İş Hayatında Kadınların Mücadelesi

İş Hayatında Kadın Olmak
Konular | Durumlar | Çözüm Önerileri |
---|---|---|
İş Hayatında Kadın Olmak | Kadınların var olma savaşı, cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsiz ücretlerle karşı karşıya kalması | Eşit ücret politikaları, cinsiyet ayrımcılığına karşı sert yasalar |
Kadınların Karşılaştıkları Zorluklar | Düşük ücretler, güvencesiz istihdam, mobbing, mesleklerde ayrımcılık | Daha iyi denetim ve düzenlemeler, yasalar, eşitlikçi kurumsal politikalar |
Kariyer Yapmak ve Anne Olmak | Doğum izninin yetersizliği ve esnek çalışma şartlarının eksikliği | Daha geniş doğum izni politikaları, esnek ve yarı zamanlı çalışma saatleri |
Devletlerin Çalışmaları | Kadınların yeterliliklerini arttırma ve yeni iş olanakları sağlama çabaları | Daha ide girişimler ve yatırımlar |
Türkiye'deki Durum | Kadınların iş hayatında mücadeleleri ve sınırlı devlet politikaları | Eşitsizliklere yönelik etkili yasalar ve düzenlemeler |
Eğitim | Kadınların eğitimli ve kendini geliştiren sayısının yükselmesi | Daha çok fırsat sağlama ve erişimi genişletme |
Kadınların Eşitsizliği | 193 Birleşmiş Milletler ülkesinde sadece 19 kadın devlet başkanı olması | Daha çok kadın lider ve politika yapıcılar |
Ülkemizdeki Çalışmalar | Prim teşvikleri ve eğitim gibi çalışmaların sınırlı kalmış olması | Özel sektörde denetim olanaklarının artırılması, politikaların genişletilmesi |
Mobbing ve Meslek Gruplarında Ayrımcılık | Kadınların istifa etmeye zorlanması, yetersiz, değersiz, ve istenmeyen hissetmeleri | Yasa ve düzenlemeler ile belirgin cezaların verilmesi |
Öncelikler | Kadınların iş hayatındaki mücadelesi ve eşitsizlik | Daha çok farkındalık, çözümler arayışı ve hedeflere ulaşmak için çabalar |
Öncelikle, cinsiyet ayrımcılığının belirli bir kültüre ait olmaktan ziyade dünya çapında bir sorun olduğunun vurgulanması şarttır. Dünyanın neresinde olursanız olun, kadın olmak birçok konuda var olma savaşı vermek anlamına gelmektedir. Özellikle iş hayatındaki bu ayrımcılık, gelişen ve büyüyen dünyada azalması umulurken daha da artmaya devam etmektedir.
Ülkemizde, 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk ile kadınlar seçme ve seçilme hakkına kavuşarak cinsiyet ayrımının ortadan kalkmasında bir başlangıç yapıldı. Fakat günümüzde iş hayatında kadınların mücadeleleri ve uğradıkları eşitsizlikler ile ne kadar gelişme kat edildiği şaibeli bir durum olmaktan öteye gidemedi.
Kadının Toplumdaki Rolü
Kadının toplumdaki rolü kilit bir noktadadır ve toplumun merkezinde bulunur. İş hayatında yer almak, kadınlara bu dünyada var olabilmeyi ve finansal bağımsızlığı sağlar. Sadece hizmet sektörü değil, sanayi, kamu, perakende, yönetici sektörleri ve hatta hükümetlerde kadınların oranlarına bakıldığında rakamlar tüm eşitsizliği ortaya koymaktadır.
Peki, kadınlar toplumda ne sıklıkla bağımsız, karar verici ve yönetici pozisyonlarında olabiliyor? Bu sorunun cevabı tüm dünyadaki sonuçlara bakınca olumsuz olsa da eğitimli ve kendini geliştiren kadın sayısında olumlu bir şekilde artış olmaktadır. Eğitim, kadınların toplumsal rollerini güçlendirmede en önemli faktörlerden biridir. Kadının Sesi ve Sözü adlı kitabında Ayşe Kulin (2020), eğitimli kadınların toplumda daha etkin roller üstlendiğini ve bu durumun kadın-erkek eşitliğini sağlamada önemli bir adım olduğunu vurgulamaktadır.
Kadınların Karşılaştıkları Zorluklar
İş hayatında kadınlar, çalıştıkları kurumlarda eşitsiz, görünmez ve sömürülüyor. Birçok alanda çalışmalarına engel olmak için merdiven altı dediğimiz işletmelerde çok düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar. Erkeklere oranla dörtte bir daha az güvencesiz istihdamla savaşıyorlar. İstihdam sayısındaki oran eşitsizliği gözler önüne seriliyor. Hatta çoğuna mobbing uygulanarak istifa etmeye zorlanıyorlar.
Meslek gruplarında ayrımcılık yapılarak birçok iş pozisyonunda yetersiz olarak etiketlendiriliyorlar. Birçok kadın mesleği devalüasyona uğratılarak iş yapmalarına engel olunuyor. Hatta kadının medeni durumu, anne olması, dini inanç ve giyim tarzı iş hayatında yer almasına engel konular olarak belirtiliyor. İş Yaşamında Kadın Olmak kitabında Sema Maraşlı (2019), kadınların iş başvurularında ayrımcılıkla mücadele etmek zorunda kaldıklarını, erkek adaylara göre daha fazla sorgulandıklarını ve önyargılara maruz kaldıklarını belirtmektedir.
Kariyer yapmak ve anne olmak da çok zorlayıcı bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlar, doğumdan sonra çocuklarına bakmak için işi bırakmak zorunda kalıyor. Devletin verdiği izinlerden olan doğum süresi de yetersiz kalıyor. Örneğin, ülkemizde doğumdan önce 8 hafta ve sonrasında 8 haftalık süreç, bir annenin bebeğine bakması için yeterli süreyi sağlayamıyor. Süt izninin yetersizliği, esnek ve yarı zamanlı çalışma olanaklarındaki problemler, süt sağma odalarının eksikliği, bakıcı bulma sorunları da kadınların iş hayatında karşılaştıkları diğer zorluklardandır. Çalışmak için başvuru yapan bir anne için de çocuğunun olması sıklıkla olumsuz değerlendirilip yetenekleri görmezden geliniyor.
Kadınların Finansal Bağımsızlığı
Kadınların finansal bağımsızlık elde etmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik özgürlüğe sahip olan kadınlar, kendi kararlarını verebilir, ailelerine daha iyi bakabilir ve topluma daha fazla katkıda bulunabilirler. Ancak, birçok kadın hala finansal bağımsızlığa ulaşmakta zorluk çekmektedir.
Türkiye'de Kadınların İşgücüne Katılımı raporuna göre, ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranı %34,2 seviyesindedir (TÜİK, 2021). Bu oran, erkeklerin işgücüne katılım oranının neredeyse yarısı kadardır. Ayrıca, kadınların yönetici pozisyonlarına gelme oranları da oldukça düşüktür. Türkiye'de üst düzey yönetici pozisyonlarındaki kadınların oranı sadece %17,3'tür (TÜSİAD, 2019). Bu veriler, kadınların iş hayatında karşılaştıkları zorlukları ve eşitsizlikleri açıkça ortaya koymaktadır.
Çözüm Önerileri
1- Eğitim ve farkındalık: Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitimler düzenlenmeli, kadınların iş hayatındaki hakları ve karşılaştıkları zorluklar hakkında farkındalık yaratılmalıdır.

