Bilim ve Araştırma Sektöründe Kullanılan İngilizce Kelimeler
İngilizce Kelime | Türkçe Karşılığı | Açıklama |
---|---|---|
Research | Araştırma | Bilimsel bir sorunu çözmek veya yeni bilgi elde etmek için sistemli bir şekilde işlenen ve değerlendirilen bilgi toplama sürecidir. |
Experiment | Deney | Belirli bir durum veya koşul altında belirli sonuçları görmek için kontrol edilen bir işlem veya bir süreçtir. |
Hypothesis | Hipotez | Araştırmalarda sıklıkla kullanılan bu terim, belirli bir konuda yapılan öngörüdür ve genellikle deneysel verilere dayanır. |
Data | Veri | Bilimsel araştırmalar için toplanan kesin bilgi veya istatistiklerdir. |
Methodology | Metodoloji | Bir araştırmanın nasıl sürdürüleceğini belirlemek için kullanılan prosedürler ve tekniklerin geniş kapsamlı bir incelemesidir. |
Results | Sonuçlar | Bir deneyin veya araştırmanın son bulgularıdır. |
Conclusion | Sonuç | Araştırmacıların bir araştırma veya deneyin sonucunu belirlemek için çıkardıkları sonuçtur. |
Effective Communication | Etkili İletişim | Bilim ve araştırma sektöründe genellikle İngilizceye hakim olmayı gerektirir ve global ölçekte işbirliği sağlar. |
Knowledge Transfer | Bilgi Transferi | Bilimsel araştırmalar ve bulguların geniş kitleye ulaştırılmasını sağlar, bu da araştırmaların etkisini artırır. |
English Courses | İngilizce Kursları | Bilim ve araştırma sektöründe daha geniş bir kitleye hitap etmek için dil becerilerinizi geliştirebileceğiniz kurslar. |
Bilim ve araştırma sektörü, hem yerel hem de global alanda birbirleriyle iş birliği yapan farklı ülkelerden profesyonelleri bir araya getirir. Bu sebeple İngilizce bilimsel araştırma sektöründe popüler ve yaygın bir dil haline gelmiştir. Bu yazıda, bu sektörde en sık kullanılan bazı İngilizce kelimeler ve terimlerin tanımlarını ve Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz.
Bilim ve Araştırma Alanında Karşılaşabileceğiniz İngilizce Kelimeler
Research (Araştırma): Bilimsel bir sorunu çözmek, yeni bilgi elde etmek veya insan bilgisini arttırmak için sistemli bir şekilde işlenen ve değerlendirilen bilgi toplama sürecidir.
Experiment (Deney): Belirli bir durum veya koşul altında belirli sonuçları görmek için kontrol edilen bir işlem veya bir süreçtir.
Hypothesis (Hipotez): Araştırmalarda sıklıkla kullanılan bu terim, belirli bir konuda yapılan öngörüdür ve genellikle deneysel verilere dayanır.
Data (Veri): Bilimsel araştırmalar için toplanan kesin bilgi veya istatistiklerdir.
Methodology (Metodoloji): Bir araştırmanın nasıl sürdürüleceğini belirlemek için kullanılan prosedürler ve tekniklerin geniş kapsamlı bir incelemesidir.
Results (Sonuçlar): Bir deneyin veya araştırmanın son bulgularıdır.
Conclusion (Sonuç): Araştırmacıların bir araştırma veya deneyin sonucunu belirlemek için çıkardıkları sonuçtur. Bu genellikle, hipotezin doğrulukla veya yanlışlıkla yargılanmasına dayanır.
Günümüz global bilim ve araştırma sektöründe, efektif iletişim, çoğu zaman, İngilizceye hakim olmayı gerektirir. Bu yazıyı, bilimsel araştırma sektöründe sıklıkla kullanılan İngilizce kelimeler ve terminoloji hakkında bilgi edinmek ve dil becerilerinizi daha da geliştirmek amacıyla kullanabilirsiniz.
Bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmak ve global ölçekte işbirliği yapmayı sağlamak amacıyla, bilim ve araştırma sektöründe daha fazla İngilizce kelime ve ifade öğrenmeye devam edin. Unutmayın, dil becerilerinizi iyileştirmek bilim ve araştırmalarınızın daha geniş bir kitle tarafından anlaşılabilir olmasını sağlar ve bu da araştırmalarınızın etkisini artırır.
Robotik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are your thoughts on robotics?
Amara: It’s a fascinating field of technology! I mean, robotics have been around for so long and their potential keeps growing.
Annika: That’s true. What do you think are the biggest applications for robotics today?
Amara: Well, there are a lot of uses. For example, in the medical field, robots can be used to assist surgeons in delicate operations. They can also be used for manufacturing, home automation, and more.
Annika: That’s amazing! What do you think the future of robotics looks like?
Amara: I think robotics will become even more advanced as time goes on. We’ll likely see more robots being used in various fields, from medicine to manufacturing. We’ll also likely see more robots being used in our everyday lives, such as in the home and at work.
Annika: That’s really cool! Do you think robots will ever become intelligent enough to think and interact with humans?
Amara: That’s a tricky question. I think it’s possible, but it won’t be anytime soon. Right now, robots are still pretty limited in their capabilities. But, with advancements in artificial intelligence, I think it’s possible that robots could become more intelligent in the future.
Türkçe: Annika: Hey Amara, robot teknolojileri hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Bu büyüleyici bir teknoloji alanı! Demek istediğim, robotik çok uzun zamandır var ve potansiyelleri artmaya devam ediyor.
Annika: Bu doğru. Sizce günümüzde robotik için en büyük uygulamalar nelerdir?
Amara: Pek çok kullanım alanı var. Örneğin, tıp alanında robotlar hassas operasyonlarda cerrahlara yardımcı olmak için kullanılabilir. Ayrıca üretim, ev otomasyonu ve daha fazlası için de kullanılabilirler.
Annika: Bu inanılmaz! Sizce robot teknolojisinin geleceği nasıl görünüyor?
Amara: Robot teknolojisinin zaman geçtikçe daha da gelişeceğini düşünüyorum. Muhtemelen tıptan üretime kadar çeşitli alanlarda daha fazla robot kullanıldığını göreceğiz. Ayrıca ev ve iş gibi günlük hayatımızda da daha fazla robotun kullanıldığını göreceğiz.
Annika: Bu gerçekten harika! Sizce robotlar hiç düşünecek ve insanlarla etkileşime girecek kadar zeki olacaklar mı?
Amara: Bu zor bir soru. Bence bu mümkün ama yakın zamanda olmayacak. Şu anda robotların yetenekleri hala oldukça sınırlı. Ancak yapay zeka alanındaki gelişmelerle birlikte robotların gelecekte daha zeki hale gelmelerinin mümkün olduğunu düşünüyorum.
Kozmoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what did you think of the lecture on cosmology today?
Amara: It was really interesting! I learned a lot about how the universe is structured and how different theories are used to explain the origin of the universe.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bugünkü kozmoloji dersi hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Gerçekten ilginçti! Evrenin nasıl yapılandırıldığı ve evrenin kökenini açıklamak için farklı teorilerin nasıl kullanıldığı hakkında çok şey öğrendim.
Araştırma
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I`ve been thinking about doing some research for a project I`m working on.
Amara: Really? What kind of research?
Annika: I`m looking into the history of the local music scene. Specifically, I want to look at how it`s developed over the years, and how different genres have come and gone.
Amara: That sounds like a really interesting project! Where do you plan on starting your research?
Annika: Well, I figured I`d start with some online research to get an overview of the topic. I`m going to look at some articles and reviews to get a better understanding of the history and development of the local music scene.
Amara: That`s a great idea! Once you have a better understanding, you could look into interviewing people who have been involved in the local music scene for a long time.
Annika: Exactly! I was thinking of starting with some interviews with local musicians, promoters, and venue owners. I think that will give me a good insight into the development of the local music scene.
Amara: That`s a great plan. Do you need any help with your research?
Annika: That`s really kind of you to offer. I think I should be okay, but I`ll definitely keep you in mind if I need any help. Thanks so much!
Türkçe: Annika: Hey Amara, üzerinde çalıştığım bir proje için biraz araştırma yapmayı düşünüyordum.
Amara: Gerçekten mi? Ne tür bir araştırma?
Annika: Yerel müzik sahnesinin tarihini araştırıyorum. Özellikle, yıllar içinde nasıl geliştiğine ve farklı türlerin nasıl gelip geçtiğine bakmak istiyorum.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç bir proje gibi geliyor! Araştırmanıza nereden başlamayı planlıyorsunuz?
Annika: Konuya genel bir bakış sağlamak için biraz çevrimiçi araştırma yaparak başlayabileceğimi düşündüm. Yerel müzik sahnesinin tarihini ve gelişimini daha iyi anlamak için bazı makalelere ve incelemelere bakacağım.
Amara: Bu harika bir fikir! Daha iyi bir anlayışa sahip olduğunuzda, yerel müzik sahnesinde uzun süredir yer alan insanlarla röportaj yapmayı düşünebilirsiniz.
Annika: Kesinlikle! Yerel müzisyenler, organizatörler ve mekan sahipleriyle bazı röportajlarla başlamayı düşünüyordum. Bunun bana yerel müzik sahnesinin gelişimi hakkında iyi bir fikir vereceğini düşünüyorum.
Amara: Bu harika bir plan. Araştırman için yardıma ihtiyacın var mı?
Annika: Teklifin gerçekten çok nazikçe. Sanırım iyi olacağım, ama yardıma ihtiyacım olursa sizi kesinlikle aklımda tutacağım. Çok teşekkür ederim!
Hipotez
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you working on?
Amara: Hey Annika, I am working on a research project. I am trying to figure out the relationship between different types of diets and health outcomes.
Annika: Interesting. What hypotheses have you established?
Amara: Well, I have three main hypotheses. The first is that people who follow a plant-based diet have better overall health outcomes than those who follow a standard Western diet. The second is that people who follow a Mediterranean diet have lower rates of heart disease than those who follow a standard Western diet. Finally, I hypothesize that people who follow a vegan diet are less likely to develop type 2 diabetes than those who follow a standard Western diet.
Annika: That`s a lot of hypotheses! Do you have any evidence to support your theories?
Amara: Yes, I have been looking at several different studies and I have found some data that supports each of my hypotheses. I am still in the process of collecting more data and analyzing it to see if I can reach a definitive conclusion.
Annika: That sounds like a lot of work. Good luck with that!
Amara: Thanks! I`m sure it will be worth it in the end.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne üzerinde çalışıyorsun?
Amara: Hey Annika, bir araştırma projesi üzerinde çalışıyorum. Farklı diyet türleri ile sağlık sonuçları arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışıyorum.
Annika: İlginç. Hangi hipotezleri oluşturdunuz?
Amara: Benim üç ana hipotezim var. Birincisi, bitki temelli bir diyet uygulayan kişilerin genel sağlık sonuçlarının standart Batı diyetini uygulayanlara göre daha iyi olduğu. İkincisi, Akdeniz diyeti uygulayan kişilerin standart Batı diyeti uygulayanlara göre daha düşük kalp hastalığı oranlarına sahip olmasıdır. Son olarak, vegan diyet uygulayan kişilerin tip 2 diyabet geliştirme olasılığının standart Batı diyetini uygulayanlara göre daha düşük olduğunu varsayıyorum.
Annika: Çok fazla hipotez var! Teorilerinizi destekleyecek herhangi bir kanıtınız var mı?
Amara: Evet, birkaç farklı araştırmaya baktım ve hipotezlerimin her birini destekleyen bazı veriler buldum. Kesin bir sonuca ulaşıp ulaşamayacağımı görmek için hala daha fazla veri toplama ve analiz etme sürecindeyim.
Annika: Kulağa çok iş varmış gibi geliyor. Sana iyi şanslar!
Amara: Teşekkürler! Sonunda buna değeceğine eminim.
Fenomen
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear about the new phenomenon that`s been trending on the internet?
Amara: No, what is it?
Annika: It`s called the `Lemonade Challenge`. People are challenging each other to make the most creative lemonade drink.
Amara: That sounds like fun. How do you play it?
Annika: Well, the challenge is simple. All you have to do is mix different ingredients together to make a unique lemonade drink. The ingredients can be anything from fruits and vegetables to spices and even herbs.
Amara: Wow, that`s really cool. It sounds like a great way to get creative and have some fun.
Annika: Yeah, I think it`s definitely worth trying it out. I already have a few ideas in mind of what ingredients I want to mix together to make the perfect lemonade.
Amara: Well, let me know how it goes. I`m interested to see what you come up with.
Annika: Will do. I`m excited to see how it turns out. I`m sure it`ll be delicious.
Amara: Absolutely. I`m sure it will be amazing.
Annika: Well, I better get started. I want to make sure I have enough time to get everything together and make the perfect lemonade.
Amara: Alright, good luck! I can`t wait to see what you come up with.
Türkçe: Annika: Hey Amara, internette trend olan yeni fenomeni duydun mu?
Amara: Hayır, ne oldu?
Annika: Buna `Limonata Yarışması` deniyor. İnsanlar en yaratıcı limonata içeceğini yapmak için birbirlerine meydan okuyor.
Amara: Kulağa eğlenceli geliyor. Nasıl oynuyorsun?
Annika: Peki, meydan okuma basit. Tek yapmanız gereken farklı malzemeleri bir araya getirerek benzersiz bir limonata içeceği yapmak. Malzemeler meyve ve sebzelerden baharatlara ve hatta otlara kadar her şey olabilir.
Amara: Vay canına, bu gerçekten harika. Yaratıcı olmak ve biraz eğlenmek için harika bir yol gibi görünüyor.
Annika: Evet, bence kesinlikle denemeye değer. Mükemmel limonatayı yapmak için hangi malzemeleri karıştırmak istediğime dair aklımda birkaç fikir var bile.
Amara: Peki, nasıl gittiğini bana haber ver. Ne bulacağınızı görmek isterim.
Yapacağım. Nasıl sonuçlanacağını görmek için heyecanlıyım. Lezzetli olacağına eminim.
Amara: Kesinlikle. Harika olacağına eminim.
Başlasam iyi olur. Her şeyi bir araya getirmek ve mükemmel limonatayı yapmak için yeterli zamanım olduğundan emin olmak istiyorum.
Amara: Pekala, iyi şanslar! Ortaya ne çıkacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
Örnek
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I`m so glad you could join me here today!
Amara: Hi Annika! It`s great to see you. What`s going on?
Annika: Well, I`m working on this new project and I wanted to get your opinion on it. I`m making a line of organic beauty products and I wanted to show you some sample products.
Amara: Wow, that sounds really cool. I`d love to see the samples!
Annika: Sure thing! Here, take a look at this one. It`s an all-natural moisturizer made with almond oil, argan oil, and avocado oil.
Amara: Wow, this looks great! What other products do you have?
Annika: Well, I also have a face serum made with rosehip oil, jojoba oil, and elderberry extract. It`s really nourishing and hydrating.
Amara: That sounds amazing. Can I see a sample of that one?
Annika: Absolutely! Here, take a look. It`s really lightweight and absorbs quickly.
Amara: This looks really great. How about other products?
Annika: Sure! I also have a face scrub made with ground apricot kernels and honey. It`s really gentle and exfoliates without being too harsh.
Amara: That sounds wonderful. I`d love to try it!
Annika: Of course! I`m sure you`ll love it. Let me know what you think after you try it. I`d love to get your feedback.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bugün burada bana katılabildiğine çok sevindim!
Merhaba Annika! Seni görmek çok güzel. Ne var ne yok?
Annika: Yeni bir proje üzerinde çalışıyorum ve bu konuda fikrinizi almak istedim. Bir dizi organik güzellik ürünü yapıyorum ve size bazı örnek ürünler göstermek istedim.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten harika geliyor. Örnekleri görmeyi çok isterim!
Elbette! İşte, şuna bir göz atın. Badem yağı, argan yağı ve avokado yağı ile yapılan tamamen doğal bir nemlendirici.
Amara: Vay canına, bu harika görünüyor! Başka hangi ürünleriniz var?
Annika: Ayrıca kuşburnu yağı, jojoba yağı ve mürver özü ile yapılan bir yüz serumum var. Gerçekten besleyici ve nemlendirici.
Amara: Kulağa harika geliyor. Bunun bir örneğini görebilir miyim?
Annika: Kesinlikle! İşte, bir göz atın. Gerçekten hafif ve çabuk emiliyor.
Amara: Bu gerçekten harika görünüyor. Peki ya diğer ürünler?
Annika: Elbette! Ayrıca öğütülmüş kayısı çekirdeği ve balla yaptığım bir yüz peelingim var. Gerçekten nazik ve çok sert olmadan peeling yapıyor.
Amara: Kulağa harika geliyor. Denemek isterim!
Annika: Tabii ki! Seveceğinize eminim. Denedikten sonra ne düşündüğünüzü bana bildirin. Görüşlerinizi almak isterim.
Çıkarım
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, can you help me out with something?
Amara: Sure, what do you need?
Annika: I`m trying to understand the concept of inference. I know what it is, but I`m having some trouble putting it into practice.
Amara: That`s actually not that hard. Inference is basically drawing conclusions from facts or evidence.
Annika: I see. So, it`s like making educated guesses based on the information that`s available?
Amara: Exactly. You can use your knowledge and experience to make an inference about something. It`s like piecing together a puzzle.
Annika: Okay, that makes sense. So, let`s say I`m trying to figure out why my neighbor`s car isn`t working.
Amara: Well, one way to do that would be to make an inference. You could look at the car, and based on what you observe, you could make a guess as to what might be wrong with it.
Annika: That`s true, but how do I know if my guess is correct?
Amara: That`s where you have to use your best judgment. You have to take into account all the facts and evidence, and then come to a conclusion based on that. It`s not an exact science, but it can be a good way to figure out what`s going on in certain situations.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bana bir konuda yardım edebilir misin?
Amara: Tabii, neye ihtiyacın var?
Annika: Çıkarım kavramını anlamaya çalışıyorum. Ne olduğunu biliyorum ama uygulamaya koymakta zorlanıyorum.
Amara: Bu aslında o kadar da zor değil. Çıkarım temel olarak gerçeklerden veya kanıtlardan sonuç çıkarmaktır.
Annika: Anlıyorum. Yani, eldeki bilgilere dayanarak eğitimli tahminler yapmak gibi bir şey mi?
Amara: Kesinlikle. Bilginizi ve deneyiminizi bir şey hakkında çıkarım yapmak için kullanabilirsiniz. Bu bir bulmacayı bir araya getirmek gibidir.
Annika: Tamam, bu mantıklı. Diyelim ki komşumun arabasının neden çalışmadığını anlamaya çalışıyorum.
Amara: Bunu yapmanın bir yolu bir çıkarımda bulunmak olabilir. Arabaya bakabilir ve gözlemlediklerinize dayanarak arabada neyin yanlış olabileceğine dair bir tahminde bulunabilirsiniz.
Annika: Bu doğru, ama tahminimin doğru olup olmadığını nasıl bileceğim?
Amara: İşte bu noktada en iyi muhakemenizi kullanmanız gerekir. Tüm gerçekleri ve kanıtları göz önünde bulundurmalı ve buna dayanarak bir sonuca varmalısınız. Bu kesin bir bilim değildir, ancak belirli durumlarda neler olup bittiğini anlamak için iyi bir yol olabilir.
İstatistikler
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what’s up?
Amara: Not much. Just finishing up a statistics project.
Annika: Oh man, that’s rough. What kind of project are you working on?
Amara: I’m comparing the median household incomes of different countries.
Annika: Sounds complicated. Are you stuck on anything?
Amara: Well, I’m having a hard time visualizing the data. It’s a lot of numbers and I’m having trouble understanding what they’re telling me.
Annika: That’s a common issue when dealing with statistics. Have you tried using a graph or chart to show the data?
Amara: Actually, no. I didn’t think of that.
Annika: Give it a try! It’s a great way to visually understand data. You can use a bar chart, line graph, pie chart, or even a histogram depending on what type of information you’re trying to show.
Amara: That’s a great idea. Thanks for the suggestion!
Annika: No problem. I hope it helps. Let me know if you need any more help.
Türkçe: Annika: Hey Amara, naber?
Pek bir şey yok. Sadece bir istatistik projesini bitiriyorum.
Annika: Dostum, bu çok zor. Ne tür bir proje üzerinde çalışıyorsun?
Amara: Farklı ülkelerin medyan hane halkı gelirlerini karşılaştırıyorum.
Annika: Kulağa karmaşık geliyor. Takıldığın bir şey var mı?
Amara: Verileri görselleştirmekte zorlanıyorum. Çok fazla sayı var ve bana ne anlattıklarını anlamakta güçlük çekiyorum.
Annika: İstatistiklerle uğraşırken bu yaygın bir sorundur. Verileri göstermek için bir grafik veya çizelge kullanmayı denediniz mi?
