktadır.Yasemin Erbek
Editörlük ve RedaktörlükErbek'in editörlüğüyle çıkan bilinen kitaplar arasında 'Kavgam' ve 'Kürk Mantolu Madonna' vardır.Yasemin Erbek
Yaratıcı yazarlık atölyesi ve kitap atölyesi eğitimleriYasemin Erbek'in sunduğu eğitimler arasında yer alır.Yasemin Erbek
Kitap yazma süreciYazılacak hikayenin tamamlanması önemli bir unsur.Yasemin Erbek

Yasemin Nasır Erbek ile birlikteyiz. Kitap nasıl yazılır? Kitap yazmaya nasıl başlayabilirim ve süreç nasıl ilerliyor? Bu konuları konuşuyor olacağız. İlginç bir konu. Öğrencilerden ve katılımcılardan çok talep vardı. Genel olarak ben de dahil insanların merak ettiği bir konu. Benim de yarım kalmış bir kitabım var. Sertaç hoca cesaretlendirdi: “İlla yaz, illa yaz.” dedi. Uzaktan eğitimle ilgili bir kitap. Biraz çekinceli kaldım. İkna etti beni. Tamam deyip başladım yazmaya, yarısına kadar geldim. Niyeyse gitmiyor artık. 

Yasemin Erbek: Ona tıkanma diyoruz. Hiç sıkıntı değil. Her hikaye yazan bir şeyler yazan bunu yazıyor. En büyük tavsiyem en başa dönüyoruz, adım adım okuya okuya ilerliyoruz. 

Yasemin Erbek'in yaratıcı yazarlık atölyesi ve kitap atölyesi eğitimleri var. Aynı zamanda kitapları da var: “Atatürk’le 365 gün”

Derleme bir kitap o. Tamamen derleme, dili basitleştirdim. Herkes okusun herkes anlasın diye. Yeni nesil okumak isteyen herkes okusun istedim. Büyük resimler var, dili basit. Sıkmasın, keyif alınsın. Her gün bir tane yaşanmış anılar, izinleri alınan anılar hepsi. Aldığım bütün anılar internette de başka kitaplarda da var. Özellikle siyasi anılar yok. Savaşın acı yüzü yok. Çocuklarla ilgili bulabildiğim her anıyı aldım. Bir şekilde bunların hepsini bir kenarda, gazete kösesinde okuyoruz. Ben bunların hepsini toparladım. 3 yıl kadar çalıştım. Kurgu, kurmaca yazarıyım. Araştırmacı değilim. Derleme yapmak çok zormuş. Kendi hikayenizi benim için daha kolay.

Çıkışımız şuydu; her güne bir anı. 365 tane anıyı bulmam gerekiyordu. Çok önemli ama farklı ve daha hafif geçiştirmeye çalıştığım son günleri. Orhan Çekiç’in kitabından çok faydalandım. Dili sadeleştirerek, sıkıntılı, acılı süreci daha bir hafifleterek anlattım. Bildiğimiz anılar ama bunları her kitaptan alıp toparlayıp, dili hafifleterek hazırladım. 

3 kitabım Parga Yayınları’ndan. Diğer 2 kitabım farklı iki yayınevinden. Serbest editörüm. Bir yere de bağlı çalışmıyorum. 

Bulut Yükü kitabınız çocuklar için mi?

Mezun olduğum bölüm iktisat. Finans sektöründe istemeden birkaç sene geçirdim hiç ilgimi çekmeden. Her zaman hayalim çocuk yuvası açmaktı. Çocuk yuvası açtım. En büyük faydası inanılmaz hikayelerim var. Bulut yükü oradan toparladığım hikayelerden bir kısmı. Sonra onu da devrettim. Ortaokul ve liseden beri yazıyorum. Derslerde açılış yaptığımda da bunu söylüyorum. “İktisat mezunuyum. Serbest editör olarak çalışıyorum. 80 kitabın editörlüğünü yaptım, hatta daha fazla. Mezun olduğunuz bölüme takılmayın. Ne iş yapacağınız size kalmış. 73 doğumluyum. 40’larımnın başında hikayelerimi okurla paylaşmaya başladım. Ama ortaokul ve liseden beri yazıyorum. Benim gerçeklerden kaçma sığınma yerim yazma.”

Her şeyden etkilenebiliyoruz. Zor bir dünyada yaşıyoruz. Akıl sağlığımı koruyabilmek için sığındığım yer yazılarım. Hiçbir zamana paylaşacağımı düşünmüyorum. Çünkü içe dönük bir insanım. 40 yaşına gelmeyi bekliyormuş. 40 yaşından sonra da yazıyorum okuyun diyorum. Yayına girmeyen hazır kitaplarım var. Bir yayıneviyle görüşeceğiz artık. Bir ara çıkarlar. 

Yarına yürümek polisiye bir hikaye devamı üzerinde çalışıyorum. Bağlı kalmayı sevmiyorum. Bu konuda çelişkiler var. Bir türde yazın diyenler var. Hayır, hayal dünyanız genişse her türde yazabilirsiniz diyorum. Yeter ki, yazdığınız hikayeyi tamamlayabilin.

