AnasayfaBlogArapça'da Sayılar: Alışverişten Randevulara Kadar Her Yerde
Arapça Öğreniyorum
Arapça'da Sayılar: Alışverişten Randevulara Kadar Her Yerde
09 Aralık 2024
Dil öğrenmek, yeni kültürlerin kapısını aralamak ve dünya üzerindeki çeşitliliği daha derinden anlamak için harika bir yoldur. Arapça öğrenirken, sayılar günlük yaşamda karşınıza sıkça çıkacak önemli bir konudur. Alışveriş yaparken, bir randevu ayarlarken veya sadece saatin kaç olduğunu sormak istediğinizde, temel sayı bilgisi size büyük kolaylık sağlar.
Arapça Sayıların Temelleri
Arapçadaki sayılar, öğrenmesi keyifli ve kullanışlıdır. İlk olarak, 1'den 10'a kadar olan sayıları öğrenmekle başlayalım:
1- واحد (wāḥid) - Bir
2- اثنان (ithnān) - İki
3- ثلاثة (thalātha) - Üç
4- أربعة (arba‘a) - Dört
5- خمسة (khamsa) - Beş
6- ستة (sitta) - Altı
7- سبعة (sab‘a) - Yedi
8- ثمانية (thamāniya) - Sekiz
9- تسعة (tis‘a) - Dokuz
10- عشرة (‘ashara) - On
Bu sayılar, diğer sayıları oluşturmak için bir temel görevi görür. Örneğin, 11 sayısı "on" ve "bir" kelimelerinin birleşiminden oluşur: أحد عشر (aḥada ‘ashar).
Cinsiyet Uyumuna Dikkat!
Arapçada sayılar, sayılan nesnenin cinsiyetine göre değişiklik gösterebilir. Bu başlangıçta biraz kafa karıştırıcı olsa da, pratik yaptıkça alışacaksınız.
Erkek isimler için sayılar dişil formda kullanılır.
Dişi isimler için sayılar eril formda kullanılır.
Örneğin:
Üç kitap: ثلاثة كتب (thalātha kutub)
Üç araba: ثلاث سيارات (thalāth sayyārāt)
Günlük Hayatta Arapça Sayılar
Alışverişte Sayıların Rolü
Alışveriş yaparken sayıların ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliriz. İşte bazı faydalı ifadeler:
Miktar belirtme: أريد كيلو واحد من التفاح. (Erîdu kîlo wāḥid min el-tuffāḥ.) - "Bir kilo elma istiyorum."
Pazarlık yapma: هل يمكن تخفيض السعر؟ (Hel yümkin taḫfīḍ es-se‘r?) - "Fiyatı düşürmek mümkün mü?"
Randevu ve Planlamada Sayıların Yeri
Günlük planlamalarımızda da sayılar vazgeçilmezdir:
Saat sorma: كم الساعة؟ (Kem es-sā‘a?) - "Saat kaç?"
Randevu ayarlama: أحتاج موعداً في الساعة الثالثة. (Eḥtāju mew‘idan fi es-sā‘a es-sāliṯa.) - "Saat üçte bir randevuya ihtiyacım var."
Tarih belirtme: سنلتقي بعد أسبوعين. (Senelteqī ba‘da usbu‘ayn.) - "İki hafta sonra buluşacağız."
Arapçada Sayı Kullanımının Sürprizleri
Arapça üzerine çalışırken bazı ilginç detaylar keşfedeceksiniz. Özellikle sayıların cümle içinde kullanımı ve cinsiyet uyumu dikkat edilmesi gereken noktalardır.
Sıfır
Örnek Diyalog: أصبح رصيدي في البنك صفر بعد أن دفعت كل فواتيري.
Türkçe: Tüm faturalarımı ödedikten sonra bankadaki bakiyem sıfır oldu.
Birim
Örnek Diyalog: هل يمكنك أن تعطيني واحد تفاحة، من فضلك؟
Türkçe: Bana bir elma verebilir misiniz, lütfen?
İki
Örnek Diyalog: هل يمكنك أن تعطيني اثنان من هذا الكتاب؟
Türkçe: Bu kitaptan bana iki tane verebilir misiniz?
Üç
Örnek Diyalog: اشتريت ثلاثة تفاحات من السوق اليوم.
Türkçe: Bugün pazardan üç elma satın aldım.
Dört
Örnek Diyalog: أعطيته أربعة تفاحات.
Türkçe: Ona dört elma verdim.
Beş
Örnek Diyalog: سوف أحتاج خمسة تفاحات لصنع الفطيرة اليوم.
