MFA (Ministry of Foreign Affairs) İngilizce Terimleri

Dışişleri Bakanlığı, uluslararası ilişkilerde ülkenin temsil edilmesi, diplomatik temasların yürütülmesi ve küresel iş birliği kanallarının geliştirilmesi gibi hayati görevler üstlenir. Uluslararası platformlarda kullanılan İngilizce terimler ise bu süreçte oldukça kritik bir yer tutar. Bu blog yazısında, MFA (Ministry of Foreign Affairs) ile ilgili en sık duyulan İngilizce diplomasi terimlerini ve anlamlarını ele alacağız. Böylece diplomatik yazışmalar, uluslararası konferanslar ve resmi görüşmelerde kullanılan temel kavramlara daha hâkim olabilirsiniz.
MFA (Ministry of Foreign Affairs) Nedir?
“MFA”, İngilizcede “Ministry of Foreign Affairs” ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçe karşılığı “Dışişleri Bakanlığı”dır. Her ülkenin Dışişleri Bakanlığı, dış politika oluşturma, uluslararası ilişkileri yönetme, yurt dışındaki vatandaşların hak ve menfaatlerini koruma gibi önemli sorumluluklara sahiptir.
Diplomasi ve Dışişleri Bağlamında Sık Kullanılan İngilizce Terimler
Aşağıdaki terimler, uluslararası toplantılarda, diplomatik yazışmalarda ve dışişleriyle ilgili haberlerde sıklıkla karşımıza çıkar.
1. Diplomatic Relations (Diplomatik İlişkiler)
İki veya daha fazla ülke arasında resmî olarak kurulan siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri ifade eder. Bu ilişkiler, büyükelçilikler ve konsolosluklar aracılığıyla yürütülür.
2. Ambassador (Büyükelçi)
Bir ülkeyi başka bir ülkede en üst düzeyde temsil eden diplomatik görevlidir. Büyükelçiler, devlet başkanları veya hükümetler tarafından atanır ve akredite edildikleri ülkede resmî olarak ülkenin çıkarlarını korurlar.
3. Embassy (Büyükelçilik)
Bir ülkenin, başka bir ülkenin başkentinde bulunan en önemli diplomatik temsilciliğidir. Büyükelçi ve diğer diplomatik personel burada çalışır. Aynı zamanda vize işlemleri, konsolosluk hizmetleri ve resmî davetler de büyükelçilik tarafından yürütülür.
4. Consulate (Konsolosluk)
Bir ülkenin, başka bir ülkenin farklı şehirlerinde açtığı temsilciliklerdir. Büyükelçiliğe kıyasla daha sınırlı diplomatik görevleri olsa da vatandaşlık, pasaport, vize işlemleri ve benzeri hizmetleri sunarlar. Başında genellikle bir Konsolos veya Başkonsolos bulunur.
5. Diplomatic Immunity (Diplomatik Dokunulmazlık)
Diplomatların görev yaptıkları ülkede belirli yasal muafiyetlere sahip olmaları anlamına gelir. Bu dokunulmazlık, diplomatik görevlerin bağımsız ve güvenli bir şekilde yerine getirilmesi için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır.
6. Protocol (Protokol)
Diplomatik faaliyetlerde uyulması gereken resmî kurallar ve usullerdir. Devlet başkanları, bakanlar ve üst düzey yetkililerin katıldığı törenlerde; bayrak çekme, konuşma sıralaması, hitap şekilleri gibi tüm ayrıntılar “protokol” kuralları çerçevesinde düzenlenir.
7. Treaty / Agreement (Antlaşma / Anlaşma)
İki veya daha fazla ülke arasında imzalanan ve uluslararası hukuken bağlayıcı olan resmî sözleşmelerdir. Anlaşmalar genellikle ticaret, savunma, kültürel iş birliği veya çevre gibi farklı alanlarda yapılabilir.
8. Bilateral Relations (İkili İlişkiler)
Yalnızca iki ülke arasında yürütülen diplomatik, ekonomik veya kültürel ilişkileri ifade eder. Örneğin Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler “ikili ilişkiler” kapsamına girer.
9. Multilateral Relations (Çok Taraflı İlişkiler)
Üç veya daha fazla ülke arasında veya uluslararası örgütler nezdinde yürütülen ilişkilerdir. Birleşmiş Milletler, NATO veya Avrupa Birliği çerçevesindeki çalışmalar çok taraflı diplomasiye örnek gösterilebilir.
10. Non-Governmental Organization (NGO) – Sivil Toplum Kuruluşu (STK)
Devletten bağımsız olarak faaliyet gösteren, kar amacı gütmeyen kuruluşları ifade eder. Diplomaside STK’lar, insani yardım, insan hakları, çevre gibi alanlarda önemli paydaşlar olarak görülür ve uluslararası platformlarda seslerini duyururlar.
11. Summit (Zirve)
Devlet veya hükümet başkanları düzeyinde düzenlenen üst düzey toplantılardır. Örneğin NATO Zirvesi, G20 Zirvesi gibi etkinlikler, ülkelerin liderlerini bir araya getirerek uluslararası sorunların ele alındığı önemli platformlar sunar.
12. Foreign Policy (Dış Politika)
Bir ülkenin diğer devletler ve uluslararası örgütlerle olan ilişkilerinde izleyeceği strateji ve yaklaşımları ifade eder. Dışişleri Bakanlığı bu politikanın belirlenmesinde ve uygulanmasında öncü kurumdur.
13. Diplomatic Note (Diplomatik Nota)
Bir ülke tarafından başka bir ülkeye veya uluslararası örgüte gönderilen yazılı mesajdır. Dışişleri kanalları aracılığıyla iletilen diplomatik notalar, resmî görüş, talep veya protestoyu içerir.
14. Communiqué (Bildiri / Açıklama)
Özellikle zirve ve konferanslar sonrası yayımlanan resmî açıklamalara verilen isimdir. Toplantı sonuçlarını, uzlaşıya varılan noktaları veya geleceğe dönük planlamaları özetler.
15. Sanctions (Yaptırımlar)
Bir ülke veya uluslararası örgütün, başka bir ülkeye veya kuruma karşı uyguladığı cezalandırıcı veya kısıtlayıcı önlemlerdir. Ekonomik, ticari veya siyasi yaptırımlar şeklinde karşımıza çıkabilir ve genellikle belirli bir politikaya tepki veya baskı amacıyla uygulanır.
Neden Bu Terimleri Bilmek Önemli?
Profesyonel İletişim: Dışişleri Bakanlığı veya uluslararası örgütlerde çalışmak, bu kuruluşlarla iş birliği yapmak veya akademik çalışmalarda bulunmak isteyenler için İngilizce diplomasi terimlerini bilmek kritik önem taşır.
Küresel Gelişmeleri Takip: Uluslararası haber kaynaklarını daha iyi anlamak ve yorumlamak için bu kavramlara aşina olmak gerekir.
Resmî Yazışma ve Toplantılar: Diplomatik yazışmalar, raporlar ve resmî toplantılarda bu terimlerle sıklıkla karşılaşılır. Eksiksiz bir anlayış, potansiyel yanlış anlaşılmaları önler.
Kariyer Fırsatları: Dışişleri Bakanlığı, uluslararası STK’lar veya diplomatik misyonlarda çalışmak isteyen kişilerin öz geçmişlerinde bu terminolojiye hâkim olmaları büyük avantaj sağlar.
Dışişleri Bakanlıkları (MFA) uluslararası ilişkilerde köprü görevi gören, ülkelerin dünyaya açılan kapısı niteliğindeki kurumlar arasında yer alır. Burada yürütülen çalışmalar, uluslararası hukuk, siyasi ilişkiler, ekonomik iş birliği, savunma ve kültürel etkileşim gibi geniş bir yelpazeye yayılır. Bu faaliyetleri daha iyi takip edebilmek ve mesleki anlamda kendinizi geliştirebilmek için MFA (Ministry of Foreign Affairs) İngilizce terimlerine hâkim olmak son derece önemlidir.
