Sosyal Medya ve Toplumsal Çöküş
Sosyal Medya Durumu | Problem | Etkileri |
---|---|---|
Sosyal medya kullanımı yaygınlaşıyor | Toplum yalnızlaşıyor, asosyalleşiyor | Kendine dönük, içine kapanık bireyler |
Sosyal medya bağımlılığı | Çoğumuzun farkında bile olmadığı bir durum | Zihinsel ve duygusal sağlığın bozulması |
Türkiye'de sosyal medya kullanımı | Nüfusun %63'ü sosyal medya kullanıyor | Aktif kullanım yüzünden toplumda yalnızlaşma |
Sosyal medya vs gerçek hayat | Sosyal medya hayatımızın büyük bir bölümünü kaplıyor | Gerçek yaşam deneyimlerinin azalması, sosyal becerilerin düşmesi |
Sosyal medya ve kişilerarası ilişkiler | Kişilerarası ilişkiler sosyal medya üzerinden yürütülüyor | Doğrudan iletişim yeteneklerinin azalması, empati eksikliği |
Sosyal medyanın basın üzerindeki etkisi | Bilgi kirliliği, yanıltıcı haberler | Toplumdaki infial durumları, yanlış bilgilendirme |
Sosyal medya ve gençler | Gençler sosyal medyada fazla zaman geçiriyor | Ders çalışma sürelerinin azalması, aileyle geçirilen zamanın kısalması |
Sosyal medya ve sosyal aktiviteler | Sosyal aktiviteler yerine sosyal medya tercih ediliyor | Aktif yaşam tarzının azalması, sağlık sorunlarının artması |
Sosyal medya ve özgüven | Sosyal medyada mükemmeliyetçilik | Özgüven problemları, kendini yetersiz hissetme |
Sosyal medya ve kişilik | Sosyal medya kişilik gelişimini olumsuz etkiliyor | Gerçek kimlikten uzaklaşma, sahte bir kişilik geliştirme |
Sosyal medya ve onun hayatlarımıza getirdiği sayısız kolaylık olmasına rağmen aslında belki de bir çoğumuzun yaşadığı ama kendine bile itiraf edemediği birçok problemi de beraberinde getiriyor. Tıpkı sigara ve alkol gibi sosyal medyanın da hayatımızda ciddi bir bağımlılık yarattığı da bir gerçek. Peki bizler bunu ne kadar kabullenmiş durumdayız?
Sosyal Medya Hayatımızı Ele Geçirmiş Durumda
2019 yılı araştırmasına göre 82,4 milyonluk Türkiye nüfusunun %63’ünü oluşturan 52 milyon kişi, aktif olarak sosyal medya kullanıyor. Sosyal medya platformlarının sık kullanımı asosyal, yalnızlaşan ve giderek içine kapanan bir toplum yaratıyor.
Sabah uyanır uyanmaz elimize ilk aldığımız şey genelde telefonumuz oluyor.
Gündemde neler olmuş merakımızdan ziyade çoğunlukla da kim nerede ne yapmış sorusunun cevabını arıyoruz. Telefonlarımız hayatlarımızı o kadar ele geçirmiş durumda ki sadece bir gün onu evde unutsak elimizi kolumuzu kaybetmiş gibi hissediyoruz. Bu bağımlılık, en yaşlımızdan en gencimize kadar toplumun her kesiminden insanı ele geçirmiş durumda.
Sosyal medya etkisi nedir?
Sosyal medya fenomenleri dediğimiz bir kesim tarafından, yaşadığı hayattan keyif almak yerine onların hayatına özenen insanlara dönüştürüldük. Giyim tarzımızdan, konuşma biçimimize, yeme alışkanlıklarımızdan, güzellik anlayışımıza, ev dekorasyonumuzdan gezdiğimiz yerlere kadar insan olmanın en temel unsuru olan hayat tercihlerimizi bile sosyal medya tarafından bize gösterilenlere göre şekillendirir olduk.
Kendisi Olmaktan Memnun Olmayan İnsanlar Yarattık
Sosyal paylaşım sitelerinin geneline baktığımızda kadın ve erkeklerin bir ideal güzellik anlayışı çerçevesinde hareket etmeye başladığını tespit etmek artık pek de zor değil. Hiç kimse kendisi olmaktan memnun değil! Bu sitelerde gördükleri insanlara, vücutlara sahip olmak ve onların yaşadığı hayatları yaşamak istiyorlar.
O yüzden de bedenlerini sevmeyen, sürekli kendi kusurlarını gören, tüm parasını estetik operasyonlara yatıran, ölüm diyetleri yaparak sıfır beden olmaya çalışan kadınlar ve kas yığınına dönüşmüş erkekler görüyoruz. Özgüvensizliğin mutsuzlaştırdığı bir toplum haline dönüşüyor ve sosyal medya bağımlılığının ağına iyice yapışıyoruz. Artık o koca böcek tarafından yenmemiz an meselesi!
Sosyal Medya Çöplüğü
Sosyal medya ağlarına girdiğimiz her an her biri birbirinin aynı milyonlarca görsele maruz kaldığımız bir çöplüğe düşüyoruz. Bu çöplük her geçen gün en yakınımızdaki insanları da içine alıyor. Artık sergilere gidip eserleri inceleyen insanlarla değil o eserin önünde fotoğraf çektirip paylaşmak isteyen insanlarla karşılaşıyoruz.
Birlikte yemeğe çıkıp güzel sohbetler eden insanlarla değil yemeğinin fotoğrafını çekip yer bildirimi yapmakla ilgilenen insanlarla karşılaşıyoruz ve giderek yalnızlaşıyoruz. Durum aslında o kadar ciddi ki artık birileri bıçaklanırken bile yardım etmek yerine telefonlarının kamerasıyla video kayıt yapan insanlar görüyoruz. Sosyal medya bağımlılığı bizleri birbiriyle iletişim kurmayan, birbirini anlamayan ve duygusuz insanlara dönüştürüyor.
Bu Çöküş Nasıl Durdurulabilir?
Bu çöküşü durdurmanın pek de kolay olmayacağını baştan söyleyelim. Öncelikle yazımızın başında da belirttiğimiz gibi alkol, sigara gibi sosyal medyanın da ciddi bir bağımlılık olduğunu kabul etmeliyiz. Bu bağımlılıktan kurtulmak için işe telefonlarımızdan uzaklaşmakla başlamalıyız. Mesela kendimize bazı kurallar koyarak telefonla geçireceğimiz süreleri belirleyebiliriz.
O süre dolunca ne olursa olsun telefonu elinizden bırakın. Merak etmeyin siz takip etmeyince dünyanın sonu gelmeyecek! Sevdiklerinizle anın tadını çıkarın. Ailenizle kıymetli vakitler geçirmenin yollarını aramalısınız. Karşılıklı sohbet etmek, doğa yürüyüşü yapmak, güzel bir film izlemek, beraber yemek yapmak gibi aktiviteler ile aile bağlarınızı da güçlendirecektir. Mesela telefonsuz bir akşam yemeği güzel bir başlangıç olabilir. Haydi başlayın!
Yazar: R.Tuğçe Tan
İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.