Retorik Nedir? Tarihte Retorik Kavramına Yaklaşımlar
Retorik Terimi | Tanımı | Tarihsel Kullanımı |
---|---|---|
Retorik | Sözlü, yazılı veya görsel olarak belirli yöntemlerle insanları etkileme, yönlendirme ve ikna etme tekniği. | Antik Yunan döneminden günümüze yaklaşık 2500 yıllık bir geçmişi bulunur. |
Gorgias | Antik Yunan filozofu. Retorik sanatının neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgilenmeden ikna etmeyi amaçladığı görüşünde. | Gorgias’ın retorik anlayışında dinleyicinin görüşlerinin konuşmacının arzu ettiği yönde değiştirilmesi önemli. |
Sokrates | Antik Yunan filozofu. Retorik sanatında biçimin değil anlamın ve konuşmanın içeriğinin önemli olduğunu savunmuştur. | Sokrates, retorik söylem biçime önem verdiği için içi boş bir yöntem olarak eleştirmiştir. |
Platon | Antik Yunan filozofu. Retorik sanatının bireysel amaçlarına ve isteklere hizmet eden bencilce bir yöntem olduğunu savunmuştur. | Retorik, Platon'a göre kişileri konuşarak kandırma şekli olup, politik amaçlı kullanılabilir. |
Isokrates | Antik Yunan filozofu ve halk konuşmacısı. Retorik sanatını yaratıcı bir anlatım sanatı olarak değerlendirmiştir. | Isokrates, Atina’nın yeniden canlanması için retorik sanatını etkin olarak kullanmıştır. |
Aristoteles | Antik Yunan filozofu ve bilimci. Retorik sanatının bireylerin doğruyu bulmada yardımcı olacağını savunmuştur. | Aristoteles, retorik kavramının sistematiğini oluşturmuştur ve kitlelere olumlu amaçlar için kullanılacağını öne sürmüştür. |
Yedi Özgür Sanat | Antik kin ve Ortçağ'ın eğitim sisteminde yer alan yedi zorunlu ders. Bunlar arasında retorik de yer alıyordu. | Ortaçağ'da 'trivium' trivium’ (gramer, mantık ve retorik) öğrenildikten sonra 'quadrivium' (aritmetik, müzik, geometri ve gökbilim) öğrenilirdi. |
Kelimeler öyle güçlüdür ki, onları nasıl dizdiğinize, nasıl sunduğunuza, hangi dil ve sembolizma araçlarını kullandığınıza bağlı olarak güçlü bir silah olarak kullanabilirsiniz. Amaçlarınızı yerine getiren; hem öldüren, hem de olduran bir silah. Etkileyebilir, fikirleri değiştirebilir, gerçekleri zihinlere işleyebilir, yanıltabilir, göz boyayabilir, yönlendirebilir, inandırabilir, sindirebilir, kitleleri peşinizden sürükleyebilirsiniz. Retorik tüm bunları mümkün kılan sistematik bir ikna etme sanatı olarak iletişim çatısı altında yüzlerce yıldır kendine yer buluyor.
Retorik Ne Demek?
Retorik, sözlü, yazılı veya görsel olarak belirli yöntemlerle insanları etkileme, yönlendirme ve ikna etme tekniği olarak bilinir. Antik Yunan döneminden günümüze yaklaşık 2500 yıllık bir geçmişi bulunur. Retorik kelimesinin sözlükteki anlamı etkileyerek ikna etme sanatı, belâgat, hitabet olarak geçer. Yunanca rhētorikos kelimesinden dilimize geçen “retorik” kavramı hem bilgi edinme aracı hem de her ne şekilde olursa olsun kişiyi ikna etmeye yönelik bir iletişim ve söz sanatı olarak kullanılır. Her ne şekilde olursa olsun derken; aldatma, manipülasyon, yanıltma, göz boyama, sindirme gibi etik olmayan tutum, söylem ve tarzlar da işin işine girebilir.