Türkçe: Bugün turtayı yapmak için beş elma gerekecek.
Altı
Örnek Diyalog: أود حجز ستة مقاعد في المطعم للعشاء، من فضلك.
Türkçe: Lütfen restoranda akşam yemeği için altı kişilik bir rezervasyon yapmak istiyorum.
Yedi
Örnek Diyalog: انتظرت سبعة أيام حتى جاء الجواب.
Türkçe: Yedi gün bekledim ta ki cevap gelsin.
Sekiz
Örnek Diyalog: كان لدي ثمانية تفاحات ولكن أعطيت اثنتين لأخي.
Türkçe: Sekiz tane elma vardı, ama iki tanesini kardeşime verdim.
Dokuz
Örnek Diyalog: اشتريت تسعة تفاحات من السوق اليوم.
Türkçe: Bugün pazardan dokuz elma aldım.
On
Örnek Diyalog: لدينا عشرة تفاحات في السلة.
Türkçe: Sepetimizde on tane elma var.
On bir
Örnek Diyalog: إن عدد اللاعبين في فريق كرة القدم هو أحد عشر لاعبًا.
Türkçe: Bir futbol takımındaki oyuncu sayısı on bir oyuncudur.
On iki
Örnek Diyalog: لدينا اثنا عشر طالباً متفوقاً في الصف.
Türkçe: Sınıfımızda on iki başarılı öğrenci var.
On üç
Örnek Diyalog: لديك ثلاثة عشر تفاحة في هذا السلة.
Türkçe: Bu sepetin içinde on üç elma var.
On dört
Örnek Diyalog: انتهيت للتو من قراءة أربعة عشر كتاباً هذا الشهر.
Türkçe: Bu ay tam olarak on dört kitap okudum.
On beş
Örnek Diyalog: هل يمكنك أن تعطيني خمسة عشر دقيقة من وقتك لمناقشة هذا الموضوع؟
Türkçe: Bu konuyu tartışmak için bana on beş dakikanı verebilir misin?
On altı
Örnek Diyalog: عندما تلقيت نتائج الامتحان، كنت متفاجئاً لأنني حصلت على ستة عشر من عشرين.
Türkçe: Sınav sonuçlarını aldığımda, yirmi üzerinden on altı aldığım için şaşırmıştım.
On yedi
Örnek Diyalog: عندما فتحت الصندوق القديم، وجدت فيه سبعة عشر رسالة مختومة بالشمع الأحمر.
Türkçe: Eski sandığı açtığımda içinde kırmızı mumla mühürlü on yedi mektup buldum.
On sekiz
Örnek Diyalog: لقد احتفلت بعيد ميلادي الثمانية عشر في الحديقة مع أصدقائي.
Türkçe: On sekizinci doğum günümü arkadaşlarımla parkta kutladım.
Ondokuz
Örnek Diyalog: مرحبا، هل تعلم أن المكتبة تغلق الساعة تسعة عشر؟
Türkçe: Merhaba, kütüphanenin saat on dokuzda kapandığını biliyor musun?
Yirmi
Örnek Diyalog: بلغ عدد الطلاب المشاركين في الرحلة المدرسية عشرون طالبًا.
Türkçe: Okul gezisine katılan öğrenci sayısı yirmi öğrenci oldu.
Yirmi bir
Örnek Diyalog: لدينا واحد وعشرون طالبًا في الفصل الدراسي اليوم.
Türkçe: Sınıfımızda bugün yirmi bir öğrenci var.
Yirmi iki
Örnek Diyalog: سأحتفل بعيد ميلادي الاثنان وعشرون الشهر القادم.
Türkçe: Gelecek ayın yirmi ikisinde doğum günümü kutlayacağım.
Yirmi üç
Örnek Diyalog: تم الانتهاء من المشروع في ثلاثة وعشرون يومًا بالضبط.
Türkçe: Proje tam olarak yirmi üç günde tamamlandı.
Yirmi dört
Örnek Diyalog: سأذهب في رحلة لمدة أربعة وعشرون يومًا.
Türkçe: Yirmi dört günlük bir seyahate çıkacağım.
Yirmi beş
Örnek Diyalog: أخبرتني الجدة أنها عاشت في هذه القرية لمدة خمسة وعشرون عاماً.
Türkçe: Anneannem bana bu köyde yirmi beş yıl yaşadığını söyledi.
Yirmi altı
Örnek Diyalog: سوف يبدأ الحفل في تمام الساعة ستة وعشرون دقيقة.
Türkçe: Tören tam olarak yirmi altı dakika geçe başlayacak.