Diplomasi alanında kullanılan kavramları öğrenerek hem uluslararası arenada aktif rol alabilir hem de mesleki konumunuzu güçlendirebilirsiniz. İster dış politika alanında çalışmayı hedefliyor olun, ister sadece dünya siyasetini daha iyi anlamak isteyin; bu terimler, küresel konulara dair farkındalığınızı artırarak size geniş ufuklar sunacaktır.
English | Turkish | Explanation |
---|---|---|
Accession | Katılım | Bir ülkenin uluslararası bir örgüte veya anlaşmaya resmen dahil olma süreci. |
Accord | Mutabakat | İki ya da daha fazla tarafın resmi bir anlaşmaya veya uzlaşmaya vardığını belirten belge ya da eylem. |
Ambassador | Büyükelçi | Bir ülkeyi başka bir ülkede en üst düzeyde temsil eden diplomatik görevli; devlet başkanı veya hükümet tarafından atanır. |
Ambassadorship | Büyükelçilik Görevi | Bir kişinin büyükelçi unvanıyla bir ülkeyi temsil etmesi ve diplomatik misyonu yürütmesi durumu. |
Amendment | Değişiklik Teklifi | Uluslararası anlaşmalar veya yasalar üzerinde yapılan resmî düzeltme veya ekleme. |
Annex | Ek / İlave | Genellikle bir anlaşmaya eklenen ve ana metnin parçası olarak kabul edilen ek belge veya bölüm. |
Arbitration | Tahkim | Tarafların hukuki uyuşmazlıklarını bağımsız bir hakem veya kurulla çözüme kavuşturma yöntemi; yargı sürecinin dışında, bağlayıcı kararlar oluşturur. |
Armistice | Ateşkes | Silahlı çatışmaların belirli bir süre veya kalıcı olarak durdurulmasını öngören anlaşma. |
Arms Control | Silah Kontrolü | Devletler arasındaki silahlanmayı sınırlamayı veya düzenlemeyi amaçlayan uluslararası anlaşmalar bütünü. |
Asylum | Sığınma | Bir kişinin siyasi, dini veya diğer haklı endişelerle başka bir ülkede koruma talep etmesi durumu. |
Attaché | Ataşe | Büyükelçilik veya konsolosluklarda belirli bir uzmanlık alanında (kültür, savunma, ticaret vb.) görev yapan düşük rütbeli diplomat. |
Bipartisan | Çift Partili / İki Partinin Ortak | Genellikle farklı siyasi partilerin belirli bir konuda ortak hareket etmesi veya uzlaşmaya varması durumu. |
Bilateral Relations | İkili İlişkiler | İki ülke arasında yürütülen diplomatik, ekonomik veya kültürel ilişkiler. |
Bill | Tasarı / Yasa Taslağı | Henüz yasalaşmamış, parlamentoda oylanmayı bekleyen kanun taslağı. |
Binding Agreement | Bağlayıcı Anlaşma | Tarafların uyması zorunlu olan ve uluslararası hukukta geçerliliği bulunan anlaşma türü. |
Boycott | Boykot | Bir devletin, kuruluşun veya kişinin mal veya hizmetlerini protesto amacıyla reddetme eylemi. |
Briefing | Bilgilendirme Toplantısı | Bir konu hakkında kısa ve öz bilgiler sunmak üzere düzenlenen resmî veya gayriresmî toplantı. |
Buffer State | Tampon Devlet | İki veya daha fazla güçlü devlet arasında coğrafi konumuyla çatışma riskini azaltan, arada yer alan zayıf veya orta güçte devlet. |
Cabinet | Bakanlar Kurulu | Hükümetin yürütme organını oluşturan bakanların tümü; dışişleri bakanı da bu kurulun önemli bir üyesidir. |
Ceasefire | Ateşkes / Silah Bırakma | Taraflar arasında silahlı çatışmanın durdurulmasına yönelik karşılıklı anlaşma veya ilan. |
Charge d’Affaires | Maslahatgüzar | Büyükelçinin yokluğunda veya görev boşluğunda büyükelçiliği geçici olarak yöneten diplomat. |
Civil Society | Sivil Toplum | Devlet kurumlarının dışında faaliyet gösteren sivil oluşumlar, STK’lar, topluluklar ve dernekler bütünü. |
Clause | Madde / Fıkra | Anlaşmaların veya yasal metinlerin belirli bir hükmünü oluşturan kısım. |
Coalition | Koalisyon | Ortak bir amaç veya çıkar için bir araya gelmiş devletler, siyasi partiler veya organizasyonlar topluluğu. |
Coercive Diplomacy | Zorlayıcı Diplomasi | Tehdit, yaptırım veya güç kullanma ihtimalini öne çıkararak karşı tarafı istenilen sonuca razı etmeye çalışan diplomasi biçimi. |
Cold War | Soğuk Savaş | İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD ve SSCB arasında yaşanan, doğrudan çatışmaya dönüşmemiş ancak yoğun gerginlik içeren dönem. |
Collective Security | Kolektif Güvenlik | Bir grup devletin, üyelerinden birine yapılan saldırıyı tümüne yapılmış kabul ederek ortak savunma mekanizması oluşturması prensibi. |
Colonialism | Sömürgecilik | Bir ülkenin başka bir bölgeyi veya ülkeyi siyasi ve ekonomik kontrol altına alarak kaynaklarını kullanması ve yerel halkı yönetmesi. |
Commission | Komisyon | Belirli bir alanda inceleme, denetleme veya düzenleme yapmak üzere yetkilendirilmiş kurul veya organ. |
Communiqué | Bildiri / Resmî Açıklama | Uluslararası zirve veya toplantıların ardından yayımlanan, alınan kararları veya ortak görüşleri özetleyen resmî açıklama. |
Compensation | Tazminat | Uluslararası hukuka aykırı bir eylemden zarar gören tarafın, zararı karşılamak üzere talep ettiği ödemeler veya yaptırımlar. |
Conciliation | Uzlaştırma | İhtilaflı taraflar arasındaki uyuşmazlığın barışçıl yollarla giderilmesine yönelik ara bulma veya hakemliğe benzer süreç. |
Consulate | Konsolosluk | Bir ülkenin, başka bir ülkede (genellikle başkent dışındaki şehirlerde) bulunan diplomatik temsilciliği; vize ve pasaport işlemleri gibi hizmetler sunar. |
Consul | Konsolos | Konsolosluk görevini yürüten diplomatik personel; genellikle ticari ve vatandaşlık işleriyle ilgilenir. |
Convention | Sözleşme / Konvansiyon | Devletler arasında yapılan ve belirli bir alanda iş birliği veya standart belirleyen resmî ve bağlayıcı anlaşma. |
Countermeasure | Karşı Önlem | Uluslararası hukuka aykırı bir eyleme cevap olarak alınan meşru ama kısıtlı tedbir; ihlalin düzeltilmesini amaçlar. |
Coup d’état | Darbe | Mevcut hükümeti veya siyasi rejimi zorla devirme girişimi; genellikle askeri unsurların öncülüğünde gerçekleşir. |
Covenant | Pakt / Misak | Devletler veya topluluklar arasında yapılan resmî ve ahlaki açıdan bağlayıcı sözleşme veya antlaşma. |
Credentials | Güven Mektupları | Büyükelçinin veya diplomatik temsilcinin, atandığı ülkede resmî olarak tanınması için devlet başkanına veya yetkili makama sunduğu belge. |
Crisis Management | Kriz Yönetimi | Diplomasi ve güvenlik alanında öngörülmeyen tehdit veya acil durumlara hızlı ve etkili müdahale süreçleri. |
Cultural Diplomacy | Kültürel Diplomasi | Devletlerin kültür, sanat, eğitim, spor gibi alanlarda yürüttüğü faaliyetler yoluyla diğer toplumlarla iletişim kurma stratejisi. |
Cyber Diplomacy | Siber Diplomasi | Devletlerin dijital ortamlarda güvenlik ve iş birliği sağlamak için yürüttüğü uluslararası ilişkiler politikası. |
Deadline | Son Tarih / Son Günü | Bir müzakere, rapor veya anlaşma için belirlenmiş son tamamlama veya karar verme tarihi. |
Declassification | Gizliliğin Kaldırılması | Devlet sırlarının veya gizli belgelerin belirli bir süre sonunda kamuya açıklanması veya daha düşük gizlilik derecesine geçirilmesi. |