Bilal Şentürk: Sizin redaktör editör olarak çalıştığınız kitaplar da var. Araba Sevdası, Aşkı Memnun, İçimizdeki Şeytan, Eylül, Kavgam gibi çok bilinen kitaplar var.

Kavgam kitabının editörüydüm. Çevirisi geldi. Redaktör demek, çeviri kitapların editörlüğünü yapmak. Orda ne yapıyoruz? Orijinaliyle, çevirinin doğruluğunu kontrol ederek ilerliyoruz. Türkçeye uygunluğunu düzenliyoruz. Güzel bir kitap. Redaksiyonunu yaparken çok daha keyifli okudum. Derste hep söylüyorum: Kürt mantolu Madonna çok ünlü, fotoğrafı olmayan kimse kalmadı. Kitap okuyorum, Kürk Mantolu Madonna. Kitabı 3 kere okudum 20 yaşından önce ilk okuyup geçtim. 30’larımın başında okudum. “Eh fena değilmiş” dedim. Bir de editörlüğünü yaptığımda okudum, 2 ya da 3 sene önce. “Hayatımda böyle bir kitap yok” dedim. 3 ayrı zamanda, duygular, okuduğumuz dönem kitaptan aldığımız tadı etkiliyor. Bu yüzden bir kitabı okudunuz, şuan beğenmediniz ama bir şans daha tanımanız gerekiyor. Instagram sayesinde yeni nesil Sabahattin Ali ile tanışmış oldu.

Bu şekilde popüler olması gerektiğini düşündüğünüz başka hangi kitaplar var?

Sabahattin Ali’den konuştuğumuz için söylüyorum. Bence İçimizdeki Şeytan çok daha popüler olmalıydı. Herkes mutlaka okumalı. Şöyle, ben hiç o dönemi anlatıyor, yaşayış biçimini eleştiriyor diye bakmıyorum. Okuduğum hikaye bugün yazılsa da aynı şekilde yazılırdı. Ona bakıyorum. Zamansız hikaye. İçimizdeki Şeytan, kitabını alın okuyun, yazarını bilmeyin, yeni bir kitap mı diye düşünürsünüz. Çünkü günümüze de çok uygun. Duygular uygun, yaşayış uygun, kendini tanıma, kendini bulma, her şey bu günü de anlatıyor. O yüzden inanılmaz bir kitap. Çok daha fazla okunmalı.

Bilal Şentürk: Son dönemde kitap editörlüğü eğitimi popüler oldu. Güzel geri bildirimler aldık. Çok şey öğrendiklerine dair ve insanların kitap yazma cesaretlerinin arttığına dair geri bildirimler geliyor. Buradaki sır nedir? Tabi eğitimle ilgili sırrı vermek zorunda da değilsiniz.

İnsanlar Kitap Yazma Sürecine Nasıl Başlıyorlar?

Kitap editörlüğünde, aslında bütün atölyelerde yaratıcı yazarlık da sıkıştırılmış bir atölye. Yazar koçluğu yaptığım ya da editörlüğünü yaptığım yazarların deneyimlerini birleştirerek katılımcı arkadaşların hangi konuda, sıkıntı yaşayacaklarını düşünüp ona göre dersin işleyişini değiştirdim. Diyaloglar çalıştığım yazarlardaki sorun. O yüzden diyalogların nasıl yazılmasıyla ilgili bölümler var.

Katılımcılardan aldığım geri dönüşlerde anlatıcı diline çok fazla takıldıklarını fark ettim. Yani 3. tekil şahıs mı 1. Tekil şahıs mı anlatsın kısmına çok takılıyorlarmış. Ona göre ders programını değiştiriyorum. Çünkü neden? Bu atölye olduğu için rahatlıkla değiştiriyorum. Kendi deneyimlerim, arkadaşların geri dönüşleri, editörlüğünü yaptığım arkadaşlardan aldıklarımı birleştiriyorum. Buna göre nelerde zorlanacaklarını görüp üzerinde duruyoruz.

Ders sırasında atölyeler sırasında geri dönüşler oluyorsa onun üzerine de eğiliyoruz. Hikaye yazıyoruz, kitap editörlüğünde de olsak hikaye yazıyoruz. Neden? Meslek olarak hikaye yazmak zorunda değilsiniz. Ama hikayeyi düzeltmek için nasıl yazıldığını bilmeniz gerekiyor. Eksikleri nasıl göreceğini, açıkları nasıl kapatacağınızı bilerseniz. Her tür kurmaca size geldiğinde düzeltebilirsiniz. Atölyelerde ve yaratıcı yazarlık dersinde bildiğim her şeyi aktarıyorum. Her şeyi anlatmayayım sorsunlar demiyorum. Nasıl pratik bir şekilde çözümlemişsem onu anlatıyorum. Diyorum ki bu benim çözümüm sana uyar mı uymaz mı deneyeceksin. Pratiğini çözüp deneyiminle kendi formülünü çıkaracaksın. Bir yoldan başlamak lazım ya buradan başla yürü işi öğrendikçe kendi yolunu çizeceksin. Çok keyifli geçiyor dersler.

