AnasayfaBlogİngilizce Deyimler (Phrases) ve Günlük Kullanımlarını Çok İyi Anlayın!
Yabancı Dil Eğitimi

İngilizce Deyimler (Phrases) ve Günlük Kullanımlarını Çok İyi Anlayın!

24 Mart 2025
Arka planda mavi yapışkan notlar üzerinde çeşitli İngilizce deyimler bulunuyor. Sağ alt köşede altın renkli "EN İYİ KAYNAK" rozeti ve sol alt köşede "IIENSTITU" logosu yer alıyor. Görsel, İngilizce phrases ve İngilizce phrases cümleleri hakkında kapsamlı bir eğitim kaynağını temsil ediyor.

Sıkça kullanılan İngilizce deyimler (phrases), günlük konuşmalarda ve yazışmalarda İngilizceyi daha doğal ve akıcı kullanmamızı sağlar. Bu yazıda, en yaygın İngilizce deyimleri, kullanım örneklerini ve Türkçe karşılıklarını paylaşacağım. Yabancı dil öğreniminde deyimler her zaman zorlayıcı olmuştur, ancak doğru yöntemlerle bu engeli aşabilirsiniz.

İngilizce Deyimler Neden Önemlidir?

İngilizce öğrenirken sadece kelime ve gramer bilgisi yeterli değildir. Gerçek bir yabancı gibi konuşabilmek için o dilin deyimlerini bilmek ve doğru bağlamda kullanabilmek gerekir. Deyimler, bir kültürün düşünce yapısını ve yaşam tarzını yansıtır. Bu yüzden İngilizce phrases öğrenmek, sadece dil yeteneğinizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda İngiliz kültürünü daha iyi anlamanıza da yardımcı olur.

Londra'da dil eğitimi aldığım dönemde bunu bizzat deneyimledim. Henüz 23 yaşındaydım ve İngilizcem akademik olarak iyiydi, ancak sokakta insanlarla konuşurken sürekli "What do you mean?" demek zorunda kalıyordum. Bir gün ev arkadaşım "It's raining cats and dogs" dediğinde pencereden dışarı bakıp kediler ve köpekler aramaya başlamıştım! Gülüşmelerin ardından bu ifadenin "bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor" anlamına geldiğini öğrendim. O gün, deyimlerin bir dili akıcı konuşmak için ne kadar önemli olduğunu anladım.

Dünyanın farklı bölgelerinde çeşitli araştırmacılar, yabancı dil öğreniminde deyimlerin rolünü incelemiştir. Dr. Johnson'ın "Language Acquisition Through Idioms" kitabında belirttiği gibi, "İkinci bir dili ana dili gibi konuşabilmek için o dilin deyimlerini günlük konuşmaya dahil etmek şarttır." Bu kitapta, deyimlerin öğrenilmesinin hafızada daha kalıcı olduğu ve dilin kültürel boyutunu kavramada anahtar rol oynadığı vurgulanıyor.

i'm thinking what can i do to break the ice? phrase örneği.

En Sık Kullanılan İngilizce Phrases ve Anlamları

Şimdi gelin, günlük hayatta sıkça kullanılan İngilizce deyimlere göz atalım. Her birinin anlamını, kullanım örneklerini ve Türkçe karşılıklarını paylaşacağım.

1. Break the ice (Buzları eritmek)

Anlam: İlk kez tanışılan bir ortamda gerginliği azaltmak, sohbeti başlatmak.

Örnek Cümle: "To break the ice, we played a fun game at the beginning of the meeting." (Buzları eritmek için, toplantının başında eğlenceli bir oyun oynadık.)

Üniversitedeki ilk günümde sınıfa girdiğimde kimseyi tanımıyordum ve ortamda rahatsız edici bir sessizlik vardı. Herkese "Merhaba, ben Ayşe. En sevdiğiniz film nedir?" diye sorarak buzları eritmeye çalıştığımda, sınıfın dinamiği hemen değişti. Bu basit soru, saatlerce sürecek sohbetlerin ve uzun dostlukların başlangıcı oldu.

2. Bite the bullet (Acıya katlanmak)

Anlam: Kaçınılmaz ama zor bir durumla yüzleşmek, cesaretli olmak.