Yirmi yedi
Örnek Diyalog: قالت الأم لابنتها: سأحضر لك سبعة وعشرون تفاحة من السوق اليوم.
Türkçe: Anne kızına dedi ki: Bugün sana pazardan yirmi yedi elma getireceğim.
Yirmi sekiz
Örnek Diyalog: قال المعلم لطلابه إن عدد أيام شهر فبراير في السنة الكبيسة يكون ثمانية وعشرون يومًا.
Türkçe: Öğretmen öğrencilerine Şubat ayının artık yılda yirmi sekiz gün olduğunu söyledi.
Yirmi dokuz
Örnek Diyalog: إن عدد الأيام في فبراير خلال السنة الكبيسة يكون تسعة وعشرون يوماً.
Türkçe: Artık yılda Şubat ayının gün sayısı yirmi dokuz gündür.
Otuz
Örnek Diyalog: لدينا ثلاثون دقيقة فقط لإنهاء هذه المهمة.
Türkçe: Bu görevi bitirmek için sadece otuz dakikamız var.
Otuz bir
Örnek Diyalog: انتهى شهر مارس واليوم هو الأول من أبريل، وغدًا سنكون في يوم واحد وثلاثون.
Türkçe: Mart ayı sona erdi ve bugün 1 Nisan, yarın ise 31 Mart'ı olacağız.
Otuz iki
Örnek Diyalog: بعد إجراء العد، تبين أن في الصندوق اثنان وثلاثون تفاحة.
Türkçe: Sayım yapıldıktan sonra, kutuda otuz iki elma olduğu anlaşıldı.
Otuz üç.
Örnek Diyalog: عندما بدأت بعد المتسابقين في السباق، أدركت أن ثلاثة وثلاثون منهم قد تجاوزوا النقطة التي وصلت إليها.
Türkçe: Yarıştaki diğer yarışmacıları saymaya başladığımda, otuz üçünün benim ulaştığım noktayı geçtiğini fark ettim.
Otuz dört
Örnek Diyalog: لدينا أربعة وثلاثون طالبًا مسجلين في هذا الصف.
Türkçe: Bu sınıfta otuz dört kayıtlı öğrencimiz var.
Otuz beş
Örnek Diyalog: تتجاوز تكلفة الكتب التي اشتريتها خمسة وثلاثون دولارًا.
Türkçe: Satın aldığım kitapların maliyeti otuz beş doları aşıyor.
Otantuz üç
Örnek Diyalog: أخبرتني جدتي أنها قضت في تلك القرية ستة وثلاثون عامًا قبل أن تنتقل إلى المدينة.
Türkçe: Büyükannem bana, şehre taşınmadan önce şu köyde otuz altı yıl geçirdiğini söyledi.
Otuz yedi
Örnek Diyalog: عندما سألت عن عمره، أجاب بفخر: أنا في السبعة وثلاثون من عمري.
Türkçe: Yaşını sorduğumda gururla cevap verdi: Ben otuz yedi yaşındayım.
Seksen Üç
Örnek Diyalog: هل تعلم أن الطعام المفضل لدي يحتوي على ثمانية وثلاثون نوعًا مختلفًا من التوابل؟
Türkçe: Biliyor musun, en sevdiğim yemek otuz sekiz çeşit farklı baharat içeriyor?
Otuz dokuz
Örnek Diyalog: أخبرني البائع أن سعر القميص تسعة وثلاثون دينارًا.
Türkçe: Satıcı bana gömleğin fiyatının otuz dokuz dinar olduğunu söyledi.
Kırk
Örnek Diyalog: يبدو أن درجة الحرارة اليوم ستصل إلى أربعون درجة مئوية.
Türkçe: Bugün sıcaklığın kırk dereceye ulaşacağı görünüyor.
Kırk bir
Örnek Diyalog: سكن الرجل طوال حياته في منزل يحمل رقم واحد وأربعون بالحي القديم.
Türkçe: Adam, hayatı boyunca eski mahallede kırk bir numaralı evde yaşamıştır.
Kırk iki
Örnek Diyalog: أخبرني المدير أن عدد الموظفين في الشركة أصبح اثنان وأربعون بعد آخر تعيين.
Türkçe: Müdür bana şirketteki çalışan sayısının son atamadan sonra kırk ikiye ulaştığını söyledi.
Kırk üç
Örnek Diyalog: كان العدد الإجمالي للحضور في القاعة ثلاثة وأربعون شخصاً.
Türkçe: Salondaki toplam katılımcı sayısı kırk üç kişiydi.