Tıkanma dediniz ya, bu tıkanma bütün yazarların korkulu rüyasıdır. Yazıyorsunuz yazıyorsunuz, çok iyi gidiyor. Sonra o tuşa basamıyorsunuz. Orda kalıyor. İşte o tıkanma zor. Onu yapamayıp yazmaktan vaz geçen çok kişi var. Bunula ilgili neler yapmaları gerektiğini anlatıyorum. Çünkü ben de yaşıyorum o tıkanmayı. Bir kitabımdan bahsettiniz. Devamını 4 yıl sonra yazıyorum.

Bilal Şentürk: Aşılabilecek bir şey değil mi? Hangi eğitimde anlatıyorsunuz bunu?

Tabii ki aşılabilir. Bu tıkanmayı yaratıcı yazarlık atölyesinde ve yaratıcı yazarlık eğitiminde anlatıyorum. Kitap editörlüğünde de yazar tıkanma yaşarsa, o gelen dosyayı kitap haline getireceksiniz. O yüzden de nasıl yazıldığını bilmeniz gerekiyor.

Yaratıcı Yazarlık Dersinde Neler Öğretiyorsunuz?

Yazmak istiyorsunuz ya da iyi bir okursunuz. Bununla ilgili konuşuyoruz. İyi bir okursanız yazmak her zaman ilginizi çeker. Bu hikayelerin nasıl yazıldığını öğrenmek istiyorsanız yine yaratıcı yazarlık ilginizi çekiyor. Genel olarak nasıl yazabileceğimizi konuşuyoruz.

Genelde katılımcı arkadaşlar yazmak istiyorum ama konu bulamıyorum diyor. Nasıl konu bulacaklarını konuşuyoruz. Ya da yazmak istiyorum yeteneğim var mı bilmiyorum diyor. Ben de diyorum ki her işin bir yeteneği var. İlle de resim müzik, şiir hikaye değil. Toplum içinde konuşabilmek bile bir beceri istiyor. O beceri sizde varsa daha fazlasına gerek yok. Üzerine ekleyeceğiniz istekli olmak ve emek harcayacağını bilmek. Çünkü emek harcamadan hiçbir şey olmuyor. Düzenli yazmamız gerekiyor. Tam uyuyacağız aklımıza bir cümle geliyor. O cümle için kakıyorum ben, belki o cümle için sabaha kadar yazıyorum. Sonra gidip yatıyorum. Bunları yapmanız gerekiyor. Bir parça yetenek, gerisi neden omasın. Herkes yazabilir.

Bilal Şentürk: Bir hikaye var kafamda. Tamam yazayım da nasıl yazacağım nerde yazacağım. Bilgisayarda mı yazmam lazım, kağıtta mı yazmalıyım. Yayınevine gittiğimde ne olacak. Kitabı ben mi satacağım? Kafam biraz muamma bunu netleştirir misiniz? Kitap o rafa nasıl girecek. Bunun adımları neler?

Kitap Yazma Süreci Nasıl İlerliyor?

Her şeyden yazabiliriz. İşe gidiyoruz, okula, parka, sinemaya gidiyoruz. Her şeyden etkilenebiliriz. Çok güzel bir koku duydunuz, birden bir şeyler canlandı gözünüze. Gözlemci olmak önemli. Yan masada kulağınıza bir şey çarptı mesela. Konu için illa bilgisayarın başına oturacağım, ilham gelsin diye bekleyeceğim gibi bir şey yok. İlham dediğimiz, parkta oturuyorsunuz burnunuza çiçeğin kokusu geldi, size bir şeyler düşündürdü. Buradan ne güzel romantik hikaye çıkar dediniz, şöyle şöyle yazsam diye düşündünüz. İşte konu, ilham da bu.

Neye yazacağınız size kalmış. Ben bilgisayarda yazıyorum. Hem kağıt israfı yapmamış oluyorum hem de beğenmediğim cümleleri düzenliyorum. Bilgisayarda düzenleme daha kolay. Derseniz ki kağıt kalem kullanacağım, eski yazarların yolundan gideceğim ona kalmış bu sizin alışkanlığınızla ilgili. Nerde yazmak istiyorsanız. Yazı sitili de sizin.

Önemli kısmı ne? Parkta oturduk, o kokuyu aldık, ilhamı aldık direk yazmaya başlıyoruz. Direk yazmaya başlıyoruz. Ben şunu tavsiye ediyorum. Yazarken yazdığınız şeye bakmayın. Cümleler olduğu gibi aksın. Yanlış yazdım diye düşünmeyin. O ilham geldi, not aldık o bizim kurgumuz olacak. O koku kadının parfümünün kokusuymuş, adam o kukuyu duydu, anıları canlandı.

Kafamızda hikayeyi oluşturduk ana fikir olarak yazdık. Mutlu son mu mutsuz son mu olduğunu belirliyoruz. Sonu baştan belirleyeceğiz. Bir çok arkadaş bunu yanlış anlıyor. Hikayeniz uçurumun kenarında bitebilir, sorun yok. Karakteri uçurumun kenarına götürürsünüz, sizin sonunuz bu. Karakter aklayacak, atlamayacak, manzarayı seyredecek orada piknik yapacak, bu karaktere verdiğiniz okuyucunun hissettiği duyguya bağlı. Ben diyorum manzarayı izliyor, siz dersiniz atlasın. Yazar getirir uçurumun kenarında bırakır. O sonu belirleyin. Sonra hikayenizi yazın. Ne yazmışım nasıl yazmışım diye bakmayın. Çünkü tıkanmayı orada yaşıyorsunuz. Çünkü bu kurmaca. Yazdığınıza bakmadığınız sürece istediğiniz gibi yazabilirsiniz.