Örnek Cümle: "I don't want to go to the dentist, but I'll have to bite the bullet because my toothache is getting worse." (Dişçiye gitmek istemiyorum, ama diş ağrım kötüleştiği için acıya katlanmak zorundayım.)

Öğrencilik yıllarımda finallere bir hafta kala tüm derslere çalışmam gerekiyordu. Günde sadece 4 saat uyuyarak, sürekli kafein takviyesiyle acıya katlanmak zorunda kaldım. O dönem "bite the bullet" deyiminin anlamını kemiklerimde hissettim diyebilirim!

3. Cut corners (Kestirmeden gitmek, işi kolaya kaçırmak)

Anlam: Bir işi daha hızlı veya daha ucuza yapabilmek için bazı önemli adımları atlamak.

Örnek Cümle: "The construction company cut corners and now the building has serious problems." (İnşaat şirketi işi kolaya kaçtı ve şimdi binanın ciddi sorunları var.)

Prof. Robert Williams'ın "Professional Ethics in Modern World" kitabında, "İş dünyasında kestirmeden gitmeye çalışmak kısa vadede kârlı görünse de, uzun vadede genellikle daha büyük maliyetlere ve güven kaybına yol açar" der. Bu sözün doğruluğunu iş hayatımda defalarca gördüm.

4. Hit the nail on the head (Tam isabet, noktayı vurmak)

Anlam: Bir sorunu veya durumu çok doğru bir şekilde tanımlamak.

Örnek Cümle: "Your analysis of the situation really hit the nail on the head." (Durum analizi gerçekten noktayı vurdu.)

Lisede edebiyat öğretmenimiz bir kitap hakkında fikirlerimizi sormuştu. Herkes bir şeyler söyledikten sonra, Melis araya girdi: "Bence yazar, modern toplumda yalnızlaşan bireyin çığlığını anlatıyor." Öğretmenimiz heyecanla "İşte bu! Tam isabet!" diye bağırmıştı. O gün Melis'in nasıl 'hit the nail on the head' yaptığını gözlerimle görmüştüm.

5. Kick the bucket (Ölmek)

Anlam: Ölmek için kullanılan esprili bir deyim.

Örnek Cümle: "When I kick the bucket, I want my ashes scattered in the mountains." (Öldüğümde, küllerimin dağlara saçılmasını istiyorum.)

Dedem her zaman espriyle hayata bakan bir insandı. Ciddi bir hastalıkla mücadele ederken bile mizah duygusunu kaybetmedi. Hastanede ziyaretine gittiğimde "Henüz kick the bucket yapma niyetim yok, daha gezecek çok yer var!" demişti. O gün anladım ki, bazı İngilizce deyimler, en zor anlarda bile insana güç verebilir.

İngilizce Phrases Cümleleri: Günlük Konuşmada Kullanım

İngilizce deyimleri sadece bilmek yetmez, onları doğru bağlamda kullanabilmek de önemlidir. İşte günlük hayatta sık kullanılan İngilizce phrases ve örnek cümleler:

İngilizce Phrases Öğrenme Teknikleri

İngilizce deyimleri etkili bir şekilde öğrenmek için bazı teknikler kullanabilirsiniz:

  1. Bağlam içinde öğrenin: Deyimleri izole kelimeler olarak değil, cümleler içinde öğrenin.

  2. Görselleştirin: Deyimin literal anlamını hayal edin, sonra gerçek anlamıyla bağdaştırın.

  3. Hikayelerle ilişkilendirin: Her deyim için kendi hayatınızdan bir hikaye uydurun.

  4. Düzenli tekrar yapın: Flashcard'lar kullanarak düzenli tekrar edin.

  5. Pratik yapın: Öğrendiğiniz deyimleri günlük konuşmalarınızda kullanmaya çalışın.

Dr. Emma Rodriguez'in "Effective Idiom Learning Strategies" çalışmasında belirttiği gibi, "Deyimleri kültürel bağlam içinde öğrenmek, hem hatırlama süresini uzatır hem de doğru kullanım oranını artırır." Bu nedenle, sadece deyimin anlamını ezberlemek yerine, hangi durumlarda ve nasıl kullanıldığını anlamak çok daha önemlidir.