Amara: Aslında hayır. Bunu düşünmemiştim.
Annika: Bir deneyin! Verileri görsel olarak anlamanın harika bir yoludur. Ne tür bir bilgi göstermeye çalıştığınıza bağlı olarak çubuk grafik, çizgi grafik, pasta grafik ve hatta histogram kullanabilirsiniz.
Amara: Bu harika bir fikir. Öneriniz için teşekkürler!
Annika: Sorun değil. Umarım yardımcı olur. Daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa bana haber verin.
Tahmin
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I need your help.
Amara: Sure! What can I do?
Annika: I have to make an estimate on how much it`s going to cost to build a new office space. Do you have any ideas?
Amara: That`s a tough one. I think it depends on how elaborate you want the office to be. Is it just a basic office or something more?
Annika: Well, I want it to be professional and spacious, but I don`t want to break the bank.
Amara: In that case, you should definitely get a few estimates from different builders. That will give you a better idea of what kind of budget you`re working with.
Annika: That sounds like a good plan. Do you know anyone who can help me out with that?
Amara: Sure. I know a few reliable construction companies that could probably give you a good estimate.
Annika: That would be great! I`ll call them up and see what kind of prices they can offer.
Amara: Sounds like a plan. Good luck!
Türkçe: Annika: Hey Amara, yardımına ihtiyacım var.
Amara: Elbette! Ne yapabilirim?
Annika: Yeni bir ofis alanı inşa etmenin ne kadara mal olacağına dair bir tahmin yapmam gerekiyor. Herhangi bir fikrin var mı?
Amara: Bu zor bir soru. Bence bu, ofisin ne kadar ayrıntılı olmasını istediğinize bağlı. Sadece basit bir ofis mi yoksa daha fazlası mı?
Annika: Profesyonel ve ferah olmasını istiyorum ama çok da masraflı olsun istemiyorum.
Amara: Bu durumda, kesinlikle farklı inşaatçılardan birkaç fiyat teklifi almalısınız. Bu size ne tür bir bütçeyle çalıştığınız konusunda daha iyi bir fikir verecektir.
Annika: Kulağa iyi bir plan gibi geliyor. Bu konuda bana yardımcı olabilecek birini tanıyor musun?
Amara: Elbette. Size iyi bir fiyat verebilecek birkaç güvenilir inşaat şirketi tanıyorum.
Annika: Bu harika olur! Onları arayıp ne tür fiyatlar verebileceklerine bakacağım.
Amara: Kulağa iyi bir plan gibi geliyor. İyi şanslar!
Nicel
Örnek Paragraf: Annika: Hi Amara, I was wondering if you could help me with something.
Amara: Of course! What do you need help with?
Annika: I need to come up with a quantitative analysis for my project. I`m having trouble coming up with the right parameters to measure.
Amara: Sure, I can help. What kind of project are you working on?
Annika: It`s a study on consumer buying habits. We`re trying to see which marketing strategies are the most successful in terms of increasing consumer purchases.
Amara: Okay, that sounds interesting. What kind of quantitative analysis are you looking for?
Annika: I need to find a way to measure the effectiveness of the different marketing strategies.
Amara: Well, you could look at the number of purchases made by consumers after they are exposed to each marketing strategy. You could also look at the average amount spent on each purchase.
Annika: That`s a great idea! Do you think I should include any other quantitative measures?
Amara: Yes, you could also look at the number of times each marketing strategy was seen or heard by consumers. That could give you an idea of how effective the strategy was in terms of reach and exposure.
Annika: Perfect! That`s all the information I need. Thank you so much for your help.
Amara: You`re welcome. Glad I could help.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, bana bir konuda yardım edebilir misin diye merak ediyordum.
Amara: Tabii ki! Ne konuda yardıma ihtiyacınız var?
Annika: Projem için nicel bir analiz yapmam gerekiyor. Ölçmek için doğru parametreleri bulmakta zorlanıyorum.
Amara: Elbette, yardımcı olabilirim. Ne tür bir proje üzerinde çalışıyorsunuz?
Annika: Tüketici satın alma alışkanlıkları üzerine bir çalışma. Hangi pazarlama stratejilerinin tüketici satın alımlarını artırma açısından en başarılı olduğunu görmeye çalışıyoruz.
Amara: Tamam, kulağa ilginç geliyor. Ne tür bir nicel analiz arıyorsunuz?
Annika: Farklı pazarlama stratejilerinin etkinliğini ölçmek için bir yol bulmam gerekiyor.
Amara: Tüketicilerin her bir pazarlama stratejisine maruz kaldıktan sonra yaptıkları alışverişlerin sayısına bakabilirsiniz. Ayrıca her bir satın alma işlemi için harcanan ortalama tutara da bakabilirsiniz.
Annika: Bu harika bir fikir! Sizce başka nicel ölçütler de eklemeli miyim?
Amara: Evet, her bir pazarlama stratejisinin tüketiciler tarafından kaç kez görüldüğüne veya duyulduğuna da bakabilirsiniz. Bu, stratejinin erişim ve maruz kalma açısından ne kadar etkili olduğu konusunda size bir fikir verebilir.
Annika: Mükemmel! İhtiyacım olan tüm bilgi bu. Yardımınız için çok teşekkür ederim.
Rica ederim. Yardım edebildiğime sevindim.
Biyokimya
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you studying in college?
Amara: Hi Annika, I`m majoring in biochemistry.
Annika: Wow, that`s quite an impressive major! What made you choose biochemistry?
Amara: Well, I`ve always been interested in the way the human body works and how different molecules interact with each other. I figured biochemistry would be a great way to study that in more detail.
Annika: So what exactly do you study in biochemistry?
Amara: A lot of different topics, actually. We study proteins, carbohydrates, lipids, enzymes, DNA, and other biomolecules. We also learn about how the body processes these molecules and how they interact with each other.
Annika: That sounds really fascinating. Are there any particular areas you`re particularly interested in?
Amara: Yeah, I`m particularly interested in enzyme kinetics and metabolic pathways. I`m also interested in learning more about how the body regulates these pathways and how they`re affected by different environmental factors.
Annika: That`s really cool. What kind of career do you think you`ll pursue with a biochemistry degree?
Amara: Well, there are a lot of different potential career paths. I could go into research or work in a biotechnology lab. I could also go into pharmaceuticals or work in a medical field. The possibilities are really endless.
Türkçe: Annika: Hey Amara, üniversitede ne okuyorsun?
Amara: Merhaba Annika, ben biyokimya okuyorum.
Annika: Vay canına, oldukça etkileyici bir bölüm! Biyokimyayı seçmenize ne sebep oldu?
Amara: İnsan vücudunun çalışma şekli ve farklı moleküllerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği her zaman ilgimi çekmiştir. Biyokimyanın bunu daha detaylı incelemek için harika bir yol olacağını düşündüm.
Annika: Peki biyokimya alanında tam olarak ne çalışıyorsunuz?
Amara: Aslında pek çok farklı konu var. Proteinler, karbonhidratlar, lipitler, enzimler, DNA ve diğer biyomolekülleri inceliyoruz. Ayrıca vücudun bu molekülleri nasıl işlediğini ve birbirleriyle nasıl etkileşime girdiklerini de öğreniyoruz.
Annika: Kulağa gerçekten büyüleyici geliyor. Özellikle ilgilendiğiniz belirli bir alan var mı?
Amara: Evet, özellikle enzim kinetiği ve metabolik yollarla ilgileniyorum. Ayrıca vücudun bu yolları nasıl düzenlediği ve farklı çevresel faktörlerden nasıl etkilendikleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorum.
Annika: Bu gerçekten harika. Biyokimya diploması ile ne tür bir kariyer yapmayı düşünüyorsun?
Amara: Pek çok farklı potansiyel kariyer yolu var. Araştırmaya girebilir veya bir biyoteknoloji laboratuvarında çalışabilirim. İlaç sektörüne de girebilir ya da tıp alanında çalışabilirim. Olasılıklar gerçekten sonsuz.
Faktör
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I have something I wanted to discuss with you.
Amara: Sure Annika, what is it?
Annika: Well, I was thinking about a project I`m working on and I wanted to know your thoughts on a particular factor.
Amara: What factor is that?
Annika: It`s related to the time it will take to deliver the project. I`m trying to figure out how much of a factor time should be in the overall success of the project.
Amara: That`s a great question. I think it really depends on the project. If it`s something that won`t take too long, then you don`t need to worry about time being a major factor. But if it`s something that will take a while to complete, then you should definitely factor in some extra time to make sure it`s done on time.
Annika: That makes sense. What other factors do you think are important when it comes to the success of a project?
Amara: I think budget is a big factor. You need to make sure you can afford to do the project and that you have enough resources available. Quality is also a factor. You want to make sure that you`re producing something of high quality and that whatever you`re delivering meets the expectations of the client.
Annika: Those are all great points. I think I`ll keep those in mind when I`m planning the project.
Amara: You should also consider the team that you have available to you. It`s important to make sure that everyone is on the same page and that everyone understands their roles and responsibilities. That could be a major factor in the success of the project.
Annika: Yeah, that`s definitely a good point. I`ll make sure to factor that into the planning process. Thanks Amara!
Türkçe: Annika: Hey Amara, seninle konuşmak istediğim bir şey var.
Amara: Tabii Annika, ne oldu?
Annika: Üzerinde çalıştığım bir proje hakkında düşünüyordum ve belirli bir faktör hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek istedim.
Amara: O hangi faktör?
Annika: Projeyi teslim etmek için geçecek süreyle ilgili. Projenin genel başarısında zamanın ne kadar önemli bir faktör olması gerektiğini anlamaya çalışıyorum.
Amara: Bu harika bir soru. Bence bu gerçekten projeye bağlı. Çok uzun sürmeyecek bir şeyse, zamanın önemli bir faktör olması konusunda endişelenmenize gerek yok. Ancak tamamlanması biraz zaman alacak bir şeyse, zamanında bittiğinden emin olmak için kesinlikle fazladan zaman ayırmalısınız.
Annika: Bu mantıklı. Bir projenin başarısı söz konusu olduğunda başka hangi faktörlerin önemli olduğunu düşünüyorsunuz?
Amara: Bence bütçe büyük bir faktör. Projeyi yapmaya gücünüzün yettiğinden ve yeterli kaynağa sahip olduğunuzdan emin olmanız gerekir. Kalite de bir faktördür. Yüksek kalitede bir şey ürettiğinizden ve teslim ettiğiniz şeyin müşterinin beklentilerini karşıladığından emin olmak istersiniz.
Annika: Bunların hepsi harika noktalar. Sanırım projeyi planlarken bunları aklımda tutacağım.
Amara: Elinizdeki ekibi de göz önünde bulundurmalısınız. Herkesin aynı fikirde olduğundan ve herkesin rol ve sorumluluklarını anladığından emin olmak önemlidir. Bu, projenin başarısında önemli bir faktör olabilir.
Annika: Evet, bu kesinlikle iyi bir nokta. Bunu planlama sürecine dahil edeceğimden emin olabilirsin. Teşekkürler Amara!
Model
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear about the new model of phone that just came out?
Amara: No, I haven’t heard about it. What model is it?
Annika: It’s the latest model from Apple. It’s called the iPhone 11.
Amara: Wow, that sounds like an amazing phone. What features does it have?
Annika: It has a lot of great features. It has a triple-camera system, so you can take amazing photos. It also has an A13 Bionic processor, which is super fast and energy efficient.
Amara: That all sounds amazing! What else does it have?
Annika: Well, it also has a 6.1-inch Liquid Retina display, so you can watch videos and play games in stunning detail. It also has an all-day battery life, so you don’t have to worry about charging it all the time.
Amara: That’s incredible! I’m definitely interested in getting this phone. Do you know how much it costs?
Annika: Yeah, it’s pretty expensive. It starts at $699 for the base model and goes up from there.
Amara: That’s a lot of money. I’ll have to think about it.
Annika: Yeah, it’s a big investment. But if you want a great phone with the latest features, then it’s definitely worth it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, yeni çıkan telefon modelini duydun mu?
Amara: Hayır, hiç duymadım. Hangi model?
Annika: Apple`ın son modeli. Adı iPhone 11.
Amara: Vay canına, harika bir telefona benziyor. Ne gibi özellikleri var?
Annika: Pek çok harika özelliği var. Üçlü kamera sistemine sahip, böylece harika fotoğraflar çekebilirsiniz. Ayrıca süper hızlı ve enerji tasarruflu A13 Bionic işlemciye sahip.
Amara: Bunların hepsi kulağa harika geliyor! Başka neleri var?
Annika: Ayrıca 6,1 inç Liquid Retina ekrana sahip, böylece videoları izleyebilir ve oyunları çarpıcı ayrıntılarla oynayabilirsiniz. Ayrıca tüm gün dayanan bir pil ömrüne sahip, böylece sürekli şarj etme konusunda endişelenmenize gerek kalmıyor.
Amara: Bu inanılmaz! Bu telefonu almakla kesinlikle ilgileniyorum. Fiyatı ne kadar biliyor musunuz?
Annika: Evet, oldukça pahalı. Temel model için 699 dolardan başlıyor ve oradan yükseliyor.
Bu çok para. Bunu düşünmem gerekecek.
Annika: Evet, büyük bir yatırım. Ancak en yeni özelliklere sahip harika bir telefon istiyorsanız, kesinlikle buna değer.
İleriye dönük
Örnek Paragraf: Annika: Hi Amara, how are you?
Amara: I`m doing alright, thanks. What`s up?
Annika: I wanted to talk to you about a prospective job opportunity.
Amara: Oh wow, that sounds interesting. Tell me more.
Annika: Well, it`s a position at a local tech company. They`re looking for someone with a computer science background.
Amara: That definitely fits my skillset. What kind of job is it?
Annika: The job involves developing software and helping with data analytics. It`s a great opportunity to get your foot in the door of the tech industry.
Amara: That does sound intriguing. What kind of experience is required?
Annika: The company is looking for someone with at least 2 years of professional experience in software engineering or data science.
Amara: Okay, I have that kind of experience. What`s the salary range?
Annika: The salary range is between $70,000 and $90,000 per year.
Amara: That`s a very attractive salary. What are the other benefits of the job?
Annika: The company offers a comprehensive benefits package, including health insurance, vacation time, and a 401(k) plan. They also offer flexible working hours and telecommuting options.
Amara: That all sounds great. I`m definitely interested in applying for the job. How do I do that?
Annika: You can submit your application online through the company`s website. Make sure to include your resume and cover letter.
Amara: Alright, I`ll do that. Thanks for the information.
Annika: You`re welcome. Good luck with your application!
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, nasılsın?
İyiyim, teşekkürler. Ne var ne yok?
Annika: Seninle olası bir iş fırsatı hakkında konuşmak istiyorum.
Amara: Vay canına, kulağa ilginç geliyor. Biraz daha anlat.
Yerel bir teknoloji şirketinde bir pozisyon. Bilgisayar bilimi geçmişi olan birini arıyorlar.
Amara: Bu kesinlikle benim becerilerime uyuyor. Ne tür bir iş bu?
Annika: İş, yazılım geliştirmeyi ve veri analizine yardımcı olmayı içeriyor. Teknoloji sektörüne adım atmak için harika bir fırsat.
Amara: Kulağa ilgi çekici geliyor. Ne tür bir deneyim gerekiyor?
Annika: Şirket, yazılım mühendisliği veya veri bilimi alanında en az 2 yıllık profesyonel deneyime sahip birini arıyor.
Amara: Tamam, bu tür bir deneyimim var. Maaş aralığı nedir?
Annika: Maaş aralığı yıllık 70.000 ila 90.000 dolar arasındadır.
Amara: Bu çok cazip bir maaş. İşin diğer avantajları nelerdir?
Annika: Şirket, sağlık sigortası, tatil süresi ve 401(k) planı dahil olmak üzere kapsamlı bir yan haklar paketi sunuyor. Ayrıca esnek çalışma saatleri ve evden çalışma seçenekleri de sunuyorlar.
Amara: Kulağa harika geliyor. İş başvurusunda bulunmakla kesinlikle ilgileniyorum. Bunu nasıl yapacağım?
Annika: Başvurunuzu şirketin web sitesi üzerinden çevrimiçi olarak yapabilirsiniz. Özgeçmişinizi ve ön yazınızı eklediğinizden emin olun.
Amara: Tamam, öyle yapacağım. Bilgi için teşekkürler.
Annika: Rica ederim. Başvurunuzda iyi şanslar!
Korelasyon
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what do you think about the concept of correlation?
Amara: Hey Annika, that`s an interesting question! To me, correlation is when two or more variables are related to each other.
Annika: That`s right! So how do you think correlation works in the real world?
Amara: Well, correlation can be used to explain how two variables interact with each other. For example, we might observe a correlation between a person`s height and their weight. That means that, on average, taller people tend to weigh more than shorter people.
Annika: Interesting! Are there other types of correlation?
Amara: Absolutely. There is also causation, which is a type of correlation where one variable causes another to change. For example, if you increase the amount of water you drink, it might cause your weight to go down. That`s an example of causation.
Annika: Wow, that`s really interesting! Are there any other types of correlation?
Amara: Yes, there is also correlation without causation. This is when two variables are related, but there is no clear cause and effect relationship between them. For example, there might be a correlation between the number of hours of sleep a person gets and their performance at work. But there is no clear cause and effect relationship between the two.
Annika: I see. That`s really interesting. So correlation can be used to explain a lot of things in the real world.
Amara: Yes, it`s a very powerful tool for understanding the world around us.
Türkçe: Annika: Hey Amara, korelasyon kavramı hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Hey Annika, bu ilginç bir soru! Bana göre korelasyon, iki veya daha fazla değişkenin birbiriyle ilişkili olmasıdır.
Annika: Bu doğru! Peki sizce korelasyon gerçek dünyada nasıl işliyor?
Amara: Korelasyon, iki değişkenin birbiriyle nasıl etkileşime girdiğini açıklamak için kullanılabilir. Örneğin, bir kişinin boyu ile kilosu arasında bir korelasyon gözlemleyebiliriz. Bu, ortalama olarak, daha uzun boylu insanların daha kısa boylu insanlardan daha ağır olma eğiliminde olduğu anlamına gelir.
Annika: İlginç! Başka korelasyon türleri de var mı?
Amara: Kesinlikle. Ayrıca, bir değişkenin diğerinin değişmesine neden olduğu bir tür korelasyon olan nedensellik de vardır. Örneğin, içtiğiniz su miktarını artırırsanız, bu kilonuzun azalmasına neden olabilir. Bu bir nedensellik örneğidir.
Annika: Vay canına, bu gerçekten ilginç! Başka korelasyon türleri de var mı?
Amara: Evet, nedensellik olmadan korelasyon da vardır. Bu, iki değişkenin birbiriyle ilişkili olduğu ancak aralarında net bir neden-sonuç ilişkisi olmadığı durumdur. Örneğin, bir kişinin kaç saat uyuduğu ile işteki performansı arasında bir korelasyon olabilir. Ancak bu ikisi arasında net bir neden-sonuç ilişkisi yoktur.
Annika: Anlıyorum. Bu gerçekten ilginç. Yani korelasyon gerçek dünyada pek çok şeyi açıklamak için kullanılabilir.
Amara: Evet, etrafımızdaki dünyayı anlamak için çok güçlü bir araç.
Gösterge
Örnek Paragraf: Annika: Hey, Amara! I wanted to talk to you about something.
Amara: Sure! What’s up?
Annika: So, I’ve been doing some research lately, and I found this really interesting concept called “indicators”. Basically, it’s a tool used by businesses to measure the performance of their operations.
Amara: Wow, that sounds really interesting. What are some examples of indicators?
Annika: Well, one type of indicator is a financial indicator, which measures the financial performance of a company. This can include things like net income, total assets, and operating costs.
Amara: That makes sense. So, what other types of indicators are there?
Annika: Well, there are also operational indicators, which measure the effectiveness of a business’s operations. This could include things like customer satisfaction, market share, or efficiency.
Amara: That’s really interesting. How can businesses use these indicators to improve their performance?
Annika: By tracking these indicators over time, businesses can get a better understanding of their operational performance. This can help them make better decisions about how to run their business, and it can also help them identify areas where performance is lacking. By making small changes in these areas, businesses can improve their overall performance.
Türkçe: Hey, Amara! Seninle bir şey konuşmak istiyorum.
Elbette! Ne var ne yok?
Annika: Son zamanlarda biraz araştırma yapıyordum ve `göstergeler` adı verilen gerçekten ilginç bir kavram buldum. Temel olarak, işletmeler tarafından operasyonlarının performansını ölçmek için kullanılan bir araç.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor. Bazı gösterge örnekleri nelerdir?