Kırk dört
Örnek Diyalog: سجلت الشركة أرباحاً قدرها أربعة وأربعون مليون دولار هذا الربع.
Türkçe: Şirket bu çeyrekte kırk dört milyon dolar kar elde etti.
Kırk beş
Örnek Diyalog: تبلغ تكلفة الاشتراك في المجلة السنوي خمسة وأربعون دولارًا.
Türkçe: Yıllık dergi aboneliğinin maliyeti kırk beş dolar.
Kırk altı
Örnek Diyalog: أخبرت البائع أنني أرغب في شراء ستة وأربعون من المانجو الطازجة للحفلة.
Türkçe: Satıcıya partisi için kırk altı tane taze mango almak istediğimi söyledim.
Kırk yedi
Örnek Diyalog: عندما سألت كم عدد الكتب التي قرأتها هذا العام، أجبت بفخر: سبعة وأربعون.
Türkçe: Bu yıl kaç kitap okuduğumu sorduğunda, gururla cevapladım: Kırk yedi.
Kırk sekiz
Örnek Diyalog: سأصل بعد ثمانية وأربعون ساعة.
Türkçe: 48 saat sonra varacağım.
Kırk dokuz
Örnek Diyalog: عند العد من واحد إلى مئة، تأتي العبارة تسعة وأربعون بعد ثمانية وأربعون مباشرة.
Türkçe: Bir ile yüz arasında sayarken, kırk dokuz ifadesi kırk sekizin hemen ardından gelir.
Elli
Örnek Diyalog: أخبرني البائع أن تكلفة الكتاب خمسون جنيها.
Türkçe: Satıcı bana kitabın maliyetinin elli lira olduğunu söyledi.
Ellibir
Örnek Diyalog: حصل الفيلم على إيرادات تجاوزت واحد وخمسون مليون دولار في أول أسبوع من عرضه.
Türkçe: Film, gösteriminin ilk haftasında elli bir milyon doların üzerinde hasılat elde etti.
Elli iki
Örnek Diyalog: بلغ مجموع الطلاب في الفصل اثنان وخمسون طالبًا.
Türkçe: Sınıftaki toplam öğrenci sayısı elli iki oldu.
Elliyedi
Örnek Diyalog: أخبرني المعلم بأنني حصلت على ثلاثة وخمسون نقطة في الامتحان.
Türkçe: Öğretmenim bana sınavda elli üç puan aldığımı söyledi.
Kırk dört.
Örnek Diyalog: تقدم للمسابقة أربعة وخمسون متسابقًا.
Türkçe: Yarışmaya kırk dört yarışmacı katıldı.
Elli beş
Örnek Diyalog: لديّ خمسة وخمسون كتاباً في مكتبتي الخاصة.
Türkçe: Kendi özel kütüphanemde elli beş kitabım var.
Altmış beş
Örnek Diyalog: أخبرتني الجدة أنها تعيش في هذا البيت منذ ستة وخمسون عامًا.
Türkçe: Anneannem bana bu evde elli altı yıldır yaşadığını söyledi.
Elliyedi
Örnek Diyalog: هل تعلم أن النسر يستطيع العيش حتى سن سبعة وخمسون عامًا؟
Türkçe: Eagle'ın elli yedi yaşına kadar yaşayabildiğini biliyor muydun?
Seksen beş
Örnek Diyalog: تحتاج إلى جمع ثمانية وخمسون قطعة نقدية لشراء اللعبة.
Türkçe: Oyunu satın alabilmek için elli sekiz bozuk para toplaman gerekiyor.
Elli dokuz
Örnek Diyalog: سعر الكتاب تسعة وخمسون دولارًا.
Türkçe: Kitabın fiyatı elli dokuz dolar.
Direk
Örnek Diyalog: أظهر لي العمود الذي تحكي عنه، هل هو هذا الستون الفخم؟
Türkçe: Bana bahsettiğin sütunu göster, bu mu, bu görkemli sütun?
Yirmi bir
Örnek Diyalog: جدیدترین مدل گوشی هوشمند در ویترین دارای واحد وستون رنگ و ظرفیت مختلف بود.
Türkçe: Vitrindeki en yeni akıllı telefon modeli, farklı renk ve kapasite seçenekleriyle mevcuttu.
Seksen iki
Örnek Diyalog: لقد اشتريت اثنان وستون كتابًا لمكتبتي الجديدة.
Türkçe: Yeni kütüphanem için altmış iki kitap satın aldım.
Altmış üç
Örnek Diyalog: عمر جدي الآن ثلاثة وستون عاماً.