Bilal Şentürk: Ne de olsa bunu düzeltecek bir editör var diye mi düşünmeliyiz?

Yok ne de olsa bunu ben düzelteceğim diye bakacağız. Editöre sonra geleceğiz. Sona kadar yazıp bitirdiniz. Ondan sonra dönüp düzeltin. Karakter çizdiğiniz gibi mi? Karakteri çok iyi tanıyacaksınız. Sizin dostunuz en yakın arkadaşınız olacak ki o karaktere verdiğiniz her hikaye gerçekçi olsun. Karakterle hikaye uyumlu olmuş mu adım adım okuyacaksınız. Düzeltmelerinizi yapacaksınız. Ekleyeceksiniz, çıkaracaksınız, değiştireceksiniz. Bir yazıp gelmiştik ya, şimdi düzelterek ilerliyoruz. Sonra da bütüne ulaşmaya geliyoruz. Aralara mesafe koyun, yazdığınızı okuyun başa dönün. Ama sonunda o hikayeyi okuduğunuz da evet bu olmuş her şeyiyle tam. Ben bu hikayeyi alır okurum diyorsanız yayınevleriyle görüşmeye başlayın.

Yayınevleriyle görüşmeye geldi. 2 günde yazdığınız şeylerin düzenlemesi 3 ay 5 ay olur. Tamam deniniz yayınevlerine gönderdiniz. Burada 2 yolunuz var. Yayınevi bassın istiyorsunuz, yok ben beklemeyim yazar ödemeli olarak kitabın baskısını sağlayayım. Bunda da diyorum ki ilk kitabınız, gönderin yayınevlerine bekleyin. Hemen basılsın demeniz gerekmiyor. Yaşım ilerledi. Beklemek istemiyorum diyorsanız yazar ödemeli yayınevleri var. Parayı ödüyorsunuz.

Bilal Şentürk: Ne kadar ortalama fiyatlar?

Çok değişken çünkü kağıtlar dolar üzerinden hesaplanıyor. Yayınevinden yayınevine de değişiyor.

Bilal Şentürk: 100 sayfalık bir hikayem var ise 10 bin lirayı gözden çıkarmam gerekiyor mu?

Yok, o kadar değil. Yarısı olur mu? Geçebilir daha az olabilir. Yayınevinin kalitesi, iyi bir pazarlama reklam ağına sahip ise kitabının her yere dağılacak. Artık rafta kitap yok bunu da söyleyeyim. Online siteler var.

Bilal Şentürk: Yazdığım kitabı DR’de görmezsem yazmış gibi de hissetmem. 

DR’ye girmek yayınevleri için çok çok zor.

Bilal Şentürk: Kitabı yazdım. Yazar ödemeli, parasını verdiğim için bütün her yere yaymıyorlar mı?

Siz parasını verdiği için kitap basılıyor. Belki yayınevine uygun bir kitap değil. Her kitap emek harcandığı için güzeldir ama her kitap basılmak zorunda değil. Siz parasını verdiğiniz için basılıyor. Basım kısmı, izinlerin alınması kısımlarını yapmış oluyor yayınevi. Kitap basılıyor ama her yerde görebilmek çok zor. 

Bilal Şentürk: Resmi olarak bir kitap. E-devlete girdiğimde yazdığım kitaplarda onu görüyorum.

Tabii, barkodu alınıyor, ISBN alınıyor. Kültür bakanlığından izinleri alınıyor. Bir kitap orda sıkıntı yok. DR’de ya da her kitap evinde bunu görmek zor. Önemli olan online sitelerde bunu görebilmek. Zaten DR ne yapıyor. Online sitelerde iyi satıyorsa kitap onu zaten alıyor. Sistem artık öyle.

Bilal Şentürk: Bir şeyi atladık orayı da tamamlayalım. Yayınevine gönderdik ya kitabımızı, ister biz bastıralım yazar ödemeli, ister e hikayenizi beğendik basacağız demiş olsun.

Yazar ödemeli baskı yeni bir şey değil mi?

Evet birkaç yayınevi ile başladı. Son dönemde de birçok yayınevinde var. Yayınevine gitti ya kitabımız. Yayınevinde editörle çalışmayı isteyin. Çünkü size göre o kitap tamam oldu. Editör bunu okuyucu gözüyle görecek. Sizin kusursuz dediğiniz hikayede birçok eksiklik buldu ve onları düzeltecek. Kurguyu toparlayacak, hikayenin okur gözünden de anlaşılır olmasını sağlayacak. Bazen cümle kuruyorsunuz ama o anlamı başkası anlamıyor. Editörle çalıştığınızda editör o cümleyi öyle bir değiştiriyor ki bütün okurlar vermek istediğiniz anlamı alıyor. Bunu yapmak ta editörün görevi. Bunu yapabilmesi için de editör çalışmasını mutlaka isteyin ve editöre itiraz etmeyin. O mimar gibi sizin kaba hikayenizi yontup okuyucuya sunacak kişi.