Retorik, bazen sıradan gerçekleri metafor, kafiye, ironi kullanımı, abartma, benzetme, karşılaştırma, metonimi gibi sıra dışı, çarpıcı ifade yöntemleriyle daha estetik, daha etkili ve ikna gücü yüksek seviyede aktarmayı başarır. Salt konuşma eyleminin sanatsal bir tarzla ifade etmek eylemine dönüşmesidir. Retorik sanatında amaç mesajın vericiden alıcıya birebir aktarılması değil, tarzın ve üslubun ön plana alınmasıyla daha ilgi çekici, daha güçlü aktararak muhatabı ikna etmektir. Bu durumda içerik, bilgi ve anlam geri planda kalabilir. Retorik sanatının en çok kullanıldığı alanlar; edebiyat, siyaset, hukuk ve felsefedir.
Tarihte Retorik Kavramına Yaklaşımlar
Retorik konusunda bilinen yazılı en eski eser M.Ö. 2000 senesinden de önceye dayanan, Mısır’da yayınlanmış “Ptahhotep’in Emirleri” isimli eserdir. Kitap, Mısır’da yazılmıştır ve bir hükümdar karşısında nasıl konuşulması gerektiğini anlatır. Retorik sanatına, tanımlarının yapıldığı ve sistemleştirildiği M.Ö. 400’lü yıllarda dönemin antik Yunan filozofları tarafından farklı anlamlar yüklenmiş ve onlara göre değerlendirilmişti.
Gorgias’a göre retorik neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgilenmeden dinleyicinin ikna edilmesi ve görüşlerinin konuşmacının arzu ettiği yönde değiştirilmesi için vardı.
Gorgias’ın öğrencisi Sokrates hitabet sanatında biçimin değil anlamın ve konuşmanın içeriğinin önemli olduğunu savundu. Onun için konuşmanın nasıl yapıldığı değil, ne söylendiği önemliydi. Retorik söylem biçime önem verdiği için onu eleştirerek içi boş bir yöntem olduğunu savundu.
Platon tarihte ilk kez “Gorgias” isimli eserindeki diyaloglarda retorik kavramını geçirdi. Platon’a göre retorik sadece konu hakkında bilgisiz bireyleri ikna edebilecek bir iletişim sanatı özelliğini taşıyordu. Ayrıca konuşmacının sadece bireysel amaçlarına ve isteklerine hizmet eden bencilce bir yöntem olduğunu savundu. Platon’a göre kişileri konuşarak kandırma şekli olan retorik kitleleri ancak politik anlamda etkileme ve yönlendirme amacıyla kullanılabilirdi.
Isokrates kurduğu okulda retorik söylemini Atina’nın yeniden canlandırılmasında etkili olacak yaratıcı bir anlatım sanatı olarak değerlendirdi. Ona göre tüm icatlar insanın konuşma yeteneği sayesinde gerçekleşmiştir.
Platon’un öğrencisi olan Aristoteles ise konuya ustalarından daha farklı yaklaştı. Aristoteles, retorik sanatının sistematik kullanımı sayesinde bireylerin doğru olanı yani gerçeği bulmada yardımcı olacağını savundu. Yazdığı “Retorik” isimli kitaba “retorik diyalektiğin eşdeşidir” şeklinde bir giriş yaparak bilgi üzerinde yükselecek retorik sanatının kitleler için olumlu amaçlar için kullanılabileceğini savundu. Diyalektik, bir kavramı ya da konuyu analiz ve tartışma yoluyla tez ve antitez karşıtlıklarını da kullanarak muhatapların ikna olması suretiyle sonuca ulaştıran iletişim sanatı anlamına gelir. Çelişmelerle ilerleyen bir akıl yürütme biçimidir.
Retorik kavramının sistematikleştirildiği bu kitap aynı zamanda bir ders kitabı niteliği taşır.
Ortaçağda Retorik
Hem antik Yunan hem de ortaçağ döneminde “yedi özgür sanat” (septem artes liberates) olarak bilenen öğretiler eğitim sistemini oluşturuyordu. Yedi özgür sanat öğretisini alabilenler köle sınıfından olmayan ve önemli ailelerin mensubu olan erkek öğrencilerdi. Bu yedi seviyeyi aşan kişiler “cahil” tanımından özgürleşiyor ve “kendini bilen” bireyler haline dönüşüyordu. Bu geleneğe göre alınması gereken derslerin üçü diğer dört sanat için bir ön şart özelliği taşıyordu. “Quadrivium” denen aritmetik, müzik, geometri ve gökbilim sanatlarını öğrenebilmek için “trivium” denen gramer, mantık ve retorik sanatlarını öğrenmek zorunluydu. Bu yedi sanatın tamamı ise teoloji eğitiminin tamamlanması için zorunluydu.