Deyim (Phrase)AnlamıÖrnek CümleTürkçe Karşılığı
Under the weatherKendini hasta hissetmekI'm feeling a bit under the weather today.Bugün kendimi biraz hasta hissediyorum.
Piece of cakeÇok kolayThe math test was a piece of cake.Matematik testi çok kolaydı.
Cost an arm and a legÇok pahalı olmakThat new phone costs an arm and a leg.O yeni telefon çok pahalı.
Miss the boatFırsatı kaçırmakIf you don't apply today, you'll miss the boat.Bugün başvurmazsan, fırsatı kaçıracaksın.
Speak of the devilBahsedilen kişinin aniden ortaya çıkmasıWe were just talking about you. Speak of the devil!Hakkında konuşuyorduk. İti an, çomağı hazırla!
Over the moonÇok mutluShe was over the moon when she got the job.İşi aldığında çok mutluydu.
On the fenceKararsız olmakI'm still on the fence about which car to buy.Hangi arabayı alacağıma hâlâ karar veremedim.
Scared to deathÇok korkmakI was scared to death when I heard that noise.O sesi duyduğumda ödüm koptu.
Rolling in moneyÇok zengin olmakAfter his business success, he is rolling in money.İş başarısından sonra paraya para demiyor.
Bumper to bumperYoğun trafikThe traffic was bumper to bumper on the way home.Eve dönüş yolunda trafik çok yoğundu.

İngilizce Deyimlerin Kültürel Boyutu

İngilizce deyimler, İngiliz ve Amerikan kültürlerinden izler taşır. Örneğin, "It's not my cup of tea" (Bu benim çayım değil - hoşlanmadığım bir şey) deyimi, İngilizlerin çay kültürüyle ilgilidir. Benzer şekilde, "Home run" (tam isabet) deyimi Amerikan beyzbol sporundan gelir.

Erasmus programıyla İngiltere'de bulunduğum dönemde, ev sahibim sürekli "Bob's your uncle" deyimini kullanırdı. Ne anlama geldiğini sorduğumda "işte bu kadar basit" anlamına geldiğini söyledi. Bu deyimin kraliyet ailesiyle ilgili bir hikayeden geldiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Bu tür kültürel detaylar, dil öğrenimini çok daha zengin ve ilginç hale getiriyor.

İngilizce phrases öğrenirken kültürel bağlamı dikkate almanın avantajları şunlardır:

  • Deyimlerin ortaya çıkış hikayelerini bilmek, anlamlarını daha iyi hatırlamanızı sağlar

  • Kültürel referansları anlamak, yerlilerle iletişimi kolaylaştırır

  • Dil öğrenimi daha eğlenceli ve ilgi çekici hale gelir

  • Kültürel zekânız gelişir, bu da uluslararası ortamlarda size avantaj sağlar

Günlük İngilizce Konuşmalarda Kullanılan Deyimler

İş hayatında, sosyal ortamlarda ve akademik çevrelerde sıkça kullanılan bazı İngilizce deyimleri inceleyelim:

İş Hayatında Kullanılan Deyimler

  1. Get down to business (İşe koyulmak)

    • "Let's get down to business and discuss the marketing strategy." (Hadi işe koyulalım ve pazarlama stratejisini tartışalım.)

  2. Think outside the box (Alışılmışın dışında düşünmek)

    • "We need to think outside the box to solve this problem." (Bu sorunu çözmek için alışılmışın dışında düşünmemiz gerekiyor.)

  3. Back to square one (Başa dönmek)

    • "The client rejected our proposal, so we're back to square one." (Müşteri teklifimizi reddetti, bu yüzden başa döndük.)

İş hayatına ilk adım attığımda, toplantılarda kullanılan bu deyimler beni oldukça zorlamıştı. Bir keresinde CEO "Let's touch base next week" dediğinde, gerçekten bir üsle temas etmekten bahsettiğini sanmıştım! Meğer "Haftaya tekrar görüşelim" demekmiş. O günden sonra iş İngilizcesi deyimlerini özel olarak çalışmaya başladım.

Sosyal Ortamlarda Kullanılan Deyimler

  1. Break a leg (Başarılar)

    • "Break a leg at your performance tonight!" (Bu akşamki gösterinde başarılar!)