Türkçe: Dedemin yaşı şu anda altmış üç yaşında.
Altmış dört
Örnek Diyalog: عندما فتحت الجدة الصندوق القديم، وجدت فيه أربعة وستون رسالة من الماضي.
Türkçe: Nine açtığında eski sandığı, içinde geçmişten kırk dört mektup buldu.
Altmış beş
Örnek Diyalog: لدي جدتي خمسة وستون عامًا.
Türkçe: Büyükannemin yaşı atmış beş.
Altı yüz altmış altı
Örnek Diyalog: لدينا الآن ستة وستون نوعًا من الفاكهة في المتجر.
Türkçe: Şu anda mağazada altmış altı çeşit meyve bulunmaktadır.
Altmış yedi
Örnek Diyalog: في عيد ميلاد جدي الأخير، احتفلنا ببلوغه سن السبعة وستون عامًا.
Türkçe: Dedemin son doğum gününde, onun altmış yedi yaşına girdiğini kutladık.
Seksen sekiz
Örnek Diyalog: سيكتمل عمر جدي في الشهر القادم، سيبلغ ثمانية وستون عامًا.
Türkçe: Gelecek ay dedemin yaşı seksen sekize ulaşacak.
Altmış Dokuz
Örnek Diyalog: أصبح رصيد الحساب البنكي تسعة وستون دولاراً بعد العملية الأخيرة.
Türkçe: Hesaptaki bakiye son işlemden sonra altmış dokuz dolar oldu.
Yetmiş
Örnek Diyalog: لقد قرأت أن سكان المدينة قد تجاوز عددهم سبعون ألف نسمة هذا العام.
Türkçe: Bu yıl şehir nüfusunun yetmiş bin kişiyi geçtiğini okudum.
Yetmiş bir
Örnek Diyalog: أخبرني المحاسب أن الفاتورة النهائية هي واحد وسبعون دولارًا.
Türkçe: Muhasebeci bana nihai faturanın yetmiş bir dolar olduğunu söyledi.
Yetmiş iki
Örnek Diyalog: أخبرني البائع أن تكلفة الكتب الإجمالية اثنان وسبعون ديناراً.
Türkçe: Satıcı, kitapların toplam maliyetinin yetmiş iki dinar olduğunu söyledi.
Yetmiş üç
Örnek Diyalog: بلغ عدد الحضور في الاجتماع ثلاثة وسبعون شخصاً.
Türkçe: Toplantıya yetmiş üç kişi katıldı.
Yetmiş dört.
Örnek Diyalog: لدينا أربعة وسبعون طالبا في الفصل الدراسي.
Türkçe: Sınıfta yetmiş dört öğrencimiz var.
Yetmiş beş
Örnek Diyalog: أخبرتني الجدة أن عمرها الآن خمسة وسبعون عامًا.
Türkçe: Anneannem bana şu an yetmiş beş yaşında olduğunu söyledi.
Altmış yedi
Örnek Diyalog: اشتريت ستة وسبعون كتابًا لإثراء مكتبتي الشخصية.
Türkçe: Kişisel kütüphanemi zenginleştirmek için altmış yedi kitap satın aldım.
Yetmiş yedi
Örnek Diyalog: عدد الطلاب في القاعة سبعة وسبعون طالبًا.
Türkçe: Salondaki öğrenci sayısı yetmiş yedi öğrencidir.
Yetmiş sekiz
Örnek Diyalog: أخبرني البائع أن سعر القميص ثمانية وسبعون ريالاً.
Türkçe: Satıcı bana gömleğin fiyatının yetmiş sekiz riyal olduğunu söyledi.
Yetmiş dokuz
Örnek Diyalog: حصلت على تسعة وسبعون نقطة في الاختبار.
Türkçe: Sınavda yetmiş dokuz puan aldım.
Seksen
Örnek Diyalog: أخبرني جدي أنه ولد في العام ألف و تسعمائة و ثمانون.
Türkçe: Dedem bana 1980 yılında doğduğunu söyledi.
Seksen bir
Örnek Diyalog: عمر جدي الآن واحد وثمانون عامًا.
Türkçe: Dedemin yaşı şimdi seksen bir yaşında.
Seksen İki
Örnek Diyalog: حصلت على اثنان وثمانون نقطة في الاختبار.
Türkçe: Testte seksen iki puan aldım.
Seksen üç
Örnek Diyalog: حصلت على ثلاثة وثمانون نقطة في الاختبار.
Türkçe: Sınavda seksen üç puan aldım.