Bilal Şentürk: Ben yayınevine para ödemedim. Yayınevi basarım kitabı dedi. Burada dağıtımı nasıl yapıyor? Anlaşma nasıl yapılıyor? Bana parayı nasıl ödüyor ya da ödemiyor mu?

Yayıneviyle Telif Anlaşması Nasıl Yapılıyor?

Telif ücreti yüzde 5 ile yüzde 15 arası bir telif ücreti var. Kitabın bir etiket fiyatı var bir de dağıtımcıya satılan fiyatı var. Dağıtımcıya satılan fiyatın üzerinden yüzde 5 ila 15 arasında dağılan bir telif ücreti oluyor. Onu kazanıyorsunuz. Kitap sattıkça alıyorsunuz. Burada yayınevi bir risk almış oluyor? Kitap satmıyor da olabilir. Kitap satmazsa boşuna masraf yapmış olacak ve zarar edecek. Yayınevinin bizim kitabımızı alması için ne olması lazım? Çok mu iyi olması lazım yoksa tanınmış mı olmamız lazım. 

Yayınevi İlk Defa Kitap Yazmış Birinin Kitabını Da Alıyor Mu?

Alıyorlar. Ama bu gittikçe elene elene. Eleniyor inceleniyor. Yayınevinin bastığı kitap türüne uygun mu? Yayınevi çocuk kitabı basıyordur siz yetişkin kitabı göndermişsinizdir. Yayınevinin basıp sattığı türden bir kitap gönderdiniz, tanınmamış yazarsınız. Ama hikayeniz süper, anlatımınız harika, emek harcamışsınız ve iyi bir şey var. 10 ya da 20 yayınevine gönderdiyseniz birisi size dönüş yapar. Kriterler sürekli değişiyor. Sosyal medya hesaplarınızdaki yoğunluğunuza bakanlar da var, takipçiye bakanlar da var.

Bilal Şentürk: Ben arkadaşlarına satsam parasını çıkarırım diye mi düşünüyor.

Hesabında şu kadar takipçin varsa basarım diyeni de var. Çok güzel bir dosya, biz bunu basarız diyen e var. O yüzden bütün yayınevlerine gönderin. Ret almak da kötü bir şey değil. Ret aldığınızda diyorum ki gerçekten editörün çok zamanı yok, bu yüzden bu kitap uygun değil demeye zamanı yok. Siz bir mesaj atın şansınızı deneyin. Editör müsaitse de dönüyor. Yazar güzel hikaye ama kurgu zayıf kalmış biraz daha çalışın. Siz bu geri dönüşün üzerine tekrar çalışın. Editörden dönüş aldıysan kendini geliştir. Editörler düşman değil. Editör, ona gelen dosyayı yazar adına yontup şekillendirip, besleyip büyütüp açığa çıkaran kişi. Bunları yazar adına yapıyor. Size geri dönüşte bulunduğunda kulağınıza küpe olsun. Not alın devam edin.

Bilal Şentürk: Parasını ödesem bile yayınevinin ismiyle mi çıkıyor diye soru var. 

Yayınevleri bir de yan yayınevi açıyorlar. Yazar ödemeli kitapları yan yayınevinden çıkarıyorlar. Yayınevi kendi adıyla çıkarmamış oluyor. 

Bilal Şentürk: Sosyal medya hesabım yok, takipçim az. Yayınevi de reklam yapmıyor koydu öyle bir kitapçıya. 

Reklam Yapmadan Tanınmamış Bir Yazarın Kitabı Satar Mı?

Maalesef satmıyor. O yüzden yayınevinin dağıtım ve pazarlama ağı çok önemli. Sözleşmenizi yaparken dikkat edeceğiniz kısım bu. Her gün birçok kitap çıkıyordu pandemi öncesi. Reklam yok, tanıtım yok, dağıtım yok. Satması mümkün mü? Değil. Kitapçı bir kitabı alacaksa dağıtımcıdan o kitabın ya da yazarın tanınmış olmasını istiyor. Para ödüyor alıp rafına koyuyor. Tanıtım reklam olmadan kitap satmaz. Ama tanınmamış bir yazarın kitabının reklamı yapılır o zaman tabii satar. Her şey reklam.

Bir hikaye yazabilmek için yaratıcı yazarlık eğitimini almak şart mı?

Derslere katılıyor arkadaşlar. İlk dersten soru şu sertifikamı alınca yazar olabilecek miyim? Bu soru bütün eğitimlerini kapsıyor. Sertifika almak yazar olacağınızı, editör olacağınızı göstermiyor. Bu geliştirme süreci. Sizin kendinize yatırım yaptığınızı gösteriyor. Sertifikayla kalırsanız, yayınevine başvurursunuz, size bir denme metni gönderir. Sonra da “sen bu editör sertifikasını nasıl aldın” der. Kendinizi geliştirmezseniz olmaz. O deneme metnini toparlayamazsanız için editörlük yapamazsınız.

