AnasayfaBlogEstonca Rakamlar: Sayıları Öğrenme Rehberi
Estonca Öğreniyorum
Estonca Rakamlar: Sayıları Öğrenme Rehberi
24 Ocak 2025
Estonca, Ural dil ailesinden köken alan ve özellikle Estonya'da konuşulan bir dildir. Bu dil, başta Estonya olmak üzere çeşitli ülkelerle iş ve turizm ilişkileri açısından önem taşımaktadır. Bir dili öğrenirken temel taşlarından biri de şüphesiz rakamlardır. Akıcı bir iletişim ve pratik yapmak için Estonca rakamları öğrenmek büyük öneme sahiptir. Bu yazımızda, Estonca rakamları ve sayıları efektif bir şekilde nasıl öğrenebileceğinizi anlatacağım.
Üksüz
Örnek Diyalog: Kas sa mõtled, et sellest ühest õunast piisab?
Türkçe: Sen bu tek elmaya yeteceğini mi düşünüyorsun?
Bu ifadenin Türkçe'de karşılığı yoktur. Muhtemelen bir yazım yanlışı ya da eksik bir kelime olduğu için anlamlı bir çeviri yapılamaz. Daha fazla bağlam veya tam bir cümle sağlanırsa, anlamlı bir çeviri yapmak mümkün olabilir.
Örnek Diyalog: Upon discovering a pair of twin foxes in the backyard, Marissa exclaimed, Look at those kaks, they are absolutely adorable!
Türkçe: Arka bahçede ikiz tilkileri keşfettiğinde Marissa, Bak şu kaklara, çok şirinler! diye haykırdı.
Bu metin parçası, bir cümle oluşturmayan ve bağlamı olmayan tek bir kelime veya kelime parçası içeriyor. kolm Türkçe bir kelime değil veya eksik yazılmış bir kelime gibi görünüyor. Dolayısıyla, bu kelimenin Türkçe bir karşılığını verme veya cümleye çevirme konusunda net bir yönlendirme sağlamak zor. Eğer bu kelime ya da kelime parçası bir hataysa ve doğru bir kelime veya ifadeyle değiştirilmesi gerekiyorsa, lütfen doğru metni sağlayın öyle ki uygun çeviriyi yapabileyim.
Örnek Diyalog: Could you please pass me the kolm of sugar from the shelf?
Türkçe: Rafın üstündeki şeker kolmünü bana uzatabilir misiniz?
---
Bir çevirmen gibi düşünmek, doğrudan kelimeye bir karşılık bulmak yerine, sunulan kelimenin bağlamını ve kullanıldığı dilin yapısını göz önünde bulundurmak anlamına gelir. neli kelimesinin Türkçe karşılığı bağlamına göre değişebilir. Örneğin:
Eğer neli kelimesi bir soruda kullanılıyorsa ve with what anlamına geliyorsa, Türkçe'de ne ile ya da hangi şey ile olabilir. Eğer neli bir bileşik kelimenin parçasıysa ve containing veya having anlamını taşıyorsa, Türkçe'de -li ya da -lı ekini gerektiren bir kelime olabilir, örneğin domatesli with tomatoes), çikolatalı with chocolate) gibi.
Verilen neli kelimesi yalnız başına yetersiz olduğundan ve bağlam olmadan net bir karşılığını bulmak zor olduğundan, daha fazla bilgi sağlanmadıkça Türkçe direkt bir eşdeğer sunmak güçtür.
Örnek Diyalog: The young girl named Neli skipped joyfully through the meadow.
Türkçe: Neli adındaki genç kız çayırda neşeyle zıplayarak ilerledi.
Bu metin bir kelime veya dizi olabileceğini gösteriyor, ancak yalnız başına bir anlam taşımıyor. Eğer viis bir hata olmadan ve gerçekten çevrilecek bir kelime veya cümle ise, muhtemelen çevirisi bağlamına bağlı olacaktır. Ne yazık ki, viis Türkçe'de anlamlı bir kelimeye karşılık gelmiyor. Eğer daha fazla bilgi veya bağlam verirseniz, size daha iyi yardımcı olabilirim.
Örnek Diyalog: Fascinated by the local language, she practiced saying 'Tere, minu nimi on Emily ja ma õpin eesti keelt,' with a proud smile after nailing the pronunciation of viis.
Türkçe: Yerel dili karşısında büyülenmiş bir şekilde, 'viis' kelimesinin telaffuzunu başarıyla söyleyebilmenin verdiği gururla gülümseyerek 'Tere, minu nimi on Emily ja ma õpin eesti keelt' demeyi pratik yaptı.
Ağaç
Örnek Diyalog: On my last trip to Finland, I learned that kuus means spruce in Finnish, which explained the abundance of these trees in their forests.
Türkçe: Finlandiya'ya yaptığım son seyahatte kuusun Fince'de ladin anlamına geldiğini öğrendim, ki bu ormanlardaki bu ağaçların bolluğunu açıklıyordu.
yedi
Örnek Diyalog: On our trip to Estonia, we'll visit Tallinn and learn how to count to ten in Estonian, starting with üks, kaks, kolm, and remembering that seven is seitse.
Türkçe: Estonya gezimize giderken Tallinn'i ziyaret edeceğiz ve Estonyaca bir, iki, üç ile başlayarak ona kadar saymayı öğreneceğiz, yedinin ise seitse olduğunu unutmadan.
Bu kelime tespit edilebilen bir İngilizce kelime, ifade ya da cümle değil. Sanki yanlış yazılmış veya eksik bir şekilde verilmiş ya da başka bir dilden bir kelime gibi görünüyor. 'kaheksa' kelimesi veya İngilizce'den Türkçe'ye doğrudan bir çeviri olmadığı için Türkçe karşılığı verilemiyor.
Örnek Diyalog: Täna hommikul tõusin kell kaheksa, et jõuda õigel ajal tööle.
Türkçe: Bu sabah sekizde kalktım ki zamanında işe yetişebileyim.
Bu cümle estoncadır ve Türkçe'de seksen anlamına gelir.
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna üheksa tähendab eesti keeles numbrit üheksa?
Türkçe: Biliyor muydun, üheksa kelimesi Estonca'da dokuz numarasını ifade ediyor?
Bana verdiğiniz kümme kelimesi Türkçe'de anlamlı bir karşılık bulunmadığı için doğru bir çeviri yapamıyorum. Eğer bu bir yazım yanlışı veya belirli bir dildeki bir kelimeyse, lütfen daha fazla bağlam veya doğru yazımı sağlayarak bana yardımcı olun.
Örnek Diyalog: Ta ütles, et pean kella kümme tagasi olema.
Türkçe: Söz veriyorum, saat onu geri alacağım.
Üstteki.
Örnek Diyalog: Kohtudes üksteist kaua oodatud kohvikus, naeratasid nad südamlikult ja alustasid pikka vestlust.
Türkçe: Uzun zamandır beklenen kafede birbirleriyle buluştuğunda, içten bir şekilde gülümseyerek uzun bir sohbete başladılar.
on altı
Örnek Diyalog: Kas said juba, et kohtumine algab kaksteist?
Türkçe: Toplantının on iki başladığını zaten söylememiş miydim?
Üç tanrılı inanç.
Örnek Diyalog: Ta oli just saanud kolmteist aastat vanaks, kui ta avastas oma armastuse astronoomia vastu.
Türkçe: On üç yaşına bastığında astronomiye olan tutkusunu keşfetti.
Neliteist bir kelime ya da cümle değil, anlaşılabilir bir bağlam olmadan doğrudan bir Türkçe karşılığı vermek mümkün değil. Kelimenin ne anlam ifade ettiğine dair daha fazla bilgi verilirse, daha uygun bir çeviri yapılabilir. Ancak neliteist kulağa bir isim ya da terim benzeri bir şey gibi gelmektedir, belki de bir marka adı, kullanıcı adı veya özel bir terim olabilir. Eğer bir yazım hatası varsa ve elitist kelimesi kastediliyorsa, bu durumda Türkçe karşılığı elitist olur.
Örnek Diyalog: The art critic's comment on the painting smacked of a neliteist perspective, dismissing the traditional techniques entirely.
Türkçe: Sanat eleştirmeninin tabloya yönelik yorumu, geleneksel teknikleri tamamen göz ardı ederek elitist bir bakış açısını andırıyordu.