Declaration | Deklarasyon / Beyan | Devletlerin belli bir konuda görüşünü veya tutumunu bildirdiği resmî açıklama; hukuki olarak bağlayıcı olmayabilir. |
Deep State | Derin Devlet | Resmî kurumların dışında veya gölgesinde çalışan, devlet politikalarını etkileyebilen, kayıt dışı güç ağı. |
Defense Treaty | Savunma Antlaşması | İki veya daha fazla devletin, birbirini saldırı durumunda askeri yönden destekleme konusunda resmen taahhütte bulunduğu anlaşma türü. |
Delegation | Heyet / Delegasyon | Bir konferans, toplantı veya müzakere için belirli bir ülkeyi veya kurumu temsil eden resmi grup. |
Demarche | Diplomatik Girişim | Bir ülkenin, başka bir ülke nezdinde resmî talep veya itirazını iletmek üzere yaptığı diplomatik temas veya eylem. |
Demilitarized Zone | Silahsızlandırılmış Bölge | Devletlerce üzerinde anlaşmaya varılan bir coğrafi alanın askeri faaliyetlerden arındırılması. |
Deportation | Sınır Dışı Etme | Bir yabancının hukuki veya idari kararla bulunduğu ülkeden çıkarılması. |
Deterrence | Caydırıcılık | Karşı tarafın saldırgan davranışlarını engellemek için askeri, ekonomik veya diplomatik gücü kullanma stratejisi. |
Diplomatic Bag | Diplomatik Kurye Çantası | Büyükelçilikler ve konsolosluklar arasında gizli belgelerin güvenli şekilde taşınması için kullanılan, uluslararası korumaya tabi çanta. |
Diplomatic Corps | Diplomatik Misyonlar Topluluğu | Bir ülkede görev yapan tüm yabancı diplomatların oluşturduğu topluluk. |
Diplomatic Immunity | Diplomatik Dokunulmazlık | Diplomatların görev yaptıkları ülkede ceza veya hukuk davalarına karşı korunduğu, Viyana Sözleşmesi ile düzenlenen hak. |
Diplomatic Note | Diplomatik Nota | Bir ülkenin başka bir ülkeye veya uluslararası örgüte gönderdiği resmî yazılı ileti; protesto veya talep içerebilir. |
Diplomatic Pouch | Diplomatik Poşet | Diplomatik kuryelerce taşınan, dokunulmazlık kapsamında korunan resmî belge ve materyalleri içeren kap. |
Disarmament | Silahsızlanma | Uluslararası toplumun, konvansiyonel veya nükleer silahların azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması yönündeki çabaları. |
Dispatch | Resmî Yazışma / Rapor | Büyükelçi veya diplomatik misyon tarafından merkeze gönderilen bilgi notu veya rapor. |
Domestic Affairs | İç İşleri | Bir devletin iç güvenlik, kamu düzeni, idari yapı gibi dış politikanın aksine ülke içi süreçleriyle ilgili konular. |
Embassy | Büyükelçilik | Bir ülkenin başka bir ülkenin başkentindeki en yüksek düzeydeki diplomatik temsilciliği; başında büyükelçi bulunur. |
Emigrant | Göçmen (Giden) | Kendi ülkesinden başka bir ülkeye yerleşmek üzere göç eden kişi. |
Envoy | Özel Temsilci | Önemli bir diplomatik görevi yerine getirmek için gönderilen, genellikle geçici süre görev yapan resmi temsilci. |
Extradition | İade (Suçlu İadesi) | Bir devlette suç işlediği iddiasıyla aranan kişinin başka bir devlette yakalanması halinde yargılanmak veya ceza çekmek üzere iade edilmesi. |
Facilitator | Kolaylaştırıcı | Müzakerelerde taraflar arasında iletişimi geliştirmek ve anlaşmazlığın çözümünü hızlandırmak için yardımcı olan aracı şahıs veya kurum. |
Federation | Federasyon | Birden fazla özerk veya eyalet tipi birimin birleşerek oluşturduğu, merkezi bir hükümeti olan devlet yapısı. |
Final Act | Nihai Senet / Belge | Uluslararası bir konferans veya kongre sonunda kabul edilen ve konferanstaki kararları özetleyen resmi belge. |
Foreign Aid | Dış Yardım | Bir ülkenin kalkınma, insani yardım veya siyasi amaçlarla başka bir ülkeye mali, teknik veya gıda yardımı yapması. |
Foreign Exchange | Döviz / Yabancı Para Birimi | Uluslararası ticaret ve finans işlemlerinde kullanılan farklı ülkelerin para birimi. |
Foreign Policy | Dış Politika | Bir devletin uluslararası arenada diğer devletler ve örgütlerle ilişkilerini yönlendiren strateji ve prensipler bütünü. |
Framework Agreement | Çerçeve Anlaşma | Geniş kapsamlı bir konu üzerinde temel ilkeleri belirleyen, ileride detaylandırılacak konulara zemin hazırlayan anlaşma. |
Free Trade Agreement | Serbest Ticaret Anlaşması | İki veya daha fazla ülke arasında gümrük tarifelerini ve ticaret kısıtlamalarını kaldırmayı amaçlayan anlaşma. |
Friendship Treaty | Dostluk Antlaşması | İki ülke arasında dostça ilişkilerin geliştirilmesini ve barışçıl iş birliğini amaçlayan resmî anlaşma. |
G20 | G20 (Yirmiler Grubu) | Dünyanın önde gelen 19 ekonomisi ve Avrupa Birliği’nden oluşan uluslararası forum; küresel ekonomik iş birliğini sağlar. |
General Assembly | Genel Kurul | Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası örgütlerin tüm üye devletlerini kapsayan en geniş temsil organı; kararlar genellikle tavsiye niteliğindedir. |
Geneva Conventions | Cenevre Sözleşmeleri | Silahlı çatışma durumlarında savaş kurbanlarının korunmasına ilişkin uluslararası hukukun temelini oluşturan sözleşmeler bütünü. |
Geopolitics | Jeopolitik | Bir ülkenin coğrafi, politik ve stratejik konumu ile uluslararası ilişkiler arasındaki etkileşimi inceleyen disiplin. |
Good Offices | İyi Hizmetler | Bir uyuşmazlıkta, üçüncü tarafın gönüllü olarak tarafları barıştırma veya müzakerelere zemin hazırlama çabası. |
Grand Strategy | Büyük Strateji | Bir devletin uzun vadeli politik, ekonomik, askeri ve diplomatik hedeflerini belirleyen üst düzey stratejik yaklaşım. |
Grant | Hibe | Bir ülke veya kuruluşun, başka bir ülke veya kuruluşa geri ödemesiz olarak sağladığı mali destek. |
Hard Power | Sert Güç | Askeri veya ekonomik baskı yoluyla başka aktörleri kendi isteklerine uymaya zorlayan güç kullanımı. |
Head of State | Devlet Başkanı | Bir ülkenin en üst düzey resmî temsilcisi; cumhurbaşkanı, kral, imparator vb. |
High Commissioner | Yüksek Komiser | Özellikle İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) üyesi ülkeler arasındaki diplomatik temsilcilikleri yöneten büyükelçi statüsündeki görevli. |
Host Nation | Ev Sahibi Ülke | Uluslararası konferans, zirve veya organizasyona resmî olarak ev sahipliği yapan ülke. |
Human Rights | İnsan Hakları | Her bireyin doğuştan sahip olduğu, uluslararası hukuk tarafından korunan temel hak ve özgürlükler. |
Humanitarian Intervention | İnsani Müdahale | Uluslararası toplumun, ciddi insan hakları ihlallerini durdurmak amacıyla başka bir ülkenin iç işlerine (askeri dahil) müdahale etmesi. |
Hydro Diplomacy | Su Diplomasisi | Sınır aşan su kaynaklarının yönetimi ve paylaşımı konusunda devletler arasında yürütülen müzakereler ve iş birliği. |
Immunities and Privileges | Muafiyetler ve İmtiyazlar | Diplomatların ve uluslararası örgüt temsilcilerinin yargı veya vergi gibi alanlarda sahip oldukları ayrıcalıklar. |