Annika: Bir tür gösterge, bir şirketin finansal performansını ölçen finansal bir göstergedir. Bu, net gelir, toplam varlıklar ve işletme maliyetleri gibi şeyleri içerebilir.
Amara: Bu mantıklı. Peki, başka ne tür göstergeler var?
Annika: Bir işletmenin faaliyetlerinin etkinliğini ölçen operasyonel göstergeler de vardır. Bunlar müşteri memnuniyeti, pazar payı veya verimlilik gibi unsurları içerebilir.
Amara: Bu gerçekten ilginç. İşletmeler performanslarını artırmak için bu göstergeleri nasıl kullanabilir?
Annika: İşletmeler bu göstergeleri zaman içinde takip ederek operasyonel performanslarını daha iyi anlayabilirler. Bu, işlerini nasıl yürütecekleri konusunda daha iyi kararlar almalarına yardımcı olabilir ve ayrıca performansın eksik olduğu alanları belirlemelerine yardımcı olabilir. İşletmeler bu alanlarda küçük değişiklikler yaparak genel performanslarını artırabilirler.
Biyoteknoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what have you been up to lately?
Amara: I’ve been studying biotechnology! It’s really interesting and I’m enjoying it a lot.
Annika: Wow, that’s really cool! What is biotechnology?
Amara: Biotechnology is the use of biological processes, organisms, or systems to develop or make products and services. It’s a really broad field and it’s used in many different industries, from agriculture to medicine.
Annika: That’s really interesting. What kind of things are you learning about?
Amara: Well, I’m learning about genetic engineering, biochemistry, and cell culture. I’m also learning about the ethical and environmental implications of biotechnology.
Annika: That sounds like a lot of information! What kind of applications do you think this knowledge could have?
Amara: Well, biotechnology is used to develop new medicines and treatments for diseases, create more efficient and sustainable agricultural practices, and create new materials that are more sustainable and environmentally friendly. It’s also used to develop new energy sources and even new foods.
Annika: That’s really incredible. I’m so impressed with all that biotechnology can do!
Amara: Me too. It’s really fascinating and I’m really enjoying learning about it.
Türkçe: Annika: Hey Amara, son zamanlarda neler yapıyorsun?
Amara: Biyoteknoloji okuyorum! Gerçekten çok ilginç ve çok keyif alıyorum.
Annika: Vay canına, bu gerçekten harika! Biyoteknoloji nedir?
Amara: Biyoteknoloji, ürün ve hizmet geliştirmek ya da üretmek için biyolojik süreçlerin, organizmaların ya da sistemlerin kullanılmasıdır. Gerçekten geniş bir alan ve tarımdan tıbba kadar birçok farklı endüstride kullanılıyor.
Annika: Bu gerçekten ilginç. Ne tür şeyler öğreniyorsun?
Amara: Genetik mühendisliği, biyokimya ve hücre kültürü hakkında bilgi ediniyorum. Ayrıca biyoteknolojinin etik ve çevresel etkileri hakkında da bilgi ediniyorum.
Annika: Kulağa çok fazla bilgi gibi geliyor! Sizce bu bilgi ne tür uygulamalara sahip olabilir?
Amara: Biyoteknoloji hastalıklar için yeni ilaçlar ve tedaviler geliştirmek, daha verimli ve sürdürülebilir tarım uygulamaları yaratmak ve daha sürdürülebilir ve çevre dostu yeni malzemeler oluşturmak için kullanılıyor. Ayrıca yeni enerji kaynakları ve hatta yeni gıdalar geliştirmek için de kullanılıyor.
Annika: Bu gerçekten inanılmaz. Biyoteknolojinin yapabildiği her şeyden çok etkilendim!
Amara: Ben de. Gerçekten büyüleyici ve bu konuda bir şeyler öğrenmekten gerçekten keyif alıyorum.
Nanoteknoloji
Örnek Paragraf: Annika: Have you heard about nanotechnology?
Amara: No, what is it?
Annika: Nanotechnology is a field of science that deals with manipulating matter on a microscopic scale, usually at the nanometer level.
Amara: Interesting. How is it used?
Annika: Nanotechnology has a variety of applications. For example, nanomaterials can be used to build better and more efficient electronic devices, medical devices, and solar cells.
Amara: Wow, that`s pretty amazing. Are there any other applications?
Annika: Yes, nanotechnology can also be used to create new materials with enhanced properties, such as higher strength and better conductivity. It can also be used in the production of food and drug products, as well as for environmental remediation.
Amara: That`s really cool. What does the future of nanotechnology look like?
Annika: Well, scientists and engineers are continuing to develop new applications for nanotechnology, including nano-robots, nanomaterials for 3D printing, and medical treatments. Additionally, there is a lot of potential in nanotechnology for new materials and structures that are stronger, lighter, and more efficient than existing materials.
Türkçe: Annika: Nanoteknolojiyi duydun mu?
Amara: Hayır, nedir bu?
Annika: Nanoteknoloji, maddeyi mikroskobik ölçekte, genellikle nanometre düzeyinde manipüle etmekle ilgilenen bir bilim alanıdır.
Amara: İlginç. Nasıl kullanılıyor?
Annika: Nanoteknolojinin çeşitli uygulamaları vardır. Örneğin, nanomalzemeler daha iyi ve daha verimli elektronik cihazlar, tıbbi cihazlar ve güneş pilleri oluşturmak için kullanılabilir.
Amara: Vay canına, bu oldukça şaşırtıcı. Başka uygulamalar da var mı?
Annika: Evet, nanoteknoloji daha yüksek mukavemet ve daha iyi iletkenlik gibi gelişmiş özelliklere sahip yeni malzemeler yaratmak için de kullanılabilir. Ayrıca gıda ve ilaç ürünlerinin üretiminde ve çevresel iyileştirme için de kullanılabilir.
Amara: Bu gerçekten harika. Nanoteknolojinin geleceği nasıl görünüyor?
Annika: Bilim insanları ve mühendisler nano robotlar, 3D baskı için nanomalzemeler ve tıbbi tedaviler de dahil olmak üzere nanoteknoloji için yeni uygulamalar geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca, nanoteknolojide mevcut malzemelerden daha güçlü, daha hafif ve daha verimli yeni malzemeler ve yapılar için çok fazla potansiyel var.
Kimya
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I heard you`re taking Chemistry this semester. How`s it going?
Amara: Hey Annika! Yeah, I`m taking Chemistry and so far, it`s been pretty interesting. We just started learning about chemical equations and it`s fascinating how all these elements can interact and change each other.
Annika: Wow, that sounds pretty complicated. Do you think you`re keeping up with the concepts?
Amara: I think so. My professor is really helpful and explains everything very clearly. Plus, I`m staying after class to ask him questions and I`m doing the homework.
Annika: That`s great! I`m glad to hear you`re taking it seriously. What do you like most about Chemistry so far?
Amara: I think it`s really cool how you can apply what you learn to everyday life. For example, we learned about the properties of water, and how it`s essential for life. You don`t really think about that kind of stuff unless you learn about it in Chemistry class.
Annika: That`s true! Chemistry is definitely not just a boring science class.
Amara: No way! It`s actually pretty fun and informative. I`m excited to learn more.
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu dönem kimya dersi aldığını duydum. Nasıl gidiyor?
Hey Annika! Evet, Kimya dersi alıyorum ve şu ana kadar oldukça ilginç geçti. Kimyasal denklemleri öğrenmeye yeni başladık ve tüm bu elementlerin nasıl etkileşime girip birbirlerini değiştirebildikleri büyüleyici.
Annika: Vay canına, kulağa oldukça karmaşık geliyor. Kavramlara ayak uydurabildiğini düşünüyor musun?
Amara: Sanırım öyle. Profesörüm gerçekten çok yardımcı oluyor ve her şeyi çok açık bir şekilde anlatıyor. Ayrıca, ona soru sormak için dersten sonra kalıyorum ve ödevleri yapıyorum.
Annika: Bu harika! Bunu ciddiye aldığını duyduğuma sevindim. Şimdiye kadar Kimya ile ilgili en çok neyi sevdin?
Amara: Öğrendiklerinizi günlük hayata uygulayabilmenizin gerçekten harika olduğunu düşünüyorum. Örneğin, suyun özelliklerini ve yaşam için ne kadar gerekli olduğunu öğrendik. Kimya dersinde öğrenmediğiniz sürece bu tür şeyler hakkında gerçekten düşünmezsiniz.
Annika: Bu doğru! Kimya kesinlikle sadece sıkıcı bir fen dersi değildir.
Asla! Aslında oldukça eğlenceli ve bilgilendirici. Daha fazlasını öğrenmek için heyecanlıyım.
Anket
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I have a question for you. Have you ever heard of a survey?
Amara: Yes, I have. Why do you ask?
Annika: I`m interested in conducting a survey. It`s a research method used to collect data from a specific population to gain insights into their opinions, behavior, or beliefs. I was hoping you could help me out.
Amara: Sure, what do you need me to do?
Annika: Well, the first step is to create a survey questionnaire. This is a list of questions that we will be asking our participants. We can use multiple choice, open-ended, or closed-ended questions.
Amara: That sounds interesting. What type of questions will we be asking?
Annika: That depends on the purpose of the survey. We need to determine what information we are trying to collect. For example, if we are conducting a survey to learn more about customer satisfaction, we might ask questions such as `How satisfied are you with your recent purchase?` or `How likely are you to recommend our product to a friend?`.
Amara: That makes sense. What other steps are involved in conducting a survey?
Annika: Once we have created the questionnaire, the next step is to determine our target population. This is the group of people we want to collect data from. After that, we need to decide how we are going to reach out to them. This could be through online surveys, phone interviews, or in-person interviews. After we have collected the data, we need to analyze it and draw conclusions from our findings.
Amara: That sounds like a lot of work! But it also sounds like a really interesting project. Count me in!
Türkçe: Annika: Hey Amara, sana bir sorum var. Hiç anket diye bir şey duydun mu?
Amara: Evet, var. Neden sordunuz?
Annika: Bir anket yapmakla ilgileniyorum. Bu, belirli bir popülasyondan veri toplamak ve bu popülasyonun görüşleri, davranışları veya inançları hakkında bilgi edinmek için kullanılan bir araştırma yöntemidir. Bana yardımcı olabileceğinizi umuyordum.
Amara: Tabii, ne yapmamı istiyorsun?
Annika: İlk adım bir anket soru formu oluşturmaktır. Bu, katılımcılarımıza soracağımız soruların bir listesidir. Çoktan seçmeli, açık uçlu ya da kapalı uçlu sorular kullanabiliriz.
Amara: Kulağa ilginç geliyor. Ne tür sorular soracağız?
Annika: Bu, anketin amacına bağlıdır. Hangi bilgileri toplamaya çalıştığımızı belirlememiz gerekir. Örneğin, müşteri memnuniyeti hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir anket düzenliyorsak, `Son satın alma işleminizden ne kadar memnun kaldınız?` veya `Ürünümüzü bir arkadaşınıza tavsiye etme olasılığınız nedir?` gibi sorular sorabiliriz.
Amara: Bu mantıklı. Bir anket yürütürken başka hangi adımlar atılır?
Annika: Anketi oluşturduktan sonra, bir sonraki adım hedef kitlemizi belirlemektir. Bu, veri toplamak istediğimiz insan grubudur. Bundan sonra, onlara nasıl ulaşacağımıza karar vermemiz gerekir. Bu, çevrimiçi anketler, telefon görüşmeleri veya yüz yüze görüşmeler yoluyla olabilir. Verileri topladıktan sonra bunları analiz etmemiz ve bulgularımızdan sonuçlar çıkarmamız gerekir.
Amara: Kulağa çok fazla iş gibi geliyor! Ama aynı zamanda gerçekten ilginç bir projeye benziyor. Ben de varım!
Niteliksel
Örnek Paragraf: Annika: Hi Amara, How are you?
Amara: I`m doing good. What`s up?
Annika: I`m conducting some research and I`m looking for some qualitative data to support my findings. Do you have any ideas?
Amara: Yes, I think I can help you. What kind of research are you conducting?
Annika: I`m researching consumer behavior and how it affects marketing strategies.
Amara: That sounds interesting. What kind of qualitative data are you looking for?
Annika: I`m looking for information that can be collected through surveys, interviews, observations, and focus groups.
Amara: That`s a lot of data. Have you considered using online resources to collect qualitative data?
Annika: I hadn`t thought about that, but it could be a great way to get some valuable information.
Amara: Absolutely. There are many websites that provide qualitative data that can be used to support research. I`m sure you can find some great resources to help you with your project.
Annika: That`s great advice. I`m going to start looking into it right away. Thanks for your help.
Amara: No problem. Good luck with your research.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, nasılsın?
İyiyim. Ne var ne yok?
Annika: Bir araştırma yürütüyorum ve bulgularımı desteklemek için bazı nitel veriler arıyorum. Herhangi bir fikriniz var mı?
Amara: Evet, sanırım size yardımcı olabilirim. Ne tür bir araştırma yürütüyorsunuz?
Annika: Tüketici davranışlarını ve bunun pazarlama stratejilerini nasıl etkilediğini araştırıyorum.
Amara: Kulağa ilginç geliyor. Ne tür niteliksel veriler arıyorsunuz?
Annika: Anketler, mülakatlar, gözlemler ve odak grupları yoluyla toplanabilecek bilgiler arıyorum.
Amara: Bu çok fazla veri demek. Niteliksel veri toplamak için çevrimiçi kaynakları kullanmayı düşündünüz mü?
Annika: Bunu düşünmemiştim ama değerli bilgiler edinmek için harika bir yol olabilir.
Amara: Kesinlikle. Araştırmayı desteklemek için kullanılabilecek nitel veriler sağlayan birçok web sitesi var. Projenizde size yardımcı olacak harika kaynaklar bulabileceğinizden eminim.
Annika: Bu harika bir tavsiye. Hemen araştırmaya başlayacağım. Yardımınız için teşekkürler.
Amara: Sorun değil. Araştırmanızda iyi şanslar.
Önemlilik
Örnek Paragraf: Annika: So what do you think is the significance of this project?
Amara: Well, I think it`s really important to understand the significance of this project. It`s a really big undertaking and it could have a huge impact on our business.
Annika: What kind of impact do you think it could have?
Amara: I think it could have a positive impact on our bottom line. It could make us more profitable and give us more opportunities to grow and expand.
Annika: That sounds great. What else do you think its significance could be?
Amara: I think it could also help us increase our customer base and gain more market share. It could also help us stay ahead of the competition and make sure we stay relevant in the market.
Annika: That`s definitely important. What else do you think its significance could be?
Amara: I think it could also help us improve our processes and become more efficient. We could use the project to streamline our operations and reduce our costs.
Annika: That all sounds great, but what about the significance to our employees?
Amara: I think it could have a positive effect on our employees as well. The project could give them new skills to learn and use, which would benefit their careers and help them to become more valuable to our company. It could also help them feel more engaged and motivated to do their job well.
Türkçe: Annika: Peki sizce bu projenin önemi nedir?
Amara: Bence bu projenin önemini anlamak gerçekten çok önemli. Bu gerçekten büyük bir girişim ve işimiz üzerinde çok büyük bir etkisi olabilir.
Annika: Sizce ne tür bir etkisi olabilir?
Amara: Bence kârlılığımız üzerinde olumlu bir etkisi olabilir. Bizi daha karlı hale getirebilir ve büyümek ve genişlemek için bize daha fazla fırsat verebilir.
Annika: Kulağa harika geliyor. Sizce bunun başka ne gibi önemi olabilir?
Amara: Bence müşteri tabanımızı artırmamıza ve daha fazla pazar payı kazanmamıza da yardımcı olabilir. Ayrıca rekabette bir adım önde olmamıza ve pazarda kalıcı olmamıza da yardımcı olabilir.
Annika: Bu kesinlikle önemli. Sizce önemi başka ne olabilir?
Amara: Bence süreçlerimizi iyileştirmemize ve daha verimli hale gelmemize de yardımcı olabilir. Projeyi operasyonlarımızı düzene sokmak ve maliyetlerimizi düşürmek için kullanabiliriz.
Annika: Kulağa harika geliyor ama çalışanlarımız için önemi ne olacak?
Amara: Bence çalışanlarımız üzerinde de olumlu bir etkisi olabilir. Proje onlara öğrenecekleri ve kullanacakları yeni beceriler kazandırabilir, bu da kariyerlerine fayda sağlar ve şirketimiz için daha değerli olmalarına yardımcı olur. Ayrıca işlerini daha iyi yapmak için kendilerini daha bağlı ve motive hissetmelerine de yardımcı olabilir.
Sonuç
Örnek Paragraf: Annika: Hi Amara, I`m so glad to finally have the chance to catch up with you!
Amara: It`s great to see you too! So, what`s been going on with you?
Annika: Well, I`ve been working on a project for work and it`s been an interesting experience. I`m just now starting to see the outcome of all the hard work I`ve put in.
Amara: That`s really exciting! What kind of project are you working on?
Annika: It`s a research project about the effects of technology on the workplace. We`re trying to figure out how it affects productivity, morale, and communication.
Amara: Wow, that sounds like a complex project. How has the research gone so far?
Annika: We`ve been collecting data and analyzing it for the past few months and the results have been very interesting. We`ve found that technology can have a positive impact on productivity and morale, but it can also negatively affect communication.
Amara: That`s really fascinating! What do you think the outcome of the project will be?
Annika: I`m hoping that the outcome will be that we can develop a better understanding of how technology affects the workplace and use it to our advantage. I`m also hoping that the research will provide insight into how we can use technology to make the workplace more efficient and productive.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, sonunda seninle görüşme fırsatı bulduğum için çok mutluyum!
Amara: Ben de seni gördüğüme sevindim! Sende neler oluyor?
Annika: İş için bir proje üzerinde çalışıyorum ve bu ilginç bir deneyim oldu. Harcadığım onca emeğin sonucunu yeni yeni görmeye başlıyorum.
Amara: Bu gerçekten heyecan verici! Ne tür bir proje üzerinde çalışıyorsunuz?
Annika: Teknolojinin işyeri üzerindeki etkileri hakkında bir araştırma projesi. Üretkenliği, morali ve iletişimi nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyoruz.
Amara: Vay canına, kulağa karmaşık bir proje gibi geliyor. Araştırma şu ana kadar nasıl gitti?
Annika: Son birkaç aydır veri topluyor ve analiz ediyoruz ve sonuçlar çok ilginç. Teknolojinin üretkenlik ve moral üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini, ancak aynı zamanda iletişimi de olumsuz etkileyebileceğini gördük.
Amara: Bu gerçekten büyüleyici! Projenin sonucunun ne olacağını düşünüyorsunuz?
Annika: Sonuç olarak teknolojinin işyerini nasıl etkilediğine dair daha iyi bir anlayış geliştirebileceğimizi ve bunu kendi avantajımıza kullanabileceğimizi umuyorum. Ayrıca araştırmanın, işyerini daha verimli ve üretken hale getirmek için teknolojiyi nasıl kullanabileceğimiz konusunda fikir vereceğini umuyorum.
Genetik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you watch the documentary about genetics last night?
Amara: Yeah, I did. It was really interesting. What did you think?
Annika: I found it quite fascinating. I had no idea that genetics could influence so much of our physical and mental traits.
Amara: It`s amazing how much of our lives are determined by our genes. For instance, did you know that there are certain genetic markers that can indicate if a person is at risk for certain diseases?
Annika: Wow, that`s incredible. I didn`t know that.
Amara: Yeah, it`s pretty incredible. In fact, there are even genetic tests that can be done to determine if a person is a carrier for a certain genetic disorder.
Annika: That`s incredible. I had no idea that genetics could have such a big impact on our health.
Amara: Yeah, it`s really fascinating. Genetics is an amazing field of science, and it`s helping us uncover so much about ourselves and the world around us.
Türkçe: Annika: Hey Amara, dün gece genetik hakkındaki belgeseli izledin mi?
Amara: Evet, yaptım. Gerçekten ilginçti. Sen ne düşündün?
Annika: Oldukça etkileyici buldum. Genetiğin fiziksel ve zihinsel özelliklerimizi bu kadar çok etkileyebileceğini hiç düşünmemiştim.
Amara: Hayatımızın ne kadar büyük bir kısmının genlerimiz tarafından belirlendiği şaşırtıcı. Örneğin, bir kişinin belirli hastalıklar için risk altında olup olmadığını gösterebilen belirli genetik belirteçler olduğunu biliyor muydunuz?
Annika: Vay canına, bu inanılmaz. Bunu bilmiyordum.
Amara: Evet, bu oldukça inanılmaz. Aslında, bir kişinin belirli bir genetik bozukluk için taşıyıcı olup olmadığını belirlemek için yapılabilecek genetik testler bile var.
