Teknososyal misin Asosyal mi ?
Giriş: Sosyal Statülerin Değişimi ve Teknolojinin Rolü
Konular | Tanımlar | Dikkate Alınan Faktörler |
---|---|---|
Teknososyal Bireyler | Sosyalliği yalnızca teknoloji ve sosyal medya kanalları üzerinde yaşayan bireyler | Sosyal medya kullanımı, online olma süresi, gerçek yaşam etkileşimi eksikliği |
Asosyal Bireyler | Sosyal etkileşimle en az düzeyde ilişkisi olan, genellikle yalnızlığı tercih eden bireyler | Sosyal etkileşim eksikliği, yalnız zaman geçirme tercihi, kendi ile ilgilenme |
Teknolojik Sosyalleşme | Teknolojik araçlarla sağlanan sosyal etkileşim | Online olma süresi, sosyal medya kullanımı, teknolojik araçlara bağımlılık |
Teknologik Yalnızlık | Sosyal medyanın ya da teknolojinin aşırı kullanımı ile gerçek yaşamdaki yalnızlık hissi | Online olma süresi, sosyal etkileşimi azaltma, teknolojiye bağımlılık |
Sosyal İnsanlar | Yüz yüze etkileşimi yoğun olan, sosyal medya yerine gerçek hayatı tercih eden bireyler | Sosyal etkinliklere katılım, iletişim yeteneği, yüz yüze etkileşim süresi |
Tembellik ve Utangaçlık | Bireylerin sosyal olmak yerine teknososyal olmayı tercih etmelerinin temel nedenleri | Sosyal etkileşimden kaçınma, teknolojik araçlarla vakit geçirme |
Özgün İçerik ve Ürün Üretimi | Aslında asosyal bireylerin kendi düşüncelerine ve fikirlerine daha çok yer vererek ürettikleri özgün çalışmalar | Yaratıcılık, düşünme süresi, yalnız çalışma yeteneği |
Asosyal Olmanın Önemi | Yalnız zaman geçirme, kendi ile ilgilenme ve düşünme süresinin bireyin gelişiminde önemli olması | Kendini tanıma, kendi fikirlerini geliştirme, yaratıcılık |
Sosyal Medya Kullanımının Sonuçları | Sosyal medyanın bireyin sosyallik algısını ve yaşam kalitesini nasıl etkilediği | Online olma süresi, gerçek yaşam etkileşim eksikliği, teknososyal yaşam |
Gerçek Sosyallik | Teknolojik araçlar olmadan, yüz yüze etkileşim ile oluşan sosyallik | İletişim yetenekleri, sosyal etkinliklere katılım, teknolojiye olan bağımlılık |
Günümüzde toplumsal ilişkilerde, sosyallik kavramı oldukça farklı yönlerde evriliyor. İnsanlar artık, yüzyüze etkileşimlerde sosyal olmayı tercih edenler ve teknoloji aracılığıyla sosyalleşmeyi seçenler olarak ikiye ayrılıyor. Buna ek olarak, evde yalnız vakit geçirirken, dijital bağlantılar kurarak sosyal dünyada varolan birçok kişi var. İşte bu noktada karşımıza çıkan kavram teknososyallik; teknoloji kullanımının sosyal etkileri üzerinde ciddi bir etki bırakmakta.
Teknolojik sosyalleşme, hayatımızdaki yerini her geçen gün daha da güçlendiriyor. Evlerinde internet ve teknolojik aletlerle vakit geçiren insanlar, gerçek hayatta kurabilecekleri sosyal bağlantıları dijital dünyada arıyorlar. Ancak bu, iki taraflı bir bıçak. Bir yandan sosyalleşmeyi kolaylaştırırken, diğer yandan insanları yalnızlık hissine sürükleyebiliyor. Evde kendi başlarına olmayı tercih eden bazı insanlar için bu durum sosyallik hissi sağlayan bir cankurtaran simidi haline gelebiliyor.