Aristoteles’in Retorik Üçlemesi
Retorik sanatını sahiplenen, bu sanatın gücüne, toplum yararına kullanılabileceğine inanan ve yazdığı eserlerle bu işi sistemleştiren kişi Aristoteles olmuştur. Aristoteles'in sistematiğine göre, retorik kavramı üç ana bileşenden oluşur. Bunlara konuşmanın ikna edici olmasının üç yolu da denebilir.
Ethos: Konuşmacının gücünü, karakterini, amacını yani kendisini ortaya koyması,
Pathos: İzleyicilerin duygularını hareketlendirme etkisi,
Logos: Güçlü kanıtlarla gerçeğin ispatı, dinleyicinin mantıkla ikna edilmesi.
Retorik sanatında konuşmacı etkili ve ikna edici bir konuşma yapmak için bu üç boyutun bir ya da birkaçını kullanabilir.
Retorik Sanatında İlk Yol: Ethos
Ethos, Latince ahlâk anlamına gelir. Konuşmacının söylev gücü; karakteri, şöhreti, karizması ve erdemidir. Karakteri güçlü, güven veren, iyi tanınan insanların söylemlerinde ikna edicilik de yüksek olur. İletişime yardımcı ögelerin kullanımı da bu konuda önemli hale gelir. Beden dilinin yerinde kullanımı, mizah gücü, jest ve mimikler, ses tonu, akıcı konuşma, doğru vurgulama, dış görünüş gibi detaylar konuşmacının güvenilirliğini artırıcı yönde etki yapar. konuşmacının sergilediği karakter ya da uzmanlığı ile konu arasındaki uyum da ikna gücünü etkileyen bileşenlerden biri olur.
Retorik Sanatında Duygular: Pathos
Aristo’nun retorik üçlemesinin ikinci ayağı olan pathosta dinleyicinin duyguları hedef alınır. İknanın duygusal boyutudur. Konuşmanın ana hedefine uygun duygular dinleyicilere verilmeye çalışılır. Dinleyicinin girmesi istenen duygu durumuna uygun kelimeler ile konuşma tarzı seçilir. Çoğunlukla beraberlik, adalet, nezaket, dostluk, sağduyu, kardeşlik gibi olumlu duygular dinleyiciyi ruhen ele geçirmeye, fikre katılımını sağlamaya yarar. Ancak duruma göre öfke, düşmanlık gibi bazı olumsuz duygular da dinleyicide harekete geçme, inanma, ikna olma gibi sonuçlara vardıran güçlü etkiler yaratabilir.
Retorik Sanatında Mantık: Logos
Logos, ikna sanatının mantık boyutunu oluşturur. Bilgi, somut kanıt, akılcı konuşma ve tüm bunların ifade şekli aklı ikna ederek dinleyiciyi etkiler. Durumu şüpheleri akıllardan silecek ve anlaşılır şekilde ortaya koymaktır. Logos yaklaşımı dinleyicileri konu üzerinde daha çok düşünmeye, mantıklarını kullanmaya yönlendirir. Duyguların mantıkla birleştirilebilmesi, durum, olay, olgu, kanıt ögelerinin inandırıcı bir tarzla dinleyiciye sunumu ikna sürecini hızlandırır.
İkna etme amacının başarıya ulaşması için konu, ortam ve dinleyicilerin özelliklerine göre uygun olan ikna metodu tek olarak ya da ikili kombinasyon olarak kullanılabilir. İkna sürecinde her üç bileşene de yer vermek şüphesiz ki farklı demografik ya da psikolojik özellikler gösteren dinleyici kitlesini ikna etmek için maksimum faydayı sağlar.
Lisans ve lisansüstü öğrenimini Gazi Üniversitesi “Endüstri Mühendisliği” bölümünde tamamladı. Anadolu Üniversitesi bünyesindeki ikinci üniversite programını ise “Marka İletişimi” bölümünde tamamladı. Çalışma hayatına kamu sektöründe devam etmektedir. İstanbul İşletme Enstitüsü blog bölümünde içerik üretmektedir. İletişim, motivasyon, iş hayatı, kişisel gelişim, hobiler, tasarım, endüstri, kalite yönetimi, reklamcılık alanlarında yazılar yazmaktadır.