Viisteist
Örnek Diyalog: When I visited Finland last summer, I learned that the word for fifteen in Finnish is viisteist.
Türkçe: Geçen yaz Finlandiya'yı ziyaret ettiğimde, Fince'de on beş anlamına gelen kelimenin viisteist olduğunu öğrendim.
Kuusteist kelimesi herhangi bir anlam ifade etmiyor gibi görünüyor veya bir yazım hatası olabilir. Eğer bu bir sayıyı ifade etmeye çalışıyorsa, benzer yazımı olan kuusitoista Fin dilinde on altı anlamına gelir. Bu durumda Türkçe karşılığı on altı olur. Ancak, verilen kuusteist kelimesi doğru bir kelime ya da terim değilse veya bir dilde belirli bir anlamı yoksa, doğru bir Türkçe karşılığını vermek mümkün olmayacaktır.
Örnek Diyalog: Kas sa mõtled, et me peaksime ajama taga kuusteist erinevat koostisosa selle erilise koogi retsepti jaoks?
Türkçe: Sen, bu özel kek tarifi için on altı farklı malzeme mi bulmamız gerektiğini düşünüyor musun?
on yedi
Örnek Diyalog: Kui ma küsisin vanaisalt, kui vana auto on, vastas ta muigega, et see on seitseteist aastat vana.
Türkçe: Dedeme arabasının kaç yaşında olduğunu sorduğumda, gülümseyerek on yedi yaşında olduğunu söyledi.
Seksen sekiz.
Örnek Diyalog: Täna on Mari kaheksateistkümnes sünnipäev, nii et ta on nüüd ametlikult kaheksateist.
Türkçe: Bugün Mari'nin on sekizinci doğum günü, yani artık resmi olarak on sekiz yaşında.
on sekiz
Örnek Diyalog: Täna on Mari sünnipäev, ta saab üheksateist.
Türkçe: Bugün Mari'nin doğum günü, o on dokuz yaşına giriyor.
yirmi
Örnek Diyalog: Kas sa said juba kokku lugeda, mitu õuna korvis on, sest ma arvan, et seal võib olla umbes kakskümmend.
Türkçe: Zaten sepetin içinde kaç tane elma olduğunu hesaplamış olabilirsin çünkü orada yaklaşık yirmi tane olduğunu düşünüyorum.
yirmi bir
Örnek Diyalog: Kas sa said juba teada, et täna õhtul tuleb meile kakskümmend üks külalist?
Türkçe: Bugün akşam bize yirmi bir misafir geleceğini zaten biliyor musun?
yirmi iki
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kakskümmend kaks tähendab eesti keeles number kahtekümmend kaks?
Türkçe: Biliyor muydun, kakskümmend kaks kelimesinin Estonya dilinde yirmi iki sayısını ifade ettiğini?
Yirmi üç
Örnek Diyalog: Kas sa mõtlesid, et rong väljub kell kakskümmend kolm või oli see kakskümmend neli?
Türkçe: Trenin saat yirmi üçte mi kalkacağını düşündün yoksa saat yirmi dört müydü?
yirmi dört
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et päevas on kakskümmend neli tundi?
Türkçe: Biliyor muydun günün yirmi dört saat olduğunu?
yirmi beş
Örnek Diyalog: Kas sa oled kindel, et meie kohtumine algab kell kakskümmend viis, mitte pool kuus?
Türkçe: Emin misin ki toplantımız saat yirmi beşte başlıyor, altı buçukta değil?
yirmi altı
Örnek Diyalog: Palun võtke kakskümmend kuus leiba kaasa peole.
Türkçe: Lütfen partiye yirmi altı ekmek götürün.
Yirmi yedi
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kakskümmend seitse tähendab numbrit 27 eesti keeles?
Türkçe: Biliyor muydun, kakskümmend seitse kelimesi Estonca'da 27 sayısını ifade ediyor?
Yirmi sekiz
Örnek Diyalog: Tal läheb hästi, sest ta teenib kuus kakskümmend kaheksa tuhat eurot.
Türkçe: Adam iyi para kazanıyor, çünkü ayda yirmi sekiz bin euro kazanıyor.
Yirmi dokuz
Örnek Diyalog: Täna on mul vaja leida kakskümmend üheksa sama värvi pliiatsit piduliku kunstiprojekti jaoks.
Türkçe: Bugün özel bir sanat projesi için yirmi dokuz tane aynı renk kalem bulmam gerekiyor.
otuz
Örnek Diyalog: Täna sain teada, et minu lemmikartist esineb suvel ja piletid maksavad kolmkümmend eurot.
Türkçe: Bugün öğrendim ki, en sevdiğim sanatçı yazın sahne alacak ve biletler otuz euro.
otuz bir
Örnek Diyalog: Ostsin kolmkümmend üks tulpi sinu sünnipäevaks, sest tean, et lilled toovad sulle alati naeratuse näole.
Türkçe: Senin doğum günün için otuz bir tane lale alayım, çünkü biliyorum ki çiçekler her zaman yüzüne bir gülümseme getirir.
otuz iki
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et sõna 'kolmkümmend kaks' on eesti keeles numbri 32 tähistus?
Türkçe: Biliyor muydunuz, 'kolmkümmend kaks' kelimesi Estonya dilinde 32 sayısını ifade ediyor?
otuz üç
Örnek Diyalog: Ta tähistab täna oma kolmkümmend kolmat sünnipäeva.
Türkçe: Bugün otuz üçüncü doğum gününü kutluyor.
otuz dört
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kolmkümmend neli tähistab arvu 34 eesti keeles?
Türkçe: Biliyor muydun, kolmkümmend neli kelimesinin Estonya dilinde 34 sayısını ifade ettiğini?
otuz beş
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et Terje jooksis maratoni aeg ajaga kolmkümmend viis minutit ja nelikümmend sekundit?
Türkçe: Terje'nin maratonu otuz beş dakika kırk saniyede tamamladığını biliyor muydun?
otuz altı
Örnek Diyalog: Kas sa mäletad, et täna on meie 36. ehk kolmkümmend kuus aastapäev?
Türkçe: Hatırlıyor musun, bugün bizim 36. yani otuz altıncı yıldönümümüz?
otuz yedi
Örnek Diyalog: Täna on mu isa sünnipäev; ta saab kolmkümmend seitse aastat vanaks.
Türkçe: Bugün babamın doğum günü; otuz yedi yaşına giriyor.
otuz sekiz
Örnek Diyalog: Pane tähele, meie kohtumine algab kell kolmkümmend kaheksa.
Türkçe: Dikkat et, toplantımız saat otuzda başlıyor.
otuz dokuz
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kolmkümmend üheksa on eesti keeles number 39?
Türkçe: Biliyor muydun, kolmkümmend üheksa sözcüğünün Estonya dilinde 39 sayısı anlamına geldiğini?
Büyük ihtimalle bir yanlış yazım veya anlaşılmaz bir kelime ile karşı karşıyayız, zira nelikümmend kelimesi ne Türkçe ne de yaygın bir dilde anlamlı bir kelime olarak tanınmaktadır. Eğer doğru bir bağlam verilmiş olsaydı, bu bağlama göre bir çeviri yapabilirdim. Ancak verilen bilgilere dayanarak herhangi bir anlamlı Türkçe çeviri sunmak mümkün değil.
Örnek Diyalog: Kas sa tead, et mu lemmiknumber on nelikümmend, sest see tähistab minu sünniaastat?
Türkçe: Biliyor musun, benim favori numaram kırk, çünkü bu benim doğum yılımı temsil ediyor?
kırk bir
Örnek Diyalog: Kui ma kontrollisin oma kontojääki, oli seal täpselt nelikümmend üks eurot.
Türkçe: Hesabımı kontrol ettiğimde bakiyede tam olarak kırk bir euro vardı.
kırk iki
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna nelikümmend kaks on eesti keeles number nelikümmend kaks?
Türkçe: Biliyor muydun, kelime kırk iki, Estonya dilinde sayı kırk iki anlamına geliyor?
Yetmiş üç
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et raamatus leidub peatükk, mis räägib sündmustest aastal nelikümmend kolm?
Türkçe: Biliyor muydun, kitapta kırk üç yılındaki olayları anlatan bir bölüm bulunuyor?