Teknolojik Sosyalleşme: İki Ucu Keskin Bıçak
Teknolojinin sağladığı avantajlar, sosyalliği daha erişilebilir hale getirse de, bu durumun bazı sakıncaları da yok değil. Kendimize bir bakalım; kaçımız akşamları telefonumuza bakarak sosyalleşiyoruz? Arkadaşlarımızla dışarıda bir kahve içmek yerine, sanal ortamda vakit geçiren bir profil çiziyoruz. Teknososyallik, asosyal gibi görünen bir bireyi sanal dünya üzerinde sosyal bir figür haline getirebiliyor.
Esasında, bu durum yalnız insanların kendilerini sosyal göstermek için bir mekanizma olarak ortaya çıkıyor. Sosyal medya profilleri, arkadaşlık grupları ve takipçi listeleri ile çevrili olan bu birey, aslında hiç de sanıldığı kadar sosyal değil. Aile yemeklerinde, arkadaş toplantılarında veya iş ortamlarındaki birebir etkileşimlerde, çoğunlukla köşeye çekilip dijital cihazına sarılma eğiliminde olabiliyor.
Bu dönüşüm, asosyal bireylere yönelik algıyı ve tavrı da etkiliyor. Asosyal bireyler, teknoloji sayesinde sözde bir sosyallik elde ederken, gerçek sosyal etkileşimlerden uzaklaşabiliyor. Bu da toplumda "teknososyal" kişisel kavramının doğmasına neden oluyor.
Kişisel Deneyimler: Dijital Dünya Üzerindeki Sosyal Hayatlar
İlk akıllı telefonumu edindiğim yılları hatırlıyorum. Üniversiteye yeni başlamıştım ve okuldaki ilk günlerimde arkadaş edinmekte zorlanıyordum. İlk günlerimin stresi ve yeni bir çevreye alışma süreci beni sürekli olarak telefonumun çekici dünyasına çekiyordu. O günlerde, sosyal medyanın büyüsüne kapılmış biri olarak profillerimi güncel tutmak ve yeni insanlarla çevrim içi etkileşimde bulunmak çoğu zaman gerçek hayattaki etkileşimlerden daha baskın hale gelmişti.
Sanal arkadaşlıklar kurma deneyimi aslında bana bir nefes alma noktası gibiydi. Ancak sonuç olarak, bazen acı bir yalnızlık duygusuna kapıldığım anlar da olmadı değil. Zira arkadaş listemde binlerce kişi bulunmasına rağmen gerçekte kendimi oldukça yalnız hissediyordum. İşte bu dönem aslında beni "teknososyal birey" tanımına uyandırdı. Dijital dünyanın etkileşimleri arasında kaybolurken, yüz yüze sosyallikten uzaklaşıyordum.
Asosyal Bireyler: İçsel Dünyanın Gücü
Her ne kadar asosyal olmak olumsuz bir olgu gibi görünse de, bu duruma farklı bir açıdan bakıldığında potansiyel bir avantaj da sağladığını fark edebiliriz. Asosyal bireyler, kendi iç dünyalarına daha fazla yatırım yaparak, öze dönük ve yaratıcı süreçlere açılabilirler. Bu kişiler, sosyal kısıtlamalardan uzak olmaları sayesinde kendine özgü fikirler geliştirip yenilikçi çözümler bulabilirler.
Örneğin, birçok yenilikçi düşünen ve orijinal projelere imza atmış olan kişi, hayatının bir döneminde asosyal bir yaşam sürmüştür. Sosyal medya platformlarının kurucusu olan Mark Zuckerberg'in üniversite yıllarında asosyal dönemler geçirmesi bu duruma örnek oluşturabilir. Kendisinin, gerçek dünya yerine dijital dünyaya yatırım yaparak sayısız yeniliğin mimarı olması ilginç bir ironidir.
Teknolojinin Yalnızlığı: Gerçek ve Dijital Ayrımı
Teknolojik yalnızlık, bireylerin hayatında önemli bir yer edinse de, bu durumun doğasını anlamak önemlidir. Birçoğumuz, teknolojinin imkanlarını kullanarak yalnızlıktan kurtulmaya çalışırken aslında kendimizi daha da izole edebiliyoruz.