Bilal Şentürk: Editörlük kısmı değil yazarlık tarafı.

Sertifikaya ihtiyacınız yok. Kendinizi geliştirdiğinizi çaba harcadığınızı göstermek için önemli. 

Bilal Şentürk: Nasıl yazılır nasıl başlanır kısmında eğitim önemli diye düşünüyorum.

Yazmayla ilgim yok hikayelerin nasıl yazıldığını öğrenmek için buradayım diyenler var. 5 günlük eğitim bitiyor bakıyorum atölyeye geliyor. Hani sen yazmayacaktın diyorum, olsun devam edeyim diyor.

Kültür Bakanlığı Eser Onayı Verirken Nelere Dikkat Ediyor?

Bun yayınevi sizin adınıza çözüyor. Yazar ödemeli kitabınızı bastırmaya karar verdiğinizde sadece matbaa değil izinlerin hepsini yayınevi almış oluyor. Bildiğim kadarıyla genel olarak herkes o onayı alıyor. Şahıs olarak da başvurunca alıyorsunuz. Sayfasından adım adım ilerleyip alabiliyorsunuz ama. Biliyorum anlatayım diyeceğim bir konu değil. 

Yayınevi her şeyi hallediyor bandrol alıyor, izinleri alıyor. Kitabın mizanpajı var. Sayfanın düzenlenmesi var. Wordde yazdınız, editör düzenledi, o Word sayfasını kitap sayfasına dönüştüren başka biri var, mizanpajını yapıyor. Sonra kapağı yapan başka biri var. Kapak tasarımını yapıyor. Sonra matbaa o mizanpajı, kitap ölçüsü, sayfa yapıları, hepsi gerçekleştikten sonra kitap basılmış oluyor. O kısmı teknik kısmı diyelim editörlüğü yapıyorum orda bitiyor benim işim.

Bilal Şentürk: Katılımcı sorusu var. Yayınevleri tarafından suiistimal edilmek istemiyorum telif haklarıyla ilgili. Kitap patladı yayınevleri sana yüzde 1 veririm dedi mesela. 

Yayınevleri Güvenilir Mi?

Yayınevlerine dosyanızı gönderin dedik ya, bunu mail ortamında yapabilirsiniz. Zaten mailler yasal olarak geçerli. Bir anlaşmazlık durumunda. Gidip noterden onaylatmanıza gerek yok. Dosyanızı mail atın. İstiyorsanız attığınız yerle birlikte kendinize de mail atın. Telif kısmında ise sözleşme yapacaksınız. İster parasını siz ödeyin, ister yayınevi basmaya karar versin sözleşme yapıyorsunuz. Sözleşme maddelerine dikkat etmeniz lazım. İyi okumanız iyi kontrol etmeniz lazım ondan sonra sıkıntı yok gibi.

Bilal Şentürk: Kitap editörlüğü kısmına geçelim. Kafamda şöyle bir şey var. Yazar çok fazla kitap editörlüğü sınırlı. Editör işin teknik kısmını bilen kişi. Bir kitap nasıl yazılmalı? Nasıl olmalı? Bunları bilen editör. Fakat yazar biraz daha hayalperest, ilham gelen kişi. Kitap editörünün önüne dosya gelir her şeyi yapar gibi bir şey var kafamda.

İyi Bir Kitap Editörü Nasıl Olunur?

Şöyle; dediniz gibi yazar hikayesini yazdı. Her hikaye yazarın kendi eseri olduğu gibi çok kıymetli. Kimse dokunmasın ister yazar. Editör düşmanınınız değil, faydalanabileceğiniz kadar faydalanın.

Dosya editörün önüne geliyor. Editör başkasının hikayesini alıyor kendi hikayesi gibi okurun gözünden değerlendiriyor. Önemli olan okuyucunun anlaması. Editörün yaptığı da okuyucunun anlayacağı hale getirmek. O kurmaca dünyanın gerçek olduğuna, o kurmaca karakterin gerçekten yaşadığına inandırmak. Yazar bunu ne kadar yaparsa yapsın açıkları olur ve bu açıkları editör toparlar. Cümleleri okur okusun diye düzelttim aslında cümleler benim cümlelerim oldu. Önemli olan yazarın dilini bozmadan, yazarın diline dahi olarak düzeltmek. Benim bir tarzım var mı? Yazarın cümle yapısıyla değişiklikler yapmam lazım. Çoğu zaman yazar fark etmiyor. Karşılaştırdım da burayı değiştirmişsiniz diyor. Önemli olan da bu. Yazarın bile fark etmeyeceği, onun diline uygun değişiklik yapmak ama hikayedeki akıcılığı kısıtlayan yerleri genişletebilmek. Ya da o dünyayı gerçekleştirebilmek. 

Her yayınevinde kaç tane editör var ortalama?

Bir yılı geçti İstanbul İşletme Enstitüsü ile birlikte ama ben gelip enstitüyü görmedim. Uzaklardayım ya. Çalıştığım yayınevleriyle de öyle. Hiçbirini fiilen görmedim. Serbest çalıştığım için yine evimden çalışıyorum. Yayınevlerinin çalışma ortamlarını, kaç editörle çalışıyorlar inanın hiç bilgim yok.