Incumbent | Görevdeki / Mevcut Makam Sahibi | Resmî bir görevi hâlihazırda elinde bulunduran kişi veya kurum. |
Intelligence Gathering | İstihbarat Toplama | Devletlerin güvenlik ve dış politika amaçları doğrultusunda bilgi edinme süreci; casusluk faaliyetleri de bu kapsamda yer alır. |
Interim Government | Geçici Hükümet | Belirli bir dönemde veya kriz sırasında, yeni bir yönetim şekli belirlenene kadar ülkeyi yöneten geçici idari yapı. |
International Law | Uluslararası Hukuk | Devletler, uluslararası örgütler ve benzeri aktörler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kuralları bütünü. |
Intervention | Müdahale | Bir devletin, başka bir devletin iç işlerine siyasi, ekonomik veya askeri yöntemlerle karışması. |
Joint Declaration | Ortak Deklarasyon | İki veya daha fazla devletin aynı konuda uzlaşıya vararak birlikte yayımladığı resmî açıklama. |
Joint Venture | Ortak Girişim | İki veya daha fazla tarafın belirli bir proje veya yatırım için iş birliği yaptığı ticari veya stratejik ortaklık modeli. |
Jurisdiction | Yargı Yetkisi | Bir mahkeme veya devletin coğrafi veya konu bazında hukuk uygulama ve karar verme yetkisi. |
Landlocked State | Denize Kıyısı Olmayan Devlet | Coğrafi olarak denize erişimi bulunmayan, uluslararası ticaretinde transit geçişlere bağımlı olan ülke. |
Legation | Orta Ölçekli Diplomatik Temsilcilik | Büyükelçilik seviyesinden düşük, ancak konsolosluktan yüksek derecede temsil gücüne sahip diplomatik misyon. |
Legitimacy | Meşruiyet | Bir yönetimin, halk veya uluslararası toplum nezdinde kabul görme durumu; hukuk ve ahlaki standartlara uygunluk derecesi. |
Liaison Office | İrtibat Bürosu | Devletlerin veya örgütlerin başka ülkelerde yürütülen faaliyetlerini kolaylaştırmak için oluşturulan ofis; tam diplomatik statüsü olmayabilir. |
Mandate | Yetki Belgesi / Görev | Bir uluslararası örgütün veya devletin, belirli bir konuda hareket etmesi için kendisine verilen resmî yetki veya görev. |
Maritime Boundaries | Deniz Sınırları | Devletlerin karasuları, bitişik bölgeleri ve münhasır ekonomik bölgeler arasındaki uluslararası kabul görmüş sınırlamalar. |
Mediation | Arabuluculuk | Bağımsız bir üçüncü tarafın, anlaşmazlık yaşayan taraflar arasında çözüm bulmak için süreci yönetmesi. |
Memorandum of Understanding (MoU) | Mutabakat Muhtırası | İki veya daha fazla taraf arasında iş birliği niyetini belirten, genellikle hukuken bağlayıcı olmayan ancak resmî bir belge niteliği taşıyan anlaşma. |
Ministry of Foreign Affairs (MFA) | Dışişleri Bakanlığı | Bir ülkenin dış politikasını yürütmek, uluslararası ilişkilerini düzenlemek ve vatandaşlarını yurt dışında temsil etmekle yükümlü bakanlık. |
Mission | Misyon / Temsilcilik | Bir ülkenin veya örgütün başka bir devlet ya da örgüt nezdinde yürüttüğü resmî diplomatik faaliyetlerin tümü. |
Mixed Commission | Karma Komisyon | İki veya daha fazla devletin temsilcilerinden oluşan, ortak meseleleri çözmek veya iş birliği geliştirmek üzere kurulan komisyon. |
Mobility Partnership | Hareketlilik Ortaklığı | Göç, vize serbestisi veya çalışma izinleri gibi konularda devletler arasında imzalanan iş birliği çerçevesi. |
Multilateral Relations | Çok Taraflı İlişkiler | Üç veya daha fazla ülke veya uluslararası örgüt arasında yürütülen diplomatik ve ticari ilişkiler. |
Mutual Recognition | Karşılıklı Tanıma | Devletlerin birbirlerinin resmî makamlarını, belgelerini veya yargı kararlarını geçerli kabul etmesi. |
Negotiation | Müzakere | Tarafların anlaşmazlık veya iş birliği konularını görüşerek ortak paydada uzlaşma araması süreci. |
Neutrality | Tarafsızlık | Bir devletin, silahlı çatışmalarda veya uluslararası anlaşmazlıklarda herhangi bir tarafı desteklemeyeceğini ilan etmesi. |
Non-aggression Pact | Saldırmazlık Paktı | İki veya daha fazla devletin birbirlerine karşı güç kullanmaktan kaçınacaklarına dair resmî taahhüt. |
Non-aligned Movement | Bağlantısızlar Hareketi | Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan ve büyük güç bloklarından birine resmen dahil olmayan ülkelerin oluşturduğu uluslararası oluşum. |
Non-Governmental Organization (NGO) | Sivil Toplum Kuruluşu (STK) | Devletten bağımsız, kâr amacı gütmeyen ve toplumsal fayda gözeten kuruluş. |
Non-paper | Resmî Olmayan Belge | Diplomatik müzakerelerde taraflarca gayrıresmî olarak paylaşılan, bağlayıcı niteliği olmayan belge. |
Occupied Territory | İşgal Altındaki Toprak | Bir devletin silahlı güçlerince başka bir devletin egemenlik alanının fiilen kontrol edildiği bölge. |
Official Gazette | Resmî Gazete | Hükümet tarafından yayımlanan, yeni yasalar, kararlar veya uluslararası anlaşmaları duyuran resmî yayın. |
Open Skies Agreement | Açık Semalar Anlaşması | Devletler arasında sivil havacılığı düzenleyen ve hava sahasının karşılıklı kullanımını kolaylaştıran anlaşma. |
Organization of American States (OAS) | Amerikan Devletleri Örgütü | Batı Yarımküre ülkeleri arasında iş birliği ve güvenliği artırmak için kurulmuş uluslararası bir örgüt. |
Pacta Sunt Servanda | Anlaşmalara Uyma İlkesi | Uluslararası hukukta, tarafların akdettikleri anlaşma hükümlerine sadık kalma zorunluluğunu ifade eden temel prensip. |
Parallel Diplomacy | Paralel Diplomasi | Resmî diplomatik kanalların yanı sıra gayriresmî veya alternatif yollardan yürütülen müzakereler veya diyalog faaliyetleri. |
Passport | Pasaport | Bir devletin vatandaşı veya yasal uyruk belgesine sahip olan kişiler için kimlik ve seyahat belgesi işlevi gören resmî belge. |
Peace Agreement | Barış Anlaşması | Çatışma halindeki taraflar arasında savaşı veya düşmanlığı resmen sonlandıran, kalıcı barış şartlarını belirleyen anlaşma. |
Peace Enforcement | Barışı Zorlama | BM gibi uluslararası örgütlerin, barışı tehdit eden durumlara karşı güç kullanarak barışın tesisi veya sürdürülmesini sağlamaya çalışması. |
Peacekeeping | Barışı Koruma | Uluslararası bir gücün, ateşkes veya barış anlaşması sonrasında çatışma bölgesine konuşlanarak taraflar arasında güven inşası yapması. |
Persona Non Grata | İstenmeyen Kişi | Bir diplomatik temsilcinin veya yabancı kişinin, ev sahibi ülke tarafından kabul edilemez bulunarak ülkeyi terk etmesi istenmesi. |
Plenipotentiary | Tam Yetkili Temsilci | Devlet veya hükümet tarafından, uluslararası anlaşmaları müzakere etmek ve imzalamak üzere tam yetkiyle görevlendirilmiş diplomat. |
Political Asylum | Siyasi Sığınma | Bir kişinin, siyasi baskı veya zulüm görme tehlikesi nedeniyle başka bir ülkeden koruma talep etmesi. |
Political Refugee | Siyasi Mülteci | Siyasî nedenlerle kendi ülkesinden ayrılmak zorunda kalan ve başka bir devletten resmî koruma talep eden kişi. |