Bu durumu daha iyi anlamak için, bir cumartesi akşamını ele alalım. İnsanlar genellikle böyle bir akşamı arkadaşlarıyla dışarıda vakit geçirerek değerlendirir. Ancak teknososyal bireyler, aynı anı evlerinin rahatlığında telefon ya da bilgisayar başında geçirir. Sosyal medya platformları ve dijital iletişim araçları, anında paylaşım yapma ve geri dönüş alma fırsatı sunarak kendimizi sosyal hissetmemizi sağlar. Ancak bu süreç, gerçek hayatta sağlıklı sosyal etkileşimleri ve derinlemesine insan ilişkilerini de sınırlayabilir.
Gerçek Sosyalliğe Dönüş
Teknoseçimlerin bu kadar belirgin olduğu bir dünyada, gerçek sosyallik ve dijital sosyallik arasında dengenin kurulması önemli bir konudur. Teknolojinin avantajlarından faydalanırken, duygu ve düşüncelerimizi unutmadan gerçekte sosyal olmanın önemini kavramalıyız. Bu akıcılığın bir parçası olarak, sosyal dünya ile dijital dünya arasında bir köprü kurarak, karşılıklı etkileşim ve samimi ilişkiler geliştirebiliriz.
Sonuç olarak, teknolojinin sunduğu olanaklar dikkate alındığında, doğru ve bilinçli bir teknoloji kullanımı, sosyallik bağlamında pozitif etkiler yaratabilir. Bu yüzden, teknoloji kullanımının sosyal etkileri konusunu daha iyi analiz ederek, bireylerin özgün bir sosyalleşme süreci oluşturması sağlanabilir. Teknososyallik, bizi yalnızlığa itecek bir mekanizma yerine gerçek anlamda sosyalliğe açılan bir kapı olarak kullanılabilir.
Sonuç: Teknolojinin Sosyalliğe Katkısı ve Riskleri
Teknoloji, hayatımızın birçok alanında olduğu gibi, sosyal yaşamımızı da köklü bir şekilde etkiliyor. Teknolojik araçlar bizlere, yeni sosyal bağlantılar kurmayı ve bu bağlantıları sürdürmeyi kolaylaştırsa da, bu ilişkilerin derinliği ve kalite açısından sorgulanması gereken pek çok nokta var. Teknolojik sosyalleşme ile gelen bu yeni dönemde, bireylerin etkileşimlerine ve kişisel gelişimlerine nasıl katkı sağlayacağını düşünmek çok önemli.
Teknolojik araçlar ve sosyalleşme yönündeki etkileri üzerine düşünürken, sosyal bağlantılarımızın kalitesi üzerine yoğunlaşmalıyız. Asosyal bir yaşamdan gelen özgünlüğü unutmamak, yaratıcılığı ve yenilikçiliği beslemek açısından önemlidir. Yine de, teknolojinin bize sunduğu sosyal araçların bilinçli kullanımıyla, bu dengeyi kurmak mümkündür. Ya yalnızlığımızdan gelen güçlü yaratıcı potansiyeli kullanarak asosyal bir birey olmayı ya da teknoloji ile dengeli bir sosyal yaşam kurmayı tercih edebiliriz.
Kaynaklar
Bauman, Z. (2003). Sosyal Teori ve Modernlik: Küresel Akışkanlık ve Elbetteğini Yeniden Düşünmek. İstanbul: Sosyal Yayınları.
Castells, M. (2008). Enformasyon Çağının Yükselişi: Kimlik, Toplum ve Kültür. İstanbul: TÜBİTAK Yayınları.
Turkle, S. (2011). Alone Together: Why We Expect More from Technology and Less from Each Other. New York: Basic Books.
Giddens, A. (2002). Modernity and Self-Identity: Self and Society in the Late Modern Age. Stanford University Press.
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.