2- Yasal düzenlemeler: İş yerinde kadınlara uygulanan mobbingin önlenmesi ve kanıtlanması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca, eşit işe eşit ücret prensibinin uygulanması sağlanmalıdır.
3- Esnek çalışma modelleri: Kadınların kariyer ve annelik arasında denge kurabilmeleri için esnek çalışma modelleri yaygınlaştırılmalıdır. Süt izni süreleri artırılmalı, kreş ve bakım hizmetleri desteklenmelidir.
4- Kota uygulamaları: Yönetici pozisyonlarında ve karar mekanizmalarında kadın temsiliyetini artırmak için kota uygulamaları hayata geçirilmelidir.
5- Devlet destekleri: Kadın istihdamını artırmak için devlet destekleri sağlanmalı, girişimci kadınlara teşvikler verilmelidir.
Sonuç
İş hayatında kadın olmak, birçok zorluğu ve mücadeleyi beraberinde getirmektedir. Ataerkil toplumlarda kadın yöneticilerin karşılaştığı sorunlar, iş hayatında kadın-erkek maaş farkı, kadınların iş başvurularında ayrımcılıkla mücadelesi gibi konular hala güncelliğini korumaktadır. Ancak, eğitim ve farkındalığın artması, yasal düzenlemeler, esnek çalışma modelleri, kota uygulamaları ve devlet destekleri ile bu sorunların üstesinden gelinebilir.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların iş hayatında hak ettikleri yeri almaları için hepimize düşen sorumluluklar vardır. Bu konuda atılacak her adım, daha adil ve eşitlikçi bir gelecek için umut ışığı olacaktır. Unutmayalım ki, kadınların güçlenmesi toplumların güçlenmesi demektir.
Kaynakça
Kulin, A. (2020). Kadının Sesi ve Sözü. İstanbul: Everest Yayınları.
Maraşlı, S. (2019). İş Yaşamında Kadın Olmak. Ankara: Elma Yayınevi.
TÜİK. (2021). İşgücü İstatistikleri, Ocak 2021. Türkiye İstatistik Kurumu Haber Bülteni, Sayı: 37484.
TÜSİAD. (2019). Türkiye'de Kadın Yönetici Araştırması. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Raporu.

İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.