Dört kırk dört
Örnek Diyalog: Kui saadad mulle nelikümmend neli eurot, saan ma tellida selle raamatu, millest me rääkisime.
Türkçe: Bana kırk dört euro gönderirsen, konuştuğumuz o kitabı sipariş edebilirim.
Elli beş
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et raamatukogu juubelipeol öeldi, et nad on laenanud välja nelikümmend viis tuhat raamatut sel aastal?
Türkçe: Biliyor muydun, kütüphanenin yıldönümü partisinde bu yıl kırk beş bin kitap ödünç verildiğini söylediler?
Yetmiş altı
Örnek Diyalog: Minu vanaisa on nelikümmend kuus aastat töötanud samas ettevõttes.
Türkçe: Dedem kırk altı yıl boyunca aynı şirkette çalıştı.
yetmiş dört
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et täna on mu vanaisa nelikümmend seitse hakkamas tähistama oma sünnipäeva?
Türkçe: Bugün dedemin kırk yedi yaşına girip doğum gününü kutlayacağını biliyor muydun?
doksan sekiz
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et sel aastal mu ema saab nelikümmend kaheksa aastaseks?
Türkçe: Bu yıl annem kırk sekiz yaşına giriyor, biliyor muydun?
doksan dokuz
Örnek Diyalog: Tema vanaisa on nelikümmend üheksa aastat vana.
Türkçe: Temanın dedesi kırk dokuz yaşında.
elli
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et ma joon igal hommikul viiskümmend milliliitrit granaatõunamahla?
Türkçe: Biliyor muydun, her sabah elli mililitre nar suyu içtiğimi?
elli bir
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et viiskümmend üks on esimene arv, mida matemaatikas peetakse suhtarvuks?
Türkçe: Biliyor muydun, elli birin matematikte asal sayı olarak kabul edilen ilk sayı olduğu?
elli iki
Örnek Diyalog: Kas sa võiksid mulle öelda, kuidas ma pääsen aadressile Viiskümmend kaks Tamme tänavat?
Türkçe: Bana Elli İki Tamme Sokağı'na nasıl ulaşabileceğimi söyleyebilir misin?
elli üç
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et raamatukogus on nüüd viiskümmend kolm uut teost lastekirjanduse nurgas?
Türkçe: Biliyor muydun, kütüphanede şimdi çocuk edebiyatı köşesinde elli üç yeni eser var?
elli dört
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et viiskümmend neli on just see number, mida ma oma lotopiletile vajan?
Türkçe: Biliyor muydun, elli dört tam da loto biletimde ihtiyacım olan numara?
elli beş
Örnek Diyalog: Kui palju see maksab? See on täpselt viiskümmend viis eurot.
Türkçe: Bu ne kadar tutuyor? Tam olarak elli beş euro.
elli altı
Örnek Diyalog: Täna ma lugesin, et raamatukogus on nüüd saadaval viiskümmend kuus eksemplari uusimat kriminaalromaani.
Türkçe: Bugün öğrendim ki kütüphanede şimdi en yeni polisiye romanından elli altı adet mevcut.
elli yedi
Örnek Diyalog: Tema sünnipäevaks oli planeeritud suur pidu, sest ta tähistas viiskümmend seitse aastat.
Türkçe: Doğum günü teması için büyük bir parti planlanmıştı, çünkü o elli yedi yaşını kutluyordu.
ellisekiz
Örnek Diyalog: Ta tähistas oma viiskümmend kaheksandat sünnipäeva suure peoga.
Türkçe: O, elli sekizinci doğum gününü büyük bir partiyle kutladı.
elli dokuz
Örnek Diyalog: Täna on mu vanaisa sünnipäev ja ta saab viiskümmend üheksa aastaseks.
Türkçe: Bugün benim dedemin doğum günü ve o elli dokuz yaşına giriyor.
altmış
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et kuuskümmend sekundit on täpselt üks minut?
Türkçe: Biliyor muydun, altmış saniye tam olarak bir dakikadır?
altmış bir
Örnek Diyalog: Mul on kuuskümmend üks eurot ja ma plaanin selle eest uued jooksujalatsid osta.
Türkçe: Altında bir euro ve ben bununla yeni koşu ayakkabıları almayı planlıyorum.
altmış iki
Örnek Diyalog: Minu vanaisa mäletab veel aega, kui bensiiniliitri hind oli vaid kuuskümmend kaks senti.
Türkçe: Dedem hala bir litre benzinin fiyatının sadece altmış iki sent olduğu zamanı hatırlıyor.
Altmış üç
Örnek Diyalog: Kuulsin, et vanaisa saab täna kuuskümmend kolm aastat vanaks.
Türkçe: Duydum ki, dede bugün altmış üç yaşına giriyor.
altmış dört
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kuuskümmend neli tähendab arvu 64?
Türkçe: Biliyor muydun, kuuskümmend neli kelimesi 64 sayısını ifade eder?
altmış beş
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et Mart tähistab täna oma kuuskümmend viies sünnipäeva?
Türkçe: Biliyor muydun, Mart bugün altmış beşinci doğum gününü kutluyor?
Altmış altı
Örnek Diyalog: Ta on sündinud aastal tuhat üheksasada kuuskümmend kuus, seega järgmisel aastal tähistab ta juba viiekümnendat sünnipäeva.
Türkçe: O, bin dokuz yüz altmış altı doğumlu olduğundan dolayı, dolayısıyla gelecek yıl elli yaşındaki doğum gününü kutlayacak.
altmış yedi
Örnek Diyalog: Ta ütles, et sõna otseses mõttes kuuskümmend seitse inimest on juba peole kinnitanud oma tulekut.
Türkçe: Şunu düşün ki, sözcüğün tam anlamıyla altmış yedi kişi partinin geleceklerini zaten teyit etti.
altmış sekiz
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et Marta saab täna kuuskümmend kaheksa aastaseks?
Türkçe: Biliyor muydun, Marta bugün altmış sekiz yaşına giriyor?
Altmış dokuz.
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kuuskümmend üheksa on eesti keeles numbri 69 tähistus?
Türkçe: Biliyor muydun, sözcüğünün altmış dokuz Estonca'da 69 sayısını ifade ettiğini?
yetmiş
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et vanaisa sai just seitsekümmend aastat vanaks?
Türkçe: Biliyor muydun, dede tam yetmiş yaşına girdi?
yetmiş bir
Örnek Diyalog: Tema vanaisa oli ehitusplatsil töötanud juba seitsekümmend üks aastat.
Türkçe: Dedem inşaat alanında yetmiş bir yıl boyunca çalışmıştı.
yetmiş iki
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et vanaisa on nüüd seitsekümmend kaks aastat vana?
Türkçe: Biliyor muydun, dedem şimdi yetmiş iki yaşında?
Yetmiş üç
Örnek Diyalog: Vanaisa meenutas, kuidas ta oli seitsekümmend kolm aastat tagasi selle puu istutanud.
Türkçe: Büyükbaba, yetmiş üç yıl önce o ağacı nasıl diktiğini anımsadı.
Yetmiş dört
Örnek Diyalog: Kas sa mäletad, et vanaisa sai eelmisel aastal seitsekümmend neli aastat vanaks?
Türkçe: Hatırlıyor musun, dede geçen yıl yetmiş dört yaşına girmişti?
yetmiş beş
Örnek Diyalog: Kui lisan seitsekümmend viis eurot oma säästudele, saan osta selle uue telefoni.
Türkçe: Kendi birikimlerime yetmiş beş euro daha eklersem, o yeni telefonu alabilirim.
Yetmiş altı
Örnek Diyalog: Täna hommikul ütles vanaema, et ta mäletab veel selgelt, kuidas ta tähistas Eesti iseseisvust aastal seitsekümmend kuus.
Türkçe: Bugün sabah büyükanne, 1976 yılında nasıl Estonya'nın bağımsızlığını kutladığını hâlâ net bir şekilde hatırladığını söyledi.
Yetmiş yedi
Örnek Diyalog: Minu vanaisa on seitsekümmend seitse aastat vana ja veel hämmastavalt terve.
Türkçe: Dedem yetmiş yedi yaşında ve hala şaşırtıcı derecede sağlıklı.
yetmiş sekiz
Örnek Diyalog: Tema vanaisa on hämmastavalt terve ja krapsakas, arvestades, et ta on seitsekümmend kaheksa aastat vana.