Annika: Bu inanılmaz. Genetiğin sağlığımız üzerinde bu kadar büyük bir etkisi olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Amara: Evet, gerçekten büyüleyici. Genetik inanılmaz bir bilim dalı ve kendimiz ve etrafımızdaki dünya hakkında çok fazla şeyi ortaya çıkarmamıza yardımcı oluyor.
Mikrobiyoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey, Amara. How are you doing?
Amara: I`m doing well, thank you. How about you?
Annika: Pretty good, just really busy with this microbiology course I`m taking.
Amara: Wow, that`s great! What kind of things are you learning about?
Annika: Well, a lot of different things. We`ve been doing a lot of work on bacteria and viruses, learning about how they grow and how they cause diseases.
Amara: That sounds really interesting. Is it difficult?
Annika: It can be a bit challenging. It`s a lot of memorization and understanding the material. But I`m enjoying it overall.
Amara: It sounds like you`re really passionate about it.
Annika: I am. I`ve always been interested in health and medicine, and this course has really opened my eyes to the world of microbiology.
Amara: That`s awesome. Are there any particular topics that you`ve found particularly interesting?
Annika: Yeah, there are a few. We just finished learning about bacterial growth and how it relates to food-borne illnesses, which was really fascinating. We also just started learning about how bacteria can be used in biotechnology and how it can be used to create medicines and vaccines. That`s been really interesting too.
Amara: Wow, that does sound cool. I`m glad that you`re enjoying it.
Annika: Yeah, me too. I`m really looking forward to learning more about it.
Türkçe: Hey, Amara. Nasılsın?
Amara: İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?
Annika: Oldukça iyi, sadece aldığım mikrobiyoloji dersiyle çok meşgulüm.
Amara: Vay canına, bu harika! Ne tür şeyler öğreniyorsun?
Annika: Pek çok farklı şey. Bakteriler ve virüsler üzerinde çok fazla çalışma yapıyoruz, nasıl büyüdüklerini ve hastalıklara nasıl neden olduklarını öğreniyoruz.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Zor mu?
Annika: Biraz zorlayıcı olabiliyor. Çok fazla ezber ve materyali anlamak gerekiyor. Ama genel olarak keyif alıyorum.
Amara: Bu konuda gerçekten tutkulu olduğunuz anlaşılıyor.
Annika: Öyleyim. Her zaman sağlık ve tıpla ilgilenmişimdir ve bu kurs gerçekten gözlerimi mikrobiyoloji dünyasına açtı.
Amara: Bu harika. Özellikle ilginç bulduğunuz belirli konular var mı?
Annika: Evet, birkaç tane var. Bakteri üremesi ve bunun gıda kaynaklı hastalıklarla ilişkisini öğrenmeyi yeni bitirdik ki bu gerçekten büyüleyiciydi. Ayrıca bakterilerin biyoteknolojide nasıl kullanılabileceğini ve ilaç ve aşı yapımında nasıl kullanılabileceğini öğrenmeye başladık. Bu da gerçekten çok ilginçti.
Amara: Vay canına, kulağa hoş geliyor. Hoşuna gitmesine sevindim.
Annika: Evet, ben de. Bu konuda daha fazla şey öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
Ekoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you know that ecology is the branch of science that studies the relationship between living organisms and their environment?
Amara: No, I didn`t. That`s really interesting. Does that include humans?
Annika: Absolutely. Humans, animals, plants and all other organisms are studied in relation to their environment. It`s all about understanding the interactions between different organisms, and how they all work together to create a balanced ecosystem.
Amara: Wow, that`s really fascinating. What kind of things do ecologists study?
Annika: Well, they look at the distribution of species, how they interact with each other, what their habitats are like, and how they`re affected by different environmental factors. They also look at how humans impact the environment, and how we can make sustainable decisions that will help maintain the balance of the ecosystem.
Amara: That makes sense. I`m really interested in ecology now, do you think I could start learning more about it?
Annika: Of course! There are lots of great resources out there, like books, websites, and even classes that you can take. It`s a really important branch of science, and understanding it is important for us to make sure we`re living sustainably and protecting our planet.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ekolojinin canlı organizmalar ve çevreleri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalı olduğunu biliyor muydun?
Amara: Hayır, duymadım. Bu gerçekten ilginç. Buna insanlar da dahil mi?
Annika: Kesinlikle. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer tüm organizmalar çevreleriyle ilişkili olarak incelenir. Her şey farklı organizmalar arasındaki etkileşimleri ve dengeli bir ekosistem oluşturmak için hepsinin birlikte nasıl çalıştığını anlamakla ilgilidir.
Amara: Vay canına, bu gerçekten büyüleyici. Ekolojistler ne tür şeyler üzerinde çalışır?
Annika: Türlerin dağılımına, birbirleriyle nasıl etkileşime girdiklerine, yaşam alanlarının nasıl olduğuna ve farklı çevresel faktörlerden nasıl etkilendiklerine bakarlar. Ayrıca insanların çevreyi nasıl etkilediğine ve ekosistemin dengesini korumaya yardımcı olacak sürdürülebilir kararları nasıl alabileceğimize de bakıyorlar.
Amara: Bu mantıklı. Şu anda ekolojiyle gerçekten ilgileniyorum, sence bu konuda daha fazla şey öğrenmeye başlayabilir miyim?
Annika: Tabii ki! Kitaplar, web siteleri ve hatta alabileceğiniz dersler gibi pek çok harika kaynak var. Bu gerçekten önemli bir bilim dalı ve bunu anlamak, sürdürülebilir bir şekilde yaşadığımızdan ve gezegenimizi koruduğumuzdan emin olmamız için önemli.
Jeoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey! What’s up?
Amara: Hey! Not much. Just studying for my geology exam.
Annika: Geology, huh? That’s cool! What made you get interested in geology?
Amara: Well, I’ve always been interested in the natural world and how it works. Geology seemed like a great way to dig deeper and explore the world.
Annika: That’s awesome! What do you like most about geology?
Amara: I love learning about the different types of rocks, the different types of erosional and tectonic processes, and the way they interact with each other. It’s fascinating to me.
Annika: Wow, that sounds amazing! What’s one thing you’ve learned in geology that surprised you?
Amara: I was really surprised to learn about the different types of rocks and how they form. I had no idea that some rocks form from magma or sedimentary processes or from metamorphosis. It’s really neat to learn about how the Earth was formed!
Annika: That is really cool! Have you ever done any field work for geology?
Amara: Yes! I was able to go on a field trip last summer and it was an incredible experience. We were able to go to different sites and observe rocks and sedimentary deposits, and we even got to collect samples and analyze them in the lab. It was really fun!
Annika: That sounds like an amazing experience. I’m sure you learned a lot.
Amara: I definitely did! I learned so much about different geological processes and structures and I was able to apply what I learned in the classroom to real-life situations. It was definitely a great experience.
Türkçe: Annika: Hey! Naber?
Hey! Pek bir şey yok. Jeoloji sınavıma çalışıyorum.
Annika: Jeoloji, ha? Ne güzel! Jeolojiyle ilgilenmene ne sebep oldu?
Amara: Doğal dünya ve onun nasıl işlediği her zaman ilgimi çekmiştir. Jeoloji, daha derine inmek ve dünyayı keşfetmek için harika bir yol gibi göründü.
Annika: Bu harika! Jeolojinin en çok nesini seviyorsun?
Amara: Farklı kaya türlerini, farklı erozyonel ve tektonik süreçleri ve bunların birbirleriyle etkileşim biçimlerini öğrenmeyi seviyorum. Bu benim için büyüleyici.
Annika: Vay canına, kulağa harika geliyor! Jeolojide öğrendiğin ve seni şaşırtan şey neydi?
Amara: Farklı kaya türlerini ve nasıl oluştuklarını öğrenmek beni gerçekten şaşırttı. Bazı kayaların magma veya tortul süreçlerden ya da başkalaşımdan oluştuğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Dünyanın nasıl oluştuğunu öğrenmek gerçekten çok güzel!
Annika: Bu gerçekten harika! Jeoloji için hiç saha çalışması yaptınız mı?
Amara: Evet! Geçen yaz bir saha gezisine gidebildim ve inanılmaz bir deneyimdi. Farklı bölgelere gidip kayaları ve tortul birikintileri gözlemleyebildik ve hatta örnekler toplayıp laboratuvarda analiz ettik. Gerçekten çok eğlenceliydi!
Annika: Kulağa harika bir deneyim gibi geliyor. Eminim çok şey öğrenmişsinizdir.
Amara: Kesinlikle öğrendim! Farklı jeolojik süreçler ve yapılar hakkında çok şey öğrendim ve sınıfta öğrendiklerimi gerçek hayattaki durumlara uygulayabildim. Kesinlikle harika bir deneyimdi.
Fizik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you studying in college?
Amara: Hi Annika, I`m majoring in Physics. How about you?
Annika: Wow, Physics is so cool! I`m actually majoring in Psychology. What made you choose Physics?
Amara: Ever since I was a kid, I`ve been really interested in the way things work. Physics gives me the chance to dig deeper into the laws of nature, and understand why things happen the way they do.
Annika: That`s really cool! What do you like most about Physics?
Amara: I love the challenge of solving problems and discovering new concepts. It`s really satisfying when I`m able to understand something that I had no idea about before.
Annika: It sounds like you really enjoy Physics. What do you plan to do with your degree?
Amara: I`m not sure yet. I`m still exploring my options. I`m interested in pursuing a career in engineering, but I`m also looking at teaching and research opportunities.
Annika: That`s great! It sounds like you`re open to a lot of possibilities.
Amara: Yeah, I`m excited to see where this journey takes me. I`m grateful to have a degree in a field that offers so many opportunities.
Türkçe: Annika: Hey Amara, üniversitede ne okuyorsun?
Amara: Merhaba Annika, ben Fizik okuyorum. Peki ya sen?
Annika: Vay canına, Fizik çok havalı! Ben aslında Psikoloji okuyorum. Fiziği seçmene ne sebep oldu?
Amara: Çocukluğumdan beri her şeyin nasıl işlediğiyle gerçekten ilgileniyorum. Fizik bana doğa kanunlarının derinliklerine inme ve olayların neden bu şekilde gerçekleştiğini anlama şansı veriyor.
Annika: Bu gerçekten harika! Fizikle ilgili en çok neyi seviyorsun?
Amara: Problem çözmenin ve yeni kavramlar keşfetmenin zorluğunu seviyorum. Daha önce hakkında hiçbir fikrim olmayan bir şeyi anlayabilmek gerçekten tatmin edici.
Annika: Fizikten gerçekten hoşlanıyormuşsun gibi görünüyor. Diplomanla ne yapmayı planlıyorsun?
Amara: Henüz emin değilim. Hâlâ seçeneklerimi araştırıyorum. Mühendislik alanında kariyer yapmakla ilgileniyorum, ancak öğretim ve araştırma fırsatlarına da bakıyorum.
Annika: Bu harika! Kulağa pek çok olasılığa açıkmışsınız gibi geliyor.
Amara: Evet, bu yolculuğun beni nereye götüreceğini görmek için heyecanlıyım. Bu kadar çok fırsat sunan bir alanda diploma sahibi olduğum için minnettarım.
Matematik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you up to?
Amara: Hi Annika, I`m studying for my math test. I`m really struggling with some of the concepts.
Annika: Ah, mathematics, right? What`s the issue?
Amara: Well, I`m having trouble understanding how to solve equations using the quadratic formula. I`m just not sure how to apply it.
Annika: Oh, I see. Well, have you tried breaking it down into steps so you can understand it better?
Amara: Yes, I`ve tried that but it`s still not making sense to me.
Annika: Okay, I think I can help. Do you have a pen and paper?
Amara: Yes, I do.
Annika: Great, let`s start by writing down the equation and the quadratic formula. Then, we can take it step by step, so you can understand the process better.
Amara: That sounds like a good plan. Let`s do it!
Annika: Alright, so the quadratic formula is x = -b ± √b2 - 4ac / 2a. So, if we want to solve for x, we first need to identify the values of a, b, and c.
Amara: Yes, I get that.
Annika: Good. Let`s say that a = 2, b = 5, and c = 3. Then, we can plug those values into the formula and simplify it.
Amara: So, it would be x = -5 ±√25 - 24/4?
Annika: That`s right. Now, let`s calculate the square root and the rest of the equation.
Amara: Okay. So, the square root would be √1, so the equation would be x = -5 ± 1/4.
Annika: Perfect. Now, we can solve for x.
Amara: So, it would be x = -5 + 1/4 and x = -5 - 1/4?
Annika: Exactly. So, the two solutions would be x = -4 3/4 and x = -5 1/4.
Amara: Wow, that makes a lot more sense now. Thank you so much for your help, Annika!
Annika: You`re welcome! I`m glad I could help.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne yapıyorsun?
Amara: Merhaba Annika, matematik sınavıma çalışıyorum. Bazı kavramlarda gerçekten zorlanıyorum.
Annika: Ah, matematik, değil mi? Sorun nedir?
Amara: İkinci dereceden formülü kullanarak denklemleri nasıl çözeceğimi anlamakta zorlanıyorum. Sadece nasıl uygulayacağımdan emin değilim.
Annika: Oh, anlıyorum. Peki, daha iyi anlayabilmek için adımlara ayırmayı denediniz mi?
Amara: Evet, bunu denedim ama bana hala mantıklı gelmiyor.
Annika: Tamam, sanırım yardım edebilirim. Kalem ve kağıdın var mı?
Amara: Evet, biliyorum.
Annika: Harika, denklemi ve ikinci dereceden formülü yazarak başlayalım. Daha sonra, süreci daha iyi anlayabilmeniz için adım adım ilerleyebiliriz.
İyi bir plana benziyor. Hadi yapalım şunu!
Annika: Pekala, ikinci dereceden formül x = -b ± √b2 - 4ac / 2a`dır. Dolayısıyla, x`i çözmek istiyorsak, öncelikle a, b ve c değerlerini belirlememiz gerekir.
Amara: Evet, anlıyorum.
Annika: Güzel. Diyelim ki a = 2, b = 5 ve c = 3. O zaman bu değerleri formüle ekleyebilir ve basitleştirebiliriz.
Amara: Yani x = -5 ±√25 - 24/4 mü olur?
Annika: Bu doğru. Şimdi karekökü ve denklemin geri kalanını hesaplayalım.
Amara: Tamam. O zaman karekök √1 olur, yani denklem x = -5 ± 1/4 olur.
Annika: Mükemmel. Şimdi, x`i çözebiliriz.
Amara: Yani x = -5 + 1/4 ve x = -5 - 1/4 mü olacak?
Annika: Kesinlikle. Yani, iki çözüm x = -4 3/4 ve x = -5 1/4 olacaktır.
Amara: Vay canına, şimdi çok daha mantıklı oldu. Yardımın için çok teşekkür ederim, Annika!
Annika: Rica ederim! Yardım edebildiğime sevindim.
Astronomi
Örnek Paragraf: Annika: Hey, Amara! Have you ever tried studying astronomy?
Amara: Astronomy? What do you mean?
Annika: Astronomy is the study of the universe, including stars, planets, galaxies, and other space-related phenomena.
Amara: I`m sorry, I`m not familiar with that. It sounds fascinating though.
Annika: It is! Astronomy has been studied for thousands of years, and it has yielded many discoveries. You can learn so much from studying it.
Amara: That sounds really interesting. What kind of discoveries have been made?
Annika: Well, one of the most famous discoveries was made by Galileo Galilei, who used a telescope to observe the night sky. He was the first to observe the four moons of Jupiter, and he also observed sunspots.
Amara: Wow, that`s incredible. What else have astronomers discovered?
Annika: Astronomers have discovered thousands of planets beyond our own solar system, some of which may be capable of supporting life. They have also studied the formation of stars and galaxies, and analyzed the composition of comets and asteroids.
Amara: That`s amazing. Where can I learn more about astronomy?
Annika: You can find lots of information online, or you can take a class at your local college or university. You can also join an astronomy club or watch lectures and demonstrations at a nearby planetarium.
Türkçe: Annika: Hey, Amara! Hiç astronomi çalışmayı denedin mi?
Astronomi mi? Ne demek istiyorsun?
Annika: Astronomi, yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve uzayla ilgili diğer fenomenler de dahil olmak üzere evrenin incelenmesidir.
Amara: Üzgünüm, buna aşina değilim. Yine de kulağa büyüleyici geliyor.
Annika: Öyle! Astronomi binlerce yıldır inceleniyor ve pek çok keşifte bulunuldu. Onu inceleyerek çok şey öğrenebilirsiniz.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Ne tür keşifler yapıldı?
Annika: En ünlü keşiflerden biri, gece gökyüzünü gözlemlemek için bir teleskop kullanan Galileo Galilei tarafından yapıldı. Jüpiter`in dört uydusunu gözlemleyen ilk kişiydi ve ayrıca güneş lekelerini de gözlemledi.
Vay canına, bu inanılmaz. Astronomlar başka neler keşfetti?
Annika: Gökbilimciler kendi güneş sistemimizin ötesinde, bazıları yaşamı destekleyebilecek binlerce gezegen keşfettiler. Ayrıca yıldızların ve galaksilerin oluşumunu incelediler ve kuyruklu yıldızların ve asteroitlerin bileşimini analiz ettiler.
Amara: Bu inanılmaz. Astronomi hakkında daha fazla bilgiyi nereden öğrenebilirim?
Annika: İnternette pek çok bilgi bulabilir ya da yerel kolej veya üniversitenizde bir ders alabilirsiniz. Ayrıca bir astronomi kulübüne katılabilir veya yakındaki bir planetaryumda dersler ve gösteriler izleyebilirsiniz.
Astronotik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear the news?
Amara: No, what’s going on?
Annika: It turns out that our school has added a new course called Astronautics.
Amara: Wow! That’s amazing! What does it cover?
Annika: It covers the basics of spaceflight, spacecraft design and construction, engineering, and the history of space exploration. It’s a very comprehensive course.
Amara: That’s so cool! Is it available to everyone, or just a select few?
Annika: It’s available to all students who are interested. It’s a great opportunity to learn more about space exploration and to hopefully get a better understanding of how it all works.
Amara: I’m definitely interested! I’ve always been fascinated by space and the possibilities of exploration. When does it start?
Annika: It starts next month. You should definitely sign up and give it a try.
Amara: I definitely will! Thanks for the heads up.
Türkçe: Annika: Hey Amara, haberleri duydun mu?
Amara: Hayır, neler oluyor?
Annika: Görünüşe göre okulumuza Astronotik adında yeni bir ders eklenmiş.
Amara: Vay canına! Bu inanılmaz bir şey! Neyi kapsıyor?
Annika: Uzay uçuşunun temelleri, uzay aracı tasarımı ve yapımı, mühendislik ve uzay araştırmalarının tarihini kapsıyor. Çok kapsamlı bir kurs.
Amara: Bu çok havalı! Herkese açık mı, yoksa sadece birkaç kişiye mi?
Annika: İlgilenen tüm öğrencilere açık. Uzay araştırmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bunların nasıl işlediğini daha iyi anlamak için harika bir fırsat.
Amara: Kesinlikle ilgileniyorum! Uzay ve keşif olanakları beni her zaman büyülemiştir. Ne zaman başlıyor?
Annika: Önümüzdeki ay başlıyor. Kesinlikle kaydolmalı ve denemelisiniz.
Amara: Kesinlikle deneyeceğim! Haber verdiğin için teşekkürler.
Nörobiyoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear about the new course on Neurobiology that`s being offered at our university?
Amara: No, I haven`t. What is Neurobiology?
Annika: Neurobiology is the study of the structure and function of the nervous system. It looks at how the brain works and how it affects behavior.
Amara: Wow, that sounds really interesting. What kind of topics does it cover?
Annika: It covers a wide range of topics, from the development of the nervous system to the molecular basis of learning and memory. It also looks at the neural basis of behavior, including emotions, decision-making, and language.
Amara: That sounds like a lot to learn in one course! What is the course structure like?
Annika: It`s divided into two parts. The first part is focused on the basic principles of neuroscience, including anatomy and physiology of the nervous system, neural development, and synaptic transmission. The second part is focused on the application of these principles to cognitive and behavioral neuroscience.
Amara: That sounds really fascinating. I think I`m going to sign up for the course!
Annika: That`s great! I`m sure you`ll learn so much about the brain and its functions. I`m really looking forward to taking the course too.
Türkçe: Annika: Hey Amara, üniversitemizde açılan yeni Nörobiyoloji dersini duydun mu?
Amara: Hayır, duymadım. Nörobiyoloji nedir?
Annika: Nörobiyoloji, sinir sisteminin yapısı ve işlevinin incelenmesidir. Beynin nasıl çalıştığına ve davranışı nasıl etkilediğine bakar.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor. Ne tür konuları kapsıyor?
Annika: Sinir sisteminin gelişiminden öğrenme ve hafızanın moleküler temellerine kadar çok çeşitli konuları kapsıyor. Ayrıca duygular, karar verme ve dil de dahil olmak üzere davranışın sinirsel temelini de incelemektedir.