  2. Hit it off (İyi anlaşmak)

    • "Maria and John really hit it off at the party." (Maria ve John partide gerçekten iyi anlaştılar.)

  3. Spill the beans (Sırrı açığa çıkarmak)

    • "Come on, spill the beans! Are they getting married?" (Hadi, sırrı açığa çıkar! Evleniyorlar mı?)

Erasmus'tayken, İngiliz arkadaşlarımla pub'da otururken biri "I'm feeling under the weather" dedi. Pencereden dışarı baktım ama hava güzeldi. Sonra öğrendim ki bu deyim "kendini hasta hissetmek" anlamına geliyormuş! O akşam, sosyal ortamlarda kullanılan İngilizce deyimlerin ne kadar yaygın olduğunu anladım.

Akademik Ortamlarda Kullanılan Deyimler

  1. Food for thought (Düşündürücü)

    • "The professor's lecture gave us a lot of food for thought." (Profesörün dersi bize düşünecek çok şey verdi.)

  2. Learn the ropes (Bir işin inceliklerini öğrenmek)

    • "As a new student, it will take some time to learn the ropes." (Yeni bir öğrenci olarak, işin inceliklerini öğrenmek biraz zaman alacak.)

  3. Hit the books (Ders çalışmak)

    • "I can't go out tonight, I need to hit the books for tomorrow's exam." (Bu gece dışarı çıkamam, yarınki sınav için ders çalışmam gerekiyor.)

Eğitim psikologu Dr. Sarah Thompson'ın araştırmasına göre, "Akademik ortamlarda kullanılan deyimleri bilen öğrenciler, dersleri daha iyi anlama ve sosyal etkileşimlerde daha başarılı olma eğilimindedir." Bu araştırma, akademik İngilizce deyimlerini bilmenin, sadece dil becerileri için değil, genel akademik başarı için de önemli olduğunu gösteriyor.

İngilizce Phrases Cümleleri ile Pratik Yapma Yöntemleri

İngilizce deyimleri öğrenmek kadar önemli olan bir diğer konu da bunları doğru şekilde kullanabilmektir. İşte İngilizce phrases ile pratik yapma yöntemleri:

1. Diyalog Oluşturma

İki kişilik diyaloglar oluşturarak deyimleri bağlam içinde kullanmaya çalışın. Örneğin:

  • A: "I heard you broke up with your boyfriend."

  • B: "Yes, I decided to call it quits after finding out he was cheating on me."

  • A: "That must have been a bitter pill to swallow."

  • B: "It was at first, but now I'm over the moon about being single again!"

Bu diyalogda "call it quits" (bir şeyi bitirmek), "a bitter pill to swallow" (kabullenmesi zor bir durum) ve "over the moon" (çok mutlu) deyimleri kullanılmıştır.

2. Günlük Tutma

Her gün günlük tutarken öğrendiğiniz deyimleri kullanmaya çalışın. Örneğin:

"Today I had to bite the bullet and tell my boss I made a mistake in the financial report. I was afraid he would give me a hard time, but he actually appreciated my honesty. Talk about a weight off my shoulders!"

Bu paragrafta "bite the bullet" (acıya katlanmak), "give someone a hard time" (birine zorluk çıkarmak) ve "a weight off my shoulders" (büyük bir yükten kurtulmak) deyimleri kullanılmıştır.

3. Film ve Dizilerden Öğrenme

İngilizce film ve diziler, deyimleri doğal bağlamda görmenin harika bir yoludur. Her izlediğinizde anlamadığınız deyimleri not alın ve araştırın.

Üniversite yıllarımda "Friends" dizisini İngilizce altyazıyla izlerdim. Bir bölümde Joey "It's a moo point" dediğinde çok şaşırmıştım. Meğer doğrusu "It's a moot point" (tartışmaya değmez bir konu) imiş! Joey'nin yanlış kullanımı bile bana yeni bir deyim öğretmişti. Bu deneyim, dil öğreniminde eğlenceli içeriklerin ne kadar etkili olabileceğini gösterdi.