Türkçe: Tema dede, yetmiş sekiz yaşında olmasına rağmen şaşırtıcı derecede sağlıklı ve dinç.
yetmiş dokuz
Örnek Diyalog: Ema ütles, et vanaisa tähistab sel nädalavahetusel oma seitsekümmend üheksandat sünnipäeva.
Türkçe: Ema söyledi ki, dede bu hafta sonu yetmiş dokuzuncu doğum gününü kutluyor.
seksen
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kaheksakümmend tähistab arvu 80?
Türkçe: Biliyor muydun, kaheksakümmend kelimesi 80 sayısını ifade eder?
Seksen bir
Örnek Diyalog: Täna õppisime koolis, et kaheksakümmend üks on arv, mis järgneb kaheksakümnele ja eelneb kaheksakümne kahele.
Türkçe: Bugün okulda yirmi birin, yirmiyi izleyen ve yirmi ikiyi önceleyen bir sayı olduğunu öğrendik.
seksen iki
Örnek Diyalog: Tema vanaisa on sündinud kaheksakümmend kaks aastat tagasi.
Türkçe: Büyükbabası seksen iki yıl önce doğdu.
Seksen üç
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kaheksakümmend kolm on eesti keeles numbri 83 tähistus?
Türkçe: Biliyor muydun, 'kaheksakümmend kolm' kelimesinin Estonya dilinde 83 sayısını ifade ettiği?
Seksen dört
Örnek Diyalog: Ma olen kindel, et see vana raamat, mille sa kaevast leidsid, on pärit kaheksakümmend neli aastat tagasi.
Türkçe: Ben eminim ki senin kazıdan bulduğun bu eski kitap seksen dört yıl öncesine aittir.
Seksen beş
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna kaheksakümmend viis on eesti keeles number 85?
Türkçe: Biliyor muydun, kaheksakümmend viis sözcüğü Estonca'da 85 sayısını ifade eder?
Seksen altı
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et sõna kaheksakümmend kuus on eesti keeles numbri 86 tähendus?
Türkçe: Biliyor muydun, eesti dilinde kaheksakümmend kuus kelimesinin 86 sayısını ifade ettiğini?
Seksen yedi
Örnek Diyalog: Ma sain matemaatika testist kaheksakümmend seitse punkti.
Türkçe: Matematik testinden seksen yedi puan aldım.
Seksen sekiz.
Örnek Diyalog: Kui liidad kokku viiskümmend sada kakskümmend ja kaheksakümmend kaheksa, saad tulemuseks kakssada kaheksateist.
Türkçe: Elli yüz yirmi ve seksen sekizi toplarsan, sonuç olarak iki yüz on sekiz elde edersin.
Seksen dokuz
Örnek Diyalog: Kui ma vaatasin termomeetrit, näitas see kaheksakümmend üheksa kraadi.
Türkçe: Termometreye baktığımda yirmi dokuz derece gösteriyordu.
doksan
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et sõna üheksakümmend on eesti keeles number 90?
Türkçe: Biliyor muydun, üheksakümmend kelimesi Estonca'da 90 sayısı anlamına gelir?
doksan bir
Örnek Diyalog: Klassis on kokku üheksakümmend üks õpilast.
Türkçe: Sınıfta toplam yirmi bir öğrenci var.
yetmiş iki
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna üheksakümmend kaks ülekantud tähenduses viitab mitmetele asjadele kultuuris ja matemaatikas?
Türkçe: Biliyor muydun, kelime doksan iki mecaz anlamda kültürde ve matematikte birçok şeye işaret eder?
Doksan üç
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna üheksakümmend kolm on numbrina 93?
Türkçe: Biliyor muydun, üheksakümmend kolm kelimesi sayı olarak 93 demek?
Altmış dört
Örnek Diyalog: Tema kiirus oli tõusnud üheksakümmend neli kilomeetrit tunnis, kui politsei ta kinni pidas.
Türkçe: Araç hızı saatte doksan dört kilometreye ulaşmıştı, polis onu durdurduğunda.
Doksan beş
Örnek Diyalog: Kui lisada seitse ja üheksakümmend viis, saame kokku sada kaks.
Türkçe: Yedi ile doksan beşi toplarsak, sonuç olarak yüz iki elde ederiz.
Doksan altı
Örnek Diyalog: Täna õppisime, et numbrit üheksakümmend kuus kirjutatakse numbriliselt kui 96.
Türkçe: Bugün öğrendik ki, doksan altı sayısı sayısal olarak 96 olarak yazılır.
Doksan yedi
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et sõna üheksakümmend seitse on eesti keeles number 97?
Türkçe: Biliyor muydun, üheksakümmend seitse kelimesi Estonca'da 97 sayısına denk geliyor?
Doksan sekiz
Örnek Diyalog: Kui ma eile tšekki vaatasin, märkasin, et mul on kontol täpselt üheksakümmend kaheksa eurot.
Türkçe: Dün çeki kontrol ettiğimde hesabımda tam olarak doksan sekiz euro olduğunu fark ettim.
Doksan dokuz
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et sõna üheksakümmend üheksa on eesti keeles number 99?
Türkçe: Biliyor muydun, üheksakümmend üheksa kelimesinin Estonya dilinde 99 sayısı anlamına geldiğini?
Ses, seda
Örnek Diyalog: While walking through the bustling bazaar, Anika said, Look at that beautiful sada fabric, it would be perfect for the dress I'm making.
Türkçe: Kalabalık çarşıdan geçerken Anika, Şu güzel sada kumaşına bak, yapmakta olduğum elbise için mükemmel olur. dedi.
Estonca, farklı ve kendine özgü melodisiyle dikkat çeken bir dildir. Bu dilin temelini öğrenmek isteyen herkes için rakamlar, başlangıcı temsil eder. Çünkü günlük hayatta en çok ihtiyaç duyacağımız ilk şeylerden biri sayılardır: Fiyat sormak, telefon numarası söylemek, saat belirtmek ya da belki de bir tarihten bahsetmek istediğimizde rakamlar bize rehber olacaktır. Estonca rakamlar, ülkenin kültürünü ve alışkanlıklarını tanımak için de kapı aralayıcı bir unsurdur. Eğer Estonca hakkında hiçbir bilginiz olmasa bile, rakamları ve birkaç basit ifadeyi öğrenip kolaylıkla uygulamaya geçebilirsiniz. Bu yazıda, dilin sıfır noktasından başlarken size sıcak ve arkadaşça bir anlatımla yardımcı olacak, Estonca rakamların telaffuzlarını, kullanım alanlarını ve günlük hayatta işinize yarayacak pratik örnekleri paylaşacağım. Ayrıca telaffuzun nasıl yapılacağı ve rakamların hangi bağlamlarda kullanılabileceği gibi konulara da değineceğim.
Bir parça samimi bir dille, bazen de ufak tefek yerel nüanslarla sizlere rehberlik etmeye çalışacağım. Lütfen burada yer alan bilgileri, size yol gösteren bir kılavuz olarak görün. Umuyorum ki bu yazı, Estoncayla ilk tanışmanızda keyifli, işlevsel ve kolay uygulanabilir bir kaynak olacaktır. Estonca, Ural dilleri ailesinde yer alsa da, içinden ruhunuzu ısıtan sıcak melodiler, nahif sesler duyulabilir. Gelin birlikte, bu dilde sayıları nasıl kullanabileceğinizi ve nasıl aklınızda yer edinebileceğinizi keşfedelim.
Giriş: Neden Estonca Rakamlar?
Estonya’yı ziyaret ettiğinizde, ülkenin masalsı özelliğini hemen hissedersiniz: Orta Çağ’dan kalma tarihi binalar, Baltık Denizi’nin serin esintisi, modern teknolojiyle iç içe geçmiş bir toplum… Tüm bu bileşenler, Estonya’ya özgü mükemmel bir karma oluşturur. Bu ülkeyi veya bu dili öğrenmek isteyenlerin en büyük motivasyonlarından biri de, Estonya'nın sağladığı sıcak misafirperverliktir. İşte bu noktada, orada hayatı kolaylaştıracak şeylerin başında rakamlar gelir. Çünkü:
1- Bir fiyat sormak istediğimizde,
2- Saat bilgisini merak ettiğimizde,
3- Restoranda sipariş verirken ödenecek tutarı öğrenmek veya ifade etmek gerektiğinde,
4- Tarihleri ve takvimdeki günleri anlamak için
mutlaka sayıları kullanmamız gerekebilir. Tüm bu durumlar, dilde “rakamlar” konusunu en temel yapı taşı haline getirir. Estonca rakamları öğrenmek sadece “dil” yönüyle değil, aynı zamanda kültürel etkileşim ve iletişim açısından da size büyük kolaylık kazandırır.