Policy Paper | Politika Belgesi | Resmî kurum veya düşünce kuruluşu tarafından yayımlanan, belirli bir konuda öneriler ve analizler içeren stratejik belge. |
Polity | Siyasal Düzen / Yönetim Biçimi | Belirli bir coğrafyada toplumsal ve siyasal yapıyı düzenleyen kurumlar ve ilkeler bütünü. |
Precedence | Protokol Önceliği | Diplomatik törenlerde ve resmî işlerde kişilere veya kurumlara uygulanan sıralama ve önem hiyerarşisi. |
Preliminary Agreement | Ön Anlaşma | Müzakerelerde nihai anlaşmaya varmadan önce temel prensipleri belirleyen geçici veya koşullu nitelikte resmî belge. |
Protection Power | Koruyucu Güç | İki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kesilmesi durumunda, çıkarları korumak için üçüncü bir devletin aracı olması. |
Protocol | Protokol | Diplomatik tören ve yazışmalarda uyulması gereken resmî kurallar bütünü. |
Quasi-State | Yarı-Devlet | Uluslararası tam tanınırlığı olmayan ancak idari ve siyasi yapıları bulunan oluşumlar (ör. bazı özerk bölgeler). |
Ratification | Onay / Tasdik | Bir devletin, imzalanan uluslararası anlaşmayı kendi iç hukuku doğrultusunda kabul ederek bağlayıcı hale getirmesi. |
Realpolitik | Güç Politikası | Uluslararası ilişkilerde ahlaki veya hukuki prensiplerden ziyade çıkar ve güç dengesini esas alan yaklaşım. |
Recognition | Tanıma | Bir devletin başka bir devleti veya hükümeti uluslararası hukuk çerçevesinde egemen bir varlık olarak kabul etmesi. |
Reconciliation | Uzlaşma | Önceden çatışan veya anlaşmazlık halinde olan tarafların barışçıl ilişkiler kurma süreci. |
Refugee Convention | Mülteci Sözleşmesi | 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi; mültecilerin statülerini ve haklarını belirleyen uluslararası anlaşma. |
Regional Cooperation | Bölgesel İş Birliği | Coğrafi yakınlığa sahip ülkelerin ortak amaçlar etrafında bir araya gelerek ekonomik, siyasi veya güvenlik konularında iş birliği yapması. |
Representative | Temsilci | Bir ülke, örgüt veya kurum adına resmi görevleri yürüten kişi; diplomat, elçi veya delege olabilir. |
Reservation | Çekince | Bir devletin, uluslararası bir anlaşmadaki belirli maddelere tamamen veya kısmen uymayacağını beyan ettiği durum. |
Resolution | Karar / Karar Tasarısı | Bir uluslararası örgüt (BM Güvenlik Konseyi gibi) tarafından kabul edilen ve üyeleri bağlayıcı veya tavsiye niteliğinde olabilen metin. |
Restitution | İade / Geri Verme | Yasadışı şekilde elde edilen mal veya kültürel varlıkların meşru sahibine veya ülkesine geri verilmesi. |
Rogue State | Haydut Devlet | Uluslararası normlara uymayan, genellikle kitle imha silahları geliştirdiğinden şüphelenilen ve istikrarsızlık yaratan devlet. |
Sanctions | Yaptırımlar | Uluslararası hukuk veya politika çerçevesinde, bir devletin diğerine karşı uyguladığı ticari, mali veya siyasi kısıtlamalar. |
Secretariat | Sekretarya | Uluslararası örgütlerin idari işlerini yürüten, belge hazırlayan ve iletişimi sağlayan birim veya yönetici kadro. |
Security Council | Güvenlik Konseyi (BM) | Birleşmiş Milletler’de uluslararası barış ve güvenliği sağlamakla yetkilendirilmiş, 5 daimi üye ve 10 geçici üyeden oluşan bir organ. |
Self-Determination | Kendi Kaderini Tayin Hakkı | Halkların, devlet yapısını ve siyasi statülerini serbestçe seçme ve yönetim biçimlerini belirleme hakkı. |
Separatism | Ayrılıkçılık | Belirli bir bölgenin veya etnik grubun, mevcut devletten bağımsızlık veya özerklik talep etmesi. |
Shuttle Diplomacy | Mekik Diplomasisi | İki veya daha fazla tarafın doğrudan iletişim kuramadığı durumlarda, aracı diplomatın taraflar arasında mekik dokuyarak müzakereleri yürütmesi. |
Signing Ceremony | İmza Töreni | İki veya daha fazla taraf arasında varılan anlaşma veya sözleşmenin resmî olarak imzalanması için düzenlenen tören. |
Soft Power | Yumuşak Güç | Kültürel, ideolojik veya kurumsal çekicilik aracılığıyla diğer aktörleri etkileme ve kendi isteğine yönlendirme kapasitesi. |
Sovereign Equality | Egemen Eşitlik | Uluslararası hukuk prensibi; tüm devletlerin egemenlik bakımından eşit olduğu ve birbirine saygı duyması gerektiği. |
Sovereignty | Egemenlik | Bir devletin kendi toprakları üzerinde nihai yetkiye ve otoriteye sahip olması; bağımsız karar alma hakkı. |
Special Envoy | Özel Temsilci | Belirli bir konu veya kriz bölgesi için atanan, özel görevle donatılmış üst düzey diplomat. |
Spin-Off Agreement | Yan Anlaşma | Bir ana anlaşmanın dışında fakat onunla bağlantılı olarak düzenlenen, spesifik konuları ele alan ek sözleşme. |
State Immunity | Devlet Dokunulmazlığı | Bir devletin yargı bağlamında başka bir devletin mahkemelerinde davaya konu edilememesi ilkesi. |
State Protocol | Devlet Protokolü | Üst düzey devlet yetkililerinin ağırlanması, resmî ziyaretlerin düzenlenmesi ve törenlerde uygulanacak kuralların bütünü. |
State Succession | Devlet Halefiyeti | Bir devletin parçalanması, birleşmesi veya bağımsızlığını kazanması gibi durumlarda, önceki devletin hak ve yükümlülüklerinin yeni oluşan devlete geçmesi. |
State Visit | Devlet Ziyareti | Devlet başkanı veya yüksek düzeyli bir hükümet temsilcisinin başka bir ülkeye yaptığı resmî ziyaret. |
Strategic Alliance | Stratejik İttifak | Uzun vadeli ortak çıkarlar etrafında toplanan devletlerin veya kuruluşların oluşturduğu güvenlik, savunma veya ticaret birliği. |
Strategic Partnership | Stratejik Ortaklık | İki veya daha fazla aktörün, ortak hedefler doğrultusunda kapsamlı ve uzun vadeli iş birliği kurması. |
Summit | Zirve | Devlet veya hükümet başkanları düzeyinde düzenlenen üst düzey toplantı veya konferans. |
Supra-national | Ulusüstü | Üye devletlerin bir kısmı egemenliklerini devrettikleri, kararları doğrudan bağlayıcı olabilen uluslararası örgütlere ilişkin kavram (ör. AB). |
Surveillance | Gözetim / Denetleme | Bir devletin veya uluslararası örgütün, belirli faaliyetleri ya da kişileri izleme ve bilgi toplama faaliyeti. |
Suspension of Diplomacy | Diplomatik İlişkilerin Askıya Alınması | İki ülke arasındaki resmî diplomatik temasların ve elçilik faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması. |
Tariff | Gümrük Vergisi | Bir ülkenin ithal edilen mallardan aldığı vergi; uluslararası ticareti düzenlemede önemli bir araçtır. |
Territorial Dispute | Toprak Anlaşmazlığı | İki veya daha fazla devletin belirli bir bölge üzerinde hak iddia etmesi sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlık. |
Territorial Integrity | Toprak Bütünlüğü | Bir devletin ülke sınırları içerisindeki bütünlüğünün uluslararası hukuk tarafından tanınması ve korunması ilkesi. |
Think Tank | Düşünce Kuruluşu | Akademik veya politik alanda uzman kişilerden oluşan, araştırma ve analizler yaparak karar alıcılara öneriler sunan kuruluş. |