Amara: Bir kursta öğrenilecek çok şey var gibi görünüyor! Kursun yapısı nasıl?
Annika: İki bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm, sinir sisteminin anatomisi ve fizyolojisi, nöral gelişim ve sinaptik iletim dahil olmak üzere sinirbilimin temel ilkelerine odaklanmaktadır. İkinci bölüm ise bu ilkelerin bilişsel ve davranışsal sinirbilime uygulanmasına odaklanıyor.
Amara: Kulağa gerçekten büyüleyici geliyor. Sanırım kursa kayıt olacağım!
Annika: Bu harika! Eminim beyin ve işlevleri hakkında çok şey öğreneceksiniz. Ben de kursa katılmayı dört gözle bekliyorum.
Paleobiyoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, have you ever heard of palaeobiology?
Amara: No, I haven’t. What is it?
Annika: Palaeobiology is the study of ancient life using fossils and other evidence found in the geological record. It’s a relatively new field of science, but it’s become increasingly popular in the last few decades.
Amara: That sounds really cool! What do palaeobiologists do?
Annika: Well, they study fossils to understand the evolution and ecology of ancient life forms. They look at how organisms interacted with their environment, and how they changed over time. They also use modern technologies like DNA analysis and radiometric dating to reconstruct the development of organisms or ecosystems.
Amara: Wow, that’s fascinating. So, what kind of research do palaeobiologists do?
Annika: Palaeobiologists often focus on particular time periods or regions. For example, they may study the evolution of dinosaurs during the Mesozoic era, or the development of coral reef ecosystems in the Caribbean. They also look at the effects of major events like mass extinctions, or how large-scale climate change affected ancient organisms.
Amara: That’s really interesting. It sounds like palaeobiology is a great way to learn about our planet’s past.
Annika: Absolutely! Palaeobiology gives us a unique window into Earth’s history and helps us to understand the evolutionary processes that shaped life on our planet. It’s an incredibly important field of study, and I’m sure it will continue to grow in the years to come.
Türkçe: Annika: Hey Amara, paleobiyolojiyi hiç duydun mu?
Hayır, görmedim. Ne oldu?
Annika: Paleobiyoloji, jeolojik kayıtlarda bulunan fosilleri ve diğer kanıtları kullanarak eski yaşamın incelenmesidir. Nispeten yeni bir bilim alanıdır, ancak son birkaç on yılda giderek daha popüler hale gelmiştir.
Amara: Kulağa gerçekten harika geliyor! Paleobiyologlar ne iş yapar?
Annika: Eski yaşam formlarının evrimini ve ekolojisini anlamak için fosiller üzerinde çalışıyorlar. Organizmaların çevreleriyle nasıl etkileşime girdiklerine ve zaman içinde nasıl değiştiklerine bakarlar. Ayrıca organizmaların veya ekosistemlerin gelişimini yeniden yapılandırmak için DNA analizi ve radyometrik tarihleme gibi modern teknolojileri kullanırlar.
Amara: Vay canına, bu büyüleyici. Peki paleobiyologlar ne tür araştırmalar yaparlar?
Annika: Paleobiyologlar genellikle belirli zaman dilimlerine veya bölgelere odaklanırlar. Örneğin, Mezozoik çağda dinozorların evrimini veya Karayipler`deki mercan resifi ekosistemlerinin gelişimini inceleyebilirler. Ayrıca kitlesel yok oluşlar gibi büyük olayların etkilerine veya büyük ölçekli iklim değişikliğinin eski organizmaları nasıl etkilediğine de bakarlar.
Amara: Bu gerçekten ilginç. Paleobiyoloji gezegenimizin geçmişi hakkında bilgi edinmek için harika bir yol gibi görünüyor.
Annika: Kesinlikle! Paleobiyoloji bize Dünya`nın tarihine eşsiz bir pencere açıyor ve gezegenimizdeki yaşamı şekillendiren evrimsel süreçleri anlamamıza yardımcı oluyor. Bu son derece önemli bir çalışma alanı ve eminim önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam edecek.
Biyofizik
Örnek Paragraf: Annika: Hi Amara, what did you do today?
Amara: Today, I was studying biophysics.
Annika: Biophysics? What is that?
Amara: Biophysics is the study of the physical and chemical principles that underlie the processes of life. It uses the tools of physics, biology, and chemistry to understand how living things work.
Annika: That sounds pretty complicated.
Amara: It can be, but it`s also really interesting. For example, we`ve been looking at how physical forces like gravity and electricity affect the way cells move and interact.
Annika: Wow, so you`re studying the physics of living things? That`s fascinating.
Amara: It definitely is. We`re also looking at how physical and chemical processes affect things like metabolism and cell function.
Annika: That sounds like a lot to learn.
Amara: It is, but it`s also so rewarding. I`m learning about the amazing complexity of life and the way different physical and chemical processes cooperate to make it happen. It`s really inspiring.
Türkçe: Annika: Merhaba Amara, bugün ne yaptın?
Amara: Bugün biyofizik çalışıyordum.
Annika: Biyofizik? Nedir o?
Amara: Biyofizik, yaşam süreçlerinin altında yatan fiziksel ve kimyasal ilkelerin incelenmesidir. Canlıların nasıl çalıştığını anlamak için fizik, biyoloji ve kimya araçlarını kullanır.
Annika: Kulağa oldukça karmaşık geliyor.
Amara: Olabilir ama aynı zamanda gerçekten ilginç. Örneğin, yerçekimi ve elektrik gibi fiziksel güçlerin hücrelerin hareket etme ve etkileşime girme şeklini nasıl etkilediğine bakıyoruz.
Annika: Vay canına, yani canlıların fiziği üzerine mi çalışıyorsun? Bu büyüleyici.
Amara: Kesinlikle öyle. Ayrıca fiziksel ve kimyasal süreçlerin metabolizma ve hücre işlevi gibi şeyleri nasıl etkilediğine de bakıyoruz.
Annika: Öğrenecek çok şey varmış gibi geliyor.
Amara: Öyle ama aynı zamanda çok ödüllendirici. Yaşamın inanılmaz karmaşıklığını ve farklı fiziksel ve kimyasal süreçlerin bunu gerçekleştirmek için nasıl işbirliği yaptığını öğreniyorum. Bu gerçekten ilham verici.
Meteoroloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you know much about Meteorology?
Amara: Actually, yeah I do know something about it. Meteorology is the study of the atmosphere, which includes the temperature, pressure, humidity, wind, and precipitation.
Annika: That`s amazing! So what kind of topics does Meteorology cover?
Amara: Well, it covers a lot of topics. It deals with everything from climate change and global warming to forecasting the weather and understanding the different kinds of clouds.
Annika: Wow, that`s a lot to cover. Is it difficult to learn Meteorology?
Amara: It can be. It`s not just a matter of memorizing facts and figures, it involves understanding the complex interactions between the different elements of the atmosphere. But with enough dedication and practice, anyone can learn the basics.
Annika: That`s good to know. I`m sure I`ll find it interesting to study.
Amara: Definitely. There`s a lot of fascinating things to learn about Meteorology and it can be a really rewarding field of study. Plus, it`s a great way to stay informed about the weather and climate.
Annika: That`s true. I think I`m going to look into it more. Thanks for your help, Amara.
Amara: No problem. I`m happy to help.
Türkçe: Annika: Hey Amara, Meteoroloji hakkında çok şey biliyor muydun?
Amara: Aslında evet, bu konuda bir şeyler biliyorum. Meteoroloji, sıcaklık, basınç, nem, rüzgar ve yağışı içeren atmosferin incelenmesidir.
Annika: Bu harika! Peki Meteoroloji ne tür konuları kapsıyor?
Amara: Pek çok konuyu kapsıyor. İklim değişikliği ve küresel ısınmadan hava tahminine ve farklı bulut türlerini anlamaya kadar her şeyle ilgilenir.
Annika: Vay canına, bu kapsadığı çok şey var. Meteoroloji öğrenmek zor mu?
Amara: Olabilir. Bu sadece gerçekleri ve rakamları ezberleme meselesi değil, atmosferin farklı unsurları arasındaki karmaşık etkileşimleri anlamayı da içeriyor. Ancak yeterli özveri ve pratikle herkes temel bilgileri öğrenebilir.
Annika: Bunu bilmek güzel. Çalışmayı ilginç bulacağıma eminim.
Amara: Kesinlikle. Meteoroloji hakkında öğrenilecek pek çok büyüleyici şey var ve bu gerçekten ödüllendirici bir çalışma alanı olabilir. Ayrıca, hava durumu ve iklim hakkında bilgi sahibi olmak için harika bir yol.
Annika: Bu doğru. Sanırım daha fazla araştıracağım. Yardımın için teşekkürler, Amara.
Amara: Sorun değil. Yardım etmekten mutluluk duyarım.
Klimatoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what do you think about climatology?
Amara: Climatology? Well, I think it’s an extremely important field of study. It’s the study of the climate and its effects on our planet.
Annika: That’s right. It’s the scientific study of climate, including the atmosphere, hydrosphere, and biosphere.
Amara: That’s right. The study of climatology is essential for understanding how climate change is affecting the environment, and how human activities can either increase or reduce the effects of climate change.
Annika: Yes, understanding climatology is a key part of helping people to be better prepared for the future. We need to be aware of the effects of climate change, and how to mitigate them.
Amara: Absolutely. It’s important to understand the science of climatology in order to make informed decisions about how to protect our planet and its resources.
Annika: That’s right. There’s also a lot of interesting research being done in the field of climatology. For example, scientists are studying how climate change is impacting plant and animal species, and how it’s affecting the ocean and coastal areas.
Amara: Yes, it’s fascinating to see how the environment is changing. There’s so much that we still don’t know about the impacts of climate change, and climatology is helping us to learn more.
Annika: Yes, it’s definitely an important field of study. I think it’s important for everyone to be aware of the science of climatology and how it’s impacting our world.
Türkçe: Annika: Hey Amara, klimatoloji hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Klimatoloji mi? Bence son derece önemli bir çalışma alanı. İklimin ve gezegenimiz üzerindeki etkilerinin incelenmesi.
Annika: Bu doğru. Atmosfer, hidrosfer ve biyosfer de dahil olmak üzere iklimin bilimsel olarak incelenmesidir.
Amara: Bu doğru. Klimatoloji çalışması, iklim değişikliğinin çevreyi nasıl etkilediğini ve insan faaliyetlerinin iklim değişikliğinin etkilerini nasıl artırabileceğini veya azaltabileceğini anlamak için gereklidir.
Annika: Evet, klimatolojiyi anlamak, insanların geleceğe daha iyi hazırlanmalarına yardımcı olmanın önemli bir parçasıdır. İklim değişikliğinin etkilerinin ve bunların nasıl hafifletileceğinin farkında olmamız gerekiyor.
Amara: Kesinlikle. Gezegenimizi ve kaynaklarını nasıl koruyacağımız konusunda bilinçli kararlar verebilmek için klimatoloji bilimini anlamak önemli.
Annika: Bu doğru. Klimatoloji alanında yapılan pek çok ilginç araştırma da var. Örneğin, bilim insanları iklim değişikliğinin bitki ve hayvan türlerini nasıl etkilediğini ve okyanus ile kıyı bölgelerini nasıl etkilediğini inceliyor.
Amara: Evet, çevrenin nasıl değiştiğini görmek büyüleyici. İklim değişikliğinin etkileri hakkında hala bilmediğimiz çok şey var ve klimatoloji daha fazla şey öğrenmemize yardımcı oluyor.
Annika: Evet, kesinlikle önemli bir çalışma alanı. Herkesin klimatoloji biliminin ve bunun dünyamızı nasıl etkilediğinin farkında olmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Antropoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what did you major in college?
Amara: I majored in anthropology.
Annika: Wow, that sounds really interesting! What made you choose to study anthropology?
Amara: Well, I`ve always been fascinated by culture, and anthropology seemed like the perfect way to explore that. I wanted to learn more about different cultures and how they influence our lives.
Annika: That makes sense. What did you study while in school?
Amara: I studied a variety of topics, but the main focus was on the study of people and their cultures. I studied cultural history, language, religion, art, and other aspects of human behavior.
Annika: Wow, that`s a lot! What was the most interesting thing you learned?
Amara: One of the most interesting things I learned was how our behavior and beliefs are shaped by our culture. It was fascinating to see how different cultures have different ways of perceiving the world and how those beliefs and values affect our daily lives.
Annika: That`s really cool. What do you do now with your degree in anthropology?
Amara: After graduating, I decided to pursue a career in international development. My degree in anthropology has been really helpful in understanding different cultures and their needs. I`m now working in a research capacity to help develop sustainable solutions to poverty and inequality.
Annika: That`s amazing! It sounds like you`re really making a difference.
Amara: Thanks! I`m really passionate about this work and I`m excited to see the positive impact it can have on people`s lives.
Türkçe: Annika: Hey Amara, üniversitede hangi bölümü okudun?
Amara: Antropoloji okudum.
Annika: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor! Antropoloji okumayı seçmenize ne sebep oldu?
Amara: Kültür beni her zaman büyülemiştir ve antropoloji bunu keşfetmek için mükemmel bir yol gibi görünüyordu. Farklı kültürler ve bunların hayatlarımızı nasıl etkilediği hakkında daha fazla şey öğrenmek istedim.
Annika: Bu mantıklı. Okuldayken ne okudunuz?
Amara: Çeşitli konularda çalıştım, ancak ana odak noktası insanlar ve kültürleri üzerineydi. Kültür tarihi, dil, din, sanat ve insan davranışının diğer yönlerini inceledim.
Annika: Vay canına, bu çok fazla! Öğrendiğiniz en ilginç şey neydi?
Amara: Öğrendiğim en ilginç şeylerden biri, davranışlarımızın ve inançlarımızın kültürümüz tarafından nasıl şekillendirildiğiydi. Farklı kültürlerin dünyayı algılama biçimlerinin nasıl farklı olduğunu ve bu inanç ve değerlerin günlük hayatımızı nasıl etkilediğini görmek büyüleyiciydi.
Annika: Bu gerçekten harika. Antropoloji diplomanı aldıktan sonra şimdi ne yapıyorsun?
Amara: Mezun olduktan sonra uluslararası kalkınma alanında kariyer yapmaya karar verdim. Antropoloji diplomam farklı kültürleri ve onların ihtiyaçlarını anlamamda çok yardımcı oldu. Şu anda yoksulluk ve eşitsizliğe karşı sürdürülebilir çözümler geliştirmeye yardımcı olmak için araştırma kapasitesinde çalışıyorum.
Annika: Bu harika! Gerçekten bir fark yaratıyormuşsunuz gibi görünüyor.
Amara: Teşekkürler! Bu iş konusunda gerçekten tutkuluyum ve insanların hayatları üzerinde yaratabileceği olumlu etkiyi görmek beni heyecanlandırıyor.
Viroloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I`ve been thinking about what I want to study for my PhD, and I think I`m going to specialize in virology.
Amara: Virology? That`s a pretty specialized field. What made you decide to focus on that?
Annika: Well, I`ve always been interested in the study of viruses, and I think it`s a fascinating field. Plus, I think it`s an important area of study, since viruses can cause so much destruction, both to humans and other species.
Amara: That`s true. So, what kind of research will you be doing in virology?
Annika: I`m hoping to focus my research on understanding the behavior of viruses, and how they interact with other organisms. I`m also interested in developing new treatments and vaccines for existing and emerging viruses.
Amara: That sounds really interesting. So, how will you be getting your research done?
Annika: I`m planning to work in a lab environment, and use a variety of techniques, like molecular biology, genetic engineering, and immunology. I`ll also be doing a lot of fieldwork, so I can observe viruses in their natural environment.
Amara: Wow, that sounds like a lot of work. Are you sure you`re up for it?
Annika: Definitely! I`m really excited to dig into this field, and I`m confident I have the skills and knowledge to make a real difference in the world of virology.
Türkçe: Annika: Hey Amara, doktoram için ne çalışmak istediğimi düşünüyordum ve sanırım viroloji alanında uzmanlaşacağım.
Amara: Viroloji mi? Bu oldukça uzmanlaşmış bir alan. Buna odaklanmaya karar vermenize ne sebep oldu?
Annika: Virüslerle ilgili çalışmalar her zaman ilgimi çekmiştir ve bence büyüleyici bir alan. Ayrıca, virüsler hem insanlar hem de diğer türler için çok fazla yıkıma neden olabileceğinden, bunun önemli bir çalışma alanı olduğunu düşünüyorum.
Amara: Bu doğru. Peki, viroloji alanında ne tür araştırmalar yapacaksınız?
Annika: Araştırmalarımı virüslerin davranışlarını ve diğer organizmalarla nasıl etkileşime girdiklerini anlamaya odaklamayı umuyorum. Ayrıca mevcut ve yeni ortaya çıkan virüsler için yeni tedaviler ve aşılar geliştirmekle de ilgileniyorum.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Peki, araştırmanızı nasıl yapacaksınız?
Annika: Laboratuvar ortamında çalışmayı ve moleküler biyoloji, genetik mühendisliği ve immünoloji gibi çeşitli teknikler kullanmayı planlıyorum. Ayrıca çok sayıda saha çalışması yapacağım, böylece virüsleri doğal ortamlarında gözlemleyebileceğim.
Amara: Vay canına, bu çok iş gibi görünüyor. Buna hazır olduğuna emin misin?
Annika: Kesinlikle! Bu alana gireceğim için gerçekten heyecanlıyım ve viroloji dünyasında gerçek bir fark yaratacak beceri ve bilgiye sahip olduğumdan eminim.
Varyasyon
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you up to?
Amara: Not much. Just trying to come up with some ideas for a new project.
Annika: What kind of project?
Amara: I`m trying to create a variation of a popular game. I want to create something new and unique that people will enjoy playing.
Annika: That sounds interesting! What kind of game are you planning on making?
Amara: Well, I`m thinking of making a game that combines elements from different genres. I`m not sure exactly which genres yet, but I`m thinking about incorporating elements from strategy games, role-playing games, and maybe even some puzzle elements.
Annika: Wow, that sounds really cool! How are you going to make sure that the game is balanced?
Amara: I`m going to use playtesting to help me make sure the game is balanced and enjoyable. I`ll also be relying on feedback from gamers and other developers to help me make sure the game is as good as it can be.
Annika: That sounds like a great approach. I`m sure your game is going to be great!
Amara: Thanks! I`m hoping that it will be. I`m really excited to see what gamers think of it once it`s finished.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne yapıyorsun?
Pek değil. Sadece yeni bir proje için bazı fikirler bulmaya çalışıyorum.
Annika: Ne tür bir proje?
Amara: Popüler bir oyunun varyasyonunu yaratmaya çalışıyorum. İnsanların oynamaktan keyif alacağı yeni ve benzersiz bir şey yaratmak istiyorum.
Annika: Kulağa ilginç geliyor! Ne tür bir oyun yapmayı planlıyorsunuz?
Amara: Farklı türlerden öğeleri birleştiren bir oyun yapmayı düşünüyorum. Henüz tam olarak hangi türler olduğundan emin değilim, ancak strateji oyunlarından, rol yapma oyunlarından ve hatta belki de bazı bulmaca öğelerinden öğeler eklemeyi düşünüyorum.
Annika: Vay canına, kulağa gerçekten harika geliyor! Oyunun dengeli olduğundan nasıl emin olacaksınız?
Amara: Oyunun dengeli ve eğlenceli olduğundan emin olmama yardımcı olması için oyun testlerini kullanacağım. Ayrıca oyunun olabildiğince iyi olduğundan emin olmama yardımcı olması için oyunculardan ve diğer geliştiricilerden gelen geri bildirimlere de güveneceğim.
Annika: Kulağa harika bir yaklaşım gibi geliyor. Eminim oyunun harika olacak!
Amara: Teşekkürler! Öyle olacağını umuyorum. Bittiğinde oyuncuların ne düşündüğünü görmek için gerçekten heyecanlıyım.
Hücre Biyolojisi
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear about the new cell biology course that`s starting soon?
Amara: No, I hadn`t heard about it. What is it about?
Annika: Well, it`s a course about the structure and function of cells. It`s a great opportunity to learn more about how cells work and how they can be used in research and medical applications.
Amara: Wow, that sounds really interesting. How long is the course?
Annika: It`s a six-week course, and it meets twice a week. It`s taught by a professor at the university, so you know it`ll be a high-quality education.
Amara: That`s great. I`d love to take this course. What do I need to do to sign up?
Annika: You just need to register online, and then you`ll receive information about the course and the professor. You`ll also be able to get the syllabus and course materials.
Amara: Okay, that`s great. I`m definitely interested in taking this course.
Annika: Me too! I`m sure it`ll be a great way to learn more about cell biology and how it can be used.