Bilal Şentürk: Ayşe hanımın sorusu var. Yayınevi bana bir editör atadı o da gıcık. Çalışmak istemiyorum. Kendi editörümü getirebilir miyim?

Yayınevinin Editörünü Değiştirme Hakkımız Var Mı? 

Kendi editörünüzü getirebilirsiniz. Çok yayınevi var. Kendi bünyelerinde editörleri var mı bilmiyorum. Neyi bilirim. Çalıştığım kitap üzerinde tek yetkiliyim. Yayınevi bana o yetkiyi veriyorsa der ki sadece düzenleme redaksiyonunu yap kurguya müdahale etme. Ya da siz yazar olarak dersiniz ki editörle çalıştım kitabımın bu şekilde basılmasını istiyorum. Yayınevi kendi editörüne gözden geçirtir. Eksik yer varsa buralarda bir şey var. Yazarın kendi isteğine ve sözleşmesine bağlı. Yayınevine derki editörümle çalıştım. Yayınevi der her şartla bizim editörümün de görmesi gerekir. Yayınevi editörü son okuma yapar.

Bilal Şentürk: Evden çalışıyorum dediniz. Pandemi sonrasında güzel bir meslek. Gelecekte yönelen çok olacaktır. Onlar adına bir şey sormak istiyorum. 

Kitap Editörlüğü Kolay Mı? Mesleği Seçmek İsteyenlere Neler Önerirsiniz?

İyi yapacak herkese öneririm. İyi yapacak editörlere gerçekten ihtiyaç var. Editör sadece cümleleri imla hatlarını düzeltmiyor. Kurguyu da düzeltiyor. Tabi kitap üzerinden yaptıkları anlaşmaya göre. Sadece son okuma yap hataları işaretle bize gönder de diyebilir. Editör kurguyu da kontrol eder. Uzun tasvirlere müdahale eder yazarla birlikte. Eksik gördü mesela, yazarla birlikte orya betimleme ekler. Yazarla çalışma durumuna bağlı. Yazar editörle o yüzden uyumlu olmalı. Anlaşamıyorsa olmuyor.

Kurguya müdahale edildiğinde mi tepki veriyorlar?

Tabii. Yazara diyorum burada sıkıntı var düzelt. Düzeltip gönderdiğinde o sıkıntı geçmiyorsa ben müdahale ediyorum. Ya da diyor ki hayır karışma. Yazarla birebir çalışıyorsam yazar size yazar koçum ol editörüm ol demişse çok uyumlu gidiyoruz. Yayınevi aracılığıyla ise biraz sıkıntı oluyor.

Bu işi önerir miyim? İyi yapacak herkese öneririm. Sürekli kendinizi yenilemeniz gerekir. Dilbilgisi de cümle yapısı da çalışıyorum. Sürekli çalışıyorum. Evet evden çalıştığınız için büyük bir avantaj. Aynı zamanda evde çalıştığınız için sizi çalışmıyor görüyor. Ha evdesin ya kısmı var. Ciddi sıkıntıydı ama pandemiyle aşıldı. Serbest çalışmak avantaj. Başkasının kitabı olarak ilk okuyucusu sizsiniz. Bu inanılmaz keyifli. Kendi yazdığınız hikayeler kadar kıymetli. Çıkışını adımlarını birlikte hazırlıyorsunuz. Büyük bir keyif. Hem iş yapıyorsunuz hem de kitap okuyorsunuz. Dezavantajı ne? Başka kitaplar okumaya zamanınız yok. Okumak istediğim çok kitap var ama onları okuyamıyorsunuz. Dur biraz kafamı dağıtayım kitap okuyayım diyemiyorsunuz.

Yazar Koçu Nedir? Editörden Farkı Ne?

Editör bitmiş bir hikaye üzerinde çalışıyor. Yazar koçu bir projeyi de birlikte çalışabilir. Sizin yazmak istediğiniz hikayeniz var. Parkta oturuyorduk, koku duyduk ve bizi geçmişe götürdü. Böyle bir hikaye yazacağım, karakteri oluşturdum. Nasıl başlayacağım bilmiyorum diyorsunuz. Yazar koçuyla oturup adım adım ilerliyorsunuz. Atölyelerde anlattığım her şeyi yazar koçu yazarla birlikte yapıyor. Yazarla adım adım ilerleyip hikayeyi birlikte oluşturuyorlar. En genel tanımı bu.

Derslerinizde yazar koçluğundan bahsediyor musunuz?

Kitap editörlüğü atölyesinde bahsediyorum. Şunu tekrar söyleyebilirim. Yaratıcı yazarlık dersleri ya da atölyeleri sadece yazmak isteyenler için değil. Okumaktan keyif alanlar için de önemli. Nasıl akıcı yazacağımızı konuşuyoruz. Bilimsel terim yok, bilgi yok. Sadece deneyimler üzerinden ilerliyoruz.

Kitap yazacağım, editörlük de yapabilirim. Hangi eğitimden başlayayım? Sıralama nasıl olsun?