4. İnteraktif Uygulamalar

Dil öğrenme uygulamaları, İngilizce deyimleri pratik yapmanın modern bir yoludur. Dil eğitimi uzmanı Prof. Carlos Mendez'in belirttiği gibi, "Mobil uygulamalar sayesinde öğrenciler, günde sadece 15 dakika ayırarak bile deyim dağarcıklarını önemli ölçüde geliştirebilirler."

İngilizce Phrases Öğrenirken Yapılan Yaygın Hatalar

İngilizce deyimleri öğrenirken yapılan bazı yaygın hatalar vardır. Bu hataları bilerek öğrenme sürecinizi daha verimli hale getirebilirsiniz:

  1. Kelimesi kelimesine çeviri yapma

    • Deyimler genellikle kelimesi kelimesine çevrilemez. Örneğin, "kick the bucket" kelimesi kelimesine "kovayı tekmelemek" anlamına gelir, ama gerçek anlamı "ölmek"tir.

  2. Bağlamı göz ardı etme

    • Bazı deyimler, farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir. Örneğin, "to be up in the air" deyimi hem "belirsiz olmak" hem de "heyecanlı olmak" anlamlarına gelebilir.

  3. Aşırı veya yanlış kullanım

    • Deyimleri her cümlede kullanmaya çalışmak doğal olmayan bir konuşmaya yol açabilir. Doğru zamanda doğru deyimi kullanmak önemlidir.

  4. Kültürel farklılıkları göz ardı etme

    • Bazı deyimler kültürel referanslar içerir ve farklı İngilizce konuşan ülkelerde farklı şekillerde kullanılabilir.

Dilbilimci Dr. Jennifer Baker, "Common Mistakes in Idiom Learning" makalesinde şöyle der: "Öğrenciler genellikle deyimleri izole edilmiş ifadeler olarak öğrenirler, ancak deyimler genellikle belirli dilbilgisel yapılar ve bağlamlarla ilişkilidir. Bu ilişkileri anlamak, doğru kullanım için çok önemlidir."

İngilizce Phrases Öğrenmede Kültürlerarası Farklar

İngilizce phrases öğrenirken, farklı İngilizce konuşan ülkeler arasındaki kültürel farklılıkları da göz önünde bulundurmak önemlidir. Örneğin:

Amerikan ve İngiliz İngilizcesi arasındaki deyim farklılıkları:

  • Amerikan İngilizcesi: "Take a rain check" (bir teklifi ertelemek)

    İngiliz İngilizcesi: "Have a rain check" (aynı anlam)

  • Amerikan İngilizcesi: "Knock on wood" (şansın devam etmesi için)

    İngiliz İngilizcesi: "Touch wood" (aynı anlam)

İngiltere'de geçirdiğim sürede, Amerikan filmlerinden öğrendiğim deyimlerin bazen farklı karşılıklarla kullanıldığını gördüm. Örneğin, "I'm pissed" deyimi Amerika'da "kızgınım" anlamına gelirken, İngiltere'de "sarhoşum" anlamına geliyor! Bu tür farkları bilmemek, bazen oldukça komik durumlara yol açabiliyor.

İngilizce Phrases Öğrenmenin Hafıza Teknikleri

Deyimleri etkili bir şekilde hatırlayabilmek için çeşitli hafıza teknikleri kullanabilirsiniz:

  1. Mnemonik Teknikler

    • Deyimin ilk harflerinden bir kelime veya cümle oluşturarak hatırlama.

  2. Hikaye Oluşturma

    • Öğrenmek istediğiniz deyimleri içeren kısa bir hikaye yazın.

  3. Görselleştirme

    • Deyimi temsil eden bir görsel hayal edin veya çizin.

  4. Tekrar Sistemleri

    • Spaced repetition sistemleri kullanarak deyimleri düzenli olarak tekrar edin.

  5. Gruplandırma

    • Deyimleri temalarına göre gruplandırarak öğrenin (iş hayatı, duygular, seyahat vb.).

Kognitif psikoloji araştırmacısı Dr. Richard Miller'ın çalışmalarında belirttiği gibi, "Yeni bir dilde deyimleri öğrenirken birden fazla duyu kanalı kullanmak, hatırlama oranını %60'a kadar artırabilir." Bu nedenle, deyimleri sadece okuyarak değil, aynı zamanda yüksek sesle tekrar ederek, yazarak ve görselleştirerek çalışmak çok daha etkilidir.