Türkçe: Annika: Hey Amara, yakında başlayacak olan yeni hücre biyolojisi kursunu duydun mu?
Amara: Hayır, duymamıştım. Ne hakkında?
Annika: Hücrelerin yapısı ve işlevi hakkında bir kurs. Hücrelerin nasıl çalıştığı ve araştırma ve tıbbi uygulamalarda nasıl kullanılabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için harika bir fırsat.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor. Kurs ne kadar sürecek?
Annika: Altı haftalık bir kurs ve haftada iki kez toplanıyor. Üniversiteden bir profesör tarafından veriliyor, bu yüzden yüksek kaliteli bir eğitim olacağını biliyorsunuz.
Amara: Bu harika. Bu kursa katılmayı çok isterim. Kaydolmak için ne yapmam gerekiyor?
Annika: Sadece çevrimiçi kayıt olmanız gerekiyor ve ardından kurs ve profesör hakkında bilgi alacaksınız. Ayrıca ders programını ve ders materyallerini de alabileceksiniz.
Amara: Tamam, bu harika. Bu kursu almakla kesinlikle ilgileniyorum.
Annika: Ben de öyle! Hücre biyolojisi ve bunun nasıl kullanılabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için harika bir yol olacağına eminim.
Endokrinoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what did you end up majoring in?
Amara: Endocrinology.
Annika: Wow, that`s really interesting. What made you decide to study that?
Amara: Well, I`ve always been interested in the human body and how it works. Endocrinology specifically focuses on the hormones and their effects on the body, which I found really fascinating.
Annika: That makes sense. So, what kind of topics do you study?
Amara: We cover a lot of topics, from the endocrine system and its functions to the disorders and diseases associated with it. We also learn about methods to diagnose these conditions, and the treatments used to manage them.
Annika: Interesting. What do you plan to do with your degree?
Amara: I`m hoping to work in a medical setting, either in a hospital or a research facility, so I can contribute to advancing medical knowledge in the field.
Annika: That sounds like a great plan. Good luck with your studies!
Amara: Thanks! I`m really excited to see what the future holds.
Türkçe: Annika: Hey Amara, sonunda hangi alanda uzmanlaştın?
Amara: Endokrinoloji.
Annika: Vay canına, bu gerçekten ilginç. Bu konuda çalışmaya karar vermenize ne sebep oldu?
Amara: İnsan vücudu ve nasıl çalıştığı her zaman ilgimi çekmiştir. Endokrinoloji özellikle hormonlara ve bunların vücut üzerindeki etkilerine odaklanıyor ki bunu gerçekten büyüleyici buldum.
Annika: Bu mantıklı. Peki, ne tür konular üzerinde çalışıyorsunuz?
Amara: Endokrin sistem ve işlevlerinden onunla ilişkili bozukluk ve hastalıklara kadar pek çok konuyu ele alıyoruz. Ayrıca bu durumları teşhis etme yöntemlerini ve bunları yönetmek için kullanılan tedavileri de öğreniyoruz.
Annika: İlginç. Diplomanla ne yapmayı planlıyorsun?
Amara: Tıbbi bir ortamda, ya bir hastanede ya da bir araştırma tesisinde çalışmayı umuyorum, böylece bu alandaki tıbbi bilginin ilerlemesine katkıda bulunabilirim.
Annika: Kulağa harika bir plan gibi geliyor. Çalışmalarınızda bol şans!
Amara: Teşekkürler! Gelecekte neler olacağını görmek için gerçekten heyecanlıyım.
Sinirbilim
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, have you heard about neuroscience?
Amara: No, what is it?
Annika: Neuroscience is the scientific study of the nervous system, which includes the brain and the spinal cord. It looks at how our brains work and how they affect our behavior.
Amara: That sounds really interesting. What kind of things do they study in neuroscience?
Annika: There are many different areas of research, such as cognitive neuroscience, which looks at how the brain processes information; behavioral neuroscience, which looks at how our behavior is affected by the brain; and neuroanatomy, which looks at the structure of the brain.
Amara: Wow, that`s a lot of different things to study!
Annika: Yes, neuroscience is a very broad field that covers many different topics. There are also sub-fields, such as neuroimaging and neuropsychology, which look at how the brain works and how it affects our mental health.
Amara: That`s really fascinating! How can I learn more about neuroscience?
Annika: You can start by doing some research online or checking out some books from the library. There are also lots of courses you can take at universities that cover neuroscience. It`s a really exciting field to explore.
Türkçe: Annika: Hey Amara, nörobilimi duydun mu?
Amara: Hayır, ne oldu?
Annika: Nörobilim, beyin ve omuriliği içeren sinir sisteminin bilimsel olarak incelenmesidir. Beynimizin nasıl çalıştığına ve davranışlarımızı nasıl etkilediğine bakar.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Nörobilimde ne tür şeyler üzerinde çalışıyorlar?
Annika: Beynin bilgiyi nasıl işlediğini inceleyen bilişsel nörobilim, davranışlarımızın beyinden nasıl etkilendiğini inceleyen davranışsal nörobilim ve beynin yapısını inceleyen nöroanatomi gibi birçok farklı araştırma alanı var.
Amara: Vay canına, çalışılacak çok farklı şeyler var!
Annika: Evet, nörobilim birçok farklı konuyu kapsayan çok geniş bir alan. Beynin nasıl çalıştığını ve ruh sağlığımızı nasıl etkilediğini inceleyen nörogörüntüleme ve nöropsikoloji gibi alt alanları da var.
Amara: Bu gerçekten büyüleyici! Nörobilim hakkında nasıl daha fazla bilgi edinebilirim?
Annika: İnternette biraz araştırma yaparak veya kütüphaneden birkaç kitap alarak başlayabilirsiniz. Ayrıca üniversitelerde nörobilimi kapsayan pek çok ders alabilirsiniz. Keşfetmek için gerçekten heyecan verici bir alan.
Paleontoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear that Professor Smith is offering a course on Palaeontology this semester?
Amara: Wow, that sounds really interesting! What is Palaeontology?
Annika: It`s the scientific study of fossils and prehistoric life. Basically, it`s the study of ancient creatures and organisms.
Amara: So what kind of things would I learn if I took the course?
Annika: Well, you would learn about how fossils form, how to identify and classify different fossils, and about the history of life on Earth. You would also learn about the different evolutionary processes, and how to interpret the fossil record.
Amara: That sounds fascinating! I think I`ll definitely sign up for the course.
Annika: Great! I`m sure you`ll find it really interesting. Just remember to take good notes and pay attention in class, and you`ll do great.
Amara: Thanks for the advice. I`m sure I`ll have a lot of fun in this course!
Türkçe: Annika: Hey Amara, Profesör Smith`in bu dönem Paleontoloji üzerine bir ders vereceğini duydun mu?
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor! Paleontoloji nedir?
Annika: Fosillerin ve tarih öncesi yaşamın bilimsel olarak incelenmesidir. Temel olarak, eski yaratıkların ve organizmaların incelenmesidir.
Amara: Peki kursa katılırsam ne tür şeyler öğrenebilirim?
Annika: Fosillerin nasıl oluştuğunu, farklı fosilleri nasıl tanımlayacağınızı ve sınıflandıracağınızı ve Dünya`daki yaşamın tarihini öğreneceksiniz. Ayrıca farklı evrimsel süreçleri ve fosil kayıtlarının nasıl yorumlanacağını da öğreneceksiniz.
Amara: Kulağa büyüleyici geliyor! Sanırım kesinlikle kursa kaydolacağım.
Annika: Harika! Gerçekten ilginç bulacağınıza eminim. Sadece iyi notlar almayı ve sınıfta dikkatini vermeyi unutma, harika olacaksın.
Amara: Tavsiyen için teşekkürler. Bu kursta çok eğleneceğime eminim!
Farmakoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, have you heard of Pharmacology?
Amara: Pharmacology? No, I`m not familiar with that term. What is it?
Annika: Pharmacology is the study of drugs and their interactions with living organisms. It`s a branch of medicine that deals with the use of drugs to diagnose and treat diseases.
Amara: Sounds interesting. What do you study in Pharmacology?
Annika: Well, there are several areas that we focus on. We study the properties, actions, and interactions of drugs with the body. We also study the mechanisms of drug action, the effects of drugs on the body, and the pharmacokinetics and pharmacodynamics of drugs.
Amara: That`s a lot of information. How do you learn it all?
Annika: We learn by studying the various drug classes and the specific drugs within each class. We also learn about the modes of drug administration, the effects of drugs on the body, and the interactions between drugs and the body.
Amara: That`s a lot of information to learn.
Annika: It is, but it`s also very interesting and rewarding. Pharmacology is an important part of medicine, and it can help us understand how drugs work and how to best use them to treat diseases.
Türkçe: Annika: Hey Amara, Farmakoloji`yi duydun mu?
Farmakoloji mi? Hayır, o terime aşina değilim. Nedir o?
Annika: Farmakoloji, ilaçların ve bunların canlı organizmalarla etkileşimlerinin incelenmesidir. Hastalıkları teşhis ve tedavi etmek için ilaçların kullanımıyla ilgilenen bir tıp dalıdır.
Amara: Kulağa ilginç geliyor. Farmakoloji`de ne okuyorsunuz?
Annika: Odaklandığımız birkaç alan var. İlaçların özelliklerini, etkilerini ve vücutla etkileşimlerini inceliyoruz. Ayrıca ilaç etki mekanizmalarını, ilaçların vücut üzerindeki etkilerini ve ilaçların farmakokinetik ve farmakodinamiklerini de inceliyoruz.
Amara: Bu çok fazla bilgi. Hepsini nasıl öğreniyorsunuz?
Annika: Çeşitli ilaç sınıflarını ve her sınıf içindeki spesifik ilaçları inceleyerek öğreniyoruz. Ayrıca ilaç uygulama şekillerini, ilaçların vücut üzerindeki etkilerini ve ilaçlar ile vücut arasındaki etkileşimleri de öğreniyoruz.
Amara: Bu öğrenilecek çok fazla bilgi.
Annika: Öyle, ama aynı zamanda çok ilginç ve ödüllendirici. Farmakoloji tıbbın önemli bir parçasıdır ve ilaçların nasıl çalıştığını ve hastalıkları tedavi etmek için en iyi şekilde nasıl kullanılacağını anlamamıza yardımcı olabilir.
Jeofizik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you studying right now?
Amara: I`m studying geophysics.
Annika: Geophysics? I`ve never heard of that before. What is it?
Amara: It is the study of the physical properties of the Earth. It combines the principles of physics, mathematics and geology to investigate the structure and composition of the Earth and its processes.
Annika: Wow, that sounds really interesting. What kind of topics are covered in geophysics?
Amara: It covers topics such as seismology, which is the study of earthquakes; volcanology, which is the study of volcanoes; geomagnetism, which is the study of Earth`s magnetic field; and oceanography, which is the study of oceans.
Annika: That`s a lot of topics! What kind of research do you do in geophysics?
Amara: We use a variety of methods to study the Earth, such as seismic surveys, gravity surveys, and magnetic surveys. We use these methods to map the structure of the Earth and to detect and monitor geological and geophysical processes. We also use computer models to simulate geological and geophysical processes.
Annika: That sounds really cool. What kind of career options are available in geophysics?
Amara: There are many career options available in geophysics. You could work in oil and gas exploration, mineral exploration, environmental research, engineering, and academia. There are also career opportunities in areas such as renewable energy and climate change research.
Türkçe: Annika: Hey Amara, şu anda ne okuyorsun?
Amara: Jeofizik okuyorum.
Annika: Jeofizik mi? Bunu daha önce hiç duymamıştım. Nedir o?
Amara: Dünya`nın fiziksel özelliklerinin incelenmesidir. Dünya`nın yapısını, bileşimini ve süreçlerini araştırmak için fizik, matematik ve jeoloji ilkelerini birleştirir.
Annika: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor. Jeofizikte ne tür konular ele alınıyor?
Amara: Depremleri inceleyen sismoloji; volkanları inceleyen volkanoloji; Dünya`nın manyetik alanını inceleyen jeomanyetizma ve okyanusları inceleyen oşinografi gibi konuları kapsar.
Annika: Çok fazla konu var! Jeofizik alanında ne tür araştırmalar yapıyorsunuz?
Amara: Dünya`yı incelemek için sismik araştırmalar, yerçekimi araştırmaları ve manyetik araştırmalar gibi çeşitli yöntemler kullanıyoruz. Bu yöntemleri Dünya`nın yapısını haritalamak, jeolojik ve jeofizik süreçleri tespit etmek ve izlemek için kullanıyoruz. Ayrıca jeolojik ve jeofiziksel süreçleri simüle etmek için bilgisayar modelleri kullanıyoruz.
Annika: Kulağa gerçekten harika geliyor. Jeofizik alanında ne tür kariyer seçenekleri mevcut?
Amara: Jeofizik alanında pek çok kariyer seçeneği mevcut. Petrol ve gaz arama, maden arama, çevre araştırmaları, mühendislik ve akademide çalışabilirsiniz. Yenilenebilir enerji ve iklim değişikliği araştırmaları gibi alanlarda da kariyer fırsatları var.
Jeokimya
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, have you heard of geochemistry?
Amara: Geochemistry? No, I haven`t. What is it?
Annika: It`s a branch of earth science that studies the chemical composition of the Earth and its various components. It`s a very interesting field, and it can tell us a lot about our planet, its history, and the processes that shape it.
Amara: Wow, that sounds fascinating! What kind of things do geochemists study?
Annika: Well, geochemists study a wide range of topics, from the chemical composition of rocks, minerals, and water, to the distribution of elements in soil and sediment. They also study the formation and evolution of Earth`s atmosphere and oceans.
Amara: What kind of tools do geochemists use to study these things?
Annika: Geochemists use a variety of analytical techniques, such as X-ray diffraction, mass spectrometry, and isotope geochemistry. These tools help us to identify and measure the chemical composition of rocks, minerals, and other materials.
Amara: That sounds really interesting. Is there a lot of potential for new discoveries in this field?
Annika: Absolutely! Geochemistry is a rapidly evolving field, and new discoveries are being made all the time. For example, researchers are currently studying how the chemical composition of Earth`s mantle has changed over time, and how this has affected the surface of our planet. It`s very exciting work!
Türkçe: Annika: Hey Amara, jeokimyayı duydun mu?
Jeokimya mı? Hayır, hiç duymadım. Nedir bu?
Annika: Dünya`nın ve çeşitli bileşenlerinin kimyasal bileşimini inceleyen bir yer bilimi dalıdır. Çok ilginç bir alan ve bize gezegenimiz, tarihi ve onu şekillendiren süreçler hakkında çok şey söyleyebilir.
Amara: Vay canına, kulağa büyüleyici geliyor! Jeokimyacılar ne tür şeyler üzerinde çalışır?
Annika: Jeokimyacılar kayaların, minerallerin ve suyun kimyasal bileşiminden toprak ve tortudaki elementlerin dağılımına kadar çok çeşitli konuları incelerler. Ayrıca Dünya`nın atmosferinin ve okyanuslarının oluşumunu ve evrimini de incelerler.
Amara: Jeokimyacılar bunları incelemek için ne tür araçlar kullanıyorlar?
Annika: Jeokimyacılar X-ışını kırınımı, kütle spektrometrisi ve izotop jeokimyası gibi çeşitli analitik teknikler kullanırlar. Bu araçlar kayaçların, minerallerin ve diğer malzemelerin kimyasal bileşimini belirlememize ve ölçmemize yardımcı olur.
Amara: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Bu alanda yeni keşifler için çok fazla potansiyel var mı?
Annika: Kesinlikle! Jeokimya hızla gelişen bir alan ve her zaman yeni keşifler yapılıyor. Örneğin, araştırmacılar şu anda Dünya`nın mantosunun kimyasal bileşiminin zaman içinde nasıl değiştiğini ve bunun gezegenimizin yüzeyini nasıl etkilediğini inceliyor. Bu çok heyecan verici bir çalışma!
Taksonomi
Örnek Paragraf: Annika: So, Amara, what`s this I hear about you studying taxonomy?
Amara: Yeah, I`m really into it! Taxonomy is the science of classifying organisms according to their characteristics.
Annika: Wow, that sounds really interesting. So what do you do in your taxonomy studies?
Amara: Well, I`m mainly studying the classification of plant species. I`m looking at how various plants can be grouped together based on their features.
Annika: That`s so cool! How do you go about doing that?
Amara: I use a hierarchical system of classification, which is based on the evolutionary relationships between different organisms. For example, plants can be divided into families, then into genera and then into species.
Annika: That makes sense. So, what have you found out so far?
Amara: Well, I`ve been able to identify a few plant species that have never been classified before. I`ve also been able to better understand the relationships between different plants.
Annika: That`s amazing. I`m sure you`ll uncover some really interesting things in your research.
Amara: I`m sure I will. Taxonomy is a fascinating field of study, and I`m excited to continue exploring it.
Türkçe: Annika: Amara, taksonomi üzerine çalıştığını duydum, ne diyorsun?
Amara: Evet, gerçekten ilgileniyorum! Taksonomi, organizmaları özelliklerine göre sınıflandırma bilimidir.
Annika: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor. Peki taksonomi çalışmalarınızda ne yapıyorsunuz?
Amara: Ben esas olarak bitki türlerinin sınıflandırılması üzerine çalışıyorum. Çeşitli bitkilerin özelliklerine göre nasıl gruplandırılabileceğine bakıyorum.
Annika: Bu çok havalı! Bunu nasıl yapıyorsun?
Amara: Farklı organizmalar arasındaki evrimsel ilişkilere dayanan hiyerarşik bir sınıflandırma sistemi kullanıyorum. Örneğin, bitkiler önce familyalara, sonra cinslere ve daha sonra da türlere ayrılabilir.
Annika: Bu mantıklı. Peki, şimdiye kadar ne buldun?
Amara: Daha önce hiç sınıflandırılmamış birkaç bitki türünü tanımlayabildim. Ayrıca farklı bitkiler arasındaki ilişkileri daha iyi anlayabildim.
Annika: Bu harika. Eminim araştırmanızda gerçekten ilginç şeyler ortaya çıkaracaksınız.
Amara: Eminim yapacağım. Taksonomi büyüleyici bir çalışma alanı ve onu keşfetmeye devam etmek için heyecanlıyım.
Arkeoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you working on?
Amara: Hey Annika, I`m researching a topic for a paper I`m writing. It`s about archaeology.
Annika: That sounds interesting. What kind of archaeology?
Amara: Well, I`m looking at how people in the past used to live and the types of artifacts they left behind.
Annika: So you`re looking at the artifacts and trying to figure out what people were like in the past?
Amara: Exactly. By studying artifacts, we can learn a lot about how people lived in different times and places.
Annika: What kind of artifacts are you looking at?
Amara: Oh, all kinds. Pottery, tools, jewelry, even human remains. Anything that gives us clues about what people were like in the past.
Annika: That sounds like a fascinating field. How did you get interested in it?
Amara: I was always interested in history and I wanted to learn more about the people who lived in the past. I started taking classes in archaeology and it just clicked with me.
Annika: That`s awesome. It must be really rewarding to uncover something new about the past.
Amara: It is! Every time I find something new, it feels like a huge accomplishment. It`s one of the reasons I love archaeology so much.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne üzerinde çalışıyorsun?
Amara: Hey Annika, yazdığım bir makale için bir konu araştırıyorum. Arkeoloji hakkında.
Annika: Kulağa ilginç geliyor. Ne tür bir arkeoloji?
Amara: Geçmişte insanların nasıl yaşadıklarına ve geride bıraktıkları eserlere bakıyorum.
Annika: Yani eserlere bakıp geçmişte insanların nasıl olduğunu anlamaya mı çalışıyorsunuz?
Amara: Kesinlikle. Eserleri inceleyerek, insanların farklı zamanlarda ve yerlerde nasıl yaşadıkları hakkında çok şey öğrenebiliriz.
Annika: Ne tür eserlere bakıyorsunuz?
Amara: Oh, her çeşit. Çömlekler, aletler, mücevherler, hatta insan kalıntıları. Geçmişte insanların nasıl olduğuna dair bize ipucu veren her şey.
Annika: Kulağa büyüleyici bir alan gibi geliyor. Nasıl ilgi duymaya başladınız?
Amara: Tarihe her zaman ilgi duydum ve geçmişte yaşamış insanlar hakkında daha fazla şey öğrenmek istedim. Arkeoloji dersleri almaya başladım ve bir anda ilgimi çekti.
Annika: Bu harika. Geçmişle ilgili yeni bir şey ortaya çıkarmak gerçekten ödüllendirici olmalı.
Amara: Öyle! Ne zaman yeni bir şey bulsam, kendimi büyük bir başarıya ulaşmış gibi hissediyorum. Arkeolojiyi bu kadar çok sevmemin nedenlerinden biri de bu.