Yaratıcı yazarlık eğitimi alalım. Oradan neden bahsettiğimizi görelim. Sonra yaratıcı yazarlık atölyesi ve editörlüğe giriş eğitimi. Sonra orada yol ayrımı var. Kitap editörlüğü ilginizi çekiyorsa kitap editörlüğü yoksa uygulama atölyesi var. Hem okumanın hem yazmayı keşfettiğimiz atölye. Kitap editörlüğünü alan uygulama atölyesini de alıyor genelde.

Kitap yazmaya nasıl başlanır?, Öncelikle ilham kaynağı bulunmalı ve sonrasında adım adım ilerlemeli, Yasemin Erbek, Yasemin Erbek'in kitapları, Erbek, 'Atatürk’le 365 Gün' ve 'Bulut Yükü' adlı kitapların yazarıdır, Yasemin Erbek, Yasemin Erbek'in kariyer yolculuğu, Yaşamının büyük bir değişikliği sonucunda iktisat mezunu olmasına rağmen kitap yazmaya ve düzenlemeye başladı, Yasemin Erbek, Yazarken tıkanma sorunu, Bu oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle yazara geri dönüp okuma ve adım adım ilerleme önerilir, Yasemin Erbek, Redaktörlük yaparken kalite kontrol, Erbek, çevirideki doğruluğu ve Türkçeye uygunluğunu kontrol eder, Yasemin Erbek, Kitap okuma alışkanlıkları, Bir kitabı okurken, okuduğumuz dönemde aldığımız tadı etkiler, Yasemin Erbek, Popüler olması gereken kitaplar, Erbek, Sabahattin Ali'nin 'İçimizdeki Şeytan' adlı eserini önemli bulmaktadır, Yasemin Erbek, Editörlük ve Redaktörlük, Erbek'in editörlüğüyle çıkan bilinen kitaplar arasında 'Kavgam' ve 'Kürk Mantolu Madonna' vardır, Yasemin Erbek, Yaratıcı yazarlık atölyesi ve kitap atölyesi eğitimleri, Yasemin Erbek'in sunduğu eğitimler arasında yer alır, Yasemin Erbek, Kitap yazma süreci, Yazılacak hikayenin tamamlanması önemli bir unsur, Yasemin Erbek
yazarlık kitap yazmak
Bu resimde ikisi de gözlük takan bir erkek ve kadın görülüyor. Adam mavi bir gömlek ve siyah bir pantolon giyerken, kadın beyaz bir gömlek ve mavi bir kot pantolon giymektedir. Her ikisinin de gözlükleri takılı ve dümdüz ileriye bakıyorlar. Adamın kolu kadının beline dolanmış ve yüzleri birbirine yakın göründüğü için birlikte bir anı paylaşıyor gibi görünüyorlar. Arka plan yumuşak, kirli beyaz bir renktedir. Işık hafif loş, görüntüye yumuşak ve sıcak bir his veriyor. Gözlüklerine rağmen, gözleri hala bir duygu belirtisi gösteriyor. Birbirlerinin varlığından memnun ve mutlu görünüyorlar.
Konuk Yazar
Blog Yazarı

İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.
Yakın planda, siyah beyaz bir klaket tahtasının yanında siyah gümüş bir kalem tutan bir el görülüyor. Klaket açık ve elde tutulmakta, kalem ise önündeki defterin hemen üzerinde durmaktadır. Defterin birkaç sayfası el yazısıyla doldurulmuştur. Resmin sağ tarafında vidalı metal bir plaka görülüyor. Görüntü hafif koyu ve sessiz bir tona sahip ve görüntüdeki el ve nesneler keskin odakta.
Nasıl Yapılır?

Senaryo Yazımına Dair

29 Ocak 2021
Bir kadın aydınlık bir odada masasında oturmuş, dikkatini yoğunlaştırmış bir şekilde gazete okumaktadır. Açık mavi bir bluz ve kot pantolon giymiş, koyu kahverengi saçlarını topuz yapmış. Önündeki masada bir dizüstü bilgisayar, beyaz kenarlı bir fincan kahve, bir sepet patates kızartması ve siyah bir kare var. Okuduğu kâğıt, yakından incelediği karmaşık grafiklerle doludur. Elleri kucağında başka kağıtlar tutuyor ve gözleri dizüstü bilgisayar ekranına odaklanmış durumda. Derin düşüncelere dalmış, sunulan bilgileri alıyor gibi görünüyor.
Eğitim

Tez Nedir? Nasıl Yazılır?

08 Ocak 2020
Bir grup insan birlikte gülümseyerek ve eğlenerek bir fotoğraf için poz veriyor. Bir adam önde duruyor, kolunu havaya kaldırmış. Grup üç yetişkinden, iki kadın ve bir erkekten oluşuyor. Arka planda bir kadın elleri başının üzerinde, yan tarafta duruyor. Kadının sağında başka bir kadın uzanmış ve saçını kolundan çekerken görülüyor. Fotoğrafın odağı net ve tüm özneler kadrajda yer alıyor, bu da harika bir grup çekimi oluşturuyor.
Değişim Yönetimi

Değişime Hazır Mıyız?

09 Kasım 2018