Önemli not: Estonca konusunda hiçbir bilginizin olmadığı varsayımıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Eğer ufak da olsa kulak dolgunluğunuz varsa, buradaki örnekler size daha sağlam bir temel oluşturma fırsatı sağlayacaktır. Yoksa da hiç dert etmeyin; baştan başlamak bazen en keyifli süreçtir.
Estonca Rakamların Temel Özellikleri
Estonca rakamlar, ilk bakışta Türkçe konuşanlara yabancı gelebilir. Çünkü kelimeler, farklı köken ve kök sesleriyle şekillenir. Ancak pratik ve mantıklı bir dizilimi olduğunu fark edeceksiniz. Özellikle 0’dan 10’a kadar olan temel rakamları öğrendiğinizde, bunların üzerine eklemeler yaparak 100’e, 1000’e ve daha ötesine gitmek kolaylaşır.
Önce en temel sayılarla (0–10) başlayalım: - 0 – null - 1 – üks (genelde “üks” diye telaffuz edilir; kulağa “üks” gibi, ü sesiyle) - 2 – kaks - 3 – kolm - 4 – neli - 5 – viis (telaffuzu “viis”) - 6 – kuus (telaffuzu “kuus”) - 7 – seitse (telaffuzu “seyt-se”) - 8 – kaheksa (telaffuzu kabaca “ka-hek-sa”) - 9 – üheksa (telaffuzu “ü-hek-sa”) - 10 – kümme (telaffuzu “küm-me”)
Bu ilk on sayıyı öğrenmek her dilde olduğu gibi en temel adımdır. Özellikle, ilk defa Estonca duyanlar için bu kelimeler biraz telaffuzu farklı gelebilir ama zamanla alışacağınıza eminim. Şimdi, bu rakamların telaffuzunu birkaç örnek cümleyle zenginleştirelim:
“Mul onükskass.”
(“Benim bir kedim var.”)
“Mul onkakskoera.”
(“Benim iki köpeğim var.”)
“Mul onkuusõuna.”
(“Benim altı elmam var.”)
Bu küçük örnek cümlelerde “Mul on …” (“Bende var…, Benim var…”) kalıbını görüyorsunuz. Estonca’da sıklıkla kullanılan bir ifadedir. Üç, dört, beş… gibi kelimeleri de bu şekilde cümle içinde tekrarlayarak öğrenmeyi kolaylaştırabilirsiniz.
Gelişme: Rakamların Günlük Yaşam İçindeki Yeri
Estonca rakamlar, en çok günlük yaşam içinde karşımıza çıkar. Yolda birine saat sorduğumuzda, markette fiyat öğrenmek istediğimizde veya bir adres belirtirken bu rakamlara gerek duyarız.
Gelin birkaç kullanım alanına birlikte bakalım:
1) Saat ve Zaman Sorma
Estoncada “Saat kaç?” diye sormak için genelde “Mis kell on?” veya biraz daha nazik bir form olarak “Palun, mis kell on?” (Lütfen, saat kaç?) sorusu kullanılır. Birine “Saat bir,” diye cevap vermek istiyorsanız: “Kell on üks,” diyebilirsiniz. İşte birkaç örnek:
“Kell on kaks.” (“Saat iki.”)
“Kell on kolm ja viisteist minutit.” (“Saat üç ve on beş dakika.”)
“Kell on kaheksa kolmkümmend.” (“Saat sekiz otuz.”)
Önceleri rakamları tek tek saymak karışık gelebilir. Ama telaffuz kalıplarına devam ettikçe, kell on (saat şu) ifadesiyle rakamları bir arada söylemeye alışıyorsunuz. Ayrıca Estonyalılar, resmi ve gayriresmî kullanımda genelde 24 saatlik formatı da kullanabiliyorlar.
2) Alışveriş ve Fiyat Belirtme
Günlük hayatta alışveriş yapmak, fiyatlar hakkında konuşmak en sık karşılaşacağımız konulardan biridir. Mesela bir mağazada veya markette “Bu ne kadar?” anlamına gelen “Kui palju see maksab?” sorusuna cevap olarak:
“See maksab viis eurot.” (“Beş euro tutar.”)
“See maksab kümme eurot.” (“On euro tutar.”)
“See maksab kaksteist eurot.” (“On iki euro tutar.”)
Altı çizili bir örnek olsun: “Bu kalem seitse eurot mu?” (“Bu kalem yedi euro mu?”). Bu cümle, hem fiat (fiyat) hem de rakamın kullanımını bir arada sunar.
Elbette fiillerin çekimleri, özel durumlar ve pazar-artısı gibi nüanslar var. Şimdilik günlük konuşma düzeyinde bu temel kalıpları bilmek, fiyatların anlaşılması açısından yeterli olacaktır.
Rakamların Genişletilmesi (11–100 Arası)
0’dan 10’a kadar olan rakamlar tamam. Peki, 11’den itibaren nasıl gidiyor? İşte Estonca’nın mantığı burada da basit bir yapıda:
11 – üksteist (bir + “teist”)
12 – kaksteist (iki + “teist”)
13 – kolmteist (üç + “teist”)
14 – neliteist
15 – viisteist
16 – kuusteist
17 – seitseteist
18 – kaheksateist
19 – üheksateist
20 – kakskümmend
21 – kakskümmend üks (yirmi + bir)
22 – kakskümmend kaks
30 – kolmkümmend
40 – nelikümmend
50 – viiskümmend
60 – kuuskümmend
70 – seitsekümmend
80 – kaheksakümmend
90 – üheksakümmend
100 – sada
Burada dikkat çeken unsur, Estonca’da “-teist” ve “-kümmend” gibi eklerin okunmasıdır. kümmend ekinin telâffuzu kabaca “küm-mend” şeklindedir. Onların önüne veya sonuna eklediğimiz rakamlarla 11, 12, 21, 35 gibi sayıları oluştururuz.
Örnek cümleler: - “Ma olen kahekümne üks aastane.” (“Ben yirmi bir yaşındayım.”) - “Mul on kolmkümmend raamatut.” (“Otuz kitabım var.”) - “Meil on kokku üheksateist külalist.” (“Toplamda on dokuz belas… pardon, dokuz ile ilgili bir espriyle karıştırmayalım… Burada on dokuz misafirimiz var.”)
Örneklerden de görebileceğiniz gibi, teist ve kümmend eklerini anladıktan sonra gerisi basitçe ekleme kuralına dayanıyor. İlk bakışta bu kelimelere alışmak zaman alabilir fakat pratik yaptıkça, hızlıca öğrenirsiniz.
Madde İşaretleriyle Avantajlı Notlar
Telefon numarası söylemek: Estonya’da telefon numaraları genelde 7 veya 8 haneden oluşur. Mesela “5687 1234” gibi bir numarayı seslendirirken her rakamı ayrı ayrı söyleyebilirsiniz: “viis, kuus, kaheksa, seitse, üks, kaks, kolm, neli”.
Adresler: Estonya’da cadde veya sokak isimlerinin ardından daire veya bina numarası gelir. Örneğin “Narva mnt (maantee) kolmkümmend viis” (Narva caddesi 35) gibi.
Takvim ve Tarih Belirtme: Estoncada ay isimleri farklı olmakla birlikte, gün veya tarih söylerken rakamlara ihtiyacımız olacaktır. Örneğin “täna on kahekümne teine veebruar” (“bugün yirmi iki Şubat”) gibi.
Bu örnekler, günlük iletişimde Estonca rakamları kullanırken işinize çok yarayacak. Basit görünen bu farklı alanlardaki ifadeler, yolculuğunuzu kolaylaştıracak ipuçlarıdır.