Kalıtım
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what do you think about Heredity?
Amara: Heredity is an interesting concept. It’s the idea that certain characteristics are passed down from one generation to the next.
Annika: Yeah, it’s fascinating to think about how traits like eye color, hair color, and height can be passed down from our parents and grandparents.
Amara: Absolutely. Heredity is one of the fundamental aspects of biology and genetics. It’s the reason why many families have similar physical characteristics.
Annika: Yeah, I’ve noticed that some families have the same eye color, or the same shade of hair. It’s wild to think about how the genes are passed down from generation to generation.
Amara: It is! Heredity is also an important factor in determining a person’s health and well-being. Certain diseases can be passed on from one generation to the next, and certain traits like intelligence can be inherited as well.
Annika: That’s true. It’s amazing how much of our physical and mental traits are determined by our genes.
Amara: Right. Heredity is a complicated concept, but it’s essential to understand if we want to know more about our own health and well-being.
Türkçe: Annika: Hey Amara, Kalıtım hakkında ne düşünüyorsun?
Amara: Kalıtım ilginç bir kavram. Belirli özelliklerin bir nesilden diğerine aktarıldığı fikridir.
Annika: Evet, göz rengi, saç rengi ve boy gibi özelliklerin ebeveynlerimizden ve büyükanne ve büyükbabalarımızdan nasıl aktarılabileceğini düşünmek büyüleyici.
Amara: Kesinlikle. Kalıtım, biyoloji ve genetiğin temel yönlerinden biridir. Birçok ailenin benzer fiziksel özelliklere sahip olmasının nedeni budur.
Annika: Evet, bazı ailelerin aynı göz rengine ya da aynı saç tonuna sahip olduğunu fark ettim. Genlerin nesilden nesile nasıl aktarıldığını düşünmek çılgınca.
Amara: Öyle! Kalıtım da bir kişinin sağlığını ve refahını belirlemede önemli bir faktördür. Bazı hastalıklar bir nesilden diğerine aktarılabilir ve zeka gibi bazı özellikler de kalıtsal olabilir.
Annika: Bu doğru. Fiziksel ve zihinsel özelliklerimizin ne kadarının genlerimiz tarafından belirlendiği şaşırtıcı.
Amara: Doğru. Kalıtım karmaşık bir kavramdır, ancak kendi sağlığımız ve refahımız hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsak bunu anlamak çok önemlidir.
Gelişimsel Biyoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I`m so excited to learn about Developmental Biology! I`ve heard it`s an interesting topic.
Amara: Yeah, it is! It`s a field of biology that studies how organisms develop and grow. It looks at both physical and behavioral aspects of growth.
Annika: Wow, that sounds really fascinating. What kinds of things do they study in Developmental Biology?
Amara: Well, they look at the process of development, which includes embryonic development, organogenesis, and morphogenesis. They also study how genetic and environmental factors influence development.
Annika: That`s really interesting. Are there any specific topics within Developmental Biology?
Amara: Yes, there are a few. Some of the topics include cell differentiation, tissue morphogenesis, cell signaling, and gene regulation.
Annika: Interesting. What are some of the methods used to study Developmental Biology?
Amara: Well, some of the techniques used in this field include cell culture, microscopy, genetics, and molecular biology. They also use techniques such as gene expression analysis, immunohistochemistry, and bioinformatics.
Annika: Wow, that all sounds really complicated.
Amara: It can be, but it`s also really exciting. Developmental Biology is a rapidly growing field, and it`s very important for understanding how organisms develop and grow.
Türkçe: Annika: Hey Amara, Gelişim Biyolojisi hakkında bir şeyler öğreneceğim için çok heyecanlıyım! İlginç bir konu olduğunu duymuştum.
Amara: Evet, öyle! Organizmaların nasıl geliştiğini ve büyüdüğünü inceleyen bir biyoloji alanıdır. Büyümenin hem fiziksel hem de davranışsal yönlerine bakar.
Annika: Vay canına, kulağa gerçekten büyüleyici geliyor. Gelişim Biyolojisi`nde ne tür şeyler çalışıyorlar?
Amara: Embriyonik gelişim, organogenez ve morfogenezi içeren gelişim sürecine bakıyorlar. Ayrıca genetik ve çevresel faktörlerin gelişimi nasıl etkilediğini de inceliyorlar.
Annika: Bu gerçekten ilginç. Gelişim Biyolojisi içinde özel konular var mı?
Amara: Evet, birkaç tane var. Konulardan bazıları hücre farklılaşması, doku morfogenezi, hücre sinyali ve gen düzenlemesini içerir.
Annika: İlginç. Gelişim Biyolojisini incelemek için kullanılan yöntemlerden bazıları nelerdir?
Amara: Bu alanda kullanılan tekniklerden bazıları hücre kültürü, mikroskopi, genetik ve moleküler biyolojidir. Ayrıca gen ekspresyon analizi, immünohistokimya ve biyoinformatik gibi teknikler de kullanırlar.
Annika: Vay canına, kulağa gerçekten karmaşık geliyor.
Amara: Olabilir ama aynı zamanda gerçekten heyecan verici. Gelişim Biyolojisi hızla büyüyen bir alan ve organizmaların nasıl geliştiğini ve büyüdüğünü anlamak için çok önemli.
Moleküler Biyoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey, Amara, did you hear about the new research in molecular biology?
Amara: No, what kind of research?
Annika: Well, it`s a new field of study that uses the principles of biology to understand the behavior of molecules.
Amara: Wow, that sounds really interesting. What are the implications?
Annika: Well, the research has been used to develop new treatments for diseases, understand the structure of proteins, and gain insight into how cells work.
Amara: That`s amazing! Are there any other applications?
Annika: Sure, molecular biology is also used in biotechnology and genetic engineering. For example, scientists can use it to modify organisms, create new organisms, and even create synthetic life forms.
Amara: That`s incredible! How does it all work?
Annika: Well, molecular biologists use methods such as gene sequencing, gene expression analysis, and protein structure analysis to study the behavior of molecules. By understanding how molecules interact, they can then make predictions about how they will behave in different situations.
Amara: That`s amazing! It sounds like molecular biology is revolutionizing the way we understand biology.
Annika: Absolutely! It`s a fascinating field of study and the implications are far-reaching.
Türkçe: Annika: Hey, Amara, moleküler biyoloji alanındaki yeni araştırmayı duydun mu?
Amara: Hayır, ne tür bir araştırma?
Annika: Moleküllerin davranışlarını anlamak için biyoloji prensiplerini kullanan yeni bir çalışma alanı.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten ilginç geliyor. Ne gibi çıkarımları var?
Annika: Araştırma, hastalıklar için yeni tedaviler geliştirmek, proteinlerin yapısını anlamak ve hücrelerin nasıl çalıştığına dair fikir edinmek için kullanıldı.
Amara: Bu harika! Başka uygulamalar var mı?
Annika: Elbette, moleküler biyoloji biyoteknoloji ve genetik mühendisliğinde de kullanılmaktadır. Örneğin, bilim insanları bunu organizmaları değiştirmek, yeni organizmalar yaratmak ve hatta sentetik yaşam formları oluşturmak için kullanabilir.
Amara: Bu inanılmaz! Her şey nasıl işliyor?
Annika: Moleküler biyologlar moleküllerin davranışlarını incelemek için gen dizilimi, gen ifadesi analizi ve protein yapısı analizi gibi yöntemler kullanırlar. Moleküllerin nasıl etkileşime girdiğini anlayarak, farklı durumlarda nasıl davranacakları hakkında tahminlerde bulunabilirler.
Amara: Bu inanılmaz! Moleküler biyoloji, biyolojiyi anlama biçimimizde devrim yaratıyor gibi görünüyor.
Annika: Kesinlikle! Bu büyüleyici bir çalışma alanı ve etkileri çok geniş kapsamlı.
İmmünoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you take the Immunology class yet?
Amara: Not yet, but I`m planning to next semester. Why do you ask?
Annika: I`m thinking of taking it too, but I just wanted to get a sense of what it`s like. What have you heard about it?
Amara: Well, I`ve heard it`s a great class. It covers a lot of topics related to the immune system and how it works. It`s good for anyone interested in biology, medicine, or public health.
Annika: What kind of topics does it cover?
Amara: It covers immunology basics, the different types of immune cells and how they interact, the body`s response to foreign invaders, and the development of immunity to diseases. It also covers topics like the immune system`s role in cancer, autoimmunity, and allergies.
Annika: That sounds really interesting. What kind of assignments do you have to do?
Amara: There are some lab assignments, but for the most part it`s reading and writing. You have to write essays and research papers on different topics related to immunology.
Annika: That sounds like a lot of work. Is it worth it?
Amara: Definitely! It`s a great class and I think it`s worth the effort. Plus, you get to learn a lot of interesting facts about the immune system and how it works.
Türkçe: Annika: Hey Amara, İmmünoloji dersini aldın mı?
Amara: Henüz değil ama gelecek dönem planlıyorum. Neden sordun?
Annika: Ben de almayı düşünüyorum ama sadece nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istedim. Bu konuda ne duydun?
Amara: Harika bir ders olduğunu duymuştum. Bağışıklık sistemi ve nasıl çalıştığı ile ilgili pek çok konuyu kapsıyor. Biyoloji, tıp veya halk sağlığı ile ilgilenen herkes için iyi.
Annika: Ne tür konuları kapsıyor?
Amara: İmmünolojinin temellerini, farklı bağışıklık hücresi türlerini ve bunların nasıl etkileşime girdiğini, vücudun yabancı istilacılara tepkisini ve hastalıklara karşı bağışıklık gelişimini kapsar. Ayrıca bağışıklık sisteminin kanser, otoimmünite ve alerjilerdeki rolü gibi konuları da kapsamaktadır.
Annika: Kulağa gerçekten ilginç geliyor. Ne tür ödevler yapmak zorundasınız?
Amara: Bazı laboratuvar ödevleri var, ancak çoğunlukla okuma ve yazma. İmmünoloji ile ilgili farklı konularda denemeler ve araştırma makaleleri yazmanız gerekiyor.
Annika: Kulağa çok fazla iş gibi geliyor. Buna değer mi?
Amara: Kesinlikle! Harika bir ders ve bence bu çabaya değer. Ayrıca, bağışıklık sistemi ve nasıl çalıştığı hakkında birçok ilginç gerçek öğreniyorsunuz.
Patoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, did you hear the news?
Amara: No, what news?
Annika: They`re opening a new pathology lab downtown.
Amara: Really? That`s great! What will they do there?
Annika: Well, they`ll be doing all kinds of medical tests and procedures. They`ll be looking at things like blood work and tissue samples to help diagnose illnesses.
Amara: Wow, that sounds really advanced. How did they get permission to open up such a lab?
Annika: It`s a long story, but basically they had to get approval from the local health department, and then they had to prove that they had the right type of equipment and the right kind of staff to run the lab.
Amara: I see. So what kind of tests will they be performing?
Annika: Anything from routine blood tests to more complex procedures like genetic testing or biopsies.
Amara: That`s incredible! It`s amazing that we have access to this kind of technology now.
Annika: I know, it`s really amazing. It`s important for us to have access to these kinds of tests so that we can get a better understanding of our own health.
Türkçe: Annika: Hey Amara, haberleri duydun mu?
Amara: Hayır, ne haberi?
Şehir merkezinde yeni bir patoloji laboratuvarı açıyorlar.
Amara: Gerçekten mi? Bu harika! Orada ne yapacaklar?
Annika: Her türlü tıbbi test ve prosedürü uygulayacaklar. Hastalıkların teşhisine yardımcı olmak için kan tahlili ve doku örnekleri gibi şeylere bakacaklar.
Amara: Vay canına, kulağa gerçekten gelişmiş geliyor. Böyle bir laboratuvar açmak için nasıl izin aldılar?
Annika: Bu uzun bir hikaye, ancak temel olarak yerel sağlık departmanından onay almaları ve ardından laboratuvarı çalıştırmak için doğru ekipman ve doğru türde personele sahip olduklarını kanıtlamaları gerekiyordu.
Anlıyorum. Peki ne tür testler yapacaklar?
Annika: Rutin kan testlerinden genetik testler veya biyopsiler gibi daha karmaşık prosedürlere kadar her şey.
Amara: Bu inanılmaz! Artık bu tür bir teknolojiye erişimimizin olması inanılmaz.
Annika: Biliyorum, bu gerçekten harika. Kendi sağlığımızı daha iyi anlayabilmemiz için bu tür testlere erişebilmemiz çok önemli.
Optik
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, do you know anything about optics?
Amara: Sure, I know a thing or two about optics. What do you want to know?
Annika: Well, I`m curious to learn more about how optics affects our vision and how it works.
Amara: Sure! Optics is the study of light and how it interacts with the environment and our eyes. Our eyes have a lens that focuses light onto the back of the eye, the retina. Light passes through the lens, which refracts or bends the light, and then it is focused onto the retina, where the light is detected.
Annika: Wow, that`s really interesting! So, how does our brain interpret this information?
Amara: The retina contains photoreceptors that detect the light and convert it into electrical signals. These signals travel to the brain via the optic nerve, where the brain interprets the signals and processes them into what we see.
Annika: That`s amazing! So, how does optics help us see better?
Amara: Optics can help us see better in a few different ways. First, corrective lenses like glasses and contact lenses help to refract light properly, allowing it to be focused onto the retina. Second, optical aids like magnifying glasses and binoculars can help us to see distant objects more clearly. Finally, optical devices like telescopes can help us to see objects that are much too far away for our eyes to see.
Türkçe: Annika: Hey Amara, optik hakkında bir şey biliyor musun?
Amara: Tabii, optik hakkında bir iki şey biliyorum. Ne öğrenmek istiyorsun?
Annika: Optiğin görüşümüzü nasıl etkilediği ve nasıl çalıştığı hakkında daha fazla şey öğrenmeyi merak ediyorum.
Amara: Elbette! Optik, ışığın çevre ve gözlerimizle nasıl etkileşime girdiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Gözlerimizde ışığı gözün arka kısmına, yani retinaya odaklayan bir mercek vardır. Işık, ışığı kıran veya büken mercekten geçer ve daha sonra ışığın algılandığı retinaya odaklanır.
Annika: Vay canına, bu gerçekten ilginç! Peki, beynimiz bu bilgiyi nasıl yorumluyor?
Amara: Retina, ışığı algılayan ve elektrik sinyallerine dönüştüren fotoreseptörler içerir. Bu sinyaller optik sinir yoluyla beyne gider ve beyin sinyalleri yorumlayarak gördüğümüz hale getirir.
Annika: Bu harika! Peki, optik daha iyi görmemize nasıl yardımcı oluyor?
Amara: Optik, birkaç farklı şekilde daha iyi görmemize yardımcı olabilir. İlk olarak, gözlük ve kontakt lens gibi düzeltici lensler ışığın düzgün bir şekilde kırılmasına yardımcı olarak retinaya odaklanmasını sağlar. İkinci olarak, büyüteçler ve dürbünler gibi optik yardımcılar uzaktaki nesneleri daha net görmemize yardımcı olabilir. Son olarak, teleskop gibi optik cihazlar gözlerimizin göremeyeceği kadar uzaktaki nesneleri görmemize yardımcı olabilir.
Nöroloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what are you doing this weekend?
Amara: I`m going to the hospital to shadow a neurology specialist.
Annika: Wow, really? That`s so cool. What kind of neurology are they involved in?
Amara: It`s a general neurology practice, so they do a bit of everything. They diagnose and treat disorders of the brain and nervous system, like epilepsy, Parkinson`s, and stroke.
Annika: That sounds like a lot of responsibility. Do you get to observe any surgeries?
Amara: No, not this time. I`m mostly just observing the doctor`s interactions with patients and the way they go about diagnosing and treating neurological disorders.
Annika: That sounds interesting. What else do neurologists do?
Amara: They also look at brain scans and other imaging tests to help diagnose problems. They may also order lab tests to look for infections or other causes of neurological problems. And they can prescribe medications to help treat neurological conditions.
Annika: That`s really fascinating. I`d love to learn more about neurology.
Amara: Me too! I`m really looking forward to my hospital visit this weekend. It`s going to be an incredible experience!
Türkçe: Annika: Hey Amara, bu hafta sonu ne yapıyorsun?
Amara: Nöroloji uzmanının gölgesi olmak için hastaneye gidiyorum.
Vay canına, gerçekten mi? Bu çok havalı. Ne tür nörolojiyle ilgileniyorlar?
Amara: Burası genel bir nöroloji muayenehanesi, yani her şeyden biraz yapıyorlar. Epilepsi, Parkinson ve felç gibi beyin ve sinir sistemi hastalıklarını teşhis ve tedavi ediyorlar.
Annika: Kulağa çok fazla sorumluluk gibi geliyor. Ameliyatları gözlemleyebiliyor musun?
Amara: Hayır, bu sefer değil. Çoğunlukla doktorların hastalarla etkileşimlerini ve nörolojik bozuklukları teşhis ve tedavi etme yöntemlerini gözlemliyorum.
Annika: Kulağa ilginç geliyor. Nörologlar başka ne yapar?
Amara: Sorunları teşhis etmeye yardımcı olmak için beyin taramalarına ve diğer görüntüleme testlerine de bakarlar. Ayrıca enfeksiyonları veya nörolojik sorunların diğer nedenlerini aramak için laboratuvar testleri isteyebilirler. Ve nörolojik durumların tedavisine yardımcı olmak için ilaç reçete edebilirler.
Annika: Bu gerçekten büyüleyici. Nöroloji hakkında daha fazla şey öğrenmek isterim.
Ben de! Bu hafta sonu hastane ziyaretim için gerçekten sabırsızlanıyorum. İnanılmaz bir deneyim olacak!
Radyoloji
Örnek Paragraf: Annika: Hey, Amara, what did you do today?
Amara: Well, I had a pretty busy day. I went to the hospital to get some tests done.
Annika: What kind of tests?
Amara: I had to do an X-ray, an ultrasound, and a CT scan.
Annika: Wow, that sounds like a lot. What was it for?
Amara: My doctor wanted to make sure that my lungs were healthy, so I had to go to the radiology department to get the tests done.
Annika: That’s interesting. I didn’t know that the hospital had a radiology department.
Amara: Yeah, it’s great. The radiologists there are really knowledgeable and use the latest technology to get accurate results.
Annika: That’s awesome. I’m glad you found a place that could help you out.
Amara: Yeah, me too. I was really impressed with the care they provided. They made sure I was comfortable throughout the whole process and answered all of my questions.
Annika: That’s great to hear. I’m sure the results of the tests will be helpful.
Amara: Definitely. I’m just glad the radiology department was there to help me out.
Türkçe: Annika: Hey, Amara, bugün ne yaptın?
Amara: Oldukça yoğun bir gün geçirdim. Bazı testler yaptırmak için hastaneye gittim.
Annika: Ne tür testler?
Amara: Röntgen, ultrason ve tomografi çektirmem gerekti.
Annika: Vay canına, çok fazla gibi görünüyor. Ne içindi?
Amara: Doktorum akciğerlerimin sağlıklı olduğundan emin olmak istedi, bu yüzden testleri yaptırmak için radyoloji bölümüne gitmem gerekti.
Bu ilginç. Hastanenin radyoloji bölümü olduğunu bilmiyordum.
Amara: Evet, harika. Oradaki radyologlar gerçekten bilgili ve doğru sonuçlar elde etmek için en son teknolojiyi kullanıyorlar.
Annika: Bu harika. Size yardımcı olabilecek bir yer bulduğunuza sevindim.
Amara: Evet, ben de. Sağladıkları bakımdan gerçekten etkilendim. Tüm süreç boyunca rahat olmamı sağladılar ve tüm sorularımı yanıtladılar.
Annika: Bunu duymak harika. Test sonuçlarının yardımcı olacağından eminim.
Amara: Kesinlikle. Radyoloji bölümünün bana yardım etmek için orada olmasına sevindim.
Deney
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, I`m so excited about our upcoming experiment!
Amara: I know, me too! What is it that we`re doing exactly?
Annika: Well, we have decided to do an experiment with plants. We plan to grow a few different types of plants and observe their growth over the next few months.
Amara: That sounds like an interesting experiment. What kind of plants are we going to use?
Annika: We decided to use some popular house plants, like aloe vera, peace lilies, and philodendrons.
Amara: Interesting! What are we going to measure?
Annika: We will be measuring the rate of growth in terms of height and width. We will also be monitoring the temperature, humidity, and soil moisture of the environment around the plants.
Amara: Wow, that sounds like a lot of work! How often will we be doing the measurements?
Annika: We will be taking measurements every week for the first month, and then every two weeks for the remainder of the experiment.
Amara: That sounds like a great plan! What kind of results are we hoping to see?
Annika: We hope to see that the plants will grow at a consistent rate, and that the environment will remain stable over the course of the experiment. We will also be looking at the effects of different external factors, such as light and water, on the plants.