Seksen dört
Örnek Diyalog: بلغ عدد الحاضرين في الاجتماع أربعة وثمانون شخصًا.
Türkçe: Toplantıda dört yüz seksen dört kişi bulunuyordu.
Seksen beş
Örnek Diyalog: اشتريت الكتاب بسعر خمسة وثمانون دينارًا.
Türkçe: Kitabı seksen beş dinara satın aldım.
Seksen altı
Örnek Diyalog: لقد اشتريت ستة وثمانون كتاباً لمكتبة المدرسة الجديدة.
Türkçe: Yeni okul kütüphanesi için seksen altı kitap satın aldım.
Yetmiş yedi
Örnek Diyalog: حصلت على سبعة وثمانون نقطة في الامتحان.
Türkçe: Sınavda seksen yedi puan aldım.
Seksen sekiz
Örnek Diyalog: عندما سألت عن عمر جدتي، أجابت والدتي بفخر: ثمانية وثمانون عامًا وما زالت تتمتع بصحة جيدة.
Türkçe: Anneme büyükannemin yaşını sorduğumda, annem gururla cevap verdi: Seksen sekiz yaşında ve hala sağlığı yerinde.
Doksan dokuz
Örnek Diyalog: كان في الصندوق تسعة وثمانون قطعة ذهبية عندما فتحته.
Türkçe: Sandığı açtığımda içinde seksen dokuz altın parça vardı.
Doksan
Örnek Diyalog: اشتريت تسعون تفاحة للمدرسة.
Türkçe: Okula doksan elma aldım.
Doksan bir
Örnek Diyalog: لدي في حسابي واحد وتسعون دولارًا فقط الآن.
Türkçe: Hesabımda şu anda sadece doksan bir dolar var.
İki ve doksan
Örnek Diyalog: هل تعلم أن عدد الكتب التي قرأتها هذا العام هو اثنان وتسعون كتابًا؟
Türkçe: Bu yıl okuduğum kitap sayısının doksan iki olduğunu biliyor muydun?
Doksan üç
Örnek Diyalog: كان عدد الحضور في القاعة ثلاثة وتسعون شخصاً.
Türkçe: Salondaki katılımcı sayısı doksan üç kişiydi.
Doksan dört
Örnek Diyalog: أخبرتني العجوز أن عمرها أربعة وتسعون عامًا.
Türkçe: Yaşlı kadın bana yaşının doksan dört olduğunu söyledi.
Doksan beş
Örnek Diyalog: عدد الطلاب المشاركين في المسابقة يبلغ خمسة وتسعون طالبًا.
Türkçe: Yarışmaya katılan öğrenci sayısı doksan beş öğrencidir.
Doksan altı
Örnek Diyalog: عدد الكتب في المكتبة يبلغ ستة وتسعون كتابًا.
Türkçe: Kütüphanedeki kitap sayısı doksan altı adettir.
Doksan yedi
Örnek Diyalog: سألني عن عدد الكتب التي قرأتها هذا العام، فأجبته: أنا قرأت سبعة وتسعون كتابًا حتى الآن.
Türkçe: Bu yıl kaç kitap okuduğumu sordu, cevap verdim: Şu ana kadar doksan yedi kitap okudum.
Seksen sekiz
Örnek Diyalog: لدي في حسابي البنكي ثمانية وتسعون دولارا فقط.
Türkçe: Banka hesabımda sadece doksan sekiz dolar var.
Yüz
Örnek Diyalog: تكلفة الكتاب خمسون ريالاً، وإذا أردت شراء مائتي نسخة سأعطيك خصمًا كبيرًا.
Türkçe: Kitabın fiyatı elli riyaldır ve eğer iki yüz kopya almak istersen sana büyük bir indirim yapacağım.
11'den 99'a kadar sayılarda, sayı ve isim arasında cinsiyet uyumu olmaz.
100 ve sonrası için, sayı tek bir kelimeyle ifade edilir: مئة (mi'a) - Yüz, ألف (alf) - Bin.
Örnekler:
Yirmi kitap: عشرون كتاباً (‘Ishrūn kitāban)
Yüz öğrenci: مئة طالب (Mi'a ṭālib)
Arapça Sayılarla Zenginleştirilmiş Senaryolar
Alışverişte İşinize Yarayacak İfadeler
Alışveriş yaparken bu ifadeleri kullanabilirsiniz:
"Beş kilo pirinç istiyorum."
أريد خمسة كيلو من الأرز. (Erîdu ḫamsa kîlo min el-’urz.)
"Bu elbisenin fiyatı ne kadar?"