Rakamların Kullanımını Pekiştirme: Küçük Diyalog Örnekleri
Estonca rakamları tam olarak hafızanıza yerleştirmek için kısa diyaloglar yapmak çok yararlıdır. Yalnızca kelimeleri ezberlemek bir yere kadar etkili olur, ancak onları cümle içinde duyduğunuzda ve kullandığınızda öğrenme süreci hızlanır. İşte size birkaç kısa örnek:
Diyalog 1 - A: Tere, mis kell on praegu? (Merhaba, şu an saat kaç?) - B: Kell on kolm. (Saat üç.)
Diyalog 2 - A: Palun, kui palju see õun maksab? (Lütfen, bu elma ne kadar tutar?) - B: See maksab kolm eurot. (Üç euro tutar.)
Diyalog 3 - A: Kas sa tead, mitu inimest tuleb täna? (Bugün kaç kişi gelecek biliyor musun?) - B: Ma arvan, et tuleb kümme inimest. (Bence on kişi gelir.)
Bu ufak örneklerde kullandığımız rakamlar, günlük hayatta en çok gerekli olanlardır. Tahmin edeceğiniz üzere, “mitu” (“kaç”) kelimesi de rakamların yanında sık sık duyacağınız bir soru kelimesi. Estoncada “kaç?” anlamına mitu veya “mitu tükki?” (kaç adet?) gibi kullanımlar görebilirsiniz. Bu çeşit diyalogları aklınızda tutmak, en azından rakamları kullanırken tereddüt yaşamanızı engelleyecektir.
Daha Büyük Rakamlar (100’ün Üstü)
100’e kadar olan sayıları gördük. Peki diyelim ki 237, 568 veya 999 gibi rakamlara ihtiyacınız oldu. Temel kural, daha önceki ekleri kullanıp birleştirerek sayı oluşturmak. İşte örnekler:
100 – sada
101 – sada üks
200 – kaks sada
237 – kaks sada kolmkümmend seitse (200 + 30 + 7)
568 – viis sada kuuskümmend kaheksa (500 + 60 + 8)
999 – üheksa sada üheksakümmend üheksa (900 + 90 + 9)
1000 – tuhat
Bu mantıkla istediğiniz sayıyı söyleyebilirsiniz. Elbette ilk etapta “kaks sada kolmkümmend seitse” diye hızlıca söylemek zor gelebilir. Bol bol tekrar ederek dil alıştırması yapmak, kelimelere giderek daha çok hakim olmanız için önemlidir. Estonca’da “200” ifadesi yazıda genellikle “200” şeklinde geçse de okunduğunda “kaks sada” şeklinde vurgulanır.
Ayrıca dileyenler, binli sayıları da şu şekilde öğrenebilir:
1) 1.001 — tuhat üks 2) 1.023 — tuhat kakskümmend kolm 3) 1.537 — tuhat viis sada kolmkümmend seitse
Gördüğünüz gibi mantık hep aynı: büyük sayı => (ana sayı) + (yüzler) + (onlar) + (birler). Estonca bu konuda oldukça düzenli bir yapıya sahipttir.
Kısa Bir Numara (Telefon) Örneği
Estonya’da tipik bir cep telefonu numarası 7 veya 8 haneden oluşur. Örneğin +372 5123456 gibi. +372, Estonya’nın uluslararası telefon kodudur. Bu numarayı Estonca telaffuz ederken:
Böyle bir numarayı doğru telaffuz ettiğinizde veya yazdığınızda, Estonyalı birisi sizin telaffuz becerinize büyük ihtimalle gülümseyerek karşılık verecektir. Tabi ufak tefek hatalarınız olsa da kimse size kızmaz; yabancı birinin Estonca’ya ilgi duyuyor olması oldukça takdir edilir bir çaba olarak görülür.
Numaralı Listeyle Kolay Ezber İpuçları
Sayıları ve rakam gruplarını ezberlemeye dair birkaç küçük püf noktası paylaşırsak, öğrenme sürecinizi hızlıca verimli hale getirebilirsiniz. İşte numaralı bir liste:
1- Parçalama Yöntemi:
Büyük sayıları parçalara ayırarak söyleyin. Mesela “999” demeden önce “üheksa sada, üheksakümmend, üheksa” şeklinde parçalayın, sonra yavaşça birleştirin. 2. Görsel Kartlar Kullanın: Elinizde rakamları yazıp Estonca kelimelerini not ettiğiniz küçük kartlar olsun. Bu kartları günlük hayatınızda sık sık elinize alıp tekrar edin. 3. Sesli Okuma: Rakamları önce Türkçe olarak (örn. 37), sonra Estonca olarak (kolmkümmend seitse) sesli okuyarak kendi kendinizi pekiştirin. Böylelikle kulak da aşina olur. 4. Güncel Örnekler: Gazete haberleri, bilet fiyatları, hava durumu tahminleri gibi gerçek hayatta karşınıza çıkacak sayıları Estonca’ya çevirin. “Bugün hava 15 derece” => “Täna on viisteist kraadi.” 5. Zihinde Hikâyeleştirme: Bazı sayıları resimlerle veya kısa hikâyelerle ilişkilendirin. Örneğin “kaks” (iki) kelimesini iki dostun bir macerasına benzetebilirsiniz. Bu size eğlenceli bir ezber kolaylığı sağlar.
Bu numaralı liste, özellikle ilk kez Estonca rakamlarla tanışanlar için ideal bir başlangıç rehberi olabilir. Her şeyi bir anda öğrenmek zorunda değilsiniz; yavaş yavaş, sabırla ve küçük hedefler koyarak ilerleyebilirsiniz.
Günlük Hayattan Daha Geniş Örnekler
Estonca rakamlar yalnızca saat sormak veya fiyat öğrenmekle sınırlı değil. Bir restoranda masaya sipariş verirken, bir adrese en yakın durağı sorarken veya belki de arkadaşınızın doğum tarihini öğrenmek istediğinizde yine rakam bilgisine ihtiyaç duyabilirsiniz. İşte günlük hayata dair çeşitli örnekler:
Restoranda Sipariş:
“Soovime tellida kaks pitsat ja neli limonaadi.” (İki pizza ve dört limonata sipariş etmek istiyoruz.)
Toplantı Ve Etkinlik:
“Meie koosolek algab kell kümme hommikul.” (Toplantımız sabah saat on’da başlıyor.)
“Kas see buss läheb kella viie paiku?” (Bu otobüs yaklaşık saat beşte mi gider?)
Doğum Günü:
“Palju õnne sünnipäevaks! Kas sul täitub kakskümmend viis aastat?” (Doğum günün kutlu olsun! 25 yaşına mı giriyorsun?)
Her cümlede rakamlara odaklanarak, cümleyi bir bütün halinde de inceleyebileceğinizi unutmayın. Böylece hem Estonca dilbilgisine dair küçük ipuçları yakalarsınız hem de kelime haznenizi geliştirirsiniz.
Ufak Hatırlatma: Telaffuz Örüntüleri
Estonca telaffuz, Türkçeye göre oldukça yumuşak bir hava taşır. Bazı harfler kısa ve net, bazıları biraz uzaya bilir: - “Ü” sesini, Türkçe’deki “ü”ye oldukça benzer şekilde söyleyebilirsiniz ancak Estoncada bazen daha vurgulu olabilir. - “K” sesi çoğunlukla serttir ama kelime başında ya da ortasında yer aldığı duruma göre değişebilir. - “R” sesi, Türkçe’deki gibi değil de biraz daha geride olabilir, ama bu büyük bir sorun değildir.
Çok mükemmeliyetçi olmaya çalışmadan; pratik konuşmada, samimi bir çabayla Estonca söylemlerinizi aktardığınızda çoğu Estonyalı, dil öğrenme gayretinizi takdirle karşılayacaktır.
Örnek Bir Altı Çizili Metin İçeren Diyalog
A: Tere, kas sa tead, kui palju inimesi tuleb õhtul? (Merhaba, akşam kaç kişi gelecek biliyor musun?)
B: Arvan, et tuleb kaksteist inimest. (Tahminimce on iki kişi gelecek.)
Burada “kaksteist” kelimesi altı çizili. Bu kaksteist (“12”) sayısını özellikle vurgulamak istersek bu tekniği kullanabiliriz. Estonca’daki “teist” ekinin kullanımını böylece gözden geçirebilirsiniz.