Third Party Mediation | Üçüncü Taraf Arabuluculuğu | İki ülke veya grup arasındaki anlaşmazlığa bağımsız bir tarafın dahil olarak çözüm sürecine katkı sağladığı arabuluculuk şekli. |
Threat Perception | Tehdit Algısı | Bir devletin veya toplumun, dış veya iç faktörleri ne ölçüde risk ya da tehdit olarak gördüğünü ifade eden kavram. |
Trade Delegation | Ticari Heyet | İki ülke arasında ekonomik iş birliği veya yatırım fırsatlarını görüşmek üzere giden resmî veya özel sektör temsilcilerinden oluşan grup. |
Trade Embargo | Ticaret Ambargosu | Bir ülkeye karşı ticari faaliyetlerin kısmen veya tamamen durdurulmasını öngören yaptırım türü. |
Transnational | Ulusötesi | Birden fazla ülkeyi kapsayan ve ulusal sınırları aşan ekonomik, sosyal veya politik faaliyetler (şirketler, STK’lar vb.). |
Treaty | Antlaşma | Devletler veya uluslararası örgütler arasında imzalanan, uluslararası hukuk kapsamında bağlayıcı metin. |
Treaty of Alliance | İttifak Antlaşması | Devletler arasında ortak savunma veya siyasi iş birliği amacıyla yapılan resmi anlaşma. |
Treaty of Amity | Dostluk Antlaşması | İki ülke arasında dostane ilişkilerin temellerini belirleyen, genellikle uzun vadeli barış ve iş birliğini amaçlayan anlaşma. |
Treaty of Commerce | Ticaret Antlaşması | İki ülke arasında ticari engelleri kaldırmak, gümrük tarifelerini düzenlemek veya karşılıklı yatırım imkânları yaratmak amacıyla yapılan anlaşma. |
Ultimatum | Ültimatom | Bir devletin diğerine son ve katı bir talepte bulunduğu, yerine getirilmemesi halinde yaptırım veya güç kullanımına başvurabileceğini belirttiği diplomatik nota. |
Unilateral Action | Tek Taraflı Eylem | Bir devletin başka hiçbir aktörle koordinasyon sağlamadan kendi çıkarları doğrultusunda aldığı karar veya girişim. |
Verification Mechanism | Doğrulama Mekanizması | Bir anlaşmanın uygulanıp uygulanmadığını izleme ve teyit etme amacıyla oluşturulan resmî veya bağımsız denetim sistemi. |
Vienna Convention | Viyana Sözleşmesi | Diplomatik veya konsolosluk ilişkileri gibi alanlarda uluslararası düzenlemeler getiren ve ülkelerce kabul edilen sözleşmeler bütünü. |
Visa | Vize | Bir devletin, yabancı uyruklu kişiye ülkeye giriş ve belirli süre kalış izni verdiğini gösteren resmî belge veya damga. |
Visa Waiver | Vize Muafiyeti | İki ülke arasında vatandaşların belirli süreliğine vizesiz seyahat etmesini sağlayan anlaşma veya düzenleme. |
Voluntary Repatriation | Gönüllü Geri Dönüş | Mültecilerin veya göçmenlerin kendi istekleriyle, güvende olduklarına inanarak ülkelerine dönmesi. |
War Crime | Savaş Suçu | Silahlı çatışmalarda uluslararası insancıl hukuk kurallarını ciddi şekilde ihlal eden fiiller (sivillere saldırı, işkence vb.). |
War of Attrition | Yıpratma Savaşı | Tarafların karşılıklı olarak kaynaklarını ve moralini tüketmeyi amaçladığı, uzun süreli ve aşamalı çatışma stratejisi. |
Warsaw Pact | Varşova Paktı | 1955-1991 yılları arasında SSCB ve Doğu Bloku ülkeleri arasında imzalanan, karşılıklı savunma amacı güden askerî ittifak. |
White Paper | Beyaz Kitap | Hükümetin belirli bir konudaki politika yaklaşımını veya reform planlarını açıklayan, genellikle kamuoyuna yönelik resmî belge. |
Xenophobia | Yabancı Düşmanlığı | Yabancılara veya farklı etnik-kültürel gruplara karşı duyulan önyargı, korku veya nefret. |
Yearbook of International Law | Uluslararası Hukuk Yıllığı | Uluslararası hukuka dair en güncel makale, karar ve yorumların derlendiği akademik yayın. |
Zero-sum Game | Sıfır Toplamlı Oyun | Taraflardan birinin kazancının diğerinin kaybı anlamına geldiği, iş birliğine yer vermeyen çatışmacı ilişki modeli. |
Zoning Agreement | Bölgeleme Anlaşması | İki veya daha fazla devletin, belirli bir coğrafi alanı yönetme veya kullanma koşullarını düzenleyen anlaşma. |
Alliance | İttifak | İki veya daha fazla devletin, genellikle güvenlik ve savunma konularında dayanışma sağlamak amacıyla kurduğu resmî ortaklık. |
Annexation | İlhak | Bir devletin, başka bir bölgeyi veya ülkeyi tek taraflı olarak kendi topraklarına katması; uluslararası hukuka aykırı olabilir. |
Arbitration Court | Tahkim Mahkemesi | Taraflar arasındaki uyuşmazlıkların bağlayıcı kararlarla sonuca bağlandığı yargısal organ. |
Autonomy | Özerklik | Bir bölgenin veya topluluğun, merkezi yönetimden bağımsız biçimde kendi kendini kısmen yönetme hakkı. |
Bilateral Treaty | İkili Antlaşma | İki devlet arasında imzalanan, tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen resmi sözleşme. |
Blood Feud | Kan Davası | Aileler veya klanlar arasında uzun süredir devam eden husumet; uluslararası ilişkilerde “vendetta” terimiyle de anılır. |
Capitulation | Kapitülasyon | Tarihsel olarak, bir devletin diğer devlete hukuki, ekonomik veya adli ayrıcalıklar tanıdığı antlaşmalar; günümüzde farklı bağlamlarda kullanılabilir. |
Common Foreign and Security Policy (CFSP) | Ortak Dış ve Güvenlik Politikası | Avrupa Birliği’nin üye ülkeler arasında koordineli bir dış ve güvenlik politikası yürütmesini hedefleyen mekanizması. |
Community Acquis | AB Müktesebatı | Avrupa Birliği’nin kuruluşundan itibaren oluşturduğu tüm hukuki düzenlemeler ve politikalar bütünü. |
Concession | Taviz / İmtiyaz | Müzakerelerde veya uluslararası anlaşmalarda, karşı tarafı kazanmak için verilen hak veya haklardan vazgeçme. |
Conflict Resolution | Çatışma Çözümü | Anlaşmazlık ve uyuşmazlıkları barışçıl yollarla çözme amacıyla geliştirilen teoriler, yöntemler ve uygulamalar bütünü. |
Constituent Treaty | Kurucu Antlaşma | Uluslararası bir örgütün veya birliğin kurulmasına ve yapısına dair temel esasları belirleyen resmî anlaşma. |
Containment | Çevreleme Politikası | Bir devletin, potansiyel rakip veya tehdit olarak gördüğü başka bir devleti veya ideolojiyi genişleme veya nüfuz kurma konusunda sınırlama stratejisi. |
Convention on Diplomatic Relations | Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi | Devletler arası diplomatik ilişkileri düzenleyen, özellikle 1961 Viyana Sözleşmesi ile belirlenen kuralları kapsar. |
Counter-espionage | Karşı Casusluk | Yabancı istihbarat faaliyetlerine karşı koyma, casusluk girişimlerini tespit ve engelleme uygulamaları. |
Credible Deterrence | Güvenilir Caydırıcılık | Askeri veya ekonomik gücün karşı tarafı bir saldırıdan vazgeçirecek düzeyde olması; tehditin inandırıcılığı önemlidir. |
Cross-border Cooperation | Sınır Ötesi İş Birliği | Sınır komşusu olan ülkelerin, ekonomik, sosyal ve güvenlik konularında ortak projeler yürütmesi. |
Diplomatic Archives | Diplomatik Arşivler | Tarihsel diplomatik yazışmalar, anlaşmalar ve belgelerin saklandığı resmî belge koleksiyonu. |
Diplomatic Courier | Diplomatik Kurye | Diplomatik çantayı ve gizli belgeleri taşıyan resmî görevli; uluslararası hukukla korunur. |