كم سعر هذا الفستان؟ (Kem se‘ru hādhā el-fustān?)
Randevu Alırken Kullanılacak İfadeler
Randevu almak için şu ifadeler faydalı olabilir:
"Doktordan yarın saat on için randevu alabilir miyim?"
هل يمكنني الحصول على موعد مع الطبيب غداً الساعة العاشرة؟ (Hel yümkinunî el-ḥuşūlu ‘alā mew‘id ma‘a eṭ-ṭabīb ġadan es-sā‘a el-‘āşira?)
Arapça sayıları öğrenmek, dilin zenginliğini ve günlük hayattaki pratik kullanımını keşfetmek için harika bir yoldur. Alışverişten randevu almaya kadar birçok alanda bu bilgiler işinize yarayacak. Unutmayın, dil öğrenmek sabır ve pratik gerektirir, ancak sonucu kesinlikle değerlidir.
Arapça'da Sayıların Cinsiyete Göre Telaffuz Farklılıkları
Arapça, incelikli kurallara sahip bir dildir. Sayılar konusunda, bu incelik cinsiyet uyuşmasında kendini gösterir. Örneğin, bir nesnenin sayısını belirtirken cinsiyete göre telaffuz değişiklikleri yapılır.
Tekil ve Çift Sayılar
Arapçada tekil isimler genellikle cinsiyle uyumlu bir sayı ile ifade edilir.
- Eril tekil için 'vedid' (bir) kullanılır.
- Dişil tekil ise 'vedideh' ile ifade edilir.
Çift sayıda ise durum farklıdır. Çift için cinsiyet ayrımı yapılmadan 'isnayn' (iki) formu kullanılır.
3'ten 10'a Kadar Sayılar
3 ile 10 arasındaki sayılar, ilginç bir şekilde terstir.
- Eril nesneler için dişil sayı biçimini alır.
- Dişil nesneler için ise eril sayı biçimini tercih ederiz.
Bu durum Arapçanın ele alışılmamış ve karmaşık bir özelliğidir.
11 ve 12
On bir (11) ve on iki (12) sayıları, diğer sayılardan farklı olarak ismin cinsiyetine göre değişiklik gösterir.
- Eril için 'ihda ashara' ve 'ithna ashara' kullanılır.
- Dişil içinse 'ihda ashara' ve 'ithnata ashara' biçimlerine başvurulur.
13'ten 19'a Kadar Sayılar
Bu sayı aralığında sayı ve isim arasında tam uyum vardır.
- Eril isimler eril sayılarla,
- Dişil isimler ise dişil sayılarla gösterilir.
Özellikle bu seride sayı-nesne uyumu net bir biçimde korunur.
Onlar Basamağı ve Yüzler
Onlar basamağı (20, 30, 40, vs.) ve yüzler (100, 200, 300, vs.) ise cinsiyet ayrımı gözetmeksizin sabit telaffuz edilir.
- Her iki cinsiyet için de değişmeyen formülasyonlar mevcuttur.
Toplamda
Arapça'daki sayıların cinsiyete göre farklılıkları, dilin zenginliğini ve karmaşıklığını gösterir. Bu kurallar, öğreniciler için zorlayıcı olabilse de, Arapça'nın kullanımını daha da özelleştirir ve renklendirir. Sayıların bu özgün kullanımı, dilin asırlık dilbilgisi geleneğinin bir parçasıdır ve hala günlük dilde ve edebiyatta kullanılmaktadır.
Arapça'da alışveriş yaparken sayılar ve miktar ifadeleri önemlidir. Tutarlı ve anlaşılır iletişim için bu kalıpların doğru bir şekilde kullanılması gerekir.
Sayılar ve Sıralama
Arapça rakamlar 1'den 10'a kadar olan temel sayıları içerir. Alışveriş sırasında sayılar teker teker ya da birleşik halleriyle ifade edilebilir. İşte Arap rakamları:
- واحد (1) واحدة
- اثنان (2) اثنتان
- ثلاثة (3)
- أربعة (4)
- خمسة (5)
- ستة (6)
- سبعة (7)
- ثمانية (8)
- تسعة (9)
- عشرة (10)
Miktar belirtirken, sayıdan sonra mal veya hizmetin adı gelir.
Örnek
- ثلاثة كيلو تفاح: Üç kilo elma
- خمس قطع جبن: Beş parça peynir
Birleşik Sayılar ve Miktarlar
11'den 99'a kadar sayılar birleşik sayılarla ifade edilir. İki basamaklı sayılar önce birlik sonra onluk olarak dile getirilir.