Küçük Bir Bakış: Sıra Sayıları
Rakamların ötesinde sıra sayıları da günlük hayatta karşınıza çıkabilir. Mesela “birinci”, “ikinci” gibi ifadeler. Bunlarla alakalı kısa bir bakış atalım:
“Birinci” – esimene
“İkinci” – teine
“Üçüncü” – kolmas
“Dördüncü” – neljas
“Beşinci” – viies
“Altıncı” – kuues
“Yedinci” – seitsmes
“Sekizinci” – kaheksas
“Dokuzuncu” – üheksas
“Onuncu” – kümnes
Bu sıra sayılarıyla birlikte, bir randevu sırasını, kat numarasını veya bir bilet sırasını belirtmek mümkün hale gelir. Mesela: “Olen teisel korrusel.” (“İkinci kattayım.”) gibi. Görüldüğü gibi, rakamların bir sonraki aşaması da böylece anlaşılabilir.
Geniş Kapsamlı Örneklerle Pratik (Madde Listesi)
Artık temelleri gördüğümüze göre, madde işaretli örneklerle rakamları pekiştirelim:
“Hangi otobüse binmem lazım?” — “Sa peaksid minema kaheksa numbriga.” (8 numaralı otobüse binmelisin.)
“Yarın toplantı saat kaçta başlayacak?” — “Koosolek algab kell üheksa hommikul.” (Toplantı sabah 9’da başlıyor.)
“Mağazadan kaç tane elma aldın?” — “Võtsin kolmteist õuna.” (13 elma aldım.)
“Üniversitede kaç öğrenci var?” — “Seal on umbes viis tuhat üliõpilast.” (Yaklaşık 5000 öğrenci var.)
“Hafta sonunda kaç kişi gelecek?” — “Umbes kakskümmend viis sõpra.” (Yaklaşık yirmi beş arkadaş.)
Bu basit gibi görünen cümlelerin her biri, farklı bir rakamsal ifadeyi size gösterir. “Üç, sekiz, on üç, beş bin, yirmi beş…” derken, fark etmeden Estonca rakamlar hafızanızda daha da oturmuş olur.
Gündelik Hayat Diyaloğu (Daha Uzun Bir Örnek)
Şimdi biraz daha uzun bir diyalog oluşturalım. Bunu okumak, belki de gerçek hayattaki bir manzarayı hayal etmenize yardımcı olur.
Senaryonun özeti: Bir arkadaşınızla Tallinn’de buluşacaksınız. Ona “Kaçta buluşalım?” diye sormak istiyorsunuz ve nerede buluşacağınızı konuşuyorsunuz.
A:Tere, kuidas läheb? (Merhaba, nasılsın?)
B:Tere! Hästi läheb. Misplaanid sul tänaseks on? (Merhaba! İyiyim. Bugün için planların nedir?)
A:Mõtlesin, et võiksime kohtuda kusagil kesklinnas. Mis kell sulle sobib? (Şehir merkezinde buluşabiliriz diye düşündüm. Saat kaç senin için uygun?)
B:Võib-olla kell kolm või neli. Mida arvad? (Belki saat üç veya dört. Ne dersin?)
A:Kell kolm on hea. Kus täpselt kohtume? (Saat üç iyi. Tam olarak nerede buluşalım?)
B:Raekoja platsil, äkki sobib? Seal on üks küünlakohvik. (Belediye Meydanı’nda, belki uygundur? Orada bir mum kafe var.)
A:Sobib küll. Ma jõuan kohale umbes kell kolm ja kümme minutit, sest mul läheb _kakskümmend_ minutit bussi peale.* (Uygun. Oraya saat üç on geçe on dakika gibi varırım, çünkü otobüse binmem yirmi dakika sürüyor.)
B:Hea, ootan sind siis seal. Näeme varsti! (Harika, orada seni bekliyorum. Görüşürüz yakında!)
Bu diyalog size rakamların nasıl iç içe kullanıldığını gösteriyor. “Kell kolm või neli” (saat üç veya dört), “kakskümmend minutit” (yirmi dakika) ve “kell kolm ja kümme minutit” (saat üç on dakika geçe) gibi ifadeler, Estonca’da sıklıkla duyabileceğiniz kalıplar.
Sonuç: Estonca Rakamların Önemi ve Öğrenmeyi Sürdürme
Bu uzun rehberde, Estonca rakamlar ve onların günlük hayattaki çeşitli kullanım örneklerini aktarmaya çalıştım. Fark etmiş olabileceğiniz gibi, sıfır bilgisi olan biri için bile rakamları öğrenmek imkânsız değil; aksine oldukça mantıklı bir dizilime sahip. 0’dan 10’a kadar temel sayıları kapıp onları yavaş yavaş birleştirince, tüm Estonca sayıları söyleyebilecek düzeye geliyorsunuz.
Kültürel anlamda da rakamlar sayesinde Estonya’da kendinizi ifade etmek kolaylaşabilir. Örneğin toplu taşıma kullanmak, bilet numarası söylemek, bir kafede sipariş vermek gibi. Bunlar sıradan eylemlermiş gibi gözükebilir ancak dil öğrenme yolculuğunda çok kritik adımlardır. Kendinizi ifade edebildiğiniz, anlaşılır olduğunuz her an, dil öğrenirken motivasyonunuzu yükselten küçük zaferlerdir.
Tabii ki Estonca, rakamlardan ibaret değildir. Sözcük dağarcığı, dilbilgisi kuralları, kültürel ifadeler gibi başka konular da vardır. Fakat rakamlar, en sık kullanılan unsurlar olduğu için öğrenildiğinde büyük bir yükü ortadan kaldırır. Rakamları bilirseniz:
1- Restoranda porsiyonları, fiyatları rahatça ifade edebilirsiniz.
2- Bir dükkâna girdiğinizde parayı uzatırken veya paraüstü alırken yanlış anlama ihtimali çok azalır.
3- Otobüs, tramvay veya tren saatlerini kontrol ederken “mis kell on?” sorusunu kolayca anlar, cevap verebilirsiniz.
4- Arkadaşlarınızla bir program yaparken “kell kaheksa” (saat sekiz) mi, “kell üheksa” (dokuz) mu diye konuşup netleştirebilirsiniz.
5- Gün, ay, yıl veya yaş gibi temel bilgileri rahatlıkla söyleyebilirsiniz.
Kısaca, rakamlar günlük iletişimin iskeletini oluşturur, anadiliniz ne olursa olsun, ikinci bir dilde de önce sayıları öğrenmek hayat kurtarıcı olur. Zor gibi gözükse de, birkaç gün düzenli tekrar yaptıktan sonra kendinize güveninizin arttığını hissedeceksiniz.
Şimdi, dilerseniz burada yer alan örnekleri sırayla tekrar okuyun; sesli biçimde telafuz edin ya da ufak ufak kendi cümlelerinizi kurmaya çalışın. Belki bir sonraki aşamada, Estonya’ya ait başka kelimelere, deyimlere veya günlük ifadelere de yavaşça göz atmak isteyebilirsiniz. Estonca’da “Aitäh!” (Teşekkürler!) demeyi, “Palun!” (Lütfen / Buyurun) diyebilmeyi, “Vabandust!” (Pardon / Özür dilerim) gibi sözcükleri öğrenerek ilerleyebilirsiniz. Böylece rakamlarla güçlendirdiğiniz bu temel, dilin diğer unsurlarını da keşfetmenize kapı aralayacaktır.
Unutmayın, hata yapmadan öğrenmek mümkün değildir. Ufak tefek hatalar, telaffuz yanlışlıkları veya kelime karıştırmaları dil öğrenme sürecinin gayet doğal bir parçasıdır. Önemli olan, bu süreci eğlenceli ve keyifli hale getirebilmek, pratik yapmaktan çekinmemektir.
Şu ana kadar okuduğunuz her şeyi bir bütün olarak düşünürseniz, Estonca rakamların seslenişi ve yazılışı hakkında temel bir fikir edinmiş oldunuz. Artık bir markete girdiğinizde, “kümme eurot” ya da “kaksteist eurot” gibi fiyatları anlayabilir, bir büsteki “kolmkümmend” (30) numarası sizi rahatsız etmez veya bir tarih sorulduğunda “kakskümmend viis” ifadesini hemen kafanızda 25 diye netleştirirsiniz. Tüm bunlar, günlük hayatta kendinizi rahat hissetmeniz için büyük adımdır.