Dispute Settlement | Uyuşmazlık Çözümü | Uluslararası hukuka göre devletler arasındaki anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözüme kavuşturulması süreci. |
Dual Citizenship | Çifte Vatandaşlık | Bir kişinin aynı anda iki farklı devletin vatandaşı olma statüsü. |
Economic Diplomacy | Ekonomik Diplomasi | Dışişleri faaliyetlerinde ticaret, yatırım, enerji ve kalkınma gibi ekonomik konuların öncelikli ele alınması. |
Excellency | Ekselans | Büyükelçi ve üst düzey diplomatik temsilcilere hitap etmek için kullanılan saygı unvanı. |
Executive Agreement | Yürütme Anlaşması | Devlet başkanı veya hükümet tarafından, parlamentonun onayı olmaksızın belirli konularda imzalanabilen uluslararası belge. |
Foreign Correspondent | Yabancı Muhabir | Başka bir ülkede görev yapan gazeteci veya medya temsilcisi; dış gelişmeleri kendi ülkesine raporlar. |
Good Neighbor Policy | İyi Komşuluk Politikası | Komşu devletlerle barış, iş birliği ve karşılıklı saygı çerçevesinde ilişkiler kurma stratejisi. |
Governance | Yönetişim | Kamusal politikaların oluşturulmasında, uygulanmasında ve denetlenmesinde etkinlik, şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirliği ifade eden kavram. |
Grand Bargain | Büyük Uzlaşı | Genellikle çatışma veya kriz durumlarında, tarafların önemli tavizler vererek kapsamlı bir anlaşmaya varmaları. |
Hybrid Warfare | Hibrit Savaş | Konvansiyonel, gayrinizami, siber ve bilgi operasyonlarını aynı anda veya birbirine entegre biçimde kullanan savaş türü. |
Human Rights Council (UN) | İnsan Hakları Konseyi (BM) | Birleşmiş Milletler çatısı altında, insan hakları ihlallerini inceleyen ve tavsiyelerde bulunan hükümetler arası organ. |
Intergovernmental Organization (IGO) | Hükümetler Arası Örgüt | Devletlerin ortak amaçlarla bir araya gelerek kurduğu uluslararası kurum (BM, NATO, AB vb.). |
International Custom | Uluslararası Teamül | Devletlerin uzun süreli, tekrarlanan ve hukuki bağlayıcılık inancıyla uyguladıkları davranış biçimlerinden oluşan uluslararası hukuk kaynağı. |
Interventionism | Müdahalecilik | Bir devletin, başka ülkelerin iç veya dış işlerine politik, askeri veya ekonomik yollarla aktif biçimde dahil olması anlayışı. |
Joint Economic Commission | Karma Ekonomik Komisyon | İki veya daha fazla ülke arasında ekonomik konuları görüşmek ve iş birliği alanlarını geliştirmek üzere kurulan resmî komisyon. |
Land Restitution | Toprak İadesi | Tarihsel olarak el konulan veya işgal edilen toprakların, asıl sahiplerine ya da hak iddia eden topluluklara geri verilmesi. |
Med-Arb | Arabuluculuk-Tahkim (Med-Arb) | Arabuluculuk sonrası uyuşmazlığın çözülemediği durumlarda tahkim yöntemine geçilerek sorunun bütüncül çözümünü sağlayan karma model. |
Migrant Worker | Göçmen İşçi | Çalışmak amacıyla kendi ülkesinden başka bir ülkeye giden kişi; uluslararası iş gücü akışı bağlamında önem taşır. |
Military Attaché | Askerî Ataşe | Bir ülkenin büyükelçiliğinde görev yapan, güvenlik ve savunma konularında uzman diplomat veya askeri personel. |
Most-Favored-Nation (MFN) | En Çok Kayrılan Ülke Statüsü | Bir ülkeye, gümrük tarifelerinde veya ticari engellerde tanınan en avantajlı muameleyi diğer ülkelerden önce sağlama ilkesi. |
National Interest | Ulusal Çıkar | Bir devletin iç ve dış politikada öncelik verdiği, ekonomik, siyasi veya güvenlikle ilgili stratejik hedefler. |
Non-Refoulement | Geri Göndermeme İlkesi | Mülteci veya sığınmacıların, zulüm veya insan hakları ihlalleriyle karşılaşacakları yere geri gönderilememesini öngören uluslararası hukuk ilkesi. |
Oath of Office | Yemin Töreni | Resmî göreve başlamadan önce, görev yürütecek kişinin hukuk ve etik ilkeleri koruyacağını beyan ettiği resmî tören. |
Official Residence | Resmî Konut | Büyükelçi veya üst düzey diplomatik temsilcilerin ikamet ettiği resmî konut; ev sahibi ülkenin saygı gösterdiği dokunulmazlığa sahiptir. |
Ombudsman | Kamu Denetçisi | Devlet kurumlarına karşı vatandaşların haklarını koruyan, şikâyetleri inceleyen ve tavsiyelerde bulunan bağımsız denetim mercii. |
Overseas Missions | Yurtdışı Misyonlar | Bir ülkenin, başka devletlerde veya uluslararası örgütlerde faaliyet gösteren tüm elçilik, konsolosluk ve delegasyonları. |
Pacific Settlement of Disputes | Uyuşmazlıkların Barışçıl Çözümü | Savaş veya güç kullanımını engellemek için arabuluculuk, tahkim, yargı yoluyla anlaşmazlıkları barışçıl şekilde çözme ilkesi. |
Pact | Pakt | Devletler veya örgütler arasında, genellikle geniş kapsamlı taahhütler içeren resmî antlaşma veya sözleşme. |
Party to a Treaty | Antlaşma Tarafı | Uluslararası anlaşmayı imzalayan, onaylayan veya katılan devlet veya örgüt. |
Peace Operations | Barış Operasyonları | BM veya bölgesel örgütlerce yürütülen barışı koruma, inşa veya tesis etme amaçlı askeri ve sivil misyonlar. |
Peacekeeping Force | Barışı Koruma Gücü | BM veya benzeri örgütler altında, taraflar arasında ateşkes ya da barış anlaşmalarını denetlemek ve sürdürmekle görevli askeri birlik. |
Persona Grata | Makbul Kişi | Ev sahibi devletin kabul ettiği ve diplomatik faaliyetlerine onay verdiği yabancı temsilci veya şahıs. |
Plenary Session | Genel Oturum | Tüm katılımcıların bir araya geldiği, genellikle uluslararası konferans veya kongrelerde düzenlenen toplantı. |
Policy Brief | Politika Özeti | Belirli bir konuda hızlı bilgi, analiz ve politika önerileri sunan kısa ve öz belge. |
Political Counsel | Siyasal Danışman | Büyükelçilikte veya diplomatik misyonda siyasetle ilgili konularda uzman görüş sağlayan diplomat. |
Political Declaration | Siyasi Bildiri | Devletlerin belirli bir konuda ortak siyasal duruş sergilediğini duyurmak için yayımlanan, çoğu zaman bağlayıcılığı olmayan belgedir. |
Protectionism | Korumacılık | Bir devletin yerli üreticilerini ithal mallardan korumak amacıyla yüksek gümrük tarifeleri ve ticari kısıtlamalar uygulaması. |
Proxy War | Vekalet Savaşı | Büyük güçlerin doğrudan çatışmak yerine başka devletler veya silahlı gruplar aracılığıyla güç mücadelesine girdiği savaş türü. |
Rapprochement | Yakınlaşma | Daha önce gergin olan veya aralarında diplomatik ilişki bulunmayan iki devletin ilişkilerini düzeltme ve geliştirme süreci. |
Reciprocity | Karşılıklılık İlkesi | Bir devletin, başka bir devletin vatandaşlarına veya diplomatik misyonlarına uyguladığı muameleyi aynı şekilde karşılaması. |
Remittance | Döviz Havalesi / Para Transferi | Yurt dışında çalışan bir kişinin kendi ülkesine gönderdiği para; uluslararası ekonomik ilişkilerde önemli bir gelir kalemi. |
Rogue Diplomacy | Kural Dışı Diplomasi | Resmî diplomasi ilke ve yöntemlerini göz ardı eden, kendi çıkarları için agresif veya yasadışı yöntemler kullanan devlet veya aktör davranışı. |