Örnekler
- واحد وعشرون (21): Yirmi bir
- ثلاثة وثلاثون (33): Otuz üç
Miktar belirtirken, sayıdan sonra kullanılacak ölçü birimi gelir.
- عشرون لتر ماء: Yirmi litre su
- ثمان وعشرون غرام ذهب: Yirmi sekiz gram altın
Kesirler ve Yüzdeler
Kesirler genellikle "بالمئة" (yüzde) kelimesiyle ifade edilir.
- خمسون بالمئة (50%): Yüzde elli
- سبعون بالمئة (70%): Yüzde yetmiş
Alışverişte kesirleri anlamak, fiyatları ve indirimleri doğru hesaplamak için önemlidir.
Öğrenilen bu temel kalıplarla, alışveriş sırasında Arapça'daki sayı ve miktar ifadelerini rahatlıkla kullanabilirsiniz. Eğitim ve pratiğinizi devam ettirerek, bu dilde alışveriş becerilerinizi geliştirmeye çalışın.
Arapça'da Sayıların Kullanımına Genel Bakış
Arapça, tarih boyunca bilim, ticaret ve edebiyatta önemli rol oynamıştır. Sayıların kullanımı, hem dilbilgisi hem de semantik açıdan dikkat gerektirir. Özellikle, randevu ve zaman belirleme durumlarında doğruluk kritik önem taşır. İşte Arapça sayı kullanımının temel yönleri.
Sayıların Cinsiyeti
Arapçada sayılar, isimler gibi cinsiyete tabidir. "Bir" (واحد) ve "iki" (اثنان) eril ve dişil formlara sahiptir. Üçten ona kadar olan sayılar, saydıkları nesnenin zıt cinsiyetinde olmalıdır.
Örneğin:
- Üç kitap (eril) için "ثلاثة كتب".
- Üç kadın (dişil) için "ثلاث نساء".
Sayıların Mukavemeti
Arapçada "11" ile "99" arasındaki sayılar, mukavemet denilen bir yapı kullanarak ifade edilir. Bu durumda, sayılar ve saydıkları isim arasında uyum olmalıdır.
Örneğin:
- On dört öğrenci (eril) için "أربعة عشر طالبًا".
- On dört kız öğrenci (dişil) için "أربع عشرة طالبة".
Yüz ve Bin Rakamları
"Yüz" (مائة) ve "bin" (ألف) kelimeleri sabittir ve cinsiyet değiştirmez. Ancak, bu kelimelerle kullanılan diğer sayılar cinsiyet kurallarına uymalıdır.
Örneğin:
- İki yüz adam (eril) için "مائتان رجل".
- Beş yüz kadın (dişil) için "خمسمائة امرأة".
Randevu ve Zaman Belirtirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Randevu ve zaman belirtme esnasında, saat ve dakika birimleri için Arap sayılarının doğru şekilde kullanımı önemlidir. Arapçada saatler "ساعة" kelimesiyle, dakikalar ise "دقيقة" kelimesiyle ifade edilir ve bu kelimeler sayılarla uyumlu olmalıdır.
Örneğin:
- Saat üç için "الساعة الثالثة".
- Yirmi dakika için "عشرون دقيقة".
100'den Sonra
Yüzden sonra gelen sayılar birleştirilerek yazılır. Burada, yüz ve bin rakamları daha önce bahsedilen sabitlik kuralını korur.
Örneğin:
- Bir yüz otuz iki için "مائة وثلاثة وثلاثون".
- İki bin on dokuz için "ألفان وتسعة عشر".
Sonuç olarak, Arapçada randevu ve zaman belirlerken sayıların doğru kullanımı, iletişimin netliği için hayati bir rol oynar. Cinsiyet, mukavemet ve sayıların birleşimi gibi kurallar ciddiyetle ele alınmalıdır. Bu, Arapça konuşulan ülkelerde sosyal ve profesyonel ilişkilerin sağlıklı yürütülmesini destekler.
sürpriz Arapça sayılar alışveriş randevu dil öğrenmek günlük hayat kültürlerarası iletişim grammer yapısı cinsiyet uyumu
Ahmed Al-Mansoori
Arapça Öğretmeni
Merhaba, ben Yusuf Ahmed. Arapça öğretmeniyim ve Arapça dilinin zengin kültürel mirasını ve güzelliklerini öğrencilere aktarmak için buradayım. Arapça dilini öğrenmek sadece yeni bir dil öğrenmek değil, aynı zamanda Orta Doğu'nun derin tarihini ve kültürünü keşfetmek anlamına gelir.
Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.