Amara: That sounds fascinating! I can`t wait to start the experiment!
Türkçe: Annika: Hey Amara, yaklaşan deneyimiz için çok heyecanlıyım!
Amara: Biliyorum, ben de! Tam olarak ne yapıyoruz?
Annika: Bitkilerle bir deney yapmaya karar verdik. Birkaç farklı bitki türü yetiştirmeyi ve önümüzdeki birkaç ay boyunca büyümelerini gözlemlemeyi planlıyoruz.
Amara: İlginç bir deneye benziyor. Ne tür bitkiler kullanacağız?
Annika: Aloe vera, barış zambakları ve filodendronlar gibi bazı popüler ev bitkilerini kullanmaya karar verdik.
İlginç! Neyi ölçeceğiz?
Annika: Boy ve genişlik açısından büyüme oranını ölçeceğiz. Ayrıca bitkilerin çevresindeki ortamın sıcaklığını, nemini ve toprak nemini de izleyeceğiz.
Amara: Vay canına, kulağa çok iş gibi geliyor! Ölçümleri ne sıklıkla yapacağız?
Annika: İlk ay boyunca her hafta, daha sonra da deneyin geri kalanında iki haftada bir ölçüm yapacağız.
Amara: Kulağa harika bir plan gibi geliyor! Ne tür sonuçlar görmeyi umuyoruz?
Annika: Bitkilerin tutarlı bir oranda büyüyeceğini ve ortamın deney süresince sabit kalacağını görmeyi umuyoruz. Ayrıca ışık ve su gibi farklı dış faktörlerin bitkiler üzerindeki etkilerine de bakacağız.
Amara: Kulağa büyüleyici geliyor! Deneye başlamak için sabırsızlanıyorum!
Teori
Örnek Paragraf: Annika: Hey, Amara. What are you doing?
Amara: Oh, I`m doing some research for my psychology class. I`m trying to learn more about different theories in psychology.
Annika: That`s cool. What kind of theories?
Amara: Well, I`m looking at the psychodynamic theory, which is based on the idea that unconscious thoughts and feelings affect our behavior.
Annika: That`s interesting. How do they measure these unconscious thoughts and feelings?
Amara: Well, they use a variety of methods, such as psychoanalytic interviews, dream analysis, and free association.
Annika: Wow, that sounds fascinating. What else are you learning about?
Amara: I`m also looking at the behavioral theory, which is based on the idea that behavior is shaped by rewards and punishments.
Annika: So, it sounds like you`re really getting a lot out of this class.
Amara: Yeah, I`m definitely learning a lot. It`s really interesting to see how different theories intersect and affect our behavior.
Türkçe: Hey, Amara. Ne yapıyorsun?
Amara: Psikoloji dersim için biraz araştırma yapıyorum. Psikolojideki farklı teoriler hakkında daha fazla şey öğrenmeye çalışıyorum.
Annika: Bu harika. Ne tür teoriler?
Amara: Bilinçdışı düşünce ve duyguların davranışlarımızı etkilediği fikrine dayanan psikodinamik teoriye bakıyorum.
Annika: Bu ilginç. Bu bilinçdışı düşünce ve duyguları nasıl ölçüyorlar?
Amara: Psikanalitik görüşmeler, rüya analizi ve serbest çağrışım gibi çeşitli yöntemler kullanıyorlar.
Annika: Vay canına, kulağa büyüleyici geliyor. Başka neler öğreniyorsun?
Amara: Davranışların ödüller ve cezalarla şekillendiği fikrine dayanan davranış teorisine de bakıyorum.
Annika: Görünüşe göre bu dersten gerçekten çok şey öğreniyorsun.
Amara: Evet, kesinlikle çok şey öğreniyorum. Farklı teorilerin nasıl kesiştiğini ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini görmek gerçekten ilginç.
Veri
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, what`s up?
Amara: Hey Annika, not much. I`m thinking about making an app and I`m researching different ways to store data.
Annika: That sounds cool. What kind of data are you going to be storing?
Amara: Well, I`m not sure yet. I`m thinking about different types of user data, like their preferences, profile information, and so on.
Annika: That makes sense. Have you thought about how you`re going to store the data?
Amara: Yes, I`ve been looking at different types of databases, like MySQL and MongoDB. I`m trying to decide which one is the best for my app.
Annika: That`s a good idea. I think MongoDB is a great choice because it`s very scalable and can handle large amounts of data.
Amara: Yeah, I`ve heard that too. I`m also looking into cloud storage solutions like AWS, Google Cloud, and Azure.
Annika: Those are all good options. Have you decided which one to use?
Amara: Not yet. I`m still doing research on them to see which one is the best for my needs.
Annika: That`s a good idea. I`m sure you`ll find the best solution for you.
Amara: Yeah, I`m sure I will. I`m also trying to figure out the best way to secure my data.
Annika: That`s important. Have you looked into using encryption or other security solutions?
Amara: Yes, I have. I`m researching different encryption algorithms and other security features.
Annika: That`s a great idea. I`m sure you`ll find the best solution for your data security needs.
Amara: Thanks, Annika. I appreciate your advice.
Türkçe: Annika: Hey Amara, ne haber?
Amara: Selam Annika, pek bir şey yok. Bir uygulama yapmayı düşünüyorum ve veri depolamanın farklı yollarını araştırıyorum.
Annika: Kulağa hoş geliyor. Ne tür veriler depolayacaksın?
Amara: Şey, henüz emin değilim. Tercihleri, profil bilgileri gibi farklı türde kullanıcı verilerini düşünüyorum.
Annika: Bu mantıklı. Verileri nasıl depolayacağınızı düşündünüz mü?
Amara: Evet, MySQL ve MongoDB gibi farklı veri tabanı türlerine bakıyorum. Uygulamam için hangisinin en iyisi olduğuna karar vermeye çalışıyorum.
Annika: Bu iyi bir fikir. Bence MongoDB harika bir seçim çünkü çok ölçeklenebilir ve büyük miktarda veriyi işleyebilir.
Amara: Evet, bunu ben de duymuştum. Ayrıca AWS, Google Cloud ve Azure gibi bulut depolama çözümlerini de araştırıyorum.
Annika: Bunların hepsi iyi seçenekler. Hangisini kullanacağınıza karar verdiniz mi?
Amara: Henüz değil. İhtiyaçlarım için hangisinin en iyisi olduğunu görmek için hala araştırma yapıyorum.
Annika: Bu iyi bir fikir. Eminim senin için en iyi çözümü bulacaksın.
Amara: Evet, eminim bulacağım. Ayrıca verilerimi güvence altına almanın en iyi yolunu bulmaya çalışıyorum.
Annika: Bu önemli. Şifreleme veya diğer güvenlik çözümlerini kullanmayı araştırdınız mı?
Amara: Evet, araştırdım. Farklı şifreleme algoritmalarını ve diğer güvenlik özelliklerini araştırıyorum.
Annika: Bu harika bir fikir. Veri güvenliği ihtiyaçlarınız için en iyi çözümü bulacağınızdan eminim.
Amara: Teşekkürler, Annika. Tavsiyen için minnettarım.
Evrim
Örnek Paragraf: Annika: Hey Amara, have you been following the debate over evolution lately?
Amara: Yeah, I have. Why?
Annika: I`m just curious what your thoughts are on the whole thing.
Amara: To be honest, I`m not sure what to think. On the one hand, I can see the scientific evidence for evolution, but on the other hand, I`m a person of faith and I just don`t know how to reconcile the two.
Annika: I can understand that. It can be hard to wrap your head around the concept of evolution.
Amara: Yeah, it definitely can be. What about you? What do you think about it?
Annika: Well, I think that we can accept evolution and still have faith. After all, science and faith are not mutually exclusive. We can respect the evidence of evolution and still believe in something greater than ourselves.
Amara: That`s a really good point. I`m starting to see what you mean.
Annika: There`s also the fact that evolution has been happening for millions of years and our understanding of it is always evolving. We can never really say definitively one way or the other.
Amara: That`s true. It`s important to remember that no one has all the answers, and it`s okay to be open to different perspectives.
Annika: Absolutely. At the end of the day, it`s important to accept that there are different opinions and to respect that.
Türkçe: Annika: Hey Amara, son zamanlarda evrim konusundaki tartışmaları takip ediyor musun?
Evet, var. Neden?
Annika: Sadece tüm bu olanlar hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum.
Amara: Dürüst olmak gerekirse, ne düşünmem gerektiğinden emin değilim. Bir yandan evrimin bilimsel kanıtlarını görebiliyorum ama öte yandan inançlı bir insanım ve bu ikisini nasıl bağdaştıracağımı bilemiyorum.
Annika: Bunu anlayabiliyorum. Evrim kavramını kafanızda oturtmak zor olabilir.
Amara: Evet, kesinlikle olabilir. Peki ya sen? Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Annika: Bence evrimi kabul edip yine de inançlı olabiliriz. Sonuçta, bilim ve inanç birbirini dışlamaz. Evrimin kanıtlarına saygı duyabilir ve yine de kendimizden daha büyük bir şeye inanabiliriz.
Amara: Bu gerçekten iyi bir nokta. Ne demek istediğini anlamaya başlıyorum.
Annika: Evrimin milyonlarca yıldır gerçekleşmekte olduğu ve anlayışımızın her zaman gelişmekte olduğu gerçeği de var. Hiçbir zaman kesin olarak şu ya da bu şekilde diyemeyiz.
Amara: Bu doğru. Kimsenin tüm cevaplara sahip olmadığını ve farklı bakış açılarına açık olmanın sorun olmadığını hatırlamak önemlidir.
Annika: Kesinlikle. Günün sonunda, farklı görüşler olduğunu kabul etmek ve buna saygı duymak önemlidir.
Analiz
Örnek Paragraf: Annika: So, Amara, have you completed the analysis of the data?
Amara: Yes, I have. I was able to analyze the data and make some conclusions.
Annika: That`s great. What did you find?
Amara: Well, I found that the data showed a positive correlation between customer satisfaction and the number of products they purchase.
Annika: That`s interesting. What other conclusions did you draw from the analysis?
Amara: I also found that the more satisfied customers are, the more likely they are to refer their friends and family.
Annika: That`s really insightful. What do you think this means for our business?
Amara: I think this means that if we focus on customer satisfaction, then we will be able to increase our sales and referrals.
Annika: That makes sense. Do you think we can use this analysis to develop a strategy to improve customer satisfaction?
Amara: Absolutely. I think we can use this data to come up with strategies to increase customer satisfaction and make sure that our customers are happy.
Annika: That`s a great idea. I think we should start implementing these strategies as soon as possible.
Amara: Agreed. I`ll get started on it right away.
Türkçe: Annika: Peki Amara, verilerin analizini tamamladın mı?
Amara: Evet, tamamladım. Verileri analiz edebildim ve bazı sonuçlar çıkarabildim.
Annika: Bu harika. Ne buldun peki?
Amara: Verilerin müşteri memnuniyeti ile satın aldıkları ürün sayısı arasında pozitif bir korelasyon gösterdiğini buldum.
Annika: Bu ilginç. Analizden başka ne gibi sonuçlar çıkardınız?
Amara: Ayrıca müşteriler ne kadar memnun olursa, arkadaşlarını ve ailelerini tavsiye etme olasılıklarının da o kadar yüksek olduğunu gördüm.
Annika: Bu gerçekten aydınlatıcı. Sizce bu bizim işimiz için ne anlama geliyor?
Amara: Bence bu, müşteri memnuniyetine odaklanırsak, satışlarımızı ve yönlendirmelerimizi artırabileceğimiz anlamına geliyor.
Annika: Bu mantıklı. Sizce bu analizi müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik bir strateji geliştirmek için kullanabilir miyiz?
Amara: Kesinlikle. Bence bu verileri müşteri memnuniyetini artıracak stratejiler geliştirmek ve müşterilerimizin mutlu olmasını sağlamak için kullanabiliriz.
Annika: Bu harika bir fikir. Bence bu stratejileri bir an önce uygulamaya başlamalıyız.
Amara: Katılıyorum. Bu işe hemen başlayacağım.
Sonuç olarak, bilim ve araştırma sektöründe İngilizce terimlerin bilinmesi ve anlaşılması, global iletişim ve işbirliğini kolaylaştırır. Sektördeki ortak lisan olan İngilizce, bilginin daha geniş bir kitleye ulaşmasını ve dolayısıyla araştırmaların etkisinin artmasını sağlar.
Bu yazı, sektörde sıklıkla kullanılan İngilizce kelimeler ve terimler hakkında genel bir bilgi sunmaktadır. Ancak, dil becerilerinizi daha da geliştirmek ve daha kapsamlı bir bilgiye sahip olmak için İngilizce kurslarımızı tercih edebilirsiniz.
İngilizce kurslarımız; İngilizce A1-A2, İngilizce B1-B2 ve İngilizce C1-C2 seviyelerinde olup, her seviyeye uygun içerik ve metotlarla sunulmaktadır. Sıfırdan İngilizce öğrenmek isteyenler için ise özel bir kurs programımız bulunmaktadır.
Bilim ve araştırma alanında daha etkili ve geniş bir kitleye hitap etmek için İngilizce dil becerilerinizi geliştirin ve global bilim dünyasında etkin bir iletişim kurun.
Bilim ve araştırma sektöründe faaliyet gösteren profesyoneller genellikle lokal ve global ölçekte işbirliği yaparken İngilizceyi kullanır. Bu dil, global düzeyde bilginin aktarılmasına ve işbirliğinin yapılabildiği bir ortak dil olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle, bu alanda çalışma yapmak ve etkili iletişim kurabilmek için İngilizce bilim dili ve terimlerine hakim olabilmek önem taşır. Bu yazı, bilim ve araştırma sektöründe sıklıkla kullanılan İngilizce terimler hakkında genel bir bilgi sunmayı hedefler ve dil becerilerinizi geliştirmek için sizlere yararlı olabilir.
İngilizce bilim ve araştırma terimlerinin bilinmesi ve anlaşılması, global iletişim ve işbirliğini mümkün kılar. Bilimsel çalışmalar ne kadar iyi bir içerikle oluşturulursa oluşturulsun, gerektiği gibi anlaşılamayınca etkilerini gösteremez. Bu nedenle dil becerilerinizi geliştirmek bilim ve araştırmalarınızın daha geniş bir kitle tarafından anlaşılabilir olmasını sağlar. Bu, aynı zamanda yürütülen araştırmaların etkisini artırır ve araştırmalar daha geniş bir kitleye ulaşma imkanı bulabilir.
Öte yandan, bilim ve araştırma sektöründeki etkili bir iletişim, İngilizceye hakimiyet gerektirir. Bu hakimiyetin getireceği faydaları göz önüne alarak, dil becerilerinizi geliştirmek ve daha da kaliteli bir bilgiye ulaşmak için dil kurslarımızı tercih edebilirsiniz. İngilizce kurslarımız, her seviye için uygundur. İngilizcenizi geliştirmek ve geniş kitlelere etkili bir şekilde ulaşmak için, eğitim programlarımızı tercih edebilirsiniz.
Sonuç olarak, bilim ve araştırma sektöründe İngilizce terimlerin bilinmesi ve anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Bilimin globalleşen dünyasında etkin bir iletişim kurabilmek için İngilizce dil becerilerinizi geliştirmeye devam edin. Bu sayede, araştırmalarınızı daha geniş bir kitleye ulaştırabilir ve bu da araştırmalarınızın etkisini doğrudan artırır.
Bilim ve araştırma sektöründe yer alanların genellikle global bir iletişim ağı içerisinde olduğunu görürüz. Bu küresel bağlamda işbirliği yapabilmenin temeli ise efektif iletişime dayanır. Bu yüzden İngilizcenin bu sektörde popüler ve yaygın bir dil olması beklenen bir durumdur. İngilizce, bu sektördeki ortak dil olmuştur ve bilgiyi daha geniş bir kitleye ulaştırırken, aynı zamanda geniş çaplı işbirliklerinin önünü açmaktadır. Bu nedenle, bilim ve araştırma alanında daha etkili bir şekilde bilgiyi paylaşabilmek ve daha geniş bir kitleye hitap edebilmek adına İngilizce terimlerin bilinmesi ve anlaşılması büyük önem taşır.
Bu bilgi ve anlayışı doğrultusunda, bu konuda size yardımcı olacak ve dil becerilerinizi artırmak amacıyla genel bir rehber olarak sıklıkla kullanılan İngilizce kelimeler ve terimler hakkında bilgi vermek istedik. Ancak unutmayın, dil becerilerinizin sürekli geliştirilmesi için çeşitli seviyelerde İngilizce kurslarımız mevcuttur. Bu kurslar; İngilizce A1-A2, İngilizce B1-B2 ve İngilizce C1-C2 seviyelerinde her seviyeye uygun içerik ve metotlar sunar.
Kısacası, İngilizce bilgisinin ve bu dilde yazılı ve sözlü iletişim becerisinin bilim ve araştırma sektöründeki başarı için hayati önem taşıdığını söyleyebiliriz. Geniş bir kitleye hitap edebilmek ve global bilim dünyasında etkin bir iletişim kurabilmek için İngilizce dil becerisi geliştirmek büyük önem taşır. Yeterli İngilizce bilgisi, bilimsel araştırmalarınızın daha geniş bir kitle tarafından anlaşılabilir olmasını sağlar ve bu da, araştırmalarınızın etkisini artırır.
Bilindiği üzere, bilim ve araştırma sektörü birçok farklı disiplinden ve uluslararası çapta çok sayıda profesyoneli bir araya getirir. Dolayısıyla, bu sektörde etkin ve verimli bir iletişim kurabilmek için geniş çaplı bir dil bilgisine sahip olmak gerekmektedir. İngilizce, hem yerel hem de global alanda birbirleriyle iş birliği yapabilme yeteneği sağlayan evrensel bir dil olarak ön plana çıkar. İngilizce eğitiminin bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdığını ve global ölçekte işbirliği yapmayı sağladığını unutmayın. Bunun yanında bilim ve araştırmalarınızı geniş bir kitleye tanıtmak için de İngilizce dil becerilerinizi sürekli geliştirmeniz önemlidir.
Bilim ve araştırma sektörü, geniş kitlelerle etkili ve anlaşılır bir şekilde iletişim kurabilmek için İngilizce bilgisine önem vermektedir. İngilizce bilen profesyoneller, yerel ve global alanda birbirleriyle iş birliği yapabiliyor ve araştırmalarının etkisini geniş bir kitleye yayabiliyorlar. Bunun temel sebebi, İngilizce'nin bu sektörde popüler ve yaygın bir dil olmasıdır.
Yeterli dil bilgisine sahip olmayan profesyonellerin ise, bilimsel araştırma sektöründe en sık kullanılan İngilizce kelimeler ve terimlere hakim olmaları gerekmektedir. Bu sayede, İngilizceye hakim olmayan profesyoneller de, global bilim ve araştırma sektöründe efektif iletişim kurabilirler.
Ayrıca, İngilizce kurslarımız, bilimsel araştırma sektöründe daha etkili ve geniş bir kitleye hitap etmek isteyenler için özellikle tasarlanmıştır. Her seviyede İngilizce bilgisine sahip olan profesyonellerin ihtiyaçlarına uygun olarak A1-A2, B1-B2 ve C1-C2 seviyelerinde kurslar sunmaktayız.
Sonuç olarak, global iletişim ve işbirliği için İngilizce'nin bilinmesi ve anlaşılmasının bu sektörde önemli bir rol oynadığı aşikardır. İçerik, kullanıcıların bilgi arayışına cevap vermelidir ve onların problemlerini çözmelidir. Bu nedenle, bilgiye erişimi kolaylaştırmak ve global ölçekte işbirliği yapabilmek için, bilim ve araştırma sektöründe daha fazla İngilizce kelime ve ifade öğrenmeye devam edilmeli ve dil becerileri iyileştirilmelidir. Bu şekilde, araştırmalar daha geniş bir kitle tarafından anlaşılabilir olur ve araştırmaların etkisi artar.
Kaynaklarla desteklenen bu yazı, sektörde sıklıkla kullanılan İngilizce kelimeler ve terimler hakkında genel bir bilgi sunmayı amaçlamaktadır. Ancak, dil becerilerinizi daha da geliştirmek ve daha kapsamlı bir bilgiye sahip olmak için, İngilizce kurslarımızı tercih edebilirsiniz. Bu, bilim ve araştırma sektöründe etkili bir iletişim kurmanıza ve global bilim dünyasında kariyer yapmanıza yardımcı olacaktır.
Hacettepe Üniversitesi Aile ve Tüketim Bilimleri Bölümü mezunuyum. Blog yazarlığı ve insan kaynakları yönetimi sertifikalarım var. İngilizce dilinde yüksek lisans derecem var ve 3 yıl ABD'de yaşadım.