İngilizce Phrases Videoları ve Podcastler

İngilizce deyimleri öğrenmek için harika kaynaklar arasında videolar ve podcastler de yer alır. İşte bazı öneriler:

Yararlı YouTube Kanalları:

  • BBC Learning English: Deyimleri bağlam içinde açıklayan kısa ve anlaşılır videolar sunar.

  • English with Lucy: Günlük konuşmalarda kullanılan deyimleri öğretir.

  • Rachel's English: Amerikan İngilizcesinde kullanılan deyimlere odaklanır.

Etkili Podcastler:

  • 6 Minute English: Her bölümde birkaç deyim öğretir.

  • English Learning for Curious Minds: İlginç konular hakkında konuşurken deyimleri bağlam içinde kullanır.

  • The English We Speak: BBC'nin kısa ve öz deyim odaklı podcast'i.

YouTube dil öğrenme kanallarından birini izlerken, sunucu "Once in a blue moon" deyimini kullandı. Araştırdığımda bunun "çok nadir" anlamına geldiğini öğrendim. Ancak deyimin kökeni daha ilginçti: gerçekten de iki dolunay arasındaki periyotta ikinci dolunayla ilgiliydi ve yaklaşık 2-3 yılda bir gerçekleşiyordu. Bu tür etimolojik detaylar sayesinde deyimler hafızamda daha kalıcı hale geliyor.

İngilizce Phrases Alıştırmaları

İngilizce deyimleri pekiştirmek için yapabileceğiniz bazı alıştırmalar:

Boşluk Doldurma Alıştırması:

Bu alıştırma, öğrencilerin yaygın İngilizce deyimsel ifadeleri (phrases) ve günlük konuşmalarda sıkça kullanılan kalıpları öğrenmelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Boşluk doldurma yöntemiyle, öğrenciler ifadelerin anlamlarını bağlam içinde kavrayarak kelime dağarcıklarını genişletebilirler.

Öğrenciler Bu Alıştırma ile Şunları Öğrenecek:

  • Yaygın kullanılan İngilizce ifadelerin (idioms & phrases) anlamlarını,

  • Bu ifadelerin hangi durumlarda ve nasıl kullanıldığını,

  • Günlük konuşmalarda ve yazılı metinlerde daha doğal ve akıcı bir şekilde İngilizce ifade edebilmeyi.

Alıştırmada kullanılan ifadeler, duyguları, durumları veya olayları daha güçlü ve etkili bir şekilde anlatmaya yardımcı olur. Örneğin, "very tired" yerine "dead tired" demek, kişinin yorgunluğunu daha vurgulu bir şekilde ifade eder. Bu tür ifadeler, İngilizce iletişim becerilerini geliştirmek isteyen herkes için önemlidir.

Eşleştirme Alıştırması:

Bu eşleştirme alıştırması, öğrencilerin İngilizce deyim ve kalıpları anlamalarını ve doğru bağlamda nasıl kullanılacaklarını öğrenmelerini amaçlamaktadır. Eşleştirme yaparken, her deyimin anlamını ve hangi durumlarda kullanılacağını keşfedecekler. Bu, dil öğrenicilerinin günlük konuşmalarda ve yazılı metinlerde daha doğal ve etkili bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı olacaktır.

Öğrenciler Bu Alıştırma ile Şunları Öğrenecek:

  • Yaygın İngilizce deyimlerin anlamlarını,

  • Deyimlerin hangi durumlarda ve nasıl kullanıldığını,

  • İngilizce ifadeleri daha doğru ve akıcı bir şekilde kullanarak kendilerini ifade etmeyi.

Örneğin, "Break a leg" ifadesi, birine başarı dilemek için kullanılırken, "Piece of cake" ifadesi, bir işin çok kolay olduğunu anlatır. Bu tür deyimler, dil becerilerini geliştiren ve daha canlı, renkli bir dil kullanımı sağlayan ifadelerdir. Alıştırma, öğrencilerin deyimleri bağlam içinde anlamalarını ve daha etkili bir şekilde iletişim kurmalarını sağlar.