Ruling | Mahkeme Kararı | Uluslararası mahkemeler veya tahkim kuruluşları tarafından verilen, bağlayıcı nitelikteki hukukî karar. |
Secretariat-General | Genel Sekreterlik | Uluslararası örgütlerin idari ve politika koordinasyonunu yöneten başkanlık makamı veya ofisi. |
Secession | Ayrılma / Kopma | Bir bölgenin veya topluluğun mevcut devletten bağımsız bir devlet kurmak veya başka bir devletle birleşmek üzere ayrılması. |
Security Cooperation | Güvenlik İş Birliği | Devletlerin ortak güvenlik tehditlerini önlemek ve savunma kapasitelerini geliştirmek amacıyla yürüttüğü koordineli faaliyetler. |
Settlement | Anlaşma / Uzlaşma | İki taraf arasındaki hukuki veya diplomatik uyuşmazlığın karşılıklı tavizlerle sonlandırılması. |
Shuttle Diplomacy | Mekik Diplomasisi | Tarafların bir araya gelemediği durumlarda, aracı diplomatın veya devletin taraflar arasında gidip gelerek anlaşmaya varmaya çalışması. (Daha önce #154’te vardı.) |
Signatory | İmzalayan Taraf | Bir anlaşmaya imza koyan devlet veya temsilci. |
Smart Power | Akıllı Güç | Sert güç (askeri) ile yumuşak gücü (kültürel, ideolojik) dengeleyerek etkili dış politika yürütme stratejisi. |
Sovereign Debt | Devlet Borcu | Bir devletin uluslararası finansal piyasalara veya başka devletlere karşı yükümlü olduğu borç miktarı. |
Status Quo | Mevcut Durum | Var olan siyasi, hukuki veya coğrafi yapının korunması ve değiştirilmemesi anlayışı veya politikası. |
Strategic Ambiguity | Stratejik Belirsizlik | Bir devletin, belli bir konuda niyetini veya tepkisini kasıtlı olarak netleştirmeyerek karşı tarafı tahminde zorlaması. |
Strategic Arms Limitation | Stratejik Silahların Sınırlandırılması | Nükleer başta olmak üzere stratejik silahların sayısı ve kullanım koşullarını düzenleyen uluslararası girişimler (SALT vb.). |
Summons | Çağrı / Dava Celbi | Bir diplomata veya ülkeye resmî olarak iletilen, belirli bir konuda hesap vermesini veya açıklama yapmasını isteyen yasal veya diplomatik talep. |
Summit Diplomacy | Zirve Diplomasisi | Devlet ve hükümet başkanlarının uluslararası sorunların çözümünde üst düzey toplantılarda doğrudan iletişim kurması. |
Suspension Clause | Askıya Alma Maddesi | Bir anlaşmada belirli koşullar gerçekleştiğinde anlaşmanın geçici olarak uygulanmayacağını veya durdurulacağını belirten hüküm. |
Territorial Waters | Karasuları | Bir devletin kıyı şeridinden itibaren belirli bir mesafeye kadar ulusal egemenliği altında sayılan deniz bölgesi. |
Track II Diplomacy | İkinci Kanal Diplomasisi | Resmî makamların dışında akademisyenler, uzmanlar veya sivil toplum aktörleri arasında sürdürülen gayriresmî diplomatik temaslar. |
Transatlantic Relations | Transatlantik İlişkiler | Avrupa ve Kuzey Amerika (özellikle ABD) arasındaki siyasi, ekonomik ve askeri iş birliği. |
Treaty Body | Antlaşma Organı | Belirli bir uluslararası sözleşmenin uygulanmasını denetleyen, taraf devlet temsilcileri veya bağımsız uzmanlardan oluşan kurul. |
Treaty Interpretation | Antlaşmanın Yorumlanması | Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, bir antlaşma metninin anlam ve kapsamının belirlenmesi süreci. |
Tribunal | Uluslararası Mahkeme / Yargıçlar Kurulu | Devletler arası uyuşmazlıklar veya insan hakları ihlalleri gibi konuları inceleyen yargı organı. |
Ultima Ratio Regum | Devletlerin Son Çaresi (Savaş) | Tarihsel olarak, devletlerin anlaşmazlıkları çözmede son çare olarak savaş seçeneğine başvurmasını ifade eden latince deyim. |
Undeclared War | İlan Edilmemiş Savaş | Resmî savaş ilanı olmaksızın yürütülen silahlı çatışma; uluslararası hukuktaki gri alanlardan biridir. |
United Nations Charter | Birleşmiş Milletler Şartı | BM’nin amaçlarını, ilkelerini ve organlarının işleyişini düzenleyen kurucu belge. |
Universal Jurisdiction | Evrensel Yargı Yetkisi | Bazı ağır suçlar (soykırım, işkence vb.) için, suçun işlendiği yer veya zanlının milliyeti fark etmeksizin her devletin yargılama yetkisi olduğunu belirten ilke. |
Unrecognized State | Tanınmayan Devlet | Uluslararası camiada egemen devlet olarak tanınmayan veya kısmen tanınan, fiilî kontrol sahibi bölge veya yönetim. |
Unrest | Kargaşa / Huzursuzluk | Bir ülkede yaşanan iç karışıklık, protesto veya isyan gibi toplumsal çalkantılar. |
Verification Protocol | Doğrulama Protokolü | Silahsızlanma veya benzeri anlaşmaların hayata geçirilmesini denetleyen, tarafların yükümlülüklerini ölçme ve raporlama yöntemlerini içeren belge. |
Visa Regime | Vize Rejimi | Bir ülkenin yabancılara uyguladığı vize politikası; hangi ülkelerden vize istendiği veya muafiyet tanındığı. |
War of Words | Söylem Savaşı | Devletler veya liderler arasında hakaret, tehdit veya propaganda temelli sert söylem rekabeti. |
War Reparations | Savaş Tazminatları | Savaşın yarattığı zararlar nedeniyle mağdur olan tarafa ödenmesi gereken mali veya maddi yükümlülükler. |
White Flag | Beyaz Bayrak | Teslim olma veya ateşkes talebini göstermek için kullanılan uluslararası sembol. |
Withdrawal | Çekilme | Bir devletin, taraf olduğu bir antlaşmadan resmî olarak ayrılması veya askeri güçlerini bir bölgeden geri çekmesi. |
Working Group | Çalışma Grubu | Belirli bir konuyu incelemek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla oluşturulmuş geçici veya kalıcı uzmanlar topluluğu. |
World Bank | Dünya Bankası | Gelişmekte olan ülkelere kalkınma yardımları ve kredi imkânları sağlayan uluslararası finans kuruluşu. |
WTO (World Trade Organization) | Dünya Ticaret Örgütü | Uluslararası ticareti düzenlemek, anlaşmazlıkları çözmek ve ticaretin serbestleşmesini sağlamak amacıyla kurulan örgüt. |
Year of Diplomacy | Diplomasi Yılı | Belirli bir tema veya anma amacıyla, uluslararası örgütler veya devletlerin diplomasi odaklı etkinliklerine yoğunlaştığı resmî program dönemi. |
Zero Problem Policy | Sıfır Sorun Politikası | Komşu ülkelerle ve bölge ülkeleriyle sorunları en aza indirmeyi hedefleyen dış politika yaklaşımı. |
Admission of New Members | Yeni Üye Kabulü | Bir uluslararası örgüt veya ittifaka yeni devletlerin veya kuruluşların katılım prosedürlerini ifade eder. |
Aligned Forces | Müttefik Kuvvetler | Ortak savunma veya saldırı stratejisi için bir araya gelen askerî birlikler veya devletler topluluğu. |
Common Defence | Ortak Savunma | Bir grup devletin, dışarıdan gelecek tehditlere karşı birleşik askerî planlama ve harekât yürütmesi için yaptığı düzenleme. |

Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji bölümünden sonra Ege Üniversitesi'nde Sosyal Psikoloji bölümünden de mezun olmuştur. Sonrasında Marmara Üniversitesi'nde Sosyal Psikoloji bölümünü bitirmiştir.