Son olarak, büyük ya da küçük her sayı, bir kez öğrendikten sonra tekrar etmeyi unutmamalısınız. Çünkü dil öğrenmenin en etkili yolu, o dili yaşamak ve uygulamaktır. Yakınlarınızla, arkadaşlarınızla veya bu dili konuşan biriyle ne kadar pratik yaparsanız, rakamlar o kadar kalıcı olur. Ayrıca ara sıra kendi kendinize de “Kell on viis” (Saat beş), “Mul on kaks pliiatsit” (İki kalemim var) gibi basit cümleleri deneyerek dilde “rahat” hissini yakalayabilirsiniz.
Şimdilik benden bu kadar. Umarım bu rehber, Estonca rakamların dünyasını size en sıcak ve samimi şekilde sunabilmiştir. Ağzınızdan “üks, kaks, kolm” gibi kelimeler döküldükçe, bu yeni macerada adımlarınızı hızlandıracaksınız. Meie teekond on alanud! (Yolculuğumuz başladı!) Keyifli öğrenmeler ve bol pratik dilerim. Aitäh!
Estonca Rakamların Oluşumu
Estonca, Fin-Ugor dil ailesine aittir. Bu dilde sayılar, birçok dilde olduğu gibi kendi içinde bir yapıya sahiptir. İlk on temel rakam, dilin temel taşlarıdır.
Bir'den Beş'e
- üks - bir
- kaks - iki
- kolm - üç
- neli - dört
- viis - beş
Bu rakamların her biri kendi başına kullanılır ve basitçe ifade edilir.
Altı'dan On'a
- kuus - altı
- seitse - yedi
- kaheksa - sekiz
- üheksa - dokuz
- kümme - on
Bu aralıktaki sayılar da diğer dillerde olduğu gibi benzersiz kelimelerle temsil edilir.
On bir'den Yirmi'ye
On bir ve yirmi arasındaki sayılar, onları oluşturmak için "kümme" (on) kelimesinin arkasına bir sayı ekleyerek oluşturulur.
- üksteist - on bir (üks + teist)
- kaksteist - on iki (kaks + teist)
- kolmteist - on üç (kolm + teist)
ve bu düzen yirmiye (kakskümmend) kadar devam eder.
Yirmi'den Sonra
Yirmiden sonra sayılar oluşturulurken, onların katlarını ifade eden kelimeler kullanılır.
- kolmkümmend - otuz (kolm + kümmend)
- nelikümmend - kırk (neli + kümmend)
Bu yapı yüze kadar devam eder.
Yüz ve Bin
- sada - yüz
- tuhat - bin
Büyük sayılar oluşturulurken yüz (sada) ve bin (tuhat) kelimeleri temel alınır ve yine basamak değerlerine göre birleştirilir.
Estonca'da basit ve tutarlı bir sayı sistemi görülmektedir. Temel rakamlar ve onların katları ile yeni sayılar kolayca oluşturulabilir. Her dilde olduğu gibi, sayılar günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır ve Estonca'nın net yapısı, sayıların öğrenilmesini ve kullanılmasını kolaylaştırır.
Estonca'da Büyük Sayıların İfadesi
Estonca, Fin-Ugor dil ailesine ait bir dildir. Miktarları ifade etmek için kullandığı sayı sistemiyle ilgili bilgi verelim.
Yüzlükler
Estonca yüz için "sada" kelimesi kullanılır ve birleşik sayılar oluşturulurken birleştirici olarak "-sada" takısı eklenir. Örnekler:
- kakssada (200)
- viissada (500)
- üheksasada (900)
Binlikler
Bin için Estonca kelime "tuhat"tır. Büyük sayılar belirtilirken "-tuhat" takısı kullanılır. Bu takı, binin katlarına eklenerek sayıları oluşturur:
- kaksituhat (2000)
- viietuhat (5000)
- kümnetuhat (10,000)
Bu sistem yüksek sayılar için de geçerlidir. Yüzbin ve milyon ifade edilirken sırasıyla "sajatuhat" ve "miljon" terimleri kullanılır:
- sajatuhat (100,000)
- miljon (1,000,000)
Büyük sayılarda basamaklar genellikle kelime olarak ayrılır ve her bir basamak değeri için Estonca sayı kullanılır:
- kaks miljonit (2,000,000)
- viis miljonit kümne tuhat (5,010,000)
Kısa Cümlelerle Örnekler
- Yüz için sada.
- İki yüz demek kakssada.
- Bin için tuhat.
- Üç bin ise kolmtuhat.
- On bin olarak kümnetuhat.
Sayıları ifade ederken her zaman bu yapıları kullanabilirsiniz. Tahtaya büyük sayılar yazdığınızda, her kelimeye yer açtığınızı unutmayın. Estonca'da her basamak kendi kelimesiyle ifade edilir ve aralarında genellikle boşluk bırakılır.
Büyük sayılar konusu karmaşık görünebilir. Ancak yapıları anladıktan sonra, Estonca'da sayıları rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Estonca'da Zaman ve Tarih Belirtme
Estonca, Ural dil ailesine bağlıdır. Bu dilde sayıların kullanımı zaman ve tarih ifadelerinde önemlidir. Okunabilir ve öğretici bir anlatım için zaman ve tarih kavramlarına odaklanalım.
Tarih Belirtirken Sayıların Kullanımı
Tarih belirtirken gün, ay ve yıl sırasıyla ifade edilir. Günler ve aylar için sayılar kullanılırken, sayıların sonuna genellikle '-s' eki getirilir:
- Kuupäevad - Gün sayıları
- 1 (üks) - esimene
- 2 (kaks) - teine
- 30 (kolmkümmend) - kolmekümnes
Aylar da benzer şekilde ifade edilir:
- Kuud - Ay isimleri
- Jaanuar (Ocak)
- Veebruar (Şubat)
- Detsember (Aralık)
Yıllar, dört basamaklı sayılar olarak ifade edilir ve her basamak ayrı ayrı okunur.
Zaman Belirtirken Sayıların Kullanımı
Saatler, tam ve yarım saatler olarak belirtilir. Dakikalar için sayılar doğrudan kullanılır.
- Tunnid - Saat
- 1 (üks) - esimene tund
- 12 (kaksteist) - kaksteist tundi
- Minutid - Dakika
- 5 (viis) - viis minutit
- 30 (kolmkümmend) - pool (yarım saat)
Yarım saatler için "pool" kelimesi, çeyrek saatler için "veerand" kelimesi tercih edilir.
Zaman Dilimleri ve Süreler
Süre ve zaman dilimleri sayılarla ifade edilirken, sayıların sonuna genelde '-teist' ya da '-ten' ekleri getirilir.
- Nädalapäevad - Günler
- 5 (viis) päeva - beş gün
- 2 (kaks) nädalat - iki hafta
Saniye, dakika, saat gibi zaman ölçü birimleri de Estonca özel kelimelerle ifade edilir.
Örnekler
Estonca'da saati belirtirken "kell" ifadesi kullanılır ve ardından sayılar getirilir:
- kell seitse (7:00)
- kell pool kaheksa (7:30)
Tarihler ayın günü + ay + yıl şeklinde sıralanır:
- 24. detsember 2021 (24 Aralık 2021)
Bu bilgiler, Estonca temel zaman ve tarih ifadelerinin kullanımı hakkında genel bir rehberdir.
Özet
Estonca, sayılara tarih ve zaman ifadelerinde belirgin rol verir. Bu dilin öğrenilmesi ve kullanılması, sayılarla ilgili bu gibi kuralları anlamakla daha anlamlı hâle gelir. Alıştırma yaparak ve pratikle, zaman ve tarih ifadelerinde doğru kullanımı kolaylıkla kavrayabilirsiniz.
Estonca rakamları öğrenme sayılar dil Estonya günlük hayat kullanım alanları okunuş pratik yapma
Annika Pärn
Estonca ve Letonca Eğitmeni
Estonca ve Letonca Eğitmeni Annika Pärn, dillerin inceliklerini ve kültürel zenginliklerini aktaran bir blog yazarıdır. Etkili öğretim metodlarıyla öğrencilerine ve okurlarına ilham verir ve dil öğrenmeyi kolaylaştıran bilgiler paylaşır. Annika, her iki Baltık dilinin öğrenimi konusunda değerli bilgiler ve pratik ipuçları sunar.
Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.