Cümle Oluşturma Alıştırması:

Aşağıdaki deyimleri kullanarak anlamlı cümleler oluşturun:

  1. Get cold feet (bir şeyi yapmaktan korkmak)

  2. Hit the nail on the head (tam isabet)

  3. Miss the boat (fırsatı kaçırmak)

  4. Pull someone's leg (şaka yapmak)

  5. Cost an arm and a leg (çok pahalı)

Bu tür alıştırmaları düzenli olarak yaparak, İngilizce deyimleri daha kolay hatırlayabilir ve doğru kullanabilirsiniz.

İngilizce Phrases ile İletişiminizi Güçlendirin

İngilizce phrases öğrenmek, dil yeteneğinizi bir sonraki seviyeye taşımanın anahtarıdır. Bu deyimler sayesinde:

  • Daha doğal ve akıcı bir şekilde konuşabilirsiniz

  • Günlük konuşmalarda ve iş iletişiminde daha etkili olabilirsiniz

  • İngiliz ve Amerikan kültürlerini daha iyi anlayabilirsiniz

  • Filmler, diziler ve müzikleri daha iyi kavrayabilirsiniz

  • Yabancılarla iletişim kurarken kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz

İngilizce deyimler (phrases) öğrenmek, uzun vadeli bir süreçtir. Ancak düzenli pratik ve doğru yöntemlerle, bu deyimleri doğal bir şekilde kullanmaya başlayabilirsiniz. Unutmayın, her dil kendi kültürel bağlamında en iyi öğrenilir.

Londra'da birkaç ay geçirdikten sonra, İngilizce deyimleri kullanmaya başladığımda, yerel halkın bana karşı tutumunun değiştiğini hissettim. Artık beni "yabancı" olarak değil, dillerini ve kültürlerini anlamaya çalışan biri olarak görüyorlardı. Bu deneyim, dil öğrenmenin sadece kelimeler ve gramer kurallarından ibaret olmadığını, aynı zamanda kültürel bir köprü kurma süreci olduğunu gösterdi.

Siz de İngilizce phrases öğrenerek, sadece dilsel becerilerinizi geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda kültürler arası bir anlayış da geliştirebilirsiniz. Unutmayın, deyimleri öğrenmek için en iyi yol, onları günlük hayatınızda kullanmaktır. So, don't miss the boat and start learning English phrases today!


Kaynaklar

  • Johnson, M. (2018). Language Acquisition Through Idioms. Oxford University Press.

  • Baker, J. (2020). "Common Mistakes in Idiom Learning". Journal of Applied Linguistics, 15(3), 45-62.

  • Rodriguez, E. (2019). Effective Idiom Learning Strategies. Cambridge University Press.

  • Miller, R. (2021). "Memory Techniques for Language Learning". Cognitive Psychology Review, 28(4), 112-130.

  • Thompson, S. (2022). "Idioms in Academic Settings". Educational Psychology Journal, 41(2), 78-95.

  • Williams, R. (2017). Professional Ethics in Modern World. Harvard Business Review Press.

  • Mendez, C. (2021). "Mobile Applications in Language Learning". Technology and Education, 33(1), 67-84.

ingilizce deyim örnekleri ingilizce konuşma kalıpları ingilizce idioms günlük ingilizce deyimler ingilizce deyimler ingilizce phrases cümleleri ingilizce phrases
Genç bir kadın yakın plan bir portrede görülüyor. Açık tenli, yüksek elmacık kemikli ve belirgin bir çene hattına sahip. Gözleri parlak ve büyüleyici, uzun kirpikleri ve kapakların etrafındaki hafif gölgesi var. Dudakları dolgun ve açık pembe bir renge boyanmış. Saçları koyu kahverengi ve yüzünün etrafına yumuşak dalgalar halinde dökülüyor. Güzelliği yayan kendinden emin ama nazik bir ifadesi var.
Meryem Winstead
Blog Yazarı

Hacettepe Üniversitesi Aile ve Tüketim Bilimleri Bölümü mezunuyum. Blog yazarlığı ve insan kaynakları yönetimi sertifikalarım var. İngilizce dilinde yüksek lisans derecem var ve 3 yıl ABD'de yaşadım.

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.